|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
Anket Sonucu: Avukata saldıran sanığı bir başka avukatın savunması bence | |||
Doğrudur | 1201 | 69,95% | |
Yanlıştır. | 516 | 30,05% | |
Oy Verenler: 1717. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 266) | |||
|
12-08-2009, 15:06 | #1 |
|
avukata saldıran sanığı bir başka avukatın savunması
Sevgili dostlar : Saldırıya uğradığını iddia eden bir meslektaşımızın iddialarını incelemek için yapılan karakol sorgusu ve savcılık aşamalarında : sanığın savunmanı olarak yer almak suçmudur ?
Bu avukatlık mesleği ile bağdaşmayan bir durummudur ? Sanığın sorgusunda bulunmak için için barodan izin almak gerekir mi ? veya baroya haber vermek gerekir mi ? Yardımlarınız için teşekkür ederim (Site Yönetiminin Notu: Konu içindeki anket sonradan site yönetimi tarafından eklenmiştir.) |
12-08-2009, 15:56 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Sorun yaratacağını düşünmüyorum. Fakat çok da etik bir durum olduğunu da düşünmüyorum. |
12-08-2009, 16:02 | #3 |
|
Avukatlık Kuralları madde 27/2
" Bir avukat başka bir avukata karşı asıl yada vekil sıfatıyla takip edeceği davayı, icra takibini ve yapacağı şikayeti işlem tarihinden önce kendi Barosuna yazı ile bildirir. (Aynı iş için bir kez bildirim yeterlidir.)" Saygılar |
12-08-2009, 17:20 | #4 |
|
...ve siz müştekinin avukat olduğunu ancak kollukta dosyayı inceleme olanağı bulduğunuzda anlayacağınız için; örneğin akşam 19:00 gibi girdiğiniz karakoldan "benim işlem tarihinden önce baroya yazılı bilgi vermem gerek" diyerek sorguya katılmadan ayrılacak; ertesi sabah da baroya yazılı bildirimde bulunduktan sonra tekrar karakola gideceksiniz. "İşlem tarihinden önce" hükmünü daha geniş yorumlayıp, "ertesi gün baroya yazılı bilgi verip bir gün sonra sorguya katılmalısınız" şeklinde zorlamak da mümkündür.
|
12-08-2009, 17:44 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Aynen tanımladığınız durumdur. |
12-08-2009, 17:49 | #6 |
|
ARKADAŞLAR TEŞEKKÜR EDERİM ANCAK ;
Avukatlık Meslek Kuralları 27/2 ''Bir avukat başka bir avukata karşı asil ya da vekil sıfatıyla takip edeceği davayı kendi Barosuna bir yazı ile bildirir. (*) '' ACİLEN GİRİLEN BİR SORGU BU KAPSAMDA DEĞERLENDİRİLEBİLİR Mİ? 27/2 TAKİP EDİLECEK DAVADAN BAHSEDİYOR |
12-08-2009, 18:37 | #7 |
|
Sorgu için, baroya bildirim yapıp daha sonra sorguya katılmak madde 27/2 nin lafzi anlamına ( her ne kadar madde de sorgudan bahsetmemekte ise de maddenin geniş yorumlanması gerektiğini düşünüyorum ) uygun düşse de, hayatın olağan akışına ve adli sisteme uygun düşmemektedir. Bence önce sorguya girip, daha sonra en kısa ve uygun anda baroya bildirim yapmak gerekir.
Saygılar |
12-08-2009, 21:52 | #8 |
|
Avukata saldırana savunma hizmeti verilmemelidir!
[quote=avukat esra][b]
Sevgili Esra, 1)Saldırıya uğradığını iddia eden bir avukata saldırdığı ileri sürülen şüpheli yada sanık yanında müdafiilik yapmak suç değildir.Ancak ben böyle bir durumda müdafiilik yapmam.Yapan avukat arkadaşıma da iyi gözle bakmam.Ona selam vermem. 2)Eğer bir avukata yapılan saldırganın yanında müdafiilik yapıyorsan sana da selam vermem. 3)Şimdi bazı meslektaşlarım "kutsal savunma hakkı"ndan dem vuracaklar,biliyorum.Bana göre avukata saldırana, savunma hizmeti verilmemelidir.Çünkü bir avukata yapılan saldırının acısı diğer tüm avukatlar tarafından da hissedilmektedir.Avukatlar bir bütün olmak zorundadır.Savunma herkes için yapılmalı ,kutsal savunma hakkı hakkı herkes için olmalı(istisnasıavukata saldırı suçları hariç. Bir ağaca baltayla saldır.Sonra ormanın içinden bir ağacın gölgesinden yararlanma hakkı talep et.Bu mantıklı değil.Ağaca balta sallayanın ormanın nimetlerinden yararlanma hakkı yoktur.Ağaca balta sallayana gölge eden ağacıda orman dışlamalıdır.Bu ağaç kendi bireysel ve üç kuruşluk kişisel menfaati için ormana saldıranın yanında yer almakla ormana nankörlük etmektedir.Ağaca saldırana gölge eden menfaatçi ağaç ile avukata saldırana savunma hizmeti veren avukat aynı konumdadır. 4)Sevgili Esra sen de avukata saldırana savunma hizmeti veriyorsan seni de selam vermediklerim listesine kaydederim.İnşallah avukatın karşısında değilsindir. Selam ve sevgiyle kal. |
12-08-2009, 22:15 | #9 |
|
Sayın duyurucu1'e ben de katılıyorum. Sonuçta meslektaşımıza saldıran kişinin avukatlık hizmetini haketmediğini düşünüyorum Saldırı öyle tahmin ediyorum ki; haciz esnasında olmuştur. Meslektaşımızın görevini yaptırmamaktır amaç! Bu durumda o şahıs için de avukatlık görevinin ifası meslektaşımıza hasızlık olur. Zorunlu müdafilik değilse ki; umarım değildir, ben de bu durumda vekalet almam; o şahsı savunmam! Sonuçta aynı durumla hepimiz karşılaşabiliriz. Kendi açımdan düşünürsem, bana saldıran birini meslektaşımın savunması hiç hoşuma gitmezdi. Etiğe de aykırı bulurdum.
Bildirim konusuna gelince; maddenin amacı meslektaşlar arası dayanışmayı, etiği ortaya koymak olduğuna göre ilkenin sorgu çin de geçerli olduğunu düşünüyorum. Sizin de önce ilgili baroya bildirim yapmanız; daha sonra sorguya girmeniz gerekmektedir. Benim "meslektaşlık" yanım da baronun soruşturmanın ilk aşamasından itibaren konuyu bilmesi gerektiğini söylüyor. Baronun meslektaşımızın yanında olduğu sorgu aşamasında da ortaya konabilmelidir. Bunlar sadece şahsi düşüncelerim; sayın avukat esra savunmak konusunda salt görev bilinci ile serbesttir. Hiçbirimiz "savun!" yada "savunma!" diyemeyiz. Ancak sayın avukat esra bu sitenin de mesleki dayanışmanın en güzel örneği olduğunu unutmaması dileğiyle... Saygılar! |
12-08-2009, 22:39 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
1- Sorgu, dava değildir. 2- Kime aitti şu söz: "Yargılama adil olmasının yanı sıra, adil görünmelidir de". Bu nedenle avukata saldıranın da yargılama sırasında bir avukatı olmalıdır. 3- Avukata karşı dava takip edilmesi yadırganır, ben de yadırgarım ama bu avukata "selam vermem", "nankör", "menfaatçi" gibi hukuk dışı, hatta meslek kurallarına aykırı (bakınız madde 3,4,5,6,26 ve 27) sözler kullanılmasını daha çok yadırgarım. 4- Barodan izin alınması sözkonusu değildir, bilgi verilmesi gerekir. Ancak bu zorunluluk soruşturma işlemlerini kapsayacak şekilde yorumlanamaz. |
12-08-2009, 22:48 | #11 |
|
Merhaba,ben çoğunluğun görüşüne katılıyorum.Her ne kadar herkesin savunulmaya hakkı olsa da bir meslekdaşımıza yapılan saldırının failinin avukatlığını yapmak etik gelmiyor bana.Adli mekanizmanın diğer meslek grupları içindeki(katip,hakim vs)dayanışmayı düşündüğümde de böyle bir görev almayı şık bulmuyorum.Bu konuda geniş düşünmeyelim lütfen,meslek elden gidiyor,durum bu kadar da vahim.
|
13-08-2009, 01:07 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Mesleğin elden gitmesinin nedeni, avukata saldırdığı iddia edilen, hadi önyargılı olalım, avukata saldıran kişinin bir avukatın hukuksal yardımından yararlanması mı? |
13-08-2009, 01:21 | #13 |
|
Zanlı;Suç işlediğinden kuşku duyulan kişi...
Sanık;Hakkında suç isnadı yapılan ve soruşturma açılan, suçu sabit olmamış,henüz yargılama aşamasındaki kişi.. İster zanlı olsun ister sanık;herkesin savunulmaya hakkı olması ceza hukukunda öğrendiğimiz ilk kurallardan biri.Nasıl ki hipokrat yemini etmiş bir doktor, daha önce farz-ı mahal bir doktoru yaraladığı sabit olan ve bu konuda ceza almış bir hastasını tedavi etmekten kaçınamazsa bir avukat da benzeri bir durumda olan sanığa savunma anlamında yardımcı olmalıdır.Duygusallık ile hukuk temel prensiblerini karıştırmamamak gerektiğini düşünüyorum.Hele ki mesleğini uygulayan bir meslektaşımıza selam vermemek, ilişkiyi kesmek gibi olumsuz yaklaşımları meslek prensibleriyle bağdaştıramıyorum.Hukukçulara yönelen saldırılara karşı çıkmanın yolu meslektaşlarımıza tavır almakla değil, rasyonel düşünceler üreterek etkin dayanışma ve bu uğurda kaydedilen çabalarla aşılabilir ancak.. |
13-08-2009, 09:28 | #14 |
|
Hukukun genel prensiplerini özümşemiz her meslektaşımızın bildiği gibi savunma hakkı kutsaldır.Siz istediğiniz kadar bu kutsallığı basit yorumlayabilirsiniz.Fakat sizin yorumunuz sizi bağlayacaktır zira savunma gerçekten de kutsaldır ve ben bu kutsallığa inananlardanım.Ne olursa olsun her sanık savunulmalıdır diyorum. Sanık suçlu bulunup mahkum edildiği zaman zaten ortada savunma da kalmıyor haliyle suçluyu değil biz avukatlar sanığı savunuyoruz.Zira suçluya bile hukukun verdiği ceza ile sınırlı kalınmalı onun ötesine geçip biz ceza vermeye yetkisi olmayan hukukçular da ceza vermemeliyiz.Aksi halde hukukun genel prensiplerini kendimiz çiğnemiş oluruz.Ben sayın meslektaşım av. esranın varsa böyle bir durumu savunmasını yapması gerektiğine aksi halde hukukçuluğa dolayısıyla avukatlık mesleğine zede vereceğine inanıyorum.
Saygılarımla... |
13-08-2009, 09:28 | #15 |
|
Sayın meslektaşlarım,bir meslektaşımıza karşı yapılan fiili saldırı karşısında zanlının vekalete dayalı müdafiliğini kabul etmemek konusunda hakim düşünceye katılıyorum,sonuçta vekalet ilişkisi gönüllülük esasına dayanır,işi kabul zorunluluğumuz yok ancak zanlı mutlak surette "müdafi isterim" diye tutturursa ve baro tarafından bir meslektaş müdafi atanırsa o meslektaşımızı kınamaya hakkımız olamaz diye düşünüyorum.Diğer yandan,AİHM'de Fransa'nın mahkum edildiği bir dava var;vatandaş bir avukat hakkında davacı oluyor,hiçbir avukat işi üstlenmiyor. Paris Barosu'na müracaat ediyor,baro görevlendirmesini de kabullenen olmayınca adam "adil yargınma hakkının ihlal edildiği gerekçesi"yle AİHM'e gidiyor ve ülkesini mahkum ettiriyor.
|
13-08-2009, 09:43 | #16 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Neşe hanım, Katilin, sapığın, hırsızın, arsızın hülasa herkesin savunma hakkı vardır. Ve bu hak kutsaldır diyenler, öncelikle biz hukukçularız. Avukatın taraf olmaması kuralı temelinde olaya yaklaşırsak, avukata saldıran bir şüphelinin veya sanığın da bir başka avukat tarafından savunulmasına normal bakarız. Bu itibarla, tam aksine bir avukatın, her hangi bir nedenle (özellikle de bir başka avukata saldırdı diyerek) bir şüpheliyi veya sanığı savunmaktan kaçınması, onu savunma hakkından yoksun bırakması kanaatimce etik değildir. (Tabi ki bu açıklamalarım zorunlu müdafilik temelinde değerlendirilmelidir.) |
13-08-2009, 10:46 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Duyurucu1, Bu Ormanda Orman Hukuku mu geçerlidir? |
13-08-2009, 10:53 | #18 |
|
Meslek içi dayanışma < Mesleğin Varlık sebebi
|
13-08-2009, 10:58 | #19 |
|
"Savunma hakkı kutsaldır!" Bu konuda öyle sanıyorum ki; hepimiz aynı düşüncedeyiz. Ancak savunmanın bir meslektaşa karşı yapılması da savunmanın kutsallığını hiç mi etkilemiyor? Kaldı ki; sayın meslektaşımız şahsı savunup savunmamakta ne kadar serbestse konuya karşı eleştirilerini -eleştiri sınırları dahilinde- dile getiren de o kadar serbesttir.
|
13-08-2009, 11:01 | #20 |
|
Bir hukuk devletinde her ne sebeple olursa olsun "bir takım şüpheli ve sanıkları" savunma hakkından yoksun kılmaya yönelik kamuoyu yaratma çabalarını ben açıkçası hayretle karşılıyorum.
|
13-08-2009, 11:09 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu kuramı Anayasa md.38/4 şu şekilde açıklamıştır :"suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz." Suçsuzluk karinesi veya Masumiyet karinesi. Suçlu olduğundan şüphelenilen birey bu durumda suçsuzluğunu kanıtlamak zorunda değildir, karşı taraf onun suçlu olduğunu kanıtlamakla yükümlüdür. |
13-08-2009, 11:10 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
|
13-08-2009, 12:01 | #23 |
|
Avukata saldıran birini asla savunmam...Soru 1) Avukata niçin saldırmış? Soru 2) Karşı bir saldırı var mı? Soru 3) Ağır tahrik durumu var mı? Soru 4) Bunları öğrenebilmem için soruşturma aşamasına dahil olmam gerekmez mi? Soru 5)Sadece avukata saldırılmış olması, saldıranın -haklı olabilecek !- gerekçelerini savunulmasını engeller mi? Soru 5) Avukatın görevi sanığı suçsuz çıkarmak değil, ilgili Yasa ve Usul Kurallarına uygun biçimde adil yargılanmasını sağlamak değil midir?
|
13-08-2009, 12:09 | #24 |
|
Avukat duygularını çantasında değil, göğüs cebinde taşımalı. Avukatın çantasında meslek kuralları ve mevzuattan başka bir şey olmamalı. Somut olayda "meslektaş dayanışması" söz konusu olamaz. Meslek kuralları ve mevzuat buna izin vermemektedir. Meslek, avukatın işi beğenmemesi hali ayrık olmak üzere, herkesi savunmayı gerektirir. Başka bir avukata yapılan saldırıda sanığı savunmamak "avukatı sanık ile aynı gören" yanlış görüşü güçlendirir. Somut olayda sanığı savunmasız bırakmak ancak intikam kavramı ile tanımlanabilir. Hukukta ise intikama yer verilmemekte sadece yaptırıma yer verilmektedir. Avukata yapılan saldırının yaptırımı sanığın savunmasız bırakılması değildir. Hukuk varken intikam olmaz. İntikam etik olmaz. |
13-08-2009, 12:10 | #25 |
|
sevgili meslektşlarım
Bu konuyu tartışırken lütfen sanık - suçlu ayrımını gözeterek yapın sanık hangi suç ile atfedilirse edilsin savunulmalıdır.Bizler hukukçu olarak sanıkları savunuruz. Onlara cezayı "biz sizi savunmuyoruz"diye biz kesemeyiz. bunu yaparsak hukukun terazisini kaçırmış oluruz. |
13-08-2009, 12:19 | #26 |
|
Türkiye Barolar Birliği 11/06/2009 Tarihli Basın Açıklamasuı
Türkiye Barolar Birliği internet sitesinde yayınlanan 11/06/2009 tarihli basın açıklamasından bir bölüm:
"Değerli kardeşimiz Av. Özcan AKÇİÇEK ile birlikte meslektaşlarımızın uğradığı saldırı sayısı son on yıl içinde 252 oldu ve bu saldırılarda maalesef 16 meslektaşımız da yaşamını yitirdi. Bu vahim tablo, tüm yargı mensupları, güvenlik görevlileri, tüm yöneticiler ve hepimiz için düşündürücü olmalıdır." |
13-08-2009, 12:28 | #27 |
|
Bu forumu okurken bir de aklıma "yargısız infaz" söylemi geldi.Sahi hukukumuza göre neydi yargısız infaz!:
İnfaz kelimesi hukuken, yargılama sonucu verilen bir hükmün yine o hukuk düzenin yasal mevzuatı gereği görev verilmiş yetkilileri tarafından icra edilmesini tarif eder. İnfazın hukuk sözlüklerindeki karşılığına düşen anlamlar; yargı kararını yerine getirme, yürütme, uygulama, gereğini yapma, icra etmedir. Faili kim olursa olsun işlediği suçlar için kullandığımız “yargısız infaz” kelimesine bu bakımdan mevhumu muhalifinden bakacak olursak eğer bu infaz eylemi aleniyet kazandırılarak verilmiş adil bir yargı sürecinden geçirilerek hükme bağlanmış olsa ve bu hükme dayanarak o infaz gerçekleştirilse bu durumda yargısız infaz olmaz.Aksi durumda ise yargısız infaz kaçınılmaz olur. |
13-08-2009, 12:33 | #28 |
|
Merhabalar;
İlk mesajı okuduğumda cevap olarak "Savunulmalı/savunulmamalı" temelinde bir mesaj yazacaktım ama tartışmanın o minvale (en azından benim mesajımla) kaymamasını istemiştim. Ancak görülüyor ki tartışma bu noktaya gelmiş, o halde ben de kendimce düşüncelerimi ifade edeyim: Bu konuda hep bir ikilem yaşamışımdır. Her iki fikir de aklıma yatmakta ama başıma böyle bir şey gelse ne karar vereceğimi kestirememekteyim. "Bir meslektaşıma, mesleğini icra ederken saldıran birinin avukatlığı (ben zorunlu-gönüllü ayrımı yapmıyorum) yapar mıydım?" sorusuuna bir yanım "Yapmazdım, yapmamalıyım!" diyor (Sayın Duyurucu1'e katılan yanım . Bir yanım da "Hani savunma hakkı kutsaldı ve bunu toplumda ilk savunacaklar da avukatlardı, ne oldu, neden böyle ikilemde kalıyorsun, yapacaksın tabi!" diyor (bu da Sayın Konyalı'ya katılan yanım). Elbette savunma hakkı kutsaldır ama ne bileyim işte, ben meslektaşıma saldıran birisini savunmak fikrini bir türlü benimseyemiyorum. Sanırım yapmazdım... Düşünüyorum da geçen yıl çalıştığım büroda daha önce çalışmış olan ve bir gayrimenkul ihalesinde kurşunlanan meslektaşımı öldüren kişilerin ("kişi" demek bile zor geliyor da neyse) savunmasını yapan meslektaşlarım olduğunu duyunca içim kalkmıştı. "Sanırım" değil, yapmazdım! Saygılarımla... |
13-08-2009, 12:54 | #29 | |||||||||||||||||||||||
|
|
13-08-2009, 13:13 | #30 | |||||||||||||||||||||||
|
Tartışmamız savunma yapıp yapmamakta değil, "yapılabilir mi-yapılamaz mı" noktasında. Aslında bu tartışma "avukatların işi kabul etmeme özgürlüğü" nedeniyle pratikte gereksiz kalıyor. Avukatın en güçlü kalkanı işi kabul etmeme özgürlüğüdür. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Avukatın başka bir avukatla ücret sözleşmesi yapması... | sailor1981 | Meslektaşların Soruları | 3 | 09-09-2014 20:13 |
Avukatın savunma dilekçesinde başka bir avukata yalancı demesi | sailor1981 | Meslektaşların Soruları | 45 | 16-03-2012 10:50 |
ilamın icrasında başka avukata vekalet verilmesi | Aybüke Kağan | Meslektaşların Soruları | 10 | 28-08-2009 23:46 |
Avukatın avukata verdiği sözlü yetki | Avukat Canip Kazan | Meslektaşların Soruları | 2 | 19-06-2007 16:05 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |