|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
28-05-2012, 11:31 | #1 |
|
boşta geçen süre için 4 maaş alacağı
İşe iade davasının kabülü ile verilen 4+4 kararı yargıtay kararı onanmış, ancak işveren ödeme yapmamak için, işe iade başvurumuz sonrasında, aradan 2 yıl geçmiş olmasına rağmen işçiye gel işe başla diye cevap vermiştir. Bu durumda, yasadan doğan olanak gereği, boşta geçen süre için 4 maaş bedelinin tahsili için dava açmayı düşünmekteyim. Paylaşımınız için teşekkür ederim.
|
28-05-2012, 12:47 | #2 |
|
Sizin 30 gün içindeki başvurunuz üzerine mi süresinde "gel işe başla" demiştir? Yoksa başvurudan 2 yıl geçmekle mi?
|
28-05-2012, 13:10 | #3 |
|
Yargıtay onama kararı tarafımıza tebliğ edildikten sonra 10 gün içinde noter aracılığı ile ihtarname gönderdik. ihtarnamenin tebliğinden itibaren 1 ay içinde verilen cevap ile işe başlanılması istenildi. 2 yıllık süre işten çıkarıldığı ilk tarihten buyana geçen süre dir.
|
28-05-2012, 13:16 | #4 |
|
Boşta geçen süre için 4 aylık ücret alacağına ilk kararda da hükmedilmiş olması gerekir. Dolayısıyla ayrı bir davaya gerek olmaksızın bunu icraya konu edebilirsiniz. ANCAK;
İK Md.21/5 "İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur."hükmü kıyasen işverenin kabulüne rağmen işe başlamayan işçi için de uygulanacaktır ve diğer 4 aylık tutarı talep edemeyecektir. |
28-05-2012, 13:24 | #5 |
|
Levent bey,öncelikle cevabınız için çok teşekkür ederim. ilk kararda 4 aylık ücret alacağına ilişkin hüküm var. öte yandan onama kararı sonrasında yasal 10 gün içinde işe iade için başvuruda yaptık ben de yasanın hükmü gereği,bu hali ile 4 aylık ücrete hak kazanılacağı kanısındayım. Ancak, işverenin "işe gel başla" talebine uymazsak bu durumda bu hakkımız kaybedermiyiz? diğer husus da, ilk kararın tespit kararı niteliğinde olması nedeniyle ilam hükmünde sayılamayacağı, eda davasına konu edilmesi gerektiğini düşünmekteyim.
|
28-05-2012, 13:40 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Yargıtay ilk kararlarının aksine son yıllarda verdiği istikrarlı kararları ile, işe başlama talebinde bulunan işçinin başvurusu üzerine, yasal süresinde işe başlatma davetinde bulunan işverenin, yargılama süresinin uzun sürmesini gerekçe gösterilerek boşta geçen süre ve iş güvencesi tazminatı ile yükümlü tutulamayacağa hükmetmektedir. Yani işveren davet etmiş, işçi davete icabet etmemiş ise işçinin samimi ve iyi niyetli olmadığı, sadece boşta geçen süre ücreti ve iş güvencesi tazminatı almak için mahkemeye müracaat ettiği, asıl amacının işine geri dönmek olmadığı kabul edilerek işçiye hem boşta geçen süre ücreti ile diğer sosyal haklarını hem de iş güvencesi tazminatını ödenmemektedir. Esasen yasa boşta geçen süre ücreti ve diğer sosyal hakların ödenmesi için sadece işçinin yasal sürede işe başlama talebinde bulunmasını yeterli görmüş, işe fiilen geri dönmese dahi bu ücreti alacağını belirtmişse de yüksek mahkemenin son görüşü her iki kalem alacağın da talep edilemeyeceği yönündedir. Bu nedenle işverenin davetinin tebliğinden itibaren aynı il içinde ise 2 gün, farklı ilde ise 4 gün içinde (makul süre kabul edilmektedir) işe başlanması gerekmektedir. Aksi halde her hangi bir talepte bulunamazsınız. Saygılar. T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 2008/6157 K. 2009/23311 T. 17.9.2009 • İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATI ( Davalı İşveren Davacı İşçiyi İhtarname İle İşe Davet Ettiği - Davetin Davacı İşçinin Eline Geç Ulaşması İşçinin Adres Değiştirmesi ve Bunu İşverene Bildirmemesinden Kaynaklandığı/Boşta Geçen Sürelere İlişkin Alacak Talebinde Bulunamayacağı ) • BOŞTA GEÇEN SÜRE ÜCRETİ ( Davacı İşçi İşe Başlama Konusunda Samimi Olmadığı - Davacı İşçi İşe Davete Rağmen İşe Başlamadığından Boşta Geçen Sürelere İlişkin Alacak Talebinde Bulunamayacağı ) • İŞÇİNİN İŞE İADE KARARINDAN SONRA İŞVERENE BAŞVURMASI ( Davalı İşveren Davacı İşçiyi İhtarname İle İşe Davet Ettiği - Davetin Davacı İşçinin Eline Geç Ulaşması İşçinin Adres Değiştirmesi ve Bunu İşverene Bildirmemesinden Kaynaklandığı ) • ADRES DEĞİŞİKLİĞİNİN İŞVERENE BİLDİRİLMEMESİ ( İşverenin İşçiyi İşe Davetinin İşçinin Eline Geç Ulaşması İşçinin Adres Değiştirmesi ve Bunu İşverene Bildirmemesinden Kaynaklandığı - Boşta Geçen Sürelere İlişkin Alacak Talebinde Bulunamayacağı ) 4857/m.21, 34, 56 ÖZET : Davacı, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davacı işçi İş Kanunun 21/1 maddesine göre işverenin kendisine müracaattan itibaren 1 aylık süre içerisinde kendisini işe başlatmadığını ileri sürmektedir. Davalı işveren davacı işçiyi ihtarname ile işe davet etmiştir. Davetin davacı işçinin eline geç ulaşması işçinin adres değiştirmesi ve bunu işverene bildirmemesinden kaynaklanmaktadır. Davacı işçi işe başlama konusunda samimi değildir. Davacı işçi işe davete rağmen işe başlamadığından boşta geçen sürelere ilişkin alacak talebinde bulunamaz. DAVA : Davacı, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi C.Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalının temyizine gelince: Davacı işçi iş sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle işe iade davası açtığını, kararın kesinleştiğini ve süresi içerisinde işverene başvurduğunu, davalı işveren tarafından süresi içerisinde işe davet edilmediğini belirterek işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti talebinde bulunmuştur. Davalı işveren, davacı işçiyi süresi içerisinde işe davet etmesine rağmen işe başlamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacı işçinin iş sözleşmesinin feshedildiği 21.3.2007 tarihinden işe davet edildiği 8.6.2007 tarihine kadar boşta geçen süre ücretini talep edebileceği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm taraflar avukatlarınca temyiz edilmiştir. İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur. Aynı maddenin 1 fıkrasına göre de işveren işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az 4, en çok 8 aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır, işçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanununun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir ( Yargıtay 9.HD. 14.10.2008 gün 2008/29383 E, 2008/27243 K. ). İşe iade yönündeki başvurunun 10 iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez. İşverenin de işçinin işe başlama isteğinin kabul edildiğini 1 ay içinde işçiye bildirmesi gerekmekle birlikte, tebligat sorunları sebebiyle bildirimin süresi içinde yapılamaması halinde bundan işveren sorumlu tutulamaz. İşverence yasal süre içinde gönderilmiş olsa da, işçinin bir aylık işe başlatma süresi aşıldıktan soma eline geçen bildirim üzerine makul bir süre içinde işe başlaması gerekir. Burada makul süre işçinin işe daveti içeren bildirim anında işyerinin bulunduğu yerde ikamet etmesi durumunda en fazla 2 günlük süre olarak değerlendirilebilir. İşçinin işe iadeyi içeren tebligatı işyerinden farklı bir yerde alması halinde ise, 4857 sayılı İş Kanununun 56. maddesinin son fıkrasında izinler için öngörülen en çok 4 güne kadar yol süresi makul süre olarak değerlendirilebilir. Bu durumda işçinin en fazla 4 gün içinde işe başlaması beklenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez. İşçinin işe iade somasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır. Fesih tarihindeki ücrete göre işe başlatmama tazminatı ödenmelidir. İşe başlatmama tazminatının da fesih tarihindeki ücrete göre hesaplanması gerekir. İşçinin işe başlatılmadığı tarih, işe başlatmama tazminatının muaccel olduğu andır. Bahsi geçen tazminat yönünden faize hak kazanmak için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. Ancak işçinin işe iade başvurusunda işe alınmadığı taktirde işe başlatmama tazminatının ödenmesini talep etmiş olması durumunda işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmez ve bahsi geçen tazminat muaccel olduğu anda işverence ödenmelidir. Boşta geçen süreye ait 4 aya kadar ücret ve diğer haklar için ise, feshi izleyen dönem ücretlerine göre hesaplama yapılmalıdır. Sözü edilen alacak işçinin işe iade için başvurduğu anda muaccel olur. Boşta geçen sürenin en çok 4 aylık kısmı içinde gerçekleşen diğer haklar kavramına, ikramiye, gıda yardımı, yol yardımı, yakacak yardımı ve servis gibi parasal haklar dahil edilmelidir. Söz konusu hesaplamaların işçinin belirtilen dönemde işyerinde çalışıyormuş gibi yapılması ve para ile ölçülebilen tüm değerlerin dikkate alınması gerekir. Bununla birlikte işçinin ancak çalışması ile ortaya çıkabilecek olan arızi fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile bayram ve genel tatil günlerinde çalışma karşılığı ücret ile satışa bağlı pirim gibi ödemelerin, en çok 4 ay kadar boşta geçen süre içinde ödenmesi gereken diğer haklar kavramında değerlendirilmesi mümkün olmaz. Boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar ile işe başlatmama tazminatı brüt olarak hüküm altına alınmalı ve kesintiler infaz sırasında gözetilmelidir. İşe iade davası ile tespit edilen en çok 4 aya kadar boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar için de 4857 sayılı İş Kanununun 34. maddesinde sözü edilen özel faiz türü uygulanmalıdır. Ancak işe başlatmama tazminatı niteliği itibarıyla tazminat olmakla uygulanması gereken faiz yasal faiz olmalıdır. Somut olayda işçinin işe başlatılması için işverene başvurusunu içeren ihtarname 16.5.2007 de tebliğ edilmiş, davalı ise işçiyi 8.6.2007 tarihli ihtarnamesi ile işe davet etmiştir. Davet yazısı davacı işçinin ihtarnamesinde gösterdiği adresinden taşınması sebebiyle yeni adresine 29.6.2007 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı işçi İş Kanunun 21/1 maddesine göre işverenin kendisine müracaattan itibaren 1 aylık süre içerisinde kendisini işe başlatmadığını ileri sürmektedir. Davalı işveren 8.6.2007 tarihinde davacı işçiyi ihtarname ile işe davet etmiştir. Davetin davacı işçinin eline geç ulaşması işçinin adres değiştirmesi ve bunu işverene bildirmemesinden kaynaklanmaktadır. Davacı işçi işe başlama konusunda samimi değildir.Zira 14.12.2007 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde Bozhüyük de iş bulduğundan adresini değiştirdiğini belirtmiştir. Davacı işçi işe davete rağmen işe başlamadığından boşta geçen sürelere ilişkin alacak talebinde bulunamaz. Davacı işçi lehine boşta geçen süreye ilişkin alacağa hükmedilmesi hatalıdır. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 2009/18144 K. 2009/34204 T. 10.12.2009 • İŞE DAVET ( Davalı Tarafça Yapılan İşe Davette Davacının Daha Önce Yaptığı İşe Göre Kendisine En Uygun Olan İşe Davet Edildiği - Davacı İşçi İşe Başlama Konusunda Samimi Olmadığından Boşta Geçen Sürelere İlişkin Ücret Alacağı ve İşe Başlatmama Tazminatı Talebinde Bulunamayacağı ) • BOŞTA GEÇEN SÜRE ALACAĞI ( Davalı Tarafça Yapılan İşe Davette Davacının Daha Önce Yaptığı İşe Göre Kendisine En Uygun Olan İşe Davet Edildiği - Davacı İşçi İşe Başlama Konusunda Samimi Olmadığından Talepte Bulunamayacağı ) • İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATI ( Davalı Tarafça Yapılan İşe Davette Davacının Daha Önce Yaptığı İşe Göre Kendisine En Uygun Olan İşe Davet Edildiği - Davacı İşçi İşe Başlama Konusunda Samimi Olmadığından Talepte Bulunamayacağı ) 4857/m.18, 21,34 ÖZET : Davacının daha önce çalıştığı Tatilya işyerinin kapandığı, davalı tarafın bu işyeri dışında İstanbul da başka işyerlerinin de bulunduğu sabittir. Davacı işçi süresi içerisinde işe başlatılmak için işverene başvurmuştur. Davalı işveren 10 günlük süre içerisinde yapılan işe davette davacının daha önce yaptığı iş belirtilerek İstanbul da ona en uygun olan işe davet edildiği açıkça belirtilmektedir. Mahkemece davalı işverenin davetinde teklif ettiği iş koşullarının mahiyeti konusunda bir açıklık getirmediği, bu nedenle iyi niyetli olmadığı yönündeki değerlendirmesi hatalıdır. Davalı tarafça yapılan işe davette davacının daha önce yaptığı işe göre kendisine en uygun olan işe davet edilmiştir. Davacı işçi işe başlama konusunda samimi değildir. Davacı işçi işe davete rağmen işe başlamadığından boşta geçen sürelere ilişkin ücret alacağı ve işe başlatmama tazminatı talebinde bulunamaz. DAVA : Davacı, itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesini, alacağın likit olması ve davalının temerrüdü nedeniyle %40 oranında icra inkar tazminatının da davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK.nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi C.Çelik tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Aynı maddenin 1 fıkrasına göre de işveren işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az 4, en çok 8 aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanununun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir ( Yargıtay 9.HD. 14.10.2008 gün 2008/ 29383 E, 2008/ 27243 K ). İşe iade yönündeki başvurunun 10 iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez. İşverenin de işçinin işe başlama isteğinin kabul edildiğini 1 ay içinde işçiye bildirmesi gerekmekle birlikte, tebligat sorunları sebebiyle bildirimin süresi içinde yapılamaması halinde bundan işveren sorumlu tutulamaz, işverence yasal süre içinde gönderilmiş olsa da, işçinin bir aylık işe başlatma süresi aşıldıktan sonra eline geçen bildirim üzerine makul bir süre içinde işe başlaması gerekir. Burada makul süre işçinin işe daveti içeren bildirim anında işyerinin bulunduğu yerde ikamet etmesi durumunda en fazla 2 günlük süre olarak değerlendirilebilir, işçinin işe iadeyi içeren tebligatı işyerinden farklı bir yerde alması halinde ise, 4857 sayılı İş Kanununun 56. maddesinin son fıkrasında izinler için öngörülen en çok 4 güne kadar yol süresi makul süre olarak değerlendirilebilir. Bu durumda işçinin en fazla 4 gün içinde işe başlaması beklenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez. İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır. Fesih tarihindeki ücrete göre işe başlatmama tazminatı ödenmelidir. İşe başlatmama tazminatının da fesih tarihindeki ücrete göre hesaplanması gerekir. İşçinin işe başlatılmadığı tarih, işe başlatmama tazminatının muaccel olduğu andır. Bahsi geçen tazminat yönünden faize hak kazanmak için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. Ancak işçinin işe iade başvurusunda işe alınmadığı taktirde işe başlatmama tazminatının ödenmesini talep etmiş olması durumunda işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmez ve bahsi geçen tazminat muaccel olduğu anda işverence ödenmelidir. Boşta geçen süreye ait 4 aya kadar ücret ve diğer haklar için ise, feshi izleyen dönem ücretlerine göre hesaplama yapılmalıdır. Sözü edilen alacak işçinin işe iade için başvurduğu anda muaccel olur. Boşta geçen sürenin en çok 4 aylık kısmı içinde gerçekleşen diğer haklar kavramına, ikramiye, gıda yardımı, yol yardımı, yakacak yardımı ve servis gibi parasal haklar dahil edilmelidir. Söz konusu hesaplamaların işçinin belirtilen dönemde işyerinde çalışıyormuş gibi yapılması ve para ile ölçülebilen tüm değerlerin dikkate alınması gerekir. Bununla birlikte işçinin ancak çalışması ile ortaya çıkabilecek olan arızi fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile bayram ve genel tatil günlerinde çalışma karşılığı ücret ile satışa bağlı pirim gibi ödemelerin, en çok 4 ay kadar boşta geçen süre içinde ödenmesi gereken diğer haklar kavramında değerlendirilmesi mümkün olmaz. Boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar ile işe başlatmama tazminatı brüt olarak hüküm altına alınmalı ve kesintiler infaz sırasında gözetilmelidir. İşe iade davası ile tespit edilen en çok 4 aya kadar boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar için de 4857 sayılı İş Kanununun 34. maddesinde sözü edilen özel faiz türü uygulanmalıdır. Ancak işe başlatmama tazminatı niteliği itibarıyla tazminat olmakla uygulanması gereken faiz yasal faiz olmalıdır. Somut olayda davacının daha önce çalıştığı Tatilya işyerinin kapandığı, davalı tarafın bu işyeri dışında İstanbul da başka işyerlerinin de bulunduğu sabittir. Davacı işçi süresi içerisinde işe başlatılmak için işverene başvurmuştur. Davalı işveren 10 günlük süre içerisinde yapılan işe davette davacının daha önce yaptığı iş belirtilerek İstanbul da ona en uygun olan işe davet edildiği açıkça belirtilmektedir. Mahkemece davalı işverenin davetinde teklif ettiği iş koşullarının mahiyeti konusunda bir açıklık getirmediği, bu nedenle iyi niyetli olmadığı yönündeki değerlendirmesi hatalıdır. Davalı tarafça yapılan işe davette davacının daha önce yaptığı işe göre kendisine en uygun olan işe davet edilmiştir. Davacı işçi işe başlama konusunda samimi değildir. Davacı işçi işe davete rağmen işe başlamadığından boşta geçen sürelere ilişkin ücret alacağı ve işe başlatmama tazminatı talebinde bulunamaz. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İşe iade çağrısına uymayan işçi - boşta geçen süreye ilişkin tazminat | d012uk | Meslektaşların Soruları | 3 | 02-06-2011 09:03 |
İŞe İade - BoŞta GeÇen SÜrenİn Sosyal Haklarindanyapilan Kesİntİ. | fatoskayaismi | Meslektaşların Soruları | 8 | 28-04-2011 14:05 |
işe iadede boşta geçen zamana ait 4 aylık ücret | avukat erdoğan | Meslektaşların Soruları | 2 | 04-06-2009 11:12 |
işe iadede 4 aylık boşta geçen zaman ile ilgili sorun | avukat erdoğan | Meslektaşların Soruları | 5 | 14-10-2008 13:13 |
Işe Iade Halinde Istenecek Boşta Geçen Süre Alacağına Uygulanacak Faiz Ve Başlangıcı | bahar erdoğan | Meslektaşların Soruları | 1 | 22-03-2008 13:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |