06-09-2007, 16:26 | #1 |
|
Müdafiinin sanığın bir suç işleyeceğini öğrenmesi halinde ihbar yükümlülüğü var mıdır
Müdafiinin müvekkili olan şüpheli veya sanığın bir suç işleyeceğini öğrenmesi halinde ihbar yükümlülüğü var mıdır?
Savunma hakkı, işlenmiş bir suçla ilgilidir. Henüz bir suç işlemeden bir konunun savunma hakkı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Müdafii, müvekkilinin bir adamı öldüreceğini ihbar etmesi halinde, meslek sırrını ifşa etmiş olur mu? (1136 s.k.36.maddede, Meslek Kuralları 37.madde) İlgili Düzenlemeler; 1136 sayılı Avukatlık Yasasının “SIR SAKLAMA” başlıklı 36.maddesinde “Avukatların, kendilerine tevdi edilen veya gerek avukatlık görevi, gerekse, Türkiye Barolar Birliği ve barolar organlarındaki görevleri dolayısiyle öğrendikleri hususları açığa vurmaları yasaktır. Avukatların birinci fıkrada yazılı hususlar hakkında tanıklık edebilmeleri, iş sahibinin muvafakatini almış olmalarına bağlıdır. Ancak, bu halde dahi avukat tanıklık etmekten çekinebilir. (Ek cümle: 02/05/2001 - 4667/24. md.) Çekinme hakkının kullanılması hukuki ve cezai sorumluluk doğurmaz. Yukarıki hükümler, Türkiye Barolar Birliği ve baroların memurları hakkında da uygulanır.” Hükmü yer almaktadır. Avukatlık Meslek Kurallarının 37.maddesinde “Avukat meslek sırrı ile bağlıdır: a) Tanıklıktan çekinme de bu ölçüyü esas tutar. Avukat davasını almadığı kimselerin başvurması nedeniyle öğrendiği bilgileri de sır sayar. Avukatlık sırrının tutulması süresizdir, meslekten ayrılmak bu yükümü kaldırmaz. b) Avukat yardımcılarının, stajyerlerinin ve çalıştırdığı kimselerin meslek sırrına aykırı davranışlarını engelleyecek tedbirler alır.” Şeklinde düzenleme bulunmaktadır. |
06-09-2007, 17:23 | #2 | |||||||||||||||||||
|
Sn.Onder71
Bu konu çokça tartışılan Üçlü Protokol vesilesi ile daha önce genişçe tartışılmış ve konu hakkında aşağıdaki barolar görüşlerini bildirmişlerdir:
|
06-09-2007, 23:13 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Güzel bir tartışma başlığı. Bu forum bir neticeye kavuşabilirse sevindirici olur. Yıllar önce böyle bir deneyim yaşadım. Suç henüz işlenmemişken, müvekkil adayı görüşmemizde işlemeyi tasarladığı suçu deklare etmişti. Kendince geçerli nedenlerle mağdur adayının cezasını kendisi verecekti. Daha evvel böyle bir görüşmeye tanıklık etmediğim için, görüşmemiz esnasında yapabildiğim ve aklıma gelen yegane seçenek onu bu fikrinden caydırmaya çalışmak yönünde olmuştu. Ne var ki, oldukça kararlıydı. Meslek sırrı kavramı ilk kez bu denli zorlamış, kafamı kurcalamıştı. Bir yanda bağlı olduğunuz kurallar, öte yanda "henüz gerçekleşmemiş" ama "gerçekleşeceği kuvvetle muhtemel, dahası bilginiz dahilinde" olan bir suçun işlenmesi ve 3. bir kişinin zarar görmesi ihtimali... Bir başka forumda usul mü, esas mı tartışması yaşamıştık. Usul bizleri "işlenmemiş bir suçla" ilgili olarak susmaya zorluyor mu emin olmamakla birlikte (ki bence burada tam da bu konu tartışılmalı) , konunun esası, bir başka insanın hayatı söz konusu olduğunda , susmanın suça ortak olmaktan farksız olduğunu düşündürmüştü bana. İşlenmemiş bir suçla ilgili olarak susmakla, faile yardımcı olmuş oluyordunuz bir anlamda bana göre. Dahası, suçun işleneceği, akabinde savunmasını üstlenmenizin istendiği söyleniyordu. Vazgeçmeyeceğinin kesinlik kazandığı anda savunmasını bu şartlar altında üstlenmeyeceğinizi söylemeniz, bilginiz nedeniyle, ne yaparsa yapsın vurdumduymazlığı yaşamanıza da izin vermiyordu. Engel olamadığım takdirde, suça ortak olacağım düşüncesi beni derinden yaralıyordu, kötü bir çıkmaz. Kanuna karşı hile olarak değerlendirilir mi emin değilim ama, hem meslek kuralını çiğnememek, hem de işlenmesi muhtemel suçu önlemek adına, bir başka meslektaşımın bürosuna giderek, onun yanından müvekkil adayına telefon açarak, isim bilgisi vermeksizin, bu suçu işlemesi halinde davasını bir başka meslektaşımla birlikte takip edeceğimi , bu konuşmayı onun yanından yaptığımı deklare ederek (malum, avukatların belirleyecekleri başka avukatlarla birlikte dava takibine aksi öngörülmemişse yasal engelleri bulunmamaktadır) son bir kez daha vazgeçmesini rica etmiştim. Yalnızca "size güvenmiştim" diyerek bana kızdığını, bir başka kişinin öğrenmesinden, tahmin ettiğim gibi, hiç memnun olmadığını anımsıyorum. Anılan suç işlenmedi. Müvekkil adayı müvekilim olmadı. İlk kez vekalet almadığım için sevindiğimi hatırlıyorum. Saygılarımla... |
17-10-2007, 17:15 | #4 |
|
Müdafiinin sanığın bir suç işleyeceğini öğrenmesi halinde ihbar yükümlülüğü var mıdır
İşlenmiş suçu 278 çerçevesinde tartışmaya ne dersiniz?
Saygılar |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İcra Müdür ve Müdür Yardımcılığı Sınavı | Av.H.Sancar KARACA | Adliye Duvarı | 12 | 21-04-2009 13:27 |
Dolu Kadroya Vekalet Eden MÜdÜr Yardimcisi MÜdÜr Ek Dersİ Alabİlİr Mİ? | mslmklvz | Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu | 1 | 25-08-2007 15:24 |
hizmet almaya davet,ihbar zorunluluğu var mıdır? | hırs | Meslektaşların Soruları | 0 | 06-07-2007 11:37 |
Aile mahkemelerinin ihbar yükümlülüğü | ÖzlemTİ | Meslektaşların Soruları | 5 | 30-11-2006 16:09 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |