Dünya Güzeldir !

ESKİ BİR TAPINAK DUVARINDAKİ YAZIT

"Gürültü ve patırtının içinde sükunetle dolaş;
Sessizliğin içinde huzur bulduğunu unutma.
Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe
Herkesle dost olmaya çalış.
Ama kimseye teslim olma
Hayatına girecek insan hariç.
Telaşsız, açık seçik konuş.
Bu esnada başkalarına da kulak ver.
Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları;
Çünkü dünyada herkesin bir hikayesi vardır.
Yalnız planlarının değil, başarılarının da
Tadını çıkartmaya çalış.
Ne kadar küçük olursa olsun işinle ilgilen;
Hayattaki kaynağın odur.
Olduğun gibi görün.
Sevmediğin zaman sever gibi yapma !
Eğer sevdiysen ne pahasına olursa olsun
Sürdürmeye çalış.
Aşka burun kıvırma sakın;
O çöl ortasında çimenli bir yerdir.
Yılların geçmesine öfkelenme.
Gençliğine yakışan herşeyi gülümseyerek
Teslim et geçmişe.
Ara sıra isyana yönelecek gibi olsan bile
Hatırla ki kainatı yargılamak imkansızdır.
Onun için kavgalarını sürdürürken bile,
Kendi kendinle barış içinde ol.
Görmeye çalış ki,
Bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen;
Dünya yine de güzeldir "

Dünyü güzel ama çirkin insanlar onu kendilerine benzetmeye çalışıyor,
Yaşam güzel ama egolarımız ona gölge düşürüyor,

Aydınlık günleri beklerken karanlığa sarılıyoruz,
Korkarım karanlığın sonu gelmeden dünyanın sonu gelecek
Haydi el ele karanlık sona...!

Bu arada güzel insanlar da ekmekleri umudu yemeye devam ediyor ve edecekler...

Umarım tüm insanlık şu Kızılderili sözünü kanıksar ve umudunu yitirmeden çaba sarfeder;

"Dünya bize atalarımızdan miras kalmadı,
Biz onu çocuklarımızdan emanet aldık."

Dünyanın güzelliği en zor zamanlarda anlaşılıyor;

sevgilinin eli yerine bir kayaya tutunup, aşağılara, denize bakarken;

sevgilinin iki eli yerine bir motosikletin gidonunu tutup, son hızla beyaz bir duvar ararken;

sevgilinin ''üç eli olsa da daha fazla tutsam'' derken;

severken dünyanın, şarkıların, şiirlerin güzelliği anlaşılıyor.

Sevmek dünyanın en zor işi.....

Sevgilerimle

Bir Dost

Sayın Bir dost !
Dünya zaten çok zor. Bir de sevmek gibi dünyalar güzeli bir kavramı alıp bu zorlukların içinde yoğurmayın lütfen.. Sevmek kolaylıktır. Dünyayı ve yaşamı kolaylaştırır. Depremlerin, yoklukların, acıların, keyifsizliklerin üzerine çekilen bir süngerdir sevmek.... Zorluk vermez.. zorluğu yok eder... Acı çekmek sevmenin mütemmim cüzü olmamalı....Sevmek bir düşünceyi, bir düşünmeyi, kalplerin bir atmasını anlatmalı..Karşılığını almadan ya da istemeden, kendi kendine sevgi acı getirir..
Karşılığı ve anlamı olan sevgiler yaşanmasını diliyorum...
Sevgilerimle....

Sayın Sibel,

Karşılığı ve anlamı olan sevgiler de acı veriyor :

Ben uçurumun kenarında bir kayayı tutarken, karşılıklı olarak, sevgilim de başka bir uçurumda başka bir kayayı tutuyordu;

ben motosikletimi hızlandırırken, o da jetski'sini şahlandırıyordu..

Mesela dedim... Olamaz mı yani?? Düşler de gerçekleşemez mi?

Saygılarımla

Bir Dost

Sayın dost;
Olmaz mı demişsiniz.. olur belki... Düşler de gerçekleşir.. ama şartı var... olma ihtimali olan düşler gerçekleşir.. Nacizane bir tavsiye vereceğim... Hayallerinize karışmış olmak istemem ama daha az acılı bir durum önermekte bir beis görmüyorum.. ) Neden kayalarınızı yan yana getirmiyorsunuz? Böylece yine belki kayaları tutardınız ama sonuçta biribirinizi görürdünüz.. ))
Şaka bir yana...
Hayal etmek güzeldir... Dünyayı güzelleştirir.. Hayallere devam..

Saygılarımla....

Ortaokulda hayal kurmakla geçen gereğinden uzun ders çalışma saatlerim hayatımın en güzel zamanıydı:

** İnsan âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar **

Yahya Kemal

Yahya Kemal'den söz edince dünyayı güzelleştiren bir şiirini de aktarmak farz oldu:


GECE BESTESİ

O kuş en kuytu bahçelerde öter;
Sarmaşıklarla yüklü vâdîde;
Hiç bir el değmemiş ağaçlarda;
Geceden tâ şafak sökünceye dek
Yükselir perde perde içli sesi;
.......

...........
....................

O kuş ancak bahâr olunca gelir;
Nerelerden gelir?
Kimse bilmez, bu bir muammâdır;
.............
........................

O kuşun ömrü, bir güzel gecede,
Bir güzel beste söylemekle geçer.
O kuş en kuytu bahçelerde öter;
Hayâl içinde yaşar,
Hayâl içinde ölür.

Yahya Kemal Beyatlı

'''İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar''' sözünün kaynağı olan şiiri de buldum.


DENİZ TÜRKÜSÜ


Dolu rüzgârla çıkıp ufka giden yelkenli!
Gidişin seçtiğin akşam saatinden belli.
Ömrünün geçtiği sahilden uzaklaştıkça
Ve hayâlinde doğan âleme yaklaştıkça,
Dalga kıvrımları ardında büyür tenhâlık
Başka bir çerçevedir, git gide dünyâ artık.
Daldığın mihveri, gittikçe, sarar başka ziyâ;
Mâvidir her taraf, üstün gece, altın deryâ...
..............
.........
...........

Girdiğin aynada, geçmiş gibi dîğer küreye,
Sorma bir sâniye, şüpheyle, sakın: "Yol nereye?"
................
.........................
...........

Çıktığın yolda, bugün, yelken açık, yapyalnız,
Gözlerin arkaya çevrilmeyerek, pervâsız,
Yürü! Hür mâviliğin bittiği son hadde kadar!...
İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar.

Yahya Kemal Beyatlı

Hayaller konusunda bir söz daha buldum:

(www.kahvemolasi.com dan alıntıdır)



Tanrıya şükür ki hala gerçekleşmemiş hayallerim var

Ziya Akça Kayar

Alıntı: Bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen;

Bütün bunlardan çıkan sonuç :

Dünya sadece hayal kurmak için güzel bir yer; tüm pisliğine ve kalleşliğine rağmen... Sevmek, üretmek, gülmek, hatta bir çiçek gibi şeyler hayallerimizin güzellikleri, dünyanın değil.

Çiçeğin güzelliği bile dünyaya ait değil:
Bir çiçekçi kız elindeki çiçeklerin varlığından nefret eder. Zavallı kızın hayali çiçeklerin bir an önce satılıp tükenmesidir. Demek ki çiçeğe bakanın gözlerindeki hayalin anlamı çiçeğe geçmektedir.

Aşık Veysel'in dediği gibi, güzellik dünyada değil içimizdedir:
"Güzelliğin on para etmez
Şu bendeki aşk olmasa"

Saygılarımla

Dünya güzel midir...?

Dünyanın güzelliğini sorgulayan insanlar varolduğu müddetçe güzeldir

O Halde iyi ki varsınız ! ))))))

Sayın Üyeler,

Herşey bir tapınak yazısı ile başlamıştı. Ama yanlış başlamıştı. Bu yazı tapınaktan değil, bir şiirden alınmıştır: Şairi belli, 1927i yılında yazılmış bir şiirdir. Beğendiyseniz yazarını da tanımalısınız:

Max Ehrmann (hukukçu - şair) (1872-1945)

not : Şiirin 1600'lü yıllardan kaldığı söylentisinin nedeni, 1956 yılında Amerika'da Baltimore 'da bir kilisenin duvarına yazılmış olmasıdır. Kilisenin yapım tarihi olan 1692 yılı ile ilintisi olmamasına rağmen yazı bu yanlış bilgi ile dağılmıştır.

Saygılarımla

Bir Dost


(alıntı 1: Ömür Şölendil - baljoke haber grubundan alınmıştır)

*****Bu metin Max Ehrmann adli ABD'li (Indiana) bir
hukukcu/sair tarafindan 1920'lerin sonunda yazilan
Desiderata'nin cevirisi (tamamen aynisi degilse de
buyuk bolumu).

Daha sonra bazi kilise vaazlarinda kullanilmis. 1950'lerin sonlarinda, bir yanlis anlama sonucu, bir sure bu metnin 1600'lerin son yillarinda bir kilisede bulundugu sanilmis. Sonra gercek anlasilmis.

l971 sonu veya 72 basi Les Crane adli bir DJ/sarkici "narration" olarak plagini yapmisti. Guzel de olmustu. Just to set the record straight... "Go placidly amid the noise and haste..."*********

Alıntı: Yazan Sibel ESKİ BİR TAPINAK DUVARINDAKİ YAZIT "Gürültü ve patırtının içinde sükunetle dolaş; Sessizliğin içinde huzur bulduğunu unutma. Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe Herkesle dost olmaya çalış. ... Ara sıra isyana yönelecek gibi olsan bile Hatırla ki kainatı yargılamak imkansızdır. Onun için kavgalarını sürdürürken bile, Kendi kendinle barış içinde ol. ..."

Tamamını ilk mesajdan lütfen okuyunuz.
Teşekkürler! Evet, dünya yine de güzeldir!