Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tanzim Yeri Olmayan Senette Kefilin Sorumluluğu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-06-2016, 15:46   #1
fatoselv

 
Varsayılan Tanzim Yeri Olmayan Senette Kefilin Sorumluluğu

Merhaba değerli meslektaşlarım, tanzim yeri bulunmamasından dolayı kambiyo vasfı olmadığı mahkeme kararı ile kesinleşen senet ilamsız icra takibine konu ediliyor. Borçlu hakkında takip kesinleşirken kefil "böyle bir borcum yoktur" diyerek takibe itiraz ediyor. Senedin ön yüzünde kefilin 3 tane imzası bulunmakta. Senedin kambiyo vasfında olmaması dolayısıyla kefalet adi kefalete dönüşmüş olabilir mi? Bu arada, senedin ticari işlerde kullanmak üzere, alacaklıdan alınan paranın ödenmemesi halinde kullanılmak üzere verildiğine ilişkin bir sözleşme de mevcut, bu sözleşmede kefilin isminin yanında kefil ibaresi de bulunmamakta.(Sözleşme ilamsız takibe konu edilmemiş) Bu durumda borçlu hakkında hacze kabil mal bulunmadığının tespiti halinde, kefile alacak davası açılabilir mi? İtirazın iptalinde aynı anda takip başlatılmış olduğundan dolayı sıkıntı yaşanabilir ve karşı vekalet ve tazminat söz konusu olabilir diye düşünüyorum. Öte yandan kefil hakkında takipten vazgeçilip borçlu hakkında aciz vesikası alınarak kefile alacak davası açılsa vazgeçme harcı yüksek. Sizce ne yapmak gerekir, şimdiden teşekkür ederim.
Old 04-06-2016, 16:06   #2
mk_akbas

 
Varsayılan

1.Öncelikle kefalet adı kefalette dönüşmüştür ve süreci tbk 585 e göre yapmak gerekirdi.


6098 S.lı Türk Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 585
C. İçeriği

I. Türlerine göre

1. Adi kefalet
Adi kefalette alacaklı, borçluya başvurmadıkça, kefili takip edemez; ancak, aşağıdaki hâllerde doğrudan doğruya kefile başvurabilir:

1. Borçlu aleyhine yapılan takibin sonucunda kesin aciz belgesi alınması.

2. Borçlu aleyhine Türkiye’de takibatın imkânsız hâle gelmesi veya önemli ölçüde güçleşmesi.

3. Borçlunun iflasına karar verilmesi.

4. Borçluya konkordato mehli verilmiş olması.

YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ
E: 2003/10819 K: 2004/346 T: 20.01.2004

Adi Kefalet • Adi Kefilin Sorumluluğunun Koşullari
(BK m. 486)

Özet:Adi kefilin borçtan sorumlu tutula*bilmesi, asıl borçlunun iflas etmesi veya ona karşı başlatılan icra takibinin sonuçsuz kal*ması ya da asıl borçlu hakkında Türkiye’de icra takibi yapılmasının imkansız hale gelme*sine bağlıdır.
Bu koşulların gerçekleştiği kanıtlanma*dıkça, borcun kefilden tahsil edilmesine ka*
rar verilemez.

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması so*nunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kıs*men reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan TK tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi gereği düşünüldü.KARAR
Davacı, davalılardan EK'ya ödünç para verip, karşılığında iki adet se*net aldığını, bu senetleri diğer davalıların da kefil olarak imzaladıklarını, davalıların borçlarını ödemediklerini yapılan takibe de itiraz ettiklerini ileri sürerek itirazın iptaline, % 40 tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davaya konu senetlerin kambiyo senedi vasfında olma*yıp, adi senet niteliğinde bulunduğu, Ancak altındaki imzaların inkâr edilmediği bu nedenle senetlerde imzaları bulunan kefillerinde sorumlu bulundukları gerekçe gösterilerek kefiller TK ve VK yönünden davanın kabulüne, diğer davalı asil borçlu EK borca itiraz etmediğinden bu dava*lı yönünden karar ittihazına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, dava*lılardan TK tarafından temyiz edilmiştir.

Davada dayanılan her iki senedin de kambiyo senedi vasfında olma*dığı ve temyiz eden davalının da davalılardan EK’nin borcuna adi kefil ol*duğu mahkemenin de kabulündedir. BK. 486. maddesi hükmünce adi kefilin borçtan sorumlu tutulabilmesi, asıl borçlunun iflas etmesi veya ona karşı başlatılan icra takibinin semeresiz kalması veya asıl borçlu hakkında Türkiye’de icra takibi yapılmasının imkânsız hale gelmesi şar*tına bağlıdır. Davacı, az yukarıda açıklanan bu şartlarının gerçekleştiği*ni iddia ve ispat etmiş değildir. Bu durumda mahkemece, temyiz eden da*valı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken BK. 484. mad*desine aykırı bir şekilde senette gösterilen miktar da aşılmak suretiyle ya*zılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın dava*lı Talip Kara yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesi*ne, 20.01.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi

2.Kefile karşı icra takibi yapılmasını için öncelikle kefaletin müteselsil kefalet olması gerekir. Eğer Adi kefalet varsa önce asıl borçluya gidilmesi gerekir. Özellikle banka kredi borçlarında asıl borçlularla birlikte kefile de takip başlatıldığı görülmektedir. Bu haksız bir icra takibidir. Öncelik asıl borçluya gidilmeli sonuç alınamaması durumunda kefile gidilmesi gerekir. Özellikle banka kredi borçlarından dolayı kefil için başlatılan icra takibi dava edildiğinde kefil lehine sonuç çıkmaktadır.

Bu konuda yargıtayın görüşü açıktır.

T.C. YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2009/8090 Karar: 2009/15409 Karar Tarihi: 10.07.2009

ÖZET: Somut olayda alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefillerden borcun ifasını isteyemez. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur. Bu durumda asıl borçlu ile birlikte kefil hakkında takip yapılması yukarıda açıklanan yasa hükmüne aykırı olduğundan, mahkemece alacaklının borçlu kefil hakkındaki itirazın kaldırılması isteminin reddi gerekir.

(4077 S. K. m. 10) (2004 S. K. m. 68)

Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü;

Karar: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Alacaklı bankanın tüketici kredi sözleşmesine dayanarak asıl borçlu ile birlikte kredi sözleşmesinin kefili olan muteriz borçlu İbrahim Tuğyan Önalan hakkında genel haciz yoluyla takip başlattığı görülmüştür.

4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 10. maddesinin 3. fıkrası <Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemez> düzenlemesini getirmiştir. Bu nedenledir ki; alacaklı banka, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefillerden borcun ifasını isteyemez. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunludur. Bu durumda asıl borçlu ile birlikte kefil hakkında takip yapılması yukarıda açıklanan yasa hükmüne aykırı olduğundan, mahkemece alacaklının borçlu kefil İbrahim Tuğyan Önalan hakkındaki itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine bu hususun gözardı edilerek istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Sonuç: Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 128. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 10.07.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.
3.bence burada tek yapılabilecek olan kefile karşı takipten vazgeçip süreci işletmeniz ve olayı tekrar kefile getirmeniz.
Old 05-06-2016, 09:39   #3
fatoselv

 
Varsayılan

Cevabınız için teşekkür ederim, şuan hem borçlu hem de kefil aleyhine yapılmış bir takip mevcut. Bu icra takibinde borçlu hakkında hacze kabil mal bulunmadığının haciz tutanağıyla tespitinin ardından kefile alacak davası açılabilir mi? (zaten ilgili senetle ilgili bir de sözleşme var, hem borçlunun hem de kefilin imzaladığı, sözleşmede kefil ibaresi de bulunmamakta ve teminat için senet verildiği yazılmakta) Bana en doğrusu, kefil hakkında takipten vazgeçilmesi ve aynı dosyada borçlu hakkında aciz belgesi alındıktan sonra kefile alacak davası açmak gibi geliyor ama daha önce belirttiğim üzere vazgeçme harcı çok yüksek. Bu yüzden aslında kefilin itirazıyla ilgili işlem yapmadan, borçlu hakkında geçici aciz belgesi alındıktan sonra kefile alacak davası açmak istiyorum. Ancak davanın reddedilmesinden endişe ediyorum. Aslında kefilin itirazı ile ilgili işlem yapılmadan, alacak davası açıldığı tarihte borçlu hakkında geçici aciz belgesi hükmünde bir belge ile önce borçluya başvurma ilkesi yerine getirilmiş olmaz mı?
Old 05-06-2016, 12:21   #4
mk_akbas

 
Varsayılan

Buradaki tartışma ve emsal kararlar size yardımcı olabilir.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=16852
Old 25-09-2019, 12:24   #5
sibel46

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan fatoselv
Merhaba değerli meslektaşlarım, tanzim yeri bulunmamasından dolayı kambiyo vasfı olmadığı mahkeme kararı ile kesinleşen senet ilamsız icra takibine konu ediliyor. Borçlu hakkında takip kesinleşirken kefil "böyle bir borcum yoktur" diyerek takibe itiraz ediyor. Senedin ön yüzünde kefilin 3 tane imzası bulunmakta. Senedin kambiyo vasfında olmaması dolayısıyla kefalet adi kefalete dönüşmüş olabilir mi? Bu arada, senedin ticari işlerde kullanmak üzere, alacaklıdan alınan paranın ödenmemesi halinde kullanılmak üzere verildiğine ilişkin bir sözleşme de mevcut, bu sözleşmede kefilin isminin yanında kefil ibaresi de bulunmamakta.(Sözleşme ilamsız takibe konu edilmemiş) Bu durumda borçlu hakkında hacze kabil mal bulunmadığının tespiti halinde, kefile alacak davası açılabilir mi? İtirazın iptalinde aynı anda takip başlatılmış olduğundan dolayı sıkıntı yaşanabilir ve karşı vekalet ve tazminat söz konusu olabilir diye düşünüyorum. Öte yandan kefil hakkında takipten vazgeçilip borçlu hakkında aciz vesikası alınarak kefile alacak davası açılsa vazgeçme harcı yüksek. Sizce ne yapmak gerekir, şimdiden teşekkür ederim.

Merhabalar sayın fatoselv yukarıda bahsetmiş olduğunuz dosyanızda nasıl bir yol izlediniz benimde bahsetmiş olduğunuz konuyla aynı-taraflar arasında sözleşme var sözleşmeye istinaden senet imzalanmış senette tanzim yeri olmadığından yapılan takip iptal edildi ilamsız takip başlattım yine itiraz edildi-nasıl bir sonuç aldınız kefil borca itiraz dilekçesinde eş rızasına değinmiş büyük ihtimal dava açtığımda yine öne süreceklerdir.Yardımcı olursanız sevinirim.Şimdiden teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
senette tanzim yeri! avangardea Meslektaşların Soruları 13 08-02-2011 14:46
tanzim yeri olmayan bonoya dayalı itirazın iptal davalarında ispat yükü kandal Meslektaşların Soruları 9 21-04-2010 17:23
tanzim yeri olmayan bono avsafran Meslektaşların Soruları 3 03-11-2008 16:48
emre senette kefilin sorumluluğu eda1035 Meslektaşların Soruları 2 18-08-2008 11:24
Kambiyo Niteliği Taşımayan Senette Kefilin Sorumluluğu av.muammer Meslektaşların Soruları 1 15-07-2008 11:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05616093 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.