19-06-2009, 01:00 | #61 | |||||||||||||||||||||||
|
Imparator
İmparator(İtal. İmperator) Roma’da askeri bir güce(imperium) sahip olan kimselere verilen bir ünvandı. Sonraları savaştan zaferle çıkan kumandanlara askerleri tarafından verilen bir ünvan oldu. Bu kumandanlar Romaya geri döndüklerinde İmparator ünvanlarını bırakıyorlardı. Nero’dan itibaren Roma imparatorları adlarının başına ‘İmparator‘(Kısaltılımışı: Imp) ünvanını getirdiler. İngilizcedeki ‘empereor’, Fransızcada’ki ‘empereuer’ kelimeleri İmperator’dan türetilmiştir. Almancadaki ‘Kaiser’(Kayser) kavramı Caesar’dan(Roma İmparatorlarına verilen bir ad) gelmedir. Osmanlı Padişahları ve İran Şahları avrupalılar tarafından İmparator olarak kabul ediliyor. Günümüzün tek imparatoru olarak Japon İmparatoru biliniyor. Neredeyse tarihe karışmış olarak kabul edilen imparatorlara son örnek olarak Akihito (Heisei= heryerde barış) gösterilse bile Sayın Av.S.Karaca’dan öğrendiğimiz kadarı ile Türkiye’de daha bazı İmparatorlar yaşıyormuş (Kaynak: THS) İmparatorları iyi tanımamızda fayda var bence; Hükmeden, emir veren ve buyuran İmparatorun gücü sınırsızdır. Bu sınırsızlığın tek sınırı ‘Veto’ veya diğer imparatorlerın çoğunluğunun oyu’dur. Bildiğim kadarı ile Roma İmparatorluğuna özgü bu veto ve çoğunluk oyu sonraları işlemez duruma geldi. Buna rağmen Roma İmparatorluğunun ilk çağlarında kalalım biraz; Askeri güç sahibi(imperium) olan kişilere(imparator) ‘liktor’lar refakat ederdi. Bu liktorlar ellerinde fasces olarak adlandırılan ve imperiumun sembolü olan, bir baltaya sarılı bir değnek demeti taşırlardı. Bu balta Roma içinde güç sembolü, Roma dışında ölüm cezalarının infazı içindi. Liktorlerın sayısı İmparatorların gücünü gösteriyordu. Diktator diye adlandırılan İmparatorun 12 tane liktoru vardı örneğin. Gelelim THS İmparatoruna:
THS ilkeleri ile İmparator sıfatı birbiri ile bağdaşır mı? Sayın Admin’in kaç liktoru var? Durum biraz karışık. En iyisi benim şimdiden İmparator Av.S.Karaca‘ yı veto etmem olacak. ‘Veto hakkımı kullanıyorum’ Ben hukukçu Admin'imi isterim. Saygılarımla |
19-06-2009, 09:42 | #62 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Admin'in - tarihsel anlamda tanımladığınız - imparator unvanını kabul etmeyeceği malûm. Biz, Sayın Admin'e hiç uymayacak bir elbise giydirmek istiyorduk. "Tarihte çok adil imparatorlar da vardır"a dayanıyorduk ki, vetonuz geldi. "THS'nin bir "güvenlik konseyi "vardır ve vetonuz değerledirmeye tabi tutulur sanıyorum. Boynumuz kıldan incedir. Selam ve saygılarımla. |
19-06-2009, 12:13 | #63 | |||||||||||||||||||
|
Bu, bizim "Suat abi" olmalıdır. Çok benziyor. |
19-06-2009, 12:31 | #64 | |||||||||||||||||||||||
|
Bence Baltalı İlah Zagor'a benziyor. |
19-06-2009, 23:39 | #65 |
|
Bu foruma yazmak zor aslında... Mutlaka yazmayı unuttuklarınız ve hatırlayınca üzüldükleriniz olacak çünkü.
Kısaca aklımdan geçen ilkleri yazayım, ben de daha sonra devam eder, eklerim (Av.Ufuk gibi, harika fikir ) THS deyince akla elbette ilk olarak Admin geliyor, hemen ardından da Armağan Konyalı, en azından benim için öyle oluyor Her ikisi de sabır timsali ve aklın sesi. (Sayın Konyalı farklı olarak biraz da duygusal, şair ne de olsa ) Her ikisi de zor zamanların adamı. Serin ve objektif bakış sahibi. Sorun çözücü, bir o kadar da mucit. Admin akıl, sağduyu ve teknolojiyi, Konyalı aklı, yüreği, sezgileri ve insana dair tecrüberini harmanlayarak, nokta koyuyor ya da yola çıkıyor. Sayın Karaca, tanıdığım en zarif insanlardan. Sayın Konyalı'yla ortak pek çok kişilik özellikleri var, en azından ben öyle düşünüyorum. Centilmen, sevgisini, saygısını sunmakta cömert. Düşünceli ve daima nazik... Sayın Yücel Kocabaş... Benim için onun hiç tanımadığı İsmet Abimden farksız. -İsmet Abi, mesleğe başladığımda bana deneyimlerini sunmaktan çekinmeyen, stajı yeni bitmiş genç bir avukatın sorduğu absürd soruları bile güleryüz ve babacanlıkla karşılayan ve o gün de bugün de, "Gayrimenkul Hukuku" dendiğinde başım ne zaman sıkışssa aradığım kişidir- . Yücel Bey de ne yazmışsa doğrudur, bunu herkes için söylemek, hatta bilgisi kuvvetli başka herhangi biri için dahi her zaman söylemek; mümkün olmaz, önemli.. Daha da önemlisi, mütevaziliğini cömertlikle birleştirerek, herkesle paylaşması, bilgide hazine sahibi olduğu kadar, paylaşmakta da cömert olması. Bu cümleleri aslında sayın Ö.Erol Yavuz için de tekrar edebilirim, ancak o Sayın Kocabaş kadar vakit ayıramıyor ne yazık ki... Sevgili Saim -Soyadı olmadığı için sayın yazamadım-, sevilirken sayılması; deneyimli ve özellikle yaratıcı hukukçuluğunu, zor zamanlarda mesaj ekleyerek her zaman sergilememesinden kaynaklanıyor. Bankalar Hukuku, Ticaret Hukuku, Off-Shore üzerine yazılmış kitapları bile var ama; THS de hiç bir yerde mütevazilikten caymış bir yanıtını bulamazsınız. Yazdıklarını zaman zaman geri dönüp yeniden okumanız gerekir, çünkü salt hazır bilgiyi sunmaz yanıtlarında, mevcut ve hazır bilgiyi zaten bildiğinizi varsayar yazarken, üzerine kendine ait yeni görüşlerini inşa ettiği bir sonraki adımın bilgilerini okursunuz. Hukukçudan dahi olmaz dendiğine bakmayın. Sevgili Engin... Soyadı da var ama o sevgili Engin. En genç yetenek. Hızla yol alıyor hukukun engin denizlerinde. İnsanlığı hukukçuluğundan önde. Beklemeden vermeyi sever, karşılıksız yardımda bulunmaktan çekinmez. Sizi tanıdıkça şaşırtır, yaşının üzerinde olgun, yılları hiçe sayarcasına başarılı. İleride zamanı olacak da onu sitede bulabilecek miyiz emin değilim. Ama biz onu hiç bir yere bırakmayız Sevgili Av.Ufuk... KAHDEM evet, önce KAHDEM le gelmiş çoğumuzun aklına. Benim içinse Av.Ufuk, yüzünü hiç görmediğim DOST. Zeki, çok zeki ve matematik zekası kadar duygusal zekası da yüksek, özverili, her şeyden önce sıcacık ve insan... Hiç ummadığınız bir anda uzaktan elinizi tutuverebilme yeteneğine sahip. Yalnız dost, yalnız hukukçu değil, sitede dolaşırken bir başka forumda görüyorsunuz ki şair, bir diğerinde filozof. Bir gün yüz yüze de görüşeceğiz bu güzel ve donanımlı dostla inşallah... Sitenin en iddialı üyesi, biz tembeller kayıpken de görevini aksatmayan vefakar ve cefakar yönetici arkadaşım, sevgili Suat Kah hırçın, kah neşeli... Azimli, sebatkar, çalışkan... Kendine ve uğruna baş koyduğu davalarına inancı tam. En şair kim yarışmasında da korkarım bir gün bana maça valesi çıkaracak Sayın Gemici. Muazzam entellektüel bilgi dağarcığını, tecrübeye dayalı bilgileriyle harmanlayarak yeni ve şaşırtıcı biçimde objektif bakış açılarıyla sunan, yerel olanla olmayanın gözlemini yapabilme yeteneğine sahip, farklı, sıradışı gelebilecek, benim içinse aklın ve gözleme dayalı bilgilerin sesini mesajlarına yansıtan ve daima yeni perspektifler sunan, serin aklın sesi. Sayın S.B.Akyüz, tanışmadığımız halde en sevecen bir başka ses. Siteye son zamanlarda sık giremediğim için çok tanımadığım ama en tanımadığım halde en yakın gelen bir başka ses. Sayın Adnan Koray. Sakin, ön planda olmak arzusu taşımayan, ama bayrağı teslim etseniz, söz gelimi THS yi, en ilerilere kararlılık ve başarıyla taşıyabilecek isim. Sağduyulu, sakin, analizci...Hani karman çorman görünen bir davayı ayrıştırıp doğru kararı size sunar, keşke hakim mi olsaydı? Ve en savaşçı: Sevgili Ömer Kavili... Adımın anlamını da anlamlandıran kişidir ayrıca. İzmir toplantısında klasik olarak "Şehper ne demeeek?" sorusu yöneltildiğinde, ben yine yılgın biçimde "Kuş kanadındaki en uzun tüy" yanıtını isteksizce verdiğimde, gülümseyerek konuya girmiş ve yanıtlamıştı: "Biliyor musunuz Şehper hanım, oka yönünü veren de en uzun tüyüdür" dediğinde "Evreka!" deme şansını yaşatmıştı bana En savaşçı hukukçuluğu ve bu uğurda en çok sanık sıfatı alan avukat oluşu, biliyoruz ki mesleğimizi sayesinde ilerilere taşıyacak. Ve elbette en genç akademisyen; Özge Yücel. En kuralcı, en Türkçe, en sabırsız, en heyecanlı. Bu da onu en başarılı isimlerden biri yapacak ileride. Çok isim var, enle başlanabilecek şüphesiz. Ama işte bu mesajın başında yazdığım gibi Ne demiştin sevgili Ufuk dostum; zamanla devam ederiz |
20-06-2009, 11:32 | #66 | |||||||||||||||||||||||
|
Teşekkürler Sayın DEMİREL. Hep zor olanı yapıyorsunuz ve güzel de yapıyorsunuz. Övgünüze ayrıca teşekkür ederim. Sayın KONYALI ile aynı satırda yer almak benim için büyük onur . Sağolun. Selam ve saygı ile. Hamiş: İmzanızın değişmesini sabırsızlıkla bekliyorum . |
20-06-2009, 11:39 | #67 |
|
Kimse benim için yazmamış!
Teesüf ederim... |
20-06-2009, 11:40 | #68 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Karaca, Belki bir 6-7 yıl daha kolay kolay göremeyeceksiniz ve göremeyeceğiz o imzayı... Bırakın bu sene kalabildiği kadar kalsın |
20-06-2009, 11:59 | #69 | |||||||||||||||||||||||
|
|
20-06-2009, 15:25 | #70 | |||||||||||||||||||||||
|
Sevgili Şehper, aynı yerde olmayı ve seninle, her fırsat bulduğumuzda şöyle akşam üstü kahvesi içerek bolca sohbet etmeyi çok isterdim... Paylaşacak, birbirimize katacak çok şeyimiz olduğunu biliyorum, hiç görmesem de biliyorum Tüm dostluğumla Not:İmzanın asaletini belirtmeye gerek yok sanırım |
20-06-2009, 15:49 | #71 | |||||||||||||||||||||||
|
Veeee, işte dakika bir, gol bir! Adli Tip'in En'liğini nasıl unuturumm??? Fadime'nin babası, en şakacı yol arkadaşı, en senarist, en iyi niyetli, en düşünceli ve elbette mizah yeteneği en gelişmiş! *Devam etme hakkımı baki tutmuştum **Hamiş: Kesinlikle! |
20-06-2009, 21:20 | #72 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstadım, benzer bir anı da benden. Lise yıllarımız. Kantinde bir adet masa tenisi var. Bizden 2-3 dönem önce mezun olmuş bir çocuk, her teneffüste birileri ile maç yapıp yeniyordu. Karizması müthişti. İzmir liselerarası birincisiydi. Bir gün maç teklif ettim. Kabul etti. 3-1 yendim. Sebep, onu seyrederken zaaflarını öğrenmiştim. Yani onu teknik olarak yenmem mümkün olmadığı için taktik geliştirirek yendim. Günlerce peşimden koştu, bir daha maç yapmak için. Oynamadım. Çünkü 99 maç yapsak, hepsini kazanırdı. (Oynamamamın başka bir nedeni daha vardı) |
20-06-2009, 22:15 | #73 |
|
Uzunca bir zamandır THS yi okumaya bile fırsatım olmadı.
Ama bu son başlığı okuyunca bir de toplanmaları duyunca kendimi en fesat ilan ettim günlerdir İstanbul'un enerjisine ayak uydurmaya çalışıp nefes nefese koşarken , hemİstanbul'da olup hemde kaçırdığım toplanmalara mı , bana haber vermeyenlere mi (valla sözüm meclisten içeri) yoksa "kızım malum olacak diye beklemeseydin sende haber verseydin" diyen kendime mi fesatlandım henüz çözemedim.. ama hali hazırda en fesat=ege oldum birde sayın Karaca'nın "adı kendinde saklı" en muzuru merak edip, en meraklı değilse de ona yakın oldum |
20-06-2009, 22:21 | #74 | |||||||||||||||||||||||
|
Est. Sayın Ege "En muzır"a "en uzak"olduğunuzu cümle THS bilir. "En huzur" olursunuz ancak. Selam ve saygı ile. |
20-06-2009, 22:36 | #75 | |||||||||||||||||||||||
|
bu başlık yeterince muzur gibi geliyor bana |
20-06-2009, 22:41 | #76 | |||||||||||||||||||||||
|
Haber verseydin, bir doğum günü partisi de senin için düzenlerdik. Çok şey kaçırmışsın. En azından Sevgili Neslihan ile Cengiz Abi'den hediye alma şansını kaçırdın. |
20-06-2009, 22:51 | #77 | |||||||||||||||||||||||
|
ne oldum delisi olmak
"NE OLDUM DELİSİ OLMAK" bu deyim bizim oranın deyimi, yani Malatya deyimi. Bu sözün Alamanya'larda ne işi var, acep ? |
20-06-2009, 22:52 | #78 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Gemici'nin yazısından herkes kendisiyle ilgili bölümü alıntılamış. |
20-06-2009, 22:53 | #79 | |||||||||||||||||||||||
|
sahi mi?? buna üzüldüm, Aladağ'a yeni bir fotoğraf diski, Neslihan'a da kocaman bir pasta alırdım. Kavili dostun da doğum günüymüş bugün meğer. toptan bir doğum günü yapsaydınız keşke |
20-06-2009, 22:56 | #80 | |||||||||||||||||||||||
|
O haftaya. 3 Doğum günü birden var. Kemal Özkan'ı da çağıracağız, toplu olacak. |
20-06-2009, 23:04 | #81 | |||||||||||||||||||||||
|
::))))) fotoğraf makinamı kapıp geleceğim)) kimler doğmuş demiyeyim de bari yerini bileyim, fesatlanmadan |
20-06-2009, 23:06 | #82 | |||||||||||||||||||||||
|
Not: Sağolsunlar, diğer "güzel insanlar" da misafirlerin hesabını ödediler. Bundan sonra hep öyle olacakmış . Onun için İstanbul'daki bütün toplantılara katılmayı düşünüyorum |
20-06-2009, 23:20 | #83 | |||||||||||||||||||||||
|
Fotoğraf makinasını bari biraz büyükçe alın. |
21-06-2009, 12:11 | #84 | |||||||||||||||||||||||
|
Hemşerim, Çırmığtı'yı bırakıp gettik diye çırmığtılılığımızı üzerimizden sıyırıp attığımızı mı düşünüsün? Kıyıcığından da olsa serde çırmığtılılığ var; Alamanya'ya da götürürüsün, turşusunu da gurarsın; Hemde en eyi turşu, heç bozulmaz, eğer sirkesini ve duzunu dutturmuşsan. Sen bide Fadimeyi gör; Alamanya'da doğmuş böyümüş, Alaman yüskek mektebini bitirmiş, cebinde Alaman pasaporto var, ama ağzını bi açmaya görsün, ben diyem çırmığtıcanın , sen de malatyalıcanın, en eyisi, en su katılmamışı çıği ağzından; Anasından babasından örgenmiş. Alamanya'dan sana bi godafa dolusu hacığaloğlu dadında selam. Saygılarımla |
22-06-2009, 09:05 | #85 | |||||||||||||||||||
|
Çırmığtı nedir?
Burası mıdır? |
23-06-2009, 08:59 | #86 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Cevap doğru. Ben Çırmığtı'yı herkes bilir, olsa olsa birileri 'Godafa' ve 'hacığaloğlu dadındaki selamı' merak eder diye düşünmüştüm. Ses çıkmadığına göre herkes bu iki kelimenin anlamını biliyor anlaşılan. Çırmığtılı hemşerim 'THS'ye bi Malatya sözlüğü dağıttı herhalde! Saygılarımla |
23-06-2009, 09:13 | #87 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Gemici, Çırmığtı'yı çözememiş bizlerin iki adım daha ilerideki "Godafa" ve "hacığaloğlu" gibi, kelimeleri anlaması ve hatta anlamak için sorması da mümkün müdür? Diğer yandan, sırrın ifşası noktasında "benim adıma söz vermemenizin" nedeni Suat abiyi çok sevmem midir? Saygılarımla. |
23-06-2009, 12:55 | #88 | |||||||||||||||||||||||
|
Önce siz tahmininizi yazın, uyarsa ben "he" diyeceğim. |
28-06-2009, 14:08 | #89 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Değerli hemşehrim "Gemici", Dağıtımı yapılan "Malatya Sözlüğü" tüm üyelere ulaşmamış veya ulaşanlarca bitirlememiş olduğundan ek açıklama yapmak gerekmiştir. Çırmığtı : Malatya ili Yeşilyurt ilçesi. Godafa : Meyve sebze taşımada kullanılan, üstte sapı bulunan sepet; Sorgundan yapılmış sepet. http://www.yesilyurtunsesi.com/Sayfa...ir=sayfa&id=14 hacığaloğlu : Uzun adıyla 'Hacıhaliloğlu'; Malatya yöresinde etli, sulu, şeker oranı düşük, iri bir kayısı türü.
Ortalığın karışması ile ilgili yine bir Malatya deyimi var : TAS KAYIP : Evin içi öylesine karıştırılmış ki, su içmede kullanılan en gerekli araç olan tas bulunamamakta. Malatya sözlüğünden ve malatyalılardan selam ve sevgiler. Ömer Kavili |
28-06-2009, 14:18 | #90 |
|
Sevgili Ömer,
Ben bir hikaye duydum. Doğruluk derecesi nedir? Çırmığtılıyı bir yılanla birlikte çuvala koymuşlar. "Çıkarın beni burdan!!!" diye bağırmaya başlamış. Çıkarmışlar...Bir bakmış karşısında Adıyaman'lı Saim Abi...Yine bağırmış "Sokun beni çuvala!!!". Var mı böyle bir hikaye. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
sigaraya yakın markaj | NİLGÜN SEYMEN | Site Lokali | 9 | 07-04-2007 16:34 |
Beyaz Atlİ Şİmdİ GeÇtİ Burdan.... | süleyman zengin | Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. | 3 | 24-12-2006 22:55 |
Tck Ve Medeni Kanun Çelişkisi-Yakın ERTÜRK | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 0 | 22-11-2003 09:14 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |