11-12-2010, 23:27 | #61 |
|
MAZİNİN DİLİ VE HÂL’İN PÜRMELALİ
İki ham bir hamamda hamlaşır durur Sümela’da verilen tedris Titretir gönlümü, gözyaşım kurur Gün gelir Manastır öğrencileri üşümekten kurtulur Kırk kilo değil kırk sözüdür ‘zahiri’nin Ağırlık yapan sırtımda ‘merkezi’nin Tanıştırayım; maişet, namı diğer şa’şaa At arabası, kağnı değil Tek göz ev zaten hiç Geçersiz tekler, ikiler üçler geçer akçe Dilersin ki moru üç kat at, Ar yoksa nafile Kafi o bakir’e tek tokat Cebin yoksa deliksin Dört tekerleksiz: meteliksiz Manastırsa baştan sona kefilsiz! Ahh gebelik sancım tuttu Lütfen ve keremen! Kolumdan sürükleme Soldu aynımın şavkı vitrinlerde Allah’ın yarattığı her yer vatan İnsan olan, nebat olan, olmayan Melbourn’dan, Madagaskar’dan, Alaska’dan Küllün nas dinlenilesi Sümela’nın taralı saçlarından Kitaplar okunulası, iman edilesi Ayrılıklar, gayrılıklara intihar ettirilesi. Köprüler kursam Ayasofya’dan Nil’e Razı gelse herkes bu sürgüne Bir yoklama alın benden “Siyah burda, beyaz burda, çekik burda Manastır burda, yeshiva burda, tekke burda, Bütün müntesipler ben, dinler, peygamberler, Bense müntesiplerden. 30 Ekim 2010 Sümela /Trabzon |
01-02-2011, 19:09 | #62 |
|
HOPE and FEAR
I am late to all parents Late to all orphans Missed the assembly of elders Late to buy to a pair of wheelchairs So yesterday to what God says As to Jesus, as to Moses, Yet late to the Praised I am late to all loves Late to all cases Indeed to emphasis I am a late answer to all questions implied Late to every phrase Sustaining with a pure hope to serve Perhaps to the human race? 1st February 2011 Coombe Lane |
03-02-2011, 18:14 | #63 |
|
Kiymetli hukukcu sn Ufuk benden Turkcesini istemis. Hay hay diyelim ve yazalim. Siiri ingilizceden cevirirken bir kac ekleme daha yaptim.Kendisine ayrica bu vesileyle cok tesekkur ederim bana siirin Turkcesini yazmayi dusundurttugu icin.
KORKU ve ÜMIT Bütün ebeveynlere geç kaldım Hele ki yetimlere Geciktim ihtiyarlar meclisine Bir çift tekerlikli sandalyeye Dünde kalmış vahiy devrine Cokebe oğlu Musa’ya, Miriam’dan doğma Mesih’e Ve elbette ziyadesiyle Övülmüş’e Bütün aşklara geç kaldım Hele ki davalara, Geciktim vurgulara Boşuna uğraşma cevap değilim İşaret sorularına. Kelimeler geçti bin yıl ötemden Küçük bir ümitle yaşıyorum Olurya ademe hizmetten. 3 Şubat 2011 Coombe Lane Münzevi |
03-02-2011, 18:38 | #64 |
|
Çok teşekkür ederim. Ve şiir yazmaktan asla vazgeçmeyin...
|
12-03-2011, 22:49 | #65 |
|
SOLUKLANMA
Ey neredensin, nerelerdesin diyen, Lütfen müsade edin Dinleneyim hüznün remzi söğütte Yoruldum Kendimi şerh etmekten Yorgunum, Hepinizin taleplerinden Bıkın, iltifat ceşmesinden ikram etmekten Kaybedeceğiniz iddialarla iştigalden Sizlerle tek mütalâsını etmek istediğim Güzellikler, insana dair Füyüzât, Hûda'ya istinaden Bundan gayrı herşey; eften püften Ben varya ben... "Ben" dedikçe küçülen ben Merak ettiğiniz ben, Benliği bencilleşmiş Önünde bir'siz sıfır ben, Lütfen okuyun beni, İçtinap ediyorum ömrümü Sağlaması olmayan sıfırlarla Tüketmekten! İnanın vakit dar, Belki ikindiye kadar Hayat kısa Yapılacak çok iş var. Daha evlatlık alacaklarım "Altın topum" diyen ceddim adına Kütüphane açmak var Henüz tanışmadığım Çehresi nûr, elleri Pîr-nûr İki veliye evlat olmak var. 12 Mart 2011 Raynes Park Münzevi |
16-06-2011, 22:53 | #66 |
|
ÇİLETEN YAĞMUR
Elimde üç beş bilye Sapana takıp fırlattım ilelebede Reddiyeler ne derse desin İrfan bağının nadide ankası Bir bak kendine Muzdaripsen bu meyden Ne diye girersin hanesine Girdinse ne diye çıkmazsın Yirmiyedilerim fetret Ayansız, beyansız Muştun tevdi edince Bu şehrin her köşesi sayısız Emek Başka ne isterim Dört asırlık Cennet demek Seni dört saatliğine görmek Tierra antica karıştırırım yağmura Hem sarhoş olurum hem ayık Saatlerce ab-i ceşmim akabilir bir yatakta Tini duymaz mevcudun aynı odada Sair sevdalar dindirecek mi sanırsın Reddiyeler ne derse desin Eflatunî değilim Bu kadar münekkit olacak ne var? Velevki silinse silüetin yeryüzünden Kangrene inkılap eden Bu tavsiften yoksun, İyileşecek mi sanırsın Nerden beslenir ağırlıkla itham edilen Yirmi iki aydır tutulup görülmeyen Çetelene baktım, hiç borcun yok Olsa da olmasa da teslimat Kifayet edecek şeyi söyleyeyim Dirilirken yanımdan kalk Bağlum’da İster sağımda Solumda ya da. 16 Haziran 2011 Raynes Park Münzevi |
24-08-2011, 12:49 | #67 |
|
YİRMİSEKİZLİĞİN HALLERİ
Geldi çattı bir yirmi daha Çicek aldım sene-i devriyemde Bu seferki tırmanış yirmisekizde Çıkarken yorulmadım da Dönüşte bir acelecilik, bir serzeniş sorma Bundan ötesi yok hikayenin Derinliğim yakar seni Çıkartmaya uğraşma vadi diplerinden Zemheriydi düşürüldüm Kıyısında köşesinde düşteyken Hissettiklerimi hissetmeye ahdetme Hücrelerim helak eder seni Fikr-i firkat içten içe kemirir Kırk fırın ekmek mi dersin Zaman ve mekan sığ insanların cehdi Bildiklerimi bilmeyi kastetme, Kelimeler suflileşir çünkü, Bisikletler alsam annesi erken gitmiş erkekler için Bulutların üstünde gezdirsem Babaları hiç sevmemiş kızlar için Şirinliğime aldanıp yaklaşmayı irad etme İçimdeki aslan parçalar bendini Farz-ı muhal merak celbederse Ayrılış niye zor, nedir sendeki bu sadâkat? Eşya dile gelir utandırır seni Kadınlar dokuzda bir doğurmayı üşenirken Her ay ebesiz bebe doğar benden Penceresi cennete açık çilehanem Konuşmak isterse dinlersin Gebe kaldığım inkişafları Tarihçe-i hayatımda yoran bu denizi Aşkların ağırlığı Hiç vaslına ermediğim Sûal ettiğim nedir diye hikmeti İmanın ihtilafları 20 Agustos 2011 Raynes Park Münzevi |
06-09-2011, 17:07 | #68 |
|
İŞİT MÎRİM
İster hünsa deyin ister düz Sözünü başkasının otağına dikmiş sümdük isterse Cinsiyetimden bana ne be! Asaletim hiç mi batmaz gözüne Köpek olur yatarım kapısının dibine Elâ! Allah aşkından yanmış gönle son batıran sen ol hançer Anlamasan ne yazar be! On ikinci asrın muhabbetinde yaşar yiğitler Ukba varsa kime gam, kime keder? Bir lahzaya, bin mülahaza yeter Ne nişanı, ne düğünü be kardeşim! Öldükten sonraki hayata nişanlandık Ne dostluğu, ne üçüncüsü mîrim? Sana ‘mabedin köpeğiyim’ diyorum ahh! Bırak seni, En sevgili durmaz aramızda bilirim Tapulu mezar diyorum Hakikatle taçlı diyorum, sağır mısın be! Sadece gözlerine mi inanacaksın Çaresi var, Kızılay’dan bin otobüse Sual et Ruh-i Arvasi’ye Yine de atma bu münzevîyi yabana Gün olur ihraç olursan merkezîlikten Biz gidince kevnîleşirsen Hüzne mahal yok candaşım Al eline, dök dolu bir matara 6 Eylül 2011 Raynes Park Münzevî |
23-09-2011, 13:31 | #69 |
|
KELİMELER CÜMBÜŞÜ
Beslemezsen solarım, Ki ben bülbül-ü şeydâyım Kelimelere tutunurum Kelimelerine tutkunum İnan sensiz bile yaşarım Ki yapmadığım şey değil Onlarsız adımlarım kayar Şaşarım Kelimeler var Onlarla hicran duyarım Gülüşür, ağlaşırım Onlarla Tanrı’ya yaklaşır Koklaşırım Kelimelere sultan değilim Onlar benim sultanım Ölene dek sırtımda taşıyacağım Hürmetli hanedânım Bazen şemsî Bazı bazı cehrî Ara sıra fuzûlî, Ve belki batınî İşte budur bendeki Sen nigehbân Ben kara zindan Aşkın dudaklarına bir dua pelesenk oldu Geleyim sana ben lâ mekan 6 Eylül 2011 Coombe Lane Münzevî |
09-11-2011, 00:50 | #70 |
|
ADIM İNTİZAR
Çok beklersin, çok Beklemek usanır senden Yetmez, kafa tutar yola gidersin Bir mektupla sessizliğin yırtılışını Yüz sekiz saat geçer Arama Kurtarma’yı beklersin Müjde gelir, doğuşunu Teşrif edince “Azra", bulunuşu Sütün biter tükrüğü Esarette beş yıl kalan evlat dönüşünü Kadınlığın tutar leylak kıvamında Bazen erkekliğin, yırtar geçersin Bir çoklarınız Güneşle ruberu iken Peçeyi çekince Gök Yüzünü açsın diye beklersin Şiirlerle doludur için İltifat meltemleri essin diye değil Bestelenmeyi beklersin Sisli bir M5 otobanında Yanarak ölürken ‘yedi’ birimiz Minik kuşunu kurtarsınlar diye beklersin Uğramasa da büyükler semte Yeniden gelsin dertleşelim Lord Rayne diye beklersin Nihayet ölürsün Bu sefer de varlığın eşitlenişini Hesabı müteakiben, Ödeyince lika’yı beklersin Vuslat işte bu kadar zordur bize Çünkü benim adım İNTİZAR! Nov 8, 2011 Raynes Park Münzevi |
21-12-2011, 10:33 | #71 |
|
KIVRIM KIVRIM KIYIM
AŞK; Nur ve Ziya yemek yerken Meşk üç yüz on birde can veren Küçük iken düşüren Meşk katil, meşk sahte, meşk tefrika Dertli aşığı halden hale sokan Meşk kadını inkisarla ağlatan Erkeği tam karşıdan öylece baktıran Usulüne uymadan. Meşk Nedim, Kırmızıyla zehirlendim AŞK; yarına İsmet Baba derken Meşk yarınları külliyen katleden AŞK; sarılmak ve dizlerinde uyumak kafi iken Belki de saatlerce koklayacakken Meşk hasreti kansere çeviren AŞK; belirsizliğe takvim Meşk kıyamete şafak saydıran Tiksintiden ayaklarına sardırmayan AŞK; necasetten temizliğe Meşk temizlikten necasete daldıran AŞK; kıvrım kıvrım Meşkse tam bir şarlatan AŞK; mumları tutuşturan Meşk suskunluğun hamisi Affet efendiyi Yüceler Yücesi AŞK; kalp atışlarına itimad Birazdan girilecek halvete vesika Meşk dört yıldan sonra ilk defa Mutlak teslimiyetin düşmanı Zehirciler çarşısı Kömür kadar kirlenen yegane Faziletten düşen köle Dünyada ve ukbada şahittir size Sahibiyse hemen sahibine dönen Nedim’in gözyaşlarıyla temizlenen Münzevi 21 Aralık 2011 ..... |
28-12-2011, 17:53 | #72 |
|
MEZARDAN KUTLAMA VAR
Ne çok öldük be biz bu sene Tunus’ta, Mısır’da, Japonya’da Libya’da, Suriye’de, Somali’de Eskimeyen Zellanda’da, Galler, Somerset’te Mezar çukuru Çukurca’da Yakışıklı Ankara, titreyen Van’da Ne çok öldük te kurtaran olmadı bizi Öyle bir öldük ki Kimse var dedik, burdayız Duyun bizi Uzatın sıcaklıktan ülfet yağan elinizi Hangimizin hayalleri sizinkilerden alçaktı Daha bitireceğim kitaplar vardı Bana Allah’ın sopasıdır diyen Secdesi yüzüne çarpılası köpek Ne zamandır O’nun namına konuşursun Kaç sabahıma şahitsin bre sinek! Yeni yılınız kutlu olacaksa olsun Bizsiz bir dünya size sağlık verecekse Anasının gözü dönsün Tokuşturun kadehleri Belki unutursunuz bütün onbirleri Seke seke bir ileri, bir geri Örtün üzerimizi Kar yağar diye değil Entellektüel tartışmalarınıza meze yapın Labaratuvarlarınızda didik didik edin Örtün ki unutun bizi Çünkü unutmayacağız sizi Raynes Park Aralık 2011 |
06-01-2012, 02:15 | #73 |
|
GRİLER İÇİNDE SECDE HALİ
bulutlar yürür dünya bir kararıp bir ışır hikayelerse aynı ne büyük yanılgıdır taşlanan şeytan anıtı kalplere işlenen cinayetler aynı ah davetsiz hicran kaybı kıyamete merdiven dayar bilekleri kestirtir ümide gark etmem hezeyanı üç yüzden on bire kadar kan yağmurları yağar kendine gelince karani olur düşer yollara gecenin bitmeyen bir'inde mesrurum diyen mahdume gayrının şarkılarında hüzünlendiğini sansın firak besteleri yazılamasın ona otuz iki dişiyle gülsün, oynaşsın bakirelik verdiği efendisiyle kitaplara el basmama lüzum yok elestü'den beri biatım var yine de tapınaklardan eli boş dönerim kalp kâbe'm kederden kedere tavaf içinde tambur vuruşların acı söyleyişleri içimde 5 Ocak 2012 Raynes Park |
06-01-2012, 03:56 | #74 |
|
...
Anlamazsın dedi
Yerken, içerken Anlamazsın yokluğunu Bir kapıdan digerine geçerken En çok ben anladım dedi Bekr'i Sufi hissettirmese de kendini Badelendi sonra egildi onunde Mesk ile kendinden geçerken Anlarım diye arsinladi yılları Agartti karaları Anladım dedi ask benim ask benim icimde.. Ehven de benim, ser de... Ocak 2012 |
19-01-2012, 13:55 | #75 |
|
SİTEM OĞLU SİTEM
Reca ederim diye Ne kırlangıçlar öldürülür sinemde Değer mi dostum be değer mi? Mezarda mı vereceksin selam Nasılsın?'ı ötelere mi bıraktın? Yoksa yakışmaz mı hatır sormak zelileye Derin değildim vakıa Her sinemi kazanla Debelendikçe derinleştim Her el uzatışımda İmdat etmedim Kuyulara gönderildim Misafir etmedim hiç dil'e En cok aranızda belki de Ben olayazdım şefkate şayeste Sizler dünya telaşındayken İkibin üç, meleklerle selamlaştım En Sevgiliyle kıyama kalktım Aziziye'de Siz yine de atmayın buruşturup Bakarsın bir araba kazasında Şarampolde belki de Yahut hastahane köşesinde Kızınıza ararken bir organ Nasip olur bağışladıklarımdan 19 Ocak 2012 Coombe Lane |
26-01-2012, 22:19 | #76 |
|
Emek- leyememek Emek; Binlerce öğün yemek Milyonlarla ütülü kıyafet Senelerin istikrarlı tebessümü İman ise üfürükten tayyare Fenafirrıza olmuşsun O'nda varlığa ermişsin Külahıma anlat Beyhûde! Aşk, bir kağıt kule, Tahribi en müyessir Emeğin karşısında bükük İsmet'ten derbederce götürülme Un ufak meze Müdafası boş dilekçe Gök kubbeden yağan Sînelerde patlayan Yanlız ve yalnız şiirlere sığan Emekle kavga demek Aklını yitirme, 'Aklını yitirme!' demek Kaskara sevda tek Emek; demet demet Huzur vadisi yenilen ekmek Beşbindörtyüzyetmişbeşi Koca sülaleyi, İki hüzünle kurtarmak demek Ocak 2012 Raynes Park |
14-02-2012, 14:51 | #77 |
|
ORTAYA KARIŞIK Ben bir ateşdîdeyim Küllerimden çamaşır yıkanır sönünce İpek gibi yaparım entarilerinizi Selamla dirilince Deste deste yarayım Yılan gibi çöreklenen Evde yetimleri bir Malatya'lıyım Üşümeyen ustalar sizi bekliyor diyen Bir of çeksem Coombe'den Yol bulur Hums kentinden İkiden öteye gitmez hakîkat üstü Üç asır yaşadım seni beleşten Konjöktürü çöpe at Bildiklerini otuzüçler'ine kat Evet dağınıktı saçların Ama dağılmadım ellerini tutarken Kadın sembol gibi tilâvet edilir mi yahu Kafayı nerde yedin sen Ne ara hiçlendin, yoksa hep miydin? Sanır mısın kocakarı zihniyim Alışkın oluşum kavuşmayı bilmemem Yoksa ne diye alışır insan Ulan birisi de diyecek mi alışma kuzum, çalış! Uzun saçlarını sırma örgülerle beze Glasgow'dan bir bakış düşer diye Bilirim; Yanakta pembelik kalmaz Pîr-i fani olur olmaz Öyle muhteşem vicuda malik değilim Varsa yoksa boncuk gözlerim. 11 Şubat 2012 Coombe Lane |
16-02-2012, 07:27 | #78 |
|
S/HE Your soul seems poetic No one I am, but prosaic Oh the dispeller of my grief You are I found the lost belief Who does not will to be melt in the sea eyed Being a companion in a countryside You are flowing all the way down Whereas I have only eyes of brown Be aware you are surrounded with royalty I am left with none but loyalty You are the knight of nights I am only called as infinite light To me, you are a thunder Suddenly shines in a rainy Aviva Oh the love of pilgrimage See me, solely destined to pupillage Valentines are lovers to each I am a valentine of universe in all siege All her life was to sniffle in tears Thought, time will never pass over years Like each subject she was shallow as deemed No more than shadow of the Light indeed I was hereby not deep Pushed to the depth with creep Here is the summary of you and me Not escaping from reality Bearing in mind purely We are to God nothing but refugee. Feb 16, 2012 Raynes Park Not: Butun siirler veya siirimsiler kaleme alan tarafindan her zaman baska bir dile tercume edilemeyebilir. Bu siir de onlardan biridir. Cunku mesele literatur isi degil, mesele literatur ustu, tabir-i digerle hissedilen kelimelerin ruhunun kalbe yansimasi ve kaleme hapsedilmesidir.Bu sebeple siirle istigal edenlerin cogunun siirleri diger lisanlara baskalari tarafindan cevirilir. Ama dileyen olursa siirin Turkceye cevrilmis halini zevkle okumak isterim. |
19-03-2012, 21:43 | #79 |
|
WHISPERING MARCH
People ask me why I am awake In the very mornings I say to them I got aged With sorrow gained Now is the time to germinate Put in the basket of attained Regrets, do not wish to cause Wish to lead bliss as a source Hugely wonder if ever Be spotted like the Queen Esther Indeed she is fertile Once she is ploughed worthwhile Let me again make clear She is not the woman of affair Provided, both have wings in the air All failed to think the otherwise Except one, he was wise First kissed her hand as Lord Byron describes Oh March the month of hope Each and every asks you in the world Hurry, infants in Homs Your glad tidings are sought History rewritten, clerks should record You the splendid behold! March 19, 2012 |
01-05-2012, 23:33 | #80 |
|
GİDİŞİN ARİTMETİĞİ Nereden bileceksin Yer çekimi kalktı Arşa tırmandım Sen ki kıblegâhım Deseydim de gidecektin Halvet iltifattır Latif değilsen katil olmayacaksın Yakıştı mı torununa Hem Ishak'ın hem Ismail'in, Yakıştı mı sana..! Diyebilirdim Susturdum beni Kahretmek yakışmaz nazenine Öyle ya, dinlemeli efendisini de Çokları eremedi muradına Hemen hepsi çıktı kerevetine Raynes Park 1 Mayıs 2012 |
26-05-2012, 13:04 | #81 |
|
HALDEN HALE Döllenmez aşklar bin türlü Mazim düşüklerle dolu Aylarca depremler yaşarım Her sokağımda Dudu dilliliğime bakma Titrerim de titretemem Mefkûre insanları Hepinizi özlerim ya hani Ciğerlerim sökülene kadar Sevdalarınızı değil Allah'a ait olan parçalarınızı Yırtılırım da, yırtamam Kanarım kırksekiz ölüm kampında Hele ki Drancy varya Madem hiç bir işe yaramam Bereketsizim madem, Tanrım yeniden yarat bedenimi Kainatı edeyim ihtiva Bâb-ı Âli altı kez yandı, Tekerrür edecekse beşler, Altı altın acı daha gözlerimize Yükümüzü hafifletsin beşer Müstefid ol demiyorum Ama dön, bir bak bencileyin İstanbul'da yaşıyorsa billurlaşmalı Niceliğe inat Tan yerinde buluşmalı Kürsüden inmeli, ya kürsüleşmeli Geldiği yeri unutmalı İstanbullaşmalı 26 Mayıs 2012 Raynes Park |
10-06-2012, 12:37 | #82 |
|
NAR Neşterle aç beni, bıçakla bileme Hücrelerin en yalnızına hapsetme beni Sana demiyorum gel her düşüme Hele ki benden mâadâ düşünme 13 Aralık 2011 |
20-06-2012, 16:13 | #83 |
|
AWAITING You would await eternally Expectation gets bored Suffice it not, you challenge with ways Under the rubble after days The silence gets teared With a brief mail eventually Glad tidings of birth revealed Then "Azra" welcomes discovery Your breast milk ceases but worry not Feed with spit, if not You await the return of five years Gilad appears as agreed O many of you world subjects You enjoy the sun unpaid We await the veil to be uncovered The heart is full of poems Not to be praised or thanked Just awaiting to be composed In a foggy M5 motorway Seven of us burn to death in a way You wait for the rescue of your babe Though Masters do not visit the district Let them join your talk indeed Like Lord Rayne, Lord Reid. You decease in the end Awaiting starts for the equation of mankind Then a call to account You await dating God Post payment of debts Esteem, waiting is so hard. Raynes Park |
06-09-2012, 17:50 | #84 |
|
Hey Kadın!
hayatta en mühim şey emek sevda emek karşısında değersiz element Uçucu bir kimya Geçici bir rayiha kanamadıysan yıllarca bir varise bile hami olamamışsan gözlerin her gün ışıltıyla bakmamışsa talepteki iştihaya cevap verememişsen sana diyorum kadın boş ol, boş ol, boş ol. Coombe Lane 6 Eylül 2012 |
04-11-2012, 22:46 | #85 |
|
DEM BU DEM
Nöbet nafile, uzunca gelmez
Sürgüne gitti, daha da dönmedi inkıtâ Buz tutan musluk gibi küstü ab Derinlik taştı Jersey'den, yüz kişiyi aldı Yine de titremedi kalp Yüzüme tükür, sözüme Mürekkebe manasız manalar yapıştı Ağır yükler alındı, 'hafif'lik bastırdı De ki; "Yarım kalan şiirinin ikinci kıtası Şair annenin sen ki minik fırtınası" Cevaplar kesretle, esas sahib-i sual buhar
Değmedi sütten kesildiğine Pazartesiyi sildiğimi düşündüğüne Kasım, gelincikler ayı Bense gelinciklere yetişemeyen AYI Nerede veletler ey Can!
April Jones, Madeleine McCann Anneleriniz kapıda bekler an be an Gelecekse Mesih boş gelmesin Elinde kayıp sabilerle dem bu dem desin İçimde hem ebedi istirahat Hem de deliresiye gayret Bir de vesveseye doymayan Sîreti şeytan aslı melek Bana Tanrı'nın olmadığı yer gurbet 4 Kasım 2012 Raynes Park |
02-01-2013, 15:06 | #86 |
|
THE PROBE There is no fonder like mother But no realm as fonder Oh the heaven scented She was offshore, in ectopic Shambling without you, As eager as egocentric Let the doctor reveal The prognosis of the ominous That was put to sleep for selflessness Got dulled so much as urban dwellers Questions arise, answerer vanished You may well think she is preposterous Oh Lord, May You calm your wrath Pity on us, pertaining to juvenile We are afflicted over Connecticut, You, Anne Marie Murphy Should be surnamed Mercy Taking kids to Eden, as a company The year of twelve in brevity Was like a seesaw That we never foresaw The anger of ocean, The grief of blood Were consoled with Olympics in hearts Thus, a sheaf of blank paper will sway Whilst being whisked away Wondering, having startled with vehemence, Will you banish me into ambivalence? Do not care, how construed Given she is courageous. Munzevi 31.12.2012 Raynes Park |
05-07-2013, 01:48 | #87 |
|
ARZ-I ARZU
Ah doyumsuz şeb-i âruz Vah kahrolası firak Ben yürüdüm, dağ yürüdü Ben yürüdüm, ova yürüdü Ben koştum, su koştu Ben coştum, yıldız coştu Aslında ben diye bir şey yoktu Balıksız rakı, rakısız balık, Bilsen ki, Kavuşmayan beşik kertmesi On ikiden vurdum, on sen, iki ben, Sen ki yazdığım şarkının namesi Ayrılığın güzel, nazın güzel, sen güzel Bu fakir ki gözlerinin amadesi Ne çıkar, israf ededurun sevdayı Tıka basa yiyin bol silüetli Züleyha’yı Oysa değil mi hüznü dahi itidalli kullanmalı Biraz Şam’a, Hama’ya, azıcık Hums’a Gönderme kardeşim, gönderme Arş’a ulaşmadığını düşündüğün duaları Derler ya, Aşık’a dil beyt-ü hûdadır Maşuk’a bu yüzden server-i candır Ruh çıkar, ten çürür, geriye ne kalır Fakulte iflas eder, Sükût serzenişe geçer Geriye tek sevda kalır. Güzidem, Sen yürürsün, ayakların bereket taşır Iste bu münasebetten Sana gelmeden içimdeki putları yıktım Mısır’dan yine ve yeniden çıktım Içime ruh üfle efendim Sana karıştım! 4 Temmuz 2013 Raynes Park |
29-07-2013, 23:22 | #88 |
|
KISIRLIK
Sevmiyorum benden zuhur eden kisirligi Siyahlarin icine sikismis kirmiziyi Cozul artik kalp kelepcem Bagisla bana yakisani Beraat dilenir kelimelerim Hic olmazsa vasl-i hayalide bulussun Uykuya dalmis latifelerim Dostum davayi satti dedi ilk torun Istiyak mi eksikti, alinteri mi nedir sorun! Mesele derinse sigligi azlet Inan raziyim dersen ki; Lacivert koyu upuzun Deryanin icinde didin durun Ifa etmedigim bilginin hamiliginden yoruldum Hikmet, bilgelikten sonraki basamaksa bile Ilki verin bana, bilgiyi isteyene Butun servetimi ayaklarina sereyim Siir gibi acim sana ey hanedanim Dersem hadsizlik edecegim Lakin kaynagi cur’etimin, heyecanim Su gordugum su hem olum, ilaveten hayat, Opmek mumkun olsa operim Gunes’le oynasan seffaf kimyayi Heyhat! Yine de kesinligin kendisi dahi degil mutlak Yanilgi ziyade Kesinlik muvakkat. 4 Temmuz 2013 Raynes Park |
15-12-2013, 00:59 | #89 |
|
HEY GİDİ Küheylan yürüyüşlerim İhtiyarlamış içimi taşır Mesele yokuş çıkmamak olur mu? Çıktıktan sonra tepetaklak edilişim Ya ben vasla lâyık değilim Ya da o bana denk Sizin bam telinize dokunamazken Mezardaki validenin kemikleri sızlar Kabul, tekrarda hayır var Her damağın lezzeti sidre yâr Fakat malumata muamma kalbe nâr Hey gidi derviş hey Neyim ben söyleyeyim Elbiseye tenezzül etmeyen Çırılçıplak bir sezâi Kelimelerim dilenci Fikrim sana mütenâkız Hey gidi kız oğlan kız(!) Süleyman halt etmiş! “Devlet-i âliyeye ihanet eden İyâl olsa katli vaciptir” Olması iktiza eden Tanrıyla arama giren Evlat olsa boğarım diyeymiş Gözdelerin esas kadınları kıskanmasına Ne hacet En ateşli ziyafet Doyumsuz halvet Sîretlerinde başkalaşan tek hüzün (!) Hey gidi iki gözüm. Yakîn’deyken iki günde özleyen Dört bin km’den ağzını sürgüleyen Sevda alıkoyamazken dünyevîlikten Sebeb-i sükût maişet derdi diyen Ne kadar habis ruhlu nisa varsa kentte Acıkır acıkmaz mideye indiren Milletlerin babası Madiba, Yirmiyedi yıl seni bitirmedi Ölmek zamanı mı şimdi Diril gel , inandığın Isa aşkına, Duvar ol hadi, Arda’da katledilen Kıptîlere, Hüseyin’in katlinden beri dunya dar olan Alevilere 14 Aralık 2013, Wimbledon |
13-04-2014, 22:57 | #90 |
|
MUAMMA Bileceksin ama kestirmeden bil Kazıp da bulamayacağın define Sevmeyi bilene intisap etmekte Sabaha kavuşmayan geceler Kitapların irşad edemediğine Yayla gölü, Süleymanlı Köyü, Üstadımın en nadide günü Ey arifoğlu arif, Yürümese de yürü Bal sözlü, zümrüt gözlü Yüzüne baktıkça eğilesim gelir önünde İpek beldenin ipek başı, Yürüyüşüne baktıkça kem’den koruyasım Şiire ve vatana sevdalı Bulunmaz Buldanlı İbre oynamıyor esasen, Kolaysa bul hangi yönde zeminli Bir ova, bir dağ eğilimli Derler ki değil o fehim, Hangi cüretkârın öyleyse vehim? Benki kelimelerle oynaşırım Sen ki fani bedenimle Kelimeler diyorum, kelimeler bul getir Bâkir kelimeler Hiç dokunulmamış tenine Bilen bilir, cahille aşk israftır, edilmez Meşk kâidesince sezilmez Khristodoulos’a Muhammed Cafer der Trafolara giren kediler Ey ekmeğini yalandan kazanan bre derbeder. 13 Nisan 2014, Camden Town |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 3 (0 Site Üyesi ve 3 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Buyrun Burdan Yakın, Sönmesin Ama | Av.H.Sancar KARACA | Site Lokali | 265 | 02-09-2015 18:37 |
sigaraya yakın markaj | NİLGÜN SEYMEN | Site Lokali | 9 | 07-04-2007 16:34 |
yakın tarihlerde farlı kıymet takdirleri hk. | su. | Meslektaşların Soruları | 1 | 04-04-2007 13:06 |
Tck Ve Medeni Kanun Çelişkisi-Yakın ERTÜRK | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 0 | 22-11-2003 09:14 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |