20-07-2008, 18:10 | #61 |
|
Böyle bir bölümün açılması çok hoş olmuş.
Biz de Trabzon'da dere kenarında yolda bal satan bir yerde durduk.Ballara talibiz.Biraz sohbet açılsın,konuşma ortamı olsun diye nereden getiriyosunuz bu balları dedi abim.Amca gayet ciddi bi şekilde bizle alay ederek şu dereden dolduruyorum diyerek sonra da kahkahayı başmıştı Biz de bozuntuya vermedik tabi |
26-07-2008, 00:38 | #62 |
|
Trabzon gercekten hoş bir yer, Trabzon anılarımı "Yine yol göründü" bölümüne yazdım
|
23-10-2008, 11:11 | #63 |
|
Ben görmedim ama...
Eğer bir sokakta yürüyorsanız ve camında ''Bu ev kiralıktır'' yazılı bir evin yanından geçip birkaç adım sonra önüne geldiğiniz bir başka evin camında ''Bu da'' yazısını görürseniz bilin ki Trabzon'dasınız.
Doğru mu? Ben Trabzona geldiğimde kiralık evlere bakmamıştık da. |
23-10-2008, 15:34 | #64 |
|
Bu da yazanı görmedim de çok komik yazılar gördüm.Örneğin:
KİRALIK TAİRE SATLIK TÜKAN KİRALIK TEİLDİR SATLIK PLEYSİTEYŞIN TAMPİNG UCUZ PONTUL(PANTOLON) aklıma gelenler bunlar.Yerel gazete ilanlarını hiç açmayayım |
23-10-2008, 18:32 | #65 |
|
Aaaa bu güzel bilgilerin neden bizimle paylaşmıyor bizi cahil bırakıyorsunuz... Aşkolsun Bakın sayenizde Hamsiye Hamsi diyoruz.
|
21-11-2008, 11:53 | #66 |
|
benim güzel memleketimde yaşadığım son bomba
kuzenimin açtığı play station dükkanının camında reklam babında "play station 3" yazmaktadır..zira play station ve play station 2 eski modeller adam yenisini getirmiş reklamını yapıyor.. oynadıktan sonra hesabı ödeyen 3 genç kasadaki çocuğa soruyolar.. -abi sizin birincilen ikinci tükan neredu,bizim eve yakınsa biz artık olara gideruk !! |
27-04-2009, 23:22 | #67 |
|
Trabzon'da çekim yapmak...
Bir zamanların meşhur dizilerinden biri üçünçü sezonun ikinci bölümünü çekmek üzere Sürmene'ye gitmek zorunda.
Ekip toparlanıp Sürmeneye gidip çekim yapıyorlar. Güzel hoş bir bölüm çıkıyor ama ekip o bölümün çekim anılarını anlata anlat bitiremiyorlar. Trabzonlular musafirperver insanlar. Tüm çekim ekibini büyük törenle karşılıyorlar, çekim mekanları konusunda kolaylık sağlayıp hem yemeleri hem de daha sonra yanlarında götürmeleri için ekipte önemli gördükleri kişilere bir çuval fındık hediye ediyorlar. Gece olup tüm ekip odasına çekildiği sırada bir delikanlı gelip yönetmen yardımcısını uyandırıyor. "Ya ben bir hata edip cuvallardan birinin içinde silahımı unuttum" diyor. Asistan kızıp "Oğlum cuvallın içinde silah unutulur mu git başımdan" Ama oğlan kararlı "Elini ayağını öpeyim" diye yalvarıp duruyor. Sonunda durum anlaşılıyor. Meğerse oğlanın babası her gece eve geldiğinde oğlanın silahını kontrol edermiş. O gece bakmış silahı belinde değil, silahını bulmadan gelme demiş ve oğlanı göndermiş. Oğlanda düşünmüş taşınmış bir ara fındıkları çuvallara yerleştirirken bir tanesinin içine silahını koyduğu hatırlamış. Oğlanın hediye ettiği fındık on yedi çuval. Asistanlar çaresiz başlamışlar kapıları çalıp fındık çuvallarını istemeye. Tabi fındık çuvalında silah aramak o kadar da kolay değil, zorunlu olarak fındık çuvallarını otellin koridoruna dökmek zorunda kalmışlar. Silah yedinci çuvaldan çıkmış, o sayede oğlandan kurtulmuşlar. Tabi ondan sonra gelen tüm hediyeler önceden gözden geçirilip içinde silah var mı yok mu diye kontrol edilmiş. |
27-04-2009, 23:51 | #68 |
|
Trabzon'da çekim yapmak 2
O gün çekilecek plan gayet basit iki grup karşı karışıya gelip, restleşecekler. Yönetmen "hazır" der, kameraman sayar "5- 4- 3 -2 -1 kayıt", yönetmen oyunculara "başla" komutunu verir. İki grup kararlı bir ifade ile birbirlerine doğru yürümeye başlar. Tam karşı karşıya geldiklerinde grubun başında yer alan profesyonel oyuncular başlar gülmeye.
Tabi çekim bozulur. Oyuncular özür diler. Asistanlar oyunculara yeniden duracakları yeri işaretlemeleri söyler. Plan yeniden çekilmeye başlar. Fakat tam durma yerinde oyuncular yeniden gülmeye başlarlar. Bir iki üç sonunda yönetmen sinirlenip onlara doğru ilerlerken oda başlar gülmeye... Çekimlerde oyuncuların duracakları yerleri kamera görmüyorsa işaretleriz, ama kamera çekilen yeri görüyorsa oyuncuya kendilerine göre bir işaret bulmaları söyleriz. Bu ya bir taş ya bir yaprak ya da dikkat çekmiyecek dal parçalarıdır. Ama bizim Trabzonlu figüranlar yerlerin şaşırmamak için her tekrarda yaprağın üzerine dal, dalın üstüne tüy, tüyün üstüne toprak, onun üstüne yaprak... kendilerince garip tepecikler yapmışlar. Her tekrarda da onun üstüne yeni muzurluk ilave edip dururlarmış. Tabi profesyonel oyuncular böyle işaretlere alışık değiller. Sinirleri bozulup gülmeden duramıyorlarmış. Galiba on onikinci tekrardan sonra o planı çekmekten vazgeçmişler. |
29-04-2009, 01:11 | #69 |
|
Trabzon'da çekim yapmak 3
Çekim Sürmenede yapılırken ekip Trabzonda bir otelde kalıyor. Zaten Sürmene ile Trabzon arasın uzak değil. Hele senelerce İstanbul'da çekim yapmaya alışmış bir ekip için komşu kapısı.
O gün yine Sürmenede çekimlerini yapan ekip, pür neşe Trabzona otelini dönüyorlar. İki hoş beş derken, otelde bir kıyamet kopuyor. Sinirden gözü dönmüş olan kameraman bir yandan bağırıp bir yandan kamera asistanını kovalıyor. Ekip kameramanı sakinleştirip asistanı onun elinden kurtarıyorlar. Sonunda durum anlaşılıyor... Kamera asistanı da Trabzonlu, o zamana kadar problemsiz çalışan elemanken kendi memleketine gidince havasından suyundan mı etkileniyor bilinmez çocukcağıza bir şeyler oluyor. Çekim sonrası kamerayı çantasına koymadan arabaya yerleştiriyor. Kameraman mercekleri temizlemek için çantayı açtığında kameranın yerinde olmadığını görüyor. Sonunda ufak bir ekip kamerayı aramak için Sürmene'ye geri döndüğünde kamerayı en son çekim yapılan yerde, bir ağaça asılı buluyorlar ve konu kapanıyor... Tabi bizim Trabzonlu asistan uzun bir süre yetkilerini kaybedip çömez muamelesi görüyor... |
29-04-2009, 01:36 | #70 |
|
Trabzon'da çekim yapmak 4
Trabzon'da yapılan çekimlerde senaryo gereği başağı yaşlı Sümeneli amca dede kullanmak gerekli. O yüzden çevreden bu konuya uygun olabilecek insanlar bulunup onlara rolleri anlatıyor. Sesli çekim yapılmadığı için çekim sırasında bu insanlara komutlar verilerek yönlendiriliyor.
Sezarın hakkı Sezara derler ya; Sümreneli amcalar profesyonel oyunculara taş çıkartacak kadar iyi rolleri yapıyor, hiç şikayet etmiyor, onlara söylenenleri harfiyen yerine getiriyorlar. Set arkasındakilerde ellerinden geldiğince onların gönüllerini hoş tutmaya çalışıyorlar. Fakat bizim dedelerin en sevdikleri bölüm set kumanyaları, her gün merakla ne yemek geleceğini soruyor, gelen yemekleri büyük bir törenle karşılıyorlar. O gün gelen yemeğin yanında içecek olarak kola var. Dedelerden biri de torunlarına bu kolalardan götürmek niyetinde. Settekiler "Tamam istediğin kadar alabilirsin" diyorlar. Dede tüm ceplerine alabildiği kadar kola yerleştiriyor. Çekim sırası onlara geldiğinde dede ne zaman hareket etse ceplerindeki kolalar şangırdıyor. Oyuncuları alıyor bir gülme... Dedeye rica ediyorlar, kolalarını cebinden çıkarsan, dede olmaz diyor, o kolalar benim, birine emanet etsen, olmaz... Dede kimseye güvenmiyor. Mecburen o günkü çekimleri bitene kadar dedenin cebinden gelen şangırtalara katlanmak zorunda kalıyorlar. |
29-04-2009, 12:19 | #71 |
|
duygu hanım anlattığınız şeyler gerçekten çok güzel karadenizi özellikle görmek istiyorum en kısa zamanda karadeniz yolcusuyum saygılarımla
|
30-04-2009, 00:22 | #72 |
|
Trabzon'da çekim yapmak 5
Çekim sırasında o çevreyi iyi bilen bir Trabzonlu amca var. Her konuda yardımcı. Ama ekibin çalışma ritminden yorgun düşmüş bir taşın üstüne oturup, terini silmekte.
Oturduğu yerin biraz ötesinde de arıların kovanı var. Arılar doğal olarak vızıldıyor. Amca bundan rahatsız olup arılara dönüp; -Bana inat vızıldamayın canınızı fena yakarım, diyor. Arı bu, amcayı dinler mi? Vızıldamaya devam ediyor. Amca tekrar dönüp arıları uyarıyor. Ama arılar arılıklarına devam ediyor. Sonunda belindeki silahı çekip arıları vurmakla tehtit ediyor... Tabi ekip gülmekten yerlerde... |
01-05-2009, 00:08 | #73 |
|
Trabzon'da çekim yapmak 6
Çekim yeri halen Sürmene ve yine yaşlı tonton amcaların sahneleri çekilmekte.
Çekime gelen dedeler arasında şirin cana yakın biri var. Sesi soluğu fazla çıkmıyor. Kim ne derse onu yapıyor, tekrarlarda sıkılmıyor. Yönetmen yardımcıları onu o kadar seviyorlar ki, ailesine ve çevresindekilere jest yapması sağlamak için hep onu öne yerleştiriyor, her fırsatta onun yakın plan çekiminin yapılmasını sağlıyorlar. O günün son planında da o şirin dede var. Çekilen uzun bir plan. Dede ona söylenen yerden kalkıp istenen yere kadar geliyor ama sonra ne olduğu anlaşılmaz bir şekilde dedem başka tarafa doğru yürümeye başlıyor. O ana kadar herşeyi tam yapan dedeye asistanlar gidip ne yapması gerektiğini tekrar tekrar sabırla anlatıyorlar, oturduğu yerden kalkıp, kameraya doğru yüreyecek sonra kendisi için işaretlenen yerde duracak ve kameraya bakarak durduğu yerden kameranın hareketini izleyecek. Dede her seferinde aynı hareketle başlıyor ama tam kameraya doğru yürüyüp kameraya bakacağı sırada başına başka tarafa çevirip başka tarafta izlemeye başlıyor. Kameraman, asistan, arkadaşları dedeye yeniden yapacaklarını tarif ediyor ama dedem kamerayı izlemek yerine her defasında başka bir yere bakmayı başarıyor. Tam yirmi tekrar. O planda başka planlar ile bağlantısı olduğu için sahnenin çekilmesi şart. Yoksa tüm gün çekimiş sahnelerin yeniden çekilmesi gerekecek. Set çaresiz gün ışığını kaçırmak üzereler. O ana kadar herşeyi mükemmel yapan dedeye ne olduğunu kimse anlamıyor. Yirmibirinci tekrarda dede son anda kamerayı izlemek yerine başka yere bakınca setten bir tanesi dedenin kamera yerine setten biri izlediğini fark ediyor. Sette görevli olan set işçisini çağırdıklarında işin sırrı çözülüyor. O gün yine kumanyalarında kola varmış, bizim dede de kolasını sonra içmeye karar vermiş ve kanı ısındığı gözüne kestirdiği delikanlıya emanet etmiş. Delikanlı set içinde nereye gitse dedede onu izlermiş. Kamera arkasının derdi bir an önce çekimi bitirmek, dedenin ise kolasını kaybetmemek. Sonunda yönetmen, kola'yı kamera yanına koydurdu ve dedenin isteninlen yere bakılmasını sağladılar. |
31-08-2009, 15:44 | #74 |
|
Trabzonlu dede...
Yöre yöre gezen ve o yörenin insanlarını tanıtan bir belgesel... Yöre; Karadeniz... Şehir; Trabzon...
112 yaşında bir dede bir taşın üstüne oturmuş kendisine sorulan sorulara cevap veriyor. Fındık yerim diyor, ceviz severim, erken kalkarım. Ben gençken, daha 80-90 larımdayken şöyle yapardım... 80-90'ı duyunca gülmekten kameraman bırakıp gidiyor. |
31-08-2009, 15:48 | #75 | |||||||||||||||||||||||
|
|
31-08-2009, 16:25 | #76 |
|
Babamın dedesi 90 küsür yaşlarında vefat etmişti.Ölüm nedeni ise ayağı taşa takıldı ve başını çarptı.O zamanı çok net hatırlıyorum.Azrail canını alacak başka bir neden bulamadı demişlerdiHatta büyük dedemin eşi ondan hem yaşca büyüktü hem de büyük dedemden 1 sene sonra vefat etti.Babam her zaman der bizim sülale de ya 100 ü görürüz yada 60 da gideriz.Arada vefat eden yoktur.)) ve asla yaşlandığımızı kabul etmeyiz.Mesela babamla babaannem arasında 8 yaş var(babannemin hesabına göre)
|
02-10-2009, 10:30 | #77 |
|
Arkadaşlarımdan biri geçenlerde "hayırlı olsun haftaya nişanın varmış" dedi.Dedim "Aaaaaaaa nerdeee???" Dedi ki:"Nasıl yani nerde?" dedim ki:" Dedim yerini ve satini söyle kaçırmayım ayıp olmasın" Şöyle baktı suratıma ne diyor bu kız der gibi.Dedim "bakma öyle benim haberim yok ama illa bulunmam gerekiyorsa bulunurum"
|
02-10-2009, 12:56 | #78 |
|
Evet nerede ve ne zaman ? Hemen haber ver Trabzon semalarında sis yoksa gelirim...
|
02-10-2009, 13:00 | #79 |
|
Vallahi haberim yok Ama gelecekseniz ayarlarım usulen bir nişan Bir de sisi yelpazeler dağıtırım)))
|
28-11-2009, 18:47 | #80 |
|
Devlet Bakanı Faruk Özak, Trabzon Fatih Hastanesinde bazı açılış törenlerine katıldıktan sonra, tedavi gören hastaları ziyaret ederek, geçmiş olsun dileğinde bulunur.
Bir odaya girerek, tedavi gören yaşlı bir kadına ''geçmiş olsun'' dileğinde bulunan Özak, yakınına, ''Neyi var'' diye sorar. Hasta yakının cevabı ise kısa olur: ''Hasta'' |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Trabzon Adliyesinde Dosya İncelenecek | Kadir COŞKUN | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 6 | 05-04-2007 12:09 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |