23-12-2009, 11:57 | #631 |
|
Sen Olmasan
Sen olmasan... Seni bir lâhza görmesem yâhut, Bilir misin ne olur? Semâ, güneş ebediyyen kapansa, belki vücud Bu leyl-i serd ile bir çâre-i teennüs arar, Ve bulur; Fakat o zulmete mümkün müdür alıştırmak Bütün güneşle, semâlarla beslenen rûhu, Bu rûh-ı mecrûhu? .. .... Tevfik Fikret |
24-12-2009, 00:37 | #632 |
|
........
Sen benim hiçbir şeyimsin Hiçbir sevişmek yaşamışlığım Henüz boş bir roman sahifesinde Hiç kimse misin bilmem ki nesin Ne çok cığlıkların silemediği Zaten yok bir tren penceresinde Sen benim hiçbir şeyimsin Yabancı bir şarkı gibi yarım Yağmurlu bir ağaç gibi ıslak Hiç kimse misin bilmem ki nesin Uykum arasında cağırdığım Çocukluk sesimle ağlayarak Sen benim hiçbir şeyimsin A.İlhan |
24-12-2009, 23:13 | #633 |
|
Yaşadığım Zaman Dilimi O Kadar Dilsiz ki..
Durgun yıllarda gelmiş olanlar dünyaya
..... Uğultusu tehlike çanlarının Dilsiz olmaya zorladı bizi. Uğursuz bir boşluk kapladı Bir zaman coşkuyla dolu yüreklerimizi. Varsın, üstünde ölüm döşeğimizin Uçuşsun bir karga sürüsü, bağırışlarla - Tanrım, seyretsinler âlemini senin Kimler daha lâyıksa! Aleksandr BLOK Çeviri : Ataol BEHRAMOĞLU |
26-12-2009, 23:09 | #634 |
|
Neyi seversen o kalır,gerisi döküntü
Neyi gerçek seversen koparılamaz senden Neyi gerçek seversen özbeöz senin Kimin dünyası,benim mi ,onların mı belki de kimsenin? İlkin gözle görülür,derken elle değilen Cennet dehlizlerinde bile cehennemin, Neyi gerçek seversen özbeöz senin Neyi gerçek seversen koparılmaz senden Kendi masal aleminde ejderhadır karınca. Kurtul kurumundan,insan değildir Gözüpekliği de düzenliği de inceliği de yapan Kurtul kurumundan,kurtul diyorum. Yeşil dünyadan öğren yaratılar sırasındaki Ya da gerçek yaratıcılıktaki yerini Kurtul kurumundan, Kurtul alaycı seni! EZRA POUND |
27-12-2009, 11:45 | #635 |
|
ÖZLEMEK...
Birden özleyiveriyorsunuz... Çoktan unuttuğunuzu sandığınız ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz. Rüyalarınız, içinizdeki o gizli, esrarını ele vermez büyücü, siz çarşaflarınızın arasında, bütün tehlikelerden uzak, güvenle yattığınızı sandığınız bir anda, usulca ruhunuza sokulup, sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri birer birer ateşleyiveriyor. İnfilaklarla sarsılarak uyanıyorsunuz. Hayatınızda olmayan birini hayatınıza almak, ona dokunmak, onun sesini duymak için kıvranırken buluveriyorsunuz kendinizi... Özlemek, o yakıcı istek, bilinen herşeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor. Özlediğiniz ise çok uzaklarda... Yanında olmasını istediğiniz halde yanınızda olmayan bir tek kişi, yanınıza bile yaklaşmadan, hatta onu özlediğinizden ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan, bütün hayatı, bütün görüntüleri eritip başka kılıklara sokuyor... AHMET ALTAN |
28-12-2009, 09:06 | #636 |
|
Sen! Ben! Desin efrad, aradan vahdeti kaldır
Milletler için işte kıyâmet o zamandır Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez **** Eser Bir insan öldü mü ondan kalacak eseri, Bir eşek göçtü mü ondan da nihayet semeri ***** Gönülle Başbaşa Dudakları bir dal ateş, mercan gibi Bakışları masum bir heyecan gibi Yürürken titriyen o narin endamı Pembe bir gül açmış taze fidan gibi Fark edemiyorum gözle gördüğümü Saçlarında bağlı aşkın kör düğümü Bir tatlı rüya mı, bir canlı büyü mü? Elim dokunuyor, fakat yalan gibi... ***** Zulmü Alkışlayamam Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım!... -Boğamazsın ki! -Hiçolmazsa yanımdan kovarım. Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale; Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale! Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum! Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu... İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu? Mehmet Akif Ersoy ---Ruhu şâd olsun--- |
28-12-2009, 09:29 | #637 |
|
Safahat İçin
"Arkamda kalırsın, beni rahmetle anarsın." Derdim, sana baktıkça, a bîçâre kitabım! Kim derdi ki: sen çök de senin arkana kalsın, Uğrunda harâb eylediğim ömr-i harâbım? M.Akif... |
28-12-2009, 13:10 | #638 |
|
Ey Hayat
........ Yaşam bir ıstaka; Gelir vurur ömrünün coşkusuna. ... Y. Odabaşı |
29-12-2009, 11:21 | #639 |
|
Aşktı Adın
... Giy beyaz kefenini haydi Doğum günün kutlu olsun sevgilim. Sen de karış gidenler kervanına, Umarım kayıpsız teslim olursun menziline Çıktığın bu son yolculukta. Beni düşünme sakın hani olur ya Ben zaten yalnızım her zaman bir başıma. Çok sıkılırsam çiçeklere anlatırım seni, Kuşlara balıklara anlatırım, Ağaçlarla konuşurum hani. Üşürsem kırmızıyı düşlerim içim ısınır Ellerini tutamasam da. Ben yüzyıllara yazmıştım bu aşkı Yüreğime yazmıştım sevgilim. Sırtımda çile yüreğimde sevgiydi yüküm Sen beni kalbinde taşıyamasan da... Bolat ÜNSAL - ANTALYA |
29-12-2009, 11:50 | #640 |
|
Bir Yudum Sevgi
... Bir lokma ekmek olsak, Bir kır sofrasında. Bir damla su olsak. Bir bakışla birbirimizi yaksak, Bir ateş dudaklarımızda. Bir rüzgar olsak bozkırlarda, Harman olsak savrulsak. Bir bulut gökyüzünde, Bir damla yağmur olsak. Bir gökkuşağı yarin ufkunda. .... Bir beden olsak hiç ayrılmasak. Bir rüya olsa hayat, uyanmasak. Bir yudum aşkı bulsak, Bir ömür yaşasak, sonsuzca seninle. Bolat ÜNSAL - ANTALYA |
29-12-2009, 12:36 | #641 |
|
Bizler mi vakti hoşça geçirmekteyiz bu gün
Şüphem budur: Vakit mi geçirmektedir bizi? (Yahya Kemal) |
08-01-2010, 10:15 | #642 |
|
Son Türkü
Kaybolmak üzre suya düsen bilezik; Bak, butun kırışıklar silindi sudan. Son saatimde mi uyandım uykudan, Neden boş gecen yıllardan içim ezik? ... ... Sular çekilmeye başladı köklerde Isınmaz mı acaba ellerimde kan? Ah! Ne olur bütün güneşler batmadan Bir türkü daha söyleyeyim bu yerde! Orhan Veli Kanık |
10-01-2010, 22:15 | #643 |
|
Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni. Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim. Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim. .......... Ellerim buz gibi, ben harda kaldım. Bir senfoni vardı kulağımda çalınan, bitti artık hepsi... Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme. Bakış açım belli oldu yine. Geride kalan, ardından bakar gidenlerin. Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim. Dağlara çarptım her esişimde. Yollara küfrettim her gidişinde. Demiştim sana hatırlarsan: �Önemli olan �zamana bırakmak� değil, �zamanla bırakmamak�tir..� Şimdi bana, geçen o zamanın Unutulmaz sancısı kalır Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim? Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim... Nazım Hikmet- Bir Fotoğrafa.. |
12-01-2010, 21:36 | #644 |
|
EPİLOG
Bir akvaryumu yazmak, akvaryumda yaşamaktan kolaydır; bu yüzden her dize biraz eksik, her şiir biraz yalandır... Aslolan hayattır… Yılmaz Odabaşı |
13-01-2010, 10:27 | #645 |
|
Elhan-ı Şita (Kış ezgileri,nağmeleri)
Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş, Eşini gaib eyleyen bir kuş gibi kar Geçen eyyâm-ı nev-bahârı arar. (eyyâm-ı nev-bahâr:İlkbahar günleri) Ey kulûbun sürûd-ı şeydâsı,( Ey kalplerin divane şarkısı) Ey kebûterlerin neşîdeleri,( Ey güvercinlerin şiirleri) O bahârın bu işte ferdâsı: (Ferda:Yarın) Kapladı bir derin sükûta yeri.( Kapladı bir derin sessizliğe yeri) karlar Ki hamûşâne dem-be-dem ağlar(Ki sessizce arasıra ağlar) Ey uçarken düşüp ölen kelebek, Bir beyaz rîşe-i cenâh-ı melek(Bir melek kanadının beyaz püskülü) gibi kar Seni solgun hadîkalarda arar.(Hadika:Bahçe) ……………. …………….. Uçtunuz, gittiniz siz ey kuşlar; Küçücük, ser-sefîd baykuşlar (Ser-sefid:Beyaz başlı) gibi kar Sizi dallarda lânelerde arar.(Lane: Yuva) Gittiniz, gittiniz ey mürgan,(Mürgan:Kuşlar) Şimdi boş kaldı ser-te-ser yuvalar,(Ser-te-ser:Baştan başa) Yuvalarda -yetîm-i bî-efgan:- (yetim-i bi-efgan: Feryat etmeyen yetimler) Son kalan mâi tüyler kovalar (mai:mavi) karlar Ki havâda uçar uçar ağlar. ……………… ……………… Cenab Şehabettin |
14-01-2010, 10:43 | #646 |
|
GÖZLERİN İSTANBUL OLUYOR BİRDEN
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik, Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden. Martılar konuyor omuzlarıma, Gözlerin İstanbul oluyor birden. Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen Durgun sular gibi azalacağım Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen. ........ ........ Bir elim seni çizecek bütün pencerelere Bir elim seni silecek. Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere Senin için yeni baştan can kesilecek. Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde Sonra seni kaybetmek hemen her yerde Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak Yapayalnız kalmak iskelelerde. Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik, Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden. Martılar konuyor omuzlarıma, Gözlerin İstanbul oluyor birden. Yavuz Bülent BAKİLER |
23-01-2010, 12:22 | #647 |
|
...............
............... Memleket isterim Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. Memleket isterim Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; Kış günü herkesin evi barkı olsun. ............ ............ Cahit Sıtkı Tarancı |
28-01-2010, 17:13 | #648 |
|
Genel Memleket şiirinden sonra bir de yerel memleket şiiri eklersem ayıp olmaz umarım
…………………………. Nasip olsa gidip yapsam bir gezi Orda geçirsem keşke bu yazı Dillere destandır ünlü kirazı Kırmızı bezenmiş dalım adana İlçem saimbeyli ilim adana …………….. Oğuzdan bu yana süren boylarız Sayımız çok uzun boylu soylarız Öz türkçe konuşur türkçe söyleriz Karacaoğlan şiir dilim adana İlçem saimbeyli ilim adana ………………………… Bahar gelir çiğdem sümbül açılır Dört bir yana kokuları saçılır Böyle bir diyardan nasıl geçilir? Dost bağında gonca gülüm adana İlçem saimbeyli ilim adana …………………… Dostlar bu dünyada yeniyim yeni Yarınsız kalırım unutsam dünü Dostlarım konyalı sanar hep beni Gurbet elde esen yelim adana İlçem saimbeyli ilim adana ………………. Zannetmeyin gam kedersiz neşeli Yazar gezer oldum aşka düşeli Olmadı bir kere elimde eli Yar sevdim savruldu külüm adana İlçem saimbeyli ilim adana Garip ŞENER fazla uzattı sözü Umarımki dostlar sıkmadım sizi Burada yumarsam hayata gözü Gurbette kalmasın ölüm adana İlçem saimbeyli ilim adana Ahmet ŞENER |
28-01-2010, 18:14 | #649 |
|
Çok halktan, çok yerel (Ama, renklerimizden bir şiir)
İzninizle, tamamına yakınını aktarıyorum. Memleket Hasreti Ölmez, sağ olursam bu yaz inşallah Sılayı bir daha görmek istiyom Çuğun'a varınca ya ağşam , zabah Topraklara yüzüm sürmek istiyom Kaman'ı, Mucur'u, Çiçekdağı'nı Kındam, Dinekbağı, hem Özbağ'ını Köylü, kentli, hastasını, sağını Görüp bir muhabbet kurmak istiyom. Hacı Bektaş, Ahi Evran Sultanı Aşık Paşa, Kaya Şeyhi cananı İmarette neslim Şeyh Süleyman'ı Aşk ile bağrıma sarmak istiyom. Ahievran, çarşı içi, hökümet Kümbetaltı, Kayabaşı, İmaret. Akrabayı, eşi dostu ziyaret Uğrayıp, hal-hatır sormak istiyom. Ne büyüktür zevki yurdu görmenin Kaç senenin hasretine ermenin Dört bir yanda methedilen Terme’nin Şifalı suyuna girmek istiyom. Halam sağ olsa da, sesim duysaydı Cebime devramel , iğde koysaydı (Şunuda ye) diyerek alma soysaydı Cevizi de dişle kırmak istiyom. Bir de gitsem dezem beni görseydi İçi çökelekli dürüm dürseydi Hele azıcık da sızgıt verseydi O an pirzolayı yermek istiyom. Sögürmelik bir et çıksa satırdan Höşmerim , çullama gitmez hatırdan Kuşlukleyin hedik gelse tandırdan Çölmeğin içine girmek istiyom. Bir hağbe kemeyi yüklesem sırta Çıksam bir alamaç yapacak sırta Beş gö suvan, üç kaynamış yımırta Bazlama içine sarmak istiyom. Bunları her daim arzular özüm Memleket mahsulü vücuda lüzum Tokaloğlu kaysı, dırani üzüm Tek yemeyim; şöyle bakmak istiyom. Bir düğün olsa da bir kayın gitsek Dokuz butlu tavuk lafını etsek Tan pilavı , gelse yesek tüketsek Davullu zurnalı dernek istiyom. Harmana denk gelse, düvene binsem Şöyle dabaz olup, kaşınsa ensem Acık bağ bellesem, acık dinlensem Çayıra bir pala sermek istiyom. Bağ bozumu üzüm haftına batsak Bekmez kazanına hayvalar atsak Boranıynan damla şiresi datsak Arı soksa, çamır sürmek istiyom. Üç arkadaş şöyle bir bahça bulsak Çalpıdan hatlayıp , bir üzüm yolsak Sağbısı dutsa da, bir rezil olsak O tatlı günlere ermek istiyom. Seğirtip, dolaşsak hep tarla tapan Keklik dutmak için kursaydık kapan Daş döğüşü olsa, vızlasa sapan Kafamı, gözümü yarmak istiyom. Bilmem ki olur mu gine becerim? Çayırda oynasak zıkka açarım Terleyıp, kararıp, bir su içerim Dalağım kabarıp, böğürmek istiyom. Enteremi giysem, sümüğüm aksa Koluma silerim, yağlığım yoksa (Başangı ) dır diye mahalle bıksa Kesekle camları kırmak istiyom. Cesurluğum dutsa, şöyle kasılsam Yaylıların arkasına asılsam Kamçıyı yiyince yere yassılsam Yollarda ağlayıp durmak istiyom. Ceviz kaval etsem, sakam da toksa Çızgılı oynarım, eneğim çoksa Koluma söylerken bir döğüş çıksa Sumsuk yimek, hem de cırnak istiyom Tok, çiğ, ophan, mirre bir aşşık atsam Sakanın dımığına kurşun akıtsam Üç yüz enek ütüp, cebe bakıtsam (Ne şişiyon la) dedirmek istiyom. Görür m’ola bu fakirin gözleri? Delice Çay'ını, berrak özleri Kıssıkkaya serinleTir bizleri.. Neyleyım denizi, ırmak istiyom. ... Ey Şemsi Yastıman, ümitli kulsun Kısmet ise gayen yerini bulsun Hemşehriler buna vasıta olsun Kırşehir'e selam vermek istiyom. Şemsi YASTIMAN |
19-02-2010, 16:37 | #650 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben bu şiiri bir yerden biliyorum ama... Sağol kuzen |
05-03-2010, 18:37 | #651 |
|
Karanlık felaketlerin derinlerinden gelen
Benim ateşli ikna sözcüklerim Senin zayıf ruhunu özgürlüğe kavuşturunca, ... N.Nekrasov |
18-03-2010, 10:04 | #652 |
|
Şu Boğaz Harbi Nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya, Ne hayasızca tahaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı” Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi! Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer Kaynıyor kum gibi, Mahşer mi, hakikat mahşer. ............... ............... O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın; Sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın... Heyhat, Sana gelmez bu ufukalar, seni almaz bu cihat... Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber. M.Akif Yaşamaz ölümü göze almayan, Zafer, göz yummadan koşana gider. Bayrağa kanının alı çalmayan, Gözyaşı boşana boşana gider! .......... .......... Bu yolda herkes bir, ey delikanlı, Diriler şerefli, ölüler şanlı! Yurt için dövüşen başı dumanlı, Her zaman bu şandan, o şana gider. Faruk Nafiz Ruhları Şad olsun... |
20-03-2010, 13:44 | #653 |
|
Hüznün İsyan Olur
DELİ KUŞ ... Kavgadan uzak kalmışsan sevdadan da uzaksın demektir devinmez yüreğinin magması çatlamaz sabrın kara taşı unutma. Ahmet Telli |
24-03-2010, 09:25 | #654 |
|
Gelin dostlar bu da bir teklif;
Savaşa savaş açalım ... Çocuklarımızı solukbenizli yapanın savaşına Kırlarımızı ıssız koyanın Savaşına Vietnam’da köy yakanlara Tüm fukara halkları yıkanlara ... Doğan Öz* ( Ankara Cumhuriyet Savcısıydı 24.03.tarihinde öldürüldü. Saygıyla anıyorum! ) |
24-03-2010, 14:50 | #655 |
|
................
................ yanarım; öyle bakma yüzüme yağmur gibi dağıt kalbini saran hasret bulutlarını parlasın gözlerinde sonsuzluk uSaResi dalgınlık evlerinin en güzel melikesi sevemem, tozlu raflar arasına girmeden çöllerim kandır benim sevemem, karanlığı bir daha devirmeden aşkım isyandır benim Nurullah Genç ...... |
26-03-2010, 21:01 | #656 |
|
Anneciğim seni ben
çiçeklerden yemişten sarı saçlı bebekten canımdan çok severim Gitme, hep yanımda kal beni kollarına al pembe gülden daha al yanağından öperim Tüm hasta anneciklere... |
27-03-2010, 15:28 | #657 | |||||||||||||||||||||||
|
|
28-03-2010, 15:47 | #658 |
|
66. SONE
Vazgeçtim bu dünyadan Tek ölüm paklar beni Değmez bu yangın yeri Avuç açmaya değmez. ... Vazgeçtim bu dünyadan Dünyamdan geçtim ama Seni yalnız komak var O koyuyor adama... W. Shakespeare. |
08-04-2010, 08:42 | #659 |
|
BEN SEN O
O, yalnız ağaran tanyerini görüyor ben, geceyi de Sen, yalnız geceyi görüyorsun, ben ağaran tanyerini de. Nazım Hikmet |
08-04-2010, 10:58 | #660 |
|
Artık beni parktaki ağaç bile anlamıyor
Siyah kedinizin kuyruğunda sallanan zaman Bir zamanlar sevinçle giyindiğim Ak bir güvercin kanadı gibi gururla giyindiğim Temiz ve mavi giysim değil artık. Yalnız imkansızlığı mı anlatır bir bulut Yağmaya hazır bekliyorsa gökyüzünde. Erdem Beyazıt |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 5 (0 Site Üyesi ve 5 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Klasik Şiir Keyfi (Halk, Tasavvuf, Divan Şiiri) :)) | Gemici | Site Lokali | 122 | 21-03-2014 00:13 |
Tatil Keyfi :))) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Gezi, Tatil ve Eğlence | 128 | 26-01-2013 21:06 |
Fıkra Keyfi | Admin | Site Lokali | 514 | 25-01-2013 18:06 |
Yaşama Keyfi:)) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 55 | 02-11-2010 21:59 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |