16-11-2009, 08:53 | #601 |
|
ÜVERCİNKA
... Senin bir havan var beni asıl saran o Onunla daha bir değere biniyor soluk almak Sabahları acıktığı için haklı Gününü kazanıp kurtardı diye güzel Bir çok çiçek adları gibi güzel En tanınmış kırmızılarla açan Bütün kara parçalarında Afrika dahil Birlikte mısralar düşürüyoruz ama iyi ama kötü Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar Bütün kara parçalarında Afrika dahil Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki Padişah gibi cesaretti o alımlı değme kadında yok Aklıma kadeh tutuşların geliyor Çiçek Pasajı'nda akşam üstleri Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor Bütün kara parçalarında Afrika hariç değil CEMAL SÜREYA |
16-11-2009, 14:13 | #602 |
|
BU GECE EN HÜZÜNLÜ ŞİİRİ YAZABİLİRİM
... bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim. yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi. ota düşen çiy gibi, düşmekle şiir cana ne gelir elden, sevgim onu tutamadıysa. gece yıldız içinde, o yoldaş değil bana hepsi bu. uzaklarda şarkı söylüyor biri. yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca gözlerim arar onu, yaklaştırmak ister gibi yüreğim arar onu, o yoldaş değil bana ... belki bana verdiği son acıdır bu acı belki son şiirdir bu yazdığım şiir ona pablo neruda |
16-11-2009, 18:01 | #603 |
|
Ağır Ölüm
Ağır ağır ölür alışkanlığının kölesi olanlar, her gün aynı yoldan yürüyenler, yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler, giysilerinin rengini değiştirmeye yeltenmeyenler, tanımadıklarıyla konuşmayanlar. ... Ağır ağır ölür özsaygılarını ağır ağır yok edenler, kendilerine yardım edilmesine izin vermeyenler, ne kadar şanssız oldukları ve sürekli yağan yağmur hakkında bütün hayatlarınca yakınanlar, daha bir işe koyulmadan o işten el çekenler, bilmedikleri şeyler hakkında soru sormayanlar, bildikleri şeyler hakkındaki soruları yanıtlamayanlar. Deneyelim ve kaçınalım küçük dozdaki ölümlerden, anımsayalım her zaman: yaşıyor olmak yalnızca nefes alıp vermekten çok daha büyük bir çabayı gerektirir. Yalnızca ateşli bir sabır ulaştırır bizi muhteşem bir mutluluğun kapısına. Pablo Neruda |
16-11-2009, 18:03 | #604 |
|
Bedeninin Beyaz Atlasını
... Dudakların ve sesin arasında ölmekte olan bir şey var. Kuş kanatlarıyla, kaygıyla ve unutuşla. Balıkçı ağının suyu bırakışı gibi. Titreyerek asıyor, benim güzel kızım, sadece bir kaç damlayı geriye. Ve gene de bir şey var, şakıyan bu geçici sözcüklerin arasında. Şakıyan bir şey ve yükselen açgözlü ağzıma. Ah, seni o neşeli sözcüklerle övebilseydim! Şakıyıp, yakıp, kaçabilseydim, bir delinin ellerindeki bir çan kulesi gibi Benim hüzün dolu sevecenliğim, birden ne oluyor sana böyle? En çetin ve en soğuk tepeye ulaştığımda, Kapanıyor yüreğim gecenin çiçeği gibi. Pablo Neruda |
18-11-2009, 17:58 | #605 | |||||||||||||||||||||||
|
Bir başka Kavafis çevirisi. Duygularını anlıyorum,hissediyorum ama çeviriler yetmiyor galiba! KONSTANTİN KAVAFİS (Kadıköylü.) Dedin, "Bir başka ülkeye, bir başka denize gideceğim. Bundan daha iyi bir başka kent bulunur elbet. ....................... ve yüreğim gömülü bir ceset sanki. Aklım daha nice kalacak bu ülkede. Nereye çevirsem gözlerimi, nereye baksam hayatımın kara yıkıntıları çıkıyor karşıma, ........................................" Yeni ülkeler bulamayacaksın, başka denizler bulamayacaksın. Bu kent peşini bırakmayacak. Aynı sokaklarda dolaşacaksın. Aynı mahallede yaşayacaksın; aynı evlerde kır düşecek saçlarına. ..........Bir başkasını umma, Bir gemi yok, bir yol yok sana. Değil mi ki hayatını kıydın burada. bu küçük köşede, ona kıydın demektir bütün dünyada. Diyorsun ki, bir başka ülkeye, bir başka denize gitmek istiyorum ; bundan daha güzel bir başka kent vardır kuşkusuz, ............................... hayatımın kara yıkıntıları çıkıyor karşıma bunca yıllarımı boşa tükettiğim şu ülkede..? Yeni bir ülke bulamazsın,arama; bulamayacaksın başka denizler de; nereye gitsen bu kent ardından gelecek senin, aynı sokaklarda dolaşıp duracaksın yine, aynı hep aynı mahallede yaşlanacaksın, aynı hep aynı evlerde ağaracak saçların ve dönüp bu kente geleceksin sonunda; yanılma sakın,bir başka şey umma, seni bekleyen bir gemi yok,bir çıkar yolun yok... Ömrünü nasıl tükettiysen burada,bu köşecikte öyle kıydın demektir ona,bütün yeryüzünde. Konstantinos Kavafis |
18-11-2009, 23:48 | #606 |
|
Sanki, gökler, denizlerce dolgunum;
İçime sığmaz oldu coşkunluğum; Ak saçlarımla sarhoş ettin beni, Kış ortasında bahar bulutluyum. Ömer Hayyam. |
20-11-2009, 15:16 | #607 |
|
...
Ve bir astronomi bilgini, 'Bize zamandan bahset' dedi. Ve o cevap verdi: 'Ölçüsüz ve ölçülemeyen zamani ölçebileceksiniz. Davranislarinizi ayarlayacak, ve hatta ruhunuzun rotasini, saatlere ve mevsimlere göre yönlendirebileceksiniz. Zamani, kiyisinda oturup, akisini izleyeceginiz bir nehir haline döndüreceksiniz. Içinizde zamana bagli olmadan varolan öz, yasamin zamandan bagimsizliginin zaten farkindadir; Ve bilir ki, dün bugünün anisi, yarin ise bugünün rüyasidir. ... Halil Cibran |
22-11-2009, 19:12 | #608 |
|
BİTME
Bitme! Bak, içtim, yürüdüm, kederlendim. Denize girdim, üşüdüm, sana geldim; düş bitmeden sen bitme, bitmeden sevgi gitme... Bitme! Bak, koştum, savruldum, hep örselendim. Cıgara ziftlendim, ille de seni sevdim; uzaklarda öyle çok kederlendim... ......... Bu yangın geceler, bu intihar. Gidersen paramparça yüreğimde ağıtlar… Bu dolunay gecenin göğsünü yarar; benim göğsümde de sana geniş bir yer var. Düş bitmeden sen bitme. Bitmeden sevgi gitme... Yılmaz Odabaşı |
23-11-2009, 18:13 | #609 |
|
Ben Ölürsem Akşamüstü Ölürüm
Ben ölürsem akşamüstü ölürüm Şehre simsiyah bir kar yağar Yollar kalbimle örtülür Parmaklarımın arasından Gecenin geldiğini görürüm ......... Çocuklar sinemaya gider Yüzümü bir çiçeğe gömüp Ağlamak gibi isterim Ataol Berhamoğlu |
24-11-2009, 15:24 | #610 |
|
AŞK BİZE KÜSTÜ
Biz bu kentlere sığdık da, bu kentler bize sığmadı Asiya! Ve bir çığlık gibi günlerin çarmıhında; arttıkça yalnız, sustukça silik... Ay ışığı gölgeleri büyüttü, son kuşlar da vuruldular dağlarda. Yakamozları söndü sahillerin, ışıkları evlerin; çağın vebalı gövdesinde bir hayalet gibi gölgemizde yalnızlık. Kaldık... Kırık bardaklar gibi, içilmiş sulardan geride buruk bardaklar gibi.. ........ ........ Belki de uzun sürecek bu bozgunun saçağında, sen şarkılarını sesine yasla ve bırak beni de usulca apansız bir yalnızlığa! Ay ışığı gölgeleri büyüttü, büyüdü ölüm ve biz küçüldük Asiya… Yılmaz Odabaşı |
29-11-2009, 23:59 | #611 |
|
İNSANLAR
İnsanlar da ülkelere benziyor Sınırları var, yüzölçümleri Yasaları var Bayrakları, ilkeleri Kimi dağlık bir arazidir. Kimi kıraç Kimi bereketli ........ Kimi engin gözalabildiğince Kiminin sınırlarından sıkı pasaport denetimiyle girilebilir. Elini kolunu sallayarak girersin kiminden içeri Sonuçta ne küçümse insanları kızım Ne de önemse gereğinden çok Ama anlamaya çalış Nedir ve ne kadar genişleyebilir yüzölçümleri A. Behramoğlu |
02-12-2009, 22:07 | #612 |
|
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk Çarpı bacaklarıyla – ha düştü, ha düşecek – Nasıl koşarsa ardından bir devin, O çapkın babamı ben öyle sevdim. Bilmezdi ki oturduğumuz semti, Geldi mi de gidici – hep, hepp acele işi! – Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi. Atlastan bakardım nereye gitti, Öyle öyle ezber ettim gurbeti. Sevinçten uçardım hasta oldum mu, 40’ı geçerse ateş, çağ’rırlar İstanbul’a, Bi helallaşmak ister elbet, diğ’mi, oğluyla! Tifoyken başardım bu aşk oy’nunu, Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu. En son teftişine çıkana değin Koştururken ardından o uçmaktaki devin, Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için Açıldı nefesim, fikrim, canevim. Hayatta ben en çok babamı sevdim. Can Yücel |
03-12-2009, 09:17 | #613 |
|
ÇOK GÜZEL ŞEY
... iyi günler bekliyorsan hele iyi günlere inanıyorsan üstelik hava da güzelse yaşamak güzel şey, çok güzel şey doğrusu! MELİH CEVDET ANDAY |
03-12-2009, 12:40 | #614 |
|
Sevgi Üstüne
Bütün kitapları yakmalı Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır Kitaplara göre insan Karanlıkta yüzüne bin mumluk lâmba tutulmuş Gözleri, yüreği kamaşmış insandır Aptaldır, hastadır, kahramandır Bütün kitapları yakmalı ........... Gel çıkalım sevgilim gel Gel kurtaralım birler hanesinden Çekelim gidelim bir uçtan uca Açalım yüreğimizin kapılarını sonuna kadar Sevelim sevelim sevelim Sevebileceğimiz kadar B. Rahmi Eyüboğlu |
03-12-2009, 16:18 | #615 |
|
ŞİMDİ GİT...
... Seni yağmurdan sonra seveceğim.. Kimse bilmeyecek, herkesten gizleyeceğim.. Yağmurdan sonraki toprak kokusu olacak havada.. Seninle gökkuşağının altından geçeceğim.. Seni yağmurdan sonra seveceğim.. Ve seni sevdiğimi kimseye söylemeyeceğim.. Belki bu dünya gözüyle gördüğüm son yağmur olacak.. Islak kaldırımlarda sırılsıklam yürüyeceğim.. Ben seni yağmurdan sonra seveceğim.. Ve bir gün ölürsem siyah gözlerinde öleceğim..... UĞUR ASLAN |
15-12-2009, 14:58 | #616 |
|
Abdurrahim Karakoç'tan
Gene tehir etme üç ay öteye
Bu dava dedemden kaldi hakim bey Otuz yil da babam düstü ardina Siz sagolun o da öldü hakim bey ... Hem davaci pisman hem de davali Bu yolda tükettik çulu çuvali Sabret makamindan çalma kavali Sürüler ekine daldi hakim bey |
15-12-2009, 20:29 | #617 |
|
AĞZIMIN TADI
Ağzımın tadı yoksa, hasta gibiysem Boğazımda düğümleniyorsa lokma. Buluttan nem kapıyorsam vara yoğa Alınıyorsam, geçimsiz ve işkilli. Yüzüm öfkeden karaya çalıyorsa, Denize bile iştahsız bakıyorsam. Hep bu boyu devrilesi düzen, Bu darağacı suratlı toplum. OKTAY RİFAT |
15-12-2009, 21:02 | #618 | |||||||||||||||||||||||
|
Ne güzel bir şiir bu... |
15-12-2009, 22:10 | #619 | |||||||||||||||||||||||
|
|
15-12-2009, 22:35 | #620 | |||||||||||||||||||||||
|
Hukukçuların yoğurt yiyişi bile daha bir güzel. |
15-12-2009, 22:37 | #621 |
|
Ağutos Çıkmazı
Beni koyup koyup gitme, n'olursun Durduğun yerde dur Kendini martılarla bir tutma Senin kanatların yok Düşersin yorulursun Beni koyup koyup gitme, n'olursun Bir deniz kıyısında otur Gemiler sensiz gitsin bırak Herkes gibi yaşasana sen İşine gücüne baksana Evlenirsin, çocuğun olur Beni koyup koyup gitme, n'olursun .. Atilla İLHAN |
15-12-2009, 23:47 | #622 |
|
Madencilerin anısına...
ZONGULDAK Yerin derinliklerinden geldiler, ellerinde susmak bilmeyen bir yer altı güneşiyle, ne kadar diplere bastırılsa o kadar boğulmak bilmez yankısıyla yüreklerinin. Ağır ağır geldiler, karanlık sarnıçlardan sıza sıza, sağır küplerde birike birike, yararak kaslarının içine yuvarlanmış sızıları ve ciğerlerinde yer etmiş ışıksız lekeleri. Geldiler bir büyük sesin harfleriyle ağızları dopdolu, suskun çamuru küremek için kentin gölgeli sokaklarından, sıyırıp almak için yıllardır gökyüzüne birikmiş pası, ovmak için isli alnını sabahın. .... ve adını değiştirdiler ülkenin. Kemal Özer |
16-12-2009, 09:42 | #623 |
|
Fani Ömür Biter Bir Uzun Sonbahar Olur
..... Teşrinlerin bu hüznü geçer ta iliklere. Anlar ki yolcu, yol görünür serviliklere. Yaprak nasıl düşerse akıp kaybolan suya. Ruh öyle yollanır uyanılmaz bir uykuya, Duymaz bu anda taşgibi kalbinde bir sızı; Farketmez anne toprak ölüm maceramızı Y.Kemal Beyatlı |
16-12-2009, 21:17 | #624 |
|
AYDIN MISIN
..... Tam çağı işe başlamanın doğan günle Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden Her satırında buram buram alın teri Her sayfası günlük güneşlik Utanma suçun tümü senin değil Yırt otuzunda aldığın diplomayı Alfabelik çocuk ol Yollar kesilmiş alanlar sarılmış Tel örgüler çevirmiş yöreni Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende Benden geçti mi demek istiyorsun Aç iki kolunu iki yanına Korkuluk ol (1968) Rıfat ILGAZ |
17-12-2009, 11:05 | #625 |
|
Nîk ü bed herkes bulur âlemde bir gün ettiğin,
Kendi çekmezse cezâ mîrâs kalır evlâdına (Ziya Paşa) :İyi yahut kötü, bu dünyada ne edersen onu bulursun. Karşılığını sen görmesen bile evladına miras kalır.. Nitekim eğlencesidir mâl ü servet câhilin Ehl-i irfânın da mâl-i bî-şümârıdır kitâb (Latifi) :Mal ve servet, cahilin eğlencesi; kitap ise irfan ehlinin sınırsız servetidir.... sevdiğim kim kurtarır zincir-i zülfünden beni görmemek yeğdir görüp divane olmaktan seni."Fuzuli" |
17-12-2009, 11:11 | #626 |
|
Kurtulmadun gönül âh u feryâddan
Gam kiş atdı sakın kendüni matdan :Gönül, ah edip inlemekten kurtulmadın. Gam "şah" dedi koru kendini mat olmaktan Râgıbâ düşmanın aldanma tevâzû’larına Seyl dîvârın ayağın öperek hedm eyler (Koca ragıp Paşa) Ey Ragıp, düşmanın tevazuuna, alçakgönüllülüğüne aldanma Sel, duvarın ayağını öperek (duvarı) yıkar.. Geldimse n’ola ben şuarâ bezmine âhir Âdet budur âhirde gelir bezme ekâbir (Nev'i) Şairler meclisine en son ben geldim ise ne olmuş, Adet böyledir,en büyükler meclise en son gelir .. |
17-12-2009, 16:03 | #627 |
|
Ezelden heç bele bilmezdim seni
Gelbimde ilk arzu, ilk heves oldun Kışda bahar kimi Çok gezdim seni Yaz geldi,kar kimi Görünmez oldun Nebi Hazri (Azerbaycan) |
17-12-2009, 16:12 | #628 |
|
Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir
Müptela-yı gama sor geceler kim kaç saat FUZULİ |
21-12-2009, 09:30 | #629 |
|
SENSİZ YARIM
Her şey yarım Dışarıda sensiz bir pazartesi Yeniden başlamak lazım Hatırlamamak en iyisi Sensiz yarım Yaşanacak ne varsa Bir yarım Merhaba diyor sabaha Zifir karanlıkta kalmış Sensiz yarım Şarkılar yarım Susmuş radyolarda aşk Çekip gidişin gibi Kapkara büyüyor yokluğun cehennemi Yanıyor tutuşmuş yarım .............. ............. Sözler yarım Unutulmuş ne varsa sevdaya dair En güzel yerinden vurmuşsun aşkı Seni seviyorum desen ne olur Lal olmuş söyleyen yarım Kapılar yarım Vurup gidişin arkana bakmaksızın Bir sızı bırakmışsın Acıyor her kapı çalınışta Seni bekleyen yarım Sensiz yarım Yaşanacak ne varsa Bir yarım Merhaba diyor sabaha Zifir karanlıkta kalmış Sensiz yarım Aşk yarım Ben yarım Her şey yarım Dışarıda sensiz bir pazartesi Yeniden başlamak lazım Hatırlamamak en iyisi Hatırlamamak en iyisi İbrahim Sadri |
23-12-2009, 09:43 | #630 |
|
ÜSTÜ KALSIN
Ölüyorum tanrım Bu da oldu işte. .... Üstü kalsın... CEMAL SÜREYA |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 2 (0 Site Üyesi ve 2 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Klasik Şiir Keyfi (Halk, Tasavvuf, Divan Şiiri) :)) | Gemici | Site Lokali | 122 | 21-03-2014 00:13 |
Tatil Keyfi :))) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Gezi, Tatil ve Eğlence | 128 | 26-01-2013 21:06 |
Fıkra Keyfi | Admin | Site Lokali | 514 | 25-01-2013 18:06 |
Yaşama Keyfi:)) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 55 | 02-11-2010 21:59 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |