03-11-2006, 16:10 | #31 |
|
bende bir devlet okulunda okuyorum ancak brusk ve delmar arkadaşımızda hoş söylemlerde bulunmamışlar.bizler bilgimizle bir yerlere gelmeliyiz nihayetinde aynı sınavlara tabi tutulacağız.devlet üniversitesinde de okulla alakası olmayanlar olabileceği gibi vakıf üni.lerindede başarılı insanlar olabilir.ayrıca hepimiz biliyoruzki ÖSS bir başarı kriteri değildir.ancak buda bizim olanaklarımızı kıskanıyorsunuz olayına gelmemeli diye düşünüyorum.ayrıca şu bir gerçekki birçok kaliteki hoca mali nedenlerden dolayı devlet üni.lerini bırakıyor.bir prof.un 2bin ytl aldığı bie ülkede ne olabilir ki?bu tartışmayı bırakıp insanlarda oluşan yargı güvensizliğini nasıl yok edebiliriz bunun için çözüm aramlıyız.herkese saygılar...
|
06-11-2006, 01:24 | #32 |
|
Ben de şu anda bir vakıf üniversitesinin 1. sınıfında okumaktayım.Hocalarımız İstanbul ve Ankaradan gelen hocalar hem kendileriyle yapmış olduğum hem de diğer hukuk fakültelerinde okuyan arkadaşlarımdan bunun böyle olduğunu biliyorum.Kıbrısta olmanın bence tek bir sorunu var, bir istanbul veya Ankara'daki hukukçu arkadaşlarımız kadar dökümanlara yakın değiliz.İstediğimiz dökümana ulaşmak biraz daha fazla zaman alıyor.Onun dışında elbette belli başlı, gerek görüş, gerekse eğitim(kişilerin kendilerini eğitmesi olarakta ele alabiliriz) alanında kişilerin gelişimi daha farklı.Çünkü bir devlet üniversitesinde hukuk fakültesini kazanmış olan arkadaşımız bizlerden(vakıf üniversitesinde okuyan) daha fazla çaba harcamış ve bizlere göre bilgileri daha oturmuş ve belli bir olgunluğa gelmiş kişilerdir.Bizler şu önümüzdeki 4 yıl boyunca onlardan daha fazla bir emek harcayarak kendimizi gliştirebiliriz ve tüm bunların sonucunda vakıf üniversitesinde okumanın herhangi bir dezavantajı olduğunu düşünmüyorum.Hepinize iyi günler...
|
14-11-2006, 22:25 | #33 |
|
bu meslegi seçmiş olan kişinin vakıf yada devlet üniversitesinden mezun olması önemli degil,kişinin kendini ne kadar geliştirdigi ve mesleginde ne kadar başarılı oldugu önemlidir....
|
23-11-2006, 03:59 | #34 |
|
Bilge geçinen birisi bilgeye sormuş;
-Yahu arkadaşım.. Hani bir kadın veli vardı.Kız kardeşleri O'nu denize atıp boğmuşlar. Hatırlıyor musun bunu? Bilge derin derin düşünmüş ve sormuş; -Yahu bu söylediğin peygamber olabilir mi? diye.. Bilge geçinen; -Evet... Olabilir... diye cevaplamış. Bilge başını kaldırmış ve; -Yahu ben bunun neresini düzelteyim? Kadın değil, erkek! Veli değil nebi! Kız kardeşleri değil erkek kardeşleri! Denize atıp boğmamışlar, kuyuya hapsetmişler! - Forumlardaki sorulara cevaplarımı ve sorularımı incelediğinizde de görebileceğiniz üzere çok iyi bir hukukçu olmamakla birlikte, öyle bir köşeye atılacak kadar kötü olduğumda söylenemez diye düşünüyorum. Ankara Ün. Hukuk Fakültesinden yedinci yılımda zar zor mezun oldum. Sınavlar dışında derslere girdiğim gün sayısı iki ayı geçmez. Zaten sınıf mevcudu 2000-2500 kişi olmasına rağmen devam edenlerin sayısı 200'ü geçmezdi. Ders kitaplarını düzenli olarak aldığımı da söyleyemem. Ancak, okulun hemen yanında bulunan iki tane fotokopiciye aboneydim. Haftalık ders fotokopileri fasiküller halinde adresime geliyordu. o fotokopilere günü gününe çalıştığım da söylenemez. İlk geldiği gün başlıklarına şöyle bir baksam da, sınava iki gün kaladan erken okuduğum pek azdır. Bu arada son 40 yılın sınav sorularının ve cevaplarının bulunduğu kitapçıkların sınıf geçmedeki yararını çok gördüm. Öğretmenlerimiz ve yaptıkları sınavlar bambaşkaydı. Ülker Gürkan'ın Hukuk Başlangıcı sınavını hiç unutmam. Cümlelerde boşluk bırakır, doldurmamızı isterdi. Hele öyle bir sınavı vardı ki; haftasında sonuçları açıkladı. Koca sınıfta sadece bir kişi 100 üzerinden 60 almış. Ülker hanım o cevap kağıdını örnek olarak getirmiş sınıfa. Kürsüye geçip; "-Arkadaşlar, sınıfın en iyi kağıdını veren bir arkadaşımız var. 60 aldı. Ancak O da kağıda adını yazmayı unutmuş..." dedi. Bir sonraki hafka yine kürsüye geçip özür diledi. Bu kez de; "-Arkadaşlar, özür dilerim. Geçen hafta 60 aldığını söylediğim kağıt sizlere ait değil. O kağıt benim cevap anahtarımmış..." dedi. Sadece Ülker hanım değil; hemen her derste en öne oturmayı alışkanlık haline getiren, hatta bunu sağlamak için bir önceki günden en ön sırada ders kitabını sırı tutma nebitine bırakan M.Karamap'a "Şey.. Evladım Mustafa,.. Senin adın neydi bakim?" diyen D.Soyaslan'ı, bizleri Eşya Hukuk dersinden sürüm sürüm süründürmesindeki ünü ekşi sözlüğe kadar intikal eden L.Sirmen hocamı... Hepsi de elleri öpülesi insanlar.. Hiç birini unutmak mümkün değil. - Konuyu dağıttım mı ne? Toparlayayım... Sevgibi Brusk hakimlik-savcılık sınavlarındaki verileri ölçü almış. Bence yanlış değerlendirilen bir kriter. Çünkü, bu veri değerlendirilir iken vakıf üniversitelerinden ve diğer üniversitelerden sınavı kazananlar karşılaştırılıyor, sınava katılanların sayısı değil! Sınava katılanların geldikleri üniversitelere göre sayısal toplamı ve kazanma oranları verilse nisbeten doğru bir değerlendirme yapılabilir. Nisbeten diyorum; çünkü, vakıf üniversitelerinden mezun olan meslektaşlarımızın çok önemli bir kesimine kendi ailelerinin işleri yettiği için devletin patronluğunda bir çalışmayı pek fazla tercih etmemektedir. Devlet üniversitelerinde akademik kadronun daha iyi olduğu, bu yönü ile daha iyi bir öğretim yapıldığını da söylemek pek mümkün değil. Devlet üniversitesindeki sınıf mevcudu ve derse devam eden öğrenci mevcudu mukayesesini evvlce yaptım. Akademik kadro ne kadar iyi olursa olsun, okula devam durumu dikkate alındığında bu kadrodan yararlanan öğrenci sayısı en fazla 150-200 kişi ile sınırlı. Kaldıki en iyi bir akademisyenin bizzat ders verdiği 200 kişilik bir sınıf ile aynı akademisyenin basılı kitabının okunduğu 30-40 kişilik sessiz bir okuma salonunun verimliliği mukayese edilse okuma salonunda kitap okuyanların daha başarılı olacağını söyleyebilirim. Bu anlamda vakıf üniversiteleri ile devlet üniversitelerinin verimliliği mukayese edilir ise, sanırım vakıf üniversiteleri öne geçer. Devlet üniversitesinde okumanın avantajları da var tabi. Mesela; -Öğrenci sayısının çok fazla olması, sınıfların kalabalık olması okul sonrası meslek hayatında muazzam bir avantajdır. O kalabalık sayesinde çok geniş bir çevre kazanırsınız. Bu sayede ülkenin hemen her yanına eliniz uzanır. Karşılıklı yardımlaşabileceğiniz muazzam bir arkadaş çevreniz olur. -Vakıf üniversitelerinde bir yandan para ödeyip, bir yandan da kendinizi dersaneye hapsetmek yerine, okula ödeyeceğiniz parayı o muazzam arkadaş çevrenizle güzel güzel harcar, bol bol eğlenirsiniz. - İşin şakası bir yana; İster vakıf üniversiteleri olsun, ister devlet üniversiteleri. Hepsi kişinin kendisinde başlar, kendisinde biter. Doğruya ulaşan iyiye, iyiye ulaşan güzele ulaşabilir ancak! Önceki olmazsa sonraki olmaz! Saygılarımla.. |
29-11-2006, 02:17 | #35 |
|
Özel üniversitelerde okuyan arkadaşlar bilirler okul genelinde parayla çok oyun çevirilir fakat bilinen bir gerçek vardır ki o da mezun olmak dışarıdan söylendiği kadar kolay değildir.Örneğin benim okulumda bütünleme,tek ders sınavı gibi kavramlar yoktur kalırsan tekrar alırsın ya da yaz okulunda ders açılırsa orada yani başka alternatif yok!Öğrenci başarı gösterip dersi verene kadar yeniden alır. Hocalarımızın çoğu Ankara ve İstanbul'daki devlet üniversitelerinde görev yapan değerli kişiler kimse kimseye hakkıyla almadan not vermiyor.Özel okulun şartlarını bilmeyen biri için karşıdan konuşmak kolay gelebilir.Daha önce başka bir konu başlığında Doğu Akdeniz Üniversitesi'ne gelmek isteyen arkadaşlara bir daha düşünmelerini önermiştim bunun en önemli nedenlerinden biri özel okuldan insanı kolay kolay kaba tabirle "parayı vereni" mezun etmemeleridir.
Saygılarımla... |
30-11-2006, 16:05 | #36 | |||||||||||||||||||||||
|
vakıf üniversitesi mezunu lmaktan pişan değilim
sevgili meslekdaşım ben İstanbul Kültür üniversitesi mezunuyum yani vakıf üniversitesi mezunuyım.ve bu yıl mezun oldum.önemli olan inasanın hangi okuldan mezun olduğu değil kendini nasıl yetişirebileceğidir.Hakimlik sınavınada hazırlanıyorum ve 1.5 yıldırda avukat yanında çalışıyorum.Mezun olduğum okulu değil mesleğim de iyi bir yerlere gelmek için mücaadele ediyorum bu benim azmimle ilğili okuduğum okulla değil.Düşüncelerinize saygı duyuyorum ama kesinlikle katılmıyorum.Çünkü vakıf üniversitesinde okuyan arkadaşlarımızın şefkini kırmamak ve onlara destek vermek gerek.
|
01-12-2006, 18:16 | #37 |
|
arkadaslar sunu söleyem vakıftaki arkadaslar burda gercekleri yazmamışsınız sölesenize hocalar derse gelmiyor vakıflarda, sonra sınava 1 hafta kala soruları veriyor ve bu sorların aynısını sormuyo mu arkadaslr, bende vakıftayım vakıfların hepsini biliyorum, ama devlet üniversiteleri ise anlatmaya ne hacet adamlar günde 15 saat ders calısark sınnıf geciyor neyse ....
|
01-12-2006, 22:00 | #38 |
|
ibrahimkovanci arkadasimizin yazdiklarini okuyunca gercekten cok sasirdim.Ben de vakif universitesinde okuyorum ve hicbir hocamiz ne derse girmemezlik ediyor ne de bizlere sinavlardan once sorulari veriyor.Oncelikle kendisine vakif universiteleri hakkinda genelleme yapmamasini oneriyorum cunku bu agir bir suclama.Ki kendisi Baskent universitesi gibi kaliteli bir universitede okuyormus okulundaki ve bolumundeki arkadaslari adina bu sozlerinden dolayi uzulmemek icten degil..
|
02-12-2006, 14:19 | #39 |
|
Gerçek olup olmadığını bilmiyorum ama, bazı hassasiyetleri vurgulamak açısından "Bizans'ın batış döneminde papazlar, meleklerin erkek mi yoksa dişi mi olduğunu; Osmanlı'nın batış döneminde de ulema, kahvenin helal mi yoksa haram mı olduğunu tartışırmış..." diye bir söz edilir.
Tartışılan konunun öneminden hiç şüphem yok! Bir ülkenin eğitim öğretim yapısının, hele ki o ülkenin hukuk düzenine yön vermede en önde gelen hukuk fakültelerindeki eğitim öğretimin nasıl olması gerektiği konusundaki tartışmanın önemsiz ve gereksiz olduğunu kimse söyleyemez. Bu yönden bakıldığında tartışmanın meleklerin cinsiyeti ya da kahvenin dini konumu kadar basite indirgenemeyeceği düşünülür. Lakin; konunun önemli olması, bu konudaki her türlü tartışmanın anlamlı ve önemli olduğu anlamına da gelmez. Buradaki tartışmanın birbirimizi TÜ KAKA ilan etmek yerine, eksiklerimizi ve giderme yöntemlerini belirlemeye, bu yönde talepler oluşturarak birlikte hareket etmeye ve birbirimizi tamamlamaya hizmet etmesini beklerdim. Bunun başarılabilmesi için birimiz, diğerimizin eğitim gördüğü kurumu eleştirmek yerine (ki, o kurumun işleyişini bilmemiz çok mümkün değildir.) herşeyiyle çok iyi tanıdığımız ( en azından mahiyetini, başkalarının eğitim gördüğü kurumdan daha iyi bildiğimiz)kendi kurumlarımızı eleştirmek, eksik ve kusurları ile giderilme yöntemlerini tartışmak daha olumlu sonuçlar verirdi. Tartışmanın geldiği nokta, sorunu tespit edip, birlikte çözüm üretmekten uzak. Gelinen nokta anlamsız ve yararsız olduğu kadar, gelecekte muhtemel zararlar doğurmaya gebe bir kutuplaşma. - Tartışma ve yaklaşımlar konusunda yarar sağlayacağını umduğum bir menkıbeyi sunmakta yarar buluyorum; Adam, kötü yoldan para kazanıp, bu parayla bir inek alır. Nedense sonra yaptıklarından pişmanlık duyar ve hiç değilse iyi bir şey yapmış olmak için bu ineği Hacı Bektaş'ın dergahına bağışlamak ister. Durumu Hacı Bektaş-ı Veliye anlatır ve Hacı Bektaş-ı Veli hediyeyi "Helal değildir!" diye geri çevirir. Adam bu kez Mevlevi Dergahın gider ve aynı durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana ise hediyeyi kabul eder. Adam, aynı şeyi Hacı Bektaş-ı Veliye de anlattığını; lakin O'nun hediyeyi helal değildir diyerek kabul etmediğini söyler Mevlana'ya ve sebebini sorar. Mevlana "Biz bir karga isek, o bir şahindir, leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni o kabul etmez ama biz kabul ederiz." Adam üşenmez ve Hacı Bektaş Dergahına gidip, kendisine anlattığı şeyi anlatmasına rağmen Mevlana'nın hediyeyi kabul ettiğini söyler ve sebenini sorar. Hacı Bektaş-ı Veli "Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nınki bir okyanustur. Bir damlayla bizim gönlümüz kirlenir; lakin okyanus kirlenmez. Bu nedenle senin hediyeni kabul etmiştir" diye cevap verir. - Birbirimizi yermekle varabileceğimiz bir yer olduğunu sanmıyorum. aygılarımla.. |
02-12-2006, 15:44 | #40 |
|
sayın meslektaşlarım;
Kanaatimce temel sorun vakıf üniversitesi veya devlet üniversitesi ayrışmasında değildir.Sorunun özünde Türkiyede her yıl mezun olan hukukçu sayısının fazla olması yatıyor. Bu fazlalığın bir yerde(eninde sonunda) dengelenmesi gerekiyor.Bu amaçla avukatlık sınavı yapılacaktı ne yazık ki popülist bir yaklaşımla kaldırıldı.Tüm dünyada yapılan ve avukatlığın hukuk dersleriyle ilgili olmakla beraber farklı bir dal olduğunun kabul edilmesi felsefesine dayanan bu uygulama gereklidir.Bu sınavın yapılması bu kısır tartışmayı da sona erdirecekti aslında vakıf ünideki arkadaşlar elde edecekleri başarıyla istatistiki olarak böyle bir tartışmanın anlamsızlığını ispatlayacaklardı. Vakıf üniversitesindeki arkadaşların hakim yada savcılık sınavını kazanamaması onların eksik eğitim aldığı anlamına gelmez keza devlet üniversitesinden mezun olanlar genellikle derslere girmezler onların başarısı tamamen sınavların zorluğu neticesinde verdikleri mücadelelerden kaynaklanıyor . Vakıf üni.lerinin eksik eğitim aldıkları kanısını yukarda arkadaşlarımızın bahsettiği doçentler ve profesörler oluşturmaktalar.Bu hocalar hem devlet üniversitelerinde hemde vakıf üniversitelerinde derse girmekteler.Devlet üniversitesindeki öğrencilerin sınavlarını aşırı dercede zor yapmaktalar -hocam bahçeşehirde çok kolay sormuşsunuz dendiğinde - siz daha iyi yetişerek vakıf ünideki arkadaşlarla eşit seviyede hayata başlamalısınız cevabı veriyorlar.(.Çünkü vakıf üni deki arkadaşiların devlet üni deki öğrencilere göre durumlarının daha iyidir.)dolayısıyla devlet üniversitesinde okuyan öğrenciler vakıf üni.deki arkadaşların deyimiyle ön yargıya sahip oluyorlar. Sadece merak ettiğim için soruyorum vakıf ünideki arkadaşlara bu soruya verceğiniz cevap aslında sizin geçirlidiğiniz ,hocalar tarafından zorlanıp zorlanmadığınızı medeni usul hukuku sınavına 10 sayfa nottanmı girdiğinizi vs. gibi söylemleri bir nebze netleştirecektir. -1-)ACABA VAKIF ÜNİVERSİTELERİNDE ÖĞRENCİLER ORTALAMA KAÇ YILDA MEZUN OLUYORLAR? -2-)ADLİ TIP GİBİ BİR DERSTEN OKUL UZATAN ÖĞRENCİ VAR MI? -3-)TEK DERSTEN OKUL UZATAN VAR MI? -4-)VE GÜNDE ORTALAMA KAÇ DERS ÇALIŞLIYOR? |
02-12-2006, 19:25 | #41 |
|
Devlet üniversitelerinde okuyanlar vakıf üniversitelerini kötülemiş,vakıf üniversitesindekilerde devlet üniversitesinde okuyanları.aslında bu insanın kendisini geliştirmesiyle ilgili bişey.ama bişeyi itiraf etmeliyim bizim kendimizi parçalayarak kazandığımız üniversiteyi bir başkasının parası var diye okuması bizi hep rahatsız ediyor.pek haksız da sayılmayız...bişey daha, geçen yıllarda vakıf üniversitelerinden ortalamayla bizim okula geçiş yapan öğrencilerin bi çoğu uzattı...tabi ki kararı siz vereceksiniz...
|
02-12-2006, 22:43 | #42 |
|
Ben vakıf üniversitesinde okuyorum.Devlet üniversitesindeki öğrencilerin bizlerde karşı olan tutumlarına anlam veremiyorum.Hukukta matematik yok,mantık var.Belki matematiğim devlet üniversitesini kazanmaya yetmedi ama mantığım ve bilgim devlet üniversitesindekilerle yarışacak kadar yeterli..Benim geçme notum 70 ve devam zorunluluğumuz var sınav gününe kadar hem okula gidiyor hem ders çalışıyorum,ailemin yükü sırtımı kamburlaştırdı çünkü sınıfta kalmam milyarlarca para demek kaçınız bu koca yükü sıtrınızda taşıyor ki bu kada rahat konuşuyor..Etrafımda ders çalışmaktan, yazı yazmaktan elleri nasır tutan insanlar varken sizler neden bu kadar duyarsızsınız..Hiçbir hukuKçu yargısız insan mahkum etmez değil mi??*
Çok merak ediyorsaniz ve ön yargilariniz az da kalkacaksa söyleyeyim en az sizin kadar çalişiyoruz medeni usul gibi bir dersten vizede bin sayfalik kitabin hemen hemen yarisindan finaldede tamamindan sorumlu tutuluyoruz tek dersten yarim dönem uzatan çalişmayan arkadaşlarimiz var tabi ki günlük ders çalişmam günlük anlatilan konuya bağli ve dli tip gibi bir derste olsa çalişmazsan geçemiyorsun...sizden farki ne? Ödediğimiz para mi? Aldiğimiz eğitim ve emeğimiz mi?ama şunu belirtmeliyim ki hocalarimiz en iyi eğitimi verirken bizlerde sorumluluğumuzu biliyoruz.. |
03-12-2006, 04:08 | #43 |
|
Ben bir devlet üniversitesinde okuyorum ve hiçbir şekilde vakıf üniversitelerinde okuyanların benim yanımda bir dezavantajları olduğunu düşünmüyorum. Hatta daha avantajlı durumdalar çünkü devlet üniversitelerindeki birçok kaliteli hoca vakıf üniversitelerine geçmiş durumda. O yüzden hiç bulunduğun okulu bırakma derim ben.
|
03-12-2006, 20:53 | #44 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu sana bağlı...
Ben, vakıf üniversitesi mezunuyum. Türkiye'de her ne kadar vakıf üniversitelerine, özel üniversitesi deniyorsa da, Türkiye'de hukuken özel üniversite açılamamaktadır. Soruna gelince, nereden mezun olursan ol, önemli olan iyi bir hukukçu olabilmendir. İyi çalışmalar... |
04-12-2006, 08:47 | #45 |
|
sayın arkadaşım ben vakıftan yeni mezun oldum ve sabahlara kadar ders çalışıp anlımın akıyla geçtim.eger dediğiniz gibi sorular verilmiş olsaydı bir yıl okulumu uzatmazdım.tmaen yanlış düşünüyorsunuz.devlette hukuk okuyan arkadaşlarım var onlar okula bile ugramazlar nasıl oluyorda günde 15 saat ders çalışıyorlar.şu olabilir sınavdan sınava çalışıyor olabilirler.neyse arkadaşlar bu konuyla vakit harcamak yerine hangi okuldan mezun olduğuna degil yaptığı işratlara bakalım.
|
04-12-2006, 12:51 | #46 |
|
arkadaslar ben bir acıklama yapmayı istiyorum; üstteki yazımda "ben vakıf üniversitesinde okuyorum ve biz soruları alıp sınava giriyoruz" seklinde bir ifade kullandım. ancak orada ben iğneleyici şekilde ironi yaptım. çünkü bir kısım cevreler hayatında vakıf üniversitesinin daha önünden bile gecmeden yorum yapıyorlar buna farklı bir eleştirim olsun dedim. sonuc olarakta; biz vakıf üniversiteliler olarak kendimizi bilelim yeter, biz calışıp başarılı olduktan sonra bizi baskalarının yorumu yıpratamaz diye düşünüyorum. saygılarımla...
|
04-12-2006, 13:12 | #47 |
|
vakıf üniversitesinde okuyan her öğrencinin yükü devlet üniversitesindeki öğrenciden daha ağır bu asla unutulmamalı diyorum ve beseascu arkadaşımızı da katılıyorum..gereken cevabı kendisi vermiş zaten..saol.
|
04-12-2006, 13:36 | #48 |
|
Vakıf üniversitesinden mezun olmanın eksikleri olur mu diye sormuşsunuz. Bu hangi vakıf üniversitesini seçeceğinize bağlı bence, ben vakıf üniversitesi sistemini adil bulmamakla beraber, çok başarılı üniversitelerin olduğunu da görüyorum ama ne yazık ki bu üniversitelerin sayısı bir elin parmağını geçmiyor.
Bahçeşehir, Bilgi, Sabancı, Koç ve bir kaç vakıf üniversitesinde daha hiçkimsenin laf edemeyeceği nitelikli eğitim verildiğini duyuyorum ancak genel olarak vakıf üniversitelerinde ticari bir anlayışın hakim olduğunu düşünüyorum. Ben İstnbul Üniversitesi'nde 3. sınıftayım bizim de bazı hocalarımız devletin sağlayamadığı maddi imkanlar nedeniyle vakıf üniversitelerinde ders veriyor ama inanın derste kendileri bile bu okullardan nasıl şikayet ediyor, onların final sınavı sorularını bize pratik çalışma olarak dağıtıp "Siz bunlara bakıp rahatlamayın oturup çalışın" diyorlar ve daha neler neler... Öğrencinin bireysel gelişimini tasnif dışı bırakıp sadece okulu baz alarak konuşacaksak,seçeceğiniz vakıf üniversitesine göre bu sorduğunuz soruya verilecek yanıt değişir bence.. |
05-12-2006, 20:56 | #49 |
|
selamlar
Bu konu nedense beni çok çekiyor.Ben de bir vakıf üniversitesi mezunuyum..Eksileri elbette var vakıf üniversitesi mezunlarının..Bunun en büyük çilesini ben çekmişimdir galiba.Mezun olduktan sonra avukatın yanında çalışmak için başvurduğumda bana sen kıbrıs mezunusun dediler.Eğitiminiz iyi değil dediler.Hatta beni büroda teste bile tabi tutttular SIRF KIBRIS MEZUNUYUM DİYE.Benim gözümde o avukatların hiç bir değeri yok.Bu nasıl bir mantıktır anlamıyorum.Ama o avukatlara tek bir konuda teşekkür etmek istiyorum..O avukatcıklar sayesinde ben hakimliği kazandım.Umarım bir gün onlarla duruşma salonunda karşılaşırım..Bizim ülkemiz malesef böyle.İsme her zaman önem veririz.İstersen Türkiyenin en kalitesiz devlet okulundan mezun ol.En kaliteli vakıf üniversitelerinin imajı asla yıkılmayacak..Çünkü önyargılı insanlar her zaman olacak..
|
09-12-2006, 15:18 | #50 |
|
merhaba. ben kültür üni. hukuk fakltesinde okuorm. okulum tek dersten 5. seneye uzadı.insanların vakıf üniversitelerinde okuyanlar için çok ön yargıları var. öncelikle belirtmek isterimki bu okullarda derslerden geçmek düşünüldüğü kadar kolay değil çünkü maddiyat bi yerde karşınıza cıkıyor.daha fazla detay veremicem zaten bilen bilir.hocalarımızın hepsi çok iyi prof. lar ve eğitim son derece mükemmel belki tek fark devlet üniversitelerinden,ögrenci ve ögretmen dialoğudur baska bişey olduğunu düşünmüyorum. zaten hukuk fakültesinden mezun olunca hukukçu oluyosun,iyi bir hukukçu olmak okul hayatından sonraki çabana,emeğine ve kendini geliştirmene bağlı.hangi okuldan mezun olduğuna değil.
|
09-12-2006, 22:18 | #51 |
|
Bir üye hukuk öğrencisinin günde en az 8 saat çalışması gerektiğini ve sadece vakıf üni.de okuyanların birbirini koruduğunu belirtmiş.Buna katılmıyorum bana cevap olarak gelen maillerde bizi destekleyen devlet okulunda okumuş ve okuyan kişilerde mevcut.Ayrıca bir hukukçunun 8 saat çaluşması gerektiği de saçma geliyor bazısı vardır ki okuduğunu bir kere anlar bazı da defalarcaokuduktan sonra.. ilk okuyuşta anlayanın 8 saat çalışması zaten gerekmez ki..
|
10-12-2006, 20:30 | #52 |
|
İlkesel olarak özel üniversitelere karşıyım ancak bir şekilde bu okula girmiş ve okuyan arkadaşlarımıza da saygısızlık etmemeliyiz. Elbette vakıf üniversitesinden mezun biri iyi hukukçu olabilir. Onlar eğitim almıyor diyemeyiz , yine devlet okullarından mezun olanların da tamamı iyidir diyemeyiz.
Ancak şu örneği vermeliyim. Ben ankaralı biri olarak belli bir öss puanı alıp evimden uzağa konyaya gittim.Orada evde kaldım birçok zorluk yaşadım ve benden asla bir kaç soru değil bayağı aşağıda puan almış bir arkadaşım vakıf üniversitesine kaydoldu ve evinde kaldı.Hem benden kat kat az puan alıp hem ankarada kalması ve bunun sırf parası olduğu için gerçekleşmesi o dönem bana müthiş bir haksızlığa uğradığımı hissettirdi.Parayla daha az puana öğrenci alan bir kurum yapısı itibariyle adil değildir.Bu yüzden özel eğitimin her türlüsüne karşıyım. Ancak vakıfta okuyan arkadaşlara bir sözüm yok.Lütfen alınmasınlar aralarından iyi hukukçu çıktığı bir gerçek.Bu başlığı açan arkadaşın kaygısına gelice.Birçok büroda karşılaştım vakıf mezunu olanlara karşı önyargılı davranıyor avukatlar.Devlet mezunu biri varsa onu tercih ediyorlar bikaç iş başvurumda gördüm bunu.Sadece bir tespit doğru ya da yanlış yorum yapamam. |
10-12-2006, 21:02 | #53 |
|
esasen yukarıda sayın ibretinin yaptığı tespitlere katılıyorum,öncelikle onu belirtmek isterim.öte yandan bu iş kendini yetiştirme ve disiplin meselesi.uzun sözün kısası insanın içinde bir çalışma arzusu olmalı,yoksa hukuk elinin ucuyla tutulacak bir alan değil.
öte yandan hukuk bir "intikam alanı" da değil.hele hele "yargılama makamının" intikam saikiyle kullanması asla kabul eidlemez.bu sebeple az yukarıda funda.0633 isimli üyenin yazdıklarının tüylerimi diken diken ettiğini söylemek isterim. ne demek "onlarla bir gün duruşma salonunda karşılaşırım" ? bunca yıl birilerinden intikam almak için mi okuduk? bize bu mu öğretildi? doğru davranış intikam almak değil avukatlık mesleğinin onurunu gerekirse meslektaşlarına karşı da korumak ve o teste girmeyi reddetmektir. mesleğimizin sert bir ikliminin bulunduğu hepizin malumu. ama bu sertliklerin yüreğimizi karartmaya sebep olmaması gerekir.aksine düşünüş sadece ve sadece aslını inkar anlamına gelir |
11-12-2006, 21:42 | #54 |
|
sayın levent öge,
ilk önce şunu yazmak isterim.Tüylerinizi diken diken eden şey acaba benim tüylerimi diken diken etmedi mi.İnsanların ne yaşadıklarını bilemessiniz..Kimse kimsenin bilemez..Hele hele siz asla.Çünkü siz yazımı okurken bardağın dolu tarafından değil,boş tarafından bakmışsınız..Buna önyargı derler.Amacım elbette ki sizin önyargınızı yıkmak değil.Bunun için zaman harcamam zaten.Siz yazımı okurken bu (tarz avukatlarda mı var hayret) demeniz gerikirken yaptığınız yoruma bak..Paraya ihtiyacınız olduğu zaman avukatla görüşmeye git ve sen kıbrıs mezunusun diye güle güle desinler.Bu bir intikam duygusu değildir.Bu sadece gururun kırılmasıdır.İntikamı ben değil zaman alacak.Ama itirafta bulanmak gerekirse o avukatı beynime fotoğrafladım..Asla da unutmayacam.Dikkatinizi çekerse o avukattan bahsediyorum.Genelleme de yapmadım..Bu yazıyı da yargısız insaf yaptığınınz için yazdım..Size hayatta başarılar dilerim.selamlar
|
11-12-2006, 21:51 | #55 |
|
hala aynı noktada dolaşıp duruyor olmanız tüylerimi bir kez daha diken diken etti.ne söylediğim ne kasttettiğim çok açık.yazınızdan bir gün "yargılama makamına" eriştiğinizde bu "gücü" hangi amaçlar doğrultusunda kullanacağız açıkça anlaşılıyordu.(bir sonraki mesajınız da bu kanımı pekiştirmeme yardımcı oldu.) benim dikkat çekmeye çalıştığım burasıydı ki mesajımdan da işin bu boyutu çok açık bir şekilde anlaşılıyor. o halde "yargısız infaz" nerede başlıyor nerede bitiyor bunu tartışmaya gerek yok kanımca. sizin "avukat" olarak gururunuzun kırılması en başta benim gururumun kırılmasıdır zira meslektaşımsınız ya da bir dönem öyleymişsiniz.mesele hukukçu kimliğinin art niyetle kullanılıp kullanılamayacağı meselesidir.derdim budur...
|
12-12-2006, 20:37 | #56 |
|
gerçekten aynı yerdesiniz
Yorum köşesini daha da fazla kişiselleştirmenin anlamı yok.Ben artık bir şey yazmayacam.Ama şunu da demeden geçemeyeceğim.İyi ki avukat olmuşsunuz.Selamlar.
|
13-12-2006, 17:05 | #57 |
|
öncelikle vakıf üniversitesinde okuyan arkadaşlarıma sormak istiyorum gerçekten biz devlet üniverstelerinde okuyan öğrenciler kadar emek ve zaman harcayarak mı geldiler şuan ki bölümlerine lütfen ellerini vicdanlarına koyup cevap versinler ben lise hayatımı en güzel yıllarımı test kitapları arasında geçirirken dersle hiç alakası olmayan bazı arkadaşlarım sadece maddi imkanları iyi olduğu için benimle aynı bölümde okuma şansına sahip oldular herşeyden önce hukuktan da önce ben vakıf üniverstelerine karşıyım zaten işsizliğin olduğu bir ülkede bu kadar vakıf üniversitesi olması çok acı çünkü sizin okuduğunuz üniversitelere verdiğiniz bir aylık paranın 3'te birine çalışan çok avukat var sizin zaten paranız,mezun olduğunuz da işinizi bulacak çevreniz var devlet üniversitelerinde o kadar imkansızlık içinde okuyan gençlerin önönü kapatmıyormusunuz elinizi vicdanınıza koyun bruskun söylediklerinede aynen katılıyorum ayrıca hukuk eğitimi farklı bir eğitim devlet üniversitelerden üç beş hoca kapmak demek o fakültede çok iyi eğitim verildiğini göstermez bir okulda verilen eğitimi öğrencilerinin ne kadar alabildiğini de çok önemli...haklısız öss çok adaletli bi sınav değil ama bir vakıf üniversiteli öğrenci ile bir devlet üniversiteli öğrenci arasında hukuk için söylüyorum 50 ile 100 puan arasında değişen bir puan farkı var bu da tesadüf değil bence...
|
13-12-2006, 17:48 | #58 |
|
attorney arkadasım sen neden bu kadar dertlisin anlayamadım ve sunuda iddia ederim sen sınava hazırlanır, test cözerken inan bende vakıf üniversitesinde okuyan birisi olmama ragmen enaz senin kadar test çözmüşümdür. kaldı ki sunu anlayamıyorum siz!.. sadece hukuku bir para kazanma aracı olarak mı görüyorsunuz ki vakıfta okuyanların parası vardır onun için okumanıza gerek yok yazmışsınız buna diyecegim tek cevap enteresan bir yaklaşım açısıdır diyebilirim... saygılarımla
|
13-12-2006, 19:42 | #59 |
|
attorneyin dediklerine aynen katılıyorum.
Bir sınavdan sizden kat kat az puan insan ile aynı bölüme girmeniz ve bunun "para" yüzünden kaynaklanması karşısında insanların bunu normal karşılamasını beklemeyin. |
13-12-2006, 20:51 | #60 |
|
Her devlet üniversitesi öğrencisi nasıl aynı değilse,her vakıf üniversitesi öğrencisi de aynı değildir.Nasıl okuduğumu ben bilirim.Her zaman derim ki keşke ama keşke devlet üniversitesinde okusaydım da şu bambaşka olan üniversite hayatını bende yaşasaydım.Fakültemden görüştüğüm arkadaşlarım olsaydı,uzun zaman sonra "...ben fakültedeyken..."diye başlayan cümleler kurabilme imkanım olsaydı.Keşke 60 yaşımda adliye koridorlarında karşılaştığım arkadaşlarımla "...hatırlıyor musun ne eğlenmiştik,ne çekmiştik... hani hatırlıyor musun bir keresinde..." diye anıları yadedip duygulanabilme imkanım olsaydı.Keşke "neydi o günler"diyebileceğim günlerim olsaydı.Keşke benimle aynı sıkıntıları çeken arkadaşlarım olsaydı ve onlarla hayat dair birşeyler paylaşabilseydim.Keşke arkadaşlığın,dostluğun ne olduğunu bende yaşayabilseydim.Keşke,hayatın araçlarını amaç olarak gören insanları tanımasaydım.Keşke yalanın mükafatlandırıldığı,riyakar sevgilerin gölgesindeki satın alınmış mutlu hayatları izlemeseydim ve kimse için üzülmeseydim,kiseye şaşırmasaydım.Keşke "...amaaan okulum uzarsa uzasın" deme şansım olsaydı.Keşke ders çalışırken,sadece bir gece olsun içimde, kalma stresini,korkusunu taşımadan rahatça çalışabilseydim.Keşke,fakülte hayatım boyunca her günüm aileme yük olduğum düşüncesiyle geçmeseydi.
Yalnız; Şunuda hep derim iyiki ben,okulumu vaktinde bitirdim.İyiki bu şansa sahipmişim.İyiki harika bir ailem var.İyiki ben aileme verdiğim her sözü tutabildim.İyiki ben Türkiye'nin en kaliteli hocalarından eğitim aldım ve iyiki ben hukuk okudum.İyiki oradan arkadaşlarım olmadı.İyiki o kadar insanın içinde mükemmel karaktere sahip dürüstlüğünü koruyabilen insanlar gördüm.İyiki sorumluluk duygusu olanla olmayanın farkını görebildim.İyiki hayata kapılmadım.İyiki hala sağlıklıyım.İyiki şımarmadım.İyiki çalıştım.İyiki defalarca çalıştım ve iyiki herkesin özendiği o üniversite hayatını,kendi hayatım için sildim. Vakıf üniversitesi ile devlet üniversitesi arasındaki tek fark içinde bulunulan ortamdır.Dış görünüştür,yaşam tarzıdır.İçine girdiğinde ya erir yok olursun ya da dimdik durursun,ya rezil olusun ya vezir olursun,ya eğitimini alısın ya aklını gezdirirsin,ya iyi bir hukukçu olursun ya da fakülteli bomboş bir beyin olursun.Hayır demesini bilmezsen,ne zaman neye öncelik verilmesi gerektiğini anlamazsan bitersin.Her zaman ve her yerde olduğu gibi bu,sana bağlıdır.Bu karakterinin kuvvetine baglıdır. Şimdi arkadaşlar; Hangi vakıf mezunu veya hangi devlet mezunu çıkıpta benden farklı olduğunu söyleyebilir.Kim çıkıpta sen vakıf mezunusun ve boşsun,emeksizsin diyebilir?Kim kendisiyle beni veya vakıfta okuyan diğer arkadaslarımı kendisinden farklı görebilir ve hangi devlet üniversiteli,kendi ortamının gerçeklerini benim kadar açık yürekli yazabilir? Bütün hukukçuların aldığı eğitim seviyesi aynıdır.Farkı yaratan hukukçunun kendisidir.O nedenle eğitim bakımından eşit olduğumuzu kabul edelim ama iyi hukukçuluk konusunda kim ne kadar iddalıysa iddialı olsun.Saygılar... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
özel (vakıf) üniversitelerde hukuk okumak | elif dinler | Hukuk Lisans Eğitimi | 191 | 24-08-2014 16:32 |
Vakıf Üniversitesinde Yüksek Lisans Eğitimi | lawess | Yüksek Hukuk Eğitimi | 11 | 24-07-2013 09:25 |
"Yüksek Hukuk Eğitimi" veya "Hukukta Yüksek Lisans ve Doktora (Eğitimi)" | juris-tr | Yüksek Hukuk Eğitimi | 6 | 20-10-2009 04:08 |
hukuk eğitimi belli bir dönemden sonra özel mesleki eğitim için bölünmeli mi? | redmehmet | Hukuk Lisans Eğitimi | 4 | 11-02-2007 16:34 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |