05-01-2013, 14:07 | #31 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av. Hulusi Metin'in 30 nolu mesajına ek olarak: Türk yargı yollarını sonuna kadar zorlayan, olayda mağdur mağdur 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurur. Saygılarımla |
05-01-2013, 14:24 | #32 | |||||||||||||||||||||||
|
Mağdur, kendi ülkesinde bunca hukukçu fazlalığı varken tek başına bırakılmış. Herkesin şiir yazdığı ülkede okunmayan bir şiir dergisi gibi. |
05-01-2013, 15:02 | #33 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Özet
1.Tespit ve Soru
2.Hukukun uygulanması a.Özel Hukuk b.Kamu Hukuku 3.Kamu Hukukunda a.Cumhuriyet Savcısı… b.Mağdurun savunmanı… c.Doktrin… 4.Yargıtay kararları a.Kararların incelenmesi b.Kararların eleştirilmesi c.“Yasal koşullar” d.Yasal koşulların yorumu i.Yargıtay ii.Doktrin iii.Mağdurun vekili e.Uygulama f.Öneri Saygılarımla |
05-01-2013, 17:03 | #34 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Armağan Konyalı, her verdiğiniz cevapla yeni bir konu açıyorsunuz. Sabırlı okuyucuya seslendiğiniz mesajınızda belirttiğiniz şu: Alıntı: Bu başlığın konusu ''hukukun uygulanmaması karşısında zarar gören hukukçuların ne yapacağı'' hakkındadır. Sayın Av. Hulusi Metin bu konuda neler yapılacağını ve yargı yolunun ne olacağını belirtti. Ben Sayın Av. Hulusi Metin'in yazdıklarına ek olarak yargı yetkisi Türkiye tarafından tanınmış olan ve Türkiye'yi insan haklarını ihlalden dolayı defalarca mahkum etmiş bir Yargı Mercii'nin yolunu gösterdim. Bu merciye şimdiye kadar yapılan başvurular Türkiye'deki bunca hukukçu fazlalığı!na rağmen yapıldı. Açıkça belirtmek gerekirse ben hukukçu fazlalığının hukukun kalitesi ile orantılı olabileceğine zaten inanmıyorum. Alıntı: Mağdur olayda mağdur olmuştur. Mahkemede mağdur olmuştur. Bir de Anayasa Mahkemesinde mağdur olsun da sonra ne yapacağımızı düşünürüz diyorsunuz ama hagb kararı verilmiş olan bir davada mağdur sadece ağır ceza mahkemesinde itiraz yoluna gidebilir. Ağır ceza mahkemesinin mağdurun talebinin reddine ilişkin kararı aleyhine Anayasa Mahkemesine gidilemez kanısındayım. Bu yazdıklarınız doğru ise bir hukukçunun mağdur olan mağdura yardım etmesi gerekir. Ve bu yardım mağdurun kendi ülkesinde bunca hukukçu fazlalığına rağmen yapılmalıdır. Saygılarımla |
05-01-2013, 20:52 | #35 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben sizden hukuki görüş istemiyorum. Mağdur-katılan vekilinin ne yapacağını sormuyorum. Soru, hukuk tekniği ile ilgili değil. Soru, hukuk uygulanmadığı zaman hukukçuların ne yapabileceği hakkında felsefe çerçevesinde bir tartışma açmak amacını taşımaktadır. Soru, mağdurun korunmasıyla ilgili olarak mağdur vekilinin ne yapacağı hakkında değil. Soru, hukukun korunması için hukukçuların ne yapacağı hakkında. Soruyu anlatamadığım için konuyu örnekler üzerinden açıklamam gerekti. Örnekler üzerinden gidince konu hukuk tekniğine ve kanun yollarına kadar geldi. Her mesajımda ''konumuz bu değil'' diye konu kaymasını önlemeye çalıştım ama başarılı olamadım. Bu nedenle konu hâlâ ortada duruyor. İsterseniz hagb örneğini bir kenara bırakalım, ''devletin denetleme görevini yapmaması'' örneği üzerinden konuşalım. Ama bu konuya da mağdur vekili açısından bakmayalım; hukukçular açısından bakalım. Mağdur vekilinin ne yapması gerektiğini mağdur vekili zaten biliyordur. Konumuz şu ki hukukun uygulanmadığı yerde veya zamanda hukukçuların yapacağı nedir? Ya da hukuk uygulanmıyorsa hukukçular ne yapacaklarını biliyor mu? Hukukun uygulanmadığını gören hukukçular mağdur vekiline akıl öğretmekle mi yetinecek? Hukukun uygulanmadığını gören hukukçulara düşen bir görev yok mu? Bu soruların nedeni, hukukun uygulanmadığı yerde hukukçuların zarar görüyor olmasıdır. (Zararın açıklaması hakkında bakınız 6 nolu mesajım) Saygılarımla |
05-01-2013, 21:24 | #36 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sohbetin konusu
1.İrdeleme: Bu durumda sohbetin başlığı “ Pozitif Hukuk – Hukuk Felsefesi” olmalıydı … 2.Pozitif hukukta yapılabileceklerin konuşulduğu kanısındayım. 3.“Pozitif hukukun bittiği yerde başlayan ve hukuk kavramından yola çıkan hukuk felsefesi, hukuk biliminin temelini ve ana kavramlarını ele alır” tanımdan hareket edersek… Buyurun Sayın Konyalı … |
05-01-2013, 21:39 | #37 | |||||||||||||||||||||||
|
Lütfedip, emek çekip, soruma yanıt verme inceliğiniz için çok teşekkür ederim. Hukuki açıdan bakıldığında, ayrıntılı ve iyi düşünülmüş doğru yanıtınızı mesleki ilgiyle ve zevkle okudum. Ne var ki konu sitemizin ''Hukuk Felsefesi'' alanındadır. Yanıtınızda hukukçuları ayrı ayrı görevlendirmişsiniz: Mağdurun vekili, hakimler, savcılar, hukuk profesörleri listenizde yerini almış. Engin hukuk bilginizle ilgili kişileri kolaylıkla tespit etmişsiniz. Böylelikle sorumun hukuki açıdan yanıtını almış olmama karşın, ek bir soru daha sorma cesaretimi bağışlayınız. Elbette bu soru sizin şahsınıza değil, tüm üyelere yöneliktir. Listenizde yer alanların tümü ''ilgili hukukçular'' diye tanımlanabilir. Halbuki ''diğer hukukçular'' da mesleki aşınma nedeniyle bence ''ilgili'' kapsamına girer. Mağdur vekili olmayan avukatlar, sulh hukuk hakimleri, Danıştay Başsavcısı diğer hukukçulara örnektir. Hukuku korumak hukukçunun menfaati gereğidir. Listenizde diğer hukukçular yok. O nedenle sormak zorundayım: Hukukun uygulamaması halinde diğer hukukçuların yapması gereken şey var mıdır? Varsa nedir? Saygılarımla |
06-01-2013, 01:57 | #38 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
1.Öyle ise… İlk iletinizden beri verdiğiniz örnekler niye hep “olan hukuk”la ilgiliydi? Olan Hukuk, “Hukuk felsefesi” alanında değildir ki!
2.Olan Hukuk’ta “hukukçuların yapması gereken”; görevlerini yapmak, eleştirmek ve eleştirileri değerlendirmek, Yaşam-Yasa uyumunu sağlamaktır. 3.Hukuk felsefesi alanında ise… Pozitif Hukukun bittiği yerden itibaren, ancak düşünce üretilebilir ki bu da “yapılması gereken” değil, olması gereken/düşünülendir. 4.Olan Hukuka ilişkin eleştirilerinizi verdiğiniz örneklerle anladığımı sanıyorum. 5.Konu bağlamında ''Hukuk Felsefesi'' alanında düşünceleriniz nelerdir? Saygılarımla |
06-01-2013, 08:56 | #39 | |||||||||||||||||||||||
|
|
06-01-2013, 12:13 | #40 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sormadınız Sayın ve Sevgili Konyalı! Ya da sorunuz
ise...
Uyarınızla çelişkili ... Çünküsü: "Felsefe, felsefe yapan kişinin, ne olmadığını kesinlikle bildiği; ama ne olduğunu yaklaşık olarak bile bilmediği bir iştir" Oysa siz sohbetin başından beri "ne olduğunu" biliyor ve bizlerin dikkatini çekmeye çalışıp, "yapılması gereken"i soruyorsunuz... Bu durumda... Sohbetin "sitemizin 'Hukuk Felsefesi' alanında" olmaması gerekirdi. Saygılarımla |
06-01-2013, 13:59 | #41 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Konunun Belirlenmesi
Konunun belirlenmesi konuyu açan kişinin işidir. Konuyu açan kişi hangi konu üzerinde tartışmak istediğini ve tartışmaın yönünü belirler. Konuyu açan ve yön belirleyen kişi yaptığı açıklama ve sorduğu sorular, belirli durumlarda kendi sorularına verdiği cevaplar ile tartışmanın sınırlarını da belirler.
Tartışma belirli durumlarda, tartışmayı başlatan ve konuyu açan kimsenin istediği yönde yürütülmüyorsa bunun genelde iki sebebi olabilir; birinci sebep tartışmacıların konuyu açan kişi ile aynı bilinç düzeyinde olmamalarında veya konuyu tam olarak anlamış olmamalarında aranmalıdır; ikinci sebep tartışmayı başlatan kişinin konuyu ve sorduğu soruları tam olarak açıklamamasında veya sorduğu soruları diğer tartışmacıların anlıyacağı şekilde sormamasında/soramamasında aranmalıdır. Burada üzerinde durulması gereken konu, tartışmayı tartışmacıların düşüncelerinin değil, tartışmacıların yazıya döktükleri düşüncelerin belirliyeceğidir. Tartışma tartışmacıların düşünceleri üzerinde değill, açığa vurdukları, kağıda veya internet sayfalarına döktürdükleri dizeler ve düşünceler üzerinde yürütülür. Konumuza dönersek:
Alıntı 1 başlığa altındaki ifadelerinizde devamlı olarak uygulamayı ve eleştirdiğiniz bu uygulamaya karşı hukukçuların neler yapabileceği konusu üzerinde durdunuz. Alıntı 2 ve 3 te geri dönüş yapıp 'Soru,hukuk tekniği ile ilgili değil' ve 'Soru, hukuk uygulanmadığı zaman hukukçuların ne yapabileceği hakkında felsefe çerçevesinde bir tartışma açmak amacını taşımaktadır.' diyerek tartışmanın yönünü değiştirdiniz. 1. Bir uygulamayı eleştirmek ve değiştirmeye çalışmak felsefi bir uğraşı değildir. Felsefe kural koymaz, olsa olsa yol gösterir. 2. Müsaade ederseniz Size kendi düşüncelerinizle cevap vermek istiyorum:
Belirlemeniz: 'Hukukçunun birey olarak yapabileceği hukuk kurallarıyla sınırlıdır.' Soru: Birey olarak yapabileceği 'hukuk kurallarıyla sınırlı' olan hukukçudan hangi gerekçe ile felsefe çerçevesinde bir tartışma bekliyorsunuz? Saygılarımla |
06-01-2013, 23:48 | #42 | |||||||||||||||||||||||
|
Hukuk felsefesi ‘’olması gereken hukukla’’ ilgili ise sitemizin ''Hukuk Felsefesi'' alanında şu soru sorulmalı: Hukukun uygulanmaması halinde hukukçuların yapması gereken bir şey olmalı mı? Bence olmalı. Hukuka önem veriliyorsa hukukçulara kulak verilmeli. Hukuku en iyi bilen hukukçulardır. Hukukçular hukukta bir eksiklik veya aksaklık olduğunu söyleyebilmeli. Hatta hukukçular söylemekten öte, bu eksiklik veya aksaklığın düzeltilmesini talep edebilmeli. 1- Bu talep bir kanun değişikliği teklifi biçiminde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulabilmeli. Bir başka deyişle, Anayasa’nın 88.maddesindeki ‘’Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir.’’ hükmü hukukçular lehine değiştirilmeli. 2- Bu talep kanunun iptali için bir dava dilekçesi biçiminde Anayasa Mahkemesine sunulabilmeli. Bir başka deyişle, Anayasa’nın 150.maddesindeki ‘’ Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal davası açabilme hakkı, Cumhurbaşkanına, iktidar ve ana muhalefet partisi Meclis grupları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere aittir.’’ hükmü hukukçular lehine değiştirilmeli. 3- Bu talep kanun dışındaki diğer düzenlemelerin ve diğer idari işlemlerin iptali için bir idari dava dilekçesi biçiminde idari yargıya sunulabilmeli. Bir başka deyişle, İYUK’un 2 maddesindeki ‘’menfaatleri ihlal edilenler tarafından’’ ifadesi hukukçular için geçerli olmamalı. Böylelikle kuralın ve yaptırımın uygulanması sağlanabilir. Örneğin Yargıtay'ın hagb hakkındaki yorumu kanun koyucunun amacı ile aynı değilse kanun koyucu Yargıtay’ın yorum yapmasına mahal bırakmayacak biçimde bir kanun değişikliği yapabilir. Madem ‘’Hukukçunun birey olarak yapabileceği hukuk kurallarıyla sınırlıdır‘’ o halde hukukçunun hukukun uygulanmaması halinde yapması gerekenler hukuk kuralları arasında yer almalıdır. Bu kurallar devleti de, vatandaşı da bağlar ve zorlar. Saygılarımla |
07-01-2013, 00:45 | #43 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Hukuk felsefesi ‘’olması gereken hukukla’’ ilgili değildir Sayın Av.Armağan Konyalı. Hukuk Felsefesi: Hukuk nedir, Hukuk ve adalet arasındaki ilişki, Hukuk kuralları ile sosyal kurallar arasındaki ilişki, Hukuk kuralları nasıl oluşur, Hukuk normlarının bağlayıcılığının kaynağı nedir gibi konular üzerinde düşünce üreten bir felsefedir(Kaynak: Wikipedia) Olan ve olması gereken hukuk için ayrıca:
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=9352 Saygılarımla |
07-01-2013, 08:46 | #44 | |||||||||||||||||||||||
|
Ama konumuz bu değil. Konumuz, hukukçuların hukuku savunabilme hakkı edinmeleri. Saygılarımla |
07-01-2013, 09:46 | #45 | |||||||||||||||||||
|
Konu sınırlaması
Sayın Katılımcılar,
Müsaadenizle... Forum için yapılan başlıktaki açıklama: Hukuk ve Felsefe Hukukun felsefi yönüne dair sohbetler. Hak, Hakkaniyet, Adalet, Eşitlik kavramlarına hukuk felsefesi gözüyle bakış Sayın Konyalı'nın tartışılmasını istediği -güncel- en son konu:
ÖNERİ: 1. "Konu" katılımcılarca benimsenirse... 2. Konunun "Hukuk ve Felsefe" forumunda tartışılması uygun görülürse... 3. Konunun değiştirilmemesi ricasıyla... Sohbete devam edelim. Aksi halde, müsaadenizle... Ne dersiniz? Saygı ve sevgilerimle |
07-01-2013, 10:17 | #46 | |||||||||||||||||||||||
|
Konuya katılarak beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim. Müsaadenizle, siz giderken ben de sizi yalnız bırakmamak istiyorum. Aynı konuyu değişik cümlelerle yeterince ifade ettim. Artık söyleyecek sözüm kalmadı. Zaman içinde diğer üyelerin de katkısıyla hukukçular hukuku savunma hakkını kazanır umudundayım. Saygılarımla |
07-01-2013, 11:11 | #47 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Soluk aldıkça
Dostum, 1."Öneri"mi kabul beyanınız yeterli olurdu 2."Bir soluk hukuk" demişiz... Dahası var mı? 3.Hukukçunun sözü biter mi - hele sizin -? 4.Önerimin kabul edildiği / edileceği kabulüyle... Gelelim önerdiğiniz konuya: KONU: "..hukukçuların hukuku savunabilme hakkı edinmeleri." Kavram: 1.Savunma hakkı 2.Hukukçuların hukuku savunmaları 3."Hukukçu" başlığı altında 3.1.Hukukla ilgilenenler, 3.2.Hukuk eğitimi almış olanlar, 3.3.Meslek mensupları 3.4.Dahası... Hukuk bilincine ulaşmış herkes. 4.SORU: Hukukçuların hukuku savunma hakları yok mu? 4.1.Hukukçular hukuku nasıl savunurlar (Pozitif Hukuk)? 4.2.Hukukçular hukuku nasıl savunmalıdırlar (Olması gereken Hukuk)? 4.3.Mesleklerinde Hukukçular hukuku nasıl savunurlar? 4.3.1.Olan Hukuk'ta 4.3.2.Olması gereken Hukuk'ta 4.4.Hukukun üstün kılınmasında hukukçuların işlevi, sorumluluğu (AY.m.2) 4.5."Hukukun üstünlüğüne" ilişkin yasal yeminler (AY.m.81,103) 5."..hukukçuların hukuku savunabilme hakkı edinmeleri"ne "Hukuk Felsefesi" yanıt verebilir, çözüm bulabilir mi? Kahve molası... Bekliyorum. Hepinizi Saygı ve sevgilerimle |
08-01-2013, 02:38 | #48 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bildiğim tek şey 'Hukukun bir Kavramlar Bilimi' olduğu, kavramları yerinde ve doğru kullanmasan gerçekten bulanık suda balık avlamaya çalışırsın ve oltalar birbirine takılır, balık tutamazsın. Sayın Av. Hulusi Metin'in belirli kavramları açıklamak isteğine sonuna kadar katılıyorum. 'Olması gereken hukuk' Türk Hukuk Literatürüne girmiş bir kavram örneğin. Yazılanlara bakılırsa bu kavram Latincedeki 'de lege ferenda' kavramının karşılığı imiş ve tabii hukuk, doğal hukuk kavramlarının karşılığı imiş! Kim 'de lege lata' kavramının karşıtı olan 'de lege ferenda' yı ne zaman Türkçeye 'olması gereken hukuk' olarak çevirdi bilemiyeceğim. De lege ferenda olması gereken hukuk değildir. Meraklıları araştırabilir. Not: Sayın Av.Armağan Konyalı, ben telif hakkına saygıdan dolayı Wikipedia'yı kaynak olarak gösterdim. Siz buna karşılık Vikipedi'den bir alıntı yaparak: Alıntı: (Bakınız: Wikipedia - Sizin kaynak gösterdiğiniz aynı sayfa) diye belirtmişsiniz. Wikipedia Vikipedi olmadığı gibi (Wikipedia Türkiyede Vikipedi olarak tanıtıyor kendisini) alıntı yapılan sayfalar da aynı sayfa/lar değil. Wikipedia'da Rechtsphilosophie(Hukuk Felsefesi )11 sayfa iken, Vikipedi maddeye sadece yarım sayfa ayırmış. Bir de Vikipedi'den yaptığınız bir alıntı var(alınıtnızı koyu olarak renklendirdim,):
Saygılarımla |
15-11-2013, 00:33 | #49 |
|
Kendimiz uygulayamadık, yine Avrupa'dan hukuk ithal etmek zorunda kaldık:
Hagb konusunda uygulamanın yanlış olduğuna ilişkin bir AİHM kararı için tıklayınız: http://www.inhak.adalet.gov.tr/ara/karar/yasinbober.pdf Kararın ilgili bölümü aşağıda sunulmuştur: ''...ceza yargılamasının sonunda, Đstanbul Ceza Mahkemesi, iki polis memurunun başvurana kötü muamelede bulunmasına karşılık, hükmün açıklanmasının geri bırakılması karar verilmiştir (bkz. 13. paragraf). Dolayısıyla, AĐHM’nin içtihatlarına göre, böylesi bir kararın hükmü etkisiz kılma etkisi olduğundan hiç şüphesiz, kabul edilemez “tedbirler” kategorisine girmektedir (bkz. Eski, yukarıda atıfta bulunulan, § 36; Taylan v. Türkiye, No. 32051/09, § 46, 3 Temmuz 2012; Okkalı, yukarıda atıfta bulunulan, §§ 73-78; ve Zeynep Özcan v. Türkiye, No. 45906/99, §§ 40-46, 20 Şubat 2007). Bu bağlamda, Mahkeme, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 231. maddesi (5271 sayılı kanun) uyarınca düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının; bir cezanın infazının tecil edilmesinden çok daha geniş kapsamlı bir etkiye sahip olduğuna ve suçluların cezasız kalmasına yol açtığına dikkat çekmektedir. Bu iki karar arasında fark vardır çünkü ilk tedbirin kullanılması, suçlunun denetimli serbestlik yükümlülüklerine uyması şartıyla (bkz. 18. paragraf), ceza da dâhil olmak üzere kararın tüm hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaktadır fakat ikinci tedbirin uygulanması halinde, ceza ya da kararın varlığına son verilmemektedir. Mahkeme dolayısıyla, aleyhde olan hükmünde, hâkimlerin, ağır kanunsuz eylemlerin hiçbir şekilde hoşgörüyle karşılanmayacağından ziyade, bu gibi eylemlerin sonuçlarının asgariye indirilmesine yönelik takdir yetkilerini kullandığı kanaatindedir. Dolayısıyla, Sözleşme’nin 3. maddesi usül bakımından ihlal edilmiştir.'' |
15-11-2013, 15:14 | #50 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Konyalı, olayı 'Hukuk İthali' olarak değil de, 'normlar hiyerarşisi' ve sözleşmelere uyma olarak değerlendirmek daha isabetli olur düşüncesindeyim. Türkiye kendi hukuk uygulamasını Avrupa boyutunda bir örgütün kontrolüne bırakan tek ülke değil herhalde. AİHM sadece Türk uygulamasını değil, diğer ülkelerin uygulamasını da kontrol ediyor bildiğim kadarı ile ve bu ülkelerdeki herhangi bir hukukçunun 'Hukuk İthal ettik' dediğini duymadım. 'Hukuk ithal ettik' yerine 'Hukuk dersi aldık' deseydiniz itirazım olmazdı. Saygılarımla |
15-11-2013, 16:16 | #51 |
|
Konumuza dönersek:
1- Hagb örneğinde görüldüğü üzere: Kanun'da belirli koşullarda uygulanması gerektiği açık seçik yer alan hagb, Yargıtay'ın adalete aykırı ve genişletici yorumu yüzünden, her davada uygulandı. Bir başka deyişle hukuk uygulanmadı. Bu yanlışı görseler de ülkemizdeki hukukçular hiç bir şey yapamadılar. Kendileri bir şey yapamayan ülkemiz hukukçuları AİHM'den medet umuyorlar. Halbuki ülkemizdeki hukukun Avrupa'dan geri olmaması gerekir. Bu nedenle Avrupa'ya gitmeye gerek kalmadan ülkemizdeki hukukçuların bir şey yapması gerektiğini düşünüyorum. Ama ne? 2- Ayrıca öyle konular var ki AİHM'e de başvurulamaz. Örneğin, devletin denetleme yetkisini kullanmaması halinde hukukçular ne yapabilir? Bu soru bence hukukçuların var olma - yok olma sorunudur. Saygılarımla |
05-02-2016, 19:48 | #52 | |||||||||||||||||||||||
|
Bir kaç yıl önce elimde bir soru vardı, şimdi artık o da yok... Saygılarımla |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
şiir gibi şarkı sözleri paylaşmak istedim.. | dark | Site Lokali | 189 | 01-12-2015 08:39 |
Şiir-im-si | Av. Gülgün | Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. | 2 | 12-05-2012 12:07 |
Şiir Denemelerim | Av.Suat Ergin | Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. | 68 | 17-01-2010 02:44 |
Şiirle yaşa, şiir gibi ol.. | Av.Ersin VARGÜN | Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. | 11 | 21-04-2008 11:45 |
Hakimden şiir gibi karar! | mutlakadalet | Hukuk Haberleri | 27 | 30-06-2007 18:52 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |