25-05-2009, 12:48 | #481 |
|
Adsız Gazel
Yanışlar ağıtlar elimde değil İçimin sesi hiç üzmesin seni Kaçmak mı mümkün mü alınyazımdan Kaderdir yüklendim yıkılmışlığı Sen attın bilmeden kuyuya taşı Dinemez yankısı mahşerde bile Bir kutsal emanet gibi sır gibi Ve bir ayıp gibi saklarım seni Başımda kavganın kıyameti var Okşadım ismini kitap içinde Her akşam bir düşle kundaklanırım Sözümün bittiği yerde başlarsın Yılların alnıma çektiği çizgi Kocalttı başımı bir ehram gibi Yaslasam gövdemi karlı dağlara Sonsuz bir uykuya kavuşsam bir gün Mehmet Akif İnan |
25-05-2009, 14:15 | #482 |
|
Ya sen, a pervane!
Bilirim ki sen tastamam âşıksın; hatta belki âşıksın. Sevgilini bir kerecik görmeye can verirsin: bir vuslata iki cihan verirsin. Sen ki mumun başındaki yalıma âşıksın ve onu kucaklamak için her daim uğraşırsın. Senin kavuşman bir yok olmadır. Müşkül olan da bunu biliyor oluşun... Sen bir ışığa canını saçarsın; ben candan gamdan ışığını sterim. Öyleyse de bana, aynı değil miyiz seninle geceler boyu? Ta seherlere dek birlikte yanmaz mıyız? Sende alev, bende Mecnun sevdası. İ. Pala |
26-05-2009, 12:43 | #483 |
|
A DOSTLAR BENİM DE BİR GÖNLÜM VAR
Nedir beni kendimle kendim kılan azarlayan beni bu hain pusu nedir. Esenlik içinde miyim yoksa çaresiz miyim hiç aldırmıyor bana aldırmıyor çünkü içimde taht kurmuş o acımasız zemheri. Ama n’olur kalmasın artık kalmasın uzaklarda yüreğini çatlatan biri acıyla inleyen biri ukdesi olan biri. Peki yetiyor mu bana bu çınar ağacının müntesip serinliği Müslim aydınlığı kuşları azad edelim su verelim yolcuya. A Dostlar Benim de bir gönlüm var. Nurettin Durman |
26-05-2009, 13:57 | #484 |
|
varlığım baştan gitsin, tek yüzünü döndür
söyle yele, dertlilerin harmanını süpürsün tufanlara kaptırdık gözümüzü, gönlümüzü gam seline söyle, evi temelinden götürsün bakışımız dicle'nin yıksın bütün ününü soluğumuz zerdüşt'ün ateşini söndürsün! "seni kirpiklerimle öldürürüm" diyen yâr aman, sakın caymasın, öldürürse öldürsün! hafız'a son gününde vuslat muştusu versen belki ölürken bile onu mutlu görürsün Hafız Şirazi'den |
26-05-2009, 14:05 | #485 |
|
O yalnız kaybetmesini öğrendi ömründe
Avucundan dökülen kum taneleriydi her şey Ne bir serseriydi ne de yılgın bir savaşçı Ama kendi kafasıyla düşünen ve hakkında Ölüm fermanları çıkartılan biriydi belki Sevince deli gibi severdi Pervasız severdi sevince Dövüşmek ancak ona yakışırdı Ona yakışırdı aşklar ve yolculuklar Yoktu bağlandığı herhangi bir şey Bulutlar gibi çekilip giderdi seslerin arasından ... AHMET TELLİ |
26-05-2009, 14:15 | #486 | |||||||||||||||||||||||
|
Bulutlar gibi çekilip gitmek seslerin arasından.. ne kadar güzel anlatmış gitmeyi, gidebilmeyi... |
26-05-2009, 14:49 | #487 |
|
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de Yırtılan ve parçalanan birşeyler olmalı mutlaka Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler. Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent Ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü AHMET TELLİ |
26-05-2009, 14:55 | #488 | |||||||||||||||||||||||
|
|
26-05-2009, 20:50 | #489 |
|
BAĞIŞLA
Ya zamanından çok erken gelirim.. Dünya'ya geldiğim gibi, Ya zamanından çok geç, Seni bu yaşta sevdiğim gibi.... Mutluluğa hep geç kalırım. Hep erken giderim mutsuzluğa.. Ya herşey bitmiştir çoktan, Ya hiçbirşey başlamamış... Öyle bir zamanında geldim ki yaşamın, Ölüme erken,sevgiye geç.. Yine gecikmişim bağışla sevgilim.. Sevgiye on kala,ölüme beş...... AZİZ NESİN |
26-05-2009, 20:52 | #490 |
|
Bizim Canımıza Gelsin
Hastalıklar senden uzak olsun, ey canlarımızın rahatı, ey gören gözümüz, kem gözler senden uzak olsun! Bedenin sağlam olsun, ay yüzlü güzel, gölgen başımızdan eksik olmasın! Gül bahçesine benzeyen yüzün, o gönül otlağımız, ovamızın yeşilliği, nasılsa hep öyle kalsın, hep öyle taze, yeşil. Bizim canımıza gelsin senin bedenine gelen ağrı. Mevlana Celaleddin Rumi |
27-05-2009, 10:06 | #491 |
|
GiZ
Senin yanındayken Bir şeyler akıyor içimden, Çağlayanlar gibi... Tutku mu desem, çoşku mu desem. Eve dönerken Bir şeyler sönüyor içimde, Gün batıyormuş gibi Hüzün mü desem, korku mu desem. Fang VEi TEH |
27-05-2009, 10:10 | #492 |
|
Anlarsın
Bir gece habersiz bize gel Merdivenler gıcırdamasın Öyle yorgunum ki hiç sorma Sen halimden anlarsın Sabahlara kadar oturup konuşalım Kimse duymasın Mavi bir gökyüzümüz olsun Kanatlarımız dokunarak uçalım İnsanlardan buz gibi soğudum İşte yalnız sen varsın Öyle halsizim ki hiç sorma Anlarsın . Cahit Külebi |
29-05-2009, 09:49 | #493 |
|
Seviyorum seni çocuk
Senin güz görmüş yüzünden Acının güllerini topluyorum Yüzün böyle yıkım ülkesiyken Resmiyken böyle açlığın Seni göğsümün kafesinde Seni kanlı bir gülücük gibi saklıyorum. ... Yüzünde kızamık ateşleri Yüzün yüzümde mezar kazıyor çocuk. Hangi soluğunu dinlesem karları kirletiyor ölüm Hangi gülüşüne dokunsam Kan sızıyor yapraklarımdan Ellerin incecik titriyor Ödev sopası ellerimde ortaçağın Dönüp dönüp kendimi çiğniyorum Dönüp dönüp öfkemi Dörtnala duruyor beynimde yorgunluk. ... ASIM GÖNEN |
29-05-2009, 23:47 | #494 |
|
Anısı biz olalım bu sokakların
öpüşmediğimiz tek saçak altı hiçbir otobüs durağı kalmasın Biz yürüyelim kent güzelleşsin gürültüsüz sözcükler bulalım yeni sevinçlere benzeyen Biz gelince bir yağmur başlar yüzün çizilir buğulanan camlara bir uzun karatma biter akasyalar köpürür birdenbire ve her avluda adınla anılan çiçekler sulanır akşamüstleri Bir arkadaş evinde uğrarız yolüstü bir fincan kahve içeriz, ısıtır bizi başını sessizce omzuma koyarsın gülüreyhan olur soluğun Biz kalırız kuşlar dönüp gelir her balkonda bir menekşe sesi Belki yeniden güzelleştiririz adları değiştirilen parkları perdeleri hiç açılmayan evlerde ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur tanıdık sevinçlerle dolar yeniden kendi sesini kemiren alanlar Anısı biz olalım bu sokakların ve hiç durmadan yağmur yağsın Biz gürültüsüz sözcükler bulalım sarmaşıklar fısıldaşsın yine Gidersek birlikte gideriz yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen AHMET TELLİ |
29-05-2009, 23:54 | #495 |
|
Gitmek. Bir hançeri inceltip
Okyanusa daldırmak isteği Ya da düşebilmek atlasların Dışına ki ey kalbim Yalnızsın bu yolculukta da Gitmek. O kaos duygusu, aklın Sarsıntılarla yorgun düşüşü Bilincin kamaşması belki de. Rehin bırakılacak bir şey yok Unuttuklarından başka. Gitmek. Bir büyü gibi saran Ağrılar yumağı, kışkırtılmış Düşlerdir ki sen şimdi Esirgeme kendini kalbim Kederin o derin yalnızlığından AHMET TELLİ |
02-06-2009, 09:56 | #496 |
|
Gözlerinin pınarında
Bir bulut, Boşandı boşanacak Nerdeyse Aklımdan geçenleri Okuyorsun su gibi Dünya gördü, Bizi boğazladılar... Tutma gözyaşlarını Onur da ağlar... AHMED ARİF |
02-06-2009, 10:26 | #497 |
|
GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN
Ne doğan güne hükmüm geçer, Ne halden anlayan bulunur; Ah aklımdan ölümüm geçer; Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur. Ve gönül Tanrısına der ki: - Pervam yok verdiğin elemden; Her mihnet kabulüm, yeter ki Gün eksilmesin penceremden ! CAHİT SITKI TARANCI |
02-06-2009, 10:30 | #498 |
|
Vur da Öyle Git
İdam mahkumunun söz hakkı vardır Bari son arzumu sor da öyle git Arının çiçekte göz hakkı vardır Bir buse için dur da öyle git Madem gidiyorsun bura son durak Ne adres, ne mektup, ne resim bırak Kendinden bir parça bir cisim bırak Saçından birkaç tel ver de öyle git Ardımdan bir damla yaş dökeceksen Adımı andıkça ah ah çekeceksen Kabrime bir gonca gül dikeceksen Ne olur yaşatma vur da öyle git Hem yıllarca oyna gönül sahnemde Hem perdeyi kapat en mutlu demde Sitem oklarına hedef sinemde Açtığın yarayı sar da öyle git Pişmanlık duyarda dönersen geri Gel de gör aşkından kalan eseri Seyret ateşinin düştüğü yeri Hasretin zulmünü gör de öyle git CEMAL SAFI |
02-06-2009, 10:36 | #499 |
|
Kültirli Aşk Yaşiyah
Bişeyler Öğrenmişem.Gel Değişik Sevah. Sen Beni Sev ,Ben Seni... Sevdayi Yaşiyah. Sen Bene Sevdalan, Yan,Ben De Sene, Klasik Aşk Neyse Oni Yaşiyah. Ya Da Senin Haberin Olmasın, Ben Seni Arhadan Arhaya Sevim. Platonik Aşk Neyse Oni Yaşiyah. Sevdadan Oturah Yiyah,İçah. İkimizde Tombul Olah. Tombulik Aşk Olursa Oni Da Yaşiyah. İsdirsen Sevdandan Kendimi Kesim. Müzikler Dinliyim Doğriyim,Biçim. Psikopatik Aşk Varsa Oni Yaşiyah. Hele Bah.Ben Kerem Olim Sen Asli. Sonumuz Onlar Gibi Bitsin Yasli. Nostaljik Aşk Neyise Oni Yaşiyah. Kibarlaşah.Tankolar Gibi Sevah. Çoh İnce Olah.Ele Dolanah. Tankoli Aşk Varsa Oni Da Yaşiyah. Yalani Bırahah Hep Doğri Diyah. Berabar Oturah,Berabar Gahah. Elele Dizdize,Gözgöze Bulunah. Realist Aşk Neyse Oni Yaşiyah. Tarlalara Bahcalara Düşah, Elele Dutuşip Türki Söyliyah. Romantik Aşk Neyse Oni Yaşiyah. Pisigi,Gudigi Sen Diye Sevim, Sen De Horozi Culuği Ben Diye Sev. Sembolik Aşk Da Varsa Onida Yaşiyah. Gel Elele Verah.Gendimizi Elektirige Gapdırah. Zangır Zıngır Titriyah.Ama Ölmiyah. Elektronik Aşk Varsa Oni Da Yaşiyah. Ahorlarda Merek Ve Komlarda Buluşah. Tezek Galahlarının Altında Sinah. Otantik Aşk Varsa Oni Da Yaşiyah. Aman... Bırah Onlari.Beni Sevirmisen? Ben Seni Hegget Sevirem.Ele Şeylari Bırahah. Adam Gibi Sevah,Adam Gibi Yaşiyah Zinnur Tiryaki |
02-06-2009, 20:29 | #500 |
|
Fani ömür biter, bir uzun sonbahar olur.
Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, tarümar olur. Mevsim boyunca kendini hissettirirveda; Artık bu dağdağayla uğuldar deniz ve dağ. Teşrinlerin bu hüznü geçer ta iliklere. Anlar ki yolcu, yol görünür serviliklere. Yaprak nasıl düşerse akıp kaybolan suya. Ruh öyle yollanır uyanılmaz bir uykuya, Duymaz bu anda taşgibi kalbinde bir sızı; Farketmez anne toprak ölüm maceramızı. YAHYA KEMAL BEYATLI |
02-06-2009, 20:33 | #501 |
|
Kaleminize, yüreğinize, herşeyden önemlisi bu yeteneğinizi bizimle paylaşma inceliğinize teşekkür ederim dostum...
|
03-06-2009, 10:19 | #502 |
|
HAZİRANDA ÖLMEK ZOR
... Bu acılar Bu ağrılar Bu yürek Neyi kimden esirgiyor bu buz gibi sokaklar Bu ağaçlar niçin böyle yapraksız Bu geceler niçin böyle insansız Bu insanlar niçin böyle yarınsız Bu niçinler niçin böyle yanıtsız? Kim bu korku Kim bu umut Ne adına Kim için? «Uyarına gelirse Tepemde bir de çınar» Demişti on yıl önce Demek ki on yıl sonra Demek ki sabah sabah Demek ki «manda gönü» Demek ki «şile bezi» Demek ki «yeşil biber» Bir de memet'in yüzü Bir de güzel istanbul Bir de «saman sarısı» Bir de özlem kırmızısı Demek ki göçtü usta Kaldı yürek sızısı Geride kalanlara Nerdeyim ben Nerdeyim? Kimsiniz siz Kimsiniz? Yıllar var ki ter içinde Taşıdım ben bu yükü Bıraktım acının alkışlarına 3 haziran '63'ü Bir kırmızı gül dalı Şimdi uzakta Bir kırmızı gül dalı İğilmiş üzerine Yatıyor oralarda Bir eski gömütlükte Yatıyor usta Bir kırmızı gül dalı İğilmiş üzerine Okşar yanan alnını Bir kırmızı gül dalı Nâzım ustanın ... HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL |
03-06-2009, 10:35 | #503 |
|
...
Sen esirliğim ve hürriyetimsin, Çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin, Sen memleketimsin. Sen ela gözlerinde yeşil hareler, Sen büyük, güzel ve muzaffer Ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin... NAZIM HİKMET |
03-06-2009, 10:42 | #504 |
|
Memleketim, memleketim, memleketim,
Ne kasketim kaldı senin ora işi Ne yollarını taşımış ayakkabım, Son mintanın da sırtımda paralandı çoktan, Şile bezindendi. Sen şimdi yalnız saçımın akında, Enfarktında yüreğimin, Alnımın çizgilerindesin memleketim, Memleketim, Memleketim... NAZIM HİKMET |
03-06-2009, 11:08 | #505 |
|
seni keşfettim cahilliğimde
şarabın testisini kırarken kızgınlığımla hayatın anlamını sorarken yalnızlığımla çok derinlere daldığımı zannederken körlemesine kör gözlerimle anladım ki fuzuli fuzuli bir dikenin battığı ten kadar kolay yaşamak en aşağıdaki mahallenin çamuru kadar çamur olmak ağacın yaprağı gibi dökülmek çiğ tanesi gibi beklemek güneşi ışıl ışıl ışıldayan bir martı kanadının tek tüyü olmak ya da gül goncası sevdiğime verdiğim anladım ki fuzuli ya içindeyim ya da dışında gerisi fuzuli Fuzuli.. |
03-06-2009, 18:32 | #506 | |||||||||||||||||||||||
|
Türkçe'nin büyük şairi Nazım'ı ölüm yıldönümünde saygıyla anıyorum. |
03-06-2009, 18:38 | #507 |
|
Tıpkı şiirindeki gibi "Ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasret"miş ...
Sevmekte gecikilir ya. Öylesi işte. |
03-06-2009, 18:52 | #508 |
|
"Haziranda ölmek zor"
İnsan Nazım Hikmet bir Haziran günü öldü; şair Nazım Hikmet dünya varoldukça yaşayacak. |
03-06-2009, 19:00 | #509 |
|
....
.... Pencereler pencereler kırk evin penceresi odama girdi ben oturdum birinin içine sarkıttım ayaklarımı bulutlara bahtiyarım diyebilirdim belki N.Hikmet |
03-06-2009, 21:37 | #510 |
|
‘Neden’ diye sordun,
Düştü perçemi nergisin. Seni göğe tutan kimdi? Kimdi billur ile yıkayan? Uzak vadilerden kopan sesini, Kimdi senin için toplayan? Beni anarken, yalnız bir anında, Adımın başına unvanlar getir, -bu seni rahatlatır- Unvanlar getir en gür sesinle. Dağı yükselt, denizi yar, Becerebilirsen, ölüyü dirilt. Sonra, sıyrıl her birinden de, Gör benim çıplak ruhumu. -nasıl da yitik kendinde- Neden, demeseydin belki, Düşmezdi perçemi nergisin. Utanmazdı böylesine gelincik. Kesilmezdi göğün nefesi. ‘Neden’ diye sordun, Düştü perçemi nergisin… Av.Gürkan Biçen |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 5 (0 Site Üyesi ve 5 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Klasik Şiir Keyfi (Halk, Tasavvuf, Divan Şiiri) :)) | Gemici | Site Lokali | 122 | 21-03-2014 00:13 |
Tatil Keyfi :))) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Gezi, Tatil ve Eğlence | 128 | 26-01-2013 21:06 |
Fıkra Keyfi | Admin | Site Lokali | 514 | 25-01-2013 18:06 |
Yaşama Keyfi:)) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 55 | 02-11-2010 21:59 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |