Bir İhtimal Daha Var *

Alıntı: Yazan Cumhur Okyay Şayet, gidilecek yerden kasıt; Dârül Beka ise, Acelesi yok, beklesin, işi ne ?

Bu bir terk şarkısı ve her dinlediğimde beni üzüyor.
Ama iradi terk ama darül beka terki..))

Ayrılınmaması gerektiğini, çocuksu bir kesinlik içinde öğretmeye çalışan sözler...;

Bu havada gidilmez
Güneşli günde gidilmez
Aslında hiç gidilmez, gidilmez

İnandıramadığının da bilincinde.

https://img-s1.onedio.com/id-5d7e94b...ef10d89ff1.jpg

Kaybedeceksem de savaşarak kaybedeceğim.

Hayat devam ediyor ya hani; hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Da öyle devam ediyor..

Selamlar Koca Reis...

EY ÖZGÜRLÜK

Okulda defterime
Sırama ağaçlara
Yazarım adını
Okunmuş yapraklara
Bembeyaz sayfalara
Yazarım adını

Yaldızlı imgelere
Toplara tüfeklere
Kralların tacına
En güzel gecelere
Günün ak ekmeğine
Yazarım adını

Tarlalara ve ufka
Kuşlarin kanadına
Gölgede değirmene
Yazarım
Uyanmış patikaya
Serilip giden yola
Hınca hınç meydanlara adını
Ey özgürlük

Kapımın eşiğine
Kabıma kacağıma
İçindeki aleve
Canların oyununa
Uyanık dudaklara
Yazarım adını

Yıkılmış evlerime
Sönmüş fenerlerime
Derdimin duvarına
Arzu duymaz yokluğa
Çırçıplak yalnızlığa
Yazarım adını

Geri gelen sağlığa
Geçen her tehlikeye
Yazarım ben adını
Yazarım

Bir sözün coşkusuyla
Dönüyorum hayata
Senin için doğmuşum haykırmaya

Ey özgürlük
Ey özgürlük
Ey özgürlük
Ey özgürlük
Ey özgürlük
Ey özgürlük
Ey özgürlük
Ey özgürlük
Ey özgürlük

PAUL ELUARD



Livaneli'den de dinleyelim lütfen..Bir de "Merhaba"'sını. Müziğinin girişi, ara geçişleri mükemmel..

Müzik ve özgürlük evrenseldir.

"hatırlamak için yavaslar, unutmak için hızlanırız" Albert Camus

Hatırlamak için yavaşladığımız doğru odaklanmak için az hareket etmek iyidir. Unutmak için hızlanır mıyız? Bunu bilemedim.

Unutmak için hiç hızlanmadım ben; aksine iyice yavaşladım sanırım. Daha iyi algılamak ve bir daha aynı hatayı yapmamak için..İnsan acıyı unutmak ister ama ben acının çok değerli olduğunu düşünüyorum. Mutluluk sebebi kadar değerli..

Bir sergiyle geldi bahar
Ne don vurur, ne meyve verir
Öylece bir çiçek düşlemesi
Ne güzel bir oyundur canım
Taşlara bakan gözün çiçeği görmesi
…
Ama benim memleketimde bugün
İnsan kanı sudan ucuz
Oysa en güzel emek insanın kendisi
Kolay mı kan uykularda kalkıp
Ninniler söylemesi
…

RUHİ SU

Unutturamaz seni hiçbir şey;

Kaybettikçe yalnız, kaybettikçe, kaybettikçe beklentisiz....

Ama gerçek sevgi nedir, nasıldır biliyorum...

Kandıramaz beni hiçbir şey....

Bir şair adı söyle deseler; tek hakkın var bir isim söyle deseler
Ahmed Arif derim.

O'nun yalın gerçekliği, süssüz yaranmayan anlatımı; bu mertliğe saygı duymamak mümkün mü?

Ahmed Arif

Selam olsun sırtında dünyayı taşıyan kadına
Selam olsun göğün yarısına
Selam olsun kavganın gülen yüzüne
Selam olsun
Gül olana gül kokana.
Zalime zulme siper olana
Kadına
Emekçi kadına
Selam olsun…

Kendi adımızla anılan sözleşmeden "İSTANBUL SÖZLEŞMESİ" imzamızı çektik.

Kadına şiddet sıfırlandı, hiçbir kadın erkekliğime laf etti gerekçesiyle öldürülmüyor, beni terk etti gerekçesi ile öldürülmüyor, hiçbir çocuk annesi babası tarafından öldürüldüğü için öksüz değil..

Kadınlar çiçek de değildir. Kadınlar melek de değildir.

Kadınlar erkekler olmasa kendini korumak zorunda da değildir.

Doğduğumuzdan beri kendimizi korumak için eğitiliyoruz...Kimden? Neden?...

Türkiye'de kadın olmak ne kadar zor? Bir anne kucağına kız bebeğini aldığında duyduğu hüzün kadar zor. O hüzün kadar ağır. O endişe kadar kaçınılmaz.

Bir ihtimal daha var
O da ölmek mi dersin
Söyle canım ne dersin
...

Uzun zamandır hiç bu kadar iyi oyunculuk izlememiştim.

Erkan Petekkaya- Delikanlı Sadi karakteriyle harikalar yaratıyor..Ne kadar gerçek ne kadar güçlü oyunculuk.

Delikanlı Sadi helal olsun sana..

Mafyayı sempatikleştirdiği eleştirileri bir yana Erkan Petekkaya muhteşem.

İnsanı insanla anlatırken, psikolojiden, sosyolojiden ayrılmak mümkün değil.

Zaten gördüğümüz yaşadığımız hiçbir olay salt iyi veya salt kötü değil.

Daha fazla insan olmaya çalışmak gerek, o kadar...

Ne bileyim ben.

Kimseyi görmedim ben
Senden daha güzel
Kimseyi tanımadım ben
Senden daha özel

Kimseleri de takmadım///

Büyük bir yabancılaşma yaşıyorum. Her zaman yaptığım alıştıklarım bile yabancı. Sanki onları yanlış yapıyorum.

Daha önce biliyor muydum ki, bilerek mi yapıyordum?

Şu anda yeni öğreniyorum, yaptığımı sürekli kontrol ediyorum.

Bunun adı yabancılaşma galiba; Pandemi, hastalık, ölüm, yeni normaller, eski anormaller ve çaresiz insan, şaşkın insan..

Mutlu olmayı hissetmeyeli ne kadar oldu? Ya güldürmece yapmayalı; oysa gülebilmek özgürlüktür. Ruhun ve aklın özgürlüğü.

Sadece insanların gülebilmesi tesadüf değil.

Kolay gelsin..

Dünyanın Tüm Çiçekleri Birleşin!

İmza: İnsandan ümidini kesen hayırsever.

Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;

Süleyman Efendi'nin ızdırabı kadar ben de "topuk dikeninden" çekiyorum. ))

1,5 senedir uğraşıyorum.

Nasıl başıma geldi bilinmez ama acayip can sıkıcı bir şey.

Benim gibi yürümeyi seviyorsanız yandınız..

Aslında nasıl olduğunu veya ortaya çıktığını biliyorum. Anlatayım: Pandemi günlerinde, evden hiç dışarı çıkamazken, otur otur fenalık gelmişken; dedim ki "atarım ben 10.000 adım.Hem de evde atarım ne olmuş yani. "

Keşke bu kadar azimli olmasaydım. 1 hafta çıplak ayak 10.000 adım.
Ben attım siz atmayın.

O gün bugündür çekiyorum. Sert yüzeyde uzun süre yürümek bu hastalığı tetiklermiş.

Kremler, merhemler, iğneler bana mısın demedi..

En son bugün PRP TEDAVİSİ uygulandı. Umarım şifa bulurum.

Olmadı laser tedavisi yapılacak bir tür ameliyatmış.

Neyse, hepinize sağlıklı günler dilerim.

Deve tabansız pardon topuk dikensiz. (Hep karıştırırdım halaa da öyle )

Bugün evden çıkasım yok
Telefonu açasım yok

Rakımız var içesim yok
Acelem var koşasım yok

Caaa cup bap cubbap cubap
Cubbap cubap caaa cubbap

Sevgili Ferhan..

Yitip giderken hoşgörü, gülmece..bari siz bekleseydiniz az daha...

Bazen beynimin içinde bir infilak olduğunu ve her birinin ayrı şeyler düşünüp aslında bir araya gelmeye çalıştıklarını hissediyorum.

Alıntı: Yazan Av.Ufuk Bozoğlu Bazen beynimin içinde bir infilak olduğunu ve her birinin ayrı şeyler düşünüp aslında bir araya gelmeye çalıştıklarını hissediyorum.

Aslında atom da öyle bişey...

23 Nisan, 23 Nisan, 23 Nisan...

"Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır."
Mustafa Kemal Atatürk

Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
...
Yahya Kemal BEYATLI