|
Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz. |
08-04-2014, 19:12 | #1 |
|
Ödenen karşı taraf Avukatlık ücreti geri alınabilir mi ?
Davacı bir hukuki yardım almaksızın Kat Mülkiyeti Kanunu ile ilgili davayı Sulh Hukuk Mahkemesinde açıyor. Davalı site yönetimi kendisini Avukat ile temsil ettiriyor. Dava 2 yıl sürüyor ve neticede Kat Mülkiyeti hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesi ile görevsizlik kararı ile karşı taraf avukatlık ücretinin davacı'dan alınarak davalı Avukatına verilmesine karar veriyor.
Davacı kararı temyiz etmeksizin, dava dosyasını görevli olduğu belirtilen Asliye Hukuk mahkemesine gönderiyor ve dava devam ediyor. Bu arada davalının avukatı davacıyı arıyarak paranın derhal vereceği hesap numarasına yatırılmasını istiyor. Davacı parayı banka havalesi ile yatırıyor. Paranın yatırılmasından bu yana 18 ay süre geçmiş ve dava Asliye Hukuk'ta devam etmekte. Hukuken bu paranın yatırılmaması gerektiğini yeni öğrenen davacı parayı geri istemek için Avukatı aradığında, geri verilmesi için bir neden olmadığını ortada bir mahkeme kararı olduğunu belirtiyor. Oysa ki : HMK 331/2 Md.ye göre "(2) Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder." denilmektedir. Bu durumda inceleyebildiğim kadarı ile : 1- Süre dikkate alınırsa : Zaman aşımından ve kararın ödeme ile ilgili kısmı temyiz edilmediğinden, Avukata ödenen para geri istenemez. 2- Davacı ilâmsız icra takibi yaptıktan sonra dava açmalıdır. 3- Avukat baroya şikayet edilebilir. Gerçi edilse dahi yaptırımı nasıl olur ? 4- Davacı, Avukata karşı yeni bir dava açmalıdır. 5- Kararı veren mahkeme için "Kanun yararına bozma" talebi istenebilir. 6- Asliye hukuk mahkemesinde derdest olan dava içerisinde konu edilebilir/edilemez. Hukuki görüşünüz ? |
09-04-2014, 15:49 | #2 |
|
Bir mahkeme kararında usul veya esastan hatalar bulunsa dahi bu şekilde kesinleşmesi durumunda taraflar için bağlayıcı hale gelir.
Davacının şikayet vb. hukuki süreçlerden bu aşamada bir sonuç alması mümkün değildir. Parayı geri almasına ilişkin tek ihtimal davaya bakan Asliye Hukuk Mahkemesinin de görevsizlik kararı vermesi bu kararın da kesinleşmesi olumsuz görev uyuşmazlığı noktasında Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmesidir. Bu durumda bu karara istinaden iade gündeme gelebilir. |
09-04-2014, 22:09 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Olayda açık bir hukuka aykırılık vardır. Lakin bu hukuka aykırılık hükmün esasını çözmeyen bir sebebe müstenittir. (vekalet ücreti) Bu durumda : "HMK. Madde 363- (1) İlk derece mahkemelerinin ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin kesin olarak verdikleri kararlarla, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlara karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur." 'a göre Kanun yararına bozma yoluna başvurulması talebiyle Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere hükmü veren mahkemeye dilekçe verilmesi bir çözüm oluşturur mu ? |
10-04-2014, 07:43 | #4 |
|
Kanun yararına bozmada karar bozulsa bile taraflar bakımından etkisi yoktur.
|
13-04-2014, 13:30 | #5 | |||||||||||||||||||
|
Kararın kesinleşmiş olduğu söylenebilir mi ?
Sayın DOĞANEL,
Görevsizlik kararı verilmesi üzerine, on günlük süre içinde görevli veya yetkili mahkemeye başvurulmuş olup olmamasının neticeleri hususunda : http://auhf.ankara.edu.tr/dergiler/a...01-04-Kuru.pdf "Görevsiz mahkemede açılmış davanın bir devamıdır." şeklinde açıklamalar detaylı olarak mevcut. Temyiz edilmeyen ve ilgili Mahkemesine gönderilerek devam eden davada, ilk dava açılan mahkemece verilen görevsizlik kararı ile kesinleşen tek olgunun görevsizlik kararı olduğunu düşünüyorum. Burada karşı taraf vekalet ücreti de dahil verilen diğer kararların, dava devam ettiği sürece kesinleşmeyeceğini ve ayrı bir dava olarak mütalaa edilemeyeceğini, yukarıda linkini verdiğim yazıda da "Bu sebeple, dâva dosyasının gönderildiği görevli mahkemede yeniden harç alınmaz" şeklindeki açıklamalarından çıkarıyorum. Ayrıca, dosyanın görevli mahkemede devam ettirildiği de göz önüne alındığında, Yargıtay kararlarında, görevli mahkeme için "Hatalı yargı yolunda açılmış davanın devamı niteliğindedir ve hak düşürücü süre de korunmuş sayılacaktır" denilmektedir. (YHGK E.2008/21-140 K.2008/205, Y.10.HD E.2010/11494 K.2010/14365)
Elimden geldiğince gerekçeli düşünüp, gerekçeli yazmaya çalıştım. Yukarıdaki bilgiler ışığında; görevli mahkemede devam eden dava için, görevsizlik kararı veren mahkemenin vermiş olduğu, karşı taraf vekalet ücreti kararının hala kesinleşmiş olduğu söylenebilir mi ? |
14-04-2014, 00:10 | #6 |
|
Sn. Alonson,
Bir mahkeme kararının hüküm fıkrası çeşitli unsurlardan oluşur. Görevsizlik, yetkisizlik, esastan red, esastan kabul, birleştirme vb. nitelikteki kararlar asıl karar bu kararlarla birlikte verilen, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin aidiyetine ilişkin kararlar da kararın ferileri olarak adlandırılır. Yani hüküm fıkrasının 1. maddesinde yukarıda saydığım kararlardan biri verildikten sonra, 2. 3. 4. bendlerde harç ve yargılama giderlerine ilişkin hüküm fıkraları bulunur. Bir kararın kesinleşmesi asıl ve ferilerinden ibaret olan bütününün kesinleşmesini ifade eder. Yani bu kararla ilgili temyiz yoluna başvurma süresi dolduğunda asıl ve ferileri ile bir bütün olan kararın tamamı kesinleşmiştir. Kesinleşmiştir ki dosya görevli mahkemeye gitmiş ve yargılama burada sürmektedir. Ancak yukarıda anlattığım gibi bu mahkemenin de görevsizlik vermesi ihtimali bulunmaktadır. Hatta Yargıtay'ın temyiz aşamasında mahkemenin görevi noktasından kararı bozup, asıl görevli mahkemenin ilk görevli mahkeme olduğuna karar vermesi de mümkündür. Yani kesinleşen tek olgunun görevsizlik kararı olduğu düşünceniz de tam olarak doğru değildir. Görevsizlik kararı bile bu aşamada kesinliği askıda bir karardır. Ancak görevsizlik kararı (daha doğrusu ikinci mahkemenin kendisini görevli görmesi) temyiz aşamasında yerinde görülürse o dosyadaki vekalet ücreti hiç tartışılmayacaktır. |
14-04-2014, 15:02 | #7 |
|
Problem, haksız yapılan ödeme ve bu ödemenin geri alınabilirliği
Sayın DOĞANEL,
Amaç : Doğruyu bulmak ya da doğru olanı ortaya çıkarmak Gerekçe : Bir tarafın avukatlık ücreti ve mahkeme masrafı ile mahkum olması onun esas hakkında haksızlığının anlaşılmış olmasına bağlıdır. Durum : Burada verilen yegâne karar görevsizlik kararı ve karşı taraf Avukatlık ücretinin ödenmesi kararı. Dava ilgili görevli mahkemede derdest. Sizin yazdıklarınızdan anladığım kadarı ile konuyu toparlarsak: Doğrusu; bu durumda bu karar alınır alınmaz, önce karşı taraf Avukatlık ücreti temyize götürülmeli, aynı anda da görevli mahkemeye başvuru yapılmalıydı. Madem ki karşı taraf Avukatlık ücreti ile ilgili karar için temyiz yoluna başvurulmadı ve görevli mahkemeye dosya gönderildi, artık karşı taraf Av. ücreti ile ilgili bir şey yapılamaz. Somut olayda, karşı taraf Avukatı herhangi bir ilâm çıkarmadan mahkeme kararını dayanak göstererek, davacıdan mahkeme kararında belirtilen ücreti talep ediyor. İyi niyetli davacı da, madem ki öyle diyerek, Avukatın banka hesabına ödemeyi yapıyor. Oysa karşı taraf Avukatı ilâm çıkartmaya kalksa idi ya da hukuki yoldan bu ücreti talep etse idi HMK 331/2 gereği bu parayı zaten alamayacaktı. Bir an için kendimizi (ki henüz ben öğrenciyim) karşı taraf Avukatı yerine koyarak empati yaparsak; dava kararını aldık ve o an Avukatı olmayan davacının, görevli mahkemeye başvuracağını, temyize gideceğini hiç aklımıza getirmedik ve davacıyı telefonla arayarak banka hesabı vererek ücretimizi istedik. Davacı da bu parayı hesabımıza yatırdı. Devamında davanın görevli mahkemede devam etmesi ve davacının yatırdığı parayı geri istemesi üzerine ne yaparız ? Şimdi davacı açısından ortada haksız yere yapılmış bir ödeme ve bu ödemenin hukuki yollardan nasıl geri alınabileceği problemi söz konusu değil midir ? |
14-04-2014, 15:38 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Sn. Alonson,
331/2'yi dikkatle okursak, "..yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder." ifadesinden görevsizlik kararı gereğince hiç vekalet ücreti ödemeyeceğiniz anlamı çıkmamaktadır. Kanaatinizin aksine karşı taraf vekili ilamdan doğan bir parayı talep etmiş ve almıştır. İlam çıkartmaktan neyi kastettiğinizi anlamadım. Zira görevsizlik kararı da esas karar numarası ve gerekçesiyle diğer ilamlar gibi bir ilamdır ve ancak usulüne uygun olarak kesinleşmesiyle görevli mahkemeye intikal edebilir. Eğer ilk mahkeme vekalet ücretine ilişkin hüküm kurmasaydı. İkinci mahkeme ilk mahkemedeki görevsizlik kararından doğan vekalet ücreti için ayrı bir hüküm, kendi verdiği esas karardan doğan vekalet ücreti ile ilgili ayrı bir hüküm kuracaktı. Burada haksız değil hatalı kesinleşen karar nedeniyle erken alınmış bir paradan bahsedilebilir. Zaten HMK değişikliği öncesi yıllarca uygulanan da buydu. Yani ikinci mahkemede davanın esası hakkında haklı çıksa bile görevsiz mahkemede dava açan taraf görevsizlik kararından doğan vekalet ücretini ödemekten kurtulamaz. Görevsizlik kararından doğan vekalet ücreti onun aleyhine ancak davanın esası hakkında haklı çıktığı için yüklenen vekalet ücreti lehine hükmedilebilecektir. |
14-04-2014, 17:58 | #9 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın DOĞANEL,
Önce anlaşmazlıkları sıralayalım : 1- Hiç vekâlet ücreti ödenmemeli demedim, demiyorum. O anlamı çıkarmadım. 2- Kanun'da yazılı şekli ile "bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder" den, görevsizlik kararı veren değil, görevli olan diğer mahkemenin hüküm vermesi gerektiğini anlıyorum. 3- "Usulüne uygun olarak kesinleşmesiyle görevli mahkemeye intikal edebilir" ne demektir ? Oysa görevsizlik kararı verilmesinden sonra yasaya göre ya temyize ya da görevli mahkemeye gönderilmesi ya da hiçbir şey yapılmaması durumu söz konusu. Sizin bahsettiğiniz kesinleşme nedir ? 4-
diyorsunuz. Oysa konuya harçlar açısından bakıldığında görevli mahkemeye
gidildiğinde tekrar harç alınmıyor. Sizden farklı olarak, davanın devamı niteliğinde olduğunu anlıyorum. 5-
Siz kati ve kesin olarak nasıl olsa alınacaktır diyorsunuz. HMK değişikliği öncesi uygulanıyor olması, değişiklikten sonra da uygulanabileceği anlamı çıkartır mı ? Üstelik aşağıda HMK sonrası Yargıtay kararı mevcutken. 6-
7- Görevsizlik kararından doğan vekâlet ücretinin davanın sadece görevli olan mahkemede devam etmediği taktirde uygulanabileceği aksi halde uygulanamayacağını düşünüyorum. Bu husus burada da tartışılmış ve ilgili Yargıtay kararı da söz konusu. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=52544
8-
9- Söylemlerinizin, görevli mahkemenin ayrı bir mahkeme gibi görülmesinin sonuçları olduğu kanaatindeyim. Halbuki, ilk mahkemeye yatırılan harçlarla devam eden görevli mahkeme neticede (davacının davayı kaybettiğini düşünerek) neden iki ayrı karşı taraf avukatlık ücretine hükmetsin ki ? Tüm bu şartlar altında, konunun yeniden değerlendirilerek ve öncelikli olarak; bahsi geçen karşı taraf Avukatlık ücretinin hatalı olduğunu da belirttiğinize göre, geri alınabilirliğinin daha evvelki yazımda da bahsettiğim, empati çerçevesinde incelenmesi gerektiği düşüncesindeyim. |
15-04-2014, 08:11 | #10 |
|
Kesinleşme şudur. Görevsizlik kararı taraflara tebliğ edilir. Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı olduğuna göre taraflar tebliğden itibaren 8 gün içerisinde kararı temyiz edebilir. Etmezlerse bu karar kesinleşir ve kesinleşme şerhi verilir. Bu olayda da böyle olmuş zaten. Ayrıca bu kesinleşme şerhini almadan kararı görevli mahkemeye gönderemezsiniz. Ya bu şekilde taraflarca temyiz edilmeyerek ya da temyiz edilip Yargıtay tarafından onanarak kesinleştikten sonra ancak kesinleşme şerhi alınabilir.
Harçlar, harçlar kanununda düzenlenir. Vekalet ücretinin harçla paralel gitmesi gerektiğine ilişkin bir kural yoktur. Görevli mahkemede görülen dava davanın devamı niteliğinde değildir demedim. Devamı niteliğinde olması ile görevsizlik kararı üzerine vekalet ücreti verilmesi arasında bir bağ kurmak yersiz. Ayrıca bahsettiğiniz linkte yer alan Yargıtay kararında görevsizlik kararı üzerine görevli mahkemeye giden dosyada ilk dosya hakkında vekalet ücreti verilemeyeceğine ilişkin bir hüküm göremedim. Burada görevsizlik kararları hakkında vekalet ücreti hükmedilmesinin yasaklandığı gibi bir sonuç çıkaran görüş sahiplerine katılmıyorum. Zaten maddenin ikinci fıkrasında açıkça "davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder." denilmektedir. Demek ki ya gönderilen mahkeme ya da ilk mahkeme bu vekalet ücretine nihayetinde hüküm verecek. (Yani evet kati ve kesin ödenecektir.) Hukuki bir tartışmada fikir savunmak "tahrik edici" diye nitelendirilemez. Her aykırı fikir karşısında provoke olup öfkelenecekseniz işiniz zor. Benim fikrim beğenebilirsiniz veya beğenmezsiniz, budur. AAÜT karar verirken hakimler için bağlayıcı olan resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren bir tarifedir. Doğru uygulanıp uygulanmadığı Yargıtay tarafından da denetlenir. Hakim kararına yazdığı için isteyebilirsiniz. Durup dururken bu tarifeye göre bir şey (karar gereği hükmedilmesi gereken ücretler) talep edilemez. Mahkemenin aynı olması, farklı olması, görevsiz mahkemede açılan davanın devamı niteliğinde görülmesi, yeniden harç alınmaması vb. durumların görevsizlik kararı nedeniyle vekalet ücreti hükmedilmesi ile bir alakası yoktur. Ayrıca yalnızca başvurma harcı yeniden alınmaz. Karar ve ilam harcı ise (ilk yatırılan görevsizlik kararı ile tüketildiği için) yeniden alınır eksikse tamamlatılır. Avukatlık mesleği açısından herhangi bir hak kaybı olduğu kaygısında değilim. Ayrıca karşı tarafa kararla yüklenen vekalet ücretinin Avukata ait olması kuralına şiddetle karşı olduğumu bu forumda defahatle yazdım ve hala aynı görüşteyim. Ancak mevcut düzenleme bu olduğu sürece herkesi bağlıyor. |
15-04-2014, 18:19 | #11 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın DOĞANEL,
Forumun, Meslektaşların Soruları bölümünde Av.Selim Balku'nun "görevsizlik kararı + vekalet ücreti" başlıklı yazısı sizin mütalaanız ile örtüşmemektedir. Aşağıdaki alıntılar Av. Selim Balku'nun yazdıklarından alınmıştır.
denilmiştir. Henüz Avukat değilim, doğrusunu bulabilmek için çaba gösteriyorum. Mevcut izah edilen olguda, rızaen ödenen karşı taraf vekâlet ücretinin haksız bir ödeme olduğunu düşünüyorum. Nedeni ise : 1- HMK 331/2 maddesine aykırı (Hatalı bir karar, karşı taraf Avukatı hukukçu) 2- Mahkeme devam ediyor. Biten bir şey yok. 3- Eğer karşı taraf avukatı mahkeme ilamını icraya koysa idi itiraz edildiği taktirde alamayacak idi. Gerekçe HMK 331/2 4- Hem MK hem de HUMK 29 da bahsi geçen dürüstlük kuralına göre, iadesi istendiğinde geriye ödenmeliydi. Davacının hukukçu olmayışı ve hukukçuya güveni. Siz de "hatalı kesinleşen karar nedeniyle erken alınmış bir paradan bahsedilebilir" demiştiniz. Hatalı kesinleştiğini ben de kabul ediyorum. Lakin erken alındığını kabul etmiyorum. Görevli mahkemeye gidildiğinden, er ya da geç alınacağının doğru olmadığını, davanın kaybedildiği anda belirlenebileceği kanaatindeyim. Eğer ki dava kazanılır ise böyle bir ücretin olmayacağı kanaatindeyim. Eğer ki ilk mahkemenin sonucunun kesinleştiğini kabul edersek, (ki ben sonlanan bir şey olmadığını görevli mahkemenin devam ettiğini düşünüyorum) ve zamanında temyiz edilmediğine vurgu yaparsak konu kapanacak. En azından zamanında temyiz'e götürülmeliydi, artık yapacak bir şey yok denilebilirdi. Bugün de okulda hocama bahsettiğimde, yeni HMK'ya göre görevli mahkeme dava kaybedildiğinde, iki tane ayrı ayrı karşı taraf vekalet ücreti isteyemez dedi. Hocam gerekçe nedir diye sorduğumda, o da senin ödevin dedi. Öncelikle saptanması gereken : Görevsiz mahkemenin; görevli mahkemeyi belirlemesini müteakip davanın görevli mahkemede kaybedilmesi sonucu, iki ayrı karşı taraf avukatlık ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği ? |
15-04-2014, 18:37 | #12 |
|
Sn. Av. Selim Balku sevdiğim ve saydığım fikirlerine saygı duyduğum bir meslektaşımdır. Ancak bu benim fikrimdir, o onun fikridir.
Saptamalarınıza gelince 1- Mutabıkız 2- Evet dava devam ediyor ama kesinleşmiş bir görevsizlik kararı var. Dosya başka bir mahkemeye taşınmış. 3- İlamı icraya koysaydı itiraz edemezdiniz, çünkü ilamlı icrada itiraz yolu yoktur. 4- İlama dayanan bir vekalet ücretinin tahsil edilmiş olması söz konusu olduğundan iadesinin istendiği halde geriye verilmemesini ne disiplin ne de etik açıdan sakıncalı bulmuyorum. Her karar, aleyhine karar verilen için hatalıdır. Müvekkiller bakımından bu kuralın hiç değişmediğini unutmayın. Burada etik değerlendirme yaparsak bu paranın alınmasının etiğe aykırılığı 10 üzerinden 0,01 olarak derecelendirilebilir. Uygulamaya girip yaşananları gördüğünüzde 0,01'in çok bile olduğunu kendinize itiraf edebilirsiniz. Böyle dememin sebebi yanlış da olsa hakimin imzası ve mahkemenin mühürünü taşıyan kesinleşme şerhli bir ilam var. Her ilamın ardından haklılık-haksızlık; doğruluk-yanlışlık tartışmasına girilirse bu işin sonu gelmez. |
15-04-2014, 20:00 | #13 |
|
Sayın DOĞANEL,
Öncelikle saptanması gereken : Görevsiz mahkemenin; görevli mahkemeyi belirlemesini müteakip davanın görevli mahkemede kaybedilmesi sonucu, iki ayrı karşı taraf avukatlık ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği ? sorusu belirsizliğini korumakta. Ayrıca şikayet yazmam (kullanacağım kelimelere çok dikkat etmeme rağmen) gerektiği halde itiraz yazdığımdan dolayı özür dilerim. İlam icraya konulsaydı pekala şikayet edilebilirdi. En azından itiraz edilemez ama şikayet edilebilirdi diyebilirdiniz. Bu hususta burada birçok örnekten bahsediliyor. http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2004-50-735 http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2004-51-8 http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2004-52-30 Başta İİK Madde 16 "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere" belirtilen nedenler ile şikayet edilebilirdi. Hallini mahkemeye bırakmadığı husus, karşı taraf avukatlık ücretidir. |
15-04-2014, 21:04 | #14 |
|
İcra Mahkemesi'nin bir ilamın yerindeliğini denetlemek gibi bir hak ve yetkisi yoktur. Bahse konu ilamın icraya konulması halinde şikayet yoluyla bir sonuç elde etmeniz mümkün değildir.
|
23-04-2014, 13:59 | #15 |
|
Yargıtay lehe hükmedilen bir vekalet ücretine ilişkin ilamı ters yönde bozarsa yani kabul olan davada red olması gerektiğinden bozma kararı verilir ve lehine vekalet ücreti hükmedilen tarafın o vekalet ücretini iade etmesi gerekirse ilamsız takibe konu edilebilir veya sebepsiz zenginleşme davası ile dava yoluna gidilebilir.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
fazla ödenen vekalet ücretinin karşı taraf avukatından alınması | ozgeyayvan | Meslektaşların Soruları | 3 | 19-12-2012 16:43 |
Kaybolan çek yaprağı için bankaya ödenen miktar geri alınabilir mi? | candar.mustafa | Meslektaşların Soruları | 2 | 18-03-2012 15:03 |
kanun yararına bozmadan sonra ödenen para geri alınabilir mi? | abdullah can aydogan | Meslektaşların Soruları | 11 | 02-10-2011 00:35 |
Karşı taraf aleyhine hükmedilen avukatlık ücreti göze batmaya başladı | concept | Hukuk Sohbetleri | 12 | 06-04-2009 12:12 |
Islah ve Kira tespit davalarında karşı taraf(davalı) avukatlık ücreti | recepbarlas | Meslektaşların Soruları | 3 | 07-02-2007 22:58 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |