30-07-2007, 22:30 | #31 |
|
Sayın persona;
Anlattığın olaya benzer,bizde de "idare hukuku" dersinde söylediğiniz gibi sınav sistemi var idi. Notlar, kitap, defter, anayasa ..vs. herşey açıktı ve geçme oranı %30-35 idi.Bunun yanında dersten kalan yüzlerce arkadaşımız gayet "iyi derecede" idare hukuku bilgisine sahipti. Sınav sistemi! tabii çok önemli ama ben çoğu akademisyenlerimizin "ciddi" anlamda "ders disiplinine" sahip olmadıklarını vurgulamak istiyorum. "Ders disiplini" derken de hocanın asık suratlı olması, sert yapıya sahip olması ..vs. degil. Vereceği bilgileri "tüm öğrencilerin anlayabileceği seviyeye indirgemesinden" bahsediyorum. Birçok üniv. de hukuk eğitimi alan arkadaşlarım var ve hemen hemen aynı şikayetler ile karşılaşıyorum. Kısacası sınav sisteminden çok giriş kısmında da belirttiğim gibi bizlere ders veren yine özellikle belirtiyorum PROF. satatüsündeki hocalarımız işin ciddiyetinin neresinde olduklarını merak ediyorum. Çoğu hocalarımız maalesef dr,yrd. doç. doç. prof. olana kadar geçirdikleri safhalarda kendilerine yapılan eziyetleri/zorlukları kendileri de öğrencilerine yapmaktadırlar diye düşünüyorum, sonucunda da böyle bir adalet sistemi ile karşı karşıya kalıyoruz işte. SAYGILARIMLA... |
31-07-2007, 11:04 | #32 |
|
Bence de sanal mahkemeler olmalı. Ayrıca benim en çok eleştirdiğim nokta, teorik bilgiyi ezberletip, pratik sınav yapılması. Biliyorum,pratik de gerekli,bunu sağlamak için teori de... Ama bu, bu şekilde olmamalı,en azından teorik bilgiler ezberletilmeyip "anlatılsa ve örneklense" daha iyi olur gibi..
|
10-08-2007, 23:04 | #33 |
|
Bilgiyi her yerden her kaynaktan araştırıp bulabiliriz gerekli oldugunda fakat "uygulamayı" gerektigi zamanda ve yerde alamazsak bunun yoklugunun zararını gercekten cok gorecegiz; durum bunu gösteriyor bence ....
|
14-08-2007, 14:49 | #34 |
|
çok güzel bir konuya değinilmesine rağmen neden bu kadar az kişi görüş bildirmiş pek anlayamadım!
Bence bireyin iyi bir hukukçu olması öncelikle kendi elinde,yaptığı işi sevmeyen birinden de bunu beklemek pek mümkün olmasa gerek yani önce kişi yaptığı işi sevecek ve iyi bir hukukçu olmayı kendi isteyecek bu paralelde de kendini geliştirecek!Tabi ki hocaların da payı var ben kendi okulumda gördüğüm kadarıyla hocaların bunun için gerçekten uğraştıklarını gördüm zaten bana hukuku sevdiren de onlar oldu.Ama unutmamak gerek onların yükü zaten ağır daha çok bizim çabamız gerek! |
18-08-2007, 18:59 | #35 |
|
Selamlar Sn. jurist27 vbmenu_register("postmenu_84231", true); ,
Bence hukukcu olunmaz , hukukcu dogulur.Sozumu acacak olursam bir insanin iyi bi hukukcu olmasi ailesinden aldigi egitime baglidir ilk olarak.lkinci olarak adaleti savunacagi hukuk sistemininde onemi cok buyuk , mesela 100 tane ceza davasini ele alacak olursak 50 tanesi adaleti savunurken 50 tanesi adaletsizligi savunuyor sentezine ulasiriz.Yani Turkiyede teoriksel olarak adaletin gerceklesecegi maximal oran %50... Saygılarımla , |
25-12-2007, 01:40 | #36 | |||||||||||||||||||||||
|
|
30-12-2007, 14:53 | #37 |
|
İstanbul Ticaret Üni. de hukuk 1 öğrencisiyim. Daha çok görecegim yasayacagım şey var belki ve suan erken konusuyor olabilirim.Fakat ben gayet memnunum egitimimden.Hep oturup afedersiniz mongol gibi ezber yapacagımı sandım cevremin beni vazgecirme cabaları neticesinde.Fakat gördüm ki öyle değil. Okulum basladıgından beri (yaklaşık 3 ay oldu) gaiplik nedeniyle evliliğin feshi ile ilgilib dilekçeler yazdım,hakimlerle gidip röportaj yaptım,kendi fikirlerimi önemseyen ödevler sonucu fikirlerimi genişlettim,derslerde (vakıf üniv.de olmama ragmen gerçekten kültür seviyesi çok yüksek arkadaslarımla) yapılan tartısmalarda hukuk adına 3 ayda o kadar çok şey öğrendim ki anlatamam. Belki bu benim boşlugumdandır belkide okulun ve sınıfımın kalitesindendir bilemem.
Vakıf üni. hakkında söylenenlere kesinlikle karsıyım. En azından kendi okulum adına. Puanı gercekten diger üni. e göre yüksek. Özel üni. ye cok karsı olmama ragmen Devlet üni.e gidip iktisat okuyacagıma tek hayalim ve hedefimi bu üniversitede gerçekleştirmek daha mantıklı geldi bana.Ve iyi bi seçim yapmışım. Önemli olan soruların sınavların zorlugu kolaylıgı degil bence.Hatta sınavlar ne kadar zor olursa öğrenci o kadar kolaya kaçar (fotokopi,kopya,üstünkörü ezber vs). O yüzden bence sınav soruların zorluguna değil niteligine bakalım. Saygılarımla.... |
31-12-2007, 05:11 | #38 |
|
Vakıf üni. hakkında söylenenlere kesinlikle karsıyım. En azından kendi okulum adına. Puanı gercekten diger üni. e göre yüksek. Özel üni. ye cok karsı olmama ragmen Devlet üni.e gidip iktisat okuyacagıma tek hayalim ve hedefimi bu üniversitede gerçekleştirmek daha mantıklı geldi bana.Ve iyi bi seçim yapmışım.
Vakıf üniversitelerinde bursla okuyan arkadaşlarımız bir ''seçim'' yapmışlardır...sizin yaptığınız seçimin çıkış noktasının ve seçimle ne kastettiğinizi anlayamıyorum...özel üniversiteye karşı değilim hatta bazı durumlarda gereklilik olduğu noktalar da olduğu söylenebilir...ancak sahip olunan maddi imkanlar ile değil de gösterdiğin başarı ile yapılan ''seçimlerin'' daha saygı değer olduğuna inanıyorum...çünkü bu ülkede 330 puan alıp ''seçim'' yapma şansı olmadığı için ideali olan hukuk bölümünü okuyabilmek uğruna bir sene daha olmadı bir sene daha çalışan insanlar var... |
01-01-2008, 01:22 | #39 |
|
Sorunun tarihsel bir geçmişi var. Bu konuda bir makalemi dikkatinize arz etmek isterim. saygılarımla;
http://www.akader.org/KHUKA/2003_mar...elleri_ile.htm |
02-01-2008, 22:26 | #40 |
|
seçimle ne kastettiğimi dahi anlayamadıgınızı söylerken , nasıl olur da kullandıgım "seçim" kelimesine bu kadar takmıs durumda olabiliyorsunuz açıkçası çok ilginç.
devlet üniversitesinde iktisat okumak... vakıf üniversitesine gidip hukuk okumak... Ben vakıf üniversitesine gitmek istemiyordum.kendi şahsım adına begenmiyordum.(eğitimden ziyade ortamlarını.insana hayat adına pek birşey en azından üniversiteye kadar olan hayatımdan farklı birşey katmayacagını düşündüğümden istemiyordum) fakat illa devlet üniv. olsun inadımdan hukuk için vazgecip vakıf üni. olan üniversitemi tercihlerime yazdım. ve onu kazandım. öncelikle iktisat ve hukuk arasında hukugu "seçtiğim" için mutluyum. sonrada kendi üniversitemi "seçtiğim" için mutluyum. biliyorsunuz ki bu bir karsılıklı seçim meselesi.önce siz kendi seçtiginiz üniversiteleri yazarsınız.. Sonrada sistem sizi uygun üniversite için seçer.. Maddi olanakları olmayıp bir sene daha hazırlanmak zorunda olan birileri var.kim inkar edebilir? fakat bunu burda hatırlatma gereginizi anlayamadım? bir sene daha hazırlanmam mıydı dogru olan? |
21-01-2008, 18:56 | #41 | |||||||||||||||||||||||
|
Sevgili arkadaşım, evet özel üniversitede okuduğum için bu mesaja cevap verme gereği duyuyorum. Her kim size özel üniversitelerde soruların daha kolay olduğunu söylemişse sadece gülerim. Sonuçta hocalarımızın çoğu kadrolu olarak değil dışardan, devlet üniversitelerinden gelen hocalar. Size ayrı bize ayrı soru sorduklarına şahit olamadım henüz. İkinci sınıftayım ancak bugüne kadar dersime gelen en az 10tane hocanın farklı üniversitelerde yaptığı sınavlarla bizde yaptığı sınavların ne kadar benzer olduğunu sana kanıtlayabilirim.kaldı ki biz de çalışmalarımızda bunu dikkate alarak hocalarımızın farklı üniversitelerde daha önce yapmış olduğu sınavları da göz önüne alıyoruz. bahsettiğin şey hocaların eğitim tecrübesine aldıkları hukuk eğitiminde edindikleri hakkaniyete aykırı bir davranış. düşündüklerini yazarken kendini değil suçladığın hocaları da göz önüne almanı öneririm. Evet bir çok paralı okuyan ancak 4-5 dönemde birinci sınıfı bitiremeyen kişi tanıyorum ancak bu demek değildir ki para ile bir okula girmek para ile mezun olmayı gerektirir. bunun aksine üniversiteye para ile girip daha sonradan burslulardan dahi çok başarılı olan kişiler de var. imkansızın da ötesi ama bir ihtimal parayla mezun olsa bile birisi mesleğinde ne kadar işinin eri olabilir bir de bunu düşün istersen. ben de burslu olarak Yeditepe'yi kazanmadan önce çok konuştum asla olmaz benim diplomamda burslu bile yazmayacak paralı okumuş dedirtmem diye ancak sonradan düşününce önemli olanın devlet üniversitesi ya da vakıf üniversitesinde okumak değil okuduğunu anlamak olduğunun farkına vardım. umarım sen de bu ayrımı yapabilirsin. haksız yorumun için de kendi adıma teşekkür ederim. |
26-01-2008, 21:00 | #42 |
|
Devlet üniversitelerinde okuyan arkadaşlarımızın gönlü rahat olsun. Özel - Vakıf üniv. okuyan öğrencilere de aynı düzeyde sorular soruluyor.
Geçen sene dersimize giren hoca aynı soruları görevli olduğu devlet üniversitesine de sorduğu ancak bizlerin başarısının devlet ünivers. öğrencilerden daha yüksek olduğunu söyleyip "Final Sınavımızı" zor tutarak %15-20 gibi bir başarı oranı sağlamıştı ancak ... |
31-01-2008, 18:45 | #43 |
|
Hukuk Fakültelerinde eğitim...
Gerçekten arkadaşım çok isbaetli ve tartışılması gerekli bir konuyu açtığın için teşekkür ediyorum.Bana göre 4 yıllık hukuk fakültesi hayatında sadece sınavlara hazırlandıpımızı düşünüyorum çünkü bu süreçte aldığımız bilgiler "olması gereken" olarak öğretiliyor fakat olan öğretilmiyor yani uygulama fazla önemsenmiyor.Ancak iyi bir hukukçu sadece teoriyle değil aynı zamanda uygulama ile de kaynaşması gerekmektedir.Kısacası uygulama yönü fazla önemsenmiyor diyebilirim..
|
12-08-2008, 17:11 | #44 |
|
marmara hukuk ta okuyorum,ilk sene pek birşey anlayamamıştım hocalar nasıl diye hiç sorgulamamıştım ama iyi bir eğitim verdiklerini şimdi çok daha iyi anlıyorum
|
13-08-2008, 23:53 | #45 |
|
vakıf ünv okuyan bir öğrenci olarak cnrky arkadaşımızın yazdığı yoruma tepkimi vermeden forumdan çıkmak içime sinmedi...sayın cnrky bir kere vakıf ünv ki hocaların bir çoğu devlet okulundan gelen proflardır..istersen bizim okulun adresine gir(neu.edu.tr-yakın doğu ünv) ve kadroya şöyle bir bak. bütün listeyi bir arada devlet ünvlerinde görebilme şansının yüzde kaç olduğunu bir düşün!sence bu prof hocaların parayla öğrenci geçirmesi gibi durumn oluşması yüzde kaç??böyle demekle sayın prof hocalrımızı(diğer vakıf ünv prof hocalarımızı)çok ağır bir suçla itham etmiş oluyorsun!bilmem anlatabildim mi..vakıf ünv kim ders geçmek kolay diyorsa büyük bir yanlışlık yapıyor.hele hukuk fakültes gibi hakkın hukukun öğretildiği bir fakültede ,bunu bizlere öğreten hocalarımızın ;öğrencileri para karşılığı öğrenci geçirmesi iddiası hukuka ne kadar uygun olur ..
|
19-08-2008, 10:40 | #46 |
|
merhaba arkadaşlar,
olay sadece vakıf-devlet çekişmesi değil. vakıf üniversitelerinin sayısının artması sistem için son derece kötü sonuçlar doğuruyor. artık ilkokuldan başlayarak daha fazla para verenin daha iyi eğitim olanaklarına sahip olduğu bir düzende yaşıyoruz. burada sadece vakıf üniversitelerini kapatmak yetmez vakıfların kurduğu tüm eğitim kurumlarını kapatarak işe başlamak gerekli. soruna bu bağlamda bakarsak ancak durumun vahametini anlayabiliriz. |
20-08-2008, 17:40 | #47 |
|
Birçok derste kitaplar hocalık ediyor bize.Elbetteki birseyleri ögrenmek için o kalın kitapların olabildiğince tekrarlanması gerekeyor ancak çogu arkadasımız kitapları bir avantaj bilip okula devam etmemekten yana kullanıyor tercihini.Sadece sınavlara gelip okulu bitirmek üzere olan arkadaşlarımız var.Öğrenciyi okula baglayan birtakım uygulamaların getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.Özellikle de pratik derslere ağırlık verilmeli ve staj dönemi eğitim sürecine dahil edilmeli.
Staj dönemini özellikle vurgulamak istiyorum; çünkü mesleğe adapta olma ve öğrendiklerimizin kalıcı olması açısından önemli bir yere sahip bence. |
20-08-2008, 22:33 | #48 |
|
Eğitimin ehemiyettini bizden önce araştıranların değindiği.....
SEvgili meslektaşlar, benim arşiv arştırmam olumlu sonuç vermesi halinde başlıktaki araştırma yazılarına kaynakta gösterebilecem(inşl.) ama değinilen ana temayı aktarayım.
Her ne kadar eğitimin iyi veya mükkemel olması uğraşı olsada söz konusu eğitimi alan bireyin, kendi başarısıdır."eğitimin en başından kolejler, dersaneler, özel hocalar vb. tarzda" uğraşlar sonucu, bir köy okulundan gelip başarıların en iyisini sergilemesi, bu taz eğitim uğraşı verenlerin eşitlik taleplerine ne kadar sıcak bakacaklarını biraz hayal gücümüzü zorlarsak anlarız herhalde... Velhasılı kelam, böylesi bir durumda okulun bireye katkısı kaçınılmazdır ama bireyin kendi çabası okulun katkısından az değildir.Hatta dahada ötedir.Eğitim aşkı olanların konumları farkılı olabilir kimi eğitmek için çırpınır kimi kendini eğittirmek için. |
20-08-2008, 22:58 | #49 |
|
Bu sorunun çözümü için çok uğraş vermiş biriyim.Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi bünyesinde "Türk Hukuk Eğitimi Sorunları Ve Çözüm Önerileri" sempozyumu düzenledik çıkan sonucu yetkililerle paylaştık somut olarak adımlar atmaya çalıştık.Bunların hepsi olmayacak şeyler değil ama önümüzdeki en büyük engel kendimiz oluyoruz her defasnda.Nasıl mı?Sempozyuma çok değerli insanlar katılmıştı,orda çok verimli tartışmalar oldu ,tebliğler sunuldu ama beni en çok üzen katılımın azlığı yani biz öğrencilerin olayın farkına varamıyor olmamızdı.Sempozyumdan bir gün sonra aynı salonda düzenlenen eğlencede öğrencilerin hepsini görmek mümkündü.Ama bir gün öncesinde kendilerini ekmek gibi ,su gibi ,hava gibi ilgilendirmesi gereken bir konuda şahsı muhteremlerini solunda görememek beni üzmüştü ve bir parça da umutlarımı karartmıştı.Arkadaşlar öncelikle samimi olmamız lazım.Ben sınavda devletin malı olan sıralara kopya yazarak sınav geçen hukukçuları görmek istemiyorum.Adalet nosyonunun bir hukukçu da olması lazım ki biz ona güvenelim dedikleri kitapta yazanların ötesine geçsin.O ki biz yapmasak dahi yanımızdaki arkadaş bunu yaparken uyaramıyorsak ve dirayetli bir duruş sergiliyemiyorsak hukuk eğitiminin ve hocaların bizlere katabileceği pek de bir şey olmayacağı kanaatindeyim.Ben sorunun sistemsel bir sorun oldu kanısındayım ve adalet kurumunu merkeze koyduğumuz da çevresindeki elektronları:hukuk fakülteleri,mahkemelr,barolar ve tüm bunların teknik gereksinimlerini yerine getirmesi gereken adalet bakanlığı olarak konumlandırabiliriz.Çekirdeğin yani adalet kurmunun potansiyel enerjisinin kinetik enerjiye dönüşmesi için tüm bu elektronların mükemmel çalışıyor olması lazım aksi takdir de çekirdekte ki yoğun enerji elektronları merkez kaç kuvvetinde olduğu gibi öteler.Sorunun ontolojik,epistomolojik ve ahlaki olarak acilen ele alınması gerekir kanısındayım.Bunu yüzlerce sempozyumlarla ele alabiliriz zor bir şey değil ama benim arzuladığım bu ele alışın her bir hukuk öğrencisinin kendi nezdinde gerçekleşmesidir.
Biliyor musunuz Ankara Hukuk Mektebi ilk açıldığında öğrenciler üniforma giyiyorlardı ve bu belli bir süre böyle gitti.İşte belki de bunun gibi tekrardan bir disiplin ve düzen gerekir eğitimimiz için.Bunu şu şekilde sağlamanın mümkün olacağı kanısındayım:Öncelikle hukuk fakültelerinin üniversite bünyesinden çıkarılarak İzmir,Ankara ve İstanbul şehirlerinde Hukuk kolejleri kurulmalı.Bu kolejler büyük kampüsler içerisinde yer almalı ve tüm maddi koşullar sağlanmalı.Hukuk eğitimim süresi arttırılmalı,inturn hukukçuluk kurumu oluşturulmalı.Sınavların sözlü yapılması gerekir.Dönem bitiminde tezler hazırlatılmalı ve bu tezlerin sunumu gerçekleştirilmeli.Baro ile sıkı ilişkiler kurulmalı.Pratik derslerin arttırılarak uygulamacıların ders vermesi sağlanmalı.... Ve bir çok reform.Ama öncelikle zihniyet değişikliği,hukuk bilinci,hukuk devleti anlayışı sistamsel olarak benimsenmeli.Ve de bir parça CESARET. |
27-08-2008, 20:19 | #50 |
|
beklediğim öğretim düzeyini asla yakalamadığım hukuk fakültesinde dersler çok zor!!!ama gereken hangi bilgileri ediniyoruz?maalesef çok vahim bir durumdayız..keşke yapılabilecek bir şeyler olsa gerçekten,yapabilsek.değişse bu hal.çok umutsuz konuştuğumun farkındayım zira öyleyim...yine de kendimizi yetiştirmek mümkündür tabi.saygılarımla
|
07-09-2008, 13:46 | #51 |
|
size katılamak çok isterdim ama............
Ben de kocaeli üniversitesi hukuk fakültesi öğrencisiyim. inanın bana hayatımda hiç bu kadar hukuksuzluğa maruz kalmadım. girdiğim sınavım sınav degerlendirmesinden geçtiğim halde hocalar arasındaki rekabettin dozunu aşması sonucu degerlendirme değiştirip bütlere sonra da alttan almak zorunda kaldık. bana hukuku sevdirecek kişilerle mahkemelik oluyorduk. eğer harç paarasını yatırabilseydim. bir hoca hiç ders anlatmaz bunu dile getirip ben konumu anlatmayınca benden 50 puan kesip 50 puan alan öğrenciye 100 verdi. ister inanın ister inanmayın ama kocaeli hukukta biraz araştırma yapsanız göreceksiniz. |
22-01-2009, 13:22 | #52 |
|
Sn. Heınrıch
Sonuç cümlelerinizle aslında atılması gereken adımları o kadar net bir biçimde özetlemişsiniz ki; kesinlikle aynı düşüncedeyim sizinle. Keşke bu düşünceleri hayata geçirebilecek bir sosyal yapılanma gerçekleştirebilsek; Çok sessiz kalıyoruz kanısındayım. AİHM' de en çok yargılanıp mahkum edilen ülke olmamıza rağmen hukuk düzenimiz gözden geçirilmiyor! Eskiden devlet idaresini sadece hukuk öğrencileri değil üniversite öğrencileri belirlerken şimdi öğrencilere karşı bir dikdatörlük mücadelesi başlatılmış, öğrenciler susturulmaktadır. Bu yüzden özellikle "adalet dağıtacak ve savunacak "avukat-hakim-savcı" yetiştiren fakültelerimizin derhal yeniden yapılandırılması lazım. Özellikle de "uygulamalı dersler" büyük ölçüde hukuk eğitiminde çıtayı yükseltecek; ve sizin de belirttiğiniz gibi "sözlü mülakatlar", "baro ilişkileri", "tezli sunum"... |
29-01-2009, 13:45 | #53 |
|
Kesinlikle şuan üniversitelerde verilen hukuk eğitiminin iyi olduğuna inanmıyorum.Dört seneye sıkıştırılmış bir eğitim. Devler umumi hukuku dersiniz hoca soruları ve cevapları verdi kaynak açık sınav girin yapın çıkın dedi. Bir de bunun zıttı var. Hoca giriyor derse oturuyor kürsüsünde, 3 saatlik ceza dersinde kitabı okuyor sonra çıkıp gidiyor. Sınavda ise kitabın aynısını yazmanıza rağmen aldığınız puan geçmenize yetmiyor. Elde kalan ne hayal kırıklığı. Sadece kitabı okuyarak ne kazanıyoruz ezberlenmiş birkaç cümle. Peki yılda sıkıştırılmış kaç ders görüyoruz? Şuan 2. sınıftayım ders sayım 12. Seneye kaç olacak 14 ya ondan sonraki sene 16. Öğrenci hangi birini nasıl çalışacak? Nasıl öğrenecekte,nasıl mezun olacak? Peki mezun olduk diyelim nasıl birer avukat olacağız? Biz adaletin temsilcisiyken böyle bir mezuniyetten sonra o adaleti nasıl savunacağız. İşte Türkiye' de bu yüzden adalet yok.
|
16-03-2009, 09:42 | #54 |
|
Hocalar sadece kitap bitiriyor. Kimse bize öğrendiniz mi de demiyor proflarımızın tek derdi kitap bitirmek...
|
17-04-2009, 14:47 | #55 |
|
bakın bu konuda prof.dr. il han özay ne demektedir:
"avukat değil de tefekkür sahibi hukukçu yetiştirme iddiası ile ortaya çıkan üniversite ve fakülte, çoğu kez ortaöğrenim döneminde edinilen nitelikleri de körelterek özellikle yargıçlık ve savcılık mesleğini seçenlerin ancak alayda pişip kendi kendilerini yetiştirebilmeleri için sahip olmaları gereken diplomayı onlara sağlayan resmi kuruluştan öte bir anlam taşımamaktadır. durum avukatlar için de farklı değildir. onlar da mesleği düşe kalka ve her zaman da usulüne uygun olmayan bir biçimde öğrenmek zorunda kalmaktadırlar. " sonra devam etmekte: "yargı yerlerinin, artık fakültelerden çok zayıf hukukçular çıktığına ilişkin değerlendirmesi acı ama maalesef çok gerçekçidir. bu durum karşısında barolar, yüksek mahkemeler ve tüm diğer yargı yerleri harekete geçmeli ve bir şeyler yapmalıdır. hiç unutulmasın ki gresham yasası bu alanda da geçerlidir ve kötü iyiyi kovalar. .. gerçi kötü hukukçu iyi hukukçuyu kovalamaya çoktan başlamıştır ama ne yapalım: ümit fakirin ekmeği...." (il han özay günışığında yönetim II) |
19-04-2009, 13:29 | #56 |
|
Sn. üstadımız Prof.Dr.İlhan Özay'ın yüreğine sağlık
|
19-04-2009, 16:19 | #57 |
|
merhaba iühf 3. sınıf öğrencisiyim ve okuduklarım üzerine gerçekten şeşkınım. evet öğrenciler olarak biz de bazen notlardan kitap özetlerinden çalışıyoruz. ancak bunun çokta başarı getiren bir şey olmadığını bir kaç ders dışında bunun sonuçlarının oldukça kötü olduğunu söyleyebilirim.üstelik bu notlar derslerde tutulmuş birebir notlar olmasına rağmen.yani hukuk öğrenmek hocanın ağzından çıkan her şeyi bilmek değildir aksine onlarla birlikte dahasını okuyarak araştırarak öğrenmektir.devlet üniversitelerinin en büyük sorunu devamı sağlayacak imkanlara sahip olmayışıdır.Ancak her şeye rağmen pratik çalışmlarıyla sınav sorularıyla derste yapılan küçük tartışmalarla bir çok olasılığa hazırlandığımızı edindiğimiz hukuk nosyonuyla da ayrık durumlarla başedebileceğimizi düşünüyorum.Naçizane fikrim hukukun hocalardan değil kitaplardan değişik görüşlerden sentezlenerek öğrenildiğidir.hocalarımızın en iyisi dahi kısıtlı ders saatlerimiz de bizlere ancak büyük hukuk dünyasının kapısını açabilirler onun içinde gezip kendimizi geliştirmek muhakkak bizim elimizde. son olarak basite indirgeyen profesörlerden yakınan arkadaşlarımıza bu hocaları devlet üniversitelerinde dinlemelerini tavsiye edebilirim.
|
26-04-2009, 17:03 | #58 | |||||||||||||||||||
|
Sn.Herewelasim; Devlet veya özel; bir üniversitede hukuk eğitiminin temelini oluşturmuşsan-kamu için hizmet görüyorsun sonuçta-en iyi hizmeti sağlamak zorundasın demektir. Her ne tür ünivers. olursa olsun verdiğin eğitim "KALİTELİ" olmalıdır, açık konuşuyorum "KALİTELİ HOCALARDAN" olmalıdır. Hocaların verdiği eğitimin kaliteli olmasından bahsediyorum. Değerlendirirsin üniversite eğitimi sürecinde hocalarını, en iyilerini seçersin eğitimi onlar devam ettirir.68'lik 64'lük hocaların yerine teknolojiyi takip edebilen, güncel konulara yakın eğitmenlere bu görevi verirsin. Anlatmak istediğim eğitim sürecinde yer alan görevlilerin kaliteli eğitim verememesi.... |
02-01-2010, 23:09 | #59 |
|
Selçukta bir kaç ana ders hariç çok ciddi ve diğer fakültelere nazaran yıpratıcı bir eğitim verildiği kanaatindeyim.
|
05-01-2010, 13:31 | #60 |
|
eğitimin ilköğretimden başlayarak yüksek öğretimi de içine alacak şekilde özelleştirilmesine, devletin bu alandan yavaş yavaş çekilmesine başından beri karşı oldum. hala da karşıyım.
türkiye'de verilen hukuk eğitimi maalesef yerlerde sürünüyor. burada devlet-vakıf ayrımı yapmanın mantığı yok. fakat devlet üniversitelerindeki derslerden geçmenin çok daha zor olduğu istatistiklere bakılarak ortaya konulabilir. örneğin herhangi bir devlet üniversitesinde idare veya ticaret hukuku gibi zor dersleri alan kişi sayısı bazen kontenjanın 3 hatta 4 katına çıkmaktadır. örneğin benim idare hukuku dersini ilk aldığım yıl 1106 kişi daha alıyordu. okulun kontenjanı ise 400'tü. vakıf üniversitelerinde okuyan arkadaşlar da bu tür istatistiki bilgiler verirlerse bir nebze olsun somutlaştırabiliriz savunduklarımızı. aynı şekilde hakimlik sınavını kazanan kişi sayısına bakıldığında vakıf üniversitelerinin oldukça alt sıralarda olduğu görülebilir. yine benzer diğer kurum sınavlarında da aynı durum vardır. spk, rekabet kurumu vs. gibi. ama elimizde onlarca bu tür istatistik de olsa hangisinin daha iyi olduğunu ölçemeyebiliriz. ölçsek de buna karşı her türlü itiraz yapılabilir. ve haklı olabilir bu itirazlar. vakıf üniversitelerinin olanaklarını devletle kıyaslamak abes olur. bazı vakıf okullarının imkanlarını, temizliklerini vs. görünce devletten utanıyorum. orada okuyan öğrencileri suçlamak ise son derece yanlıştır. vakıf üniversitelerinin en büyük sorunu dışarıdan hoca gelmesidir zaten. dışarıdan -dönemlik değil fakat günlük olarak- hoca gelmesi bir okul için iyi bir şey değildir. hukukta ve diğer disiplinlerde gelenek oluşturmak son derece önemlidir. ama bilinmesi gerekir ki, taşıma suyla değirmen dönmez. ülkemizdeki hukuk eğitiminin durumunu, özellikle de vakıf-devlet okulu değerlendirmesini de çok çeşitli yönleriyle yaptığı için, içeriden bir hukukçu olarak prof. dr. kemal gözler den okumak isteyenler için linki aşağıya veriyorum: http://www.anayasa.gen.tr/kuresellesme.htm kemal gözler'in, ekteki yazıyı yazmadan önceki bir dönemde vakıf üniversitesinde çalışmış olduğunu da belirteyim. yazı durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor. sorun genel olarak sistem sorunudur. ve sistem güçlüden -yani bugün için gücün simgesi olan paraya sahip olandan- yanadır. asıl yanlışlık buradadır. vakıf okulları da bu bağlamda değerlendirilmelidir. hukuk eğitiminin genel olarak ezbere dayandığına yönelik eleştiriler ise mesnetten yoksundur. bütün eğitim sistemi, sadece bizde değil, ezbere dayanır, dayanmak zorundadır. bizde eksik olan yeterince pratik yapma, dolayısıyla özümseme imkanının olmamasıdır. yasa maddesini bilmeden olayla ilgili nasıl yorum yapılabileceğini ise merak ediyorum. not: imla hatalarını saymazsak çok vahim dilbilgisi yanlışlıklarının olduğu yazıları görünce hukuk fakültelerinde türkçe dersinin borçlar kadar önemli olması gerektiğine kanaat getirdim. bu kadar bozuk türkçeyle üniversiteye kadar gelebilmek ise bize has bir şey olsa gerek. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hukuk Fakültelerinde okutulan Roma Hukuku dersi günümüzde ne kadar gerekli? | vaaely | Hukuk Sohbetleri | 321 | 27-01-2016 00:53 |
Hukuk Fakültelerinde Ders Zorunluluğu Olmaması | ilhan | Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi | 24 | 10-12-2011 13:04 |
Hukuk Fakültelerinde ders geçme notu.. | sahinaydın | Hukuk Lisans Eğitimi | 36 | 16-12-2010 16:58 |
Hukuk Fakültelerinde Mesleki Ahlak Dersleri Okutulmalıdır | Av.Mehmet Saim Dikici | Hukuk Sohbetleri | 30 | 28-10-2010 12:05 |
Hukuk Fakültesi'nde Tlf İle Eğitim | Av. Adil Giray ÇELİK | Hukuk Lisans Eğitimi | 5 | 29-01-2003 15:48 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |