06-02-2009, 07:58 | #1 |
|
İŞyerİnİ Kapatan Avukatlarin Vergİsel Durumlari
Ankara Barosu Dergisi'nde yayınlanan ve bugünkü mevzuata göre de geçerli olan makalem aşağıdadır.
İŞYERİNİ KAPATAN AVUKATLARIN VERGİSEL DURUMLARI Avukatlık bir serbest meslek faaliyeti olduğu için şahsi sorumluluk altında yapılması gereken bir hizmettir. Bir avukat bir bakkal dükkanını kapatır gibi kendi ofisini kapatarak başka bir faaliyette bulunmaya hemen yönelemez. Çünkü üzerinde daha önceki faaliyetleri dolayısıyla almış olduğu vekaletler ve takip etmekte olduğu davalar vardır. Burada ortaya çıkan çelişki ise avukatın ofisini kapattıktan sonra dahi çalışmak zorunda olması halidir. Üzerine almış olduğu vekaletleri ve takip ettiği davaları yüz üstü bırakıp gitmesi düşünülemez. Bu durumda olan avukat arkadaşlar vergisel anlamda ne yapacaklarını bilemez durumdadırlar. Çünkü mükellefiyetlerini kapatmaları halinde girmiş oldukları davaları tespit eden vergi idaresi ceza kesmekte, buna karşılık mükellefiyetlerini kapatmayan avukatlar da boştan yere kdv, muhtasar, geçici vergi beyannameleri vermek suretiyle gereksiz bir vergi yükü ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Nihayet uzun yargı süreçleri neticesinde olay bir sonuca bağlanmıştır. Danıştay On birinci Dairesi 07/03/1997 tarihinde 1996/5817 Esas ve 1997/725 Karar numaralı kararında “Avukatların işlerini terk ettikten sonra işlerin tasfiyesi için işyerlerini açık tutmaları ancak KDV’ne tabi teslim ve hizmetlerinin olmaması halinde KDV mükellefiyetlerinden bahsedilemez. Avukat olarak serbest meslek faaliyeti icra eden yükümlünün işini terk ettiğini bildirdiği tarihten sonra işyerini açık bulundurduğunun saptanması üzerine katma değer vergisi beyannamelerinin verilmemesi nedeniyle takdir komisyonu kararına dayanılarak 1994 yılının Ocak ile Ekim dönemleri için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. Vergi mahkemesi kararıyla; “katma değer vergisinin doğması için mal teslimi veya hizmet ifasının olması” gerektiği, olayda 31/12/1993 tarihinde işini terk ettiğini vergi dairesine bildiren yükümlünün, terk tarihinden sonra yapılan 10.12.1994 tarihli denetim sonucunda tanzim edilen yoklama fişinde hizmet ifa etmek üzere dava almadığı, önceki davanın tasfiyesi için işyerini açık tuttuğu belirtildiğine göre, hizmet ifası karşılığında serbest meslek kazancı elde ettiği saptanmadan varsayımdan hareketle takdir edilen matrah üzerine yapılan tarhiyatta yasal isabet görülmediği gerekçesiyle cezalı tarhiyat kaldırılmıştır.Vergi Dairesince, işyerini açık bulunduran yükümlü adına katma değer vergisi beyannamelerinin verilmemesi nedeniyle takdir komisyonu kararına dayanılarak yapılan tarhiyatın yasal olduğu ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir. Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.” Demiştir. Kararın incelenmesinden de anlaşılacağı üzere avukatlık faaliyetlerini sona ermesi belli bir süreç aldığından, vergi dairesine vergi mükellefiyetinin sona erdiğini bildirilmesinden sonra yeni vekalet almamak üzere, avukatlık bürosunun açık kalmasının herhangi bir mahsuru bulunmamaktadır. Burada icra edilen faaliyetin sınırlı bir faaliyet olduğu sadece eski davaların takip ve tasfiye edilmesine yönelik olduğu açıktır. Takip edilen işlere ait olarak daha önceden serbest meslek makbuzu düzenlenerek ücretin alınmış olması gerektiği de unutulmamalıdır. Eğer eski alınan işle ilgili olarak ilave bir ücret alınması söz konusu olursa veya bu davaya ilişkin olarak daha önceden hiç serbest meslek makbuzu düzenlenmemiş ise bu durumda vergi mükellefiyetinin kapatılması mümkün olmayacaktır. Vergi mükellefiyeti son bulan avukatın eskiden almış olduğu vekaletlere ilişkin dava takip işlemlerinin veya duruşmaların süresinin de bir önemi bulunmamaktadır. Sonuç olarak işyerini kapatmış olan bir avukat kapatma tarihini gösterir “işi bırakma formu” doldurarak vergi dairesine vermiş olduğu tarihten sonra eski işlerini tasfiye etmek üzere işyerini açık tuttuğu süreler için herhangi bir beyanname vermeyecek, defter tutmayacak ve hiçbir vergi ödemeyecektir. S.M.Mali Müşavir Selçuk Gülten |
22-10-2020, 23:38 | #2 |
|
Öncelikle bilgilendirici yazınız için teşekkür ederim. Gerçekten çok kritik bir konu hele ki şu dönemde...
Lakin şu aşağıya alıntıladığım cümlenizdeki yoruma katılmıyorum sayın hocam: “Eğer eski alınan işle ilgili olarak ilave bir ücret alınması söz konusu olursa veya bu davaya ilişkin olarak daha önceden hiç serbest meslek makbuzu düzenlenmemiş ise bu durumda vergi mükellefiyetinin kapatılması mümkün olmayacaktır.” •••• Çünkü pratikte özellikle bazı hukuk alanlarında müvekkillerden anlaşılan tutardaki vekalet ücretini tamamen tahsil edebilmek mümkün olmayabiliyor. Haliyle tahsilat olmayınca da makbuz düzenlenmesi söz konusu olamıyor. Malum böylesi tahsilat yapılamaması hallerinde asgari ücret tarifesi üzerinden kdv borcu ise dosya kesinleştikten sonra (dava 10 sene de sürse bu 10. yılda) doğmaktadır. Bu gibi hallerde müvekkilden kaynaklı olan “tahsil edememe” aciziyetimizin faturasını “dava neticelenen kadar mükkellefiyet kapatamama” olarak avukatın ağır biçimde üstelenecek olması kabul edilemez. En nihayetinde ilgili danıştay kararında da görüleceği üzere tasfiye için iş sürdürmek dahi mazur görülmesine rağmen sırf tahsilat yapılamadığı için mükellefiyet kapatamayacak olmak ne kadar doğru olacaktır? Bence böylesi durumlarda sonradan “özel usülsüzlük cezaları” veya “asgari ücret tarifesindeki tutarlar üzerinden kdv tahsilatı için davet” gibi yöntemler makul olacaktır. Sonuçta fiilen çalışmayan, yeni vekalet almayan, sadece derdest dosyaların tasfiyesi için işlem yapan bir büroya “sen tahsilat yapamadıysan ya da geçmişte bilerek yapmadıysan ben seni mükellef sayarım, ofisi kapatamazsın” demek doğru olmayacaktır. Ancak sonradan tahsilatlar yapılması halinde mükellefiyet kapatılmış sayılmayacağı hususunda size hak veriyorum. Sonradan tahsilat illa yapılacaksa dosyanın vergi mükellefi bir başka meslektaşa “ikame tevkil” edilmesi ve sonrasında makbuzların o meslektaşça kesilmesi ve vergi kaybı oluşmaması sağlanabilir kanaatindeyim. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İŞyerİ Sİcİl No'dan İŞyerİnİ Bulma | Av.Hatice Sarıbardak | Meslektaşların Soruları | 14 | 19-07-2016 10:27 |
İşyerini Kapatan Avukatların Vergisel Sorumlukları | selcukgulten | Avukatlık Hukuku Çalışma Grubu | 0 | 10-12-2008 13:29 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |