04-11-2009, 15:48 | #1 | |||||||||||||||||||||||
|
Avukattan Tuhaf Savunma
Haber içeriğinin doğru olmamasını diliyorum.Aksi halde belli suçları meşrulaştırma yönünde çaba sarfeden "hukukçuların" varlığı beni dehşete düşürür. |
04-11-2009, 16:40 | #2 |
|
Farklı bir olayda benzer bir savunma yapan avukat baroya şikayet edilmiş, avukat hakkında "disiplin soruşturması açılmasına yer olmadığı" yönünde karar verilmiştir.
Bu karara yapılan itiraz Türkiye Barolar Birliği tarafından kabul edilmiş ,şikayetli hakkında 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 34 ve 134 maddeleri ile Meslek Kurallarının 3,4,5 ve 6.maddeleri gereğince değerlendirme yapılmak üzere disiplin kovuşturması açılmasına karar verilmesi için dosyanın Diyarbakır Barosu Başkanlığı'na gönderilmesine,17.04.2009 günlü katılanların oybirliği ile karar verilmiştir. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=34202 |
04-11-2009, 17:01 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Avukat hanım, sanık erkeğin değil de; hasbelkader yatakta olan ve ölen bir erkeğin avukatı olsaydı, acaba o zaman ne derdi merak ediyorum. Yine "bu dava sizin davanız" der miydi acaba. |
04-11-2009, 17:07 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Avukat mı bunu söylemiş ? Bu suçlarda haksız tahrik indirimi uygulanabiliyorsa, TCK. 82/k düzenlemesi niçin var ? |
04-11-2009, 18:18 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Avukat hanım, zaten kadının avukatı değilmiş ki aldatılan erkeğin avukatıymış. Bir avukatın, bir kadının böyle bir savunma yapması şaşkınlık uyandırıyor. Şunu anlıyoruz aslında, mesele kadın ya da erkek olmak değil hangi değerlerle düşünüp hangi değerlerle yargıladığımız... |
04-11-2009, 18:25 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Haklısınız dikkatimden kaçmış. Düzelttim. İnsan bir noktaya odaklanınca... Teşekkürler. |
04-11-2009, 18:37 | #7 |
|
Avukatlık Kanunu
AVUKATIN HAK VE ÖDEVLERİ GENEL OLARAK Madde 34.- (Değişik: 4667 - 2.5.2001 / m.20) Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler. DİSİPLİN CEZALARININ UYGULANACAĞI HALLER Madde 134.- (Değişik: 4667 - 2.5.2001 / m.65) Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu Kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır. Avukatlık Meslek Kuralları: TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ MESLEK KURALLARI I- GENEL KURALLAR 3- Avukat mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlıyacak biçimde ve işini tam bir sadakatle yütür. 4- Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat özel yaşantısında da buna özenmekle yükümlüdür. 5- Avukat yazarken de, konuşurken de düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklamalıdır. Mesleki çalışmasında avukat hukukla ve yasalarla ilgisiz açıklamalardan kaçınmalıdır. |
04-11-2009, 23:51 | #8 |
|
THS'deki bazı mesajları ve/veya heberleri okuyunca, aklıma hep aynı soru takılır nedense:
'Nedir bu kısır döngünün sebebi, neden dönüp dolaşıp aynı noktaya geliriz?' Aynı soru takıldı aklıma yine, tartışma konusu olayı ve mesajları okuyunca. Katılımcılar 'Avukat Hanım'ın söylediklerini ve tavrını kınadılar. Benzer bir tavır koyan avukatın baroya şikayet edildiğini bildirdi Sayın Av.Habibe YILMAZ KAYAR. Sayın Özgür DİKTAŞ: Alıntı: 'Haber içeriğinin doğru olmamasını diliyorum.Aksi halde belli suçları meşrulaştırma yönünde çaba sarfeden "hukukçuların" varlığı beni dehşete düşürür.' diye belirtmiş düşüncesini. Benim görüşüm: Hayret etmedim, dehşete de düşmedim. Çünkü, hukuk fakültesini bitirip avukatlık titrini almış olsalar bile, bazı kişilerin yetiştikleri dar kültür çerçevesinin sınırları içinde tutsak kaldıkları ve o sınırların ötesini görebilme yeteneğinden yoksun kalmış oldukları düşüncesindeyim. Hukuk öğrenimi kendilerine objektif düşünme yeteneğini aşılamamıştır. Böyle olunca da düşünce ve davranışları hukuki düşünce ve hukuk mantığı ölçüleri ile çelişir. Gelelim, “Ben erkek değilim ama erkek olsaydım, yatağımda başka bir erkeği affetmezdim. Siz de Türk erkeğisiniz. Kararı siz erkeklere bırakıyorum. Ben bir kadınım, bu dava benim değil, sizin davanız”., cümlesinin arkasında yatan düşünce tarzını nasıl değerlendireceğimize. Bir avukata bu cümleyi kullandıracak iki alternativ var bence: 1. Bu cümleyi sarf eden kişi söylediklerine inanıyor, 2. kendisi söylediklerine inanmıyor, sırf müvekkilini haklı çıkarmak için yapıyor. Birinci şık doğru ise bu cümleyi sarf eden kişinin hukuktan ve insan haklarından haberi yok. Hukukla uğraşmaması gerekir. İkinci şık doğru ise aynı cümleyi sarf eden kişi savunmanın sınırlarını bile bile zorlamış ve avukatlık mesleğinin bir avukattan beklediği etik davranışın dışına çıkmıştır. Hukukla uğraşıp uğraşmıyacağı konusunu iyice düşünmesi gerekir, belirli çevrelerden 'bravo iyi savundu' övgüsü alsa bile. Saygılarımla |
06-11-2009, 16:00 | #9 |
|
Bu tarz bir savunma, toplumsal değer yargılarının kadından yana olumsuz bakışından fayda sağlama anlamına gelir. Bunun bir kadın ve hukukçu tarafından dile getirilmesi çok daha vahim. Temizlemeye çalıştığımız zararlı törel değerlerin hukukça meşru kılınması girişimi olarak kabul edilebilecek tavrın etik olmadığı da açık.
Kadın haklarına ve feminizm konusundaki platformlara bir süredir kasıtlı olarak yazmıyorum. Çünkü bu işin kadınlara rağmen olması mümkün değil. Kadın kendisine rağmen özgürleşemez. Ve kadın olmak sadece cinsiyetin kadın olması anlamına gelmiyor. Bu yukarıdaki vakada sadece dava kazanmak uğruna bile böyle bir şeyi kullanabilen biri belki pembe nüfus cüzdanı taşıyor olabilirse de fikren kadın kavramı ile örtüşmüyor.. |
07-11-2009, 16:19 | #10 |
|
KAHDEM Derneği,avukat hakkında Antalya Barosuna şikayette bulundu.
|
07-11-2009, 23:34 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Burada avukat savunma yaparken meslek kurallarını ihlal etmişmidir? Mevcut anlayış sistemi içerisinde gereken savunmayı yapmıştır ve sonuç almıştır diye bakılır. Bu anlayış erkek egemen sistemin ta kendisidir. Geçenlerde duruşma için gittiğim Urfa'da; baroya vedalaşmak için gelen ağır ceza mahkemesi başkanı sohbet sırasında orada tamamı erkek olan avukatlara yönelik olarak tamda sözü edilen savunmada yer alan düşünceleri kendi uygulamalarına örnek olarak veriyordu. " beyler eve gittiğimde karımı bir başka erkekle yatakta görsem ben bu olay karşısında ağır haksız tahrik altında kalmış olurum. Ve bu tahrik altında öldürme ya da yaralama gibi bir olayı gerçekleştirmiş olurum, bu durumda bu tür olaylarda sanığa verilecek cezada tahrik nedeniyle indirim yapılması uygundur, olmalıdır" dedi. Elbette orada aramızda kıran kırana bir tartışma yaşandı. Bu tür olayların namus cinayeti olarak kabul edilmesi gerekir ve indirimden yararlandırılması TCK ya namus cinayetleriyle ilgili olarak kadın lehine yapılan değişikliklerin ruhuna aykırıdır dedim. İkna olmadı elbette. Orada bulunan avukatların tamamı böyle bir olay yaşanmış olduğu için kendisine üzüntülerini ilettiler. Ben üzgün değildim. Yerinde olması gereken bir tepkiyle karşılaşmıştı. Urfa ağır ceza mahkemesi zaten bu yöndeki kararlarıyla olumsuz bir örnek olarak mücadele tarihimizdeki yerini almış durumda. Ama diğer yörelerdeki hakimlerde de aynı kanaatin yaygın olduğunu biliyoruz. Burada avukatın kadın olması bu düşüncede olmaması için tek başına yeterli değil. Kadın bakış açısına sahip olunmadığı sürece bu düşüncede olması doğal geliyor bana. Tepkileri görünce anlamakta zorlanacaktır muhtemelen. Yerinde bir erkek avukat olsaydı benzer sözlerle savunma yapacaktı ve kabul görecekti. Kadın bakış açısıyla baktığımızda savunma sınırları çok aşılmış oluyor. Egemen anlayış sisteminden baktığımızda ise... Mahkeme heyeti savunmada yer alan gerekçeler doğrultusunda olayın ağır haksız tahrik altında işlendiğine kanaat getirmiştir. Bu konuda dikkatten kaçmamalı. Naile Uzun . . |
08-11-2009, 00:07 | #12 |
|
O zaman kadın avukatın bu sistem içinde oynaması gereken rolü oynayarak dava kazandığını mı kabul ediyoruz? Mevcut değer yargılarının bozucu etkisinden yararlanmak etik midir? Yargıcın bu konudaki açıklaması ve bakış açısı sistemin konuya bakışını özetliyor. Amaç sistemdeki bu düşüncenin değişmesi değil midir ve düzenleme bunu değiştirmek için getirilmemiş midir?
Düşünüyorum, o zaman davasını kazanmak için bu yolu deneyen kadın avukatı suçlamak yetmez. Yine başa dönüyoruz: Sistemde kadına dair olumsuz düşüncenin değişmesi bu konuda köklü bir değer değişimini gerektiriyor. Törel değerler ise değerler içinde en zor değişen ve en kemikleşmiş olandır. Kadına erkeğin namusu gözüyle bakılan bir yaklaşımda yasalar toplumun önünde yer alsa da o yasaları uygulayanların mevcut değer yargılarından etkilenmemesi mümkün değildir. |
08-11-2009, 00:21 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Sorunuzda ki niyeti anlamakta zorluk çektim, yazdıklarınızın tamamına baktığımda benim söylediklerimle aynı şeyleri söylüyorsunuz. Ama soruda bir tuhaflık var. Davayı kazanmıştır şeklinde bakmıyorum olaya. Burada bu savunmayı yapan bir erkek avukatta olabilirdi; aşağı yukarı aynı şeyleri söylerdi. Kadın avukat erkek egemen bakış açısını içselleştirmiş olduğu için savunmasında bu sözleri iç rahatlığıyla sarf etmiştir. Farkında değildir bile... Sistem sorgulanmadan ve karşıt mücadele verilmeden kazanımlar olmaz. Feminist hukuk artık hukuk alanında bir dal olarak yerini almıştır. Feminist aktivistlerin ataerkil hukuk anlayışına karşı verdikleri mücadele sonucunda bazı kazanımlar olmuştur ve çok önemlidir. Uygulamada baktığımızda tek başına bu kazanımların yeterli olmadığını görüyoruz. Uzun soluklu bir mücadele bu 2000 yıllık kökleşmiş bir sisteme karşı verilen. Kadın avukata kadın olması nedeniyle neden böyle bir savunma yaptığı konusunda geliştirilen tavır şok etkisi yapacaktır. Umarım bir yüzleşme yaşar ve kendini sorgular. AMA MAHKEME HEYETİNİN KARARINA KARŞI GELİŞTİRİLECEK TEPKİ ÇOK ÖNEMLİ diyorum Selamlar herkese |
08-11-2009, 00:37 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Aynı konuya farklı perspektiflerden baktığımız içindir. Bir sosyal bilimci bakışı ile konunun köklü bir değer değişimini gerektiren boyutuna vurgu yaptığımızda aynı durumu siz "mahkeme heyetinine karşı geliştirelecek tepki çok önemli" diyerek somutlaştırmışsınız zaten. Sorunun anlamına gelince: Kadın avukatın bunu bahsettiğiniz gibi içselleştirmekten öte dava kazanmak için kullanmış yani mevcut kadına özgü değer yargısından yararlanmış olabileceğini düşünüyorum ben. Sanırım ayrıştığımız nokta bu. |
09-11-2009, 20:47 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
Yanııtınız beni aydınlattı. Doğru, farklı disiplinlerden hareket ederek çıkış noktasını kökten değişim olarak belirlemiş bulunuyoruz. Feminist hareketin ve bu hareketin uzantısı olarak feminist hukukun mücadele alanı "erkek egemen sistem" dir. Çok meşakkatli ve uzun soluklu bir mücadele: kendi içinde geri dönüşleri çoktur. Kadın avukatın bu savunmadaki tutumu içselleştirdiği erkek bakış açısından kaynaklanan olaylara bakışı, dünyayı algılaması etkendir diyorum ben. Eminim diyebilirim bu konuda. Davayı kazanmak için geliştirdiği bir tutum olarak bakmak yanlış olur diyorum. Hatta gelen tepkilerden dolayı şaşkınlık duyacaktır. Bu bakış açısından dolayı olumlanmak ve aferin almak bekliyordur. Namus anlayışının ne kadar sağlam ve katı olduğunuda göstermiş oluyordur kendi iç dünyasında ve dış dünyaya diye düşünüyorum. Kadınları gözünüzün önüne getirin bir; erkek dünyasında yer almak için erkeklerin belirlediği kurallar içerisinde birbirleriyle nasıl kıyasıya rekabet ettiklerini tahayyül etmekte zorlanmadığınızı göreceksiniz. Bu da öyle bir durum... İktidar ilişkileri sorgulanmadan özgür adaletli eşit ilişkilerin yer aldığı bir dünya düşlenmeyecek |
19-11-2009, 11:23 | #16 |
|
Savunma yapan savunmasının işe yaradığını düşünüyordur.Aldatma halinde zaten tahrik uygulanacakken bu şekilde bir savunmanın işe yaramış gibi gösterilmesini de tuhaf karşıladım.
Ağır ceza mahkemesi başkanı olarak avukat hakkında görevi kötüye kullanmaktan ihbarda bulunmak gerekirdi. |
27-11-2009, 09:36 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
İşte bundan dolayıdır ki kadının karar alıcılar arasında yer alması içindir çabamız. Niçin kadın liderler daha az ve niçin kadın yöneticiler daha az sayıda rol alıyor ya da rol alanlar için kadın bakış açısını bulundukları konuma taşıyamıyor ve çözüm nedir? Niçinler aslında belirgin . Bizim işimiz ise olmazları olur kılmak için okyanusa bir damla katmak ve giderek karar alıcılar arasında kadın temsilci sayısını artırmanın çözüm yollarını üretmek. Sistemi kurgulayanların bakış açlısı değişmeli ki bu da eğitim politikası üretenlerin bakış açısının bu yönde yeniden yapılandırılması ile mümkün. Her şey zincirin bir halkası ve hiç bir halkadan vazgeçemeyiz.. Kökten bir çözüm olmadan olmaz, o zaman işe kız çocuklarından başlamak gerekiyor. Ve benim çabam , onları yetiştirecek olanlara bu bakış açısını kazandırmak.. İyi Bayramlar diliyorum... |
12-04-2010, 14:12 | #18 |
|
Bu olayda kadın sanık olsa idi ve eşini başka biri ile yakalamış olsa idi avukatı da erkek olsa idi haksız tahrik olur muydu?
Aynı savunma yapılmış olsa idi ve bu dava kadınların davasıdır dese idi mesela. Mahkeme heyeti de kadın, en azından başkan kadın olsa mesela... Sanırım mesele ağrı tahrik durumu değil de bunun ifade ediliş biçimi ve kadınların bu konuda hep mağdur tarafta olmaları ile alakalı... Mesleyi töre cinayetleri yönü ile incelediğimizde durum içler acısı ve hatta vahim. Önlenmesiiçin acilen tedbir alınması gereken sosyolojik bir vakıa. Adam öldürme olayında tahrik kavramı açısından incelenecek olursa kadın olsun erkek olsun her iki tarafa eşit mesafede bakılması gereken ayrı bir ceza hukuku konusu. Malum adalet tanrıçasının gözü kapalı olmalı. Savunma hakkı çerçevesinde bakıldığında ise avukatlık meslek ilkeleri, ayrımcılık, toplumda erkek egemen anlayışın yansımaları veya (varsa)ne pahasına olursa olsun kazanma hırsı ve bunun için de toplumun bu zaafını kullanmanın meslek etiğine uygunluğu açısından değerlendirildiğinde ise bambaşka bir durum ortaya çıkıyor. İlginç... |
21-07-2010, 16:36 | #19 |
|
Sayın Av.Habibe YILMAZ KAYAR;
KAHDEM Derneği'nce Antalya Barosu'na yapılan şikayetle ilgili bir gelişme var mı acaba? Saygılarımla.. |
21-07-2010, 21:06 | #20 |
|
Yönetim Kurulunca "soruşturma açılmasına yer olmadığına" karar verildi.
Karara itiraz edildi.Henüz sonuçlanmadı. |
12-04-2011, 20:14 | #21 |
|
Sn.Kayar halen itiraza yanıt gelmedi mi? Antalya Barosuna bağlı bir avukat olarak soruyorum bunu sonucu tahmin edebiliyorum reddedilmiştir itirazınız düşüncesindeyim. Saygılar
|
17-04-2011, 12:27 | #22 |
|
Merhaba,
Bilindiği gibi Antalya Barosu'nun kararına itirazın Türkiye Barolar Birliği tarafından incelenmesi gerekmektedir. Tarafımıza henüz olumlu olumsuz bir karar bildirilmemiştir. |
17-04-2011, 15:37 | #23 |
|
Mahkemenin kararını yerinde ve doğru görüyorum...
Saygılarımla. |
17-04-2011, 21:04 | #24 | |||||||||||||||||||||||
|
Dosyayı nereden biliyorsunuz? |
20-04-2011, 00:03 | #25 | |||||||||||||||||||
|
Sn.Şenoğlu
21.07.2010 tarihli mesajımda Antalya Barosu "Yönetim Kurulunca "soruşturma açılmasına yer olmadığına" karar verildi. Karara itiraz edildi.Henüz sonuçlanmadı" diye yazmıştım. Bu nedenle ilgili avukat hakkında sizin söyleyişinizle "gereksiz" bir idari soruşturma açılmamıştır.Aksine soruşturma açılmasına yer olmadığı yönünde karar verilmiştir. Düzeltmenizi rica ediyorum. Çünkü dosyayı/başvuruyu iyi biliyorum(kaynağı bende saklı)... Saygılar Not:Türkiye Barolar Birliğinin itiraza ilişkin kararı tarafımıza iletildiğinde sonucu yeniden paylaşacağım. |
20-04-2011, 16:01 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Kayar, yazımı yanlış anlamalara neden olmamak için sildim. Size de kısmen katılıyorum... Saygılarımla. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
15 soruda savunma | duyurucu1 | Hukuk Sohbetleri | 2 | 24-07-2009 14:35 |
Savunma Avukatlari Grubu | ufukgurler | Adliye Duvarı | 0 | 18-10-2008 17:20 |
CMK 176, 179 ve Savunma Hakkının Kısıtlanması | Tractatus | Hukuk Sohbetleri | 8 | 11-08-2008 23:54 |
Suçu Bildirmeme suçu - avukatın sorumluluğu | Noyan Yiğit | Meslektaşların Soruları | 3 | 07-03-2007 18:03 |
Savunma Sınırı | edanur | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 01-03-2002 23:35 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |