|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
12-04-2012, 17:03 | #1 |
|
Şantaj Durumu Özel Hayatın Gizliliğinin İhalilinin İstisnası mıdır?
Müvekkilimiz boşandığı eşinin borcundan dolayı bir senede kefil olmuştur.
Boşanmanın ardından alacaklılar senedi icraya koymuş, borçlu eski kocaya ulaşamadıklarından Müvekkilimizin üzerine gelmiş ve iş yerindeki malları haczettirmişlerdir. Ardından Müvekkilimiz ile irtibata geçip, Gayri ahlaki teklifte bulunmuş, kabul eder ise takipten ve alacaklarından vazgeçeceklerini aksi halde malları sattıracaklarını alacak tahsil edilene kadar da peşini bırakmayacaklarını söyleyerek şantaj yapmaktadırlar. İlk görüşmenin ardından düşünmesi için kendisine süre verilmiş ve müvekkilimiz 2. 3. ve 4. görüşmelerde telefon ile yinelenen bu şantajları kayıt altına almıştır. Kayıtlarda olay tüm netliği ile ortadadır. Sorum bu noktada başlıyor; Savcılığa şantajdan dolayı şikayette bulunulduğunda ve delil olarak kayıtlar sunulduğunda şüphelilerin eline "Özel hayatın gizliliğinin ihlali"nden dolayı şikayet hakkı ve kozu vermiş olur muyuz? Ben bu kayıtların yasal delil olmadığını ayrıca bu durumun her halukarda yasa dışı dinleme ve kaydın açığa çıkarılmasının özel hayatın gizliliğini ihlal edeceğini savunmaktayım. Ve fakat bir meslektaşımız söz konusu kayıtta şuç unsurunun ifşası ve ikrarı bulunduğu bu nedenle bu kayıtların savcılığa verilmesinin özel hayatın gizliliğinin ihlaline girmeyeceğini dahası özellikle "Santajın" özel hayatın gizliliğinin ihalalinin istisnası olduğunu savunmaktadır. Savcılığa kayıtlardan bahsetmeksizin (ya da resmi bir yolla sunmaksızın) şikayet etmek veyahut olduğu gibi şikayet edip dilekçemiz ile sunmak sureti ile şikayet etmek arasında kaldığımdan görüşlerinize başvurmak istedim. Konuya göstereceğiniz hassasiyetiniz için şimdiden teşekkür ederim. Ve lütfen hiç olmadı bir kelimelik dahi olsa düşüncenizi belirtmenizi rica ediyorum. |
12-04-2012, 17:47 | #2 | |||||||||||||||||||
|
Anayasa 38/VI ve CMK 217/II düzenlemeleri, ceza yargılamasındaki delillerin açıkça hukuka uygun mahiyette olması gerektiğini vazetmiştir. Ancak alıntıladığım kararda, sanık aleyhine bir durumu delillendiren telefon kaydına itibar edilmemesi bozma nedeni sayılmıştır.
Saygılarımla..
|
12-04-2012, 18:39 | #3 |
|
Bana haberleşmenin gizliliğinin ihlali gibi geldi .132. maddenin gerekçesi ;GEREKÇE
Madde metninde, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğinin ihlâli suç olarak tanımlanmaktadır. Söz konusu suç, belirli kişiler arasındaki haberleşmenin içeriğinin öğ¬renilmesiyle işlenmektedir. Kişiler arasındaki haberleşmenin ne suretle ya¬pıldığının suçun oluşumu açısından önemi yoktur. Bu haberleşme, örneğin mektupla, telefonla, telgrafla, elektronik posta yoluyla yapılabilir. Bu suç açısından önemli olan, haberleşmenin belirli kişiler arasında yapılmasıdır. Söz konusu suçu, bu haberleşmenin tarafı olmayan kişi işleyebilir. Haberleşmenin gizliliğinin sadece dinlemek veya okumak suretiyle ihlâl edilmesi, bu suçun temel şeklini oluşturmaktadır. Ancak, bu gizlilik ihlâlinin, haberleşme içeriklerinin yani konuşulanların veya yazılanların kayda alınması suretiyle yapılması, bu suçun nitelikli şekli olarak tanımlan¬mıştır. Örneğin telefon konuşmalarının ses kayıt cihazıyla kayda alınması hâlinde, suçun bu nitelikli hâli gerçekleşmektedir. Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin belli bir suça ilişkin soruş¬turma kapsamında Anayasa ve kanunların belirlediği koşullar çerçevesinde öğrenilmesinin veya kayda alınmasının hukuka uygun olduğu muhakkaktır. Maddenin ikinci fıkrasında, kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Ha¬berleşme içerikleri hukuka uygun bir şekilde veya birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi suretiyle öğrenilmiş olabilir. İkinci fıkrada tanımlanan suç, haberleşme içeriklerinin ifşasıyla, yayılmasıyla, yani yetkisiz kişilerce öğre¬nilmesinin sağlanmasıyla oluşur. Fıkra metninde bu ifşanın hukuka aykırı olması açıkça vurgulanmıştır. Bu bakımdan örneğin kişiler arasındaki tele¬fon konuşmalarına ilişkin kayıtların, savcılık veya mahkemeye verilmesi, duruşmada açık bir şekilde dinlenmesi veya okunması hâlinde, söz konusu suç oluşmayacaktır. Buna karşılık, henüz soruşturma aşamasında iken, kişi¬ler arasındaki konuşma içeriklerinin, hukuka uygun bir şekilde kayda alın¬mış olsalar bile, örneğin televizyonlarda veya gazetelerde yayınlanması hâ¬linde, bu suç oluşacaktır. Maddenin üçüncü fıkrasında, kişinin kendisiyle yapılan haberleşmele¬rin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa etmek suretiyle ha¬berleşmenin gizliliğini ihlâl etmesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun oluşabilmesi için, ifşanın alenen yapılması gerekir. Bu bakımdan, örneğin kişi kendisine gönderilen mektubu gönderenin bilgisi ve rızası dı¬şında bir başkasına okutması hâlinde, bu suç oluşmayacaktır. Buna karşılık, mektubun gönderenin bilgisi ve rızası dışında alenen okunması, başkaları tarafından okunmasını temin için bir yere asılması veya basın ve yayın yolu ile yayınlanması hâlinde, söz konusu suç oluşacaktır. Dördüncü fıkrada, kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile yayınlanması hâlinde, ikinci veya üçüncü fıkralara göre verilecek cezanın belli oranda artırılması öngörülmüştür.Altı çizili olan yere olay uyuyor gibi ama olayı başka şekilde ispatlamakta zor. |
13-04-2012, 12:02 | #4 |
|
Sayın meslektaşım;
Olayda müvekkileniz iddia olunan eylemin tarafı olduğundan yaptığı kayıt hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmez ve yaptığı eylemi de suç olarak nitelenemez.İyi çalışmalar.
|
13-04-2012, 13:13 | #5 |
|
Cevaplarınız için teşekkürler sayın meslektaşlarım
Taraflar arasında evlilik 2004 tarihinde son buluyor. Borç ilişkisinin doğumu da 2002. Ancak tarafların boşanmasından çok çok çok sonra 2010 yılında senet doldurularak icraya konuluyor. bir kaç gün sonra hacizli malların icra satış prosedürü başlıyor. Bu noktada satışın önüne geçmemiz için ne yapmamızı tavsiye edersiniz. HMK 209 yazı ve imza inkarı (sahtelik)yolunun dışında bir öneriniz var mı? |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
özel hayatın ihlali | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 01-02-2012 15:13 |
özel hayatın gizliliği | zeynep ak | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 12-01-2010 19:57 |
Haberleşmenin ve Özel Hayatın Gizliliğinin İhlal Edilmesi! | Av.Özlem Kansiz | Meslektaşların Soruları | 1 | 09-02-2008 00:34 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |