İki Kira Sözleşmesi, Hile...

Müvekkil kiracı, 01.01.2004 tarihinde kiralayan ile aylık 1.000,00 TL bedelli 3 aylık kira sözleşmesi imzalıyor.

Aynı sözleşme bugüne kadar devam ediyor. Müvekkilim kira borçlarını banka üzerinden yatırıyor. Sözleşmenin bir örneği vergi dairesine de teslim ediliyor.

Kiralayan, kira parasını düşük bulduğu için müvekkilimden dükkandan tahliye olmasını istiyor(sözlü). Müvekkilim kabul etmiyor:

Kiralayan 200.000,00 TL (iki yüz bin) kira alacağına istinaden icra takibi (13 örnek) başlatıyor. Dayanak olarak 01.04.2004 tarihli müvekkilin hiç görmediği ama üzerinde imzası olan, 3.000,00 TL bedelli sözleşmeyi sunuyor.

Kiralayan, aynı süreçte, ihtiyaç nedeniyle tahliye davası da açıyor.

Müvekkilim anlıyor ki; 01.01.2004 tarihinde kiralayan kendisine 6 adet sözleşme imzalatmış, sözleşmelerin 3 adeti 1.000,00 TL bedelli, diğer 3 adeti ise 3.000,00 TL bedelli, ikinci sözleşmede ise "01.01.2004 tarihli sözleşme iş bu sözleşme ile geçersizdir" şeklinde hüküm de vardır. Müvekkilim sözleşmeleri okumadan imzalıyor...

Müvekkilim 8 yıl boyunca 1.000,00 TL başlangıç ile her yıl artan miktarlarda kira bedellerini bankaya yatırmış.

Ancak kiralayanın elinde ki sözleşmeye göre müvekkilim 8 yıl boyunca eksik yatırmış. Bunca yıldan sonra eksik ödedin diye icra takibi açıyor, yaptığımız itiraz neticesinde icra mahkemesinde itirazın iptali davası da açıldı... Aynı zamanda sulh hukuk mahkemesinde ihtiyaç nedeniyle tahliye davası da açılmıştır.

Savunma olarak Borçlar kanunun hile hükümlerine dayanmayı düşünüyorum. Aynı zamanda 8 yıl boyunca, kiralayanın hiç itiraz etmediğini, salt amacının daha yüksek bedelle başkasına kiraya vermek olduğunu, bu uğurda derdest olan ihtiyaç nedeniyle tahliye davasının da açtığını...

Mahkeme diğer sözleşmenin geçerli olduğunu kabul ederse, müvekkilim işlek cadde üzerinde olan dükkanından tahliye olacağı gibi, 200 bin TL bedelin üzerinde de borca girecektir. Önerileriniz, tecrübeleriniz için fikirlerinize ihtiyacım var.

Kolay Gelsin...

Alıntı: Yazan Av.Selim Balku Müvekkil kiracı, 01.01.2004 tarihinde kiralayan ile aylık 1.000,00 TL bedelli 3 aylık kira sözleşmesi imzalıyor. Aynı sözleşme bugüne kadar devam ediyor. Müvekkilim kira borçlarını banka üzerinden yatırıyor. Sözleşmenin bir örneği vergi dairesine de teslim ediliyor. Kiralayan, kira parasını düşük bulduğu için müvekkilimden dükkandan tahliye olmasını istiyor(sözlü). Müvekkilim kabul etmiyor: Kiralayan 200.000,00 TL (iki yüz bin) kira alacağına istinaden icra takibi (13 örnek) başlatıyor. Dayanak olarak 01.04.2004 tarihli müvekkilin hiç görmediği ama üzerinde imzası olan, 3.000,00 TL bedelli sözleşmeyi sunuyor. Kiralayan, aynı süreçte, ihtiyaç nedeniyle tahliye davası da açıyor. Müvekkilim anlıyor ki; 01.01.2004 tarihinde kiralayan kendisine 6 adet sözleşme imzalatmış, sözleşmelerin 3 adeti 1.000,00 TL bedelli, diğer 3 adeti ise 3.000,00 TL bedelli, ikinci sözleşmede ise "01.01.2004 tarihli sözleşme iş bu sözleşme ile geçersizdir" şeklinde hüküm de vardır. Müvekkilim sözleşmeleri okumadan imzalıyor... Müvekkilim 8 yıl boyunca 1.000,00 TL başlangıç ile her yıl artan miktarlarda kira bedellerini bankaya yatırmış. Ancak kiralayanın elinde ki sözleşmeye göre müvekkilim 8 yıl boyunca eksik yatırmış. Bunca yıldan sonra eksik ödedin diye icra takibi açıyor, yaptığımız itiraz neticesinde icra mahkemesinde itirazın iptali davası da açıldı... Aynı zamanda sulh hukuk mahkemesinde ihtiyaç nedeniyle tahliye davası da açılmıştır. Savunma olarak Borçlar kanunun hile hükümlerine dayanmayı düşünüyorum. Aynı zamanda 8 yıl boyunca, kiralayanın hiç itiraz etmediğini, salt amacının daha yüksek bedelle başkasına kiraya vermek olduğunu, bu uğurda derdest olan ihtiyaç nedeniyle tahliye davasının da açtığını... Mahkeme diğer sözleşmenin geçerli olduğunu kabul ederse, müvekkilim işlek cadde üzerinde olan dükkanından tahliye olacağı gibi, 200 bin TL bedelin üzerinde de borca girecektir. Önerileriniz, tecrübeleriniz için fikirlerinize ihtiyacım var. Kolay Gelsin...

Altını çizdiğim yer ile ilgili bir yorumda bulunmak istiyorum...

Yatırılan kira paralarının davacı tarafça ihtirazı kayıtsız alınması alınmış olması kira parasının davalının ödediği miktarda belirlendiği konusunda bir anlaşmanın varlığını ve taraflar arasında yeni şartlarda akdedilmiş bir kira sözleşmesinin olduğunu göstermemektedir.

Alıntı: Yazan tiryakim Altını çizdiğim yer ile ilgili bir yorumda bulunmak istiyorum... Yatırılan kira paralarının davacı tarafça ihtirazı kayıtsız alınması alınmış olması kira parasının davalının ödediği miktarda belirlendiği konusunda bir anlaşmanın varlığını ve taraflar arasında yeni şartlarda akdedilmiş bir kira sözleşmesinin olduğunu göstermemektedir.

Bahsettiğiniz konu, kira ödemelerinin makbuz karşığında elden ödendiği durumlarda geçerli olduğunu biliyorum.

Buna ilişkin okuduğum kararlarda böyle yazıyor, "kiralayanın banka yolu ile tahsil ettiği kira bedellerinde böyle bir kayıt düşemeyeceğinden bahsedilmekte."