Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Olay Yerini Terk Sebebiyle Sigorta Şirketinin Sigortalıya Rücu Hakkı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 15-05-2025, 09:30   #1
Toy Avukat

 
Varsayılan Olay Yerini Terk Sebebiyle Sigorta Şirketinin Sigortalıya Rücu Hakkı

Meslektaşlarım merhabalar, müvekkilin 2 sene önce farkında olmadan yaptığı bir kaza neticesinde sigorta şirketi karşı tarafın aracında oluşan hasarı ve değer kaybını ödüyor. Birkaç için önce elimize ulaşan tebligatta ise sigorta şirketi ödemiş olduğu değer kaybı bedelini faiziyle birlikte müvekkilden talep etmiş.

Meslekte yeni olmam sebebiyle konuyu biraz araştırdım ve çok kısa sürede maddi hasarlı trafik kazalarında rücu hakkının olmadığını öğrendim.

Fakat sigorta şirketinin göz göre göre alamayacağı bir bedeli talep etmesi mantıklı gelmediğinden yanlış bir şey yapmaktan çekiniyorum. Belki de yalnızca şanslarını deneyip vatandaşın itiraz etmeden borcu ödemesini bekliyorlar ama yine de sormak istedim.

Borcun fer'ileriyle beraber tamamına itiraz edeceğim, acaba gözden kaçırdığım bir şey var mı? Kolay gelsin, iyi çalışmalar.
Old 15-05-2025, 09:49   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Meslektaşım merhabalar;

Öncelikle maddi hasarlı trafik kazalarında sigorta şirketinin rücu hakkı yoktur diye bir şey yok. Ağır kusur halleri ve kanun, yönetmelik vb de yazılı diğer hallerde rücu hakkı var.


Kara Araçları Kasko Sigorta Sigortası Genel Şartların A.5 maddesinde teminat dışında kalan haller düzenlenmiştir. 5.10. maddede ise “Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması.” teminat dışı haller arasında sayılmıştır.


Burada, olay yerini terk sebebiyle rizikonun teminat dışında kaldığı hususu, sigorta şirketi tarafından ispatlanmalıdır.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30.11.2020 tarihli, 2019/5208 E.-2020/7786 K. sayılı kararında “Davaya konu olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK‘nın 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın A.5. maddesi ve TTK 1446/2. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.”

Zorunlu haller olmadığı takdirde olay yerini terk etmek de rücu sebepleri arasında yer almaktadır. Ancak sürücü olay yerinden ayrılmış, fakat daha sonra polise müracaat ederek kazayı bildirmiş ise, kaza anında kaza yapan karşı taraftan korkup, can güvenliğinden endişe ederek olay yerinden uzaklaşmış ise veya kazanın meydana geldiği yerde durmak başkaca kazalara yol açacağı için olay yerinden daha uygun bir yere aracını götürmüş ise sigortalının olay yerini terk ettiğinden bahsedilemeyecektir. Yaralanmalı trafik kazalarında ise sürücünün veya yolcunun yaralanmış olması sebebiyle hastane veya herhangi bir sağlık kuruluşuna başvurmak için olay yerini terk etmesi halinde de bu durum, olay yerini terk kapsamında değerlendirilemeyecektir.
Old 15-05-2025, 10:17   #3
Toy Avukat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
Meslektaşım merhabalar;

Öncelikle maddi hasarlı trafik kazalarında sigorta şirketinin rücu hakkı yoktur diye bir şey yok. Ağır kusur halleri ve kanun, yönetmelik vb de yazılı diğer hallerde rücu hakkı var.


Kara Araçları Kasko Sigorta Sigortası Genel Şartların A.5 maddesinde teminat dışında kalan haller düzenlenmiştir. 5.10. maddede ise “Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması.” teminat dışı haller arasında sayılmıştır.


Burada, olay yerini terk sebebiyle rizikonun teminat dışında kaldığı hususu, sigorta şirketi tarafından ispatlanmalıdır.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30.11.2020 tarihli, 2019/5208 E.-2020/7786 K. sayılı kararında “Davaya konu olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK‘nın 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın A.5. maddesi ve TTK 1446/2. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.”

Zorunlu haller olmadığı takdirde olay yerini terk etmek de rücu sebepleri arasında yer almaktadır. Ancak sürücü olay yerinden ayrılmış, fakat daha sonra polise müracaat ederek kazayı bildirmiş ise, kaza anında kaza yapan karşı taraftan korkup, can güvenliğinden endişe ederek olay yerinden uzaklaşmış ise veya kazanın meydana geldiği yerde durmak başkaca kazalara yol açacağı için olay yerinden daha uygun bir yere aracını götürmüş ise sigortalının olay yerini terk ettiğinden bahsedilemeyecektir. Yaralanmalı trafik kazalarında ise sürücünün veya yolcunun yaralanmış olması sebebiyle hastane veya herhangi bir sağlık kuruluşuna başvurmak için olay yerini terk etmesi halinde de bu durum, olay yerini terk kapsamında değerlendirilemeyecektir.

Üstadım aceleden sorumu eksik sormuşum. Maddi hasarlı trafik kazalarında olay yerini terk sebebine dayanılarak rücu edilemez demek istemiştim. Bu sonuca da aşağıda yer alan içtihat dolayısıyla ulaştım fakat yanlış anlıyor da olabilirim.

4. Hukuk Dairesi 2023/11866 2023/12935 30.11.2023

"... genel şartları B.4/f bendi kapsamında sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkının doğumu için iki sebebin bir arada bulunması gerekmektedir.
a)- Bunlardan ilki meydana gelen trafik kaza sonucunda "bedeni hasar"ın doğmasıdır. Poliçe genel şartlarında maddenin kapsamı "bedeni hasar ile" sınırlandırılmış olup düzenleyici, yalnızca maddi hasar meydana gelen kazaları özellikle rücu kapsamına almamıştır. Kural, riskin gerçekleşmesi halinde zararın karşılanması olduğundan ve teminat dışı olan durumlar istisna olduğundan, maddi hasarlı trafik kazalarında, sigortalı sürücüsü tarafından olay yerinin terkinin genişletici yorumla rücu kapsamına alınması mümkün değildir.
Somut olayda ise bedeni hasar meydana gelmiştir. Dava dışı... plakalı araç sürücüsü ...ve yanında yolcu olan Gülhan Demiray yaralanmıştır. Dolayısıyla rücu için aranılan birinci sebep gerçekleşmiştir.
b)-Rücu için gerekli olan ikinci sebep ise, sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin ... genel şartları B.4/f bendi kapsamında "tedavi" veya "yardım amaçlı...kuruluşuna gitme", "can güvenliği nedeniyle uzaklaşma" gibi zorunlu hallerden birine dayanması gerekmektedir.
Somut olayda; sigortalı araç sürücüsü ...'un olay yerini terk sebebinin ... genel şartları B.4/f bendi kapsamında "tedavi" veya "yardım amaçlı...kuruluşuna gitme", "can güvenliği nedeniyle uzaklaşma" gibi zorunlu hallerden olmadığı anlaşılmıştır. Hattı zatında bu amaçlarla terk edildiği de davalı tarafça ileri sürülmemiştir. Bu halde B.4.f maddesi gereği rücu imkanı olduğu açık olmakla itiraz yerindedir.'' gerekçeleriyle Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 02.03.2022 tarih, 2022/398-461 E-K sayılı kararı ilamının hukuka uygun olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın bu yönde giderilmesi gerektiğine karar verilmiştir.

III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
A.Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin 01.03.2022 Tarihli ve 2022/398 Esas, 2022/461 Karar Sayılı Kararı
“Sigorta Genel Şartlarından Sigortanın, sigortalıya rücu hakkı " B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı" başlıklı maddesinde düzenlenmiş, ilgili madde "Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı...kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Bu çerçevede, 01.06.2015 tarihinden önceki sigorta genel şartlarında olay yerini terk, kaza tutanağı ve alkol vb. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması rücu şartı olarak öngörülmemişken, ilgili maddenin (f) bendinde, belirli durumların haricinde olay yerinin terk edilmiş olması, kaza tutanağı ve alkol v.b. belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması da, rücu şartı olarak düzenlemiştir. Genel Şartlar B4-f bendi kapsamında sigortanın, sigortalısına rücu edebilmesi için ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesi yeterli olup, sigortacının, sigortalısına rücu için sürücünün alkollü olduğunu yahut kasti eyleminin varlığını kanıtlaması istenemez.
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez." denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan hasar ödemesinin rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir..."
Old 15-05-2025, 10:25   #4
Toy Avukat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
Meslektaşım merhabalar;

Öncelikle maddi hasarlı trafik kazalarında sigorta şirketinin rücu hakkı yoktur diye bir şey yok. Ağır kusur halleri ve kanun, yönetmelik vb de yazılı diğer hallerde rücu hakkı var.


Kara Araçları Kasko Sigorta Sigortası Genel Şartların A.5 maddesinde teminat dışında kalan haller düzenlenmiştir. 5.10. maddede ise “Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması.” teminat dışı haller arasında sayılmıştır.


Burada, olay yerini terk sebebiyle rizikonun teminat dışında kaldığı hususu, sigorta şirketi tarafından ispatlanmalıdır.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 30.11.2020 tarihli, 2019/5208 E.-2020/7786 K. sayılı kararında “Davaya konu olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK‘nın 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın A.5. maddesi ve TTK 1446/2. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.”

Zorunlu haller olmadığı takdirde olay yerini terk etmek de rücu sebepleri arasında yer almaktadır. Ancak sürücü olay yerinden ayrılmış, fakat daha sonra polise müracaat ederek kazayı bildirmiş ise, kaza anında kaza yapan karşı taraftan korkup, can güvenliğinden endişe ederek olay yerinden uzaklaşmış ise veya kazanın meydana geldiği yerde durmak başkaca kazalara yol açacağı için olay yerinden daha uygun bir yere aracını götürmüş ise sigortalının olay yerini terk ettiğinden bahsedilemeyecektir. Yaralanmalı trafik kazalarında ise sürücünün veya yolcunun yaralanmış olması sebebiyle hastane veya herhangi bir sağlık kuruluşuna başvurmak için olay yerini terk etmesi halinde de bu durum, olay yerini terk kapsamında değerlendirilemeyecektir.

Üstadım sanırım şimdi kavrayabildim. Anladığım kadarıyla, bedensel zararın doğduğu kazalarda esas olan olay yerini terk eden sigortalıya karşı rücu hakkının olması fakat bu durumun da istisnaları bulunmakta. Maddi hasarlı trafik kazalarında ise tek başına olay yerini terk "kural olarak" rücu hakkı vermiyor. Fakat asli ya da tam kusur değil de ağır kusurlu olunan hallerde rücu hakkı doğabiliyor. Ve bunun ispat yükü de sigorta şirketinde.

Öte yandan bizim olayımızda üstadım, müvekkil kamyon şoförlüğü yapmakta ve hayli dar olan bir yolda seyretmekte. Buna bağlı olarak da gürültülü bir araç da kullanıyor olması sebebiyle kazayı gerçekten fark etmiyor. Bu durumda ağır kusurun bulunduğunu ya da bulunuyor olsa dahi ispat edilebileceğini zannetmiyorum. Dolayısıyla borcun tamamına itiraz edip geçeceğim fakat sizin başka bir tavsiyeniz var mıdır acaba?
Old 15-05-2025, 12:15   #5
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Şimdi oldu meslektaşım. Bedeni hasar yok ise yorumunuz doğru. İtiraz edin; sigorta şirketi itirazın iptali dahi açmayabilir.
Old 11-06-2025, 13:05   #6
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2024/11202

Karar Numarası: 2025/2473

Karar Tarihi: 13.02.2025

SÜRÜCÜNÜN OLAY YERİNDEN AYRILMASI

SİGORTACININ RÜCU HAKKI

MADDİ HASARLI TRAFİK KAZASI

ÖZETİ: Olay yerini terk ile içe rücu sebebi gerçekleşmiş olup olay yerini Genel Şartların B.4-f maddesinde sayılan haller ile benzer zorunlu nedenlerden biri nedeniyle terk ettiğini, dolayısıyla rücu sebebinin oluşmadığını ispat yükü ise sigortalıdadır. Sigortalı kaza yerini ancak Genel Şartların B.4-f maddesinde sayılan zorunlu nedenlerden biri nedeniyle terk ettiğini ispatlar ise rücu durumundan kurtulacaktır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Genel Şartlarının B.4/f bendine göre kaza yerinin terk edilmesi halinin salt maddi hasarlı trafik kazalarında da içe rücu sebebi olduğu açıktır. Dolayısıyla uyuşmazlığın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin ilgili kararlarına göre giderilmesi gerekir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ KARARLARI ARASINDAKİ UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR

I. BAŞVURU

Başvurucu vekili dilekçesinde; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Genel Şartlarının B.4/f bendine dayalı olarak sigorta akidi aleyhine açılan rücuen tazminat davalarında olay yerini terk halinde maddi hasar taleplerinin istenip istenemeyeceği hususunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin kararlarının çeliştiğini belirterek 5235 sayılı Kanun'un 35/3. maddesi gereğince uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.

II. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR

A. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi'nin 20.05.2021 Tarihli ve 2019/318 Esas-2021/920 Karar Sayılı Kararı

Sigorta genel şartları B.4-f bendin kapsamında sigortalının, kaza ister maddi zarara ister bedensel zarara neden olsun sürücünün olay yerini terk etmiş olması halinde üçüncü kişilere yapmış olduğu ödeme nedeniyle sigortalısına rücu edebileceğinin düzenlendiği, ilgili maddede istisnai durumlar ''hariç" denilerek gösterildiği, buna göre sigortalının ancak bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitmesi, bedeni hasara neden olsun veya olmasın can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu hallerde ilgili maddeden kaynaklanan sorumluluklardan kurtulacağı, yaralamalı kaza olmasa dahi olay yerinin terk edilmesi halinde sigorta şirketinin istisnalar haricinde sigortalısına rücu edebileceğinin kabul edildiği, yeni ZMSS Genel Şartlarının B.4-f bendinin maddi hasarlı trafik kazalarında da uygulanması gerektiğinin kabulüyle tarafların dayandıkları tüm delillerin toplanıp, gereken inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılarak, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün olay yerinden ayrılmış olduğunun kaza tespit tutanağı ve borca itiraz dilekçesinde beyanlardan anlaşılmış olmasına göre ayrılmayı gerektirecek haklı bir sebep olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi ve başka gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK'nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.

B.Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nin 16.01.2023 Tarihli ve 2021/314 Esas-2023/73 Karar Sayılı Kararı

Her ne kadar mahkemece ilgili hükmün "sadece bedeni hasara neden olan kazalarda" uygulanabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, madde metninden bu şekilde bir anlam çıkarılamayacağı, maddi hasarlı kazalarda olay yerinin terk edilmesi halinin doğrudan rücu sebebi sayılacağı ancak bedensel zararla sonuçlanan kazalarda, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu hallerin mevcudiyeti halinde olay yerini terkin rücu sebebi olmayacağı şeklinde düzenleme yapıldığı, mahkemece anılan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebebinin yerinde bulunduğu ve başka gerekçelerle HMK'nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.

C.Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nin 28.02.2023 Tarihli ve 2021/742 Esas-2023/372 Karar sayılı ilamında özetle;

Dosya kapsamına, toplanan delillere göre; davalının kaza sırasında araçta hasta olan yolcunun bulunması nedeniyle kaza yerini terk etmek zorunda kaldığını savunduğu, talimat yoluyla dinlenen davalı tanığının kazadan sonra araçtan inerek kendi imkanlarıyla polikliniğe gittiklerini, sigortalı araç sürücüsünün kendileriyle gelmediğini beyan ettiği, dolayısıyla davalının kazadan sonra olay yerini terk ettiği, hastane ve benzeri tedavi merkezine başvurmadığı, davalının herhangi bir yaralanmasının söz konusu olmadığı ve bu yönde bir iddia da ileri sürülmediği gibi, kendisinin can güvenliğinden endişe edilecek nitelikte bir durum bulunduğunun da kanıtlanamadığı, bu nedenle davacı sigorta şirketinin açtığı rücu davasının koşullarının gerçekleştiği ve başka gerekçelerle davanın reddine dair verilen kararın 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulüne, istinaf başvurusunun 6l00 sayılı HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince esastan kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.

D.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 21.06.2023 Tarihli ve 2021/1008 Esas-2023/1231 Karar sayılı ilamında özetle;

Dava konusu ödenen hasar bedelinin rücuen sigortalıdan tahsiline ilişkin uyuşmazlıkta poliçe tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarında zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortacıya rücu hakkının düzenlendiği B.4. maddesi f bendinde bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşlarına gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesinin rücu sebebi olduğunun düzenlendiği, davaya konu trafik kazasına ilişkin kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün açıkça firar ettiğinin belirtildiği, sigortalının doğru ihbar külfetini yerine getirip getirmediği ve buna göre ispat külfetinin yer değiştirip değiştirmediğinin değerlendirilmesi, sonuca ve dosya kapsamına göre kaza yerini terk sebebinin ZMSS Genel Şartları B.4/f bendi kapsamında "tedavi" veya "yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme", "can güvenliği nedeniyle uzaklaşma" gibi zorunlu hallerden olduğunun ispatı halinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle HMK'nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.

E.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 13.09.2023 Tarihli ve 2021/839 Esas-2023/1492 Karar sayılı ilamında özetle;

ZMSS Genel Şartlarında zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortalıya rücu hakkının düzenlendiği B.4. maddesi f bendinde bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesinin rücu sebebi olduğunu düzenlendiği, davaya konu trafik kazasına ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün firar ettiğinin açıkça belirtildiği, dosya kapsamına, sunulan tüm beyan ve belgelere bakıldığında dava dışı sigortalı araç sürücüsünün olayın ardından hastaneye gittiğine dair kayıt bulunmadığı gibi, olaydan yaklaşık 10 saat sonra gittiği polis merkezinde verdiği ifadesinde de hastaneye gittiğine ilişkin beyanda bulunmadığı, sürücünün oluşan kaza yerini terk sebebinin ZMSS Genel Şartları B.4/f bendi kapsamında "tedavi" veya "yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme", "can güvenliği nedeniyle uzaklaşma" gibi zorunlu hallerden olmadığının ifadesinden de anlaşıldığı, olay yerini terk etmiş olması nedeni ile rücu koşullarının oluştuğu ve başka gerekçelerle istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

F.İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nin 21.12.2023 Tarihli ve 2021/622 Esas-2023/1896 Karar sayılı ilamında özetle;

Taraflar arasında geçerli ZMSS poliçesinin düzenlenme tarihi olan 17.02.2018 tarihinde yürürlükte bulunan 01.06.2015 tarihli ZMSS Genel Şartlarının zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortalıya rücu hakkı başlıklı B.4/f bendinde bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinin rücu nedeni olarak düzenlendiği, buna göre, olay yeri terk hukuki nedeniyle sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkının doğumu için meydana gelen trafik kazasının bedeni hasara neden olması ve sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu hallerden birine dayanması gerektiği, ZMSS'nin üçüncü kişiye yaptığı ödemeyi sigorta ettirene rücu edebilmesi için bedensel hasar nedeniyle tazminat ödenmiş olması gerektiği ancak somut olayda bedensel zarar değil maddi hasar nedeniyle ödeme yapılmış olduğu, sigortacının rücu hakkı bulunmadığı, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın sonuç itibariyle yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

G.Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin 05.02.2020 Tarihli ve 2019/1267 Esas-2020/116 Karar sayılı ilamında özetle;

Davacının dava dilekçesinde rücu nedeni olarak; maddi hasarlı kazada ZMMS Genel Şartları B.4-c maddesi uyarınca, olay yerinin sebepsiz bir şekilde terk edilmesi sebebine dayandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, sigortalı araç sürücüsünün, kazadan sonra olay yerini terk etmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve kaza yerinin terki nedeniyle, kaza nedeniyle meydana gelen rizikonun ve zararın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplandığı, sigortacının rücu hakkının, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 95-(2) maddesinde düzenlendiği, anılan maddede; "Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir." düzenlemesine yer verildiği, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde sigorta ettirene rücu hallerinin düzenlendiği, somut olayın özellikleri gereği; davalının olay yerini zarureten ve can güvenliği nedeniyle terk ettiği geçerli ve somut deliller ile ispat edilemediğinden, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Maddi hasarlı trafik kazalarına ilişkin rücu davalarında ülke genelinde istinaf dairelerinin bir kısmının bunları rücu sebebi olarak saymadığına, bir kısmının ise rücu sebebi olarak saydığına, bu konuda henüz bir Yargıtay uygulaması bulunmadığına, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nin görüşünün yerinde olduğuna, yukarıda belirtilen Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasında uyuşmazlık bulunduğuna karar verilmiştir.

IV. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

Uyuşmazlık, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Genel Şartlarına göre salt maddi hasarlı trafik kazalarında olay yerini terkin içe rücu nedeni olup olamayacağına ilişkindir.

Sigortacı, KTK 95/2. maddesi ve ZMSS Genel Şartları B.4. maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına dair halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye dair kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir. Sigortacının kendi sigorta ettirenine karşı açtığı içe rücu davası ile sigortacının sözleşme ve kanun gereği sigorta sözleşmesinin diğer tarafını oluşturan sigorta ettirene karşı defi hakkına dayanarak kendi âkidine dönmesi sağlanmaktadır. Sigortacının rücu hakkı kaynağını sigorta sözleşmesinden almaktadır.

Zarar görene ödeme yapan sigortacının daha sonra işletenine rücu edebileceği haller, işletenin sigorta korumasından yararlanmasının uygun görülmediği, başka bir deyişle bu korumanın dışında bırakılmış olan hallerdir. 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenen zorunlu trafik sigorta poliçelerine ilişkin olarak meydana gelen trafik kazalarında o dönem yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4 maddesinde sigortacının işletene rücu nedenleri arasında sigortalı aracın sürücüsünün kaza sonrası olay yerinden ayrılması sayılmadığından sigorta şirketi bu nedene dayalı olarak kendi akidine rücu edemeyecektir.

01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4-f maddesinde ise ''Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde'' sigortalıya rücu edilebileceği düzenlenmiştir.

Sürücünün olay yerinden haklı neden olmamasına rağmen ayrılması, sigortacının durumunu ağırlaştırmaya elverişlidir. ZMSS Genel Şartları m.B.4-(b) ve (c) sürücü belgesi olmayan bir kişinin veya uyuşturucu ya da alkol etkisi altında bulunan bir sürücünün kazaya yol açması hallerinde de işletene rücu edilebileceğini belirtmektedir. Kaza yerinin terk edilmesi olasılığında bu rücu hakkını kullanma şartlarını kanıtlama imkanı sigortacının elinden alınmış olabilir. Bu açıdan bir kaza söz konusu olduğunda, sürücünün olay yerinde kalmasının istenmesi makul bir beklenti sayılabilir. (..., ..., "Motorlu araç sigortalarında sürücünün kaza yerinden ayrılması-II",https://sigortacigazetesi.com.tr/motorlu-arac sigortalarinda-surucunun-kaza-yerinden-ayrilmasi-ii/) Olay yerini terk eden sürücünün kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğünü yerine getiremeyeceği açıktır. Sürücünün yokluğunda kaza tutanağının resen kolluk kuvvetlerince tutulması mümkün ise de, alkol raporu düzenlenemez. (Misili, Sinan: Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Uyarınca Sigortacının Sigorta Ettirene Rücu Davası, TBB Dergisi 2017 (133), s. 638)

01.06.2015 tarihinden sonra düzenlenen zorunlu trafik sigorta poliçeleri bakımından uygulanmakta olan Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS Genel Şartlarının B.4-f maddesi metni çok iyi kaleme alınmamış olmakla birlikte, madde metninden anlaşılması gereken, maddi ya da bedeni hasara neden olan tüm trafik kazalarında olay yerini terk ile kazanın oluş koşullarına ilişkin gerekli belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması hallerinde sigortacının üçüncü kişilere yaptığı ödeme nedeniyle sigortalısına rücu edebilecek olduğudur. İstisnai durumlar ise "hariç" denilerek gösterilmiştir. Buna göre bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitmesi, can güvenliği nedeniyle uzaklaşması gibi zorunlu hallerde sigortalı bu maddeden kaynaklanan rücu sebebinden kurtulacaktır. Olay yerini terkin zorunlu olduğu haller ve kazanın oluş koşullarına ilişkin gerekli belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması halleri sınırlı sayıda olmayıp örnek olarak sayılmıştır. Ancak istisnai haller madde metninin başına yazıldığı için sanki olay yerini terk etme hali sadece bedeni hasara neden olan kazalarda uygulanacakmış, maddi hasarlı kazalarda uygulama alanı yokmuş gibi bir anlama yol açmıştır. Oysaki bedensel hasarlı kaza olmasa dahi olay yerinin terk edilmesi halinde sigorta şirketinin belirtilen istisnalar haricinde sigortalısına rücu edebileceği kabul edilmiştir. Olay yerini terk ile içe rücu sebebi gerçekleşmiş olup olay yerini Genel Şartların B.4-f maddesinde sayılan haller ile benzer zorunlu nedenlerden biri nedeniyle terk ettiğini, dolayısıyla rücu sebebinin oluşmadığını ispat yükü ise sigortalıdadır. Sigortalı kaza yerini ancak Genel Şartların B.4-f maddesinde sayılan zorunlu nedenlerden biri nedeniyle terk ettiğini ispatlar ise rücu durumundan kurtulacaktır. Açıklanan nedenlerle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Genel Şartlarının B.4/f bendine göre kaza yerinin terk edilmesi halinin salt maddi hasarlı trafik kazalarında da içe rücu sebebi olduğu açıktır. Dolayısıyla uyuşmazlığın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin ilgili kararlarına göre giderilmesi gerekir.

V. KARAR

1. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Genel Şartlarının B.4/f bendine göre kaza yerinin terk edilmesi halinin salt maddi hasarlı trafik kazalarında da içe rücu sebebi olduğuna; İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin kesin kararları arasındaki görüş ve uygulama UYUŞMAZLIKLARININ BU ŞEKİLDE GİDERİLMESİNE,

2. Dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,

3. Karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemelerinin hukuk dairelerine bildirilmesi için Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine gönderilmesine,

13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

legalbank.net
Old 11-06-2025, 13:35   #7
Toy Avukat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

Esas Numarası: 2024/11202

Karar Numarası: 2025/2473

Karar Tarihi: 13.02.2025

SÜRÜCÜNÜN OLAY YERİNDEN AYRILMASI

SİGORTACININ RÜCU HAKKI

MADDİ HASARLI TRAFİK KAZASI

ÖZETİ: Olay yerini terk ile içe rücu sebebi gerçekleşmiş olup olay yerini Genel Şartların B.4-f maddesinde sayılan haller ile benzer zorunlu nedenlerden biri nedeniyle terk ettiğini, dolayısıyla rücu sebebinin oluşmadığını ispat yükü ise sigortalıdadır. Sigortalı kaza yerini ancak Genel Şartların B.4-f maddesinde sayılan zorunlu nedenlerden biri nedeniyle terk ettiğini ispatlar ise rücu durumundan kurtulacaktır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Genel Şartlarının B.4/f bendine göre kaza yerinin terk edilmesi halinin salt maddi hasarlı trafik kazalarında da içe rücu sebebi olduğu açıktır. Dolayısıyla uyuşmazlığın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin ilgili kararlarına göre giderilmesi gerekir.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ KARARLARI ARASINDAKİ UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR

I. BAŞVURU

Başvurucu vekili dilekçesinde; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Genel Şartlarının B.4/f bendine dayalı olarak sigorta akidi aleyhine açılan rücuen tazminat davalarında olay yerini terk halinde maddi hasar taleplerinin istenip istenemeyeceği hususunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin kararlarının çeliştiğini belirterek 5235 sayılı Kanun'un 35/3. maddesi gereğince uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.

II. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR

A. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi'nin 20.05.2021 Tarihli ve 2019/318 Esas-2021/920 Karar Sayılı Kararı

Sigorta genel şartları B.4-f bendin kapsamında sigortalının, kaza ister maddi zarara ister bedensel zarara neden olsun sürücünün olay yerini terk etmiş olması halinde üçüncü kişilere yapmış olduğu ödeme nedeniyle sigortalısına rücu edebileceğinin düzenlendiği, ilgili maddede istisnai durumlar ''hariç" denilerek gösterildiği, buna göre sigortalının ancak bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitmesi, bedeni hasara neden olsun veya olmasın can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu hallerde ilgili maddeden kaynaklanan sorumluluklardan kurtulacağı, yaralamalı kaza olmasa dahi olay yerinin terk edilmesi halinde sigorta şirketinin istisnalar haricinde sigortalısına rücu edebileceğinin kabul edildiği, yeni ZMSS Genel Şartlarının B.4-f bendinin maddi hasarlı trafik kazalarında da uygulanması gerektiğinin kabulüyle tarafların dayandıkları tüm delillerin toplanıp, gereken inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılarak, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün olay yerinden ayrılmış olduğunun kaza tespit tutanağı ve borca itiraz dilekçesinde beyanlardan anlaşılmış olmasına göre ayrılmayı gerektirecek haklı bir sebep olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi ve başka gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK'nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.

B.Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nin 16.01.2023 Tarihli ve 2021/314 Esas-2023/73 Karar Sayılı Kararı

Her ne kadar mahkemece ilgili hükmün "sadece bedeni hasara neden olan kazalarda" uygulanabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, madde metninden bu şekilde bir anlam çıkarılamayacağı, maddi hasarlı kazalarda olay yerinin terk edilmesi halinin doğrudan rücu sebebi sayılacağı ancak bedensel zararla sonuçlanan kazalarda, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu hallerin mevcudiyeti halinde olay yerini terkin rücu sebebi olmayacağı şeklinde düzenleme yapıldığı, mahkemece anılan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebebinin yerinde bulunduğu ve başka gerekçelerle HMK'nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.

C.Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nin 28.02.2023 Tarihli ve 2021/742 Esas-2023/372 Karar sayılı ilamında özetle;

Dosya kapsamına, toplanan delillere göre; davalının kaza sırasında araçta hasta olan yolcunun bulunması nedeniyle kaza yerini terk etmek zorunda kaldığını savunduğu, talimat yoluyla dinlenen davalı tanığının kazadan sonra araçtan inerek kendi imkanlarıyla polikliniğe gittiklerini, sigortalı araç sürücüsünün kendileriyle gelmediğini beyan ettiği, dolayısıyla davalının kazadan sonra olay yerini terk ettiği, hastane ve benzeri tedavi merkezine başvurmadığı, davalının herhangi bir yaralanmasının söz konusu olmadığı ve bu yönde bir iddia da ileri sürülmediği gibi, kendisinin can güvenliğinden endişe edilecek nitelikte bir durum bulunduğunun da kanıtlanamadığı, bu nedenle davacı sigorta şirketinin açtığı rücu davasının koşullarının gerçekleştiği ve başka gerekçelerle davanın reddine dair verilen kararın 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, davanın kısmen kabulüne, istinaf başvurusunun 6l00 sayılı HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince esastan kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.

D.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 21.06.2023 Tarihli ve 2021/1008 Esas-2023/1231 Karar sayılı ilamında özetle;

Dava konusu ödenen hasar bedelinin rücuen sigortalıdan tahsiline ilişkin uyuşmazlıkta poliçe tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası genel şartlarında zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortacıya rücu hakkının düzenlendiği B.4. maddesi f bendinde bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşlarına gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesinin rücu sebebi olduğunun düzenlendiği, davaya konu trafik kazasına ilişkin kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün açıkça firar ettiğinin belirtildiği, sigortalının doğru ihbar külfetini yerine getirip getirmediği ve buna göre ispat külfetinin yer değiştirip değiştirmediğinin değerlendirilmesi, sonuca ve dosya kapsamına göre kaza yerini terk sebebinin ZMSS Genel Şartları B.4/f bendi kapsamında "tedavi" veya "yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme", "can güvenliği nedeniyle uzaklaşma" gibi zorunlu hallerden olduğunun ispatı halinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle HMK'nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.

E.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 13.09.2023 Tarihli ve 2021/839 Esas-2023/1492 Karar sayılı ilamında özetle;

ZMSS Genel Şartlarında zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortalıya rücu hakkının düzenlendiği B.4. maddesi f bendinde bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesinin rücu sebebi olduğunu düzenlendiği, davaya konu trafik kazasına ilişkin düzenlenen kaza tespit tutanağında sigortalı araç sürücüsünün firar ettiğinin açıkça belirtildiği, dosya kapsamına, sunulan tüm beyan ve belgelere bakıldığında dava dışı sigortalı araç sürücüsünün olayın ardından hastaneye gittiğine dair kayıt bulunmadığı gibi, olaydan yaklaşık 10 saat sonra gittiği polis merkezinde verdiği ifadesinde de hastaneye gittiğine ilişkin beyanda bulunmadığı, sürücünün oluşan kaza yerini terk sebebinin ZMSS Genel Şartları B.4/f bendi kapsamında "tedavi" veya "yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme", "can güvenliği nedeniyle uzaklaşma" gibi zorunlu hallerden olmadığının ifadesinden de anlaşıldığı, olay yerini terk etmiş olması nedeni ile rücu koşullarının oluştuğu ve başka gerekçelerle istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

F.İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nin 21.12.2023 Tarihli ve 2021/622 Esas-2023/1896 Karar sayılı ilamında özetle;

Taraflar arasında geçerli ZMSS poliçesinin düzenlenme tarihi olan 17.02.2018 tarihinde yürürlükte bulunan 01.06.2015 tarihli ZMSS Genel Şartlarının zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortalıya rücu hakkı başlıklı B.4/f bendinde bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinin rücu nedeni olarak düzenlendiği, buna göre, olay yeri terk hukuki nedeniyle sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkının doğumu için meydana gelen trafik kazasının bedeni hasara neden olması ve sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk sebebinin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu hallerden birine dayanması gerektiği, ZMSS'nin üçüncü kişiye yaptığı ödemeyi sigorta ettirene rücu edebilmesi için bedensel hasar nedeniyle tazminat ödenmiş olması gerektiği ancak somut olayda bedensel zarar değil maddi hasar nedeniyle ödeme yapılmış olduğu, sigortacının rücu hakkı bulunmadığı, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın sonuç itibariyle yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

G.Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin 05.02.2020 Tarihli ve 2019/1267 Esas-2020/116 Karar sayılı ilamında özetle;

Davacının dava dilekçesinde rücu nedeni olarak; maddi hasarlı kazada ZMMS Genel Şartları B.4-c maddesi uyarınca, olay yerinin sebepsiz bir şekilde terk edilmesi sebebine dayandığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, sigortalı araç sürücüsünün, kazadan sonra olay yerini terk etmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve kaza yerinin terki nedeniyle, kaza nedeniyle meydana gelen rizikonun ve zararın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplandığı, sigortacının rücu hakkının, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 95-(2) maddesinde düzenlendiği, anılan maddede; "Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir." düzenlemesine yer verildiği, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde sigorta ettirene rücu hallerinin düzenlendiği, somut olayın özellikleri gereği; davalının olay yerini zarureten ve can güvenliği nedeniyle terk ettiği geçerli ve somut deliller ile ispat edilemediğinden, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Maddi hasarlı trafik kazalarına ilişkin rücu davalarında ülke genelinde istinaf dairelerinin bir kısmının bunları rücu sebebi olarak saymadığına, bir kısmının ise rücu sebebi olarak saydığına, bu konuda henüz bir Yargıtay uygulaması bulunmadığına, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nin görüşünün yerinde olduğuna, yukarıda belirtilen Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasında uyuşmazlık bulunduğuna karar verilmiştir.

IV. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

Uyuşmazlık, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Genel Şartlarına göre salt maddi hasarlı trafik kazalarında olay yerini terkin içe rücu nedeni olup olamayacağına ilişkindir.

Sigortacı, KTK 95/2. maddesi ve ZMSS Genel Şartları B.4. maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına dair halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye dair kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir. Sigortacının kendi sigorta ettirenine karşı açtığı içe rücu davası ile sigortacının sözleşme ve kanun gereği sigorta sözleşmesinin diğer tarafını oluşturan sigorta ettirene karşı defi hakkına dayanarak kendi âkidine dönmesi sağlanmaktadır. Sigortacının rücu hakkı kaynağını sigorta sözleşmesinden almaktadır.

Zarar görene ödeme yapan sigortacının daha sonra işletenine rücu edebileceği haller, işletenin sigorta korumasından yararlanmasının uygun görülmediği, başka bir deyişle bu korumanın dışında bırakılmış olan hallerdir. 01.06.2015 tarihinden önce düzenlenen zorunlu trafik sigorta poliçelerine ilişkin olarak meydana gelen trafik kazalarında o dönem yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4 maddesinde sigortacının işletene rücu nedenleri arasında sigortalı aracın sürücüsünün kaza sonrası olay yerinden ayrılması sayılmadığından sigorta şirketi bu nedene dayalı olarak kendi akidine rücu edemeyecektir.

01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4-f maddesinde ise ''Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde'' sigortalıya rücu edilebileceği düzenlenmiştir.

Sürücünün olay yerinden haklı neden olmamasına rağmen ayrılması, sigortacının durumunu ağırlaştırmaya elverişlidir. ZMSS Genel Şartları m.B.4-(b) ve (c) sürücü belgesi olmayan bir kişinin veya uyuşturucu ya da alkol etkisi altında bulunan bir sürücünün kazaya yol açması hallerinde de işletene rücu edilebileceğini belirtmektedir. Kaza yerinin terk edilmesi olasılığında bu rücu hakkını kullanma şartlarını kanıtlama imkanı sigortacının elinden alınmış olabilir. Bu açıdan bir kaza söz konusu olduğunda, sürücünün olay yerinde kalmasının istenmesi makul bir beklenti sayılabilir. (..., ..., "Motorlu araç sigortalarında sürücünün kaza yerinden ayrılması-II",https://sigortacigazetesi.com.tr/motorlu-arac sigortalarinda-surucunun-kaza-yerinden-ayrilmasi-ii/) Olay yerini terk eden sürücünün kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğünü yerine getiremeyeceği açıktır. Sürücünün yokluğunda kaza tutanağının resen kolluk kuvvetlerince tutulması mümkün ise de, alkol raporu düzenlenemez. (Misili, Sinan: Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Uyarınca Sigortacının Sigorta Ettirene Rücu Davası, TBB Dergisi 2017 (133), s. 638)

01.06.2015 tarihinden sonra düzenlenen zorunlu trafik sigorta poliçeleri bakımından uygulanmakta olan Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS Genel Şartlarının B.4-f maddesi metni çok iyi kaleme alınmamış olmakla birlikte, madde metninden anlaşılması gereken, maddi ya da bedeni hasara neden olan tüm trafik kazalarında olay yerini terk ile kazanın oluş koşullarına ilişkin gerekli belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması hallerinde sigortacının üçüncü kişilere yaptığı ödeme nedeniyle sigortalısına rücu edebilecek olduğudur. İstisnai durumlar ise "hariç" denilerek gösterilmiştir. Buna göre bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitmesi, can güvenliği nedeniyle uzaklaşması gibi zorunlu hallerde sigortalı bu maddeden kaynaklanan rücu sebebinden kurtulacaktır. Olay yerini terkin zorunlu olduğu haller ve kazanın oluş koşullarına ilişkin gerekli belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması halleri sınırlı sayıda olmayıp örnek olarak sayılmıştır. Ancak istisnai haller madde metninin başına yazıldığı için sanki olay yerini terk etme hali sadece bedeni hasara neden olan kazalarda uygulanacakmış, maddi hasarlı kazalarda uygulama alanı yokmuş gibi bir anlama yol açmıştır. Oysaki bedensel hasarlı kaza olmasa dahi olay yerinin terk edilmesi halinde sigorta şirketinin belirtilen istisnalar haricinde sigortalısına rücu edebileceği kabul edilmiştir. Olay yerini terk ile içe rücu sebebi gerçekleşmiş olup olay yerini Genel Şartların B.4-f maddesinde sayılan haller ile benzer zorunlu nedenlerden biri nedeniyle terk ettiğini, dolayısıyla rücu sebebinin oluşmadığını ispat yükü ise sigortalıdadır. Sigortalı kaza yerini ancak Genel Şartların B.4-f maddesinde sayılan zorunlu nedenlerden biri nedeniyle terk ettiğini ispatlar ise rücu durumundan kurtulacaktır. Açıklanan nedenlerle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Genel Şartlarının B.4/f bendine göre kaza yerinin terk edilmesi halinin salt maddi hasarlı trafik kazalarında da içe rücu sebebi olduğu açıktır. Dolayısıyla uyuşmazlığın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin ilgili kararlarına göre giderilmesi gerekir.

V. KARAR

1. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMSS) Genel Şartlarının B.4/f bendine göre kaza yerinin terk edilmesi halinin salt maddi hasarlı trafik kazalarında da içe rücu sebebi olduğuna; İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin kesin kararları arasındaki görüş ve uygulama UYUŞMAZLIKLARININ BU ŞEKİLDE GİDERİLMESİNE,

2. Dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,

3. Karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemelerinin hukuk dairelerine bildirilmesi için Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine gönderilmesine,

13.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

legalbank.net

Üstadım çok teşekkür ederim biz itiraz etmiş bulunduk fakat bilgi açısından çok destekleyici oldu, sağ olun. Fakat kanuni düzenleme hatalı gibi geliyor bana çünkü bizim olayımızda müvekkil kamyonet kullanıyor ve kullanılan yol sürekli olarak trafiğin olduğu oldukça dar bir sokak. Müvekkil de fark etmediği için yola devam ediyor. Diğer bir deyişle kaçma saiki yok. Bu durumda yine rücu edilebiliyor olması mantıken doğru gelmiyor bana. Umarım itirazın iptali açılmaz :d
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
sigorta şirketinin kusurlu sürücüye rücu hakkı Av.P.Sıla Meslektaşların Soruları 2 30-06-2017 12:15
Sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkı law in law Meslektaşların Soruları 0 13-07-2012 17:10
sigorta şirketinin sigorta ettirene rücu hakkı Nuriye Değer Meslektaşların Soruları 11 12-05-2011 20:34
Sigorta şirketinin rücu hakkı evo09 Meslektaşların Soruları 6 21-01-2010 12:17
Sigorta şirketinin rücu hakkı Av.Serhat Günenç Meslektaşların Soruları 1 24-03-2009 17:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03822589 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.