![]() |
|
![]() |
|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Herkese merhabalar.
İş kazasından kaynaklı tazminat dosyasında yerel mahkemece hem maddi tazminat hem de manevi tazminat kalemleri yönünden kısmen kabul kararı verilmesine rağmen davalı vekili olan tarafımız lehine yalnızca tek bir vekalet ücretine hükmedildi. Hüküm davacı vekili tarafından icraya konulmakla tarafımızca teminat sunularak tehir-i icra kararı alındı. İlk derece mahkemesince verilen hükmü istinaf etmemizle bölge adliye mahkemesince hükmün HMK'nın 353/1-b.2 hükmü gereğince kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verildi. Her ne kadar istemimiz doğrultusunda reddedilen her iki tazminat kalemi için de ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmişse de ilk derece mahkemesinin hükmettiği maddi ve manevi tazminat miktarları aynı kalmıştır. Karar kesindir. İlk derece mahkemesi kararı ile lehimize hükmedilen vekalet ücreti kalemini icraya koymamıza rağmen tahsil edememiştik. Bölge adliye mahkemesinin kararından sonra ise hem her iki vekalet ücreti kalemi hem de yargılama gideri kalemi için ayrı bir ilamlı icra takibi başlattık. (Bölge adliye mahkemesinin önceki kararı kaldırıldığından dolayı yeni bir ilamlı icra başlatmamız gerekir düşüncesi ile) Öte yandan davacı vekilinin açmış olduğu icra dosyasına sunduğumuz teminatın, yeniden bir hüküm kurulduğu ve ilamlı icraya dayanak gösterilen ilamın hukuki geçerliliğini yitirdiği gerekçesini öne sürerek iadesini talep ettik. Diğer yandan da davacı vekili işbu icra dosyasında, her ne kadar karar kaldırılmışsa da tazminat miktarlarının değişmediğini yalnızca daha önceki ilamla istemiş olduğu vekalet ücreti kalemlerinin artırıldığını, yargılama gideri kaleminin ise azaltıldığını ve faiz başlangıç tarihlerinin değiştiğiini bu yüzden de alacak kalemlerinin bu şekilde güncellenerek düzeltilmesini istedi. İcra müdürlüğü ise takibe dayanak karar her ne kadar kaldırılmış olsa da tazminat miktarlarının değişmediğini yalnızca feri kalemlerde değişiklik olduğunu dolayısıyla İİK m. 40'a göre yapılacak herhangi bir işlem olmadığını belirterek teminatın iadesi talebimizin reddine karar verdi. Muhtemelen alacaklı vekilinin taleplerini de kabul edecek. Ancak bu hususun da doğru olmayacağı düşüncesindeyim. Bölge adliye mahkemesinin kararı her ne kadar tazminat yönünden değişmemişse de sonuç itibariyle yeni bir hüküm kurulmuş olup, bu yeni hükmün eskisini ortadan kaldırdığını dolayısıyla tüm alacak kalemleri ve faiz farklılıkları için ilamın yeniden bir ilamlı icra takibine konu edilmesi gerektiğini düşünmekteyim. Bu yönünle teminatın iadesi talebimi reddi kararını şikayet edeceğim ancak dayanaklarımın ne olacağı hususunda tereddütlerim var. Uygulama gereği de bu konu hakkında Yargıtay kararı bulabilmiş değilim. Bu konuda fikir belirtecek meslektaşlarımıza şimdiden çok teşekkür ediyor saygılarımı sunuyorum. |
![]() |
#2 |
|
![]() Merhaba sayın meslektaşım
![]() 01.İLAM: Bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmi vesikalar; kararı bildiren belge. http://www.sozluk.adalet.gov.tr/Harf/%C4%B0 02.İLAMLAR, sahteliği ispat olunmadıkça, KESİN DELİL sayılırlar (HMK.m.204/1) 03.İLÂM icra dairesine verilince… (İİK.m.32) 04.HÜKÜM: Bir dava mahkemesinin hukuksal uyuşmazlığı çözen son kararıdır. http://www.sozluk.adalet.gov.tr/Harf/H?Sayfa=3 "Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen NİHAİ KARAR, HÜKÜMdür.“ (HMK.m.294/1) 05.İSTİNAF: .…İstinaf bir kanun yolu olmakla birlikte temyiz kanun yolundan farklı olarak ilk derece mahkemesinin KARARININ denetlenmesi yanında aynı zamanda gerektiğinde yeni bir yargılama yapılması ve HÜKÜM MAHKEMESI gibi karar verilmesi söz konusudur. İstinafın kapsamını Kanun'un 355. maddesi belirlemiş olup, bu madde hükmü dikkate alındığında kamu düzenine aykırılık hâlleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılır; bu kapsamda istinaf sebebi ile bağlı kalınmak kaydı ile bu konudaki delillerin toplanması ve incelenmesi söz konusu olur. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama tümüyle tekrarlanmayıp sadece yanlışlık ya da eksiklik tespit edilen noktalarda yargılama yapılarak deliller toplanıp değerlendirildikten sonra, KARARIN DÜZELTİLMESİ sağlanmaktadır. Nitekim Kanun'un 357. madde hükmüne göre, bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu kanaatine varılması hâlinde istinaf başvurusunun esastan REDDİNE karar verilecektir (6100 Sayılı HMK m. 353/b-1). Duruşma yapılmasına gerek olmayan, usuli hataların bulunduğu Kanun'un 353. maddesinin (a) fıkrasının 1 ila 6. bentleri arasında düzenlenen durumlarda bölge adliye mahkemesi istinaf incelemesi yaparak ilk derece mahkemesinin KARARINI KALDIRIP dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verir. Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunda ileri sürülen sebeplerin doğru olduğuna kanaat getirirse bu durumda ilk derece mahkemesinde dava reddedilmiş ise, RED KARARINI KALDIRARAK davanın kısmen ya da tamamen kabulüne; dava kabul edildiği hâlde reddi gerekmekte ise KABUL YA DA KISMEN KABUL KARARINI KALDIRARAK RED KARARI verir…“ HGK. E. 2016/22-388, K. 2018/1607, T. 6.11.2018 http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/dsp.php?fn=hgk-2016-22-388.htm&kw=`h%C3%BCkm%C3%BCn+kald%C4%B1r%C4%B1lmas %C4%B1`#fm 06.HÜKMÜN KALDIRILMASI Duruşma yapılmadan verilecek kararlar (HMK.m. 353/1-b.2) … b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek YENİDEN ESAS HAKKINDA, …. duruşma yapılmadan karar verilir. 07.TEMYİZİ KABİL OLMAYAN KARARLAR, ilk derece mahkemesi tarafından tebliğe çıkarılır (HMK.m.359/3) 08.İCRANIN İADESİ (İİK.m.40) Bir İLAMIN bölge adliye mahkemesince KALDIRILMASI veya temyizen bozulması icra muamelelerini olduğu yerde durdurur. (Değişik 2. fıkra: 5311- 2.3.2005 / m.7 - Yürürlük m.30) Bir İLAM HÜKMÜ icra edildikten sonra bölge adliye mahkemesince KALDIRILIR veya Yeniden esas hakkında karar verilir ya da Yargıtayca bozulup da aleyhine icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilamla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunur. Ancak üçüncü şahısların hüsnüniyetle kazandıkları haklara halel gelmez. 09.TEMİNATIN İADESİ: “Bölge adliye mahkemesince başvurunun haklı görülmesi halinde TEMİNATIN GERİ VERİLİP VERİLMEYECEĞİNE karar verilir” (İİK.m.36/5) Pazar kahvesi molası... ![]() ![]() |
![]() |
#3 |
|
![]() Bir davada yerel mahkeme aleyhimize karar vermişti. Bölge adliye mahkemesi ise HMK'nun 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmek üzere ORTADAN KALDIRILMASINA, diyerek miktar itibarıyla da kesin olmak üzere davanın reddine karar verdi.
Bu durumda davalı vekili olarak vekalet ücreti hakkım doğdu. İcra hukukuyla hemen hemen hiç uğraşmadığım için emin olamadım. İlamlı icra ile vekalet ücretini tahsile koyarken dayanak belge olarak istinaf ilamını mı göstermeliyim? Çünkü kesinleşme şerhini yerel mahkeme düzenliyor ama lehime hak doğuran ilam ise bölge adliye mahkemesine ait. Haliyle kesinleşme şerhinde de yerel mahkeme dosya numarası yazıyor. Ama içeriğinde kesinleşen ilamın istinaf ilamı olduğu yer alıyor. Yardımcı olabilirseniz sevinirim. |
![]() |
#4 |
|
![]() Sayın Meslektaşım,
Takibin dayanak belgesi olarak istinaf ilamı bilgilerini belirtiniz. Zira sizin de belirttiğiniz gibi vekalet ücretinize istinaf kararı ile hükmedilmiştir. Eğer bir icra programı kullanıyorsanız yerel mahkeme ilamının bilgilerini de manuel olarak ekleyerek takip talebine ve icra emrine dercedebilirsiniz. Diğer yandan ben olsam mutlaka evrak olarak eklerken istinaf ilamının devamına kesinleşme şerhi ile yerel mahkeme ilamını da eklerim. Tüm bunların yanında icra takibiniz açıldığından UYAP üzerinden dosyanın içine girerek bahsi geçen diğer evrakı "Takip Dayanağı Belge" olarak sunup dosya münderecatında bulunmasını sağlayabilirsiniz. |
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Temyizde kesinlik sınırı bölge adliye mahkemesinin karar tarihi midir yoksa yerel mahkemenin karar tarihi midir ? | tiryakim | Meslektaşların Soruları | 6 | 30-01-2025 12:33 |
İstinaf İncelemesi Sonucunda Yerel Mahkeme Kararının Kaldırılması Halinde Teminat Mektubunun İadesinde Yetki | Avukat1801 | Meslektaşların Soruları | 9 | 04-10-2021 11:28 |
Düzelterek onama kararı yerine yerel mahkeme kararının tapuya işlenmesi | avismailhdr | Meslektaşların Soruları | 0 | 23-06-2014 14:52 |
Yargıtay tarafından bozulmuş Yerel Mahkeme kararının icrası | Av. Orhan Çoban | Meslektaşların Soruları | 4 | 16-09-2012 23:55 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |