|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
16-04-2013, 17:27 | #1 |
|
ihtiyati haciz-bono-görevli mahkeme
Merhabalar,
Keşideci ve lehdarın şahıs olduğu 25.000 tl bedelli bono için Asliye Hukuk mu, Ticaret mahkemesindenmi ihtiyati haciz talep etmeliyim |
17-04-2013, 09:48 | #2 |
|
Merhabalar. Şimdiye kadar hiç bir çek için asliye hukuk mahkemesinden ihtiyati haciz kararının alındığını duymadım. Tahminimce ve büyük olasılıkla Ticaret Mahkemesinden ihtiyati haciz için talepte bulunacaksınız.
|
17-04-2013, 11:29 | #3 |
|
ihtiyati haciz talebi ile ilgili olarak basit yargılama usulüne tabi olduğu hususunda hiçbir tereddüt bulunmayan bu talepler yönünden, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu yönünde açık bir düzenleme bulunmadığı, bu durumda basit yargılama usulüne tabi olan işler yönünden genel görevli mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu kanaatine varılmakla...
4.Hukuk Dairesi Esas: 2012/17636 Karar: 2013/1888 Karar Tarihi: 07.02.2013 |
17-04-2013, 11:59 | #4 |
|
Sn. Babamali'nin künyesini verdiği kararda ihtiyati hacizde sulh hukukun görevli olduğuna değinilmekte ancak yargıtay çek iptalinde de mutlak ticari davadır asliye ticaret baklamalı demekte. veya ticaret kanunda düzenlenen konularda mutlak ticari dava sebebiyle ticaret mahkemesi bakmalı demekte.
Kıymetli evraklardan olan bono ticaret kanunuda düzenlenmekte. Ankara'da da kıymetli evrak sebebiyle ihtiyati haciz taleplerine hala ticaret mahkemeleri tarafından karar verilmekte. |
17-04-2013, 17:19 | #5 |
|
ticaret mahkemesi görevlidir , ticaret mahkemesi olmayan yerlerde asliye hukuk mahkemesi .
|
18-04-2013, 16:22 | #6 |
|
Yargıtay 4.Hukuk dairesinin sulh hukuk görevlidir diye verdiği karardan sonra sulh hukukta açılan ihtiyati hacizlere görevsizlik kararı verildi.
|
18-04-2013, 16:39 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
|
25-04-2013, 10:22 | #8 |
|
Büyükçekmece'de ticaret mahkemeleri yok. Asliye hukukla yaptığım görüşmede Bakırköy Ticaret mahkemesine gidin deniliyor. Çekten dolayı ihtiyati hacizlerde, B.Çekmece'de nasıl bir uygulama var?
|
06-11-2014, 11:10 | #9 |
|
Büyükçekmece Asliye Hukuktan İhtiyati haciz kararı alabilen var mı?
|
23-01-2015, 14:13 | #10 |
|
İhtiyati Haciz Görevli Mahkeme
T.C.
YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ ESAS NO : 2014/11587 KARAR NO : 2014116444 İNCELENEN KARARIN MAHKEMESi : Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/05/2013 NUMARASI : 2013/70 D.İş - 2013/70 İHTİYATİ HACİZ iSTEYEN : ... Ltd. Şti. ALEYHİNE İHTİYATİ HACİZ İSTENEN : ... Ltd.Şti. Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin incelenmesi sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haciz isteminin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- ihtiyati haciz isteyen vekili, ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsilinin temini amacıyla ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki satış ilişkisinin ticari nitelikte olduğu gerekçesiyle dilekçenin görev yönünden reddine, talep halinde dosyanın görevli Ankara Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karan ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir. 1- İhtiyati hacizde hangi mahkemenin görevli olduğu İİK'nun 258'inci maddesinde açıkça belirtilmemiştir. Bu maddede sadece genel olarak mahkemeden söz edildiğine göre, görev konusunda HMK'nun göreve ilişkin hükümleri (m.1-4) uygulanacaktır. Sulh hukuk mahkemesinin görevi, HMK'nun 4'üncü maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddede sulh hukuk mahkemesine basit yargılama usulüne tabi dava ve işleri görme görevi verilmemiştir. HMK'nun 2'nci maddesinin 2'nci fıkrasında, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Ticari davalarda ise özel kanun hükümleri uyarınca (TTK m. 4,5) ticaret mahkemesi görevlidir. İhtiyati haciz isteyen vekili tarafından temyiz dilekçesinde HMK'nun 316/1-c hükmüne göre ihtiyati hacizde basit yargılama usulünün uygulandığı ve HMK'nun 316/1-a hükmüne göre sulh hukuk mahkemelerinde de basit yargılama usulünün uygulandığı belirtilerek sulh hukuk mahkemesinin basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde genel görevli mahkeme olduğu şeklinde bir yoruma gidilerek kararın bozulması talep edilmiştir. Ancak mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir (AY m.142 ; HMK m.1). HMK'nun 316/1-a hükmüne göre "sulh hukuk mahkemelerinin görevine giren dava ve işler"de basit yargılama usulünün uygulanması, sulh hukuk mahkemesinin basit yargılama usulünü uygulayacağı anlamına gelir. Bu ifadeden, basit yargılama usulüne tabi tüm dava ve işlerin sulh hukuk mahkemesi tarafından görüleceği ya da sulh hukuk mahkemesinin basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde genel görevli mahkeme olduğu şeklinde bir anlam çıkarılamaz. Bu nedenle mahkemece, görevsizlik nedeniyle ihtiyati haciz isteminin reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta olup, özellikle mahkemenin gerekçesine ek olarak yukarıda daha geniş şekilde açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde ihtiyati haciz isteyen vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-ihtiyati haciz istenen mahkemenin görevsiz olması halinde ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, ayrıca ihtiyati haciz dosyasının görevli Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine hükmedilmesi doğru değil ise de bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438,VII hükmü uyarınca hüküm fıkrasının 1'nci paragrafındaki " ... 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 20/1 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliği ile kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna tevdiine" ifadesinin çıkarılıp hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukanda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle ihtiyati haciz isteyen vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle hüküm fıkrasının 1'inci paragrafındaki " ... 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 20/1 maddesi uyarına kararın taraflara tebliği ile kesinleşmesinden itibaren yasal iki haftalık süre içinde başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna tevdiine" ifadesinin çıkarılarak, kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir. |
08-08-2022, 14:10 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Aşağıda paylaştığım, 2021 de HGK tarafından verilen bir kararda, bononun kaynağı olan temel ilişkiye gidilerek hangi mahkemenin görevli olduğu tespitine gidilmiştir. TTK m 4 hükmü bukadar açıkken görevli mahkemenin asliye ticaret değil de tüketici mahkemesinin görevli olduğu kararı, bundan böyle kıymetli evraka dayalı bir ihtilaf halinde, kıymetli evraka dayalı olan temel ilişkiye bakarak görevli mahkemeye başvuru yapamamız gerekir gibi görünüyor. Hukuk Genel Kurulu 2017/1626 E. , 2021/1199 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi 1. Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine ilişkin karar davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir. 2. Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: I. YARGILAMA SÜRECİ Davacı İstemi: 4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili site yöneticiliğinin davalı şirketten kömür aldığını, icra takibine konu bonoların kömür alışverişinden kaynaklanan bonolar olduğunu, ancak bedellerinin ödendiğini, müvekkili site yönetiminin 33 tonluk anlaşma bedelini ödediği gibi sözleşmeden sonra davalı firma ile yapılan (şifahi) görüşmelerde 11 daire için daire başı 500'er kilo daha kömür almak istediğini ve fazladan ödeme yaptığını, ancak davalının eksik kömür gönderdiğini, icra takibine konu bonolar nedeniyle borçlu olmadığını ileri sürerek davalıya karşı borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline, asıl alacağın %40’ı oranında kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabı: 5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; site yöneticiliği ile müvekkili şirket arasında 2008 yılı ekim ayından bu zamana kadar olan sürekli bir kömür alım satım ilişkisi olduğunu, bu durumun taraflar arasında var olan bir cari hesap ilişkisine bağlandığını, cari hesap ilişkisinde ödemelerin vadesinde yapılmayıp borçlunun belirli aralıklarla ödeme gücüne sahip olması nedeniyle borcunu kısmi ödemelerle kapatmaya çalıştığını, ödemeler yapıldıkça da senetlerin iade edildiğini, ancak 2008 yılından 2009 yılına devreden borç miktarı ile 2010 yılına devreden borç miktarı kapatılmadığı için site yönetimince borcun tahsili amacıyla müvekkili şirkete senetler verildiğini, hâlen tahsil edilmeyen borca yönelik senetler için icra takibi yapılmasının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme Kararı: 6. Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.07.2013 tarihli ve 2012/281 E., 2013/198 K. sayılı kararı ile; taraflar arasındaki uyuşmazlığın satım sözleşmesinden kaynaklandığı ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun (4077 sayılı Kanun) kapsamında kaldığı, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmiştir. Özel Daire Bozma Kararı: 7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 8. Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 28.01.2014 tarihli ve 2013/17215 E., 2014/2046 K. sayılı kararı ile;“…Dava, icra takibine konu bonoların ödenmiş olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı vekili, bononun satış ve teslimi yapılan kömür karşılığında verildiğini ve borcun ödenmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, TTK'nun 4'üncü maddesinde Ticaret Mahkemesinin görevlerinin sayıldığı, uyuşmazlığın kömür satışından kaynaklanması nedeniyle mahkemenin görevli olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine, talep halinde dosyanın Konya Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda menfi tespit davasına konu takibin dayanağı bono olup, takip de kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılmıştır. TTK’nun 4’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendine göre, TTK’da öngörülen hususlardan doğan dava tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır. Bono’nun TTK’nun 776 vd. maddelerinde düzenlenmiş olması ve aynı Kanun’un 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre, asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli bulunması nedeniyle, ticaret mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeden yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır,…” gerekçesiyle karar bozulmuştur. Direnme Kararı: 9. Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.06.2014 tarihli ve 2014/166 E., 2014/173 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeler yanında, her ne kadar taraflar arasında bono düzenlenmiş olsa dâhi, asıl ilişkiye bakılması ve bonodaki hukukî ihtilafın asıl ilişkiye göre çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme Kararının Temyizi: 10. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. II. UYUŞMAZLIK 11. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut olayda tüketici mahkemelerinin mi yoksa ticaret mahkemelerinin mi görevli olduğu noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 12. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konuya ilişkin kurum ve kavramların yasal dayanakları ile birlikte irdelenip açıklanmasında yarar vardır. 13. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun (6502 sayılı Kanun) 28.11.2013 tarihli ve 28835 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmış ve aynı Kanun’un 87. maddesi uyarınca yayımlandığı tarihten itibaren altı ay sonra yürürlüğe girmiş ise de, adı geçen Kanun’da geçiş hükümlerini düzenleyen geçici madde 1/2. bendi uyarınca, bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önceki tüketici işlemlerine, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına bu işlemler hangi Kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise kural olarak o kanun hükümleri uygulanacağından, eldeki uyuşmazlığın çözümünde işlem tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Kanun hükümleri uygulanacaktır. 14. Toplumdaki değişmelere bağlı olarak ülkemizde tüketiciler ile satıcılar arasında çıkan uyuşmazlıkların giderek artması, uyuşmazlıkların çözümünün ise uzmanlık gerektirmesi dikkate alınarak özel nitelikte 4077 sayılı Kanun çıkarılmış ve bu Kanun’un uygulanmasından doğan ihtilaflara bakmak üzere de tüketici mahkemeleri (4077 sayılı Kanun m. 23) ihdas edilmiştir. 15. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesi “Bu Kanununamacı, kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir” şeklinde olup, 2. maddesinde ise, Kanun’un birinci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü "tüketici işlemini" kapsadığı belirtilmiştir. 16. Tüketici mahkemelerinin görevleri, Kanun’da; “Bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” denilmek suretiyle belirlenmiştir (4077 sayılı Kanun m. 23/1). Maddede açıkça “bu Kanun…” tabiri kullanıldığına göre, 4077 sayılı Kanun’un kapsamının ne olduğunu belirlemek gerekir. 17. Tüketici; “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişileri” (m. 3/e); sağlayıcı ise; “Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye hizmet sunan gerçek veya tüzel kişileri” (m. 3/g) ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. 18. Öte yandan, 4077 sayılı Kanun’un kapsamı belirlenirken “her türlü tüketici işleminden” bahsedilmiş olup, “tüketici işlemi”nin ne olduğu da “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde açıklanmıştır. Buna göre; tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukukî işlemi ifade etmektedir (m. 3/h). Bir hukukî işlemin, 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.01.2020 tarihli ve 2017/19-1637 E., 2020/13 K. sayılı kararında da yer verilmiştir. 19. Tüm bu açıklamalar kapsamında somut olaya gelince; dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6762 sayılı TTK) 4/1. maddesine göre, bu Kanun’da öngörülen hususlardan doğan davaların tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmasızın ticari dava sayıldığı belirtilmiştir. Menfi tespit davasına konu bono da 6762 sayılı TTK’nın 688 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. 20. Davacı site yönetimi ile davalı şirket arasındaki uyuşmazlık 6762 TTK’nın 4. maddesi gereğince mutlak ticari işlerden olan bonodan kaynaklanmakta ise de, taraflar arasında kömür alım satımına yönelik temel ilişki bulunmaktadır. Davacı site yönetimi, menfi tespite konu bonoların kömür alımı nedeniyle verildiğini, davalı şirket de kömür alım satımından kaynaklanan akdi ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia etmektedir. 21. Davacı site yönetimi, ticari ve mesleki amaçlarla hareket etmeyip tüketici ve dava konusu alacağın dayanağı kömür alım satım işleminin 4077 sayılı Kanun’un 3. maddesi kapsamında bir tüketici işlemi olduğundan ve tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli bulunduğundan eldeki davaya bakmakla görevli mahkeme tüketici mahkemeleridir. 22. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, 6762 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca uyuşmazlığın ticari iş niteliğinde olduğu ve taraflar arasındaki akdi ilişki yerine kambiyo senedine dayalı icra takibinin dayanağı bononun dikkate alınması gerektiği, görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu, açıklanan gerekçe ile direnme kararının bozulması gerektiği yönünde görüş ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir. 23. Diğer taraftan gerekçeli karar başlığında, dava tarihi 01.06.2012 olduğu hâlde 28.04.2014 olarak gösterilmesine ilişkin yanlışlık, mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde bulunduğundan bu husus ozma nedeni yapılmamıştır. 24. Hâl böyle olunca, yerel mahkemenin tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine ilişkin olarak verdiği direnme kararı yukarıda açıklanan gerekçeler karşısında yerinde olup, onanması gerekir. IV. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA, Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440-III/3. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.10.2021 tarihinde yapılan ikinci görüşmede oy çokluğu ile kesin olarak karar verildi. |
08-08-2022, 14:51 | #12 |
|
Asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu düşünüyorum bulunmadığı takdirde Asliye hukuk görevli olacaktır.
|
08-08-2022, 15:18 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Elbette, bonoya dayalı bir hukuki ihtilaf halinde görevli mahkemenin, ben de asliye ticaret mahkemesinin görevinde olduğunu düşünüyorum. Fakat önceki paylaşımda yer verdiğim HGK kararında bono esas alınmamış, aksine tarafların esas ilişkisine gidilerek görevli mahkeme tayinine gidilmiş (Tüketici mahkemesinin görevli olduğuna hükmetmiş). Oysaki TTK mutlak ticari dava olarak kabul eder ve haliyle görevli mahkemenin de asliye ticaret olduğunu açıkça belirtir. |
08-08-2022, 21:14 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Alacağın esasının yargılamaya konu edilmediği değişik iş dosyalarında böyle bir sonuca ulaşmanın mümkün olmadığı kanaatindeyim. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yargıtay 4.HD ihtiyati haciz / görevli mahkeme | 128179 | Meslektaşların Soruları | 20 | 23-01-2015 14:08 |
ihtiyati haciz için verilen teminatın iadesine itirazda görevli mahkeme | outlawyer | Meslektaşların Soruları | 6 | 07-01-2012 21:38 |
Zamanaşımına Uğramış Bono - Görevli Mahkeme | turbo | Meslektaşların Soruları | 5 | 25-11-2011 14:47 |
ihtiyati haciz ---- görevli mahkeme | incitanesi | Meslektaşların Soruları | 7 | 31-01-2011 15:15 |
ihtiyati hacizde görevli mahkeme | hukukcu15 | Meslektaşların Soruları | 6 | 13-09-2007 21:02 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |