|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
25-03-2015, 12:31 | #1 |
|
menfi tespit davası
İyi çalışmalar arkadaşlar sizin fikirlerinize ihiyacım var. Şöyle ki müvekkilim adına açacağım Menfi Tespit davasına ilişkin olarak ;müvekkilimim aleyhine aynı şehir aynı icra müdürlüğünde aynı alacaklı tarafından 2 ayrı esas numarası ile başlatılan icra takibine karşı Tek bir menfi tespit davası açabilir miyim yoksa ayrı ayrı mı açmalıyım, cevaplarınızı bekliyorum.
|
25-03-2015, 21:18 | #2 |
|
Menfi tespit davasinin konusu bir hukuki iliskidir ve siz bu davayla alacaklinin varligini iddia ettigi bir hukuki iliskinin yoklugunun tespitini isteyeceksiniz.Dolayisiyla esas numaralari ayri her takip icin ayri ayri menfi tespit davasi acmaniz gerektigini dusunuyorum.
|
25-03-2015, 21:37 | #3 |
|
Sayın meslekdaşım,
Sayın Mgulerer haklı ayrı iki icra takibi olsa da bu iki takip aynı hukuki ilişkiden kaynaklanmakta ise tek bir menfi tespit davası açabilirsiniz. Ayrıca: Davaların yığılması MADDE 110- (1) Davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır. yukarıdaki şartları taşıyorsa, iki ayrı hukuki ilişki olup bunlar iki ayrı takibe konu olsa bile, tek davada ikisi için de menfi tespit talep edebilirsiniz. Kolay gelsin. |
26-03-2015, 09:03 | #4 |
|
Y19HD
Esas : 2012/17284 Karar : 2013/4795 Tarih : 29.03.2013 MENFİ TESBİT DAVASI ( Aynı Sözleşme Sebebiyle İpoteğin Paraya Çevrilmesi ve İlamsız Takip Yapılması ) MÜŞTEREK BORÇLU MÜTESELSİL KEFALET ( Aynı Sözleşme Sebebiyle İpoteğin Paraya Çevrilmesi ve İlamsız Takip Yapılması ) İİK.72 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda: Davalı alacaklı bankanın, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yaptığı takip sonucu tahsil edemediği alacakları için; Davacı müşterek borçlu mütesilsil kefil aleyhine de ilamsız takip yapması; Bu suretle, Aynı sözleşmeden kaynaklanan alacak için iki ayrı takip yapılması mükerrerlik oluşturmaz. Mahkemece; Davacının borcun tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine, yasal koşulları oluşmadığından davalının tazminat talebinin de reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur.fk DAVA VE KARAR: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ KARARI: Davacı vekili, davacının dava dışı Enver Y...`ın davalı bankadan aldığı 04/01/2005 tarihli kredi sözleşmesi ile sınırlı miktarda kefil olduğunu, davalının 18/07/2007 tarihli ihtar ile 04/01/2005 tarihli sözleşme gereği borcun ödenmesini istendiğini, sonrasında Nazilli 2.İcra Müdürlüğünün 2007/3242-3241 sayılı icra takiplerinin yapıldığını, bu takiplerden 2007/3242 sayılı takip dosyasında davacının borçlu olarak bulunduğunu, davacının borcun 8.500 TL sini kabul ettiğini, kalan miktarına itiraz ettiğini, bu nedenle icra takibinin 8.500 TL nin üzerindeki miktar için durdurulduğunu, 2007/3242 sayılı dosyadan kefil ve asıl borçlunun taşınmazlarının satılarak paraya çevrildiğini, aynı kredi sözleşmesi için iki ayrı icra takibi yapıldığını, 2007/3741 sayılı dosyadan borcun ödenmesine rağmen 2007/3242 sayılı dosyadan icra takibinin devam ettiğini belirterek; davacının 2007/3242 sayılı dosyadan borçlu olmadığının tespitine ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, davacının davalı banka ile Enver Yıldız arasındaki 1 adet tüketici kredisi, 2 adet genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, davacının kefalet miktarının borcun tamamını karşıladığını, aynı anda asıl borçlu yönünden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip, kefiller yönünden ilamsız takip yapılabileceğini belirterek davanın reddine ve %40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, Davalı banka ile dava dışı Enver Y... arasındaki 26/09/2005 tarihli 34.000 TL limitli tüketici kredi sözleşmesine, 04/01/2005 tarihi 30.000 TL ve 26/09/2005 tarihli 34.000 TL limitli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesine davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu; Davalı banka tarafından 18/07/2007 tarih ve 5319-5320 yevmiyeli ihtarnamelerin davacıya 23/07/2007 tarihinde tebliğ edildiği; Davacı ve dava dışı kefiller aleyhine 77.470,03 TL alacağın tahsili için 2007/3242 sayılı icra takibi yapıldığı; Aynı tarihte ipotek borçlusu Enver Y... ve Dürdane Y... hakkında 179.382,12 TL lik alacağın tahsili için 2007/3241 sayılı icra takibi yapıldığı, ipotekli taşınmazlar satıldığı halde bakiye 231.642,66 TL alacağın tahsili için Denizli 3 İcra Müdürlüğü`nün 2009/11005 sayılı icra takibi yapıldığı; Aynı sözleşmeden kaynaklanan alacak için iki ayrı takip yapılmasının mükerrerlik oluşturmadığı, bilirkişi raporuna göre takip tarihi itibariyle dava dışı borçlu Enver Y...`ın davalı bankaya faiz ve bsmv ile birlikte toplam 46.742,92 TL borçlu olduğu, Davacının borcun tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine, yasal koşulları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. SONUÇ: Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ( ONANMASINA ), oybirliğiyle karar verildi. Y19HD 29.03.2013 - K.2013/4795 ____________ oOo ____________ |
10-12-2015, 14:17 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben aynı durumdaki müvekkil adına iki icra takibi için tek menfi tespit davası açmıştım. Davalı itiraz etmedi, mahkeme sesini çıkarmadı, karar verildi. Yargıtay, kararı lehimize bozdu, bozma kararında iki icra takibinden de söz edilmiş. Biz de bu şekilde dava açılabileceğini test etmiş olduk. Not: Üstteki mesajda aktarılan Yargıtay kararının konuyla alakası olmadığı için, ben kendi deneyimimi yazdım. |
23-12-2015, 16:49 | #6 |
|
DENEYİMDEN DAHA GEÇERLİ BİR KARAR SUNALIM O HALDE
YHGK Esas : 2013/19-1362 Karar : 2015/826 Tarih : 18.02.2015 KAMBİYO SENETLERİNE DAYALI ÖDEME NEDENİYLE BEDELSİZLİK DAVASI MENFİ TESBİT DAVASI ( Kambiyo Senedi - Ödeme Nedeniyle ) BORÇ İKRARI KAMBİYO SENEDİ VE BONONUN HUKUKİ NİTELİĞİ MENFİ TESBİT VE İSTİRDAT DAVASINDA İSBAT KÜLFETİ İSBAT HUKUKU YÖNÜNDEN GEÇERLİ KURALLAR BİLİRKİŞİ RAPORUNUN YETERSİZLİĞİ ( Ödemeye Dayalı Menfi Tesbit Davası ) TEFECİLİK SUÇU ( Ödemeye Dayalı Menfi Tesbit Davası ) Kambiyo senetlerine dayalı olarak girişilen icra takipleri nedeniyle, ödeme nedeniyle bedelsizlik iddiasına dayalı; borçsuzluğun tespiti ve icra dosyasına ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkin davada: Mahkemece yapılacak iş; konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak icra takip tarihi itibarıyla her bir dosyadaki asıl alacak ve işlemiş faiz alacağı hesaplattırılıp, yapılan ödemelerin ödeme tarihleri dikkate alınarak toplam alacak miktarından mahsup edilmesinden sonra tarafların alacak ve borç durumu tespit ettirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmelidir.fk TMK.6 HUMK.287, 290 İİK.72 BK.17, 19, 20, 84 TTK.688, 691 HMK.189, 200, 201, 203 |
01-11-2019, 20:02 | #7 |
|
Yargıtay Kararı - 19. HD., E. 2016/15763 K. 2018/681 T. 15.2.2018
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı banka tarafından, davacı aleyhine ... 22. İcra Müdürlüğü'nün 2014/1121 E. ve 2010/8581 E. sayılı dosyalarından dava dışı ...’nin davalı bankadan almış olduğu iki ayrı kredi kartı sözleşmesinde yer alan kefaleti nedeniyle davacı hakkında icra takibi yapıldığını, İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün 2014/1121 E. sayılı dosyasına konu kredi kartı sözleşmesinde kefalet limiti olan 75.-TL’yi davalı bankaya ödediğini, davacının herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, diğer dosya bakımından ise sözleşmede kredi limiti bölümü boş bırakıldığından ve davacının imzası bulunmadığından sözleşmenin davacı açısından geçersiz olduğunu, sözleşme tanzim tarihlerinin 1995 yılı olup, sözleşmenin kurulma tarihinden itibaren 10 yıl geçtiğini, kefaletlerin geçersiz olduğunu ileri sürerek, davacının bahsi geçen icra dosyalarından davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davacı hakkındaki takiplerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takiplerinin sözleşme ve mevzuata uygun olarak yapıldığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, 6502 sayılı T.K.H.K.'nun geçici 1. maddesi gereğince uygulanması gereken aynı Kanunun 4/6 maddesinde, tüketici işlemlerinde tüketicinin edimlerine karşılık olarak alınan şahsi teminatların her ne isim altında olursa olsun adi kefalet olacağının belirtildiği, Borçlar Kanunu'nun 585. maddesinde ise adi kefalette asıl borçlu hakkındaki takip semeresiz kalmadan adi kefil hakkında takip yapılamayacağının belirtildiği, davaya konu her iki icra takibinin dayanağı olan kredi kartı üyelik sözleşmelerinde davacının kefil olduğunu ve kefaletinin kanun gereğince adi kefalet sayılacağını, bu nedenle asıl borçlu hakkındaki takip semeresiz kalmadan kefil hakkında icra takibi yapılamayacağını, ayrıca 2010/8581 sayılı dosyanın dayanağı kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacı kefil hakkındaki icra takiplerinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava iki ayrı icra takibinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne denilmiş ise de, davaya konu icra dosyalarından bahsedilerek bu icra dosyalarından dolayı borçlu bulunmadığının tespiti şeklinde hüküm oluşturulmamıştır. Bu durumda hüküm fıkrası infazda tereddüt oluşturduğundan bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 15/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Menfi tespit davası ile alacak (eda) davası birlikte açılabilir mi? | av.s_ulusinan | Meslektaşların Soruları | 6 | 22-05-2014 11:24 |
Menfi Tespit Davası Sonrası İtirazın İptali Davası Açılması - Menfi Tespit Kararı Sonrası İptal Davasında Hüküm | eser_29 | Meslektaşların Soruları | 2 | 01-04-2014 10:44 |
menfi tespitten sonra açılacak menfi tespit davası | garani | Meslektaşların Soruları | 5 | 15-11-2013 13:06 |
tüketici mahkemesinde menfi tespit davası ve istirdat davası açılabilir mi? | dilaykar | Meslektaşların Soruları | 10 | 14-12-2011 17:57 |
senet iptali davası ve menfi tespit davası, derdestlik itirazı | tuncay07 | Meslektaşların Soruları | 3 | 31-08-2010 23:20 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |