|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
13-01-2011, 10:42 | #1 |
|
Sözlü kira sözleşmesi-ihtiyaçtan Tahliye davası - kiracının kira ilişkisini reddetmesi
Yazılı kira sözleşmesi bulunmayan bir kira ilişkisinde kiracıya karşı ihtiyaç sebebi ile tahliye davası açtık. Ancak kiracı kira ilişkisini inkar etti ve davamızın usul yönünden reddini istedi.
Yargıtay kararlarını incelediğimde kira ilişkisinin yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini gördüm. Davada öncelikle yemin deliline dayanmayı düşünüyorum. Buna rağmen davamız reddedilecek olursa kiracıyı kiralanandan nasıl çıkartabilirim? Şu an için, dava devam ederken, 3091 sayılı yasaya başvurabilir miyim veya kiracıyı konut dokunulmazlığını ihlalden şikayet edebilir miyim? Bunları yapamayacak olursam ne şekilde bir yöntem izlemeliyim? |
13-01-2011, 11:00 | #2 |
|
Davalı size büyük iyilik yapmış. Kiracıyım deseydi, sözleşme yenileme tarihini ispat etmeniz gerekecekti (ihtiyaçtan tahliye davasının süresinde açıldığını ispat açısından), ihtiyacınız olduğunu ispat etmeniz gerekecekti vs. Kiracı değilim diyorsa bu davayı mutlulukla kaybeder, sonra fuzuli işgalden yeni dava açarsınız, bu defa ispat külfeti ona geçer ve o davada fuzuli işgalci olmadığını YAZILI DELİLLE ispat etmesi gerekir. Kiracı olmadığın da ikrar ettiğine göre, işgalci olmadığına ilişkin başka nasıl savunma yapacağını dinlemek isterdim.
|
13-01-2011, 11:40 | #3 |
|
Sayın Admin çok teşekkür ederim, burada ihtiç yeni satın alan malikin ihtiyacı.
Davalı kiracı davaya konu kuaför dükkanında bir arkadaşı ile birlikte kuaförlük yapıyor. Kiracı sıfatının arkadaşına ait olduğunu (vergi levhası arkadaşı üzerine)iddia ediyor. halbuki eski malikten burayı kiralayan bizzat kendisi(kendisinin kiracı olduğuna dair hiçbir yazılı delil yok), arkadaşını olaya sonradan dahil ediyor ve vergi levhasını arkadaşı üzerine çıkarıyor. Biz dava şartı olan ihtarnameyi davacı kiracıya göndermiştik. Şimdi sorum şu. Tahliye davasının duruşmasına daha 10 gün var. Ben yemin deliline dayanacağım. Ve söylediğiniz gibi büyük ihtimalle davamız reddedilecek. Ben tahliye davasının ilk duruşması yapılmadan kiralananda bulunan bu iki kişiye karşı fuzuli işgalden dolayı dava açsam ve akabinde savcılığa konut dokunulmazlığını ihlalden suç duyurusunda bulunsam olur mu? Saygılarımla. |
13-01-2011, 15:05 | #4 |
|
İkinci mesajınız karşısında sözümü geri alıyorum, davalı gayet "uyanıklık" yapmış.
Ben sizin yerinizde olsaydım hemen (her iki şahıs için de) 3091 sayılı yasa gereğince başvuruda bulunurdum. Bu soruşturma yapılırken ikisinde de gayrımenkuldeki zilyetliklerinin neye istinaden olduğu sorulacaktır ve bu soruşturmada verecekleri cevap onlar açısından bağlayıcı olacak ve sizin bir sonraki hukuki adımı belirlemenize yardımcı olacaktır. Bir diğer deyişle 3091 sayılı yasa tahliyeyi sağlamanıza yardımcı olmasa bile (ki olabilir de), bir sonraki aşamada yeniden başka bir "oyunla" size zaman kaybettirmelerini engelleyecektir diye düşünüyorum. Bu arada savcılığa gitmek isterseniz ona da engel yok tabii, sonuç alabileceğinizi düşünmüyorum ancak yaptıkları konusunda ders vermek açısından yararlı olur diye düşünüyorsanız katılabilirim. Yemin teklifi düşüncenizi de destekliyorum, ayrıca eski malikle iletişime geçip bankaya ödenmiş bir kira olup olmadığını da soruşturabilirsiniz. Bu da kiracının kim olduğunu ispatlayabilir. |
13-01-2011, 15:19 | #5 |
|
Sayın admin yeniden teşekkürler. Durum maalesef böyle, biraz önce müvekkille görüştüm, kiracının adına su faturası olabilir dedi. Böyle bir su faturası(veya stopaj vergisini kiracı ödemişse) varsa durum ne kadar lehimize döner.
Eğer hiçbir delil bulamazsam, bu tahliye davası devam ederken kiralanan da bulunan her iki kişiye karşı elatmanın önlenmesi davası açabilir miyim? |
13-01-2011, 15:32 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Öte yandan -bence- su/elektrik/telefon faturalarının kimin adına olduğu çok önemli değil, zira kiracı durumunda olmayan bir kişinin de mecurun elektrik sözleşmesini kendi adına yapmasına borçlar hukuku anlamında bir engel yok. Yalnız İdarelerin büyük çoğunluğu abonelik sözleşmesi yaparken başvurda bulunan kişiden yazılı kira sözleşmesi istiyor, dolayısıyla su faturası o kişi adınaysa bu davanızda tek başına bir delil olamasa bile, idareye başvurup abonelik sözleşmesinin hukuki dayanağını araştırabilirsiniz. Eğer kiracı oraya kendi adıyla bir kira sözleşmesi verdiyse "nakavt" etmeniz mümkün. |
13-01-2011, 15:48 | #7 |
|
Yeniden teşekkürler. Diyelim ki dava tamamen aleyhimize gelişti veye ben öyle olacağını varsayıyorum.
Ben davalı kiracıdır dememe rağmen davalı kiracı olmadığını mahkeme huzurunda beyan ediyor. Yarın gidip bu iki kişiye karşı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açabilir miyim? |
13-01-2011, 15:58 | #8 |
|
Bahsettiğiniz bütün ihtimaller mevcut. Ancak aklıma şöyle birşeyde geldi.Sonuçta davalı kiracı davadan haberdar olduğu için davaya katıldı ve doğal olarak kendisine tebligat yapıldı ve tebligatı aldı.Acaba tebligatı ne sıfatla alıyor.Madem kira ilişkisi yoksa orada neden bulunuyor bununda ispatını isteyebilirsiniz diye düşündüm.Ayrıca karşı tarafın vekili yoksa yani davanın reddinin yalnızca manevi zararı dışında vekalet ücreti çıkmayacaksa, valiliğe müracaat edebilirsiniz. Duruşma gününe kadar elinize bu sebeple yeni deliller . Kolay gelsin
|
13-01-2011, 16:20 | #9 |
|
Sayın Hukukçu1985 teşekkürler. Bizim davalı eski malikle kira sözleşmesi yapan H. Kuaför dükkanını S. ile birlikte işletiyorlar. Vergi levhası S. adına kayıtlı.
Biz tahliye davasını H.ye karşı açtık. Davalı H. cevap dilekçesinde kendisinin kiracı olmadığını, asıl kiracının S. olduğunu kendisinin ise S'ye yardımcı olduğunu söylemiş. Bu sebeple senetle ispat kuralına dayanarak davanın reddini istemiş. H. adına hiçbir fatura yok. Yargıtay kararlarından gördüğüm kadarıyla kira sözleşmesi senetle ispat edilebiliyor. Dolayısıyla davanın reddedilme olasılığı yüksek. Bu dava başlamadan H.ye ve S.ye karşı elatmanın önlenmesi davası açsam olur mu? |
13-01-2011, 16:29 | #10 |
|
İşyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesi sırasında belediye de kira sözleşmesi ister.
İşyeri ruhsatı bulunup bulunmadığını, adres bilgisine dayanarak, belediyeden öğrenebilirsiniz. Ruhsatı varsa dosyasında kira sözleşmesi de olmalı; ruhsatı yoksa işyeri belediyece kapatılmalı. Saygılarımla |
13-01-2011, 18:52 | #11 |
|
Sayın Armağan Konyalı cevabınız için teşekkürler. İşyeri, kiracı olmayan S.nin ustalık belgesi ve vergi levhası üzerine açıldı büyük ihtimalle. Asıl kiracı olan H., işyerinde S'ye yardımcı olduğu iddiasında. Kira sözleşmesi hiçbir şekilde yok. S. adına alınan vergi levhası ile kuaförlük yapıyorlar. Ben davada S. yi taraf göstermedim. 3091 sayılı yasayı inceleyip imkanım varsa öncelikle S.yi işyerinden çıkarmayı planlıyorum. S işyerinden çıkarıldığı takdirde vergi levhası ve ustalık belgesi olmayan H.de aynı işyerinde tutunamayacaktır kanaatindeyim, akabinde ona karşı da elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası açmayı planlıyorum. Saygılarımla.
|
13-01-2011, 19:22 | #12 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Muhtemelen süreyi kaçırdınız.
Ben olsam, Sayın Av.Armağan Konyalı'nın önerisini dinler, belediyedeki(hatta vergi dairesindeki)kira kontratlarını da incelerdim. Çünkü, hayat sürprizlerle doludur. |
13-01-2011, 19:30 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
S'nin Vergi levhası olduğunu söylüyorsunuz.S 'nin vergi dairesinden kira sözleşmesini de araştırın. Ayrıca S'nin davaya dahil edilmesi seçeneği tam emin olmamakla birlikte değerlendirilebilir düşüncesindeyim.Çünkü davaya konu anlaşmazlık S nin beyanlarıyla aydınlanacaktır. Not: Üstadlar vergi dairesi seçeneğini daha önce önermişler şu an gördüm. |
14-01-2011, 13:22 | #14 |
|
Değerli Av. Suat Ergin ve Mehmet Demirezen cevaplarınız için teşekkür ederim. Davaya konu gayrimenkulün bulunduğu ilçe belediyesi gerçekten de işyeri açma ruhsatı için kira sözleşmesi istiyor. Cevaba cevap dilekçesinde bu hususu bildirip, vergi dairesinden ve belediyeden kira sözleşmesinin istenilmesini talep edeceğim. Sayın Av. Armağan Konyalı'nın belirttiği gibi ''Ruhsatı varsa dosyasında kira sözleşmesi de olmalı; ruhsatı yoksa işyeri belediyece kapatılmalı.'' Saygılarımla.
|
17-03-2011, 16:29 | #15 |
|
Belediyeye Verilen Kira Sözleşmesinde Bulunan Sahte İmza
Müvekkilim bir dükkanı eski maliklerden satın almıştır. Müvekkilim bu dükkanı satın aldığında eski maliklerin kiracısı olan A şahsı ile kiracı olmayan B şahsı bu dükkanı işletiyorlardı.
Biz kiracı olan A şahsına tahliye davası açtık, ancak yazılı sözleşme olmadığından dolayı, A kötü niyetli olarak kira ilişkisini inkar etti. Bunun üzerine belediyeden işyeri ruhsatı ( iş yeri ruhsatı alınabilmesi için kira sözlşemesi gerektiğinden dolayı ) olup olmadığını araştırdık. Belediyeden aldığımız cevap iş yeri ruhsatı olmadığı yönündeydi. Bunu üzerine zabıta iş yerine teftişe gitti. Bu teftişten 3 gün sonra belediyeye gittiğimde, belediyeden iş yeri ruhsatı olduğu için iş yeri kapatılamaz cevabını aldım, yine belediye de eski maliklerle kiracı olmayan B arasında yapılmış bir kira sözleşmesi olduğunu gördüm. Durumu eski maliklere bildirdiğimde belediyede bulunan kira sözleşmesindeki imzaların sahte olduğu anlaşıldı ve Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduk. Henüz ceza davası açılmadı. Sorum şu : Karşı taraf vekili, eski maliklerin üç senedir kira parasını aldığı iddiasıyla bu durumda suç duyurusunun sonuçsuz kalacağını beyan ediyor. Ben ise sahtecilik suçu oluştuğu ve dolayısıyla B şahsının başının ağrıyacağı kanaatindeyim. Bu kanaatim doğru mudur? B şahsı açısından oluşan suç nedir? |
17-03-2011, 17:19 | #16 | |||||||||||||||||||||||
|
Özel evrakta sahtecilik. |
17-03-2011, 17:32 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
Sn.meslektaşım ben de sizinle ve Sn.Ergin'le aynı fikirdeyim. Zira, (doğru olduğu kabul edilse bile) üç yıllık kira ilişkisi olması başka, sahte bir özel belge oluşturup bunu kullanmak başkadır. Ruhsat alabilmek için yapıldığı anlaşılıyor. Özel belgede sahtecilik suçudur. Saygılarımla. |
17-03-2011, 17:37 | #18 |
|
Ben de Suat Bey'e katılıyorum. Her ne kadar eski malikler kira parasını almış ise de eski malikler ile B şahsı arasında yapılmış olan gerçek bir kira sözleşmesi yok anladığım kadarıyla ve belediyeye verilen kira sözleşmesinde de eski maliklerin imzası taklit edilmiş , bu durumda bence de özel evrakta sahtecilik suçu oluşmuştur.
|
17-03-2011, 17:51 | #19 |
|
Değerli meslektaşlarım ben de özel belge de sahtecilik suçu yanında, iş yeri ruhsatı almak için düzenlenmiş bir kira sözleşmesi olduğu için resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluştuğu kanısındayım. Olayda iki gerçek kişi( eski malikler ) mağdur var. Belediyenin mağdur olup olmadığı konusunda tam olarak emin değilim.
Esasen amacım, bu şahsın, erteleme veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi lehe hükümler uygulanmadan, hürriyeti bağlayıcı ceza almasını sağlamak. Lehe hükümlerin uygulanma ve bu şahsın hürriyeti bağlayıcı ceza alması ihtimali konusundaki görüşlerinizi bekliyorum. Saygılarımla. |
17-03-2011, 18:05 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
Mağdurların mağduriyeti nedir? Örneğin, vergi beyannamesi düzenlenirken A kişi kiracı olarak kabul edilip düzenlenmiş ve ona göre vergi yatırılmıştır da son kira sözleşmesi nedeniyle yeni bir vergi borcu mu doğacaktır? TCK 207 inci maddeden yargılanacaklarına göre, cezanın alt sınırı 1 yıldır. Alt sınırdan uzaklaşacak bir neden olmadığına göre ve muhtemelen TCK 62 inci madde de uygulanacağına göre verilecek ceza 10 ay olacaktır. |
17-03-2011, 18:10 | #21 |
|
Maalesef öyle görünüyor.
|
17-03-2011, 18:14 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
Zannımca, faillere işyeri ruhsatı verilmesi yani ruhsatname tanzimi, doğrudan kira sözleşmesinin doğruluğunu ve sıhhatini tazammun etmediğinden dediğiniz suç (TCK.m206) oluşmaz. Sonuç cezaya ilişkin olarak yine Sn.Ergin'le aynı fikirdeyim. Saygılarımla. |
17-03-2011, 18:19 | #23 |
|
''İşyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesi sırasında belediye de kira sözleşmesi ister.
İşyeri ruhsatı bulunup bulunmadığını, adres bilgisine dayanarak, belediyeden öğrenebilirsiniz. Ruhsatı varsa dosyasında kira sözleşmesi de olmalı; ruhsatı yoksa işyeri belediyece kapatılmalı.'' Sayın Armağan Konyalı dediklerinizi harfiyen yapmaya çalışıyorum. Öncelikle belediye ye başvurdum, belediye den iş yeri ruhsatı olmadığı bilgisini aldım, zabıta iş yerine geldi. Bunlardan 3 gün sonra, eski maliklerin imzalarını taklit ederek 2007 yılı düzenleme tarihli ( sözleşme 2011 de düzenleniyor) bir kira sözleşmesini belediyeye vermişler. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Ceza davası açılsa bile muhtemelen erteleme çıkacak. Sayın Armağan Konyalı tavsiyelerinizi bekliyorum. Saygılarımla. |
18-03-2011, 09:02 | #24 |
|
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki ruhsattan yola çıkarak tahliyeyi sağlayamazsınız. Bir başka deyişle, tahliye davası yoluyla çözebileceğiniz konuyu belediyeye başvurarak çözmeniz mümkün olmaz. Belediye ruhsatsız işyerini mühürlese bile dükkan tahliye edilmiş olmaz.
Tahliye davası açılması için öncelikle kiracının kim olduğunu belirlemek gerekir. Siz kiracı olduğunu iddia ettiğiniz kişiyle uğraşmakta direnmeyiniz. Madem kiracı olmadığını beyan etti artık onunla işiniz kalmadı demektir. Belediyedeki kayıtlarda kiracı olarak ruhsat sahibi ve vergi levhasında adı geçen kişi görünüyor. Bu kayıtlara dayanarak tahliye davasını ruhsat sahibi ve vergi levhasında adı geçen kişi aleyhine açınız. Olayı karmaşık hale getirmek kiracının işine yarar. Siz en kestirme yolu seçmek zorundasınız. En kestirme yol görünen yoldur. Karşınızda iki kişi var: Biri "ben kiracıyım" diyor, diğeri "ben kiracı değilim" diyor. Aksini kanıtlamakla boşuna zaman kaybetmeyiniz. Saygılarımla |
19-03-2011, 17:11 | #25 |
|
Sayın Armağan Konyalı, bildiğiniz üzere bu olayda iki kişi var.(h. ve s.) Bunlardan eski malikin kiracısı olan H'ye karşı tahliye davası açtık. H ben kiracı değilim, S kiracıdır dedi.
Dükkan S üzerine açılmış, vergi levhası ve sahte de olsa işyeri ruhsatı S üzerine. Eski malik S'yi tanımıyor, dolayısıyla S'nin kira sözleşmesi yok. Ben son olarak S'ye haksız kullanım bedelini ödemesi ve dükkanı tahliye etmesi için ihtarname çektim. S vekili ihtarnameye cevabında, ''müvekkilim S, 01/11/2010 tarihine kadar olan bedeli eski malike ödemiştir, siz ancak bundan sonrasını isteyebilirsiniz ki, ancak yıllık kira bedeli 7000 TL değil 1800 TL dir'' dedi. Ben bu aşamadan sonra şunları yapmayı planlıyorum: 1 - ) S'ye karşı, haksız kullanım bedeli olarak 01/11/2010 dan günümüze kadar kullanım bedeli olan 2.750 TL için ilamsız icra takibi başlatacağım. Muhakkak suretle bu takibe itiraz edeceklerdir. İtirazın iptali davasında S vekilinin tarafıma gönderdiği ihtarname cevabını (''müvekkilim S, 01/11/2010 tarihine kadar olan bedeli eski malike ödemiştir, siz ancak bundan sonrasını isteyebilirsiniz ki, ancak yıllık kira bedeli 7000 TL değil 1800 TL dir'') kullanmayı düşünüyorum. Bu ifadenin itirazın iptali davasındaki faydası ne olur? S takibe alacağınız 2.750 TL değil 750 TL dir diyerek kısmi itirazda bulunursa bu işyerinin emsal kira bedelinin yıllık 7000 TL olduğunu nasıl ispatlayabilirim.( Vergi dairesine yıllık kira bedeli stopaj vergisi sebebiyle 1800 TL gösterilmiş. ) 2 - ) İcra takibinden sonra tahliye davasından vazgeçip, H'ye ve S'ye karşı el atmanın önlenmesi ve ecri misil davası açmayı planlıyorum. Dava değerini 100.000 TL ( dükkan bedeli ) gösterdiğim takdirde ne kadar harç yatırırım? Ecri misil bedelini nasıl ve ne kadar talep edebilirim? Sayın Armağan Konyalı saygılar sunarım. |
20-03-2011, 13:35 | #26 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Fuzuli işgal nedeniyle binde 59,4 nisbi harç taşınmazın değeri üzerinden hesaplanır. Ecrimisil davalarında binde 59,4 nisbi harç yıllık kira üzerinden üzerinden hesaplanır. Fuzuli işgal ve ecrimisil birlikte dava konusu olursa her iki harç ayrı ayrı ödenir. (Bakınız Harçlar Kanunu madde 16)
Saygılarımla |
21-03-2011, 19:00 | #27 |
|
Sayın Armağan Konyalı, 3091 sayılı yasa uyarınca kaymakamlık memurları bu işyerine geldi. H ve S'nin ifadesi alındı.
H ve S ayrı ayrı verdikleri ifadelerde, bu iş yerinin S tarafından, kasım 2007 tarihinde yıllık 3000 euro kira bedeli kararlaştırılarak kiralandığını belirttiler ve ifadelerinin altını imzaladılar. Ben de bu ifadelerin fotokopilerini bugün, aslı gibidir yaptırarak kaymakalıktan aldım. Yukarıdaki sorumda belirttiğim ve sizin de tavsiyeniz üzere, S yi kiracı olarak kabul edip, S vekilinin de, ihtara cevabında belirttiği gibi, 01/11/2010 tarihinden günümüze kadar olan kira alacağını ve tahliyeyi icra takibi ile talep edeceğim. S takibe itiraz ettiği taktirde S'nin kaymakamlık huzurunda verdiği ifadede geçen '' ben burayı 2007 kasım ayında kiraladım, yıllık kira bedeli 3000 euro'' dur ifadesi, yani mahkeme dışı ikrar, itirazın iptalinde ne kadar işimize yarar. Tanık, bilirkişi ve diğer takdiri deliller konusunda bir sıkıntım olacağını sanmıyorum. Yani esasen sorum şu : Mahkeme dışı ikrar, kesin delille ispatı gereken bir davada işe yarar mı? Saygılar sunarım. |
22-03-2011, 12:14 | #28 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Aşağıya aktaracağım kararlar işinize yarayacaktır. İlkinde "yazılı delil başlangıcı" olur denilmesine rağmen ikincisinde doğrudan delil olarak kabul etmiş.
|
05-04-2011, 09:49 | #29 |
|
Değerli meslektaşlarım, biz bu davada kiracı olmayan S'yi eski malikin imzalarını taklit ederek kira sözleşmesi düzenlediği ve bu sözleşmeleri kullanarak vergi levhası ve iş yeri ruhsatı aldığı gerekçesi ile savcılığa şikayet etmiştik. Henüz dava açılmadı, ancak bilirkişi raporunda imzaların eski malike ait olmadığı anlaşıldı.
S kiracı olduğu iddiasında hala ısrarcı. Sayın Armağan Konyalı; ''S vergi levhası sahibi olduğuna göre stopajları S ödüyordur. S'nin kiracı olduğunu kanıtlayacak resmi belgeleri olduğuna göre fuzuli işgal nedeniyle dava açmanız önerilmez.'' diyerek bir tavsiyede bulunmuştu. Ancak, yukarıda da belirttiğim üzere bu vergi levhası sahte kira sözleşmesine istinaden verilmiştir, bilirkişi raporu bunu doğrulamaktadır. Kısacası S kiracı olduğunu ispatlayabilecek bir belgeye sahip değil. Bizim en başından beri kiracı olarak gördüğümüz ve kendisine karşı tahliye davası açtığımız H ise en başından beri kiracılık ilişkisini inkar ediyor. İzlemeyi düşündüğüm iki yol var : 1 - ) H ye karşı açtığımız tahliye davasından vazgeçerek hem H ye Hem de S ye karşı elatmanın önlenmesi ve ecri misil davası davası açmak. Bu durumda H kiracılık iddiasında bulunamaz. S ise kiracı olduğunu ispat edemez, biz de kira sözleşmelerinin sahte olduğunu ve bu sebeple ceza davası açıldığını mahkemeye bildiririz. 2 - ) S yi kiracı olarak kabul edip yaklaşık 6 aydır ödemediği kira parası için kendisine tahliye talepli bir ihtarname göndermek, ödeme olmazsa S ye karşı ilamsız tahliye yoluna başvurmak. ( S nin kiracı olmadığı ve eski malikin imzalarını taklit ederek kira sözleşmesi düzenlediği gerekçesi ile savcılığa suç duyurusunda bulunmuştuk. Şimdi S yi kiracı olarak kabul etmek bir çelişki doğurmaz mı?) Sizce bu 2 yoldan hangisini izlemeliyim? Veya bu 2 yoldan başka izlenecek başka yollar var mıdır? Saygılarımla. |
05-04-2011, 10:40 | #30 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Belediyedeki yazılı kira sözleşmesinin sahte olması sözlü kira sözleşmesinin gerçek olmadığı anlamına gelmez. Bu nedenle sahtelik olayına fazlaca güvenmeyiniz.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
sözlü kira kontratı - tahliye | incitanesi | Meslektaşların Soruları | 17 | 02-11-2016 19:56 |
yazılı-sözlü kira sözleşmesi | avgubse | Meslektaşların Soruları | 0 | 22-03-2010 14:41 |
sözlü kira sözleşmesi,kira alacağı,kira bedelinin tespiti | Av.Doğuhan | Meslektaşların Soruları | 14 | 18-12-2008 17:33 |
Sözlü Kira Akti - Alacak İddiası -Tahliye | tiyerianri | Meslektaşların Soruları | 1 | 27-02-2008 14:16 |
İhtiyaç İçin Tahliye,Sözlü Kira Akti | av.sinem | Meslektaşların Soruları | 4 | 26-02-2008 21:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |