Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
Haber Ekleyin

Yazan : Avukatt2121, Tarih : 06-11-2023 18:26
Merhaba Meslektaşlarım,
Müvekkilim 2015 yılında yazılı sözleşme ile 650 TL kira bedeli belirleyerek evini kiraya vermiş. Ancak kira sözleşmesi kaybedilmiş. Kiracıda da kiraya verende de şuan mevcut değil.
Kiracı evi kiraladığından beri kira bedellerini eksik ve farklı tarihlerde yatırmaktadır. Müvekkilim 2018 tarihi itibariyle ödemeleri banka üzerinden kira açıklaması yazdırtarak almaya başlamıştır.Bu durumla ilgili bazı sorularım var.Sizin de fikirlerinizi alabilirsem çok sevinirim.
Kiracı, elektrik idaresinden öğrendiğime göre tahminen 2015 yılının Mayıs ayında evi kiralamış. Bu yıldan itibaren her yıl düzenli olarak kiraya zam yapılmamış, zam yapıldığında da genellikle kiracı tarafından Ocak ayından itibaren zamlı ödeme yapılmış hatta sözleşmede 650 TL olarak kararlaştırılan bedel, 2018 yılı geldiğinde bankaya 639 TL olarak yatırılmış.
İlk Sorum: Sözleşmenin aslı olmadığından dava açılması gerekirse ve ilerleyen aşamalarda Mahkeme sözleşme aslını isterse sunamayacağımdan risk almamak için sözlü sözleşme ile örnek-13 tahliye talepli icra takibi başlatmayı düşünüyorum. Başlatacağım icra takibinde, son 5 yıla dönük yapılmayan zamları da tefe-tüfe oranı üzerinden hesaplayıp eksik kalan kısımları takibe koymayı düşünüyorum. Ancak tefe-tüfe üzerinden zam kararlaştırıldığını yazılı sözleşmenin aslı olmadığından ispatlayamam.Takibe itiraz edilirse bu durumdan dolayı haksız çıkar mıyız? Müvekkilimin karşı tarafa vekalet ücreti ödeyecek durumu yok.Karşı tarafa vekalet ücreti çıkartmamam gerekiyor.
İkinci Sorum: Hiç tefe-tüfe hesabı yapmadan sadece banka hesabına yatan ödemeler üzerinden hiç ödeme yapılmayan ayları takibe koysam .Ancak bu seferde ödemeler düzenli olmadığı için kira ödemesi açıklaması yazılarak bir ay 639TL ödenmiş, bir diğer ay 648 TL, bir başka ay 650TL takibe koyacağım aya ilişkin bedel o yıl içerisinde yapılan en düşük ödeme olan 639TL mi olmalı 650TL mi olmalıdır?
Üçüncü Sorum: Sözlü sözleşme ile icra takibi başlattıktan sonra kiracı, kira sözleşmesinin aslını bulup sunarsa icra takibinin durumu ne olur? Takip durduktan sonra açacağım tahliye davasında tahliye kararı alırsam icra takibini sözlü sözleşme olarak başlatmam sebebi ile takip boşa gider mi? Aslı sunulması durumunda tekrardan yazılı sözleşme ile örnek13 mü başlatmak gerekir.Bazı Yargıtay kararlarına denk gelmiştim.Diyordu ki ''İcra takibinde sözlü sözleşmeye dayanan kiralayan daha sonra yazılı sözleşmeye dayanamaz.''
Benim düşüncem; Tefe-tüfe hesabına hiç girmeden aynı yıl içerisinde en yüksek yatırılan kira bedellerini baz alarak ödenmeyen ayları, sözlü sözleşme örnek-13 icra takibi ile talep etmek,itirazın durumuna göre de tahliye davası açmak şeklinde.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :896, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.Nur YAVUZ, Tarih : 06-11-2023 17:46
Herkese merhabalar, uzunca zamandır içinden çıkamadığım bir konu hakkında görüşlerinizi rica ederim.

Muris adına kayıtlı taşınmazın aidat borçlarına ilişkin icra takibi başlattım. Ancak muris takip tarihinden önce vefat ettiğinden bahisle takibi kesinleştiremedim. Veraset ilamı alıp burda gözüken mirasçılara ödeme emri gönderdim. Ancak tüm mirasçılar hem borca itiraz edip hem de murisin vasiyetnamesi olduğunu ileri sürdüler.

İlgili vasiyetname hakkında iptal davası açılmış durumda. Bu vasiyetnamede de muris bizim aidat alacağımıza konu taşınmazı bir kısım mirasçılara bırakmış. Yine bankalarda bulunun tüm mal varlığını da bir derneğe bırakmış durumda.

İtirazın iptali açma noktasında kafam oldukça karışmış durumda. Vasiyetname henüz kesinleşmediğinden intikaller de yapılmadı.
İtirazın iptali davamı para alacağı olarak nitelendirip veraset ilamında gözüken tüm mirasçılara mı yöneltmem gerekir? Yoksa aidat alacağı olduğundan bahisle verasette taşınmazın bırakıldığı bir kısım mirasçılardan mı talep edilebilir?

Yaklaşık on beş mirasçı olduğundan karşı vekalet ücreti doğurmamak için hangi yolu tavsiye edersiniz?

Benzer hususda deneyimi olan var ise fikir ve görüşlerinizi rica ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :795, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : hukuki_mülahazalar, Tarih : 06-11-2023 14:34
İyi çalışmalar,

23/12/2016 da takipsizlik ile kapanmış kambiyo takibi dosyası ile ilgili olarak sormak istediğim birkaç husus var. Dosyada alacaklı sıfatı ile bulunmaktayız.

Öncelikle ilgili çek süresinde takibe konu olmuştur. Kesinleşmiş durumda iken dosya takipsizlik ile kapanmıştır.

1-) Şu an tarafımızca dosyada yenileme talebinde bulunulsa ve bu talebimiz kabul edilse, borçlu tarafından zamanaşımı öne sürülür mü? Kesinleşmiş olan bu takipte, takipsizlik durumunda da zamanaşımı işler mi? Eğer işlerse zamanaşımı süresi takipsizlik ile kapanma tarihinden itibaren yeniden mi başlar? Bu durumda borçlu itirazı ile takibimiz iptal olur diye düşünüyorum doğru mu düşünüyorum?

2-) İkinci olarak, ilk ihtimalin varlığı durumunda, yani dosyayı yenilemek yerine çekleri icra dairesinden almayı denesek ve alabilirsek; alacağımızı tahsil etmek için genel haciz yoluna başvurabilir miyiz yoksa en sağlıklısı genel alacak davası yoluna başvurmak mıdır? Çeki icra dairesinden alamazsak açılacak dava veya takibe icra dairesi kasasında mevcut olan çekleri delil olarak gösterebilir miyiz?

Şimdiden cevap veren herkese teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :777, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : hcsasmaz, Tarih : 06-11-2023 13:00
Saygıdeğer melektaşlarım,


Ceza dosyalarıyla ilgili çok bilgim olmaması ve bir akrabamın dosyası olması sebebiyle vekilliğini yaptığım dosyaya ilişkin bazı hususlarda tecrübelerinize dayanarak bilgi almak istemekteyim. Şöyle ki;


Somut olayda kendilerine istismarda bulunduğunu belirten müstakil evleri müvekkil ile karşılıklı olan üç çocuktan biri somut olaya ilişkin olarak bize hiçbir şekilde elini sürmedi veya cinsel organını göstermedi derken, bir çocuk pipisini gösterdiğini, diğer çocuk ise evine şeker verme bahanesiyle çağırıp poposuna, gögsüne ve karnına dokunduğunu belirtmiş. Daha önceden müvekkil sokakta çocukları gördüğünde elinde bulunan poşetlerdeki meyvelerden çocuklara verdiğini beyan ediyor. Somut olayın gerçekleştiğinin iddia edildiği gün üç çocuğun da bahçede oyun oynadığını ve herhangi bir olumsuzluğa şahit olmadığını belirtir Jandarma personelinin görgüsü de tutanaklara geçmiş. Buraya kadar herşey müvekkilim lehine gibi görünse de evine şeker vereceğim diye çağırıp özel bölgelerime elledi diyen çocuk evin içerisinde beyaz buzdolabı ve mavi koltuk olduğunu beyan ediyor, bu durum müvekkilime sorulduğunda renkleri karıştırarak evimde mavi koltuk yoktur beyanında bulunuyor. Olay yeri inceleme tutanağında ise odayı gören pencerenin 80cm çocukların boylarının en az 1 metre olduğu ve dışarıdan görülebileceğine dair tutanak tutuluyor. Kovuşturma aşamasında ise suçun işlendiğini beyan eden iki çocuk da olayı hatırlamadıklarını ve bu olayların olmadığını beyan ediyor (11 ve 10 yaşlarında). Savcılık makamı esas mütalaasında çocukların olayı unutmuş olabileceklerini dolayısıyla ilk ifadelerin esas alınması, adli raporda çocukların ifadelerine beyan edilebileceğinin değerlendirilmesi, mavi koltuk konusunda müvekkilin beyanının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu ile adli sicil kaydında benzer suçtan ( fuhuşa yer temini ) sabıkası olması gerekçesiyle cezalandırılmasını talep ediyor.



Sonuç olarak;


Müvekkilin aile ebeveynleri ile herhangi bir husumeti yok fakat olay günü çocuklar müvekkilden para isteyip müvekkil vermediğinde taş atıyorlar. Dolayısıyla husumetten ötürü iftira atmış olabilecekleri,


Çocukların gerek soruşturma gerek kovuşturma aşamasındaki çelişkili ifadeleri,


Adli raporda her ne kadar çocukların beyanlarına itibar edilebileceği belirtilse de çocuklara sorulan gerçek ile yalan ayrımını biliyor musun sorusuna iki çocuk da hayır yanıtını vermiş. ( Sadece itibar edilebilir yazılması raporun içeriğini gereksiz mi kılıyor? )



Benzer suç tanımlaması neye göre yapılıyor ? Cinsel istismar veya hürriyeti tahdit ile fuhuşa yer temini arasında nasıl bir benzerlik kurulabildiği,


Kovuşturma aşamasında bahsi geçen Jandarma personelinin ifadesi alınmamış ve alınmasına dair herhangi bir müzekkere olmaksızın esas mütalaası hazırlanmış durumda.



Saygıdeğer meslektaşlarım, bu hususlara dair değerli fikirlerinizi ve zamanınızı ayırıp görüşlerinizi belirtirseniz çok müteşekkir olurum.


Saygılarımla.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :765, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : ealegal, Tarih : 06-11-2023 10:10
Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulunca ortalama olarak kan alkol düzeyinin bir saatte 15 mg/dl (0,15 promil) azaldığı yönündeki görüşünün "hukuka uygun olmadığı", "değerlendirmeye esas alınamayacağı", "bilimsel olmadığı", "değerlendirmeye esas alınamayacağı" vb. yönünde bir Yüksek Mahkeme Kararı var mıdır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :749, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.batuu98, Tarih : 05-11-2023 23:14
Arkadaşlar merhabalar. Müvekkil işyerinin bulunduğu binaya bitişik başka bir binanın çatısının deforme vaziyette olması nedeniyle o çatıdan talaş ve sair cisimler müvekkile ait iş yerinin bulunduğu binanın çatısına dökülüyor ve su oluklarını kapatıyor. Bunun neticesinde yağan yağmur ve kar suları tıkanan oluklardan gidemediği için çeşitli yerlerden sızarak müvekkile ait işyerinin duvar tavanlarına akıyor ve işyerinin tüm duvarları deforme oluyor. Buna ilişkin olarak hem zarar hem kusur tespiti yaptırdım sulh hukukta. Mahkeme hem kusurun yan binadan kaynaklandığını hem de tazminatı ( 50.000 TL) tespit etti. Neticesinde öncelikle ihtar çektim sonrasında icra takibi başlattım ve tabiki sonuç elde edemedim itiraz edildi takibe. Bundan sonraki yol için itirazın iptali mi açmalıyım yoksa komşuluk hukukuna ilişkin yahut bina malikinin sorumluluğuna ilişkin tazminat davası mı ? Ekstra olarak belirtmek gerekirse binanın bulunduğu ada parselde tapu bilgileri boş arsa olarak gözüküyor. Yalnızca arsa sahibinin bilgisine ulaşabildim. Yardımlarınızı bekliyorum benim için çok önemli bir dava şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :752, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : BETÜL DEMİR, Tarih : Bugün 10:51
Merhaba meslektaşlarım;
Müvekkil A’ya ait taşınmaz,
1- icra ihalesi ile, alacağına mahsuben, alacaklısı B adına tapuda devredilmiştir. (Bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara dahil edilmeyen kısımlar mevcuttur. Örneğin; bahçe sınır tel örgüsü, elektrik trafosu vb. kısımlar hesaplamaya dahil edilmemiştir.)
2- B, devraldığı taşınmazı ipotek göstererek kredi çekmiş ve kredi borcunu ödeyemeyince kredi alacaklısı banka tarafından taşınmaz ihale edilerek C’ye tapuda devredilmiştir.

Sorum şu ki: Müvekkil A, kendisine ait olmasına rağmen kendi kullanımında olmayan ve bedeli de tarafına ödenmeyen bahçe sınır tel örgüsü, elektrik trafosu vb. kısımların bedelinin tarafına ödenmesini talep etmekte. Talebine konu kısımları kapsayan bir bedel tespiti de yaptırdık.
Ancak; tespiti yapılan bu bedeli mevcut malik C’ye sebepsiz zenginleşme davası açarak mı talep etmeliyiz yoksa belirsiz alacak davası mı?
Ya da başka bir yol var mıdır?
Şimdiden teşekkürler 🙏🏻
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :65, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : AVUKAT2549, Tarih : 28-04-2024 20:00
Merhaba Sayın Meslektaşlarım,

Tarafımızca Örnek 14 icra takibi ikame edilmiştir. Takip açıldıktan 2 gün sonra kiracı evi tahliye etmiştir. İcra dairesi tebligatı kiracının adresine göndermiş ve iade dönmüştür. Tahliye edildiği için memnunuz fakat dosyadaki takip masrafları ve vekalet ücretinin tahsilatını nasıl yapacağız ? İzlenmesi gereken yol nedir ?

Teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :396, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat9444, Tarih : 26-04-2024 12:37
Herkese merhaba,

Kira sözleşmesini malik olan müvekkilin kayınpederi yapmış kiracı ile. Şimdi kira tespit ve tahliye davası açacağız. Bende maliğin vekaletnamesi var. Bu durumda kiralayan olmayan malik bu davaları açabilir mi? Yoksa öncesinde kendisinin veya kayınpederinin ihtarname ile bilgilendirmede mi bulunması gerekir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :485, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : hukukçu077, Tarih : 25-04-2024 15:33
Herkese merhabalar,
Kambiyo senedi icra takibi başlatılmış olup borçluya ödeme emri senetteki adresine tebliğ edilecekken sehven mernis adresine tebliğ edilmiştir. Tebligat muhtara tebliğ edilmiş ödeme süresi geçmeden senetteki adresine de tebligat çıkmıştır. Bu aşamada ne yapmamız gerekiyor? Bu durumda herhangi bir sıkıntı var mı? Şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1200, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : dejure, Tarih : 25-04-2024 14:29
Merhaba meslektaşlarım,

Murisin ölümü ile üç kardeşten biri dükkan niteliğindeki taşınmazı kiraya veriyor ve takribi 6 aydır kiraları tahsil ediyor. Kiracı ile şifahi yapılan görüşmelerde ödemeyi hisseleri oranında müvekkillerime yapmayı reddediyor. Bu durumda nasıl bir yol izlemek gerekir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1237, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Buğra YILDIZ, Tarih : 25-04-2024 12:31
Merhaba arkadaşlar;

Trafik kazası neticesinde ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talepli bir dava açtık. Sigorta şirketi tarafından mantıklı bir teklif yapıldı. Bizim sigorta şirketi ile dava içinde sulh olmamız durumunda diğer davalılar (araç sahibi ve araç sürücüsü) yönünden davaya devam edebilir miyiz? Dava dilekçemizin netice-i talep kısmında "müştereken ve müteselsilen davalı sigorta şirketinden, davalı araç sürücüsünden ve araç sahibinden müştereken ve müteselsilen tahsiline" karar verilmesini talep etmiştik.

Yanlızca sigorta şirketi ile sulh olsak, sigorta şirketi teminatının üstünde kalan miktar için diğer davalılara karşı davamız devam eder mi? Davamızın devam etmesi için sigorta şirketi ile sulh olursak bunu mahkeme önünde feragat olarak mı belirtmek gerekir?

Bilgi verirseniz sevinirim. Teşekkür ediyorum.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :347, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : AVUKAT2549, Tarih : 24-04-2024 21:18
Merhaba Sayın Meslektaşlarım,
Kiracıya örnek 14 icra takibi yapıldı. Kiracının ev adresine değil de kiralamış olduğu dükkana tebligat yapılmıştır. Yerleşim yerine yapılmamasında bir mahsur var mıdır ? Dükkana yapılan bu tebligat geçerli midir ?

Teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :334, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Sonay, Tarih : 24-04-2024 19:44
Merhabalar. Borçlu şirketin kasap deposuna fili hacze gittik. Orada bulunan 3. şahıs istihkak iddiasında bulundu. İcra memerunca İİK 96-97 'ye göre işlem yapıldı ve 3. şahıs tarafından istihkak davası açıldı. Açılan davada haczedilen malların muhafaza altına alınmasının ve satışını ile paraya çevrilmesinin tedbiren durdurulmasını talep etti. Mahkeme tedbir talebini reddetti. İcra hukuk mahkemesi 3. kişi tarafından istihkak davası açılmadan önce istihkaka konu mallar yönünden takibin devamına karar verdi.

Sorular
1-3.Kişinin açmış olduğu istihkak davası devam ederken haczedilen hayvanların satışı istenebilir mi?

2-İlk defa satış isteyeceğim ve usulü ve sıralamayı pek bilmiyorum pratikte. Satış aşamasında ne yapılması gerekiyor. Hangi talepler gönderiliyor. Yerinde satış nasıl uygulanıyor.

Şimdiden çok teşekkür ederim. İyi çalışmalar
.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :404, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Burçin Yılmaz, Tarih : 24-04-2024 14:49
Müvekkilimin yakınlarına ait motosiklet 6 şubat 2023 depreminde enkaz altında kalmış. Motosikletin sahibi ve mirasçıları da depremde hayatını kaybetmiş. Bu yıl müvekkilim adına enkaz altında yok olan motosiklet için vergi tahakkuk etmiş. Bu motosikletin trafikten terkini için nasıl bir yol izlemek gerekir ? Benzeri olay ile karşılaşan meslektaşlarımın bilgi ve önerilerini bekliyorum...
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1150, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Enes Talha, Tarih : 21-04-2024 15:40
Herkese iyi günler dilerim,
Müvekkil yurt dışında boşanmış olup, ilgili kararda türkiyedeki mallar üzerinde de bir paylaşım yapılmıştır. Boşanma kararı, eski eş ile birlikte başvurularak konsolosluk tarafından tanınmış vaziyettedir. Sadece mevcut mal paylaşımı için ilgili kararın tenfizini talep etmek yeterli olacaktır diye düşünüyorum, ancak boşanma kararının mahkemece tanınmadığı için doğrudan tenfizine geçilemeyeceğine dair bir kaç söylenti kafamda soru işareti oluşturmaktadır. Bu konuda nasıl bir yol izleyebilirim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :333, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Ramazan ŞAHİN, Tarih : 21-04-2024 03:35
Mrb,
iki borçlunun birinin adresinde idari birim olmazsa;
1-senet o borçlu veya iki borçlu bakımından senedi geçersiz kılar mı?

2-senet kambiyo vasfında mıdır ?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :447, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Efe Roma AÇAN, Tarih : 20-04-2024 21:18
Sayın meslektaşlarım merhaba, aday sürücü olduğum için hız sebebiyle ehliyetim iptal edildi. Müvekkil görüşmesine geç kalmamak için hızımı fark edemedim.

Sulh cezadan itiraz ettim. Bu noktada olumlu sonuç alan oldu mu aranızda? Veya çevrenizde duyduğunuz olumlu bir durum. Düşünceniz nedir? Oldukça stresliyim, sizlere danışmak istedim.

Saygılarımla
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :567, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : parkhk, Tarih : 17-04-2024 14:16
Meslektaşlarım merhaba. Kısaca sorum şudur: İlamsız takibe borçlu tarafından süresi içinde itiraz edildiği takdirde 1 yıllık süre içinde itirazın iptali davası yerine alacak davası açılabilir mi?
Açılan alacak davasında ihtiyati haciz talep ettiğimiz takdirde ihtiyati haciz kararının uygulanacağı icra dosyası ile asıl icra dosyası arasında derdestlik oluşur mu?
İyi çalışmalar dilerim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :794, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : sumeyra, Tarih : 17-04-2024 11:33
İyi günler. Mahkeme açtığımız boşanma davasında yetki itirazını kabul edip, mahkemenin yetkisizliğine karar verdi. Biz verilen yetkisizlik kararına karşı itiraz edeceğiz. İstinaf süresi ne zaman başlar. Kararın verildiği tarihten itibaren mi başlar. Bilgilerinizi ve tecrübelerinizi paylaşırsanız, sevinirim...
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :665, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04902291 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.