Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
Haber Ekleyin

Yazan : Av. Ay, Tarih : 02-05-2025 12:50
Merhaba değerli meslektaşlarım. Bekar ve altsoyu olmayan murisin vefatından sonra 3 ay içerisinde murisin anne ve babası mirası reddetti. Bu durumda miras, murisin kardeşlerine mi geçecektir? Murisin üstsoyu tarafından mirasın reddi halinde mirasın miras bırakanın kardeşlerine geçmeyeceğini düşünmekteyim. Fakat emin değilim bu nedenle de bilgi ve görüşlerinize ihtiyacım var meslektaşlarım. Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2063, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : fatih-, Tarih : 02-05-2025 02:54
Örnek 13 haciz-tahliye takipli icra dosyamda tebligatları direkt tebligat kanunu 21/1 e göre yaptım yani direkt kapıya yapıştırıp komşuya bilgi verilmekle muhtara teslim edildi tebligatlar tebliğde usulsüzlük var mı mesleğe yeni başladığımdan emin olamadım bilgisi olan meslektaşlarım yardımcı olursa sevinirim
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1967, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.inci16, Tarih : 01-05-2025 14:34
İyi günler,barodan(Bursa)silinmek için gerekli evraklar nelerdir bilgisi olan var mı?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1968, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Karadağlı, Tarih : 30-04-2025 21:32
Müvekkil hakkında kesinleşen 7 ay hapis cezası için çağrı kağıdı geliyor ancak teslim olmuyor. Yakalama kararı çıkartılıyor ve bir hafta önce kapalı cezaevine alınıyor.

Sorum şu, bildiğim kadarıyla normal şartlarda çağrı kağıdına uysaydı direk denetimli serbestlikten faydalanabiliyordu. Gir çık yapacağı bir durum olacaktı. Şimdi kapalı cezaevinden denetimliye ayrılmak için dilekçe vermesi durumunda direk faydalanabiliyor mu?

Teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2199, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : measfuyu, Tarih : 30-04-2025 10:24
Merhaba, müvekkil bir taşınmaz kira sözleşmesine kefil sıfatıyla imza atıyor. Ancak sözleşmede kefalet tarihi ve limiti yer almamakta ve şekil şartları sağlanmamakta. Kanaatimce kefalet sözleşmesi geçersiz. Ancak müvekkil kira sözleşmesi kapsamında 100.000 tl nakit ve 200.000 tl teminat mektubunu kiraya verene depozito olarak kendisi veriyor. Ayrıca kiracı ve kiraya veren kira sözleşmesini feshediyor. Kiraya veren şu an kiracı ile yaşadığı bir kısım hususlar sebebiyle teminat mektubunu bozdurmakla tehdit ediyor. Müvekkil yönünden depozitoyu geri almak noktasında nasıl bir hukuki yol izleyeceğime ilişkin kararsız kaldım. Kefalet ve depozitoyu farklı değerlendirmek gerekiyor kanaatindeyim. Bu durumda müvekkil üçüncü kişi olarak depozito veriyor. Bunun iadesi için nasıl bir yol izlemek gerekir ? Şimdiden*teşekkürler. Saygılarımla
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2153, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : norrinradd, Tarih : 29-04-2025 08:32
Meslektaşlarım merhaba. Özel hastanenin estetik doktoru ile estetik ameliyat yaptıran müvekkilim arasında görülen tazminat davasınds, doktor vekili dosyaya bir onam aydınlatma rıza belgesi sundu ancak imza müvekkilime ait değil, biz de itiraz ettik sonra da savcılığa suç duyurusunda bulunduk doktor hakkında çünkü müvekkilim doktor veya hastane yetkilisi atmıştır imzayı dedi. Doktor avukatı savcılık dosyasına beyan sunmuş, “tazminat davasındaki uyap dosyasına sunulan onam belgesi pdf şeklinde taralı evrak olarak sunulmuş olup, evrak aslı tarafımızca bulunamamaktadır, elimizde yalnızca fotoğrafı/fotokopisi mevcuttur, fotokopi belge üstünden sahtecilik incelemesi yapılamayacağı için takipsizlik kararı verilmesini talep ederiz” demiş yargıtay kararı ekleyerek. Bu durumda savcı takipsizlik mi verecektir, tazminat dosyasına sunulan belge scan edilip taranmış net bir imza tespiti yapılabilecek bir belge ama uyaptan delil dilekçesi ekinde sunulmuş pdf bir evrak sadece, ıslak imzalı evrak aslı değil. Teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2023, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avenesb, Tarih : 28-04-2025 15:19
Tahliye talebiyle başlatmış olduğumuz takip ve sonrasında borçlu kiracının temerrüdü nedeni ile açmış olduğumuz tahliye davasında; takip talebinde 9 nolu bölüme haciz ve tahliye yazdığımızı ancak 7 nolu bölümün boş olduğunu yeni fark ettim. Karşı taraf itiraz etmediği gibi temerrüde düşüp kirayı da geç ödedi. Açmış olduğum tahliye davasında ise henüz karşı taraf vekili de yok. (Muhtemelen olmayacak. Benzeri bir hata durumunda ilk derece mahkemesinden tahliye kararı alabilen meslektaşım oldu mu? Veya sırf 7 numaralı kısım boş olduğu için davası reddedilen
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2180, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : ardkr71, Tarih : 28-04-2025 12:09
Merhabalar,

Müvekkil site içerisinde TEDAŞ 2013 yılında sitenin belirli bir bölümünde ortak alanda çevre mahallelere elektrik dağıtımı için trafo kurmuştur. TEDAŞ tarafından ise 2020 de alınan bilgiye göre kamulaştırma dosyası hazırlanmış lakin kamu yararı kararı alınmamış ve teklif sunulmamıştır.

KamualAştırmasız el atmadan kaynaklı tazminat davasıyla birlikte ecrimisil talep edeceğiz. Ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlayacağına Yargıtay kararıyla sabit durumda. Zaman aşımı süresi bu dava süresi içerisinde dolmuş mu oluyor yoksa 2020-2025 yılları arasındaki ecrimisil bedelini istenebilir mi?

Şimdiden teşekkürler...
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1817, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.Atasoy, Tarih : 27-04-2025 12:37
Merhaba;
Daha önce kripto varlıkların haczi talebinde bulunan ve sonuç alabilen var mı acaba? Varsa usul ve süreç hakkında bilgi verebilir mi?
Şimdiden çok teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2009, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat9444, Tarih : 26-04-2025 19:40
Merhabalar, bir kiralananın tahliyesi dosyamızda davacı kiralananın maliği ancak kira sözleşmesini yapan, yani kiraya veren akrabası. Söz konusu ihtiyaç nedeniyle tahliye davasında malik adına dava açtık, dolayısıyla taraf olmadığı için müvekkilin kiraya veren akrabasını ihtiyaç iddiamızı ispat açısından tanık olarak göstermem durumunda Davalı tarafın itirazı olursa, Mahkeme tarafından nasıl değerlendirilir bilgisi olan var mıdır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1916, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : AV.SANEM, Tarih : 25-04-2025 12:51
İyi çalışmalar herkese; Ankara Ağır Ceza Mahkemesinden haksız tutuklama tazminatı kazandık. Ankara Defterdarlığından mı talep etmem gerekiyor? Uygulamada yakın zamanda yapan meslektaş var mı acaba?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1923, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Lycanroc, Tarih : 25-04-2025 12:13
İyi günler meslektaşlarım mayıs ayında 28 gün bedelli askerlik yapacağım bunun için baroya dilekçe vb. vermem gerekiyor mu?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1932, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Yusuf K., Tarih : 25-04-2025 11:40
Merhaba,

Hisseli bir taşınmazda diğer hissedarların adres ve TCKN bilgilerini öğrenmek istiyorum. Müvekkil hisse satın aldı ve diğer hissedarlara şufa hakkının kullanılması ile ilgili ihtar çekip 3 aylık süreyi başlatmak istiyor. Tapu dairesi sözlü yazılı tüm taleplerimize KVKK nedeniyle ret verdi. Bu durumda sulh hukukta diğer hissedarların bilgilerinin tespiti talepli dava açmayı düşünüyorum. Bu konuda tecrübe sahibi olan meslektaşların görüşlerini merak ediyorum. Şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2761, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : imsel, Tarih : 25-04-2025 10:13
merhabalar,
müvekkiller hakkında murisin kredi borcundan dolayı 2 adet takip başlatılmış,miras gerçek olarak reddedilmiş.takibe mirasın reddi dolayısıyla itiraz edecez. müvekkillere (4 kişi )tebliğ edilmeden itiraz geçerli olur mu? birine tebliğ var diğerleri henüz almamış tebliği.ya da uyaptan gördüğümüz için itiraz etsek geçerli olur mu? bir de 4 nünde vekaleti var.borçlu gösterilenleri yazarak tek dilekçe ile itiraz etsek yeterli mi yoksa ayrı ayrı mı itiraz edilecek? çünkü ayrı olursa ayrı ayrı vekalet harcı kesilecek.teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1919, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : av.aleyna, Tarih : 24-04-2025 13:35
Meslektaşlarım, aynı şirkete karşı birden fazla fatura alacağına dayalı -her bir fatura için ayrı ayrı- icra takibi başlattık. itiraz edildi. arabuluculuk başvurularını ayrı ayrı gerçekleştirdik. şimdi tüm son tutanakları ek olarak ekleyerek, tek bir dava halinde itirazın iptali davası açabilir miyim.
taraflar aynı, alacağın türü aynı, yetkili görevli mahkeme aynı
ancak icra dosyaları farklı.
böyle bir yol denediniz mi yardımcı olursanız sevinirim
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1979, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : av.aleyna, Tarih : 24-04-2025 13:32
Meslektaşlarım, ticari alacağa ilişkin icra takibi başlattık ve itiraz edildi. itirazın iptali davası açmadan arabuculuğa başvurduk. arabuluculuk son tutanağı akabinde 2 haftalık dava açma süresi gibi bir durum söz konusu değildir diye biliyorum ancak böyle bir süre olduğuna ilişkin birkaç bilgi notu okudum.

arabuluculuk son tutanağı akabinde, itirazın iptali davası açmak için süre genel süre olan 1 yıllık süre değil midir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1859, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Balkesavukat10, Tarih : 23-04-2025 09:00
Müvekkil şirket çalışanı içerisinde "yönetim ve çalışma saatleri bana uymadığından iş sözleşmemin sonlandırıyorum. Tazminatımın ödenmesini talep ediyorum." ibaresi yer alan bilgisayar çıktısı bir dilekçe getirmiş, altında da ıslak imzası var. İstifa olarak çıkış yapılması halinde dilekçenin el yazısı ile yazılmamış olması sorun teşkil eder mi ?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1828, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat9444, Tarih : 23-04-2025 07:56
Merhaba. Tapu iptal tescil davası açacağım kişinin alacaklısı, aslında müvekkilin olan arsanın icra yoluyla satışını istemiş. Şimdi ben bugünden sonra dava açıp icra yoluyla satışları da ihtiyati tedbir kapsamında talep etsem, bu satışlar durur mu?

Bir çözüm yolu var mı?

Şöyle ki, müvekkilin de dahil olduğu bir grup kişiden (100 küsür kişi) ücret alan ve arsa alacağını, taşınmaz daire yaptıracağını söyleyen güvendikleri ve memur bir arkadaşları, aldığı paralarla satın aldığı arsaları kendi üzerine noterde tescil ettiriyor. Ancak kendisi devlet memuru olduğu için cezai süreçten korkarak notere gidip "Düzenleme Şeklinde İfade Tespit Tutanağı" başlıklı noter beyanında “… yukarıda yazılı taşınmazların aşağıda ismi yazılı kişilerin müşterek malı olduğunu, taşınmazların kendi paraları ile satın alındığını, her ne kadar tapu senetleri benim adıma tanzim edilmiş ise de gerçekte bu taşınmazların benim olmadığını hiçbir baskı, cebir ve tehdit altında olmaksızın kendi serbest irademle beyan ve ifade ederim." Diyerek, beyanda bulunuyor. Bunun üzerine davan açan kişiler tapularını alıyor ve dava sürecinde ihtiyati tedbir talepleri kabul ediliyor. Müvekkilim gibi henüz dava açmayan açsa da ihtiyati tedbir koyduran ancak tapusunu almayan 45 kişi kalmış durumda. Dolayısıyla daha önce mahkemeyi ikna edip tedbir koyduran ve tapusunu alanlar var biz o emsalleri de sunacağız. Teminat isterse onu da veririz. Ama sorun şu müvekkil gibi henüz davasını dahi açmamış kişiler, icra yoluyla arsaları başkasına satılırsa ne yapacaklar? Yarın dava açarken ihtiyati tedbirin cebri icrayı da kapsayacak şekilde konulmasını istesek ya da ihtiyati haciz talep etsek, bir şekilde hak kaybını önleyebilir miyiz?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1947, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : _M.CAN_, Tarih : 22-04-2025 16:03
Merhaba , İ.İ.K.md 121 kapsamında alacaklı sıfatıyla ikame ettiğimiz ortaklığın giderilmesi davası lehimize sonuçlandı ve kesinleşti. Bu kapsamda davalılardan payları oranında vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin alınmasına hükmedilmiş olup bu hususlardaki ilamlı icramız da itiraza uğramadan kesinleşmiş durumda.

Mevcut durumda müvekkilin maddi yetersizliği sebebiyle satış aşamasına geçemediğimiz ve ne zaman geçebileceğimiz de belli olmadığı için işbu alacaklarımızı mecburen icra takibine konu ettik. Gelinen noktada aylar sonra tüm hacizlerin konulduğu icra dosyamız için borçlulardan sadece biri tarafından bu alacakların münferiden icra takibine konu edilemeyeceği sadece satış aşamasında gözetilebileceği iddiasıyla takibin iptali davası açıldığını öğrendik. Belirttiğimiz üzere, davamız zaten paydaş olmayan 3.kişi niteliğindeki alacaklı tarafından açılmış bir dava olup ortada henüz derdest bir satış dosyası da bulunmamaktadır. Takip talebimizde de zaten tahsilde tekerrür olmamak üzere icra takibi ikame edildiği de belirtilmiştir. Bu mantıkla, devam eden süreçte haricen ödeme / vazgeçme vb. herhangi bir başka sebeple taşınmazların satışı aşamasına geçilmemesi durumunda ortaklığın giderilmesi davasının ilamına dayanan alacakların tahsilinin mümkün olmayacağı şeklinde ilginç bir sonuç da doğacaktır.

Bu kapsamda belki de satış aşamasına hiç geçemeyeceğimiz olasılığı da gözetilerek açılan davanın haksız ve dayanaksız olduğunu düşünüyor, değerli görüş ve yardımlarınızı bekliyoruz. Şimdiden teşekkür eder iyi çalışmalar dileriz.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2269, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Arda, Tarih : 22-04-2025 12:07
Meslektaşlarım merhaba. Fikirlerinizi merak ediyorum.

Elimizde noterde düzenlemiş bir taşınmaz satış vaadi ve arsa payı (kat) karşılığı inşaat sözleşmesi var. Arsa sahibine 7 daire ve 390.000 TL para ödeneceği kararlaştırılmış. Bu paranın ödeme tarihi belirtilmemiş. Sizce bu tarihin belirlenmemesi bu sözleşmeyi geçersiz kılar mı? Veyahut da bu paranın ödenme tarihi belirlenmediği için sözleşme yapıldığı anda muaccel mi olur?

İyi çalışmalar.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2558, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06077504 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.