Kanallar : Lütfen
Seçiniz |
|
|
|
|
Merhaba
Müvekkil altı yıl önce dairesini evli bir Çifte kiraya veriyor kira sözleşmesi koca adına yapılıyor ve koca tarafından imzalanıyor fakat iki sene önce kiracı çift boşanıyor ve evde kadın kalmaya devam ediyor, evi kullanın kadın arkadaş tarafından herhangi bir yazılı bildirim mal sahibine yapılmıyor sadece sözlü olarak durum mal sahibine iletiliyor.
Düşük kira bedeli sebebiyle KİRA TESPİT DAVASI açılacak .
ödemeler son iki yıldan beri sürekli evde kalan kadın tarafından yapılıyor ,
Sorum şu ; KİRA TESPİT DAVASI veya icra takibi kime karşı yapılmalıdır?
|
|
|
|
Değerli Meslektaşlarım merhaba,
Kafamı karıştıran bir konuda görüşlerinize başvurmak istedim. Şöyle ki; müvekkil evlilik öncesinde bir mağazadan mobilya almış ancak mobilya eve getirilip kurulduktan belli bir süre sonra ayıplı olduğu ortaya çıkmış. Bunun üzerine tüketici mahkemesinde dava açıldı ve söz konusu mobilyaların davalının iade alarak davacıya bedelini iade etmesine karar verildi.
Davalı mağaza sahibi, mobilyaları almak istemiyor veya bu yönde bir girişimde bulunmuyor. Müvekkil parasını alıp yeni mobilya almak istiyor ancak evdekileri çıkarması gerek. Malumunuz olacağı üzere mobilyanın bir noktaya taşınması ve saklanması ayrı bir masraf ve müvekkil bu masrafı yapmak istemiyor.
Gelinen noktada müvekkile daha fazla masraf yaptırmadan mobilyanın iadesi ve paranın alınması için nasıl bir icra yöntemi uygulanmalıdır?
Saygılarımla
|
|
|
Yazan : GZMGLSN,
Tarih : 26-11-2024 13:22
|
Meslektaşlarım merhaba ;
Suriye uyruklu iki çocuk savaş anında Suriye sınırından geçerek dayılarının yanına geliyor. Ancak çocukların velisi olan anne ve babası Suriye'de kalıyor. Çocukların dayıları çocukları okula yazdırmak için çocuklara kimlik belgesi almak için başvuruda bulunsa da vasisi olmadığı için işlem yapamıyor. Sorum şu; Velayet kaldırılmadan çocuklara dayısının vasi olarak atanması mümkün müdür? Velayetin kaldırılması davası açılırsa süreç çok uzayacak ve çocuklar eğitim hayatından bu süreçte mahrum kalacak. Bu hususa ilişkin istisnai bir durum veya emsal karar var mıdır ?
Vereceğiniz cevaplar için şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
Değerli meslektaşlarım öncelikle herkese merhabalar. Müvekkilimin babası hem fiziksel hem de zihinsel anlamda engelli ve tek başına yaşayamayacak durumda. Müvekkili babasına vasi olarak tayin ettirmek istiyoruz. Burada dikkat etmem gereken hususlar nelerdir? Kısıtlı adayı olan babasının ikamet adresi Sulh Hukuk Mahkemeleri burada yetkili midir? Vekaletnamede özel bir yetki gerekir mi yoksa genel dava vekaletnamesi ile bu dava açılabilir mi? Çok teşekkür ediyorum yanıtlarınız için.
|
|
|
|
Merhaba Sayın Meslektaşlarım;
Müvekkilim müteahhit firmayla kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlemiş noterde. Sözleşmeye de ruhsat alım tarihinden itibaren 20 ay içerisinde taşınmazların teslimi öngörülmüş. Ancak Müteahhit firma 4 yıldır henüz inşaata başlamadığı gibi inşaat ruhsatı da almamış. bu koşullar altında sözleşmeyi haklı nedenle feshedebilir miyiz? sözleşmede ruhsatın alınma tarihiyle ilgili bir hüküm bulunmamakta.
Değerli görüşleriniz için şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
Merhabalar , bir müvekkilim bir arkadaşına elden verdiği ve bankadan gönderdiği paralar için yazılı belge olması adına senet düzenliyor. Her 2 tarafta senet düzenlemeyi bilmediği için senet üzerinde borçlu ve alacaklı isimlerinin yazılacağı yere borçlu kendi adını yazıyor. Daha sonrasında bunu fark eden alacaklı senedin üzerinde ilk yazılan isim belli olacak şekilde alacaklı kısmında yazan isimin üzerine çizgi çekip kendi adını yazıyor. Senet bu haliyle bana geldiğinde senedin kambiyo senedi vasfından emin olmadığım için örnek 7 takip başlattım ancak borçlu imzaya ve borca itiraz etti. Bu durumda itirazın kaldırılması/itirazın iptali yoluna mı yoksa alacak davası yoluna mı gitmeliyim. Değerli görüşleriniz için şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
Merhaba,
Müvekkil adına hem ihtiyaç sebebiyle tahliye davası hem de kira tespit davası açmayı planlıyoruz,
Dava şartı arabuluculuğu yerine getirmek maksadıyla kira tespit için ayrı bir arabulucu dosyası ihtiyaç sebebiyle tahliye davası için ayrı bir arabuluculıuğa başvurmamız mı gerekir?
Yoksa tek bir arabulucu dosyası ile hem kira tespit hem de tahliye davası dava şartı arabuluculuğu yerine getirebilir miyiz?
Kiracı tarafla daha öncesinden görüştük anlaşma durumumuz söz konusu değil bu sebeple sadece usulü yerine getirmek maksadıyla arabuluculığa basvuracağız
Çok teşekkürler
|
|
|
Yazan : AHMET01,
Tarih : 22-11-2024 23:51
|
TBK m. 152 "Asıl alacak zamanaşımına uğrayınca, ona bağlı faiz ve diğer alacaklar da zamanaşımına uğramış olur." düzenlemesinden hareketle; "Asıl alacağa bağlı diğer alacaklar, Asıl alacak zaman aşımına uğramadan onlar da zamanaşımına uğramaz" diyebilir miyiz? Yoksa bu durum farklı mıdır? Bu konuda ayrıca içtihat varsa paylaşılırsa çok memnun olurum. Verilecek değerli katkılar için şimdiden teşekkürler.
|
|
|
|
Merhaba müvekkilin babası 2016 yılında rahmetli olmuştur, daha sonra 2018 yılında eşi ve çocuğu miras intikali gerçekleştirmeden Yani tapu hala babasının üzerine gözükürken Anne Kiraya veren sıfatıyla evi bir kiracıya kiraya veriyor, Altı yıl boyunca bütün kiralar anne kiraya verene yatırılıyor.
Sorum şu ihtiyaç sebebiyle tahliye davası veya açılacak olan kira tespit davasında davacı olarak kiraya veren anneyi göstermemiz, davalı tarafından herhangi bir husumet itirazına maruz kalır mı?
Kiraya veren olarak anne adına ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açılması mümkün müdür ?
|
|
|
Yazan : turbo,
Tarih : 21-11-2024 20:47
|
Merhaba meslektaşlarım.
Biraz basit bir soru olacak.
Delil tespiti davalarında gerekçeli karar oluyor mu?
Dosyada bilirkişi raporu alındı. Taraflar, rapor hakkında beyan ve itirazlarını sundular. Mahkemece ihtiyati tedbir kararı da verildi.
Ancak sonrasında herhangi bir gerekçeli karar yazılmadı.
Şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
Yazan : nisanur,
Tarih : 21-11-2024 13:13
|
merhabalar,
bir dosyamızda maalesef süreyi yanlış hesaplamışız ve cevap süresini kaçırmışız. hukuk genel kurulunun kararı varmış tanık dinletebiliyoruz sanırım ancak bu durum daha önce başına gelen oldu mu acaba? nasıl bir yol izlediniz? teşekkür ederim.
|
|
|
|
1- Meslektaşlarım merhaba, müvekkilim ile kiracı arasında 25.10.2022 tarihli 5500 TL aylık bedelli yazılı kira sözleşmesi vardır.
2- Taraflar sözleşmenin yenilendiği 2023 Ekim ayında şifahen kira bedelini 12.000,00 TL olarak belirleyip sözleşmeye devam etmişlerdir.
3- Kiracı 2023-2024 kira yılının ilk 7 ayını 12.000,00 TL olarak banka yoluyla, açıklamaya hangi ayın kira bedeli ise o ayı yazarak ödemiştir.
4-Kiracı Mayıs ayından itibaren kiraları ödememiş, Mayıs, Haziran, Temmuz için toplam 36.000 TL üzerinden Örnek 13 takibi başlatılmıştır.
5-Kiracı takibe, "sözleşmeden anlaşılacağı gibi yasal oranda artış yapıldığı, kira bedelinin 8550 TL olduğu, şimdiye kadar 84.000 Tl ödeme yapıldığı, Temmuz ayına kadar toplam kira bedelinin 85500 Tl olduğu, bakiye alacağın 1500 Tl olduğu" şeklinde itiraz edip takibi durdurmuş, bakiye 1500 Tl'yi dosyaya ödemiştir.
6-Ağustos ayı kirasının da ödenmemesi üzerine, yine 12.000 Tl bedel üzerinden Örnek 13 takibi yapılmış, borçlu bu sefer "yasal orana göre artış yapılmış kira bedeli 8550 Tl'dir, alacaklı görünen tarafa müvekkilin herhangi bir borcu yoktur" diyerek borcun tamamına itiraz etmiş, 30 gün içinde de kabul ettiği bedeli ödememiştir.
7-Kiracının bildirdiği 8550 Tl kabul edilse bile son durumda Ağustos ayı kirası ödenmemiş durumdadir. Fakat aslında Ekim 2023'te yasal artış oranı %25'tir. Sizce Mahkeme kiracının bildirdiği bedeli ödemediğini tespit edip tahliye kararı mı verecektir yoksa yasal artış oranına göre kirayı tekrar hesap edip bir karara mı varacaktır? Nitekim %25'e göre artış hesaplandığı takdirde kiracı, tüm yılın kira bedelini ödemiş hatta üzerine fazla ödeme yapmış durumdadır. Yargıtay ilamlarında kiracının bildirdiği bedele göre değerlendirme yapılmasına ilişkin 5-6 ilam gördüm fakat hepsinde sözlü kira ilişkisi var.
8-Son sorum ise şudur: kira sözleşmesinde mecurun adresinde sokak ismi ve site numarası eksiktir yani yazılmamıştır. Mahalle ismi, Site ismi ve sitenin içindeki bağımsız bölümün numarası vardır. Site müstakil evlerden teşkil bir site olup, yazılı numaralı bağımsız bölümden bir tane vardır, o da tahliyesini istediğimiz taşınmazdır. Sokak ismi konusunda ise, o mahallede o isimde tek bir site vardır. Hatta mecurun bulunduğu adrese gönderdiğimiz ödeme emirleri, borçlunun tanınmamasından ötürü iade dönmüştür, adresin bulunmasında bir sorun çıkmamıştır. Hatta iade mazbatasında beyanı veren site görevlisinin ismini teyit ettiğimizde, mecurun bulunduğu sitenin görevlisi olduğunu anladık. Yani PTT memuru sözleşmede gösterilen eksik adresle doğru yere gitmiştir. Biz sözleşmede yazılana sadık kalmak için takip talebinde sözleşmede yazan adresi kullandık, İcra Mahkemesine itirazın kaldırılmasına başvururken de bu adresi mi kullanmamızda bir sakınca var mıdır? Ya da tam adresi mi kullanmalıyız? Takip talebi ile itirazın kaldırılmasındaki adresin birebir aynı olmaması sorun yaratır mı?
Şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
Merhaba meslektaşlarım.
Açmış olduğum işçilik alacağı davasında , dava dilekçemin içeriğinde puantaj kayıtlarının ekte sunulduğunu belirterek dava dilekçem ekinde puantaj kayıtlarını sundum.Ancak dava dilekçesinin delil kısmında buna değinmedim. Sadece işçi özlük dosyası (bordro , iş akdi feshi belgeleri ve puantaj kayıtlarının davalıdan istenmesi) diye belirttim. Bu hususta sunmuş olduğum puantaj kayıtları da delil olarak nitelendirilecektir değil mi? Şimdiden yardımlarınız için teşekkür ederim.
|
|
|
Yazan : iremis,
Tarih : 15-11-2024 14:23
|
Meslektaşlarım Merhaba,
Site yönetiminin ruhsatsız olarak yaptığı duvar nedeniyle müvekkilimin site içindeki taşınmazının önü kapandı. Bu sebeple ecrimisil davası açmak istiyorum. Bildiğiniz üzere meni müdahalenin aksine bu durumda asliye hukuk mahkemeleri görevli olacak.
Site Yönetiminin taraf ehliyeti olmadığına ilişkin Yargıtay kararları sebebiyle tereddüt ettim. Sizce bu ecrimisil davasında site yönetimini davalı göstermem mümkün mü? Sitede 150 daire var dolayısıyla kat maliklerine dava açmam imkansız. Tecrübeleriniz ve düşünceleriniz nelerdir? Şimdiden teşekkür ediyorum
|
|
|
|
Merhabalar Temmuz ayında yaya olan müvekkile araç çarptı. Sürücü %100 kusurlu. Sonuç olarak müvekkilin el bileği kırıldı ve ameliyat oldu.
Geçici ve sürekli iş görmezlik için sigortaya başvuracağım. Ancak konu hakkında kendimi çok yetkin hissetmemem sebebi ile hesaplamalar, talep edilebilen alacak kalemleri vs. ile ilgili bir kitap almak istiyorum. Önerisi olan meslektaş yardımcı olursa çok sevinirim .
|
|
|
Yazan : ealegal,
Tarih : 14-11-2024 15:38
|
Herkese merhaba,
Daha önce borçlu kiracı hakkında 13 örnek başlattığımız icra takibine ilişkin itirazın kaldırılması ve tahliye talepli dava ikame etmiştik.
Ancak İcra Hukuk Mahkemesi, 30 günlük ödeme süresi beklenmeden davanın açıldığı gerekçesiyle kısmen kabul kararı vererek itirazın kaldırılmasına ancak TAHLİYE TALEBİNİN REDDİNE karar vermiş ve karar kesinleşmişti.
Ancak aradan 1 yıl geçmiş olmasına rağmen kiracı bu icra dosyasındaki borcunu halen ödemedi. Bu durumda, ödenmeyen kira alacağına ilişkin aynı icra dosyası yönünden tahliye talep edilebilir mi?
Desteğiniz için şimdiden teşekkürler.
|
|
|
Yazan : hırs,
Tarih : 13-11-2024 09:22
|
Davacı babasına vekalet veriyor baba da taşınmazı annenin üzerine devrediyor.Baba vefat ettikten sonra oğlu annesine vekalet görevinin kötüye kullanılması sebebi ile tapu iptal açıyor.Davacı tanıkları davacının eşinin boşanma davası açacağını buranın elden gitmemesi için davacının babasına kendi üzerine ya da kardeşinin üzerine almasını istediğini ama babanın annenin üzerine verildiğini söylüyorlar.Dava konusu taşınmaz evveliyatında babadan oğula yurt dışına çıkabilmesi için verilmiş.Bu taşınmazda hep anne ve baba yaşamış,kiraları bile onlar almış.Tabiki karşı taraf evin yapılmasına yardım ettiği için babasının evi kendisine verdiğini söylüyor.Baba da hep davacının vekaleti olmuş zaten.
Bu halde davacı tanıklarının beyanları da nazara alındığında davacının iradesi ile ve zararlandırma kastı olmadığını dolayısıyla vekalet görevinin kötüye kullanılmadığı kabul edilebilir mi?
|
|
|
Yazan : ŞELALE,
Tarih : 12-11-2024 15:54
|
Merhaba, 10.000 TL kısmi alacak davası açtık kısmen ıslah için süre verdi fakat müvekkil kısmen ıslah yapmak istemiyor. Bununla ilgili hukuki sorumluluğuma ilişkin müvekkilden nasıl bir beyan almalıyım ? Teşekkür ederim. İyi Çalışmalar dilerim.
|
|
|
Yazan : Y#kup,
Tarih : 08-11-2024 17:08
|
Merhabalar deĝerli meslektaşlarım
İhtiyati tedbire itiraz duruşmasında mahkeme bilirkişi raporunun beklenmesi icin 4 ay sonraya gün verdi.ihtiyati tedbir davanin sonucuna göre şekillenecekse ihtiyati tedbir kurmunun ne anlamı var? ihtiyati tedbir acil işlerden deĝilmi? ayrıca mahkemeden sonra uyapdan kontrol ettigimde savunmamda; eksiklikler tamamlansin bilirkisi rapor beklensin diye bir savunma vermisim.boyle.bir savunmada bulunmadim.ilk defa boyle durumla karsi karsiya kaliyorum.böyle.bir savunmaya binaenmi ihtiyati tedbir durusmasi ertelendi yoksa bu olağan bir durummu?
|
|
|
|
Üstadlarım merhabalar,
10.11.2019 başlangıç tarihli kira sözleşmemizde 10.11.2024 tarihi itibariyle 5. yıl dolmaktadır. fakat;
1-) kira sözleşmesine konu olan taşınmazla ilgili olarak ihtiyaç sebebiyle tahliye davası tarafımca açılmış ve dava kazanılmıştır. fakat karşı taraf davayı uzatmak amacıyla dosyayı istinaf mahkemesine göndermiştir. bu aşamada ihtiyaç sebebiyle tahliye davamız istinaf aşamasındayken kira tespit davası açabilirmiyim? Zira, karşı taraf 4+1 havuzlu site içindeki villada 9 binTL 'ye oturmakta olup, ödediği kira bedeli emsallerinin çok altındadır. Kira tespit davası tahliye dosyamızı olumsuz yönde etkiler mi? Ya da tahliye dosyamız kira tespit davamızı olumsuz yönde etkiler mi?
2-) kira sözleşmemizin başlangıç tarihi 10.11.2019 olduğu için 30 gün önceden ihtar çekme ya da dava açma şansımızı kaçırdık. Fakat;
Tbk 345 uyarınca ''Sözleşmede yeni kira döneminde kira bedelinin artırılacağına ilişkin bir hüküm varsa, yeni kira döneminin sonuna kadar açılacak davada mahkemece belirlenecek kira bedeli de, bu yeni dönemin başlangıcından itibaren geçerli olur.'' maddesiyle 10.11.2024 tarihinden sonra arabuluculuğa başvurulup dava açılsa hükmedilecek olan kira bedeli dava tarihi ya da 10.11.2024 tarihinden itibaren mi geçerli olur? yahut, 10.11.2025 tarihinden itibarenmi yeni kira bedeline hükmedilir? Sözleşmemizde ''tüfe'' oranında arttırılmasına ilişkin artış maddeside bulunmaktadır.
teşekkürler..
|
|
|