Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tapunun birden çok iptal nedeninin aynı davada ileri sürülebilmesi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-11-2015, 14:15   #1
Av.Ömer Erlat

 
Varsayılan Tapunun birden çok iptal nedeninin aynı davada ileri sürülebilmesi

Bildiğim kadarıyla tapu iptal ve tesçil davaların da, davacı, birbiriyle çelişmedikçe birden fazla iptal ve tescil nedenine dayanabilir. Mesela, aynı zamanda, irade bozukluklarına, ehliyetsizliğe veya muvazaaya dayanılabilir.
Acaba aynı şekilde; aile konutunun muris muvazaası nedeni ile birlikte murisin sağlığında aile konutunu eşin rızasını almadan devretmesi nedenine (TMK 194/1) dayalı tapunun iptali ve tesçil talep edilebilir mi ?
Şayet ikinci neden dava dilekçesinde ileri sürülmemiş ise sonradan ileri sürülmesi davayı değiştirme yasağına tabi olur mu ?
Yoksa, "Hakım, cereyan eden maddi olayda hangi hukuki sebebe göre hüküm verileceği veya hangi hukuki sebebin nazara alınacağını tayin ve takdir etmek durumundadır" denilirse 2. nedenin sonradan ileri sürülmesi davayı değiştirme yasağını ihlal etmez denilebilir mi ?
Yasağa tabi isek; Islah ile 1. neden olan muris muvazaası ile birlikte 2. nedeni de (TMK'194 ) hukuki sebebi olarak ileri sürebilir miyiz ?
İlgilinen ve karar örnekleri ile beni bilgilendirecek meslekdaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.
Av.Ömer Erlat
Old 04-11-2015, 09:25   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan ortada mütelahik(yarışan haklara dayalı) dava vardır

Bunun için ıslaha gerek bulunmamaktadır.Ortada mütelahik(yarışan haklara dayalı) dava çeşidi bulunmaktadır. Mütelahik davalarda davacı talebini veya taleplerini belirli bir hukuki sebebe değil,birden fazla hukuki sebebe dayandırır. Hakim yarışan bu hukuki sebeplerden olaya uygulanacak olanı bulup uygulamak durumundadır.Diye düşünüyorum.
Old 04-11-2015, 15:29   #3
Av.Ömer Erlat

 
Varsayılan

Sayın Kocabaş,
Öncelikle ilginize teşekkür ederim. Yarışan haklardan olduğu ve ıslah gerekmeyeceği hususu benim de benimsemeyi arzu ettiğim bir yaklaşım. Sorumu yöneltmeme neden olan Y. 1. HD. 2002/14269 E.-2003/372 K. sayılı kararındaki;
"Somut olayda, davacı taraf celse arası verdiği 8.10.2001 havale tarihli dilekçe ile davada dayanılan ehliyetsizlik nedenini muris muvazaası nedeniyle iptal, tesçil olmadığı takdirde tenkis olarak ıslah ettiğini açıklamış, duruşmada dilekçesini tekrarladığını belirtmiştir. Davalı aynı oturumda ıslaha karşı çıkmamıştır. Bu durumda, ıslah ile davanın konusu değil davada dayanılan hukuki sebep değiştirilmiştir. Böylece davaya ölünceye kadar bakma aktinde muvazaa nedeniyle iptal, tescil ve tenkis isteği olarak bakılmalıdır. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. SONUÇ : Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine 16.1.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
Islaha yapılan atıf.

Tekrar teşekkürler.
Av.Ömer Erlat
Old 04-11-2015, 15:39   #4
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Erlat
aile konutunun muris muvazaası nedeni ile birlikte murisin sağlığında aile konutunu eşin rızasını almadan devretmesi nedenine (TMK 194/1) dayalı tapunun iptali ve tesçil talep edilebilir mi ?
Şayet ikinci neden dava dilekçesinde ileri sürülmemiş ise sonradan ileri sürülmesi davayı değiştirme yasağına tabi olur mu ?


Sizin dava dilekçenizde talebiniz tam olarak neydi? Yukarıdaki anlatımdan tam anlaşılamıyor.
Old 04-11-2015, 15:56   #5
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
"Somut olayda, davacı taraf celse arası verdiği 8.10.2001 havale tarihli dilekçe ile davada dayanılan ehliyetsizlik nedenini muris muvazaası nedeniyle iptal, tesçil olmadığı takdirde tenkis olarak ıslah ettiğini açıklamış, duruşmada dilekçesini tekrarladığını belirtmiştir. Davalı aynı oturumda ıslaha karşı çıkmamıştır. Bu durumda, ıslah ile davanın konusu değil davada dayanılan hukuki sebep değiştirilmiştir. Böylece davaya ölünceye kadar bakma aktinde muvazaa nedeniyle iptal, tescil ve tenkis isteği olarak bakılmalıdır. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. SONUÇ : Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine 16.1.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
Dava dilekçesinde hiç bahsi geçmeyen bir talep olan tenkis için ıslaha gerek var diye düşünüyorum.

Yine Yargıtay kararında, davacının davasını açarken sadece ehliyetsizlik hukuki sebebine dayandığı anlaşılmakta; davacının davasında muvazaa iddiasının dinlenilebilmesi için yine ıslaha ihtiyaç vardır.

Saygılarımla,
Old 05-11-2015, 13:34   #6
Av.Ömer Erlat

 
Varsayılan

Sayın Bozoğlu,
Öncelikle konuya ilginiz için teşekkür ederim.
Muris muvazaası nedeniyle tapu iptal olmazsa tenkis talepli dava açtım. Sonradan muvazaaya konu taşınmazın aile konutu olduğunu ve murisin aile konutunu çocuklarına devrettiğini öğrendim ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davada murisin çocukları ve onlardan taşınmazı iktisap eden murisin birinci eşi aleyhine TMK'194/1. yazılı hukuksal nedene dayalı olarak da tapu iptali talep edebileceğimi fark ettim.
Sorum bu somut problem etrafında toplanıyor.
Selamlar.
Av.Ömer Erlat
Old 05-11-2015, 16:09   #7
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Erlat
Sayın Bozoğlu,
Öncelikle konuya ilginiz için teşekkür ederim.
Muris muvazaası nedeniyle tapu iptal olmazsa tenkis talepli dava açtım. Sonradan muvazaaya konu taşınmazın aile konutu olduğunu ve murisin aile konutunu çocuklarına devrettiğini öğrendim ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davada murisin çocukları ve onlardan taşınmazı iktisap eden murisin birinci eşi aleyhine TMK'194/1. yazılı hukuksal nedene dayalı olarak da tapu iptali talep edebileceğimi fark ettim.
Sorum bu somut problem etrafında toplanıyor.
Selamlar.
Av.Ömer Erlat
Görevli Mahkeme aile mahkemesi olmayacak mı bu durumda?
Old 05-11-2015, 16:28   #8
Av.Ömer Erlat

 
Varsayılan

Değerli Meslekdaşlarım,
Bilindiği üzere, muvazaalı işlem geçersiz olup; hiçbir hüküm ve sonuç doğurmaz. Ayrıca belirli bir sürenin geçmesiyle veya tarafların olurları ( rızaları ) ile geçerli hale gelemez. Mahkemece kendiliğinden ( resen ) gözönünde tutulur.

Davacı kadın, dava konuşu taşınmazın aile konutu olduğunu iddia ile diğer davalı Ö'ye yapılan satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle tapu kaydının iptali ve tescilini istemiştir. İstek Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine dayanmaktadır ve Aile Hukukundan doğmaktadır.(Y.2.HD.05.03.2007 gün ve 2007/2341 E.-2007/2341 K.)

Muris muvazaası ve/veya TMK'nun 194/1. aykırı temlik nedeniyle muvazaalı satış her ikisi de sonuç olarak aynı hukuksal nedene, "Muvazaa" ya dayalıdır. Muvazaa olgusu hakim tarafından resen göz önüne alınır. Denildiğinde Sayın Kocabaş'ın ıslah gerekmeyeceği yönündeki görüşünün daha doğru olabaileceğini düşündüm. Paylaşmak istedim.

Bu arada Sayın Bozoğlu'nun göreve ilişkin sorusu geldi.
Y.14 HD. ve Y.2.HD. nin kararları müşterek, aile mahkemesi görevli.Aşağıdaki linkte açıklayıcı kararlar mevcut.
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=19751

Evet şimdi benim için yeni bir soru daha var. Biraz daha düşünmeliyim.
İlginize teşekkür ederim.
Old 05-11-2015, 16:36   #9
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Mutlu Düşünceler,,

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Erlat
Bu arada Sayın Bozoğlu'nun göreve ilişkin sorusu geldi.
Y.14 HD. ve Y.2.HD. nin kararları müşterek, aile mahkemesi görevli.Aşağıdaki linkte açıklayıcı kararlar mevcut.
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=19751

Evet şimdi benim için yeni bir soru daha var. Biraz daha düşünmeliyim.
İlginize teşekkür ederim.
Bir de şu var ki; sizin olayınızda taşınmazın aile konutu olduğunun öncelikle TESPİTİ gerekiyor.

Ve bu husus tamamen aile mahkemesinin görevinde diye düşünüyorum.
Alıntı:
murisin sağlığında aile konutunu eşin rızasını almadan devretmesi nedenine (TMK 194/1) dayalı tapunun iptali ve tesçil talep edilebilir mi ?
Old 05-11-2015, 19:50   #10
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
murisin sağlığında aile konutunu eşin rızasını almadan devretmesi nedenine (TMK 194/1) dayalı tapunun iptali ve tesçil talep edilebilir mi ?


Bence taşınmazın aile konutu olduğu ve bu sebeple tapunun iptal edilmesi gerektiği şeklinde bir ıslaha gerek yok ve yapılmamalı.

Muvazaa sebebiyle açtığınız davada taşınmazın aynı zamanda aile konutu da olduğu ve bu devirler esnasında davacının rızasının alınmadığı belirtilebilir.

Dava muvazaa hukuksal sebebine bağlıdır ve öyle kalmalıdır.

Bu durumda görev açısından da bir sıkıntı olmadığını düşünüyorum.

Saygılarımla..
Old 05-11-2015, 22:19   #11
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Hakim davacının bildirdiği hukuki sebeple bağlı olmayıp davacının dayandığı vakıaya uygulanacak kanun hükmünü kendiliğinden (resen) araştırıp bulmak ve uygulamakla yükümlü olduğundan ,hakların yarışması halinde de (mütelahik davada da ) davacının yarışan kanun hükümlerini noksan göstermiş veya hiç göstermemiş olmasının bir önemi yoktur. Hakim davaya uygulanacak kanun hükümlerini kendiliğinden araştırıp bulmakla yükümlüdür. Burada, hakimin yarışan kanun hükümlerinden davacı için elverişli olan kanun hükmünü kendiliğinden (resen) gözetip uygulaması gerekir. “(B.KURU,R.ARSLAN,E.YILMAZ, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı,2013,sh:272)

Hukuki sebeplerin değiştirilmesi veya genişletilmesi davayı veya savunmayı değiştirme veya genişletme niteliğinde olmadığından bir tarafın bildirmiş olduğu değiştirebilmesi veya genişletebilmesi için karşı tarafın muvafakatine ihtiyacı olmadığı gibi ıslah yoluna başvurmasına da gerek yoktur." (B.KURU… sh: 540)

İlk cevabımdaki “tapu iptali ve tesciltalep neticeli bir davada ıslaha gerek kalmadan “birden fazla hukuki sebebe “ dayanılabileceği hakkındaki görüşümün hakların yarışması/ mütelahik dava tanımına uygun düştüğü kanısındayım. Olayda “talep neticesi “ yada “dayanılan vakıalar” değiştirilmemekte yalnız bildirilen “hukuki sebepler” genişletilmektedir. Hakim davacının bildirdiği yada genişlettiği “hukuki sebeplerle” bağlı olmayıp , gösterilmezse dahi resen araştırıp uygulamakla yükümlü olmakla , burada ıslaha gerek olmadığını söyleyebiliriz.

Hal böyle iken ; aşağıdaki Yargıtay kararında çoğunluk görüşü olarak “ rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersiz ise de, bu geçersizliğin evlilik birliği süresince ileri sürelebileceği . evlilik ölümle veya boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, TMK 194. maddesinin aile konutuna sağladığı korumanın da sona ererek yapılan tasarruf işleminin yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanacağı “ ifade edilmiştir.

Dava konusu taşınmazı devreden eşin öldüğü anlaşıldığına göre olayda TMK madde 194’ deki eşin olurunun alınmaması nedeniyle satışın geçersiz olduğu şeklindeki hukuki sebebe dayanma imkanının kalmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Bununla beraber , Sayın Av.Ufuk Bozoğlunun ifade ettiği gibi " Muvazaa sebebiyle açtığınız davada taşınmazın aynı zamanda aile konutu da olduğu ve bu devirler esnasında davacının rızasının alınmadığı belirtilebilir."Böylece muris muvazaası hukuki sebebinde kötüniyet ve muvazaa unsurlarının varlığı desteklenmiş olur.Diye düşünüyorum.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/12999
K. 2014/15762
T. 7.7.2014

• AİLE KONUTUNUN SATILMASI ( Tapu İptali ve Tescil İstemi - Aile Konutunun Hak Sahibi Eş Tarafından Devri ve Konut Üzerindeki Hakların Sınırlandırılması Diğer Eşin Açık Rızasına Bağlı Olduğu )
• TAPU İPTALİ VE TESCİL İSTEMİ ( Aile Konutunun Satılması - Aile Konutunun Hak Sahibi Eş Tarafından Devri ve Konut Üzerindeki Hakların Sınırlandırılması Diğer Eşin Açık Rızasına Bağlı Olduğu/Rıza Alınmadan Konutla İlgili Yapılan Tasarruf İşleminin Geçersiz Olduğu )
• EŞİN RIZASI OLMADAN AİLE KONUTUNUN SATILMASI ( Tapu İptali ve Tescil İstemi - Rıza Alınmadan Konutla İlgili Yapılan Tasarruf İşleminin Geçersiz Olduğu/Bu Geçersizliğin Rızası Gereken Eş Konutun Bu Vasfını Devam Ettirmesi Koşuluyla Evlilik Birliği Süresince İleri Sürebileceği )
• EVLİLİĞİN SONA ERMESİ ( Eşin Rızası Olmadan Aile Konutunun Satılması Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil İstemi - Evlilik Ölümle veya Boşanma Yahut da İptal Kararıyla Sona Ermiş İse Aile Konutuna Sağlanan Korumanın da Sona Ereceği Ve Diğer Eşin Rızası Alınmadan Yapıldın Tasarruf İşleminin Yapıldığı Andan İtibaren Geçerlilik Kazanacağı )
4721/m.194
ÖZET : Dava, aile konutunun hak sahibi eşten izin alınmadan satıldığı gerekçesiyle tapu iptali istemi ve taşınmazın tapu kaydı üzerine aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır ( TMK md. 194 ). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, ölümle veya boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapıldın tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Dava konusu taşınmazı devreden davalı eş ölmüştür. Evlilik ölüm ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutuolma niteliğini kaybetmiştir. Bu husus gözetilerek konusuz kalan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekirken, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194. maddesine dayanılmak suretiyle yazılı şekilde "dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile muris adına tapuya tesciline" karar verilmesi doğru görülmemiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalılardan Y.. Ç.. tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, aile konutu olan ve hak sahibi eş tarafından diğer eşin rızası alınmadan, davalılardan Y. Ç.'a satılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile, davalılardan Ş. Ü. adına tescili ve taşınmazın tapu kaydı üzerine aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkindir.
Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır ( TMK md. 194 ). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, ölümle veya boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin "ailekonutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapıldın tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Dava konusu taşınmazı devreden davalı eş Ş. Ü. 16.12.2012 tarihinde ölmüştür. Evlilik ölüm ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir. Bu husus gözetilerek konusuz kalan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekirken, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194. maddesine dayanılmak suretiyle yazılı şekilde "dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile muris Ş. Ü. adına tapuya tesciline" karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla, 07.07.2014 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY :
Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutuüzerindeki hakları smırlayamaz. ( TMK. m. 194/1 ) Bu hüküm, taşınmazın tapu kütüğünde konutla ilgili şerhin varlığına bağlı olmaksızın, tasarruf yetksinin kanundan doğan sınırlaması niteliğindedir.
Dava, devir işlemine rızası gereken eş tarafından açılmıştır. Evlilik, dava sırasında davalı eşin ölümü ile sona ermiştir.Bu bakımdan ortada, kural olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 194'ncü maddesi çerçevesinde korunması gereken bir “aile konutu” kalmamış, 194'ncü madde evliliğin sona ermesiyle etkinliğini kaybetmiştir. Ne var ki davacı eşin, aile konutuyla ilgili kanundan doğan haklarını ( TMK. m. 240, 652 ) kullanabilmesi için, konutun mülkiyetinin, ölen eşinin üzerine dönmesinde korunmaya değer hukuki yararı da vardır. Dolayısıyla, davalı eşin ölümüyle evlilik sona ermiş olmakla birlikte, rızası gereken sağ eşin az önce değinilen yasal hakları yönünden davanın esasının konusuz kaldığı söylenemez. Devralan üçüncü kişinin,konutunun aile konutu olduğunu ve taşınmazı kendisine devredenin medeni durumunu ( evli olduğunu ) bildiği toplanan delillerle gerçekleşmiştir. Bu durumda kötüniyetlidir. Taşınmazın tapu kütüğünde “aile konutu” şerhi bulunmasa bile, kötüniyetli olması sebebiyle devralan “iyiniyetli kazanıma” ilişkin haktan yararlanamaz. Bu sebeple mahalli mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma kararma açıklanan sebepe iştirak edilmemiştir.
Old 06-11-2015, 14:50   #12
Av.Ömer Erlat

 
Varsayılan

Sayın Meslekdaşlarım,
Katkılarınız için teşekkür ederim. Yücel Bey zaman ayırıp araştırma yapmışsınız sağolun. YAŞASIN DAYANIŞMA (!)
Önerilerinize katılıyorum. TMK 194/1 e aykırı temliki muvazaa ve kötüniyet savunması olarak ileri süreceğim.
Yücel Beyin gönderdiği kararda yazılı karşı görüşün benim karşılaştığım somut duruma çözüm bulan hakkaniyete uygun bir görüş olduğu kanısındayım.
Benim karşılaştığım olayda muris aile konutunu sağlığında önce çoçuklarına devretmiş onlarda murisin birinci eşi olan annelerine devretmişler. Böylece mülkiyet hakkını kazanan birinci eş, aile konutunda oturan ikinci eş aleyhine haksız işgal sebebiyle tahliye ve ecrimisil davası açtı. Bu davada 2. eş ancak TMK'nun 240-652. Maddelerine dayanabilecek. Ancak, Çoğunluk görüşüne göre 2. eş, muris-koca öldüğü için TMK'nun 194. Maddesi korumasından yararlanamayacak. TMK'nun 240-652. Maddelerindeki düzenlemelerden yararlanması da ancak ölen eşe ait ya da eşlerden ölenin tereke malları arasında olan aile konutu yönünden söz konusu olacaktır. Ama muris ölümünden önce konutu devrettiği için artık ortada böyle bir konut kalmadığı için sağ kalan eşin TMK'nun 240-652. maddelerinin korumasından yararlanması mümkün olamayacak.
Bu durumda, karşı görüşte ifade edildiği gibi "Davacı eşin, aile kontuyla ilgili kanundan doğan haklarını (TMK m. 240-652) kullanabilmesi için, konutun mülkiyetinin ölen eşi üzerine dönemesinde korunmaya değer hukuki yararı vardır."
Selam ve saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Menfi tespit ve istirdat talepleri aynı davada ileri sürülebilir mi? Av.Esn Meslektaşların Soruları 9 12-05-2014 09:42
aynı alacaklının aynı borçluya birden fazla icra takibi yapması ve satış talebi Av.Şakir Meslektaşların Soruları 4 27-02-2011 01:24
Boşanmada davacı ileri sürmediği sebepler i karşı davada ileri sürülebilirmi? Av.fatboz Meslektaşların Soruları 13 02-09-2010 12:56
Bonoda teminat kaydının geçerliliği ve taraflara karşı ileri sürülebilmesi paroxysme Hukuk Soruları 1 06-12-2007 23:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06116796 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.