Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kamulaştırmasız el atmada belirsiz alacak davası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-09-2015, 11:26   #1
Yada

 
Varsayılan Kamulaştırmasız el atmada belirsiz alacak davası

Kamulaştırmasız el atma davalarının belirsiz alacak davası olarak açılması gerektiğini düşünüyorum ancak hiç uygulamamdan geçmedi konuya ilişkin herhangi bir Yargıtay kararı da bulamadım bu konuyla ilgili elinde Yargıtay kararı olan varmıdır acaba yada uygulamasından geçen varmıdır. Saygılarımla...
Old 14-09-2015, 12:36   #2
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan 5.Hukuk Dairesinin Kararları

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2013/5-1467
Karar: 2014/628
Karar Tarihi: 07.05.2014

Dava: Taraflar arasındaki "kamulaştırmasız elatmanın önlenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 09.02.2012 gün, 2011/298 E. - 2012/39 K. sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 11.10.2012 gün, 2012/6554 E.19342 K. sayılı bozma ilamı ile;

(... Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, dava dilekçesinde dava değerinin belirtilmemesi nedeniyle HMK. nun 119/(2) maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

HMK. nun dava dilekçesinin içeriğini düzenleyen 119/(1) maddesinin d bendinde mal varlığı haklarına ilişkin davalarda; dava konusunun değerinin dava dilekçesinde yer alması dava dilekçesinin zorunlu unsurları arasında sayılmış ise de; kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davaları niteliği itibariyle belirsiz alacak davası olup, HMK. nun 107. maddesinde yer alan "Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir" hükmü nazara alındığında davacının taşınmazın bedelini tam ve kesin olarak belirleme imkanı bulunmamaktadır.


Dava konusu taşınmazın bedelinin belirlenmesi, ancak bilirkişi kurulu raporuyla mümkün olacağından; davacı, dava açarken dava dilekçesinde miktar belirtmemiş ise de; maktu harç ve peşin gider avansını yatırdığına göre, asgari miktar üzerinden dava açtığının kabulü gerekeceği gibi, mahkemece bu eksiklik davacıya her zaman açıklattırılarak giderilebilecek mahiyettedir. Davacı, cevaba cevap dilekçesinde de, dava değerini belirtmiş olduğundan, mahkemece eksik harç tamamlattırılmak suretiyle davaya devam edilmesi gerekir. HMK. nun 115/(2) maddesinde, dava şartındaki eksikliğin giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilmesinin öngörülmüş olması karşısında; HMK. nun 119/(2) maddesi; a, d, e ve f bentleri dışında kalan hususların eksik olması halinde bir haftalık kesin süre verileceği, diğer bentlerdeki eksikliğin ise her zaman giderilebileceği şeklinde anlaşılmalıdır.

Bu nedenle; mahkemece söz konusu eksikliğin giderilmesi için davacıya süre verilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi,

Doğru görülmemiştir...),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece; dava dilekçesinde dava değerinin belirtilmediği gerekçesi ile HMK.nun 119/(2) maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacının temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle karar bozulmuştur.

Yerel Mahkemece, önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava dilekçesinin asli unsurlarından olan, dava değerinin belirtilmemesi durumunda, öninceleme aşamasında eksikliğin tamamlatılmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Bilindiği üzere; 492 Sayılı Harçlar Kanunu harç alınması veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış, değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini ve harcı yatırılmaması halinde de ne gibi bir mukteza tayin edileceğini 30. ve 32.maddelerinde hükme bağlamıştır.

Aynı Kanunun 16. maddesinde de; elatmanın önlenmesi, tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda gayrimenkulün değerinin nazara alınacağı, değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesinin mecburi olduğu, gösterilmemişse davacıya tespit ettirileceği, tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesinin muameleye konulmayacağı belirtilmiştir.

Öte yandan, dava dilekçesinde nelerin yer alması gerektiği hususu 6100 sayılı HMK'nun 119. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiştir. 2. fıkrasında ise birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, eksikliğin tamamlanması için bir haftalık kesin süre verileceği ve bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durumda, HMK. nun 119/2 maddesinin de; a, d, e ve f bentleri dışında kalan hususların eksik olması halinde bir haftalık kesin süre verileceği, diğer bentlerdeki eksikliğin ise her zaman giderilebileceği şeklinde anlaşılması gerekmektedir.

HMK. nun 115/2 maddesinde de, dava şartındaki eksikliğin giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilmesi öngörülmüştür.

Bu yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, davacının taşınmazın aynına yönelik bir dava açtığı, dava dilekçesinde değer gösterilmediği, cevaba cevap dilekçesinde taşınmazın ve muhtesatın değerlerinin belirtildiği, dava açılırken başvuru harcı ve peşin harç yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda dava taşınmazın aynına yönelik bulunduğundan, taşınmazın dava tarihindeki gerçek bedelinin belirlenmesi ancak mahallinde yapılacak keşif sonucu alınacak bilirkişi kurulu raporuyla mümkün olacaktır. Diğer taraftan, dava açılırken başvuru harcı ve peşin harç yatırdığına göre, asgari miktar üzerinden dava açtığının kabulü gerekir. Mahkemece yapılacak iş, 6100 sayılı HMK'dan daha özel olan Harçlar Kanunu 16. maddesi uyarınca dava değerinin tespit ettirilmesi, eksik harcın yatırılması için önel verilip sonucuna göre işlem yapmak olmalıdır.


O halde, yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2014 gününde oybirliği ile, karar verildi.


5.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/25757
Karar: 2014/12497
Karar Tarihi: 06.05.2014



Dava: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş, davacılar vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 06.05.2014 günü temyiz eden davacılar vekilinin yüzüne karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden temyiz eden davalı idareler vekillerinin yokluklarında duruşmaya başlanarak, davacılar vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki kâğıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:




Karar: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.


Mahkemece F. K. ve H. T. Y. mirasçıları adına açılan davaların reddine, diğer davacılar adına açılan davaların ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.


1- H. T. Y. mirasçıları adına usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi doğru ise de; tüm dosya kapsamından davacılardan F. K.'in dava açıldıktan sonra 20.05.2006 tarihinde ölmesi üzerine davacılar vekili tarafından adı geçen şahsa ait veraset ilamı ve mirasçılarına ait vekaletnameler ibraz edilerek davaya katılmaları sağlandığından, F. K. mirasçıları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi,


2- Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davaları usul hukuku açısından belirsiz alacak davası niteliğinde olup, davacılar vekili tarafından fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle 34.000,00-TL üzerinden açılan asıl dava ile, 12.000-TL üzerinden açılan birleşen davada, davacılar vekili tarafından sonradan harcın tamamlandığı gözetilerek, HMK'NUN 107/2. maddesi uyarınca tamamlanan harç miktarı dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,


3- Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan raporlar ve yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; dosyada mevcut 03.04.2006 tarihli bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmaza 100,00-TL m2 birim fiyatı takdir edildiği halde, hükme esas alıann 03.01.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporunda aynı emsal incelemek suretiyle aynı değerlendirme tarihinde 233,42-TL m2 birim fiyatı belirlemiş olup bu itibarla alınan her iki rapor inandırıcı bulunmamıştır.


Bu durumda mahkemece taraflara yeniden emsal bildirmeleri için süre verilip, gerektiğinde resen emsal celbi yoluna gidilerek dava konusu taşınmaz başında keşif yapılarak emsal taşınmazların akit tabloları ve dava konusu taşınmaz ile emsallerin arsa m2 rayiç bedeli takdir komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas değerleri ve emsallerinin imar durumları getirtilip, üstünlük oranı yönünden de denetleme yapılarak alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,


Doğru görülmemiştir.


Sonuç: Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, temyiz eden davacılar yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1100,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 06.05.2014 gününde oybirliğiyle, karar verildi.
Old 02-08-2016, 12:18   #3
Avukat1122

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım,
İmar planından kaynaklı hukuki el atma mevcut olan olayda idari yargıda dava açmayı düşünüyorum. Belirsiz alacak davası olarak açmam mümkün müdür? Değerli görüşlerinizi bekliyorum...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacak bir konuda belirsiz alacak davası açılması lawyer0202 Meslektaşların Soruları 7 20-09-2019 11:33
Sözleşmenin ihlalinden doğan alacak davası belirsiz alacak davası serdar30 Meslektaşların Soruları 0 02-12-2014 17:12
SGK belirsiz alacak davası consono Meslektaşların Soruları 3 08-05-2014 09:32
Belirsiz Alacak Davası Av.Belgin Tunca Meslektaşların Soruları 1 30-07-2013 12:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05373406 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.