Taşınmaz Satış İhalesinin İptali - Mirasçılar adına geri tescil - İptal Davasına Katılmayan Malik'in Payı - İfraza Karşı Dava

Müvekkil (X); (A)'nın terekesinde bulunan 2 adet g.menkulün satışa çıkarılması sonrası tereke mirasçıları (AA)'nın en yüksek peyi ileri sürmesi, buna mukabil bu peyi yatırmaması üzerine 2.en yüksek pey ileri süren (AB)'ye teklif yapılması, onun da bu peyi ile bağlı kalmayacağını İcra Md.'ne bildirmesi üzerine İcra Md. tarafından yapılan ilan ile çıkılan 2.staış ihalesinde ihaleyi alan 3.kişidir. Müvekkil aynı zamanda (AB)'nin çocuğudur da.

Tereke mirasçıları (AB hariç) ikinci ihalenin usulüne uygun yapılmadığı gerekçesi ile ihalenin iptali davası açarlar ve davayı kazanırlar. (Temyiz ile bu karar onanır.)

Tereke mirasçıları (AB hariç) ihalenin iptali davasının kazanılması üzerine kaydın düzeltilmesi davası açarlar ve yerel mahkeme bu davayı da kabul eder.

Davalı müvekkil (X), İhalenin feshi nedeni ile kaydın iptali davasına temyiz dilekçesinde özetle; “1996 tarihinde ortaklığın giderilmesine karar verildiği, tapunun iştirak halinde mülkiyet olduğu, 1999 yılında hissedarlardan (AC)’nin vefat ettiği, onun üç mirasçısı bulunduğunu, izale-i şûyuu davası açılır iken mirasçılar ortada olmadığından satış parasının hangi oranlarda dağıtılacağına karar verilmediği, ancak bu isimlerin ihalenin feshi davasına davacı asıl sıfatı ile katıldıkları, ardından da söz konusu kaydın iptali davasını açtıklarını ancak davada hissedarlardan (AB)’nin muvafakatinin alınmadığını ve terekeye temsilci atanmadığını, bu hususların gerekli olduğunu, zira kaydın iptali kararı ile tapunun (A) terekesine döneceğini, yine karar ile tapu kaydının iptali ile önceki malikler adına tesciline karar verildiğini, halbuki önceki maliklerden (AC)’nin hayatta olmadığını, bu nedenle mirasçıları davacı olmasına karşın hükmün ölü şahıs adına verildiğini, bu nedenlerle kararın bozulması gerektiğini beyan etmiştir.

Yargıtay Hukuk Dairesi; “Çekişme konusu taşınmazın temlikinin dayanağını teşkil eden ihalenin iptal olduğu ve bunun kesinleştiği gözetilerek davanın kabulünün kural olarak doğru olduğu ancak hükmü veren mahkemenin hükmün infazını sağlayacak ve tapu sicilinde gerçek hak sahibini belirleyecek biçimde doğru sicil oluşturmasının asıl olduğu, mahkemenin ise ölü şahıs adına tescile karar verdiği, bunun doğru olmadığı, davada yer alamayan (AB) yararına da sicil oluşturulmasının doğru olmadığını, davalının temyiz itirazlarının yerinde olduğu bahsi ile yerel mahkeme kararının bozulması yönünde karar kurmuştur.

Yerel mahkeme söz konusu bozma ilamına uymuş fakat gerekçesinde bozma ilamı aleyhine hüküm kurmuştur.

Yerel Mahkeme bozma sonrası kaydın iptali davasının kararında; “Davanın kısmen kabulü ile, tapu kaydının iptaline; yazılı payların “(A) mirasçıları (AB) hariç ve (AC)’nin mirasçılarını gösterir şekilde” tescili ile bakiye payın müvekkil (X)/kayıt maliki adına tesciline” karar vermiştir. (Burada diyelim ki AA, AB, AC ve AD yasal mirasçılar, AB davaya katılmıyor, mahkemede payları yine 4’e bölüyor fakat AB adına ihalenin feshi nedeni ile kayıt tescilini yapmıyor, onun payını kayıt maliki (X) adına tescil ediyor.)

Daha sonra da 3.ihale oluyor ve bu ihaleyi diğer taraf vekili müvekilleri adına girip en yüksek peyi ileri sürerek kazanıyor. İki farklı parselin birinde (X)’in payı var iken diğerinde (X) yok (Dolayısı ile AB hiç yok!). (X)’in olmadığı parsel daha sonra da bir başka mirasçının çocuğuna satılıyor!

Dava konusu parsel tüm bu davalardan hemen sonra ifraz ile 3’e bölünüyor, bir bölüm “tarla” vasfında diğer iki bölüm “kanal ve servis yolu” olarak tescil ediliyor. Ve tüm mirasçıların payları 2 veya 3’e bölünüp (X) hariç herkesin Tarla vasfındaki yerde payı olacak şekilde payları dağıtılıyor, bir tek (X)’in her iki payı da “kanal ve servis yolu” niteliğindeki bölümde bırakılıyor, tarla vasıflı arsadan pay alamıyor!

Sorular :
1. Yerel Mahkemenin (2.İhalenin feshi davasından sonra açılan Kaydın iptali/düzeltilmesi davasında Yargıtay’ın Bozma kararı sonrası) verdiği kararında; kaydın (A) mirasçılarının tamamına tesciline karar vermesi gerekir iken (AB) adına tescil etmeyip (X) adına tescile karar vermesi doğru mudur? Yani ortada (X) lehine tescile sebep olan ihale iptal edilmiş iken sırf “kaydın düzeltilmesi davasına katılmadı” diyerek (AB)’nin payının (X) üzerinde bırakılması doğru mudur?

2. ihale neticesinde (AB) adına herhangi bir para yatırılmıyor/yatırıldığına ilişkin satış dosyasından bir tebligat gönderilmiyor (X’in verdiği bilgi bu yönde). Gerçekten, (AB) adına herhangi bir ödeme yok ise bu durumda ihale feshedilir mi?

3. Velev ki (AB) adına bir ödeme var ve bu ödeme onun adına açılan hesapta duruyor, bu durumda 2.ihalenin iptali yönünde dava açılmış ve kazanılmış iken (AB) adına, (X)’e karşı kaydın iptali/tescili davası açılsa ve verasetten ötürü olan payı üzerine alsa bu durumda “ifraz” ile ilgili işleme karşı ifraz işleminin hakkaniyete uygun/adil olmadığı ve kendisine tarla vasıflı arsada hiç pay bırakılmadığı gerekçeleri ile dava açabilir mi? Bununla ilgili zamanaşımı sorunu yaşar mı?

4. (AB), 3.ihalenin iptali ile kaydın iptali/tescili davası açabilir mi?