Faize Faiz Yasağı ve Rücu Davası

Sayın Meslektaşlarım,

Bir işçi alacağı davasını alt işverenle birlikte kaybettik ve Yargıtay tarafından da karar onanınca icra dosyasına yatırdığımız teminattan dosya borcu ödendi. Sözleşmesel sorumluluk gereği alt işverene rücu edeceğiz ancak icra dosyasında alacaklıya ödenen miktarın bir kısmı faiz. Faize faiz işletilmesi yasağını da dikkate alarak dilekçemizde bunu nasıl ifade etmemiz gerekiyor. Asıl alacak ve faizi ayrı ayrı belirterek sadece asıl alacağa faiz talep etmemiz uygun mudur ?

Alıntı: Yazan txyz Sayın Meslektaşlarım, Bir işçi alacağı davasını alt işverenle birlikte kaybettik ve Yargıtay tarafından da karar onanınca icra dosyasına yatırdığımız teminattan dosya borcu ödendi. Sözleşmesel sorumluluk gereği alt işverene rücu edeceğiz ancak icra dosyasında alacaklıya ödenen miktarın bir kısmı faiz. Faize faiz işletilmesi yasağını da dikkate alarak dilekçemizde bunu nasıl ifade etmemiz gerekiyor. Asıl alacak ve faizi ayrı ayrı belirterek sadece asıl alacağa faiz talep etmemiz uygun mudur ?

Sayın Meslektaşım;

Bana kalırsa işçiye ödemek zorunda kaldığınız meblağın tümünü eğer aranızdaki sözleşme izin veriyorsa alt işverenden isteyebilirsiniz.

Ancak yine de faizler konusunda çekinceniz var ise munzam zarar konusunu bir düşünmenizi öneririm.

Benzer bir durum başımıza gelmişti. bir icra dosyasına haksız yere bir kısmı ana para bir kısmı ise faiz olmak üzere büyük bir meblağ ödemek zorunda kalmıştık. Bu parayı yıllar sonra geri alabildik. Faize ve arada bu paranın kullanılamamasından kaynaklanan kar kaybına ilişkin ilişkin olarak ise munzam zarar şeklinde dava açtık. davada aşağıdaki iki kararı kullanmıştık. Belki sizin de işinize yarayabilir.

Yargıtay 11 HD 1989/6774 E. 1990/7483 K. 22.11.1990 “Bu durum karşısında davacının mali ve sosyal vaziyeti değerlendirilerek mahrum kaldığı (1.257.374 TL. )yi iki yıl sürede elinde bulundurması halinde ne şekilde değerlendirebileceği araştırılmak, daha fazla nemalandırma olanağının saptanamaması halinde en azından bankaya tasarruf mevduatı olarak yatıracağı benimsenerek o sürede cari mevduat faiz oranları tespit edilerek davacının zararı belirlenmek ve sonucuna göre bir hüküm kurulmak icap ederken...”

“…faize faiz uygulama yasağının somut olayda uygulama olanağı yoktur. Asıl paranın bankaya vadeli mevduat hesabı olarak yatırılacağı farzedildiğine göre, belli dönemlerde elde edilecek devre sonları faizinin ana paraya eklenerek tekrar faiz ( bileşik faiz ) yürütülmesi tabiidir. Mahkemece bu ilkeler çerçevesinde inceleme ve hesaplama yaptırılması gerekirken eksik incelemeyle yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır”. YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2011/6919 K. 2011/14243T. 11.10.2011

Çok teşekkürler sayın meslektaşım verdiğiniz bilgi ve eklediğiniz kararlar için.