Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

TCK 205 Resmi evrakı gizlemek.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 23-12-2013, 12:05   #1
ERİN

 
Varsayılan TCK 205 Resmi evrakı gizlemek.

Arkadaşlar sizlerden bilgi talebim var.
Resmi evrakı gizlemek (TCK 205/1)suçundaki gizlemenin oluşması için şartlar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Müvekkil müştekinin ifadesini alıyor, iki gün sonra müşteki tekrar geliyor ve ifadesini değiştiriyor. Savcılığa sadece bu ikinci ifade gidiyor. Savcıda müştekiden ilk ifadesinin olduğunu öğreniyor ve müvekkil hakkında resmi evrakı gizlemekten dava açıyor.
Old 24-12-2013, 15:41   #2
yılmazkan

 
Varsayılan

Birebir uymuyor ama belki bir fikir verebilir diye aşağıdaki kararları ekliyorum:

Yargıtay
11. Ceza Dairesi

Esas : 2012/1546
Karar : 2013/9334
Tarih : 04.06.2013

* RESMİ BELGEYİ BOZMAK, YOK ETMEK VE GİZLEMEK
* RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK

Özet: 5327 sayılı TCK'nun 205. maddesindeki "resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek" suçunun oluşabilmesi için belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılmaz, kullanılamaz hale getirilmekle birlikte belgenin maddi varlığına dokunulmaksızın ondan faydalanma olanaklarının ortadan kaldırılması ya da belgenin tamamen yok edilmesi gerekeceği, somut olayda sanığın suça konu nüfus cüzdanındaki kimlik bilgileri üzerinde herhangi bir kazıntı ya da silinti yapmadan H.Y. adına düzenlenmiş kimlikteki orjinal fotoğraf üzerine kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle tahrifat yaptığı belgeyi kullanmaktan ibaret eyleminde 5327 sayılı TCK'nun 205. maddesinde düzenlenen suçun değil unsurlarının oluşması halinde aynı Yasanın 204/1. maddesindeki suçun oluşacağı, ancak aldatma kabiliyetinin oluşmadığı yönündeki gözlem karşısında unsurları oluşmayan resmi belgede sahtecilik suçu yönünden sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırıdır.

(5237 s. TCK m. 204, 205)

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:

5327 sayılı TCK'nun 205 inci maddesindeki "resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek" suçunun oluşabilmesi için belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılmaz, kullanılamaz hale getirilmekle birlikte belgenin maddi varlığına dokunulmaksızın ondan faydalanma olanaklarının ortadan kaldırılması ya da belgenin tamamen yok edilmesi gerekeceği, somut olayda sanığın suça konu nüfus cüzdanındaki kimlik bilgileri üzerinde herhangi bir kazıntı ya da silinti yapmadan Hakkı Yüksel adına düzenlenmiş kimlikteki orjinal fotoğraf üzerine kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle tahrifat yaptığı belgeyi kullanmaktan ibaret eyleminde 5327 sayılı TCK'nun 205 inci maddesinde düzenlenen suçun değil unsurlarının oluşması halinde aynı Yasanın 204/1 inci maddesindeki suçun oluşacağı, ancak aldatma kabiliyetinin oluşmadığı yönündeki gözlem karşısında unsurları oluşmayan resmi belgede sahtecilik suçu yönünden sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1 inci maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK' nun 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.06.2013 tarihinde OYÇOKLUĞUYLA KARAR VERİLDİ

-MUHALEFET ŞERHİ-

Hırsızlık olayından sonra yakalanan şüphelinin üzerinden, Hakkı Yüksel adına ancak üzerinde şüphelinin fotoğrafı bulunan nüfus cüzdanı ele geçtiği, söz konusu nüfus cüzdanındaki fotoğrafı çıkartıp kendi fotoğrafını yapıştırdığı, her ne kadar yapıştırılan fotoğraf üzerinde soğuk mühür bulunmasa da tahrifatı gizlemek amacıyla ikinci bir lamineyle kaplanmış kimliğin, alınan kriminal raporuyla sabit olduğu üzere, aldatma yeteneği bulunduğu bu suretle müsnet suçun işlendiği anlaşılmakla; şüphelinin eylemine uyan resmi belgede sahtecilik suçundan (TCK 204/1) cezalandırılması talebiyle açılan davada;

Mahkemece, sanığın orijinal fotoğraf üzerine ebat olarak daha büyük kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle belgede tahrifat yapıp lamineyle kaplayarak kullandığı, hırsızlık şüphesiyle yakalandığında zabıtaya bu kimliği ibraz ettiği, zabıtanın fotoğraf üzerinde soğuk damga izi olmaması üzerine kimlikte sahteciliği tespit ettiği, her ne kadar sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan (TCK m. 204/1) kamu davası açılmışsa da sanığın kimliğe yapıştırdığı kendi fotoğrafı üzerinde soğuk damga izi bulunmadığı, bu hususun sanık yakalanıp kimliği ibraz ettiği zabıta tarafından dahi yakalama sırasında kolayca anlaşıldığı, belgenin duruşmadaki tetkiki ve tüm dosya içeriği dikkate alındığında ekspertiz ve bilirkişi raporlarında belgede iğfal kabiliyeti bulunduğu belirtilmişse de fotoğraf üzerinde soğuk damga bulunmaması ve bu hususun kolayca tespiti karşısında nüfus cüzdanında sahteciliğin, tahrifatın iğfal kabiliyetini haiz olmadığının kabulü gerektiği, resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı ancak sanığın gerçek bir nüfus hüviyet cüzdanını üzerinde tahrifat yaparak bozmak niteliğindeki eyleminin TCK'nun 205/1 inci maddesine uyan suçu oluşturduğu belirtilerek mahkumiyetine KARAR VERİLMİŞTİR.

Daire çoğunluğu ise, atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanığın beraatine karar verilmesi GEREKTİĞİ DÜŞÜNCESİNDEDİR. Sayın daire çoğunluğunun kararına aşağıdaki sebeplerle katılmak mümkün değildir:

204 üncü madde gibi 205 inci maddedeki suç da bir çeşit SAHTECİLİK SUÇUDUR. Her iki suçta korunan hukuki yarar, ispat araçlarının dokunulmazlığına olan KAMU GÜVENİDİR. Suçun oluşması için, genel kast yeterli olup, fail, eyleminin haksız, hukuka aykırı olduğunu biliyorsa, suç kastı VAR DEMEKTİR. Suç, seçimlik hareketli suç olarak düzenlendiğinden, maddede sayılan hareketlerden birinin gerçekleştirilmesi yeterli olup, ayrıca bir zarar veya tehlikenin doğması gerekmez (Yaşar/Gökcan/Artuç, Cilt V, s. 5842).

205 inci maddenin gerekçesinde belirtildiği gibi "suçun konusu, hukuken geçerli, yani gerçek bir RESMİ BELGEDİR. Söz konusu suçu oluşturan seçimlik hareketler, resmi belgeyi bozmak, yok etmek VEYA GİZLEMEKTİR." 205 inci maddedeki "bozma" ile 204 üncü maddedeki "değiştirme" fiilleri, birbirine yakın, hatta aynı olabilir. Aradaki fark, "aldatıcılık" vasfıdır. Nitekim bu hususa, hem 204, hem de 205 inci maddenin gerekçesinde YER VERİLMİŞTİR. 205 inci maddenin gerekçesine göre "sahtecilik suçu, düzenlenen belgenin veya belgede yapılan değişikliğin başkasını aldatıcı nitelikte olmasını gerektirir. Bu maddede tanımlanan suçun islenmesi, başkasını aldatma özelliği taşımayabilir." 204 üncü madde gerekçesine göre de "mevcut olan resmi belge üzerinde sahtecilikten söz edebilmek için, yapılan değişikliğin aldatıcı nitelikte OLMASI GEREKİR. Aksi takdirde, resmi belgeyi bozmak suçu oluşur." Öğretide de bu farka DİKKAT ÇEKİLMİŞTİR.

- Özel kast da denilen "belli bir amaç veya saik" ile hareket edilmesinin arandığı suç tiplerinde veya suçun nitelikli hallerinde, bu husus Kanunda açıkça ve ayrıca gösterilir. YARGITAY CGK'nun bir çok kararında belirtildiği gibi "Doğrudan kast, failin hareketinin yasal tipi gerçekleştireceğini bilmesi ve istemesini gerektirir. Ancak, failin hareketiyle hedeflediği doğrudan sonuçların yanısıra, hareketinin zorunlu sonuçları ya da kaçınılmaz yan sonuçları da, açık bir isteme olmasa dahi doğrudan kast KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMELİDİR." (CGK., 23.11.2010, 171/232). TCK'nun 204 üncü maddesinde olduğu gibi 205 inci maddede de kişilerin amacı değil, fiili cezalandırılmaktadır (Gökçen, Ahmet, Belgede Sahtecilik Suçları, 3. Baskı, Mayıs 2013, s. 369).

- Maddenin 765 sayılı TCK'ndaki karşılığı olan 348 inci maddede, suçun oluşması için belgenin ortadan kaldırılması veya bozulması yeterli görülmeyip, ayrıca bu eylemler sonucunda umumi veya hususi bir zararın doğması da aranmışken, 205 inci maddede suç için herhangi bir zararın meydana GELMESİ ARANMAMIŞTIR. Suçun işlenmesiyle genellikle bir zararın oluşması veya hak sahibinin o belgeden yararlanma imkânının kalmaması mümkün olsa da bu hususlar zorunlu UNSURLAR DEĞİLDİR. Kaldı ki YARGITAY Ceza Genel Kurulu, zararın suçun unsuru olduğu dönemde bile "Devlet, bir olgunun kanıtlanma yeteneğini tanıdığı belgelerin öz ve biçimleriyle gerçekliklerine ve doğruluklarına beslenen ortak toplum inancını kamu güveni içinde korumak ve o yüzden de soyut varlık ya da yararın veya değerin somutlaştırdığı belgeleri erişilmez ve dokunulmaz KILMAK İSTEMİŞTİR. Zarar doğma OLASILIĞI YETERLİDİR. Kanıt değeri olan belgenin yok edilmesiyle zarar kendiliğinden doğmuştur" şeklindeki kararıyla, suçla korunan yarara dikkat çekmiş ve somut zararın oluşmasını aramamıştır (CGK, 7.3.1988, 596/73).

- Ne 204, ne de 205 inci maddede suçun unsuru olarak özel bir kast, saik, AMAÇ ÖNGÖRÜLMEMİŞTİR. Bu nedenle, "Failin kastı sahte resmi BELGE OLUŞTURMAKTIR. Bu suç aldatıcılık unsurunun yokluğu NEDENİYLE GERÇEKLEŞMEMİŞTİR. Olayda resmi belgeyi bozmak gibi bir kasıt, niyet yoktur" denilemez. Aksinin kabulü, madde gerekçesine hiç değer vermemek, gerçek bir resmi belgeyi değiştirmek suçu için genel kast yeterli görülmesine rağmen, aynı resmi belgeyi bozmak suçu için özel kast, amaç veya saik ARAMAK DEMEKTİR. Aynı şekilde "suçun, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemek amacıyla işlenmesi ve belgenin bozulmasıyla bu hususun gerçekleşmesi" demek, bir "tehlike suçu"nu "ancak özel amaçla işlenebilen zarar suçu"na DÖNÜŞTÜRMEK DEMEKTİR.

Bir resmi belge olan nüfus cüzdanındaki fotoğraf, o belgeyi tamamlayıcı BİR UNSURDUR. Kimlik kontrolü esnasında ilk etapta ve yüzeysel olarak bakılan husus, kimlikteki fotoğrafın sahibine BENZEYİP BENZEMEDİĞİDİR. Bu nedenledir ki zabıtaca aranan kimseler, genellikle başkasına ait nüfus cüzdanı, ehliyet gibi belgelerde fotoğraf değişikliği YAPARAK KULLANMAKTADIR. Resmi belgede, sahibini gösteren fotoğraf yerinden sökülmekle (yerine başka bir fotoğraf yapıştırılsa da, yapıştırılmasa da) bozulmuş olur. Keza, mevcut fotoğraf çıkarılmadan, üzerine kalıcı şekilde başka fotoğrafın yapıştırılmasıyla da bozulmuş olur. Bu halde yukarıdaki YARGITAY CGK Kararında belirtildiği gibi "bir olgunun kanıtlanma yeteneğini içeren belgelerin öz ve biçimleriyle gerçeklikleri ve doğruluklarına beslenen ortak toplum inancı" yıkılmış olmuyor mu? "Kamu güveni içinde korumak ve o yüzden de soyut varlık ya da yararın veya değerin somutlaştırdığı belgelerin erişilmez ve dokunulmazlığı" zarar görmüyor mu? Kaldı ki genel veya özel zararın suçun unsuru olduğu eski dönemde bile CGK, "Zarar doğma OLASILIĞI YETERLİDİR. Kanıt değeri olan belgenin yok edilmesi (bozulmasıyla) zarar kendiliğinden doğmuştur" sonucuna vararak somut zararın OLUŞMASINI ARAMAMIŞTIR.

- Daire çoğunluğunun kararı, kendi İÇİNDE ÇELİŞKİLİDİR. Çünkü "resmi belgeyi bozmak ... suçunun oluşabilmesi için belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılmaz, kullanılamaz hale getirilmesi... ondan faydalanma olanaklarının ortadan kaldırılması ...gerekeceği" belirtilmiştir ki biz de bu düşünceye katılıyoruz. Somut olayda da bu HUSUS GERÇEKLEŞMİŞTİR. Ancak kararın devamındaki "sanığın suça konu nüfus cüzdanındaki kimlik bilgileri üzerinde herhangi bir kazıntı ya da silinti yapmadan ...kimlikteki orjinal fotoğraf üzerine kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle tahrifat yaptığı" ifadesi, hem kendi içinde hem de bir önceki İFADEYLE ÇELİŞMEKTEDİR. Çünkü başta "belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılmaz, kullanılamaz hale getirilmesi... ondan faydalanma olanaklarının ortadan kaldırılması" suçun oluşması için gerekli görülmesine rağmen, devamında resmi belge olan nüfus cüzdanındaki bilgiler (unsurlar) sanki sadece harf ve rakamlardan ibaretmiş gibi "kimlik bilgileri üzerinde herhangi bir kazıntı ya da silinti yapılmadığı, orjinal fotoğraf üzerine kendi fotoğrafını yapıştırarak kullandığı" belirtilmiştir.

Sonuç olarak, somut olayda sanık tarafından başkasına ait olan resmi belge (nüfus cüzdanı) üzerindeki fotoğrafın üzerine kendi fotoğrafı yapıştırılıp lamineyle kaplanarak suça konu belge artık hak sahibi tarafından kullanılmaz HALE GETİRİLMİŞTİR. Bu şekilde bozulan veya değiştirilen belge artık suçun konusu olup, mahkemece de isabetli bir şekilde hükümle birlikte delil olarak dosyada saklanmasına KARAR VERİLMİŞTİR.

Bu gerekçelerle, resmi belgeyi bozmak suçundan, TCK'nun 205/1 inci maddesi uyarınca verilen mahkumiyet kararının isabetli olduğu düşüncesiyle, sayın çoğunluğun sanığın beraati gerektiğine ilişkin kararına katılamıyoruz.

Yargıtay
11. Ceza Dairesi

Esas : 2010/8615
Karar : 2013/8474
Tarih : 22.05.2013

* RESMİ BELGEYİ BOZMA, YOK ETME VEYA GİZLEME SUÇU

Özet: 5237 sayılı TCK'nun 205. maddesinde düzenlenen "resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek" suçunun, hak sahibinin o belgelerden yararlanmasını engellemek amacıyla kanıt değeri taşıyan belgelerin ortadan kaldırılması, bozulması ya da gizlenmesi suretiyle oluşacağı, sanığın, kardeşi olan H. adına düzenlenmiş gerçek nüfus cüzdanında ve yeşil kart, R.G. adına düzenlenmiş sürücü belgesi üzerindeki fotoğrafları çıkartıp kendi fotoğrafını yapıştırmak, R.'a ait gözüken nüfus cüzdanındaki resmi ise değiştiremeden yakalandığı olayda, bir hakkın kullanımının engellenmediği gibi suçun konusunu oluşturan ve fotoğraf değişikliği yoluyla sahteleştirilen belgelerin hak sahiplerince talep halinde her zaman yenisi düzenlenebileceği cihetle, suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü tesisi yasaya aykırıdır.

(5237 s. TCK m. 205)

YARGITAY İLAMI

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

5237 sayılı TCK'nun 205 inci maddesinde düzenlenen "resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek" suçunun, hak sahibinin o belgelerden yararlanmasını engellemek amacıyla kanıt değeri taşıyan belgelerin ortadan kaldırılması, bozulması ya da gizlenmesi suretiyle oluşacağı, sanığın, kardeşi olan H. adına düzenlenmiş gerçek nüfus cüzdanında ve yeşil kart, R.G. adına düzenlenmiş sürücü belgesi üzerindeki fotoğrafları çıkartıp kendi fotoğrafını yapıştırmak, R.'a ait gözüken nüfus cüzdanındaki resmi ise değiştiremeden yakalandığı olayda, bir hakkın kullanımının engellenmediği gibi suçun konusunu oluşturan ve fotoğraf değişikliği yoluyla sahteleştirilen belgelerin hak sahiplerince talep halinde her zaman yenisi düzenlenebileceği cihetle, suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü tesisi,

SONUÇ: Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1 inci maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.05.2013 tarihinde OYÇOKLUĞUYLA KARAR VERİLDİ.

Kaynak:Corpus
UYARI: Firmamızca basılı ortamdan elektronik ortama aktarılan içtihat metni, tarafımızdan içeriği etkilenmeyecek şekilde değiştirilmiş ve değişikliği yapan algoritma TESCİL ettirilmiştir. Tescil edilmiş içtihat metninin Corpus sözleşmesinde belirtilen amaçlar dışında herhangi bir ortamda (elektronik veya yazılı) bulundurulması/kullanılması durumunda firmamız tüm kanuni haklarını KULLANACAKTIR.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Koop. evrakı resmi evrak sayılır mı? akarsu Meslektaşların Soruları 2 19-04-2010 19:42
Mahkemeye gerçek dışı evrakı iki kez sunmak... av.cevat Meslektaşların Soruları 1 17-04-2010 10:51
kooperatif evrakı resmi evrak mıdır, yoksa özel evrak mıdır? akarsu Meslektaşların Soruları 9 12-12-2007 00:33
kooperatif evrakı resmi evrak mıdır, yoksa özel evrak mıdır? akarsu Meslektaşların Soruları 1 26-09-2007 09:51
Özel belgeyi gizlemek Av. Hulusi Metin Meslektaşların Soruları 8 04-03-2007 01:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05407596 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.