Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı arıyorum

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-04-2013, 12:54   #1
av.elfida

 
Soru Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı arıyorum

Merhabalar.
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 6.7.1987 gün ve E:1987/1,2,4 K:1987/2 sayılı kararını arıyorum.
İyi çalışmalar
Old 03-04-2013, 12:57   #2
tiryakim

 
Varsayılan

T.C. Danistay

İdari Dava Daireleri Kurulu
Esas: 1986/7
Karar: 1987/2
Karar Tarihi: 06.02.1987


SİLAH VERİLMEMESİ HAKKINDAKİ VALİLİK İŞLEMLERİNİN İPTALİ İSTEMİ - YAYGIN ŞİDDET HAREKETLERİNE KATILANLARLA İLGİLİ OLARAK GETİRİLEN HÜKÜM - KISITLAYICI HÜKMÜN DAVACI HAKKINDA UYGULANAMAYACAĞI - İŞLEMİN MEVZUATA UYGUN OLMADIĞININ GÖZETİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Yaygın şiddet hareketlerine katılanlarla ilgili olarak getirilen kısıtlayıcı hükmün, davacı hakkında uygulanmasına mevcut bilgi ve belgeler çerçevesinde olanak bulunmadığından, Valiliğin davacının başvurusu üzerine tesis ettiği işlem mevzuata uygun olmadığının gözetilmesi gerekir.

(6136 S. K. m. 7) (2709 S. K. Geç. m. 3, 15) (2324 S. K. m. 4)

Dava, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 2478 sayılı Kanunla Değişik 7. maddesine göre İçişleri Bakanlığınca Hazırlanan ve Bakanlar Kurulunun, 28.2.1982 günlü 17619 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 15.1.1982 günlü 8/4182 sayılı kararıyla yürürlüğe konulan, Valiler Tarafından Silah Taşıma ve Bulundurma Vesikası Verilmesinde Uyulacak Esaslar Hakkında Yönetmeliğin, silah vesikası verilmesini engelleyen halleri düzenleyen 22. maddesinin (m) bendi hükmü ile; bu hükme dayalı olarak davacının belge yenilenmesi isteminin reddi, aynı yönetmeliğin 23. maddesi uyarınca mevcut belgenin iptali ve silahın taşıma veya bulundurma vesikası verilmesi uygun olan kişilere devrinin sağlanması yolunda Nevşehir Valiliği onayları ile tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Yönetmeliğin 22. maddesinin (m) bendi <yaygın şiddet hareketlerine katıldıkları zabıta kayıtları ile sabit olanlar (a)... ateşli silahlarla mermilerini taşıma veya bulundurma vesikası verilmez.> hükmünü; 23. maddesi de <Silah taşıma vesikası verilenlerle konut veya işyerinde ateşli silahlarla mermilerini bulundurmalarına izin verilen kişilerin, sonradan 22. maddede yazılı durumlardan birine düşmeleri halinde, vesikaları iptal edilerek, silahlarının bu yönetmeliğe göre silah taşıma veya bulundurma vesikası verilmesi mümkün olan kişilere devri sağlanır> hükmünü taşımaktadır.

28.10.1980 gün ve 17145 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış bulunan 27.10.1980 gün ve 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanunun 4. maddesinde Milli Güvenlik Konseyinin bildiri ve kararlarında yer alan ve yer alacak olan hükümlerle 12 Eylül 1980 tarihinden sonra çıkarılan ve çıkarılacak olan Bakanlar Kurulu Kararnamelerinin ve üçlü kararnamelerin yürütülmesinin durdurulması ve iptali isteminin ileri sürülemeyeceği hükme bağlanmıştır.

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının geçici 3. maddesinde, Anayasaya göre yapılacak ilk milletvekili genel seçimi sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp Başkanlık Divanını oluşturması ile birlikte 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanunun yürürlükten kalkacağı; geçici 15. maddenin üçüncü fıkrasında ise <bu dönem içinde çıkarılan kanunlar, kanun hükmünde kararnameler ile 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun uyarınca alınan karar ve tasarrufların Anayasaya aykırılığı iddia edilemez> hükmü yer almıştır.

Anayasa Düzeni Hakkında 2324 sayılı Kanun 6.11.1983 günü yapılan milletvekili genel seçimi sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanması ve 7.12.1983 günü Başkanlık Divanını oluşturması ile birlikte bu tarihten itibaren yürürlükten kalkmış ise de; 12 Eylül 1980 ile 7.12.1983 günleri arasında 2324 sayılı Kanun uyarınca alınan karar ve tasarrufların en üst norm olan Anayasa'ya aykırılığının iddia edilemeyeceği yolundaki Anayasa hükmü karşısında 2324 sayılı Kanun yürürlükten kalktıktan sonra da yargı denetimine tabi tutulmalarına olanak yoktur.

Bakanlar Kurulunun 15.1.1982 günlü 8/4182 sayılı kararı ile yürürlüğe konulan Valiler Tarafından Silah Taşıma ve Bulundurma Vesikası Verilmesinde Uyulacak Esaslar Hakkındaki Yönetmelikte, 2324 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde çıkarılmış bulunduğundan yukarıda belirtildiği üzere yargı denetimi yolu açık değildir.

Davanın, davacı hakkında tesis edilen kişisel işlemle ilgili kısmına gelince;

Dava dosyasının incelenmesinden, davacının valilik makamının onayları ile Kaymakamlıkça verilen ruhsata bağlı olan 7.65 çapında Acier Fondu marka toplu tabancasına, yeni yönetmelik uyarınca bulundurma ruhsatı verilmesi için Valiliğe başvuruda bulunduğu, bu başvuru üzerine davacının durumunun incelendiği ve valiliğin onayı ile inceleme sonuçlanıncaya kadar başvurusunun beklemeye alındığı daha sonra da Valiliğin nayı ile, yönetmeliğin 22. maddesinin (m) bendi hükmüne dayanılarak istemin reddedildiği ve 23. madde uyarınca da mevcut ruhsatın iptal edildiği anlaşılmaktadır.

Ara kararı ile istenilen işlem dosyasının incelenmesinden ise, davacının yasa dışı gizli bir örgüte üye olma, örgütün bazı mitinglerine katılma ve örgüt üyelerini işe alma gibi suçlamalarla 25.9.1980 tarihinde gözaltına alındığı 26.10.1980 tarihinde hakkında düzenlenen tahkikat evrakları ile birlikte Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığına sevkedildiği, daha sonra Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi kararı ile delil yetersizliğinden beraat ettiği; Güvenlik Makamlarınca utulan belgelerde de bu durumla ilgili kayıtların olduğu, bunun dışında davacının <yaygın şiddet hareketlerine> kişisel ve eylemli olarak katıldığına ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Bu nedenle, yönetmeliğin 22. maddesinin (m) bendinin, çok açık bir şekilde <yaygın şiddet hareketlerine> katılanlarla ilgili olarak getirdiği kısıtlayıcı hükmün, davacı hakkında uygulanmasına mevcut bilgi ve belgeler çerçevesinde olanak bulunmadığından, Valiliğin davacının başvurusu üzerine tesis ettiği işlem mevzuata uygun görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle davanın yönetmeliğin 22. maddesinin (m) bendi hükmünün iptali istemine ilişkin kısmının, incelenme olanağı bulunmadığından reddine, Nevşehir Valiliğinin onayı ile tesis edilen işlemin ise iptaline karar verildi.

KARŞI OY

2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanunun 3. maddesi <Milli Güvenlik Konseyince kabul edilerek yayımlanan bildiri ve karar hükümleri ile yayımlanan ve yayımlanacak olan kanunların Anayasa'ya aykırılığı iddiası ileri sürülemez> hükmünü, 4. maddesi ise <Milli Güvenlik Konseyinin bildiri ve kararlarında yer alan ve yer alacak olan hükümlerde 12 Eylül 1980 tarihinden sonra çıkarılan ve çıkarılacak olan Bakanlar Kurulu Kararnamelerinin ve üçlü kararnamelerin yürütülmesinin durdurulması ve iptali istemi ileri sürülemez> hükmünü taşımaktadır.

2324 sayılı Kanunun 2. maddesi ile yasama yetkisini üstlenen Milli Güvenlik Konseyi, Aynı Kanunun yukarıya metni alınan 3. maddesi ile yasama tasarruflarının Anayasa'ya aykırılığı denetimini, 4. maddesi ile de diğer idari tasarrufların idari yargıdaki yargısal denetimini yasaklamıştır.

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının geçici 3. maddesinde yer alan <Anayasa'ya göre yapılacak ilk milletvekili genel seçimi sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp Başkanlık Divanını oluşturması ile birlikte:

a- 27 Ekim 1980 gün ve 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun, yürürlükten kalkar> hükmü gereği, söz konusu kanun 7.12.1983 günü yürürlükten kalkmıştır.

Anayasa'nın geçici 15. maddesinde ise 12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde... çıkarılan kanunlar kanun hükmünde kararnameler ile 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun uyarınca alınan karar ve tasarrufların Anayasa'ya aykırılığı iddia edilemez hükmü yer almaktadır.

Kanunların yürürlükte oldukları süre içinde uygulanmaları hukukun temel ilkeleri arasındadır; yürürlükten kalkan bir kanunun belli bir maddesinin ileriye yönelik olarak hükmünü icra edebilmesi ise bir kanunun açık hüküm getirmesi ile mümkündür.

7.12.1983 günü yürürlükten kalkan 2324 sayılı Kanunun yasama tasarrufları için getirmiş olduğu Anayasa'ya aykırılık iddiasının ileri sürülmesi yasağı 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının geçici 15. maddesi son fıkrası ile sürdürülmüş fakat Anayasa koyucu, idari tasarrufların yargısal denetimi konusunda yasaklama getirmemekle bu konuda denetim yapılması yolunu açık bırakmayı amaçlamıştır.

Nitekim; 7.12.1983 gününe kadar yasama yetkisini kullanan Milli Güvenlik Konseyince de, 2.12.1983 günü kabul edilen 2968 sayılı Bazı Özlük İşleriyle İlgili Tasarruflar Hakkında Kanunun 1. maddesi ile <12 Eylül 1980 tarihinden sonra kurulan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Toplanıp Yeni Bakanlar Kurulu Kuruluncaya kadar geçen süre içinde görev alan Bakanlar Kurulu, Başbakan ve Bakanların Personel atanmasına, yer değiştirmeye, geçici yetki vermeye, görevlendirmeye, görevden uzaklaştırmaya, göreve son vermeye ilişkin işlemleri ile ilgili karar ve tasarruflardan dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla haklarında herhangi bir yargı mercine başvurulamaz> hükmü getirilmiş; ancak, yine bu organ ve kişilerin tasarruflarının yargı denetimi konusunda yasaklama getirmemekle aynı amacı sürdürmüştür.

Açıklanan nedenlerle, davanın, valiler tarafından Silah Taşıma ve Bulundurma Vesikası verilmesinde Uyulacak esaslar Hakkındaki yönetmeliğin 22. maddesinin (m) bendi hükmünün iptali istemine yönelik kısmının da esasının incelenmesi gerektiği oyuyla kararın yönetmelik hükmünün incelenmeksizin reddine ilişkin kısmına karşıyız.

KARŞI OY

Davacının, yasa dışı gizli bir örgüte üye olduğu, örgütün düzenlediği gösterilerde, başkanı olduğu belediyenin araçlarını kullanmalarına olanak sağladığı ve örgüt mensuplarından bazılarına belediyede görev verdiği için gözaltına alındığı emniyet makamlarınca tutulan belgelerden anlaşılmaktadır.

Davacı her ne kadar, anılan suçlamalarla yapılan yargılama sonucunda delil yetersizliğinden beraat etmiş ise de, bu ceza verilmesi için yeterli kanıt olmadığını gösteren bir durumdur.

Ateşli Silah Taşımak ya da bulundurmak, herkese tanınan bir hak ya da yetki değildir. Kişi ancak Kanun ve yönetmeliğin öngördüğü koşullara sahip ise ve yine kanun ve yönetmeliğin yasakladığı kanunda bulunmuyor ise kendisine ateşli silah vesikası verilebilir.

Nevşehir Valiliğinin davacı hakkında tesis etmiş olduğu işlem, yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olduğundan, davanın işlemle ilgili kısmının da reddi gerektiği oyuyla, kararın, Nevşehir Valiliği işleminin iptaline ilişkin kısmına karşıyım. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı


Umarım Yukarıda eklediğim karardır...
Old 03-04-2013, 13:10   #3
av.araf

 
Varsayılan

Karara atıf yapan bir başka karar belki işinize yarayabilir diye ekliyorum
T.C.
DANIŞTAY
8. DAİRE
E. 1996/1867
K. 1997/1427
T. 29.4.1997
• BAŞKASI YERİNE ÖSYM SINAVINA GİRİLMESİ ( Yükseköğretim Kurumundan Çıkarma Cezası Verilmesi )
• YÜKSEKÖĞRETİM KURUMUNDAN ÇIKARMA CEZASI ( Başkası Yerine ÖSYM Sınavına Giren Öğrenciye )
2547/m.54,65
ÖZET : Ösym sınavına başkası yerine giren öğrenciye öğrenci disiplin yönetmeliği uyarınca yükseköğretim kurumundan çıkarma cezası verilmesi hukuka uygun olup, danıştay içtihatları birleştirme kurulu`nun hile ve idareyi yanıltarak yükseköğretim programına kaydını yaptıran öğrencilerin durumlarının idarece anlaşılması üzerine idari işlemin geri alınmasına yönelik kararının burada uygulanması olanaklı değildir.

İstemin Özeti: ... Üniversitesi Mühendislik Fakültesi son sınıf öğrencisi olan davacının 1994 yılı ÖSYM sınavında başkasının yerine sınava girdiği nedeniyle ayrıca 1993 yılında da aynı eylemi tekrarlamış olması nedeniyle Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin 10/j maddesi uyarınca Yükseköğretim Kurumundan Çıkarma Cezası verilmesine ilişkin 26.5.1995 gün ve 10 sayılı Fakülte Yönetim Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davayı; ÖSYM Kuruluş ve İşleyiş Yönetmeliğinin 10. maddesinde sınav koşullarına uymayanların sınavlarının iptal edileceğinin düzenlendiği Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 6.07.1987 gün ve E: 1987/1, 2, 4, K: 1987/2 sayılı kararıyla da kayıt bağlamındaki sakat işlemlerin süresi içinde geri alınabileceğinin belirtildiği, davacının kaydının silinmesi idari işlemin geri alınması şeklinde değil ise de disiplin yoluyla kaydının silinmesinde sonucu itibarıyla yerinde olup, eylemine uygun disiplin cezasının verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden Gaziantep İdare Mahkemesinin 27.9.1995 gün ve 1110 sayılı kararının, idare mahkemesince değerlendirmenin yanlış yapıldığı, iddianın sınava başkası yerine girmek olduğu, yönetmeliğin 10/j maddesinin uygulanmaması gerektiği öne sürülerek 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi L.V.`nin Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı H.E.Ç`nin Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 6.7.1987 gün ve E: 1987/1, 2, 4, K: 1987/2 sayılı kararı hile veya idareyi yanıltarak bir yükseköğretim programına kaydını yaptıran öğrencilerin bu durumunun idarece farkına varılması halinde idari işlemin geri alınması yoluyla yükseköğretim kurumundan kaydının silinmesine ilişkin olup, davacı öğrenciye uygulanan dava konusu Yükseköğretim Kurumundan çıkarma cezanın başkasının yerine ÖSYM sınavına girmesi nedeni ile verildiğinden İçtihatları Birleştirme Kurulu ( İBK ) kararının uygulanması mümkün değildir.

Öte yandan, idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.

İdare mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin REDDİNE, 29.4.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.

KAZANCI
Old 03-04-2013, 13:57   #4
av.elfida

 
Varsayılan

tiryakim aradığım karar bu değil ama teşekkür ederim.
araf paylaştığınız karardan bende de mevcut ancak bana sözünü ettiğim karar lazım yine de size de teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İçtihatı birleştirme kararı arıyorum meltem2007 Meslektaşların Soruları 2 02-02-2012 16:49
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı sevda Meslektaşların Soruları 1 07-12-2011 17:21
Yargıtay ictihadı birleştirme kararı arıyorum Hemocrania Meslektaşların Soruları 2 19-10-2011 20:24
içtihatı birleştirme kararı arıyorum Av. Hamza Meslektaşların Soruları 3 07-11-2008 16:56
Acil! İçtihadı Birleştirme Kararı arıyorum Av. Harun O Meslektaşların Soruları 1 03-07-2008 13:31


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04334402 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.