Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

BorÇlu Önce İtİraz Ettİ Sonra Para Yatirdi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-02-2013, 11:10   #1
av.metebey

 
Varsayılan BorÇlu Önce İtİraz Ettİ Sonra Para Yatirdi

Merhaba,ilamsız icra takibinde borçlu yasal süre içinde 'borca itiraz ediyorum' diye itiraz edip takibi durdurdu.Sonra görüşmeler olumlu devam ederken dosyaya yüklü miktarda ödeme yaptı.Fakat sonra tepesi mi attı nedendir bilinmez itirazı kaldırmaktan vazgeçti ve para öylece itirazlı dosyada bekliyor.Şimdi itirazın iptali davası açıyorum.sonradan yatan paranın aslında borcu zımnen kabul anlamını taşıdığını düşünüyorum ama bununla ilgili yasal dayanağım yok.Konu hakkında kanun hükmü veya yüksek mahkeme kararı paylaşabilecek meslektaşımız var mıdır?
Old 06-02-2013, 11:21   #2
av.gokcen

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2011/19-532

K. 2011/640

T. 19.10.2011

• İTİRAZIN İPTALİ İSTEMİ ( Dava Açılmadan Önce Borçlu Tarafından Ödeme Yapılması Halinde Yapılan Bu Ödeme Düşüldükten Sonra Kalan Miktar Üzerinden Dava Açılması Gerektiği )

• HUKUKİ YARAR ( İtirazın İptali - Takipten Sonra Ancak Dava Açılmadan Önce Yapılmış Olan Ödemeler Yönünden Dava Açılmasında Hukuki Yarar Bulunmadığı )

• ÖDEME YAPILMASI ( İtirazın İptali İstemi - Dava Açılmadan Önce Borçlu Tarafından Ödeme Yapılması Halinde Yapılan Bu Ödeme Düşüldükten Sonra Kalan Miktar Üzerinden Dava Açılması Gerektiği )

2004/m.67,84


ÖZET : Dava, İcra ve İflas Kanununun 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
DAVA : Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 9.Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 18.12.2008 gün ve 2007/210-2008/584 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 10.03.2010 gün ve 2009/4360-2010/2159 sayılı ilamı ile;
( ... Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan müvekkilinin 4.611,66 USD cari hesap bakiyesi alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının malların konsinye verildiğini, borcunun 2.286,08 USD olduğunu iddia ederek takipte talep ettikleri alacağın tamamına itiraz ettiğini belirterek davalının 4.611.65 USD ( x1.4020=6.465,55 YTL )asıl alacak yönünden yaptığı itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı temsilcisi, davacının satılması için, kendilerinin istemedikleri değişik ürünleri fatura ederek gönderdiğini, kendi sipariş ettikleri malların bedellerini ödediklerini, konsinye ürünlerin ise davacı yanca iade alınmadığını, bu ürünlerin 2007 yılına kadar satılmadığı için ödenmediğini, kendisinin icra takibinden sonra ödemeler yaptığını, 14.4.2007 tarihi itibariyle 625,20 USD borçları kaldığını, davacının son hesap ekstresinde ise kalan borun 50 USD.olduğunu bildirmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının 12.6.2007 havale tarihli dilekçesiyle davasını 4.961,06 USD üzerinden ıslah ettiği, davalının kapanış tasdiki olmayan defterlerinde takip tarihi itibariyle borcunun 4.961,06 USD olduğu, takipten sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle ıslah edilmiş davanın kabulüne, davalının itirazının 4.961,06 USD asıl alacak için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, 4.961,06 USD asıl alacağa takipten itibaren devlet bankalarınca bir yıllık USD mevduatına uygulanan en yüksek oranda faiz işletilmesine, davalının takipten sonra davacıya haricen yaptığı ödemelerin BK.nun 84.maddesi de dikkate alınarak hükmün icrası sırasında nazara alınmasına, davalının hüküm altına alınan USD alacağının takip tarihindeki YTL kuru üzerinden belirlenen 6.924.19 YTL’nin %40’ı oranında hesaplanan 2.769,66 YTL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
İtirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Bu husus, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.11.2003 gün 2003/19-589 esas, 2003/645 karar sayılı kararında da açıkça belirtilmiştir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir... ),
Gerekçesiyle davalı yararına bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, İcra ve İflas Kanununun 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemenin, davanın kabulüne dair verdiği karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuştur. Yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü davalı vekili temyize getirmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişki sonucu düzenlenen faturalar bedelinin ödenmemesi üzerine davacı/alacaklı, 20.03.2007 tarihinde davalı/borçlu aleyhine ilamsız icra takibine girişmiş; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 7.600.19-USD ( x 1,4020=10.655,47-YTL )asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Ödeme emri 21.03.2007 tarihinde takip borçlusu/davalı şirkete tebliğ edilmiş; davalı şirket temsilcisinin 28.03.2007 tarihinde borca itirazı üzerine de 09.04.2007 tarihinde eldeki dava açılmıştır. Davalı/borçlu tarafından, davacı/alacaklıya haricen; takip tarihinden sonra olmak üzere 21.03.2007 günü 348,57-USD, 27.03.2007 günü 2.326,41 USD, 31.03.2007 günü 717,88-USD ödemeler yapıldığı; yine eldeki davanın açılmasından sonra, 14.04.2007 günü 882,82-USD, 20.04.2007 günü 185,38-USD, 14.05.2007 günü 200,00-USD, 21.05.007 günü 100,62-USD, 29.05.2007 günü 149,38-USD ve 26.06.2007 günü 50,00-USD ödemede bulunulduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık;icra takibinden sonra ancak itirazın iptali davası açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönüyle davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı, noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle belirtilmelidir ki, itirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden;davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ( İİK )’nun 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir. Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir ( İİK.m.67/1 ). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla , burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkar tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç ( alacağın tahsili ), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi, takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da, ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2004 gün, E:2004/9-508 K:2004/562; 30.03.2005 gün, E:2005/19-200 K:2005/210; 08.06.2005 gün, E:2005/19-270 K:2005/365; 18.04.2007 gün, E:2007/19-159 K:2007/220; 04.07.2007 gün ve E:2007/13-453 K:2007/453; 09.02.2011 gün ve E:2011/13-29, K:56 sayılı kararları ).
Sonuç itibariyle; icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla, takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. Nitekim aynı ilke, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.11.2003 gün ve E:2003/19-589, K:2003/645 sayılı ilamında da benimsenmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan görüşmede bir kısım üyelerce “takipten sonra, ancak dava açılmadan önce borçlu tarafından yapılmış olan ödemelerin, 818 sayılı Borçlar Kanununun 84.maddesi gereğince, öncelikle işlemiş faiz ve masraflara mahsup edileceğinden, asıl alacak ödense bile, faiz ve masraflar yönüyle dava açmakta davacının hukuki yararının bulunduğu” belirtilmiş ise de; çoğunluk tarafından, “takipten sonra, ancak davadan önce yapılan kısmi ödeme miktarı bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından dava reddedilse -veya kısmi ödeme miktarınca dava açılmasa- bile, kısmi ödemenin yapıldığı icra takibinin kendi yasal prosedürü içerisinde devam edeceği, hatta asıl borç kalksa bile faiz ve ferileri yönünden takibin süreceği, salt bu nedenle icra dosyasının kapanmasından söz edilemeyeceği;” gerekçesiyle bu görüş benimsenmemiştir.
Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, takipten sonra ancak dava açılmadan önce yapılmış kısmi ödemeler yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığına işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyularak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken;yanılgılı gerekçeyle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı şirket temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 19.10 2011 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY : Genel hükümlere göre açılan davalarda kural olarak haklılık durumu dava tarihine göre belirlenir. İtirazın iptali davasının amacı itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamaktır. Bu nedenle davada haklılık durumu takip tarihi itibariyle belirlenmelidir ( HGK. 16.10.1996, 19-601/711 ). İtirazın iptali davasında takipten önce, takipten sonra ancak ödeme emrine itiraz süresi bitmeden yapılan ödemeler gözetilir. Ancak ödeme emrine itiraz süresinin geçmesinden sonra yapılan ödemeler dikkate alınmaz. Bu tür ödemeler kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınıp borçtan mahsup edilmelidir. Aksi halde ödeme tarihleri itibariyle takip konusu alacağa faiz yürütülüp, ödemenin öncelikle faize mahsup edilmesinden sonra kalan alacak saptanarak hüküm kurulmalıdır. Bu şekilde yapılacak işlem sonucu bulunan meblağ üzerinden hüküm kurulması infazda tereddüt yaratır. Davacının davadan önce yapılan ödemeler yönünden tüm borç ödenip, infaz edilmediği sürece hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi yerinde olup, hükmün direnmeye uygun daireye gönderilmesi gerekir. Sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüş ve gerekçesine katılmıyorum.
Old 06-02-2013, 11:27   #3
RuzgarEzel

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/14464
K. 2007/2564
T. 26.2.2007
• İTİRAZIN İPTALİ ( Değerlendirme Takip Tarihine Göre Yapılması Gereği )
• İNKAR TAZMİNATI ( İtirazın İptali Davalarında Değerlendirme Takip Tarihine Göre Yapılması Gereği )
• TAKİBE İTİRAZ EDİLDİKTEN SONRA DEĞİŞİK ZAMANLARDA ÖDEMELER YAPILMASI ( İtirazdan Sonra Yapılan Ödemelerin İcra Müdürlüğünce Gözetilmesi Suretiyle Davalının İtirazının İptaline ve Takibin Devamına Karar Verilmesi Gereği )
2004/m.67

ÖZET : Dava, alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ve inkar tazminatı talebine ilişkindir. İtirazın iptali davalarında, değerlendirmenin takip tarihi itibarıyla yapılması gerekir. Dosya kapsamından, davalının takip tarihi itibarıyla takip miktarı kadar borçlu olduğu, ancak takibe itiraz ettikten sonra değişik zamanlarda ödemeler yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, itirazdan sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce gözetilmesi suretiyle davalının itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından duruşmasız, davacı avukatınca da duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de dava miktar itibariyle duruşmaya tabi olmadığından bu isteğin reddiyle incelemenin evraklar üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı ile aralarındaki sözleşmeye uygun olarak bilgisayarlı tomografi hizmeti verdiğini, hizmetinin karşılığının ödenmediğini, yaptığı İcra takibine de davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, takipten sonra yapılan ödemeler nedeniyle davacının dava tarihi itibariyle asıl ve faiz alacağı kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen ilk hüküm, tarafların temyizi üzerine, dairemizce davalının temyiz itirazları reddedilerek, davacı temyizi yönünden, "davalının borca itirazında haksız olduğunun anlaşılması nedeniyle davacı yararına İİK 67/2. maddesi hükmüne göre asıl alacak üzerinden inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden" bahisle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda bu kez, daha önce verilen "davanın reddine" dair hükmün kesinleştiği gerekçesiyle, eldeki davanın sadece inkar tazminatına yönelik olduğu kabul edilerek, inkar tazminatı yönünden davanın kabulüne, asıl alacak üzerinden hesaplanan % 40 inkar tazminatı olan 1.324,93.YTL'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm, yine taraflarca temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen ilk hüküm dairemizce, "davalının icra takibine itirazında haksız olduğu, davacının inkar tazminatı talebinin kabul edilmesi gerektiği" belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, "davanın reddine" ilişkin ilk hükmün kesinleştiğinden bahisle sadece inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmiştir. Oysaki dava, İİK'nun 67'nci maddesi uyarınca, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK'nun 67'nci maddesine dayanılarak açılan itirazın iptali davalarında değerlendirmenin takip tarihi itibariyle yapılması zorunludur. Dava konusu olayda davalının, takip tarihi itibariyle takip miktarı kadar borçlu olduğu, ne var ki takibe itiraz ettikten sonra değişik zamanlarda asıl ve birikmiş faiz borcunu karşılar şekilde ödemeler yaptığı sabit olmakla, yapılan ödemelerin İcra müdürlüğünce gözetilmek suretiyle takibin devamına karar verilmesi gereklidir. Mahkemece, dairemize ait 04.05.2005 tarihli bozma kararı gerekçe gösterilerek, ilk hükümle verilen "davanın reddine" dair hükmün kesinleştiğinden bahisle sadece inkar tazminatının ödetilmesi ile ilgili hüküm kurulmuş olup, takip hukuku ile ilgili herhangi bir karar verilmemişse de, dairemize ait 04.05.2005 tarihli bozma ilamında, davalının takibe itirazının haksız olduğu açık olarak ifade edilmiş, bunun sonucunda da takip borçlusunun inkar tazminatı ödemesi gerektiği belirtilmiştir. Bozma kararında açıkca belirtilmese de, borçlunun İcra takibine haksız olarak itiraz etmesinin, inkar tazminatı dışında, icra masrafları ve İcra vekalet ücreti gibi takip hukukundan doğan diğer bazı sonuçları da vardır ki, davalı bunlardan da sorumludur. Nitekim dairemizce anılan bozma kararında, davacının diğer temyiz itirazlarının reddedildiği belirtilmemekle, bozma kararının, sadece inkar tazminatına ilişkin değil, hükmün tamamına yönelik olduğu anlaşılmakta olup, mahkemenin kabulünün aksine "davanın reddine" ilişkin ilk hükmün taraflar yönünden kesinleştiğinden ve bu durumun davalı yararına usuli müktesep hak teşkil ettiğinden söz etmek de mümkün değildir.

O halde mahkemece, itirazdan sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce gözetilmek suretiyle davalının takibe yaptığı itirazın iptaline, hesaplanacak vekalet ücretinin ve mahkeme masraflarının da davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, dairemiz bozma ilamına yanlış anlam verilerek "davanın reddine" ilişkin ilk hükmün 2006/14464/2564 kesinleştiğinden bahisle, yazılı şekilde sadece inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, 26.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 06-02-2013, 11:31   #4
av.metebey

 
Varsayılan

Karar için teşekkürler.Ama benim üzerinde çalıştığım olayda dosyaya önce itiraz ediliyor;ardından para yatırılıyor.Haliyle icra müdürü de dosyada itiraz kalkmadan parayı ödemiyor.Bu durumda ben borcun tamamına yönelik bir dava açmak durumundayım.
Old 06-02-2013, 11:46   #5
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.metebey
Karar için teşekkürler.Ama benim üzerinde çalıştığım olayda dosyaya önce itiraz ediliyor;ardından para yatırılıyor.Haliyle icra müdürü de dosyada itiraz kalkmadan parayı ödemiyor.Bu durumda ben borcun tamamına yönelik bir dava açmak durumundayım.
Dosyaya para yatırılmışsa, itiraz olsun olmasın yatan miktarı İcra Müdürünün ödemesi gerektiğini düşünüyorum. Borçlu dosyaya para yatırmışsa bu miktar üzerinden borcu kabul ediyor demektir ve önceki itirazı buna göre yorumlanmalıdır. Borcu olmadığını düşünen borçlunun dosyaya para yatırmasının bir mantığı yok. Kaldı ki para yatırma da itirazdan sonra olmuş dolayısıyla yanlışlıkla yatırıldı vs. bir savunma yapılması da imkansız.

İtirazın iptali yoluna giderseniz benim gibi düşünen bir hakime denk gelebilirsiniz ve dosya karışabilir. O nedenle bu yola gitmeden önce bence dosyaya yatırılan paranın tarafınıza ödenmesi için bir talep açın, talep reddedilirse şikayet yoluna gidin, şikayet de reddedilirse tüm miktar üzerinden itirazın iptali yoluna giderseniz. Şikayet kabul edilirse, sadece bakiye için itirazın iptalini istersiniz.
Old 06-02-2013, 11:52   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Dosyaya para yatırılmışsa, itiraz olsun olmasın yatan miktarı İcra Müdürünün ödemesi gerektiğini düşünüyorum. Borçlu dosyaya para yatırmışsa bu miktar üzerinden borcu kabul ediyor demektir ve önceki itirazı buna göre yorumlanmalıdır. Borcu olmadığını düşünen borçlunun dosyaya para yatırmasının bir mantığı yok. Kaldı ki para yatırma da itirazdan sonra olmuş dolayısıyla yanlışlıkla yatırıldı vs. bir savunma yapılması da imkansız.

İtirazın iptali yoluna giderseniz benim gibi düşünen bir hakime denk gelebilirsiniz ve dosya karışabilir. O nedenle bu yola gitmeden önce bence dosyaya yatırılan paranın tarafınıza ödenmesi için bir talep açın, talep reddedilirse şikayet yoluna gidin, şikayet de reddedilirse tüm miktar üzerinden itirazın iptali yoluna giderseniz. Şikayet kabul edilirse, sadece bakiye için itirazın iptalini istersiniz.

Aynı fikirdeyim.

Eğer takip durduğu için İcra müdürü ödeme yapmıyorsa, parayı hangi gerekçe ile kasaya alıyor?
Old 06-02-2013, 12:20   #7
suskun_juliette

 
Varsayılan

Aynı olay bizim kurum dosyamızda yaşanmıştı. Borçlu borca itiraz etti, takip durdu. Ancak sonrasında dosyayı kapatacak şekilde net tutarı icra dosyasına yatırdı. Haliyle müdür ödemeyi yapmaktan imtina etti. Borçludan paranın alacaklı vekiline ödenmesi için yazılı muvafakatı alındı, onam dosyaya sunularak bu şekilde ödeme bize teslim edilmişti.
Old 06-02-2013, 12:36   #8
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Niye imtina ediyor ?
Alacaklinin actigi takip dosyasina yatirilan para kime aittir ?
Ote yandan, borclu veya onun adina baskasi tarafindan para yatirilmasi, itirazdan zimnen (hattâ kesin) vazgzeçildigi anlamina gelmez mi?
Dikkat çekici ve dusundurucu durumlar, Kolay gelsin,,,
Old 06-02-2013, 12:52   #9
av.metebey

 
Varsayılan

Karşı taraf devlete ödenecek harç ve lehimize doğan vekalet ücretini ödemeden ana paranın tahsili ile anlaşmamızı istediler.Tabi kabul etmeyince de itirazı kaldırmadılar...Sayın Admin ve Sayın Mehmet Bey,söyledikleriniz gerçekten daha mantıklı geldi.Yani ödenen miktarı şikayet yoluyla tahsil etmek daha kolay lakin kalan miktar için illaki itirazın iptali açılacak.Bu yüzden iki iş yapmak yerine sadece itirazın iptalini talep ederim galiba...
Old 06-02-2013, 13:11   #10
olgu

 
Varsayılan

İdare aleyhine başattığımız neredeyse tüm takiplere itiraz geliyor. itirazdan 1-2 hafta sonrada para yatırıyorlar

Şmidiye kadar hiçbir icra müdürü de parayı öderken sıkıntı yaratmadı hatta "keşke para yatmadan dava açsaydınız inkar tazminatı alırdınız" dediler.
Old 12-02-2015, 17:34   #11
av. necmi

 
Varsayılan

kolay gelsin arkadaşlar. konuyu hortlatmak gibi oluyor ama benim başımda da aynı durum var. yapılan adi takibe borçlu talimatla borca itiraz göndermiş. itiraz dosyaya gelmeden de icra müdürlüğünü arayarak dosya hesabını çıkartmış ve icraya yatırmış. daha sonra biz parayı çekmeden borca itiraz dilekçesi dosyaya girmesi üzerine icra müdürlüğü takibi durdurmuş. biz dosyanın hesabımıza gönderilmesini talep ettik. müdürlük ise itiraz edildiğinden ve paranın ödenmesine ilişkin bir muvafakat olmadığnıdan talebimizi reddetti. itirazın iptali davası açsak hukuki yarar yokluğundan reddedilme ihtimali yüksek gibi geliyor. memur muamelesini şikayet etmeyi düşünüyoruz. bununla ilgili fikri ve bilgisi olan arkadaşlardan tavsiye bekliyorum. şimdiden teşekkürler
Old 12-02-2015, 18:41   #12
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av. necmi
kolay gelsin arkadaşlar. konuyu hortlatmak gibi oluyor ama benim başımda da aynı durum var. yapılan adi takibe borçlu talimatla borca itiraz göndermiş. itiraz dosyaya gelmeden de icra müdürlüğünü arayarak dosya hesabını çıkartmış ve icraya yatırmış. daha sonra biz parayı çekmeden borca itiraz dilekçesi dosyaya girmesi üzerine icra müdürlüğü takibi durdurmuş. biz dosyanın hesabımıza gönderilmesini talep ettik. müdürlük ise itiraz edildiğinden ve paranın ödenmesine ilişkin bir muvafakat olmadığnıdan talebimizi reddetti. itirazın iptali davası açsak hukuki yarar yokluğundan reddedilme ihtimali yüksek gibi geliyor. memur muamelesini şikayet etmeyi düşünüyoruz. bununla ilgili fikri ve bilgisi olan arkadaşlardan tavsiye bekliyorum. şimdiden teşekkürler

Aynı durumda olan bir dosyamız vardı. Borçlu yatan paranın iadesine muvafakat etmediği için parayı çekemedik. İtirazın iptali davası açtık, sonuçlandı; borçlu %20 inkar tazminatına mahkum edildi.
Old 13-02-2015, 12:24   #13
Fatih Kabadayı

 
Varsayılan

Tebligat parçasının dönmesinden ve dosya borcuna itirazdan sonra ödenen paranın ise takip borçlusunun borca itiraz ettikten sonra takip konusu borcu ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin icra dairesine ödemesi halinde itirazından vazgeçmiş sayılacağından dosyaya ödenen paranın dosya alacaklısına ödenmesi gerekir (Yargıtay 12. HD. 31.05.1990 Tarih ve 1990/6003 E,1990/6687 K. Sayılı ilamı)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İhalenİn Feshİ Davasinda BorÇlunun Lehİne Olan Bİr Duruma BorÇlu İtİraz Edebİlİr Mİ? av.rahsan Meslektaşların Soruları 1 28-08-2012 10:26
İdarİ Para Cezalari İtİraz Usulu Güldal Meslektaşların Soruları 3 29-03-2011 23:56
Ölen BorÇlu, İcraya İtİraz, Terkenİn Taksİmİ? pathem Meslektaşların Soruları 6 21-05-2010 17:50
İdarİ Para Cezasina İtİraz Av.TYILMAZ Meslektaşların Soruları 9 12-01-2009 16:56
TeblİĞden Önce İtİraz AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 6 31-12-2008 16:00


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07846689 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.