Hizmet tespit davasında işverenin yükümlülüğü hakkında yardım

Merhabalar değerli meslektaşlarım,
mesleğin başında genç bir avukatım ve bir akrabamdan aldığım ilk dava için tecrübeli meslektaşların deneyim ve bilgilerine ihtiyaç duymaktayım.

Müvekkil, kocasına ait işyerinden 1989 yılında sigortalı olarak işe giriş bildirgesi yapılıyor fakat hiç pirim ödenmiyor. İşe giriş bildirgesi yapıldığından, yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre 5 yıllık zamanaşımına takılmadığımızı biliyorum. İşçinin 1989 yılında işverenin yanında 1 ay kadar çalıştığını ve günsüz işe giriş yapıldığını belirterek hizmet tespiti için dava açacağım. Fakat sorum şu;
İşveren, işçinin kocası olduğundan yargılama sonunda büyük bir idari para cezası veya başkaca bir maddi yaptırımla karşı karşıya gelme kaygımız var.
Yargılama sonunda 1 aylık sigorta pirim ve idari para cezası olarak da o dönemin asgari ücretinin 2 katı kadar parayı 1989 yılından bu yana faiziyle birlikte ödemeye mi mahkum edilir? Ne gibi bir para cezası çıkar, işveren yargılama sonunda ne kadarlık bir melağ ödemekle yükümlü olur.

Vakit ayırdığınız için teşekkürler, iyi çalışmalar.

Şunu sormak istiyorum: 1989 yılına ilişkin 1 aylık hizmet tespiti davası açmadaki yararınız nedir? Yaşlılık aylığı şartlarının oluşmuş olması için, sigortalılık başlangıç tarihinin 1989 yılı olması amacıyla mı açacaksınız bu davayı?

İşverenin kocası olması olayda muvazaa ihtimalini de güçlendirecektir. Bu hususu da araştırmanızı tavsiye ederim.

Gelir Vergisi Kanunu
Madde 41- Aşağıda yazılı ödemelerin gider olarak indirilmesi kabul olunmaz:
2. Teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komisyonlar ve tazminatlar;

Alıntı: Yazan av.cenal Merhabalar değerli meslektaşlarım, mesleğin başında genç bir avukatım ve bir akrabamdan aldığım ilk dava için tecrübeli meslektaşların deneyim ve bilgilerine ihtiyaç duymaktayım. Müvekkil, kocasına ait işyerinden 1989 yılında sigortalı olarak işe giriş bildirgesi yapılıyor fakat hiç pirim ödenmiyor. İşe giriş bildirgesi yapıldığından, yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre 5 yıllık zamanaşımına takılmadığımızı biliyorum. İşçinin 1989 yılında işverenin yanında 1 ay kadar çalıştığını ve günsüz işe giriş yapıldığını belirterek hizmet tespiti için dava açacağım. Fakat sorum şu; İşveren, işçinin kocası olduğundan yargılama sonunda büyük bir idari para cezası veya başkaca bir maddi yaptırımla karşı karşıya gelme kaygımız var. Yargılama sonunda 1 aylık sigorta pirim ve idari para cezası olarak da o dönemin asgari ücretinin 2 katı kadar parayı 1989 yılından bu yana faiziyle birlikte ödemeye mi mahkum edilir? Ne gibi bir para cezası çıkar, işveren yargılama sonunda ne kadarlık bir melağ ödemekle yükümlü olur. Vakit ayırdığınız için teşekkürler, iyi çalışmalar.

anladığım kadarı ile emeklilik için 1 aylık sigortalılık süresine ihtiyacınız var. öncelikle belirtmekte fayda var ki bu tür davalarda işverenin bu işçi yanımda çalışıyordu şeklindeki ikrarı hakimi bağlamaz zira hizmet tespit davası niteliği itibari ile kamu davası olarak görülür. O tarihlerde davalının yanında başka sigortalı işçi çalışmış mı, çalışmış ise tanık olarak dinletebilirsiniz ya da o tarihlerdeki komşu işyerlerinin sahiplerini tanık olarak dinletebilirsiniz.
Diyelim ki ispat sorununu aştınız, mahkeme davanızı kabul etti ve 1 aylık sürenin tespitine karar verdi.
Kararın kesinleşmesinden sonra davalıdan sigortanın tahsilini isteyeceği kalemler;
1- 1 aylık ( o yıla ait) asgari ücretin 2 katı tutarında para cezasının faizi ile birlikte tahsili,
2- 1 aylık primin ödenmesi (faizi ile birlikte)
bu kalemlerden başka ödeme yapmaz. Zaten bu rakamın da peşin ödenmesi halinde %25 indirim yapılıyor.

Alıntı: Yazan ahmetmugla anladığım kadarı ile emeklilik için 1 aylık sigortalılık süresine ihtiyacınız var. öncelikle belirtmekte fayda var ki bu tür davalarda işverenin bu işçi yanımda çalışıyordu şeklindeki ikrarı hakimi bağlamaz zira hizmet tespit davası niteliği itibari ile kamu davası olarak görülür. O tarihlerde davalının yanında başka sigortalı işçi çalışmış mı, çalışmış ise tanık olarak dinletebilirsiniz ya da o tarihlerdeki komşu işyerlerinin sahiplerini tanık olarak dinletebilirsiniz. Diyelim ki ispat sorununu aştınız, mahkeme davanızı kabul etti ve 1 aylık sürenin tespitine karar verdi. Kararın kesinleşmesinden sonra davalıdan sigortanın tahsilini isteyeceği kalemler; 1- 1 aylık ( o yıla ait) asgari ücretin 2 katı tutarında para cezasının faizi ile birlikte tahsili, 2- 1 aylık primin ödenmesi (faizi ile birlikte) bu kalemlerden başka ödeme yapmaz. Zaten bu rakamın da peşin ödenmesi halinde %25 indirim yapılıyor.

konuyu yernilemiş olacağım ancak bu konuyu araştıran arkadaşlar için eksik bilgi olmaması açısından işverenin dava neticesinde ödeme yapması gereken kalemler arasına;

a) bildirim yapılmayan her aya ait işsizlik primini eklemek gerekiyor. Bu işsizlik ve sigorta primlerinin ayrı ayrı ait oldukları aylardan ödeme zamanına kadar işlemiş gecikme zammı ile birlikte tahsil edileceğini de belirtmek isterim.

b) İşverenin işçinin almakta olduğu maaşından gelir vergisi kesintisi yaparak Vergi Dairesi'ne ödemesi gerekiyor. Hizmet tespit davasının kesinleşmesi
üzerine işin içine Vergi Dairesi de giriyor ve;
b-1:çalışılan her ayın gelir vergisi işverenden her aya ait son ödeme gününden ödeme tarihine kadar işleyecek gecikme zammı ile birlikte tahsili yoluna gidiliyor.
b-2: Vergi Usul Kanunun 344. maddesi uyarınca:
341 inci maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesilir.
hükmü uyarınca vergi dairesine bildirilmeyen her ay için o ay kesilmesi gereken gelir vergisi vergi ziyai cezası olarak işverenden tahsil ediliyor.
Yani işveren her aya ait gelir vergisi+gelir vergisinin gecikme zammı+ ödeyeceği gelir vergisi kadar vergi ziyaı cezasını vergi dairesine ödemek zorunda kalıyor.