Kefil Tarafından Sahte İmza İddiası ile Açılan Menfi Tespit Davası Sırasında Asıl Borçlunun Borcunu Ödemesi Durumunda Dosya Düşer Mi?

Müvekkilim imzası taklit edilmek suretiyle, bir Bankadan çekilen krediye kefil yapılmıştır? İcra takibinde ödeme emri de muhtara tebliğ edildiği için, itiraz hakkımızı kaybettik. Bunun üzerine, sahte imza sebebiyle menfi tespit davası açtık. Ancak, davayı açtıktan sonra, asıl borçlu borcu ödedi. Bu durumda mahkeme dosyayı yokluktan red edecek mi? Bu durumda vekalet ücreti ve mahkeme masrafları ne olacak? Ayrıca, Müvekkilin Merkez Bankası sicili de bozuldu. Şu anda kredi çekemiyor. Zira , alacağımız karar ile Merkez Bankası'na da başvuru yapacaktık.Başka bir yol var mı?
Yorumlarınızı bekliyorum.Şimdiden teşekkürler.

Alıntı: Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri MADDE 331 - (1) Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. (2) Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder. (3) Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hallerde yargılama giderleri davacıya yükletilir.

İcraya konu olan borç asıl borçlu tarafından ödendiği için büyük ihtimalle mahkeme tarafından, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı kararı verilecektir. Vekalet ücreti ve giderler ise haksız olan tarafa yüklenmesi gerekmektedir. Merkez Bankasına karar ile başvurmayı düşündüğünüzü belirtmişsiniz, ceza davası açıldı mı? Daha doğrusu sahte imza nedeniyle Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundunuz mu? Şayet ceza davasında sahte imza tespit edilirse, bu kararı da kullanabilmeniz mümkün olacaktır. Şu an için aklıma gelenler bu kadar. Kolay gelsin.

Öncelikle yanıtınız için teşekkürler. Ceza davası açmadık .Zira sahteciliği yapan, müvekkilin bir akrabası o nedenle, akrabaların araya girmesi ile şikayette bulunamadık. Ancak, sonuçta borcun ödenmesi müvekkilin sicilini temize çıkarmadı. Bir de bunun üzerine karşı tarafa vekalet ücreti çıkarsa kötü olur. O nedenle ,Menfi tespit davasını tazminata çevirmeyi düşünüyorum.

Peki ihtimalleri zorlayalım, menfi tespit davasında imza üzerine bilirkişi incelemesi yapıldı mı? Şayet lehe bir rapor varsa kullanılabilinir. Kaldı ki, bu duruma ilişkin bir tespit bulunuyorsa mahkeme tarafından gerekçeli kararında yer verilmesi de gerekir diye düşünüyorum.

Maalesef daha inceleme yapılmadı.Karşı taraf cevaplarını sundu. Bende ikinci cevabımı sundum. Zira, ikinci cevabımda baştan beri bir borç ilişkisi kurulmadığını ileri sürdüm. Çünkü, ortada kefil olarak atılmış bir imza yok. Sizce bu aşamada tespit davasını tazminata çevirebilir miyim?

Şahsi görüşümce tazminat talebinizi, müvekkilinizin akrabasına yöneltebilirsiniz. Sahte imza nedeniyle, kredi veren kurumda bir nevi dolandırılmış durumdadır. Tazminat talebinizi kredi veren kuruma ancak kurumun imzanın sahte olduğunu bildiğini ya da bilebilecek durumda olduğunu kanıtlamanız halinde yöneltmeniz doğru olacaktır. Bu da oldukça güç bir ispat olacaktır. Ancak imzanın müvekkilinize ait olmadığı gerekçesiyle tespit davasına çevirmeyi deneyin derim.

Ancak, banka çalışanı bu tarz eylemlerinden dolayı zaten görevden alınmış. Ayrıca, Müvekkil takip öncesinde Bankaya, imzanın kendine ait olmadığına ilişkin ihtarname göndermiş. Bir de Bankanın kusursuz sorumluluğu var. Zira basiretli tacir. Ön incelme aşamasından önce menfi tespit davasında fazlaya ilişkin haklarımı saklı tuttuğum için ek dava dilekçesiyle tazminat talep etmem en mantıklısı diye düşündüm şimdi. Siz ne dersiniz?

İşveren olarak bankanın kusursuz sorumluluğu burada düşünülebilinir. (Banka çalışanın görevini kötüye kullanması ve ilgili bankanın çalışanı üzerinde yeterli denetimi de yapmadığı göz önüne alınırsa)Ayrı bir davaya da konu edebilirsiniz. Ancak burada maddi ya da manevi zararınızı ispat etmeniz gerekmektedir. Ama yine de tazminat davasının sonucunun müvekkilinizin Merkez Bankasındaki sicili üzerindeki etkisi ne derece de olur bilemiyorum.

Bakalım, ben ek beyanlarımı içeren bir dilekçe ile açıklama yaptım. Pazartesi günü de hakimle görüşeceğim. Bir kaç meslektaş ile yaptığımız tartışma sonucu , menfi tespit davasının tespit niteliğinde ve borç olup olmadığına değil, müvekkilin borçluluğuna ilişkin talepleri içerdiğini beyanla, davanın devam etmesi gerektiği neticesine vardık. Gelişmelerden sizleri de haberdar edicem.