Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Araç devri - Devre İlişkin Vekalet - Azil

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-12-2012, 13:25   #1
Av. Ali YILMAZKARA

 
Varsayılan Araç devri - Devre İlişkin Vekalet - Azil

Müvekkil ile X şahsı arasında 9.000 Tl karşılığı motorsiklet alım satımı kararlaştırılıyor Müvekkil parasını ödüyor X motoru fiziken Müvekkilime araç satış/devir yetkisini içerir vekaletname ile birlikte teslim ediyor.

Müvekkil vekaletname ile Y'ye aracı devretmek için notere gittiğinde X'i de tanıyan noter bu vekaletnamenin iptal edildiğini söylüyor. Buna müteakip jandarma Müvekkilimizi arayıp motor olayı ile ilgili dolandırıcılık suçundan dolayı şüpheli sıfatı ile ifade vermesi gerektiğini söyleyip karakola davet ediyor.

Sorun burada baş gösteriyor. Asıl dolandırıcı X ve Müvekkilin 9.000 Tl verdiğine ilişkin hiç bir belge ve evrakı yok, o motorun kendisinde olmasına güvenerek parayı veriyor.

Müvekkil geçerli bir azil olup olmadığını bilmiyor sadece ona noterde söylenen o daha karakola gitmiş ve şüpheli sıfatı ile ifade vermiş de değil. Bu noktada halen daha elindeki vekaletname ile motoru 3. kişiye devretmiş olması noktasında (noterce düzenlenmiş vekaletname uyarınca) devir geçerli midir?

Özel vekaletnamede ki yetkinin sona ermiş olması için Azilname tebliği yahut hangi hususlar esas kriterdir?
Old 03-12-2012, 15:32   #2
av. gülnur

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım;
azilname tebliğ edilmediği sürece kendini yetkili bilerek işlem yapan vekilin yaptığı işlemde hukuka aykırılık yoktur. Ayrıca eğer çok kısa süre içinde azletme sözkonusu ise (hayatın olağan akışı meselesinden dolayı), siz de X şahsı hakkında dolandırıcılık nedeniyle suç duyurusunda bulunmalısınız diye düşünüyorum. Şu kararlardan yararlanabilirsiniz:
T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 1978/2147
K. 1978/2297
T. 16.5.1978
• İŞTİRAK HALİNDE MÜLKİYET ( Vekilin Satış Vaadinde Bulunması )
• SATIŞ VAADİ ( İştirak Halinde Mülkiyete Tabi Taşınmaz )
• AZİLNAMENİN TEBLİNDEN ÖNCE YAPILAN İŞLEM ( Müvekkili Bağlaması )
• VEKALET ( Vekilin Azilnamenin Tebliğinden Önce Yaptığı İşlemler )
743/m.630
818/m.213,386,397,398
ÖZET : İştirak halinde mülkiyet payının satışının vaat edilmesi borç doğurucu bir işlem olduğundan geçerlidir.

DAVA : Taraflar arasındaki satış sözleşmesinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava konusu satış senedinin geçersizliğine ilişkin olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:

KARAR : Davacı, miras bırakanı babasından kendisi ile anası F. ve kardeşlerine intikal eden taşınmazın bir bölümünün, kendisine vekalet verdikleri kardeşi N. tarafından davalılara satışının vaat edildiğini, oysa sözleşme düzenlenmeden önce anaları F. ölmüş, kendisi de vekili N.`yi azletmiş olduğu gibi satışı vaat edilen taşınmazda iştirak halinde mülkiyet durumu söz konusu olup bu yönden de geçersiz bulunması nedeniyle sözleşmesinin iptaline ve bu yere davalıların el atmalarının önlenmesine karar verilmesini istemiş ve 2.03.1977 günlü oturumda isteğin ikinci bölümü atiye terk edilmiştir.

Davalılar iyi niyetli olduklarını, vekilin azledildiğinden sözleşme sırasında haberleri olmadığını, anaları F.`nin ölümünün vekaleti mutlak şekilde sona erdirmeyeceğini savunmuşlardır.

Mahkemece verasette iştirak durumundan, azilden ve satış vaadinde bulunanlardan F.`nin sözleşme sırasında ölü olup vekaletinin sona erdiğinden söz edilerek sözleşmenin geçersizliğine karar verilmiştir.

1 - BK.nun 397. maddesi hükmü gereğince vekalet, müvekkilin ölümü ile sona erer. Dosyada bulunan mirasçılık belgesine göre F. 11.2.1970 gününde ölmüş ve kendisine vekaleten satış vadi sözleşmesi bu tarihten sonra 3.4.1970 gününde düzenlenmiştir. F. tarafından verilen 17.1.1966 günlü vekaletnamede, vekaletin ölümden sonra da hüküm taşıyacağına dair bir açıklık yoktur. O halde karar bu nedenle miras bırakan F. bakımından doğrudur. Davalıların bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2 - MK.nun 630. maddesinin son fıkrasına göre iştirak halinde mülkiyet durumu devam ettikçe şayi cüzde tasarruf caiz değildir. Ancak, burada yasaklanan husus tasarruf ve temlik işlemidir. Oysa iştirak halinde mülkiyet payının satışının vaat edilmesi bu nitelikte olmayıp borç doğuran bir işlemdir. Nitekim vaadde bulunan kimsenin diğer paydaşlarla anlaşarak taşınmazın tümünü adına tescil ettirmesi veya iştirak halindeki mülkiyeti müşterek mülkiyete çevirtmesi ve böylece taşınmazın tümünü veya müşterek mülkiyet payını davalı alıcılara devretmesi mümkündür. Burada mutlak imkansızlık söz konusu değlidir. Bu durumda satış vaadinin geçerli olduğunun kabulü gerekir.

Davacı tarafından gönderilen 2.4.1970 günlü azilname sözleşme düzenlendikten sonra 9.4.1970 gününde vekile tebliğ edilmiştir. Satış vaadi azlin tebliğinden önce yani vekilin yetkili bulunduğu sırada yapılmış olması nedeniyle geçerlidir ve bu sözleşme müvekkili bağlar. ( BK. m. 398 )

Öte yandan davacı ifraz edilecek 9 ve 11 sayılı parsellerin satışını vadetmiş olup kök muris M.K.`den intikal eden taşınmazlar için hazırlanmış olan ifraz haritasının 6785 sayılı İmar Kanunu`nun 39. maddesine uygun olduğu satışı vaat edilen müfrez parselleri de içeren taşınmazın 12 parçaya ifrazından engel bulunmadığı 21.5.1970 günlü belediye encümen kararı ile buna ekli haritanın incelenmesinden anlaşılmaktadır.

O halde mahkemece bütün bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın 2. bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 16.5.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2001/2-510
K. 2001/509
T. 13.6.2001
• VEKİLİN AZLİ ( Vekilin Önceden Duruşmadaki Beyanının Geçerliliğine Etki Etmemesi )
• DURUŞMADA BEYANDA BULUNDUKTAN SONRA AZLEDİLEN VEKİL ( Beyanının Geçerliliğini Koruması )

743/m.134
ÖZET : Daha önce beyanda bulunan vekilin sonra vekaletten azledilmesi beyanını geçersiz kılmaz. Davacı vekilinin oturumdaki beyanı gerçekleşen olayların hoşgörü ile karşılandığı ve evlilik birliğini temelden sarsacak ağırlıkta görülmediğini gösterir. Bu nedenle boşanma davasının reddi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 06/07/2000 gün ve 391-388 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 18/01/2001 gün ve 2000/14851-2001/763 sayılı ilamı ile; ( ...Daha önce beyanda bulunan vekilin sonra vekaletten azledilmesi beyanını geçersiz kılmaz.

Davacı vekilinin 29/11/1999 günlü oturumdaki beyanın gerçekleşen olayların hoşgörü ile karşılandığı ve evlilik birliğini temelden sarsacak ağırlıkta görülmediğini gösterir. Boşanma davasının reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13/06/2001 gününde, oy çokluğu ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
azil vekalet ücreti NAZ80 Meslektaşların Soruları 11 27-06-2012 11:14
haksız azil halinde vekalet ücreti, karşı vekalet ücreti talebi için kesinleşme şartı emrahcevik Meslektaşların Soruları 2 10-12-2011 19:02
Lmited şirktte noterdn hisse devri olmsına rağmn devre yanşılmaması ve fesih talebi asyadan Meslektaşların Soruları 1 10-06-2010 00:13
Azil-Vekalet Ücreti Av.Olcay Pehlivanlıoğlu Meslektaşların Soruları 3 12-09-2008 19:39
araç vekaleti + bedelin ödenmemesi+Azil av.buğra Meslektaşların Soruları 1 08-04-2008 18:13


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04451990 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.