Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

bonoyu asıl borçlunun rızasına binaen onun imzasını taklitle imzalayanın sorumluluğu?

Yanıt
Konu Notu: 2 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-10-2011, 21:00   #1
GECE

 
Varsayılan bonoyu asıl borçlunun rızasına binaen onun imzasını taklitle imzalayanın sorumluluğu?

Arkadaşlar,
A, ablası B ve abisi C'nin ortağı ve kurucusu olduğu ltd. şirkette hiçbir yetki ve ortaklığı olmaksızın sigortalı çalışan. şirketin aldığı mallar için bono düzenleniyor ve keşideci (borçlu) kısma şirketin kaşesi basılıyor ve kaşenin üzerine ve bir de yanına olmak üzere 2 imza atılıyor. bu imzaları, A, şirketin ortağı ve yetkilisi olan ablası B'nin talimatı üzerine B'nin imzasını taklit ederek imzalıyor. (B, bu imzanın kendi rızasına binaen A tarafından atıldığını kabul ediyor zaten.)yani A, kendi imzasını atmamış, kendi adını vs de yazmamış, sadece kaşe üzerini ve yan kısmını şirket yetkilisinin imzasını taklit ederek imza atmış. alacaklı, imzayı atanın A olduğunu bildiği için ödenmemiş senetleri şirketi ve A'yı borçlu göstererek icraya koyuyor (Örnek 10, kambiyo takibi). 5 günlük itiraz süresi henüz dolmamış.
1- A'yı bu borçtan kurtarmanın yolu var mıdır? A'nın bu icra takibinde taraf sıfatı var mıdır? A, imzaya itiraz ederse, süreç aleyhe sonuçlanır mı?
2- Tarafları ve takip türü aynı olan bonolar 2 ayrı icra dosyasına konu olmuş, bu 2 dosyada da yapılacak itiraz, tek dosyada ileri sürülebilir, değil mi?
Old 26-10-2011, 09:06   #2
emi_shn

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
6.Ceza Dairesi
Esas: 2002/4621
Karar: 2002/5663
Karar Tarihi: 02.05.2002
 
SAHTEC
İLİK SUÇU - SANIĞIN KARDEŞİNİN ÇEKİNİ KULLANARAK KENDİ İMZASINI ATMASI - ŞİRKETİN SANIĞIN YAPTIĞI EYLEMİ BİLMESİ - SANIĞIN ÇEKİ ŞİRKETE VERMESİNİN SAHTECİLİK SUÇUNU OLUŞTURMAYACAĞI
ÖZET: San

ığın kardeşinin onayı ile ona ait borç için çek'ini kullanarak kendi imzasını da atmak suretiyle bu durumu bilen müşteki şirkete vermesinin sahtecilik suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
(765 S. K. m. 349)
Dava: Sahtecilikten san
ık S.Y. nın hakkında yapılan duruşma sonunda: Mahkumiyetine dair Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 25.9.2000 tarihli hükmün temyizen tetkiki sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından bozma isteyen 7.3.2002 tarihli tebliğname ile 25.3.2002 tarihinde daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Sanığın kardeşi S .Y. nın onayı ile ona ait borç için çek'ini kullanarak kendi imzasını da atmak suretiyle bu durumu bilen müşteki şirkete vermesinin sahtecilik suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, sanık S. Y. nın vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, 02.05.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Bu karar belki işinize yarayabilir ancak kararda sanığın kardeşi kendi imzasını atıyor, sizin sorunuzda ise kişi ablasının imzasını taklit ettiği için karşı taraf resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçunun oluştuğundan bahisle savcılığa suç duyurusunda da bulunabilir diye düşünüyorum.

Old 26-10-2011, 14:47   #4
GECE

 
Varsayılan

Cevaplar için tşkler...
olayın cezai boyutu: A, burada başkasının(B) imzasını taklit ederek bonoyu imzalıyor. Ama adına imza atılan kişi, B, imzayı kendi yerine atması için A'ya talimat verdiğini yani bilgi ve rızasının varlığını kabul ediyor. dolayısıyla resmi evrakta sahtecilik suçundan suç duyurusunda bulunulsa bile B'nin (imzası taklit edilenin) rızası ve bilgisinin varlığı nedeniyle A'nın suç kastı olmadığı gerekçesiyle A, beraat eder kanısındayım. nitekim şu yargıtay kararı da fikrimi kuvvetlendiriyor: YARGITAY 11.Ceza Dairesi Esas: 2004/2973 Karar: 2006/1566 KT: 06.03.2006: "Mağdurun rızası açık olabileceği gibi zımni’de olabilir. Özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığı kabul olunamaz."
ayrıca tck'da mağdurun rızası da hukuka uygunluk nedenlerindendir, bu da suçun manevi unsurunun oluşmadığını gösterir.
ancak evrakın kambiyo senedi olması nedeniyle tck'ya göre resmi belge sayıldığından, imzası taklit edilenin bilgi ve rızasının varlığı resmi belge olması nedeniyle suçun oluşmaması için yeterli olur mu? çünkü burada resmi belge söz konusu olduğundan kamunun da mağdur sıfatı olduğu düşünüldüğünde bundan emin değilim.
olayın hukuki boyutu: A, bu olayda icra mahkemesinde hem borca itiraz hem de imzaya itiraz etse. şöyle ki: borca itirazda: "ben borçlu şirkette sigortalı çalışandım, ortak ya da temsilci değilim.bonolar borçlu ve alacaklı şirketler arasında mal alışverişi ile ilgili, bonoda da bedeli malen alındı yazıyor zaten. dolayısıyla benim alacaklı şirkete borcum yok. "
imzaya itirazda da: "imzalar tarafıma ait değildir, borçlu şirketin ortağı ve temsilcisi olan B'nin imzasıdır. bu yüzden imzaya da itiraz ediyorum" şeklinde itiraz yapılsa akıbeti ne olur.imza A'nın elinden çıktı ama A'nın kendi imzası değil, senetteki imzalar başka kurumlardan getirilecek A'ya ait imzalarla da benzeşmiyor.
özellikle hukuki boyutu ile ilgili yorumlarınızı bekliyorum... herkese iyi çalışmalar...
Old 26-10-2011, 18:07   #5
ilhan13

 
Varsayılan

Şirket, İcra Mahkemesi'ne başvurarak imzaya itiraz etmeli ve senedin geçersiz olduğunu ileri sürmelidir. Çünkü borçlunun imzası senedin zorunlu unsurlarındandır. İmza şirkete ait olmadığına göre, senet geçersizdir. A'nın ise borçtan kurtulmasının tek yolu, genel mahkemede Menfi Tespit davası açmaktır. Olayda mağdur olan senet lehdarı mal sahibi de şirkete karşı alacak davası açmalıdır. Yani bence olaydaki herkesin açması gereken bir dava var
Old 26-10-2011, 18:14   #6
BaharB

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ilhan13
Şirket, İcra Mahkemesi'ne başvurarak imzaya itiraz etmeli ve senedin geçersiz olduğunu ileri sürmelidir. Çünkü borçlunun imzası senedin zorunlu unsurlarındandır. İmza şirkete ait olmadığına göre, senet geçersizdir. A'nın ise borçtan kurtulmasının tek yolu, genel mahkemede Menfi Tespit davası açmaktır. Olayda mağdur olan senet lehdarı mal sahibi de şirkete karşı alacak davası açmalıdır. Yani bence olaydaki herkesin açması gereken bir dava var
Bu durumda savcının da açması gereken iki dava bulunuyor sanırım: Şirket yetkililerine karşı dolandırıcılık, A'ya karşı ise sahtecilik.
Old 26-10-2011, 18:18   #7
GECE

 
Varsayılan

SAYIN İLHAN13,
borçlu şirket borcu da imzayı da inkar etmiyor zaten. ben A'nın (senedi, borçlu şirket yetkilisinin bilgisi dahilinde onun imzasını taklit ederek imzalayan) avukatıyım. yani benim derdim A'yı bu borçtan kurtarmak...
Old 26-10-2011, 18:27   #8
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Anlamak için...

Sayın GECE,

1.Ltd.Şti. = Temsil ve ilzam ?
2.(A)'nın hukuksal durumunun irdelenmesi =
2.1.Yetkisiz Temsil=
2.2.Şirketi İlzam Etmeyen İmzanın Şahsi Sorumluluğu=
2.3.İmza taklidi=
2.4.(A)'nın eyleminin gerçekleşmesinde (B)'nin (Veya C'nin) yönlendirmesi ve azmettirmesi gibi bir iddianın hukuksal dayanağının bulunup bulunmadığı ?

Şimdilik...
Saygılarımla
Old 26-10-2011, 18:36   #9
GECE

 
Varsayılan

TTK m.690 atfıyla bonolarda da uygulanacak olan TTK m.590: "Temsile salâhiyetli olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatiyle bir poliçeye imzasını koyan kimse, o poliçeden dolayı bizzat mesul olur ve poliçeyi ödediği takdirde temsil olunan haiz olabileceği haklara sahip olur. Salâhiyetini aşan temsilci için dahi hüküm böyledir."
A'nın bono bedelinden TTK m. 590 uyarınca sorumlu olacağı akla gelse de; imzanın A'nın eli ürünü olmakla beraber kendi imzası olmaması, imzanın şirket ortağı ve yetkilisi B'nin imzasını B'nin rızası-bilgisi dahilinde takliden atılmış olması; şirketin de imzayı ve borcu inkar etmemesi karşısında TTK m. 590 uygulanmaz ümidindeyim ama
Old 26-10-2011, 23:10   #10
BALDIRAN

 
Varsayılan

Sayın Gece.Bono üzerindeki adına imza dediğimiz işaret, A nın elinin ürünü olmasına rağmen, (sırf bu işaret, B nin işaretine/imzasına benzesin diye farklı biçimde atıldı diye) sizi, bu imzanın A ya ait olmadığı düşüncesini ısrarla savunmanıza sebep olan görüşün hukuki dayanağını paylaşabilirmisiniz. Ben,imza, ister o şekle benzesin, ister bu şekle, bir kimsenin eli ürünü olduğu tespit edilebiliyorsa(yada ikrar ediliyora) o imzanın atıldığı metin o kişiyi bağlar düşüncesindeyim. Aksi halde, hukuki güvenlik alt üst olur kanısındayım.Saygılar
Old 26-10-2011, 23:18   #11
BALDIRAN

 
Varsayılan

Ayrıca, kanımca, resmi evrakta sahtekarlık suçunda korunan hukuki yarar, ticari hayatın güvenliği ve kıymetli evraklara duyulan itimadı korumaktır ve B nin rızasının (yani, imzanın kendi imzasına benzetilerek atılmasına rıza göstermesinin) bu suçun oluşumuna engel olmayacağı kanısındayım. B, kendi imzasını atsaydı, suç oluşmayacak, atılan 2 imza hem şahsen B yi hem de dolayısıyla şirketi bağlayacaktı. İmzayı A atmışsa,bu imza evveliyetle A yı bağlar,ve ceza kanunu açısından sshtecilik suçu oluşmuştur kanısındayım. Dolandırcılık suçu açısından da dava açılmasını muhtemel görüyorum.Saygılar
Old 27-10-2011, 10:15   #12
emi_shn

 
Varsayılan

Sayın Gece olayın hukuki boyutu açısından imzaya itiraz etmek istediğinizi belirtmişsiniz.Ancak imzaya itiraz açısından öne sürdüğünüz gerekçeler tatmin edici değil.Bu açıdan sayın Baldıran'ın mesajına katılıyorum.
Zira imzaya itiraz eden kişi,imzanın kendi imzası karakterini taşımadığını değil imzanın kendi elinden çıkmadığını ispat etmek durumundadır. Bu halde siz imzaya itiraz etseniz ve alacaklı itirazın iptali davasında imzanın A ya ait olduğunun tespiti için Adli Tıp a gönderilmesini istese yine imzanın müvekkilinize ait olduğu ortaya çıkacak ve %40 icra inkar tazminatı ödemek durumunda kalacaksınız.
Old 27-10-2011, 17:46   #14
GECE

 
Varsayılan

sayın İLHAN13,
birkaç senet var. miktarları da toplamda 35.000 TL civarı.
neden sordunuz ki?
Old 27-10-2011, 18:07   #15
GECE

 
Varsayılan

sayın BALDIRAN,
yanıtınız için tşkler..
imzanın A'nın elinden çıktığı, A'nın her yere attığı imzadan farklı bir imza atmış olmasının imzanın ona ait olmayacağı anlamına gelmeyeceğini biliyorum.
şirket ortağı ve imzaya yetkilisi olan B'nin rızası ve bilgisi dahilinde A'nın B'ye ait imzayı taklit ederek attığını vurgulama sebebim: burada resmi evrakta sahtecilik suçundan A hakkında ceza davası açılırsa, B'nin bilgi ve rızasının varlığının suçun manevi unsurunun oluşup oluşmadığı ve TCK'daki mağdurun rızasının varlığının hukuka uygunluk nedeni olması hükmünün burada geçerli olup olmayacağı yönünden tartışılması açısından önemli olduğunu düşünmemdir.
ayrıca icra mahkemesinde yapılması muhtemel olan 5 gün içindeki imzaya itiraz yönünden de: bilirkişi imzanın A'nın elinden çıktığını tespit edemezse *, B de imzayı inkar etmediğine göre, A'nın imzaya itirazının kabulü mümkün olabilir.
( * YARGITAY 12.HUKUK DAİRESİ KT:1.3.2007 E: 2007/798 K: 2007/3605
İmza İtirazı: "
Kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takiplerde, inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa itirazın reddine karar verilir. Somut olayda bilirkişi raporunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiştir. Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, takip yapan alacaklıya aittir. İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu ispat edilemediğinden imzaya itirazın kabulü gerekir. " )
Old 27-10-2011, 20:21   #16
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan GECE
Arkadaşlar,
A, ablası B ve abisi C'nin ortağı ve kurucusu olduğu ltd. şirkette hiçbir yetki ve ortaklığı olmaksızın sigortalı çalışan. şirketin aldığı mallar için bono düzenleniyor ve keşideci (borçlu) kısma şirketin kaşesi basılıyor ve kaşenin üzerine ve bir de yanına olmak üzere 2 imza atılıyor. bu imzaları, A, şirketin ortağı ve yetkilisi olan ablası B'nin talimatı üzerine B'nin imzasını taklit ederek imzalıyor. (B, bu imzanın kendi rızasına binaen A tarafından atıldığını kabul ediyor zaten.)yani A, kendi imzasını atmamış, kendi adını vs de yazmamış, sadece kaşe üzerini ve yan kısmını şirket yetkilisinin imzasını taklit ederek imza atmış. alacaklı, imzayı atanın A olduğunu bildiği için ödenmemiş senetleri şirketi ve A'yı borçlu göstererek icraya koyuyor (Örnek 10, kambiyo takibi). 5 günlük itiraz süresi henüz dolmamış.
1- A'yı bu borçtan kurtarmanın yolu var mıdır? A'nın bu icra takibinde taraf sıfatı var mıdır? A, imzaya itiraz ederse, süreç aleyhe sonuçlanır mı?
2- Tarafları ve takip türü aynı olan bonolar 2 ayrı icra dosyasına konu olmuş, bu 2 dosyada da yapılacak itiraz, tek dosyada ileri sürülebilir, değil mi?

Takip başlatanın bahsettiğiniz bu özel bilgisinin kambiyo takibi açısından hiçbir önemi yoktur.
İcra mahkemesinde, kambiyo evrakında A'nın yer almadığından bahisle takip edilemeyeceğini, takibin A yönünden iptalini şikayet edin. Kanımca yapılacak şey bundan ibaret. İcra hukukunda "dar" düşünmek lazım, mevzuları geniş tutmamak lazım...
Saygılar.
Old 27-10-2011, 23:17   #17
BALDIRAN

 
Varsayılan

Sayın Güntay. Bonoda, o bononun keşidecisinin x yada z borçlusu olduğunu belirleyen husus nedir. Yada başka bir biçimde sorulursa, TTK 688. maddesi gereğince bonoda bulunması gereken borçluya aidiyeti belirleyen şey, borçlunun imzası değilmidir.Dikkat edilirse, bonoda borçlunun adının/ünvanının bulunması dahi şart değildir.Kambiyo evrakında A nın yer almadığı gerekçesiyle şikayet edilebileceği görüşünüzün dayanağını açıklarmısınız.
Şimdi, kanımca,imza A nın eli ürünü ise, bu imza ister B nin izniyle atılsın, ister şirket kaşesinin üstüne atılsın, yetkisiz temsil hükümleri devreye girer, hele helke çift imza varsa, ve bu imzaların A nın eli ürünü olduğu tespit edilirse, takibin A yönünden iptali bana kalırsa pek mümkün değildir.Saygılarımla
Old 27-10-2011, 23:20   #18
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BALDIRAN
Sayın Güntay. Bonoda, o bononun keşidecisinin x yada z borçlusu olduğunu belirleyen husus nedir. Yada başka bir biçimde sorulursa, TTK 688. maddesi gereğince bonoda bulunması gereken borçluya aidiyeti belirleyen şey, borçlunun imzası değilmidir.Dikkat edilirse, bonoda borçlunun adının/ünvanının bulunması dahi şart değildir.Kambiyo evrakında A nın yer almadığı gerekçesiyle şikayet edilebileceği görüşünüzün dayanağını açıklarmısınız.
Şimdi, kanımca,imza A nın eli ürünü ise, bu imza ister B nin izniyle atılsın, ister şirket kaşesinin üstüne atılsın, yetkisiz temsil hükümleri devreye girer, hele helke çift imza varsa, ve bu imzaların A nın eli ürünü olduğu tespit edilirse, takibin A yönünden iptali bana kalırsa pek mümkün değildir.Saygılarımla

Bonoda A nın ismi de, imzası da, kaşesi de yok. Ceza hukuku bir yana, senet metninden A ya bir şey çıkmaz. Mercie giderse takiple ilişiği kesilir. Benim görüşüm budur.
Old 27-10-2011, 23:21   #19
BALDIRAN

 
Varsayılan

Sayın gece. Burada B nin rızasının hukuka uygunluk sebebi oluşturacağı konusundaki görüşünüze katılamıyorum, zira herşeyden önce bu suçun mağduru B değildir diye düşünüyorum.Şöyle düşünelim.Bahsi geçen bono, ciro yoluyla el değiştirmiş, ve imzanın A tarafından atıldığını bilmeyen bir ciranta, şirket kaşesi üzerine atılan imzaya güvenerek X şirketi hakkında takip başlatmış olsaydı ve şirket, imzanın kendi şirket yetkilisi tarafından atılmadığını, bonoyla alakalarının olmadığını, bu bonodan dolayı borçlu olmadıklarını savunarak itiraz etseydi ve imza incelemesi yapıldığında, mizanın, şirket yetkililerine ait olmadığı anlaşılsa ve takibin iptaline karar verilseydi, bu suçun mağduru kim olacaktı.Saygılar
Old 27-10-2011, 23:27   #20
BALDIRAN

 
Varsayılan

Sayın Güntay.Meslektaşımız, imzanın A tarafından atıldığını, ancak, B nin imzasına benzetilerek atıldığını söylüyor. Buradan bonoda A nın imzası yok sonucuna nasıl vardığınızı paylaşırsanız sevinirim.İmza dediğimiz şey, kişinin, üstteki yazıyı benimsediğini/kabul ettiğini gösteren, eli ürünü ve ona aidiyeti belirlenebilen bir işaret değilmidir.(İmzanın B nin imzası taklit edilerek atıldığını ve yapılacak incelemede bu imzanın A nın eli ürünü olduğunun saptanamayacağını öngörüyorsanız o başka tabiki)Saygılarımla
Old 28-10-2011, 09:08   #21
ilhan13

 
Varsayılan

Sayın GECE,

Bildiğiniz gibi yeni usul yasası HMK, 1 ekim 2011 tarihi itibari ile yürürlüğe girdi. Bu Kanun ile birlikte önceden 560 TL olan tanıkla dinletme sınırı 2.500 TL'YE çıktı. Daha önce belirttiğim gibi A'yı borçtan kurtarmanın yolu, açılacak menfi tespit davasında A'nın mal sahibinden kendi adına mal almadığı, çalıştığı şirket adına mal aldığı, gerçekleşen hukuki işlemde asıl tarafın söz konusu şirket olduğu, dolayısıyla gerçekleşen satış sözleşmesinin tarafı olmadığını kanıtlaması gerekiyor. Bu gerçeği kanıtlamanın yolu da 2.500 tl ve altındaki senetler için tanık dinletmek, 2.500 tl ve üzerindeki senetler için ise davalının gerçeği inkar etmesi halinde yemin deliline başvurmaktır.
Old 28-10-2011, 09:19   #22
ilhan13

 
Varsayılan

Sayın GÜNTAY

Ben de görüşlerinize katılamayacağım, TTK 590. maddesi göz ardı edilemez.
Old 29-10-2011, 11:57   #23
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

'' Sanığın önceden mevcut rızaya dayanarak annesi adına suça konu bonoya sahte imza attığı anlaşıldığından sanıkta sahtekarlık kastı bulunmamaktadır.

Mağdurun rızası açık olabileceği gibi zımni de olabilir.Özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının bulunduğu kabul olunamaz. Yargıtayın duraksamasız uygulamaları bu yöndedir.

... Bu itibarla yüklenen suçun manevi ögesi bulunmadığından direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir.''
CGK 30.3.1992 6/80-98
Old 29-10-2011, 12:58   #24
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Olayın cezai boyutu bakımından; senedin resmi evrak sayılması, resmi evrakta sahtecilikte suçun işlenme anının sahteciliğin yapılma anıyla başlaması, mevcut olayda da başkasının yerine onun imzasını taklit etmek suretiyle bono vasfındaki evrakı imzalayan şahsın (suç işleme kastı hariç), resmi evraktaa sahtecilik suçunu işlediğiği, ancak; Sn. Av. Hatun Olguner ve Sn. GECE tarafından da eklenilen Yargıtay kararlarında, "suç işleme kastının" bulunup bulunmadığının araştırılmsı gerektiği, suç işleme kastı yok ise suçun manevi unsur yokluğu sebebiyle oluşmayacağı belirtilmiş olup, TCK md. 21/1-c.1 uyarınca suçun oluşması kasta bağlı olmakla, suç işleme kastı ile hareket edilmediği ispatlanabiliyır ise, cezai açıdan sorumluluğun doğmayabileceğini düşünüyorum.
Olayın hukuki boyutu ile ilgili olarak ise, Sn. Av. Ömer Güntay tarafından belirtildiği gibi, A'nın bonoda isim ve imzasının bulunmadığı iddiası ile icra mahkemesine müracaat edilmesi halinde, iddia edildiğinin aaksine, takibin A ve şirket aleyhine yapılmış olması sebebiyle, husumet bakımından bir netice alınamayacağını, A icra takibinde taraf gösterilmek suretiyle husumet yaratıldığı için A ile ilgili olarak imza incelemesine gidilebileceğini ve bonodaki imzanın A'ya aidiyeti raporla ispatlanır ise A'nın T.T.K. md. 590 hükmü de nazara alınarak bu bonodan sorumlu olacağını düşünüyorum.
Saygılar
Old 29-10-2011, 13:07   #25
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

A şahsının vereceği kendi imza örnekleriyle, bonodakilerin mukayesesinden çıkacak bilirkişi raporunu buradan bildiriyorum:

"Bonodaki imzaların A nın istiktap ve falanca kurumlardan celbolunan imzalarıyla mukayesesi neticesinde A nın imzası ile alakası olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır."

A şunu demelidir, dar yetkili mahkemede: bonodaki imza bana ait değildir. Takip başlatanla bir rabıtam yok. Takibin benim açımdan iptali. Ve başka da hiçbirşey dememelidir.

Olayın, TTK.m.590 ile hukuksal bir ilgisi ise yoktur.
Old 29-10-2011, 13:13   #26
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
A şahsının vereceği kendi imza örnekleriyle, bonodakilerin mukayesesinden çıkacak bilirkişi raporunu buradan bildiriyorum:

"Bonodaki imzaların A nın istiktap ve falanca kurumlardan celbolunan imzalarıyla mukayesesi neticesinde A nın imzası ile alakası olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır."

A şunu demelidir, dar yetkili mahkemede: bonodaki imza bana ait değildir. Takip başlatanla bir rabıtam yok. Takibin benim açımdan iptali. Ve başka da hiçbirşey dememelidir.

Olayın, TTK.m.590 ile hukuksal bir ilgisi ise yoktur.

Eğer, inceleme neticesinde, rapor, "Bonodaki imzaların A nın istiktap ve falanca kurumlardan celbolunan imzalarıyla mukayesesi neticesinde A nın eli ürünü olduğu" şeklinde gelir ise (zira imzaları atan da zaten A) ...
Old 29-10-2011, 13:33   #27
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Yukarıda yazdığım CGK kararı ile birlikte aynı doğrultuda benzer birçok daire kararını ekleyerek yaptığım savunmalarda oğlunun çek karnesinden 6 çek yaprağını imzalayan bir baba aleyhine açılan 6 sahtecilik davasından üçü beraatle sonuçlandı,üçünden ceza çıktı,Yargıtay ikisini bozdu,birine de onama görüşü geldi. Bozulan dosyalardan da beraat çıktı.
Old 29-10-2011, 14:24   #28
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Cezai açıdan beraat kararı verilmesi gerekli ise de hukuki olarak attığı imzadan dolayı sorumludur. Bu sorumluluğundan kurtulmaya çalışması zor bir çaba olarak görünüyor.
Old 29-10-2011, 14:33   #29
İlhan_ERDEN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hatun Olguner
Cezai açıdan beraat kararı verilmesi gerekli ise de hukuki olarak attığı imzadan dolayı sorumludur. Bu sorumluluğundan kurtulmaya çalışması zor bir çaba olarak görünüyor.

Aynı doğrultuda düşünmekle birlikte, hukuki sorumluluğun TTK md 590 kapsamında olduğunu söyleyebilir miyiz?
Old 31-10-2011, 11:19   #30
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Söyleyebiliriz tabii. Ayrıca genel bir hukuk kuralı olarak herkes attığı imzadan sorumludur.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
alacağın temliki borçlunun rızasına bağlanmışsa... merlott Meslektaşların Soruları 6 25-06-2015 15:09
Senette asıl borçlunun imzasının bulunmaması ve kefilin hukuki durumu cihatozmen Meslektaşların Soruları 16 25-03-2013 14:57
kıdem tazminatı ve asıl işverenin sorumluluğu Av. Yasin Yıldız Meslektaşların Soruları 10 13-05-2011 20:12
asıl borçlunun kefile rücu etmesi muzio Meslektaşların Soruları 1 24-02-2010 20:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,19209909 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.