Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kısmi Dava- Menfi Tespit

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-06-2011, 15:20   #1
Av.Selim Demircan

 
Varsayılan Kısmi Dava- Menfi Tespit

Değerli meslektaşlarım baya inceleme yaptığım ancak emsal karar bulamadığım Menfi Tespit davasının kısmi talepli açılıp açılmayacağı ile ilgili yardımınıza başvurma gereği duydum. Özellikle yapmış olduğum incelemede menfi tespit ve istirdat gerektiren hallerde yargıtayın vermiş olduğu kararlar var, menfi tespitin kısmi talepli açılacağı hususunda(2 senet ödenmiş bir kalmış v.b) ancak benim merak ettiğim özellikle kurumlara karşı açılacak Menfi Tespit Davalarında kısmi dava mümkün mü?
Misalen: müvekkilim hakkında abonesiz elektrik kullanımı yüzünden(elektrik hırsızlığı değil, yani sayaçtan kilovat geçiyor, sayaçta oynama yok) BEDAŞ ın kesmiş olduğu fahiş faturalar var.bu faturalar masa başından kesildiği için baya yüksek meblağ ihtiva etmekteler. ben bunlara yönelik menfi tespit davası açacağım ancak müvekkilin her halukarda tahakkuk edecek olan bir borcu sözkonusudur. bu durumda menfi tespit talebimi kısmi yaparak, BEDAŞ ın vekalet ücretine hak kazanmasını engelleyebilir miyim? Nitekim müvekkilin asıl borcu uzmanınca hesap edilmesi gerekmektedir. kurumun bir lira alacağı varsa dahi davalı kurum vekalet ücretine (red edilen kısım nedeniyle) hak kazanacaktır. yukarıda izah ettiğim şekilde bu durumu bertaraf edebilir miyim? şimdiden hepinize tekeşşür ederim. iyi çalışmalar...
Old 02-06-2011, 15:37   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2009/5951
Karar: 2010/47
Karar Tarihi: 14.01.2010

MENFİ TESPİT DAVASI - HÜKMÜN KESİNLEŞMESİNDEN ÖNCE DAVACININ DAVADAN FERAGAT ETMESİ - FERAGAT KONUSUNDA HÜKÜM KURULMASI GÖREVİ MAHKEMEYE AİT BULUNDUĞU - DAVACININ FERAGATİ NEDENİYLE BİR KARAR VERİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Davacı tarafa tebliğ edilen ilam temyiz edilmiş olup, her ne kadar dosya içerisinde davadan feragat dilekçesine rastlanılmamışsa da, temyiz dilekçesinin içeriğinden davadan feragat edildiği anlaşılmakla, hükmün kesinleşmesinden önce davacının davadan feragat etmesi nedeniyle bu konuda hüküm kurulması görevi mahkemeye ait bulunduğundan, davacının feragati nedeniyle bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekir.


(1086 S. K. m. 91) (2004 S. K. m. 72)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat N.D. gelmiş davalı tarafından gelen olmadığından duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı, davalılardan Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’ndan bir daire satın aldığını, kendisinden şerefiye bedeli ve maliyet artışı adı altında fazladan ücret talep edildiğini, bu isteğin yasal dayanağının bulunmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalıya 600.000.000 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş ıslahı dilekçesi ile de dava değerini 9.899.224.955 TL'ye çıkarmıştır.

Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.

Mahkemece, davalılardan Ziraat Bankası yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davalı yönünden ise davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

1- 27.03.2009 tarihinde davacı tarafa tebliğ edilen 04.03.2003 tarihli ilam, 13.04.2009 tarihinde temyiz edilmiş olup, her ne kadar dosya içerisinde <davadan feragat> dilekçesine rastlanılmamışsa da, temyiz dilekçesinin içeriğinden davadan feragat edildiği anlaşılmakla, hükmün kesinleşmesinden önce davacının davadan feragat etmesi nedeniyle bu konuda hüküm kurulması görevi mahkemeye ait bulunduğundan, davacının vaki feragati nedeniyle bir karar verilmek üzere, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

2- Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle, davadan feragat nedeniyle mahkemece işlem yapılmak üzere mahkeme kararının BOZULMASINA, 2. bent gereğince bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 750,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 14.01.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 02-06-2011, 15:39   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2009/18-26
Karar: 2009/51
Karar Tarihi: 04.02.2009

MENFİ TESPİT DAVASI - İHTİYARİ DAVA ARKADAŞLIĞI - DAVA KONUSU BORÇTAN MÜTESELSİLEN SORUMLU OLMA - TEK BAŞINA DAVA AÇMA İMKANININ MEVCUDİYETİ - TEK VEKALET ÜCRETİ HESAPLANMASININ DOĞRU OLMASI - DİRENME KARARININ YERİNDE OLUŞU

ÖZET: Dava, eğitim öğretim giderinden kaynaklanan borcun bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı mevcut olup,dava konusu edilen borçtan müteselsilen sorumlu oldukları ve her birinin tek başına dava açma imkanlarının olduğu açıktır. Davada her davacı için ve tüm borç miktarı yönünden dava konusu edilmiş ve inceleme de bu doğrultuda yapılmış olması nedeniyle her üç davacının sorumlu olmadığı miktarlar içerisinde en fazla bulunan miktara göre ve tek vekalet ücreti hesaplanması doğrudur.

(2004 S. K. m. 72) (5401 S. K. m. 3) (1136 S. K. m. 164)

Dava: Taraflar arasındaki <menfi tespit> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.11.2007 gün ve 2007/183 E. 445 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 11.03.2008 gün ve 2008/372-2799 sayılı ilamı ile;

(...Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak;

Dava, eğitim giderinden kaynaklanan 60.011,37 YTL borcun 52.650 YTL' sinden davacı M..... Ö....'in, 40.002 YTL'sinden davacı Ulviye Çınar'ın ve 22.650 YTL' sinden ise davacı T.... Ö....'in sorumlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Yükümlü ve kefillerin birlikte açmış oldukları davada, gerçek borç ve borçlu olunmayan miktar yükümlünün sorumluluğu çerçevesinde tayin edilir. Bu sebeple davada kendisini vekille temsil ettiren taraflar yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca yükümlü asıl borçlu yönünden ret ve kabul edilen miktarlar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, kefil M..... Ö.... yönünden kabul edilen miktar üzerinden davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir…) gerekçesi ile bozularak dosya yerel mahkemesine dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava, eğitim öğretim giderinden kaynaklanan borcunun bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Davacılar vekili, müvekkili T.... Ö....’in, M..... A..... Lisesinde, 2002-2006 yılları arasında öğrenim gördüğünü, A..... Liseden mezun olduktan sonra da, 2006-2007 eğitim öğretim yılında K... H... Okulunda öğrenime devam etmekte iken, kendi isteği ile 23.02.2007 tarihinde H... Okulu öğrenciliğinden ayrıldığını,müvekkilleri tarafından imzalanmış olan Yüklenme ve Kefalet Senetlerinde olmadığı halde, yabancı dil, atış, personel ve amortisman giderleri de dahil edilmek suretiyle, fazla talepte bulunulduğunu ileri sürerek, fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 23.02.2007 tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte davalı kurumca tahakkuk ettirilen toplam 60.011,37 YTL.nin, 7.000,00 YTL.si asıl borç ve 3.000,00 YTL.si de işlemiş faiz kapsamında olmak üzere şimdilik 10.000,00 YTL.sinden her üç müvekkillin de borçlu olmadıklarının tespitine,ıslah dilekçesi ile de, davacı M..... Ö..... yönünden dava konusunun 42.650,00 YTL daha arttırılmasına ve 60.011,37 YTL.nin, 52.650,00 YTL.sinden borçlu olmadığının;davacı U..... Ç.... yönünden dava konusunun 30.002,00 YTL daha arttırılmasına ve toplam 60.011,37 YTL.nin 40.002,00 YTL.sinden borçlu olmadığının tespitine; davacı Tolga Önder yönünden dava konusunun 22.650,00 YTL daha arttırılmasına ve toplam 60.011,37 YTL.nin, 32.650,00 YTL.sinden borçlu olmadığının ve mahkemece hüküm altına alınacak ödenmesi gereken borcun kefalet senetlerindeki limiti aşması halinde, davacı kefillerin ödenecek borç ile ilgili sorumluluklarının kefalet senedindeki limit ile sınırlı olduğunun tespitine,karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı İdare vekili, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini,5401 sayılı Kanunun 3.md.de ödeneceklerin düzenlendiğini, yüklenme senedinde de taahhütte bulunulduğunu, masraflarda maliyet broşürlerinin esas alınmasının gerektiğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.

Mahkemece, ıslah da nazara alınarak davacı T.... Ö.... yönünden 22.302,10 YTL asıl borç, 5.018,66 YTL faiz olmak üzere 27.320,76 YTL borçlu bulunduğunun,32.650 YTL yönünden borçlu bulunmadığının tespitine, davacı M..... Ö.... yönünden 7.312,28 YTL miktardan sorumlu bulunduğunun, 52.650 YTL yönünden borçlu bulunmadığının tespitine, davacı U..... Ç.... yönünden de 20.008,48 YTL'den sorumlu bulunduğunun, 40.002 YTL'den sorumlu bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.

Özel Dairece, <…Yükümlü ve kefillerin birlikte açmış oldukları davada, gerçek borç ve borçlu olunmayan miktar yükümlünün sorumluluğu çerçevesinde tayin edilir. Bu sebeple davada kendisini vekille temsil ettiren taraflar yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca yükümlü asıl borçlu yönünden ret ve kabul edilen miktarlar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği…> gerekçesi ile hükmü bozmuş, mahkeme de önceki kararında direnmiştir.

Somut olayda,davacılar tek bir vekil tutarak, davacılardan öğrenci T.... Ö....’in askeri okuldan ayrılması nedeniyle kendilerinden istenen 60.011,37 YTL'den sorumlu bulunmadıkları miktarı dava konusu yapmış olup, mahkemece de her birinin asıl borçlu ve kefil sıfatıyla sorumlu oldukları ve sorumlu olmadıkları tutarlar hüküm altına alınmıştır.

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (2008)nin 3.maddesinde <…Müteselsilen sorumlu olanlar aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.> denilmektedir.

Mahkeme gerekçesinde de belirtildiği gibi, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı mevcut olup,dava konusu edilen borçtan müteselsilen sorumlu oldukları ve her birinin tek başına dava açma imkanlarının olduğu açıktır. Davada her davacı için ve tüm borç miktarı yönünden yani, öğrenci T.... Ö....'in sorumlu olmadığı miktar haricinde kalan kısmında dava konusu edilmiş ve inceleme de bu doğrultuda yapılmış olması nedeniyle her üç davacının sorumlu olmadığı miktarlar içerisinde en fazla bulunan miktara göre ve tek vekalet ücreti hesaplanması doğrudur. Genel Kurul görüşmeleri sırasında Özel Daire sözcüsü de Dairenin son uygulamalarının bu doğrultuda olduğunu beyan etmiştir.

Bu nedenle Yerel Mahkemenin direnme kararı yerindedir.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı ONANMASINA, 04.02.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 02-06-2011, 15:40   #5
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi

Esas: 2009/3389
Karar: 2009/10964
Karar Tarihi: 05.10.2009

MENFİ TESPİT DAVASI - KREDİ KARTINDAN DOLAYI BORÇLU BULUNMADIĞININ TESPİTİ İSTEMİ - KREDİ KARTININ FİİLİ KULLANICISININ DAVACI OLUP OLMADIĞININ ARAŞTIRILMASI - EKSİK VE YETERSİZ İNCELEME İLE HÜKÜM KURULMASININ İSABETSİZ OLUŞU - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Somut olayda, mahkemece, kredi kartı harcamalarına ilişkin sliplerin davalı bankadan getirtilerek sliplerdeki imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılması, kredi kartının kime teslim edildiğinin, ödenen ekstreler var ise ödemelerin kim tarafından yapıldığının, kredi kartının fiili kullanıcısının davacı olup olmadığının araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.

(2004 S. K. m. 72)

Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı Garanti Bankası A.Ş avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı, kimlik bilgilerinin davalı Aytaç Önder tarafından kullanılarak davalı bankadan kredi kartı temin edildiğini ve kart borcunun ödenmediğini ileri sürerek, bu kredi kartından dolayı 1.000-YTL borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, 07.11.2007 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile de talebini 2.140-YTL daha artırarak, toplam 3.140-YTL'ye çıkarmıştır.

Davalı banka, cevap vermemiştir.

Mahkemece, bilirkişi incelemesi sonucunda teslimat detayı makbuzundaki imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle, davanın ıslah edilmiş şekliyle kabulü ile kredi kartından dolayı davacının davalı bankaya 3.140,00-YTL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı bankanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davaya konu kredi kartının teslimat detayı makbuzundaki imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiş ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece hesap ekstrelerine ilişkin harcama belgeleri ve ilgili belgeler getirtilmemiş, kredi kartını kimin teslim aldığı araştırılmamıştır. Davacı, davalı bankaca verilen kredi kartı ile harcamalar yapmış ve fiilen kredi kartını kullanmışsa, teslimat detayı makbuzundaki imzanın davacıya ait olmaması davacıyı kredi kartı harcamasını ödeme yükümlülüğünden kurtarmaz. Bu durumda mahkemece, kredi kartı harcamalarına ilişkin sliplerin davalı bankadan getirtilerek sliplerdeki imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılması, kredi kartının kime teslim edildiğinin, ödenen ekstreler var ise ödemelerin kim tarafından yapıldığının, kredi kartının fiili kullanıcısının davacı olup olmadığının araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik ve yetersiz inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı bankanın sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı banka lehine BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 05.10.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 03-06-2011, 14:33   #6
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Menfi Tespit davasında ıslah hakkını engelleyen bir hüküm bulunmadığı için kısmi dava açılabileceğini düşünüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
menfi tespit davsında dava dilekçesi kime tebliği gerekir Avguler Meslektaşların Soruları 2 24-03-2011 18:15
tmsf aleyhine açılacak olan menfi tespit davası - görev süre ve dava değeri raskalnikow Meslektaşların Soruları 3 11-08-2010 10:22
menfi tespit davası -dava açma süresi mevzu hukuk Meslektaşların Soruları 4 16-10-2007 16:22
Menfi tespit ve sebepsiz zeng. davasında dava değeri olarak ne göstermeliyim Justinianus Meslektaşların Soruları 1 11-05-2007 16:08
çek iptali ve menfi tespit davasına karşı dava açmak Av. Gülden Meslektaşların Soruları 4 04-10-2006 22:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05097604 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.