Kamu Alacaklarina İlİŞkİn

Müvekkilin bir birliğin saymanı olması sıfatıyla,birliğin SGK'ya olan borçları sebebiyle 6183 sayılı yasa ve 506 sayılı yasa kapsamında sorumlulğuna gidildi. Birliğin borçlu olduğu toplam 26 adet 6183 'e göre yapılan icra takipleri müvekkile yöneltildi. Takiplere karşı menfi tespit davası açtık. Yerel mahkeme davamızı kabul etti. Yargıtay bir kısım icra dosyası yönünden bozdu. Bozma sebebi olarak da davaların ödeme emirlerinin teblğinden itibaren 7 gün içinde açılmadığını yani süreyi gösterdi. Müvekkilin hukuki sorumluluğunun olmadığını, yani kurumun başlangıçtaki işleminin hatalı olduğunu bozma kararında belirttik. Yerel mahkeme bozmaya göre davayı sonuçlandırdı.

1-Karar kesinleştiğinde müvekkil aslında borçlu olmadığı bir borcu, süreyi kaçırdığından dolayı ödemek zorunda kalacak. Bu bir kamu alacağı olduğu için anayasa hükümleri dikkate alınarak karar kesinleştikten sonra borcun kaldırılması yönünde bir idari işlem tesis ettirip,bu idare işleme karşı dava açsak nasıl bir sonuç alabiliriz.

2-Karar kesinleştiğinde 6183 sayılı yasada menfi tespit davası süresi 7 gün olduğundan,oysa ki İcra iflas Kanununda bu sürenin borcun ödenmesine kadar sürdüğünden (hatta ödemeden sonra istirdat) bahisle ve yine yukarıdaki gerekçelerle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitsek ne sonuç alabiliriz.

Görüşve önerilerinizi bekliyorum. Şimdiden Teşekkürler

Alıntı: Yazan Av.Erkan Uygun Müvekkilin bir birliğin saymanı olması sıfatıyla,birliğin SGK'ya olan borçları sebebiyle 6183 sayılı yasa ve 506 sayılı yasa kapsamında sorumlulğuna gidildi. Birliğin borçlu olduğu toplam 26 adet 6183 'e göre yapılan icra takipleri müvekkile yöneltildi. Takiplere karşı menfi tespit davası açtık. Yerel mahkeme davamızı kabul etti. Yargıtay bir kısım icra dosyası yönünden bozdu. Bozma sebebi olarak da davaların ödeme emirlerlerinden teblğinden itibaren 7 gün içinde açılmadığını yani süreyi gösterdi. Müvekkilin hukuki sorumluluğunun olmadığını, yani kurumun başlangıçtaki işleminin hatalı olduğunu bozma kararında belirtti. Yerel mahkeme bozmaya göre davayı sonuçlandırdı. 1-Karar kesinleştiğinde müvekkil aslında borçlu olmadığı bir borcu, süreyi kaçırdığından dolayı ödemek zorunda kalacak. Bu bir kamu alacağı olduğu için anayasa hükümleri dikkate alınarak karar kesinleştikten sonra borcun kaldırılması yönünde bir idari işlem tesis ettirip,bu idare işleme karşı dava açsak nasıl bir sonuç alabiliriz. 2-Karar kesinleştiğinde 6183 sayılı yasada menfi tespit davası süresi 7 gün olduğundan,oysa ki İcra iflas Kanununda bu sürenin borcun ödenmesine kadar sürdüğünden (hatta ödemeden sonra istirdat) bahisle ve yine yukarıdaki gerekçelerle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitsek ne sonuç alabiliriz. Görüşve önerilerinizi bekliyorum. Şimdiden Teşekkürler

Menfi tespit davası ile ödeme yapılmış ise iadesi ( sebepsiz zenginleşme ) istenebilir.

Yerel mahkeme müvekkilim ödediği(maaşından kesilen) paraların iadesine karar verdi zaten.Ama sorun o değil.Yüklü miktarda borç için icra takipleri devam edecek.Müvekkil borçlu olmadığı halde borç ödemek zorunda kalacak.Kamu kurumlarının hukuka uygun davranma yükümünü değerlendirmek lazım. İdare mahkemesi kararını uygulamayan idare hakkında tam yargı davası açılabiliyor.Burada da İdare müvekkili borçlu olmadığı halde borçlu adlediyor.

Alıntı: Yazan Av.Erkan Uygun Yerel mahkeme müvekkilim ödediği(maaşından kesilen) paraların iadesine karar verdi zaten.Ama sorun o değil.Yüklü miktarda borç için icra takipleri devam edecek.Müvekkil borçlu olmadığı halde borç ödemek zorunda kalacak.Kamu kurumlarının hukuka uygun davranma yükümünü değerlendirmek lazım. İdare mahkemesi kararını uygulamayan idare hakkında tam yargı davası açılabiliyor.Burada da İdare müvekkili borçlu olmadığı halde borçlu adlediyor.

Kamu kurumları, ayrı bir imparatorluk edası ile her istediğini yapıyor maalesef, hukuk kuralları hiçe sayılıyor ancak haksız eylemin sonucunu yine de huukuk kuralları içerisinde aramak gerekiyor, kamu kurumu olması eyleminden doğan sorumluluklarından kurtarmaz, her eylemin akınetini mutlaka üzerine gidip takip etmek gerekiyor.

Müvekkilin mücadelesinde haklı olduğuna inanıyorum. Fakat uygulanacak yöntem konusunda yardımlarınızı bekliyorum.

Değerli meslektaşlarım,bu konuda yeniden yardımlarınızı bekliyorum. Yukarıda bahsetmiş olduğum olayda Yargıtay kararı düzelterek onadı ve karar kesinleşti.

Yukarıda da bahsettiğim gibi,SGK'nun işlemi sebep ve konu açasından hukuka aykırı. Açtığımız menfi tespit davasında da bu durum Yargıtay tarafından ortaya konuldu. Ancak süre yönünden davamızın kısmen reddine karar verildi.

Müvekkilimin hukuken kuruma hiçbir borcu yok.Hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz. İzlenecek yöntem konusunda yardımlarınıza ihtiyacım var.