|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
04-04-2011, 12:15 | #1 |
|
Anlaşmalı boşanmada velayet süreye bağlı olarak düzenlenebilir mi?
Almış olduğum boşanma davasında taraflar boşanmanın bütün sonuçları üzerinde anlaşmışlar. Ancak, velayet konusunda ayrık bir durum var. Baba yaşları 4 ve 6 olan iki çocuğun velayetini belli bir tarihe kadar anneye veremek istiyor. Belirlenen süre dolduktan sonra velatin kendisinde olmasını istiyor. Protokolde velayeti bu şekilde düzenleye bilirmiyim. Belirlenen süre dolduktan sonra velayetin babaya geçmesi için bu protokolü delil gösterip velayet davası mı açmalıyım.
İlginiz için şimdiden teşekkürler |
04-04-2011, 13:04 | #2 |
|
Taraflar arasında hazırlanmış protokolün geçerli olabilmesi için hakimin uygun görüp onaylarak gerekçeli kararı geçmesi zorunlu olduğundan ve hakimin bu protokolü benimseyip karara geçmesi ve kararın kesinleşmesi sonucunda, artık protokolde yazılı olan tüm maddelerin mahkeme kararına geçtiği biçimde hüküm ifade edebileceğini düşünüyorum.
|
04-04-2011, 13:23 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu şekilde velayete ilişkin bir hüküm konulabilir protokole. Velayet konusu, küçüğe ve onun yüksek menfaatlerine değgin bulunduğundan, hakim müşterek çocukların velayetinin belli bir yaştan sonra babaya geçmesine ilişkin protokol hükmünü, somut hallere göre onaylayabilir de, düzeltilmesini de isteyebilir. Veya kendisi, geçiş için öngörülen yaşı yükseltebilir mesela... Velayetin el değiştirmesi için, protokol ve mahkeme kararına istinaden yeniden talepte bulunulmalıdır. Diye düşünüyorum. Saygılarımla. |
04-04-2011, 15:41 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Velayet konusunda mahkeme gerekirse protokole müdahale ediyor ve taraflarda yeni düzenlemeyi kabul ederse boşanma gerçekleşir. Fakat protokoldeki böyle bir ibarenin çocuğun velayetin babaya verilmesi için yeterli değildir diye düşünüyorum.Çocuğun menfaatleri o dönemde tekrar değerlendirilecektir ve bunun için yine ayrı bir dava açmanız gerekir diye düşünüyorum. |
04-04-2011, 15:48 | #5 |
|
sayın meslektaşım ben çocuğun psikolojisi, düzeni ve yararı bakımından bunun mümkün olmamasını, velayetin süreye bağlanamamasını daha doğru buluyorum. Velayet hakkının bir tarafa verilmesi ile bu haktan feragat edildiğini ve feragatin şarta bağlanamayacağını düşünüyorum. Ancak sanırım Yargıtay benimle aynı görüşte değil. Aşağıdaki karar işinize yarayabilir:
T.C. YARGITAY 2.Hukuk Dairesi Esas: 1995/8706 Karar: 1995/9558 Karar Tarihi: 28.09.1995 ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASINDA VELAYET KONUSUNDA HAKİMİN MÜDAHALESİ - TARAFLARIN VELAYET ÜZERİNDE ANLAŞMALARININ HAKİMİ BAĞLAMAYACAĞI ÖZET: Medeni Kanunda düzenlenen anlaşmalı boşanmada, çocuğun velayeti hakkındaki tarafların anlaşmasında şartların oluşması halinde hakimin müdahalesi söz konusu olur. (743 S. K. m. 134, 150, 272) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Taraflar 3444 sayılı yasa ile değişik Medeni Kanunun 134/3 maddesiyle öngörülen anlaşma sonucu boşanmışlardır. Tarafların çocukların velayeti hakkında yaptıkları anlaşmada ortak çocuğun velayetinin 11 yaşından sonra, annenin 11 yaşından önce evlenmesi halinde evlenme tarihinden itibaren babaya geçeceği kabul edilmiştir. Velayetin düzenlenmesi kamu düzenini ilgilendirir. Hakim tarafların isteği ile bağlı olmaksızın çocuğun yararını gözeterek alacağı önlemi takdir eder. Tarafların bu konudaki anlaşmaları hakimi bağlamaz. Ne var ki Medeni Kanunun 3444 sayılı yasa ile değişikliğinden önce düşünülen bu durumun değişiklikten sonra varlığını koruduğu söylenemez. Medeni Kanunun 3444 Sayılı Yasa ile Değişik 134/3 maddesi aynı yasanın 150/3 maddesiyle öngörülen kuralın anlaşma kuralına uygulanamayacağını, tarafların, çocukların durumu hakkında anlaşma yapabileceklerini, hakimin bu anlaşmayı uygun bulması halinde, anlaşmanın tarafları bağlayacağını öngörmüştür. Aslında 3444 sayılı yasa değişikliğinden önce de tarafların hakimin onayını almak koşuluyla boşanmanın eki (Fer’i) niteliğindeki konularda anlaşma yapmaları mümkün görülmekte idi (M.K. Md. 150). Ancak uygulamada bu hüküm mali konularla sınırlı tutulmuş, velayetin düzenlenmesi bu hükmün dışında tutulmuştur. Yeni düzenleme bu konuya da açıklık getirmiş, eşlerin çocukların velayeti konusunda da anlaşma yapabileceklerini açıklığa kavuşturmuştur. Anılan yasal düzenleme velayetin belirli koşullarla eşler arasında serbestçe düzenlenebileceğine olanak sağlamış bulunduğundan anlaşma gereğinin yerine getirilmesinin istenmesi de mümkün hale gelmiştir. Belirtilen yasal düzenleme karşısında Medeni Kanunun 148. maddesinin uygulama alanı daralmıştır. Hakim Medeni Kanunun 272 ve sonraki maddeleriyle öngörülen durumların bulunması halinde anlaşmaya müdahale ile çocuk hakkında uygun hüküm kurabilir. Somut olayda davalı velayetin alınması veya kaldırılmasını (nez) gerektiren bir nedenin varlığını ileri sürmediğine ve böyle bir durumun varlığı saptanmadığına göre anlaşma hükümlerine uygun hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru bulunmamıştır. Sonuç:Temyize konu hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliği ile karar verildi.28.09.2005 |
04-04-2011, 15:55 | #6 |
|
Velayet kamu düzenini ilgilendirdiği için, hakimin, doğrudan doğruya çocuğun hukukunu ilgilendiren böyle bir protokol hükmünü onaylamayacağını ve müdahale edeceğini ve hatta etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Velayetin değiştirilmesi davalarında dahi öncelikli aranan kriter , çocuğun alıştığı ortam ve ebeveynden ayrılmasını haklı kılacak yeni nedenler olduğu gözetilecek olursa; yıllar sonrasını etkileyecek parçalı bir velayet müessesini şimdiden kurallaştırmak; kabul edilemez görünüyor. Saygılarımla... |
04-04-2011, 16:00 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Düşünceniz yukarıda benim ifade ettiğim görüşten daha isabetli gibi geldi okuyunca Kesin ve doyurgan bir dille yazmış olmanızın etkisinde mi kaldım acaba diye bir kaç kez okudum da Yok, yok öyle de değil; sizin görüşünüz daha isabetli ve velayet kurumuna uygun son tahlilde. Saygılar. |
04-04-2011, 16:20 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Kıymetli meslektaşım, aşağıda bağlantıda geçen diyalogumuz da benim ne kadar haklı olduğumu ortaya koyuyor ama http://www.turkhukuksitesi.com/showt...=42338&page=12 |
04-04-2011, 16:27 | #9 |
|
Bağlantıdan kastınız üstteki karar mı, yoksa üye imzanız altındaki yazılar mı?
Üstteki ise 1995 T.li bir karar (En altta 2005 yazıyor gerçi?) ama nihayetinde yalnızca bir daire kararı, bağlayıcılığı yok. Karar başlı başına bir facia, bence. Hem boşanan bir eşin gelecekte verebileceği bir kararını çocuğundan feragate eşitliyor, hem velayet kendisinde olan ebeveynin, hem de çocuğun, ayrı ayrı geleceklerine ipotek koyuyor. Üye imzanız altındakiler ise kastınız; o da yine sizi değil, beni doğruluyor. "Adaletsizliği engelleyecek gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir" sözü. Tıpkı bu protokolün tarafı olmayan çocuk gibi... Yahut o gün velayeti alabilmek için müzayaka halinde o protokole imza koyan ebeveyninki gibi... Saygılarımla... |
04-04-2011, 16:35 | #10 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Pekiyi, bunu siz istediniz Buyrun o zaman: Alıntı:Yazan Av.Şehper Ferda DEMİRELBanka, icra ve taşınmazlarla uğraşa uğraşa görece çalışkan, görece de tembel oldum ben ya)
|
04-04-2011, 16:41 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Velayet altındaki çocukların yararına olarak görülecek her konuda hakim, kamu düzenine uygun şekilde karar verebilir. Bu konuda tarafların anlaşmış olmalarının da çok önemi yoktur. En bariz örneği, protokolde çocuklar için iştirak nafakası istenmese dahi, ileri de velayet sahibi kişi, boşandığı eşine karşı iştirak nafakası davası açabiliyor. Bu anlamda, Uluslararası Çocuk hakları sözleşmesinin 10-11 yaş üzerindeki çocuklara "velayet konusunda görüşlerinin sorulması" gerektiği hususu bile dolaylı yönden belirtilmiş ve bu anlamda Yargıtay'ın bir çok kararında da çocukların fikrine psikolog eşliğinde başvurulması yoluna gidilmesinden bile bahsedilmiştir. Bu anlamda, pinpon topu misali oradan oraya atılacak, tapu kaydı gibi satış vaadinde bulunulacak bir konu değil ise velayet, bu durumda böyle bir süreli velayet ilişkisinin kabul edilmesini düşünmek, amaçlanan sosyo-psikolojik duruma uygun olmamaktadır. Sonuç olarak, ileride ocuğun şartları, velayetin değişmesini gerektirici nitelikte değil ise, bugün yapılacak velayet konusundaki protokolün, zorlayıcı ve yaptırımı olacağı düşüncesinde değilim. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Anlaşmalı Boşanmada Çocuğun Velayet Durumunun Taraflarca Belirlenmesi? | Av_Ece Altunay Önal | Meslektaşların Soruları | 12 | 19-04-2014 16:17 |
Anlaşmalı boşanmada velayet sorunu | Şimal Yıldızı | Meslektaşların Soruları | 1 | 08-05-2010 13:56 |
İş Göremezlik Raporu Almak Süreye Bağlı mıdır? | Av.Olcay Pehlivanlıoğlu | Meslektaşların Soruları | 0 | 17-02-2010 12:21 |
anlaşmalı boşanmada velayet hususu | sumeyra | Meslektaşların Soruları | 2 | 11-09-2009 16:15 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |