Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Meşru Müdafaa - Görüş ve Yargıtay Kararı Talebi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-02-2011, 02:13   #1
butterfly

 
Acil Meşru Müdafaa - Görüş ve Yargıtay Kararı Talebi

Merhabalar,

Sanık yolda aracıyla giderken (2 kişiler araçta), öndeki araç tarafından (bu araçta da 2 kişi var) sıkıştırılıyor ve bunun sonucunda iki taraf arasında geçen sözlü hakaretlerin üstüne kavga çıkıyor. Bunun üzerine, sanık, karşı tarafı bıçaklıyor ve ölümüne sebebiyet veriyor. Sanığın, yanındaki kişinin ve kamu tanıklarının ifadelerine göre, sıkıştıran arabadaki şahıslar kavgayı başlatıyor ve demir bir sopayla sanığa vuruyorlar. Bu arada, sanığın yanında bulunan ağabeyi arabadan hiç inmiyor, kardeşini kısa süren kavgadan sonra vatandaşlar arabaya sokuyorlar, ağabey de onu içeri çekiyor ve gaza basıyor.
Sanık, demir sopayla epeyce dayak yiyor bu 2 şahıstan. Bunun üzerine, arabadan bıçağını alıp karşı taraftan bir kişiye doğru sallıyor, kalbinden isabet ediyor ve adam hastanede hayatını kaybediyor.

Her 2 kardeş de tutuklandı ancak talebimiz üzerine, tanıkların da ifadeleri alınarak, ağabeyin beraatine karar veriliyor.
Hakimin kararı da, kasten öldürme ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanması yönündedir. Ancak, burada meşru müdaafanın olduğu da kesindir. Kanaatimce, demir sopayla, hem de 2 kişi tarafından dövülen şahsın, bıçakla karşılık vermesi, sınırın aşılmasına sebep olmayacaktır.

Bu konuda görüşü olanlar ve hatta Yargıtay Kararlarını emsal olarak gösterebilecek olanların fikirlerini beyan etmelerini bekliyorum.

Saygılarımla.
Old 25-02-2011, 13:45   #2
ayşekömürcü

 
Varsayılan

bb. Saldırının Varlığı

Saldırı halen var olmalıdır. Gelecekteki bir saldırı bu kavrama girmez. Çünkü, gelecekteki bir saldırıya karşı suç işlemeksizin önlem almak mümkündür. Henüz başlamamış, ancak başlayacağı muhakkak olan bir saldırıya karşı da yasal savunma mümkündür. Gerçekleşmesi muhakkak olan saldırı tehlikesi, savunmayı haklı kılar.

Saldırı sona ermişse, artık yapılan hareketler savunma kapsamında görülemez. Saldırıya son verip kaçan kişinin arkasından giderek ateş etme yasal savunma değil, ancak öç alma sayılabilir.

Buna karşılık, başlayıp bitmiş ancak tekrarlanması muhtemel olan devamından korkulan bir saldırı da halen var olan bir saldırı sayılır.

Nitekim, yeni Türk Ceza Yasası’nda yasal savunmaya esas teşkil edebilecek haksız saldırının üç hali açıkça gösterilmiştir: 1) Gerçekleşen saldırı, 2) Gerçekleşmesi muhakkak olan saldırı, 3) Tekrarı muhakkak olan saldırı (TCK m 25/1)

Yukarıdaki yazı Çiğdem Yakut'un makalesinden alıntıdır.Sizin de yazmış olduğunuz yazıdan anlaşılacağı üzere saldırı sona ermiştir ve tekrarlanması muhtemel olmayan bi durum söz konusudur.
Old 25-02-2011, 21:55   #3
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan butterfly
Merhabalar,

Sanık yolda aracıyla giderken (2 kişiler araçta), öndeki araç tarafından (bu araçta da 2 kişi var) sıkıştırılıyor ve bunun sonucunda iki taraf arasında geçen sözlü hakaretlerin üstüne kavga çıkıyor. Bunun üzerine, sanık, karşı tarafı bıçaklıyor ve ölümüne sebebiyet veriyor. Sanığın, yanındaki kişinin ve kamu tanıklarının ifadelerine göre, sıkıştıran arabadaki şahıslar kavgayı başlatıyor ve demir bir sopayla sanığa vuruyorlar. Bu arada, sanığın yanında bulunan ağabeyi arabadan hiç inmiyor, kardeşini kısa süren kavgadan sonra vatandaşlar arabaya sokuyorlar, ağabey de onu içeri çekiyor ve gaza basıyor.
Sanık, demir sopayla epeyce dayak yiyor bu 2 şahıstan. Bunun üzerine, arabadan bıçağını alıp karşı taraftan bir kişiye doğru sallıyor, kalbinden isabet ediyor ve adam hastanede hayatını kaybediyor.

Her 2 kardeş de tutuklandı ancak talebimiz üzerine, tanıkların da ifadeleri alınarak, ağabeyin beraatine karar veriliyor.
Hakimin kararı da, kasten öldürme ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanması yönündedir. Ancak, burada meşru müdaafanın olduğu da kesindir. Kanaatimce, demir sopayla, hem de 2 kişi tarafından dövülen şahsın, bıçakla karşılık vermesi, sınırın aşılmasına sebep olmayacaktır.

Bu konuda görüşü olanlar ve hatta Yargıtay Kararlarını emsal olarak gösterebilecek olanların fikirlerini beyan etmelerini bekliyorum.

Saygılarımla.

Okur okumaz yani ilk bakışta ben de hakimle aynı kanaatte olduğumu söylemeliyim. Saldırı sona ermiş, araca binip savuşmak varken, dövülmenin tesiri tahriki ve hiddetiyle işlenmiş bir suç vardır.

Kasten öldürme mi vardır, yoksa kasten yaralamanın TCK.m.87/4'deki netice sebebiyle ağırlaşmış hali mi vardır; buradan birşey diyebilmem çok zor, yanılırım.

Meşru müdafaa olmadığını düşünsem de, olduğu farzedilirse bunun savunmada sınırın aşılması olduğu görülüyor. (TCK.m.26/1)

Saygılarımla.
Old 25-02-2011, 22:35   #4
BALDIRAN

 
Varsayılan

Sanık, abisi tarafından arabaya alındıktan sonra, içerden bıçağı alıp bu eylemi gerçekleştirmişse, meslektaşlarımın görüşüne bende katılıyorum.ancak, sanık, saldırı devam ederken, yani demir sopayla dövülmekte iken, bir fırsat bulup arabadan bıçağı almışsa, ve o esnada karşı taraftan devam eden yada tekrarlanması muhakkak bir saldırı söz konusuysa, örneğin elinde demir sopayla sanığın peşinden koşmaktaysa, o zaman yasal savunma sınırında kaldığı(oda ölçülülük/orantılılık ilkesine, hedef gözetip gözetmediğine, darbe sayısına vs. bakmak lazım) düşünülebilir belki kanısındayım.saygılar.
Old 25-02-2011, 22:38   #5
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BALDIRAN
Sanık, abisi tarafından arabaya alındıktan sonra, içerden bıçağı alıp bu eylemi gerçekleştirmişse, meslektaşlarımın görüşüne bende katılıyorum.ancak, sanık, saldırı devam ederken, yani demir sopayla dövülmekte iken, bir fırsat bulup arabadan bıçağı almışsa, ve o esnada karşı taraftan devam eden yada tekrarlanması muhakkak bir saldırı söz konusuysa, örneğin elinde demir sopayla sanığın peşinden koşmaktaysa, o zaman yasal savunma sınırında kaldığı(oda ölçülülük/orantılılık ilkesine, hedef gözetip gözetmediğine, darbe sayısına vs. bakmak lazım) düşünülebilir belki kanısındayım.saygılar.

Soru metninin şu kısmına dikkat:

Alıntı:

kardeşini kısa süren kavgadan sonra vatandaşlar arabaya sokuyorlar, ağabey de onu içeri çekiyor ve gaza basıyor.


Saygılarımla.
Old 25-02-2011, 22:51   #6
BALDIRAN

 
Varsayılan

Sayın GÜNTAY, sorunun o kısmından, ben, kardeşin, arabaya sokulduktan sonra bıçağı alıp vurduğu sonucunu çıkarmıyorum, tam tersine, kavga sırasında arabadan bıcağın alındığı, yani, bu esnada saldırının devam etmekte olduğu gibi bir anlam çıkıyor. Soruyu soran meslektaşımız biraz daha açabilirse sanırım daha net bir şeyler söylemek mümkün olacak.
Old 25-02-2011, 23:00   #7
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BALDIRAN
Sayın GÜNTAY, sorunun o kısmından, ben, kardeşin, arabaya sokulduktan sonra bıçağı alıp vurduğu sonucunu çıkarmıyorum, tam tersine, kavga sırasında arabadan bıcağın alındığı, yani, bu esnada saldırının devam etmekte olduğu gibi bir anlam çıkıyor. Soruyu soran meslektaşımız biraz daha açabilirse sanırım daha net bir şeyler söylemek mümkün olacak.

Bence olayı soruda geçen şu cümlenin,

Alıntı:

Sanık, demir sopayla epeyce dayak yiyor bu 2 şahıstan.

doğru yere konulup konulmadığı karıştırıyor. Meslektaşımızın tekrar dayak kısmından bahsetmek isterken geriye dönüşle bu cümleyi yazdığını aslında bu cümlede geçen eylemin de arabaya binmeden önceki zaman dilimine ait olduğunu düşünüyorum. Zira, sanık arabadan indikten sonra bıçağı maktulün kalbine saplamıştır. Yine de soruyu soran meslektaşımız en doğru izahı yapacaktır. En iyisi bu açıklamayı beklemek...
Saygılarımla.
Old 26-02-2011, 00:39   #8
butterfly

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım,

Öncelikle vermiş olduğunuz cevaplar için çok teşekkür ederim. Anlaşılmayan noktayı aydınlatmak adına, olayda sanık kavga anında bıçağı kapıp karşı tarafa batırıyor. Sonra vatandaşlar ayırıyor ve ağabey de kardeşi arabadan inmeden içeri çekiyor ve gaza basıp olay mahalinden ayrılıyor. Bu durumda, kanaatimce, meşru müdafaa oluşacaktır. Ancak, hakim haksız tahrik olduğu sonucuna varmıştır. Bu durumda, elimde emsal karar veya destekleyici doktrin görüşü olması gerekmektedir. Yardımlarınız için teşekkür ederim.
Old 26-02-2011, 17:20   #9
hukukcugokhanozkan

 
Varsayılan

Meşru müdafaa yok,dayağı yedikten sonra arabasına gidip bıçağı almış ve maktülü öldürmüş.Mahkemenin kararı bence de doğru.Demirle dövülürken cebinden bıçağı çıkarıp öldürseydi,meşru müdafaadan söz edilebilirdi.
Old 26-02-2011, 17:30   #10
hukukcugokhanozkan

 
Varsayılan

Bir de sanık arabadan bıçak aldığına göre,maktül ve yanındaki sanığı dövmeyi bırakmışlardı ve kavgayı sona erdirmişlerdi.(1i demir sopalı 2 kişi istese sanığı öldürebilirlerdi,zaten meşru müdafaanın şartlarından biri de savunmanın saldırıyla orantılı olmasıdır.Öldürme niyeti olmayan maktül ve yanındaki karşısında arabasına giderek(girdikten sonra arabasını sürüp gitme ihtimali de varken) bıçağı alıp maktülü öldüren sanık sadece haksız tahrik hükümlerinden yararlanabilir.
Old 26-02-2011, 20:03   #11
GECE

 
Varsayılan

Ölen kişinin saldırısı bittikten sonra, fail gidip bıçakladı ise haksız tahrik bu. Ölenin sanığa demir sopayla vurmaya devam ettiği esnada sanık onu bıçakladı ise burada haksız tahrik değil meşru müdafa vardır. Demir sopa ağır darbeler yaratır, insanın öldürür bile. bu nedenle demir sopa ile bıçak yanyana gelince araç bakımından bence bir ölçüsüzlük yok. Ama bıçağın kalbe saplanması, "savunma/saldırıyı bertaraf etme"den ziyade öldürme kastına karine olabilir ki; bu noktada da sınırın aşılmasından bahsedilebilir. Ama ortamın karanlık olması, somut olay koşulları, bıçağın rastgele sallanmış olması, dayak yemenin ve kavganın yarattığı korku ve heyecandan dolayı kalbe denk gelmişse burada TCK m.27/2'ye dayanılarak sınırın aşılmasına rağmen sanığa ceza verilmeyebilir bence.
Old 26-02-2011, 20:14   #12
butterfly

 
Varsayılan

Cevap verenler için çok teşekkür ederim.
Şuanda üyelikle ilgili teknik sorunlardan dolayı kazancıya giremediğim için, sizden konu ile ilgili yargıtay kararı rica edebilir miyim?

Yardım edenlere çok teşekkür ederim.
Old 27-02-2011, 00:01   #13
BALDIRAN

 
Varsayılan

Sayın gecenin görüşlerine katılıyorum. saygılar
Old 28-02-2011, 10:52   #14
ali ekmekçi

 
Varsayılan

Ben de sayın gece ye katılıyorum.meşru müdafaanın psikolojik boyutunu düşünmemiz lazım,her olayın özelliğine göre...Sanık burada başka türlü kurtulamayacağını düşünerek hareket etmişe benziyor.Çok eski bir Yargıtay kararı hatırlıyorum.Karara konu olayada eve gece yarısı içkili gelen koca karısına"5 dakikada sofra kurmazsan seni çırılçıplak sokağa atacağım"diyordu.Kadın da bir telle kocasını boğuyordu.Karar bunun möeşru müdafaa olduğu yönündeydi.Kadın için başka bir kurtuluş yolu yoktu diyordu Yargıtay...
Old 28-02-2011, 21:13   #15
hukukcugokhanozkan

 
Varsayılan

Sanık kurtulmuş(daha doğrusu bir demir sopalı 2 kişi bırakmış) ki arabasına kadar gidip bıçağı alabilmiş.Meşru müdafaa sanığın psikolojisine göre değil objektif olarak değerlendirilir.Saldırı bittikten sonra meşru müdafaa olmaz.
Old 01-03-2011, 12:04   #16
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hukukcugokhanozkan
Sanık kurtulmuş(daha doğrusu bir demir sopalı 2 kişi bırakmış) ki arabasına kadar gidip bıçağı alabilmiş.Meşru müdafaa sanığın psikolojisine göre değil objektif olarak değerlendirilir.Saldırı bittikten sonra meşru müdafaa olmaz.

Katılıyorum. Mağdurun esasen haklı olması meşru müdafaayı sonuçlamaz. O takdirde hukuk yerindelik hukukuna dönüşür. Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
MeŞru MÜdafaa Ahmet KURNAZ Meslektaşların Soruları 2 11-03-2010 11:26
hırsızı öldürmek meşru müdafaa Alper Özboyacı Hukuk Haberleri 16 23-09-2008 00:39
Ruhsatsız Silahla Meşru Müdafaa Av. Galip DAĞTEKİN Hukuk Soruları Arşivi 11 17-12-2006 21:10
Meşru Müdafaa Ve Zaruret Hali ! Sibel Hukuk Soruları Arşivi 2 08-12-2006 21:43


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10885811 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.