Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Hizmet ilişkisin ispatı için Tanık Dinletme

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 03-06-2010, 20:40   #1
av.süleyman türk

 
Varsayılan Hizmet ilişkisin ispatı için Tanık Dinletme

Arkadaşlar Merhabalar;
Hiç bir belgeye dayalı olmayacak şekilde yani cari hesaba göre icra takibi yaptım. Takip itiraza uğrayınca itirazın iptali davası açtım.

Müvekkil Diş hekimi davalı ile herhangibir sözleşme yapmamış sadece aralarında sözlü bir akit var ve dişle ilgili yükümlülüklerini müvekkil yerine getirmiş durumdadır.

Söz konusu davada aradaki hizmet ilişkisini ispat etmek için özellikle söylüyorum borç ilişkisini değil hizmet ilişkisini ispat için yani "bu adam dişçiye gelmiştir ve şu şu şu dişlere şu işlemler yapılmıştır" şeklinde bir tanık beyanı kullanmak istiyorum.

Karşı taraf tanık dinlenilmesine muvafakat etmedi, hakimde tam bana yemin teklif edeceği sırada ben dinleteceğim tanıkla aradaki hizmet ilişkisini ispat edeceğim, böyle bir konuda tanık dinletebileceğimi düşünüyorum dediğimde değerlendirmek üzere duruşmayı erteledi.

Buna ilişkin her hangi bir karar bulabilir miyiz? Ben bu tanığı bu davada nasıl dinletebilirimm??

Teşekkürlerimle ve Saygılarımla...
Old 04-06-2010, 10:28   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın av.süleyman türk,

Taraflar arasındaki ilişki sadece tedaviye yönelik işlem yapılmış olması halinde vekalete dair, başkaca işlemler de yapılmış olması halinde istisna akdine dair hükümlere tabidir.
Her iki halde de sözleşmenin geçerliliği yazılı şekle tabi olmamakla beraber ispat hukuku bakımından sözleşmenin inkar edilmesi halinde taraflar arasındaki sözleşmeyi yazılı delille veya
1086 S.K. m.292:"Senetle ispatı lâzımgelen hususlarda tahriri bir mukaddimei beyyine mevcut olursa şahit istimaı caizdir.
Mukaddimei beyyine müddeabihin tamamen sübutuna kâfi olmamakla beraber bunun vukuuna delâlet eden ve aleyhine ibraz edilmiş olan taraf canibinden verilen evrak ve vesaiktir."
mucibince ispatlamanız gerekmektedir (diye düşünüyorum )

Saygılarımla...
Old 04-06-2010, 11:32   #3
av.süleyman türk

 
Varsayılan

Çok teşekkür ederim verdiğiniz cevap için ancak sonuç olarak osmanlıca kelimeler neticesinde şahit dinletebilir miyim dinletemez miyim konusunu anlayabilmiş değilim
Old 04-06-2010, 11:51   #4
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.süleyman türk
Çok teşekkür ederim verdiğiniz cevap için ancak sonuç olarak osmanlıca kelimeler neticesinde şahit dinletebilir miyim dinletemez miyim konusunu anlayabilmiş değilim
Est
Taraflar arasındaki ilişkiyi ispat için yazılı delile ihtiyacınız var; lakin m.292 diyor ki;senetle ispatlanması gereken hususlarda yazılı(tahriri) delil (beyyine) başlangıcı (mukaddime) varsa şahit dinletebilirsiniz Yoksa tanık dinletmeniz karşı tarafın muvafakatına bağlı.

Saygılarımla...
Old 04-06-2010, 11:55   #5
av.süleyman türk

 
Varsayılan

Teşekkür ederim, ayrıntı için, işin türkçe olan kısmı için bende bu durumu biliyorum. benim aradığım bir istisna "yani diş hekimlerine özgü bir şeyde olabilir" belki konuyla ilgili madde olmayabilir ama belki bir karar vardır ve bu kararıda bir bilen vardır
Old 04-06-2010, 16:21   #6
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.süleyman türk
Teşekkür ederim, ayrıntı için, işin türkçe olan kısmı için bende bu durumu biliyorum. benim aradığım bir istisna "yani diş hekimlerine özgü bir şeyde olabilir" belki konuyla ilgili madde olmayabilir ama belki bir karar vardır ve bu kararıda bir bilen vardır

Kanunun çevirisi için kusura bakmayın lütfen; siz "osmanlıca kelimeler" deyince bir an için ben avukat olduğunuzu atlamışım

P.S: -Kanuna rağmen- belirttiğiniz şekilde bir karar bulabileceğinizi sanmıyorum ama kolay gelsin...

Saygılarımla...
Old 04-06-2010, 17:41   #7
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.süleyman türk
Arkadaşlar Merhabalar;
Hiç bir belgeye dayalı olmayacak şekilde yani cari hesaba göre icra takibi yaptım. Takip itiraza uğrayınca itirazın iptali davası açtım.

Müvekkil Diş hekimi davalı ile herhangibir sözleşme yapmamış sadece aralarında sözlü bir akit var ve dişle ilgili yükümlülüklerini müvekkil yerine getirmiş durumdadır.

Söz konusu davada aradaki hizmet ilişkisini ispat etmek için özellikle söylüyorum borç ilişkisini değil hizmet ilişkisini ispat için yani "bu adam dişçiye gelmiştir ve şu şu şu dişlere şu işlemler yapılmıştır" şeklinde bir tanık beyanı kullanmak istiyorum.

Karşı taraf tanık dinlenilmesine muvafakat etmedi, hakimde tam bana yemin teklif edeceği sırada ben dinleteceğim tanıkla aradaki hizmet ilişkisini ispat edeceğim, böyle bir konuda tanık dinletebileceğimi düşünüyorum dediğimde değerlendirmek üzere duruşmayı erteledi.

Buna ilişkin her hangi bir karar bulabilir miyiz? Ben bu tanığı bu davada nasıl dinletebilirimm??

Teşekkürlerimle ve Saygılarımla...

Genel kural bakımından sayın Hades'e katılmakla birlikte, işin icabı (teamül gereği) yazılı sözleşme yapılması adetten olmayan konularda tanıkla ispat mümkündür. (HUMK:293/4) Dişçinin, hastasına yönelik diş ile ilgili yaptığı mutad işlemler bir eser sözleşmesi çerçevesinde yapılmış kabul edilse bile, bu işlemin yazılı sözleşmeye dayanarak yapılması adetten değildir. Bu itibarla tanıkla ispat edilebileceği düşüncesindeyim. Bu yönde, yani işin icabı gereği yazılı sözleşme yapılmayacak haller bakımından tanıkla ispatı yeterli gören bir Yargıtay kararı da olduğunu hatırlıyorum. Bulabilirsem eklerim.
Old 04-06-2010, 17:54   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Evet o kararlardan birisini bulabildim:



Alıntı:
T.C.

YARGITAY

15. HUKUK DAİRESİ

E. 1984/1631

K. 1984/3266

T. 31.10.1984

• ESER SÖZLEŞMESİ ( Yazılı Olarak Yapılmış Olmaması )

• SENETLE İSPAT VE TANIK DİNLENMESİ ŞARTLARI ( Eser Sözleşmesi )

• TANIK DİNLEME ŞARTLARI ( Eser Sözleşmesinin Yazılı Olarak yapılmış Olmaması )

1086/m.293

818/m.288

ÖZET : Kural olarak bir şey ortaya çıkarma, imal etme, husule getirme olan eser sözleşmesi Borçlar Kanunumuzda belli bir şekle tabi tutulmamıştır.Halin gereğine ve tarafların durumuna göre senede bağlanmaması teamül haline gelen işlemlerde tanık dinlenilebilir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın Kartal İkinci Asliye Hukuk Hakimliği`nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 30.12.1983 tarih ve 288-1391 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı yüklenici davasında, davalının satın aldığı bir katlı taşınmaz üzerine altı dairenin yapımını götürü bedelle üstlendiğini ve bitirildiğini beyanla asgari maliyet rayiç bedeli alacak 2.200.000 lira için ödetme kararı verilmesini talep etmiş, davalı, öncelikle taşınmazın kendisine ait olmadığını açıklayarak husumet itirazında bulunup esas cevapta, aralarında istisna sözleşmesi mevcut olmadığını ve yapıldığı iddia edilen işlerin de davacı tarafından yapılmadığını ileri sürmüştür.

Yerel mahkeme, yargılamada dinlenen tanık beyanları ile alınan bilirkişi raporuna dayanarak fazlaya ilişkin istemin reddi ile 2.156.841 lira alacak için ödetme kararı vermiştir. Mahkeme kararını davalı vekili temyiz eylemiştir.

İstisna akdi kavramı, BK. m. 355`deki tanıma göre ( İstisna, bir akittir ki onunla bir taraf ( müteahhit ) diğer tarafın ( iş sahibi ) vermeyi taahhüt eylediği semen ( bedel ) mukabilinde, bir şey imalini iltizam eder. ) yüklenmeyi kapsar. Kural olarak bir şey ortaya çıkarma, imal etme, husule getirme olan eser sözleşmesi Borçlar Kanunumuzda belli bir şekle tabi tutulmamıştır.

Ancak olayımızda, yapımı yüklenilen inşaat, iş davalı tarafından inkar edilerek taraflar arasında akdi bir ilişkinin mevcut olmadığı savunulmakta ve böylece akdi ilişkinin mevcudiyeti varlığı inkar ile ihtilaflı hale gelmektedir.

HUMK.nun değişik 288. maddesi hükmünce; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacı ile yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri beşbin lirayı geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.

Bu maddede öngörülen şekil, geçerlik şekli değil, usul hukuku yönünden konulmuş ispat şeklidir. İspat şeklinin zorunluluğu nedeni ile hukuki işlemlerin kural olarak tanık sözleri ile ispatı olanağı da yoktur.

Ne var ki, Usul Kanunumuzda anılan bu ana kurala ayrık hükümler de mevcuttur. Gerçekten Usulün 289. maddesi hükmüne göre, senetle ispatı gereken hususlarda, bu yön hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakatı, rızası halinde tanık dinlenebilir. Çekişmede davalının bu hususta açıkca muvafakatı olmadığına göre anılan madde hükmü gereğince tanık dinlenmesine de olanak yoktur.

Yalnız tanıkla ispat yasağına ayrık hallerden biri de Usulün 293. maddesinin 4. bendinde yer almıştır. Bir başka deyimle anılan Usul Kanunu`nun 293/4. maddesinde açıklanan durumun varlığı halinde de ayrık olarak tanık dinlenmesine imkan tanınmıştır. Anılan hüküm gereğince ( Halin icabına ve iki tarafın vaziyetlerine nazaran senede zaptı müteamil olmayan muamelelerde ) tanık dinlenmesi mümkün olmaktadır. Bu hükmün sonucu olarak, bir bölgede halin gereklerine, tarafların durumlarına göre herhangi bir hukuki işlemin devamlı olarak senede bağlanmamasının adet haline gelmesi ve bu hususun zaman içinde herkesce uyulmak suretiyle kararlı bir nitelik kazanmış bulunması ve aynı zamanda kamu oyu tarafından da belirtilen teamüle inanılmış olması takdirinde tanık dinlenebilir.

Yüksek Mahkemenin kökleşen içtihadı da bu doğrultudadır ( En son Yargıtay H. Genel Kurulu Esas: 1982/13-571 Karar: 1984/660, 6.6.1984 tarihli kararı ).

Öyle ise; Mahkemece, işin niteliği, tarafların durumu ve ilişkileri gözetilerek aralarındaki istisna eser sözleşmesinin devamlı surette senede bağlanmaması hakkında istikrarlı ve toplumca inanılmış bir adet olup olmadığı bilirkişi aracılığı ile saptanarak rapor içeriğine göre tanık dinlenip dinlenmeyeceği değerlendirilmelidir.

Yapılacak böyle bir inceleme sonunda, olayda tanık dinlenebileceği sonucuna varılması halinde tanık sözleri ve teknik bilirkişi raporu değerlendirilmek suretiyle, aksi takdirde, davacıya yemin ant hakkı hatırlatılarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.

SONUÇ : Yukarıda gösterilen nedenlerle temyiz eden davalı D. yararına yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, 31.10.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 04-06-2010, 18:50   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
KANUN NO: 1219
TABABET VE ŞUABATI SAN'ATLARININ TARZI İCRASINA DAİR KANUN


MADDE 72 - İcrayı sanat eden tabipler, diş tabipleri, dişçiler ve ebeler numunesi veçhile Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekâleti tarafından tertip ve mahallî sıhhiye memurlarınca musaddak, hastaların isim ve hüviyetlerini kayda mahsus bir protokol defteri tutmağa mecburdurlar. Bu defterlerin kuyudu ücretten mütevellit dâvalarda sahibi lehine delil ittihaz olunabilir. Şu kadar ki müstenidi iddia olan kaydın hilâfı vesaik veya delâili muteberei saire ile ispat edilebilir.

Yukarıdaki yasa maddesi soru sahibinin işine yarar mı, bilemem ama tartışmaya değer diye düşünüyorum.(Çıkmam lazım, siz tartışın ben geleceğim)
Old 04-06-2010, 19:01   #10
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Yukarıdaki yasa maddesi soru sahibinin işine yarar mı, bilemem ama tartışmaya değer diye düşünüyorum.(Çıkmam lazım, siz tartışın ben geleceğim)

O defterlerin sahibi lehine, yani doktor lehine delil olarak kullanılabileceği vurgulanmış. Konu olayda ispat zorunda olan taraf doktor ise, ki öyleymiş olabilir... elbette.

Alıntı:
KANUN NO: 1219
TABABET VE ŞUABATI SAN'ATLARININ TARZI İCRASINA DAİR KANUN

MADDE 72 - İcrayı sanat eden tabipler, diş tabipleri, dişçiler ve ebeler numunesi veçhile Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekâleti tarafından tertip ve mahallî sıhhiye memurlarınca musaddak, hastaların isim ve hüviyetlerini kayda mahsus bir protokol defteri tutmağa mecburdurlar. Bu defterlerin kuyudu ücretten mütevellit dâvalarda sahibi lehine delil ittihaz olunabilir. Şu kadar ki müstenidi iddia olan kaydın hilâfı vesaik veya delâili muteberei saire ile ispat edilebilir.
Old 04-06-2010, 19:07   #11
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Diş hekimleri konusunda bir karar:
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 14.02.2005 T., Esas: 2004/3331, Karar: 2005/698: “…Yanlar arasında gerçekleştiği ileri sürülen temel hukuksal ilişki, Borçlar Yasasının 355. maddesinde tanımlandığı üzere niteliğince bir "eser" sözleşmesidir. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Ancak, sözlü yapılan sözleşme inkar edildiği takdirde, sözleşmenin yapıldığı zamanki miktar veya değeri HUMK.nun 288. maddesindeki miktardan fazla ise akti ilişkinin anılan yasa hükmü gereğince davacı tarafından yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Akdi ilişkinin tanık delili ile kanıtlanabilmesi için ya davacı tarafından "yazılı delil başlangıcına" dayanılmış olması veya davalının tanık dinlenmesine açıkça onay vermiş olması gerekir ( HUMK. md.292, 289 ). Somut olayda davacı tarafından yazılı delil veya delil başlangıcı sunulmadığı gibi, tanık dinlenmesine de davalının açık onayı bulunmadığından akdi ilişki, tanık delili ile kanıtlanamaz. O halde, davacı iddia ettiği gibi, yanlar arasındaki akdi ilişkinin alt ve üst çene protezlerinin ve tedavilerinin tümünü kapsadığını; dava dilekçesinde "yemin" deliline dayanmış olmakla "yemin" delili ile kanıtlayabilir. Mahkemece, davacıya "yemin önerme" hakkı hatırlatılmalı, sonucuna göre yanlar arasındaki akdi ilişkinin kapsamı belirlenmelidir…”

Sayın Dikici nin bahsettiği türden tanık dnlenebilmesi için şarta dair gayet açıklayıcı bir karar:
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 18.09.2003 T., Esas: 2003/685, Karar: 2003/4093: “Eser ilişkisinin kabulü halinde davacı yaptığı işin miktarını davalı yani iş sahibi de ödemeleri ispat etmekle yükümlüdür. Akdi ilişkinin inkarı halinde ise davanın miktarı itibariyle senetle ispatı ( HUMK. madde 288 ) gerekir. Dava konusu olayda davalı akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Mahkemece A. Ticaret Odasından araç tamiri ile ilgili olarak yazılı sözleşme yapılmasının teamülden olup olmadığı sorulmuş alınan cevapta böyle bir teamülün bulunmadığı bildirilmiştir. Akdi ilişkinin ispatı açısından teamüle dayanılarak şahit dinlenebilmesi için ( HUMK. madde 293 ) o yörede araç tamiri bakımından bütün araç sahipleri ve tamirciler arasında hiçbir şekilde yazılı sözleşme yapılmadığının mutat olması gerekir. Bir kısım tamiratlarda yazılı sözleşme yapılıyor ise böyle bir teamülden söz edilemeyeceği ortadadır. Yargıtay'ın uygulaması da bu yöndedir. Bu nedenle mahkemece A. Ticaret Odasından açıklanan doğrultuda müzekkere yazılarak teamül olup olmadığı yeniden sorulmalıdır. Teamül varsa; dinlenen şahitler akdi ilişkinin varlığını beyan ettiklerinden mahkemece tarafların delilleri toplanıp sigorta şirketinden gerekli belgeler de celbedilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmalı, B.K. 366. madde uyarınca davacının tamirattan doğan alacağı belirlenip davalının ispatlayacağı ödemeler varsa alacaktan düşülerek dava sonuçlandırılmalıdır."

Diş hekimleri açısından (özellikle özel/devlet hastanelerinde diş tedavisi v.s. için gitmiş olanların gayet iyi bileceği üzere; girerken imza attığınız belgeleriniz vardır ve üzerinde de sizin dişleriniz için ne yapılacağı yazılıdır) böyle bir teamül (en azından hiç hastane bulunmayan bir yöreden bahsediyor olamayız sanırım) söz konusu edilemez (diye düşünüyorum )

Saygılarımla...
Old 04-06-2010, 19:20   #12
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades
Diş hekimleri konusunda bir karar:
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 14.02.2005 T., Esas: 2004/3331, Karar: 2005/698: “…Yanlar arasında gerçekleştiği ileri sürülen temel hukuksal ilişki, Borçlar Yasasının 355. maddesinde tanımlandığı üzere niteliğince bir "eser" sözleşmesidir. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Ancak, sözlü yapılan sözleşme inkar edildiği takdirde, sözleşmenin yapıldığı zamanki miktar veya değeri HUMK.nun 288. maddesindeki miktardan fazla ise akti ilişkinin anılan yasa hükmü gereğince davacı tarafından yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Akdi ilişkinin tanık delili ile kanıtlanabilmesi için ya davacı tarafından "yazılı delil başlangıcına" dayanılmış olması veya davalının tanık dinlenmesine açıkça onay vermiş olması gerekir ( HUMK. md.292, 289 ). Somut olayda davacı tarafından yazılı delil veya delil başlangıcı sunulmadığı gibi, tanık dinlenmesine de davalının açık onayı bulunmadığından akdi ilişki, tanık delili ile kanıtlanamaz. O halde, davacı iddia ettiği gibi, yanlar arasındaki akdi ilişkinin alt ve üst çene protezlerinin ve tedavilerinin tümünü kapsadığını; dava dilekçesinde "yemin" deliline dayanmış olmakla "yemin" delili ile kanıtlayabilir. Mahkemece, davacıya "yemin önerme" hakkı hatırlatılmalı, sonucuna göre yanlar arasındaki akdi ilişkinin kapsamı belirlenmelidir…”

Sayın Dikici nin bahsettiği türden tanık dnlenebilmesi için şarta dair gayet açıklayıcı bir karar:
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 18.09.2003 T., Esas: 2003/685, Karar: 2003/4093: “Eser ilişkisinin kabulü halinde davacı yaptığı işin miktarını davalı yani iş sahibi de ödemeleri ispat etmekle yükümlüdür. Akdi ilişkinin inkarı halinde ise davanın miktarı itibariyle senetle ispatı ( HUMK. madde 288 ) gerekir. Dava konusu olayda davalı akdi ilişkiyi inkar etmiştir. Mahkemece A. Ticaret Odasından araç tamiri ile ilgili olarak yazılı sözleşme yapılmasının teamülden olup olmadığı sorulmuş alınan cevapta böyle bir teamülün bulunmadığı bildirilmiştir. Akdi ilişkinin ispatı açısından teamüle dayanılarak şahit dinlenebilmesi için ( HUMK. madde 293 ) o yörede araç tamiri bakımından bütün araç sahipleri ve tamirciler arasında hiçbir şekilde yazılı sözleşme yapılmadığının mutat olması gerekir. Bir kısım tamiratlarda yazılı sözleşme yapılıyor ise böyle bir teamülden söz edilemeyeceği ortadadır. Yargıtay'ın uygulaması da bu yöndedir. Bu nedenle mahkemece A. Ticaret Odasından açıklanan doğrultuda müzekkere yazılarak teamül olup olmadığı yeniden sorulmalıdır. Teamül varsa; dinlenen şahitler akdi ilişkinin varlığını beyan ettiklerinden mahkemece tarafların delilleri toplanıp sigorta şirketinden gerekli belgeler de celbedilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmalı, B.K. 366. madde uyarınca davacının tamirattan doğan alacağı belirlenip davalının ispatlayacağı ödemeler varsa alacaktan düşülerek dava sonuçlandırılmalıdır."

Diş hekimleri açısından (özellikle özel/devlet hastanelerinde diş tedavisi v.s. için gitmiş olanların gayet iyi bileceği üzere; girerken imza attığınız belgeleriniz vardır ve üzerinde de sizin dişleriniz için ne yapılacağı yazılıdır) böyle bir teamül (en azından hiç hastane bulunmayan bir yöreden bahsediyor olamayız sanırım) söz konusu edilemez (diye düşünüyorum )

Saygılarımla...

Hastanelerde sözleşme konusunda zaten bir sıkıntı olmayacağı kanaatindeyim. Diş hekimlerinin muayenehanelerinde de bahsettiğiniz şekilde sözleşme yapılıyorsa eğer muhakkak ki sözleşme yapılmaması halinin adetten olmadığı söylenebilir.

Ben özel muayenehanelerde bu tür bir sözleşme yapıldığını görmedim, ama siz yazılı sözleşme ya da sözleşmenin varlığına delil niteliğindeki (veya her neyse o işlem) gibi işlemlerin mutad işlerden olduğunu söylediğinize göre size itibar ederim tabi ki.
Old 05-06-2010, 09:18   #13
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik:
m.1: Bu yönetmeliğin amacı; fertlerin ve toplumun sağlığını korumak maksadıyla, mesleğini serbest olarak icra etmek yetkisine sahip olan diş hekimlerinin münferiden ve müştereken ağız ve diş sağlığı hizmeti verdikleri muayenehanelerin ve özel sağlık kuruluşlarının açılması, çalışması ve denetlenmesi ile ilgili usul ve esasları düzenlemektir.
m.4/e-f: Bu yönetmelikte geçen…e) Sağlık Kuruluşu : Mesleğini serbest olarak icra etmek yetkisine sahip olan diş hekimlerinin ağız ve diş sağlığı hizmeti verdikleri özel sağlık kuruluşunu,
f) Diş hekimi : 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanuna göre mesleğini serbest olarak icra etmek yetkisine sahip serbest çalışan diş hekimlerini,…ifade eder.”

m. 10: “Diş hekimleri, sağlık kuruluşuna başvuran hastalara uyguladıkları tıbbi işlemlerden ve hasta kayıtlarının düzenli tutulmasından, yapılan işlemlerin ve tıbbi müdahalelerin hastanın dosyalarına işlenmesinden ve aletlerin sterilizasyon ve dezenfeksiyonundan, çalışan personelin bulaşıcı hastalıklar yönünden periyodik olarak muayenesini yaptırmaktan sorumludur.”
m.22: “Sağlık kuruluşuna başvuran hastaların kimlik bilgileri ile tıbbi işlemlerin kaydında kullanılmak üzere Ek-5'te özellikleri belirtilen ve müdürlük tarafından onaylı protokol defteri bulundurulur.”
m.27: “Sağlık kuruluşuna başvuran her hasta, hasta protokol defterine kaydedilir. Her diş hekimi, işyerinin ismini taşıyan reçeteyi kullanır ve bu reçeteye kendi imzasını atar ve kaşesini basar. Muayenehane ve ortak muayenehanelerde ise diş hekimi adına düzenlenmiş reçete kullanılır. Ayrıca verilen istirahat raporları iki nüsha halinde düzenlenip protokol defterine günlük olarak kayıt ve mesul müdür tarafından tasdik edilir. Raporların bir nüshası sağlık kuruluşunda saklanır.”
m.28: “Sağlık kuruluşuna başvuran hastalara yapılan müdahale ve tedaviler hastalara ait dosya veya kartlara işlenir. Bu kayıtlar sağlık kuruluşunun arşivinde iki yıl süre ile saklanır.”
HASTA KARTI ÖRNEĞİ: (İLGİLİ KISIM)

Alıntı:

HASTA ANAMNEZ VE TEDAVİ KARTI



Hastanın


Adı:.............................................. ...................................Soyadı:........ .................................................. ....
Mesleği - İşi:.............................................. ..................... Doğum Tarihi:........./............/.........................
Adresi:
Ev:............................................... .................................................. .................................................. .........
.................................................. .................................................. .................................................. ...........
İş: .................................................. .................................................. .................................................. .....
.................................................. .................................................. .................................................. ...........
Telefon ev:............................................... İş:.............................................Mo bil:.....................................

1. Şu anda herhangi bir tedavi görüyor musunuz? İlaç kullanıyor musunuz?
.................................................. .................................................. .................................................. ...........
.................................................. .................................................. .................................................. ...........

2. Herhangi bir hastalığınız var mı, geçirdiniz mi?
.................................................. .................................................. .................................................. ...........

Kalp hastalıkları  Şeker hastalığı  Tansiyon sorunu  Epilepsi (sara) 
Ateşli romatizma  Eklem romatizması  Guatr (Trold tabletleri)  Kan hastalıkları 
İlaç alerjisi  Zührevi hastalık  Sarılık  Astım, Saman nezlesi  Böbrek, Karaciğer bozuklukları 
Akciğer hastalıkları  Sinüzit  AIDS 

3. Baş ve boyun bölgesinde radyoterapi gördünüz mü?
.................................................. .................................................. .................................................. ...........

4. Cerrahi müdahale veya yaralanma sonrası kanama uzun sürer mi?
.................................................. .................................................. .................................................. ...........

5. Bunların dışında herhangi bir tıbbi sorununuz var mı?
.................................................. .................................................. .................................................. ...........

6. Sürekli kontrolünde olduğunuz doktorunuz var mı?
Adı, Soyadı:........................................... ......................Tel:........................ ...............................................

7. Bayanlarda:
Hamilelik, düşük, adet ve menapoz bilgileri:................................................. ..................................................
.................................................. .................................................. .................................................. ...........



AĞIZ ŞEMASI
.....

D : Çürük Total Protez Alt  Üst 
M : Çekim
F : Dolgu Parsiyel Protez Alt  Üst 
Kr : Kron
Pr : Periodontal sorun
İp : İmplant Kron veya Köprü Ayağı




Bilgilerin doğruluğunu onaylarım.
İmza Tarih



PROTOKOL DEFTERİNİN BİR KISMI: "Fiyat Tarifeleri Hakkında Bilgilendirildiğine İlişkin Hastanın Onay İmzası"

Neticeten yukarıdaki düzenlemeler ve özellikle son zamanlarda Sağlık Uygulama Tebliği ve sair mevzuatla, hastaneler ile muayenehanelerin çok da bir farkı kalmadığını düşünüyorum

P.S: Aksi düşünülebilir mi? Tabii ki düşünülebilir...Hukuki olur mu? -Bence- olmaz

Saygılarımla...
Old 29-01-2013, 14:30   #14
feel-in-law

 
Varsayılan

cari hesap sözleşmesi mutlak surette yazılı yapılmak şekline tabidir. kanımca itirazın iptali davasını sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak asliye hukuk mahkemesinde açın. eğer icra takibinizde alacak sebebini cari hesap olarak göstermiş iseniz karşı tarafın görev itirazında bulunmaması ve hakimin de durumu resen göz etmemesi için dua edin. aksi halde cari hesap sözleşmesinin varlığını yazılı şekil şartı olmadan ispatlamanız imkansızdır. bol şans.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tanık Dinletmekten Vazgeçmeden Sonra Tanık Dinletme İsteği Kemosabe Meslektaşların Soruları 9 14-03-2009 21:22
tanık dinletme av.zonguldaklı67 Meslektaşların Soruları 2 16-02-2009 17:31
tanık ücreti/ tanık dinletme beyazbulut Meslektaşların Soruları 1 01-04-2008 12:27
Tanık Dinletme - Davaya Cevap Burak Demirci Meslektaşların Soruları 1 03-03-2008 21:15
Tanık Dinletme sefcev Hukuk Soruları Arşivi 1 15-08-2003 11:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07160497 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.