Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

iletişim tespit tutanaklarının delil değeri

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-01-2010, 01:56   #1
avukat.derviş.yıldızoğlu

 
Varsayılan iletişim tespit tutanaklarının delil değeri

Teşekkül halinde silah kaçakçılığı iddiasıyla açılan çok sanıklı bir ceza davasında sanıklardan birinin müdafisiyim.
Dosya kapsamındaki sanıklardan hiçbirinde silah ya da mühimmat ele geçirilmemesine rağmen, mahkeme, sanıklar arasında yapıldığı iddia edilen telefon konuşmalarına ait iletişim tepit tutanaklarını gerekçe göstererek, sanıklar hakkında mahkumiyet hükmü verdi.
6136 sayılı yasaya muhalefet suçlarında; ele geçirilmesi gerekli silah olması, silaha elkonularak adli emanet alınması ve silahın kriminal incelemeye tabi tutulması gerekir diye biliyorum. Olayda tek bir silah ele geçirilmediği için tüm bunlar yapılamamıştır. Tüm bunlara rağmen mahkemenin mahkumiyet kararı sizce doğru mudur? Yargıtay'da bozulur mu?
Buna ilişkin Yargıtay kararı paylaşırsanız sevinirim.
Teşekkürler.
Old 27-01-2010, 09:43   #2
Av. Ayşegül Okçu

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

şayet dosyada sanığın suçu kabulüne yönelik bir ifade yoksa beraat kararı verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Ekte bu hususta bir Yargıtay kararı ekliyorum. Umarım işinize yarar.

T.C.

YARGITAY

10. CEZA DAİRESİ

E. 2007/11806

K. 2007/12471

T. 2.11.2007

• UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ ( Teknik Yöntemle Uyuşturucu Madde Olup Olmadığının Saptanamamış Olması Karşısında Suçu İşlediğine Dair Diğer Sanığın Sonradan Döndüğü Beyan Dışında Delil Bulunmadığından Beraatı Gerektiği )

• İLETİŞİMİN TESPİTİ ( Tutanaklarında ve Beyanlarında Diğer Sanığa Verdiği Kabul Edilen Uyuşturucu Maddenin Elde Edilememesi Nedeniyle Uyuşturucu Madde Ticareti Yapmak Suçundan Beraati Gereği )

5237/m.53,188

5271/m.135

ÖZET : Kendisinde uyuşturucu madde ele geçirilemeyen sanığın, iletişim tespit tutanaklarında ve beyanlarında diğer sanığa verdiği kabul edilen uyuşturucu maddenin elde edilememesi ve teknik yöntemle uyuşturucu madde olup olmadığının saptanamamış olması karşısında; suçu işlediğine dair diğer sanığın sonradan döndüğü beyan dışında delil bulunmadığından beraatı gerekir.
DAVA : Uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan sanık Mustafa Karagedik, Ferdi Göçgünler, Rüstem Dönbek ve Ahmet Ayyıldız hakkında Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucu, 02.04.2007 tarihinde 2006/713 esas ve 2007/133 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanıkların müdafileri ile sanıklar Ahmet ve Mustafa tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay C. Başsavcılığınca düzeltilerek onama isteyen tebliğnamesi ile 24.08.2007 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
KARAR : 1- Sanıklar Mustafa Karagedik, Rüstem Dönbek ve Ahmet Ayyıldız hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanıkların müdafilerin ile sanık Ahmet ve Mustafa’nın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c madde ve bendindeki velayet hakkında, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanıkların müdafiler ile, sanıklar Ahmet ve Mustafa’nın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; TCK’nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün metinden çıkarılması ve yerine Sanıklar hakkında TCK’nın 53. maddesinin 1. 2 ve 3. fıkralarının uygulanmasına ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün düzeltilerek ONANMASINA,
2- Sanık Ferdi Göçgünler hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi:
Kendisinde uyuşturucu madde ele geçirilemeyen sanığın, iletişim tespit tutanaklarında ve beyanlarında diğer sanığa verdiği kabul edilen uyuşturucu maddenin elde edilememesi ve teknik yöntemle uyuşturucu madde olup olmadığının saptanamamış olması karşısında; suçu işlediğine dair diğer sanık Ahmet’in sonradan döndüğü beyan dışında delil bulunmadığından beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre tutuklu bulunan sanık Ferdi Göçgünler’in TAHLİYESİNE, başka suçtan hükümlü ya da tutuklu değilse derhal salıverilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına, 02.11.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
yarx
Old 27-01-2010, 10:41   #3
Av.Bülent AKÇADAĞ

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşım,

Aşağıdaki link sizin olayınızla bir hayli benzer özellikler taşımaktadır.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=35793



İyi çalışmalar.
Old 24-02-2011, 05:32   #4
Av. Tuğba Karaca

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
8.Ceza Dairesi

Esas: 2008/13862
Karar: 2009/479
Karar Tarihi: 22.01.2009

ÖZET: Sanıkların üzerine atılı suçu işlediklerine dair, savunmalarının aksine, içeriği maddi bulgularla desteklenemeyen telefon görüşmelerine dayalı iletişim kayıtları dışında cezalandırılmalarına yeter kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, sanıkların üzerlerinde ve evlerinde yapılan aramalarda herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı gözetilmelidir.

(6136 S. K. m. 12, 13) (5237 S. K. m. 54) (1412 S. K. m. 318)

Dava: Gereği görüşülüp düşünüldü:

Hükmolunan hapis cezasının süresine göre sanıklar Faruk Bozfırat, Mehmet Eroğlu, Yaşar Ağaç ve Cuma Ağaç müdafilerinin duruşma isteğinin CMUK.nun 318. maddesi uyarınca istem gibi oybirliğiyle REDDİNE.

Tüm sanıklar yönünden evrak üzerinden sapılan incelemede:

Karar: 1- Sanıklar Hüseyin Kara, Mehmet Bozkurt ve Mehmet Eroğlu hakkında toplu halde silah ticareti yapma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak,

a- Sanıklar Hüseyin Kara, Mehmet Bozkurt ve Mehmet Eroğlu'nun aralarında Yasanın amaçladığı biçimde topluluk oluşturacak boyutta ortaklık ve birlikteliğin bulunduğuna dair iletişim tutanakları dışında delil bulunmadığı gibi sanıklarda elde edilen suça konu silah ve mermileri kişisel ihtiyaçları için bulundurduklarına ilişkin savunmalarının aksine satmak amacıyla edindikleri veya bu amaçla bulundurduklarına ilişkin mahkumiyetlerine yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığından, sanıkların ev ve iş yerlerinde yapılan arama sonucunda sanık Hüseyin Kara'nın evinde 2 adet 7.65 mm. çaplı tabanca, sanık Mehmet Eroğlu'nun işyerinde 340 adet mermi, sanık Mehmet Bozkurt'un işyerinde yapılan arama da ise 75 adet merini ele geçtiğinin anlaşılması karşısında, sanık Hüseyin Kara'nın sanıkla yakalanan silah sayısına göre alt sınırdan uzaklaşılarak 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesi uyarınca, sanık Mehmet Eroğlu'nun aynı yasanın 13/1. maddesi uyarınca, sanık Mehmet Bozkurt'un ise aynı yasanın 13/3. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek eylemlerinin, 6136 sayılı Yasanın 12/2. madde ve fıkrasında tanımı yapılan toplu silah ticareti suçunu oluşturduğu kabul edilerek yazılı biçimde uygulama yapılması,

2- Sanıklar Yaşar Ağaç ve Faruk Bozfırat hakkında toplu silah ticareti yapmak suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Sanıkların üzerine atılı suçu işlediklerine dair, savunmalarının aksine, içeriği maddi bulgularla desteklenemeyen telefon görüşmelerine dayalı iletişim kayıtları dışında cezalandırılmalarına yeter kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, sanıkların üzerlerinde ve evlerinde yapılan aramalarda herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı gözetilmeden, atılı suçtan beraatları yerine yazılı şekilde kabul edilerek ceza tayin edilmesi,

3- Sanık Cuma Ağaç hakkında kurulan hükme yönelik temyiz incelemesine gelince;

Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre, sanığın silah ticareti yaptığına yönelik savunmasının aksine şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediği gözetilmeden, beraatı yerine dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyetine hükmedilmesi,

4- Uygulamaya göre de;

Hükümden sonra 8.2.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 155. maddesi ile 6136 sayılı Yasanın 12/son maddesi yürürlükten kaldırıldığından, suça konu silahların ve eklentilerin müsaderesinin 5237 sayılı TCK.nun 54. maddesi gereğince yapılması zorunluluğu;

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı sanıklar Yasar Ağaç ve Faruk Bozfırat hakkında 2 nolu bozma nedeniyle Başkan Z. Aslan ve üye Halil Akdağ'ın, sanık Cuma Ağaç yönünden 3 nolu kararda üye Halil Akdağ'ın muhalefetleri ile sanıkların atılı suçlardan beraatlerine, sanık Mehmet Bozkurt hakkında 1 nolu bozma gerekçesi yönünden üye Halil Akdağ'ın muhalefeti ile oyçokluğuyla, sanıklar Hüseyin Kara ve Mehmet Eroğlu hakkında 1 nolu sebepten dolayı oybirliğiyle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tutuklu sanıklar Yaşar Ağaç, Cuma Ağaç, Faruk Bozfırat, Hüseyin Kara ve Mehmet Eroğlu'nun oybirliğiyle tahliyesine, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilseler derhal tahliyelerinin sağlanması bakımından Yargıtay C. Başsavcılığına, müzekkere yazılmasına, 22.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.


KISMEN KARŞI DÜŞÜNCE:

1- Sanık Yaşar Ağaç yönünden;

Sanık Yaşar'ın silah ticareti yaptığı istihbaratı nedeniyle usulüne uygun olarak telefonu dinlendiğinde, diğer sanıklar ve bilinmeyen (X) kişilerle gizli ve açık sürekli silah temin ve alım satımı konusunu konuştuğu gibi yine kendisi ile telefondan konuşan Eyüp Kızılaslan'ın <aldın mı sen onu, ...parası hazır zaten, yedeği var mı> sorularına sanık Yaşar'ın <baktım da Eyüp abi gerçek sıfır, istersek /yedeği olur> diyerek silah alım satımını konuştukları ve suç tarihinde de sanık Yaşar'ın aracında Eyüp'ün silahla yakalandığı,

I- Sanığın; Turgut Engin ile konuşmasında Turgut'un 9'lu Astrayı alıver bana şeklindeki isteğini <2-3 gün sürmez, haber bekle benden 2-3 tane de 14'lü var diye belirttiği, 8+1 var fiyatı 950 falan, yeni nikelaj, diye ayrıca bir silah söylediğinde Turgut yarayacağını söylemiş ayrıca Astra istediği, başka bir konuşmada Turgut 8+1 isteyen var 3 tane de Glok lazım dediğinde, sanık Yaşar'ın o bulunur dediği,

II- Mehmet Bozkurt'la konuşmasında:

a) Pazarlık yapıp fiyatı 2850'den 2750'ye indirip anlaştıkları,

b) Mehmet'in telefona "büyük makine var dedin, ... onu da alsın gelsin" demesi üzerine "babamı gönderdim" dediği,

c) Silah yerine bazen uydu alıcısı 10 kanallı, Cafer et bırakacaktı, Cafer'in emanetleri gel al gibi kendilerine göre kamufle edip konuştukları,

III- Cuma Ağaç'la konuşmasında;

Sanığın, bende bir tane vardı ya, kaç kağıt eder diye sorduğunda 8 kağıt eder dediği

IV- Fatih Özdoğan'la konuşmasında;

Fatih'in, "Yaşar bana 5 uzun 9'lu lazım, çekirdek" dediğinde, sanık Yaşar'ın da tamam görüşürüz sonra demesi üzerine "varsa akşam gelir" şeklindeki konuşmaları,

V- Osman Şahin'le görüşmesinde:

Osman, Glok'u kaptırdım demiş ayrıca lastik arabanın yeri hazır, paran hazır diye konuştukları,

2- Sanık Faruk Bozfırat yönünden;

I- Sanık Faruk'un (X) şahısla görüşmesi,

Sanık Faruk'un Barette sende mi, onu alacaktım demesi üzerine (X) şahıs Ali Meşe'de olduğunu söyler, (X) şahıs 9 numara mermi sorar var deyince tanıdığa ise 50 milyon diye fiyat belirtir. Hemen alıp gelmesini istemiş, keza (X) şahıs telefonda bir arkadaş da 19 Glok var satmak istiyor deyince sanığın satarız fiyat ne istiyor deyip pazarlık ettiği, (X) şahıs başka bir telefon görüşmesinde <çift emniyetli vardı ya onu kaça satarız> dediğinde pazarlık edilip sonra görüşmeye karar verdikleri,

II- Ahmet Yıldırım'la görüşmesinde;

Ahmet'in sende gördüğüm 2. silahın adı neydi dediğinde, sanığın alt kutudan çıkardığımız mı yoksa küçük olan mı diye netleştirdikten sonra, Ruger var son çıkanlar Walterler deyip Smith Wessonu nasıl ettin dediği,

III- Hüsnü ile görüşmesinde,

Hüsnü'nün sorması üzerine sanık, 12'li, onlar pek nadir, çok kıymetli, onu sana 1950 sayarız, paraya ihtiyacı olan birinin, çift emniyetli dediği tespit edilmiştir.

Her iki sanığın silah ticareti ile uğraştığı, silah ve mermileri bazen açıkça bazen de kapalı olarak söyleyip tarif ettikleri ve kendilerini arayan hiç kimseye de ben bu işlerle uğraşmam demedikleri, usulüne uygun yapılan telefon dinlemeleri ve tarihli beyanlardan anlaşılmaktadır.

Silah bulundurma, taşıma suçlarından bu silahların çalışır olması zorunlu olmakla beraber silah ticaretinde silahların mutlaka ele geçmesi ve çalışır olmak koşulu aranmaz. Bireysel silah bulundurma suçunda amaç bu silahların ruhsatsız bulundurulmasını önlemektir. Silah ticaretinde ise amaç silahların toplumda yayılmasını önlemektir. O nedenle bu suç silahın yakalanması koşuluna bağlı değildir. Bu nedenle sanıkların (Yaşar Ağaç ve Faruk Bozfırat) suçlarının sübuta erdiği ve mahkemenin mahkumiyet hükmünün onanması düşüncesindeyim.


KISMEN KARŞI DÜŞÜNCE:

Sayın Daire çoğunluğunun bir kısım sanıklara ilişkin görüşlerinde, kısmen katılmadığım hulusları aşağıda iki başlık halinde belirtmekteyim.

1- Mahkemenin sanıklar Yaşar Ağaç, Cuma Ağaç ve Faruk Bozfırat haklarındaki değerlendirmesi "suçun toplu silah ticareti" şeklinde oluştuğu yönündedir Daire çoğunluk görüşü ise cezalandırılmalarına yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı biçiminde tecelli etmiştir.

Dosyada her üç sanığa ait çözümlemesi yapılmış, yasal yollardan elde edilmiş iletişim kayıtları mevcuttur. Konuşmalarının içeriği, silah ticareti yaptıkları hususunda duraksamaya yer vermeyecek ölçüde açıktır. Telefon görüşmelerinden, bu iş toplu olarak değil, münferiden yaptıkları, değişik zamanlarda farklı kişilere silah sattıkları anlaşılmaktadır. Yapılan arama esnasında, bu üç sanıkta silah ele geçirilememiş olması, suçun oluşmasına engel değildir. Ayrıca suçun niteliği, söz konusu silahların bulunmasını ve atışa salih olduklarına ilişkin bilirkişi incelemesini de gerektirmemektedir. Konuşma kayıtlarından silahların cins, marka ve hatta modelleri dahi rahatlıkla anlaşılmaktadır. Suçları, 6136 sayılı Kanun kapsamına giren bu ateşli silahları taşımak değil, satmaktır.

Günümüzde, teknolojinin sağladığı olanaklarla suç takibi kolaylaşmış, suçluların izlenmesi, suç teşkil eden eylemlerinin saptanması mümkün hale gelmiştir. Yasal koşulları yerine getirilmek suretiyle iletişimin izlenmesi, suç işlenmesi sürecini deşifre etmesi anlamında dikkate alınmak durumundadır. Söz konusu olan sadece kanunun uygulanması değil, toplumda yaşayan insanların yaşam haklarının hukuken korunmasıdır. Bu nedenle her üç sanık hakkında 6136 sayılı Kanunun 12/1 maddesinin uygulanması gerektiğini düşünmekteyim.

2- Sanık Mehmet Bozkurt hakkındaki mahkemenin takdirine ve çoğunluğun 6136 sayılı Kanunun 13/3. maddenin uygulanması yönündeki görüşlerine de yukardaki nedenlerle katılmıyorum. Bu sanığın eyleminin de 6136 sayılı Kanunun 12/1 maddesi kapsamında kaldığı kanaatindeyim.

Bu sebeplerle sayın çoğunluk kararına, belirttiğim hususlarda kısmen muhalifim.


(KAYNAK: Av. Mehmet ÖZHAN)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 24-02-2011, 06:01   #5
Av. Tuğba Karaca

 
Varsayılan

Meslektaşım,
Benzer bir dosyaya çalışıyorum.Bizim olayda sadece bir silah var,silahın kendisine ait olduğunu soruşturma aşamasından itibaren kabul eden var bir sanık var ancak bizim dosyamızda iletişim tespiti tutanakları müsnet suçun müvekkilim tarafından işlendiğine delil olarak yorumlanıyor.
Kanaatimce ve yaptığım araştırmalara göre; bir tek silah 6136 sayılı Kanun madde 12 oluşumu için yetersiz kalıyor.Maddenin düzenlenme amacı silah ticaretini yaymayı ve tehlikeyi genişletmeyi önlemek ise sadece bir tek silahın kişisel silahlanma olarak kabulü gerekir.Başkalarını silahlandırma kastı ispatlanmaksızın 12. maddenin kabulü de mümkün değildir.Ne yazık ki benim dosyamda iletişim tespit tutanakları CMK 135/2 ihlali niteliğinde açıkça hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmesi gerekirken ,tek delil olarak dosyada yer alıyor.İlginç olan ise sizin dosyanızdan da anladığım kadarıyla sanıklar için işlenmez suç söz konusu,suça konu olabilecek silah yokken sadece mücerret iddia olarak değerlendirilebilecek ve tek başına delil kabul edilemeyecek iletişimin tespiti tutanaklarının karar da rol oynayabilmesi.
Savunmam az önce bitti 14 tane Yargıtay Kararı 1 tane Askeri Yargıtay Genel Kurul kararı eklememe rağmen sizin gibi Yargıtay aşamasını beklicem sanırım.Yargıtay'ın iletişim tespiti tutanaklarının tek başına hükme tesir etmemesi içerikli birbirinden farklı onlarca kararına rağmen ne yazık ki Yerel mahkemelerde bir çok kez dikkate alınmıyor.Kararlar çok uzun bir bir kaç tane ekliyorum.Eksik kalırsa kalanları da paylaşırım.. Kolay gelsin!
Old 24-02-2011, 06:02   #6
Av. Tuğba Karaca

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
8.Ceza Dairesi

Esas: 2004/5075
Karar: 2005/5259
Karar Tarihi: 21.06.2005

ÖZET: Sanıkların silahlarla birlikte deneme atışı yapılması için bir araya getirildiği, bu şekilde sanıkların birlikte olmalarında toplu silah ticaretinde bulunma iradelerinin mevcut olmadığı, sanığın münferiden davranarak <2> adet silahı satması eyleminin ülkede silahın yayılmasına yönelik bireysel silah ticareti suçunu oluşturduğunun ve diğer sanıkların kişisel ihtiyaç nedeniyle birer adet silah satmaları şeklinde oluşan eylemlerinde ticari amaç bulunmayıp ruhsatsız silah bulundurma suçunu oluşturduğunun gözetilmesi gerekir.

(765 S. K. m. 31, 33) (6136 S. K. m. 12, 13)

Dava: Toplu silah ticareti yapmak ve alıcıya aracılık etmekten sanıklar İhsan Tanık, Tahsin Koç, Doğan Bayrak'ın yapılan yargılanmaları sonunda; Hükümlülüklerine ve zoralıma, TCK. nun 31. maddesi gereğince sanıklar İhsan Tanık, Tahsin Koç'un müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanmalarına, sanık Doğan Bayrak'ın 3 yıl süre ile kamu hizmetlerinden yasaklanmasına, aynı yasanın 33. maddesi gereğince sanıklar Tahsin Koç, İhsan Tanık'ın hapislik süresi içerisinde yasal kısıtlılık altında bulundurulmalarına dair Niğde Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 10.12.2003 gün ve 111 esas, 272 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık Tahsin Koç müdafii ile sanıklar İhsan Tanık, Doğan Bayrak tarafından istenilmiş olup, CMUK. nun 318. maddesi gereğince sanık Tahsin Koç müdafii tarafından duruşmalı inceleme isteğinde bulunulan dava evrakı C. Başsavcılığının 30.3.2004 günlü bozma istekli tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiş ve duruşma günü tayin edilerek sanık Tahsin Koç ve müdafii adına tebligat çıkarılmıştır. Yapılan tebligata rağmen duruşmada müdafii ile de temsil edilmeyen sanık Tahsin Koç hakkındaki incelemenin duruşmasız olarak yapılmasına karar verilip incelendi:

Karar: Dosyadaki bilgi ve belgelere, 14.4.2003 tarihli olay yeri tesbit tutanağı ve tanık Fatih Aydın'ın mahkemedeki beyanına göre sanık Doğan Bayrak'la irtibat kurularak bu sanıktan <1> adet, sanık İhsan Tanık'tan <2> adet ve sanık Tahsin Koç'tan ise <1> adet silahın satın alındığı, sanıkların silahlarla birlikte deneme atışı yapılması için bir araya getirildiği, bu şekilde sanıkların birlikte olmalarında toplu silah ticaretinde bulunma iradelerinin mevcut olmadığı, sanık İhsan Tanık'ın münferiden davranarak <2> adet silahı satması eyleminin 6136 Sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrasındaki ülkede silahın yayılmasına yönelik bireysel silah ticareti suçunu oluşturduğu, sanıklar Doğan Bayrak ve Tahsin Koç'un ise kişisel ihtiyaç nedeniyle birer adet silah satmaları şeklinde oluşan eylemlerinde ticari amaç bulunmayıp 6136 Sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrasında tanımlanan suçun oluştuğu gözetilmeden, suç nitelemesinde yanılgıya düşülerek aynı yasanın 12/2. madde ve fıkrası uyarınca hüküm kurulması,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş sanık ve sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma nedenine göre tutuklu sanıklar İhsan Tanık ve Tahsin Koç'un tahliyelerine, başka suçtan hükümlü veya tutuklu değillerse telle derhal salıverilmeleri için Yargıtay C. Başsavcılığına yazı yazılmasına, 21.06.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 24-02-2011, 06:03   #7
Av. Tuğba Karaca

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
8.Ceza Dairesi

Esas: 2004/9010
Karar: 2005/611
Karar Tarihi: 22.02.2005

ÖZET: Sanığın, diğer sanıktan satın aldığı bir adet tabancayı kişisel ihtiyacına binaen satmaktan ibaret eyleminin, 6136 Sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrasına uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden, suç nitelemesinde yanılgıya düşülerek uygulama yapılması, bozmayı gerektirmiştir.

(6136 S. K. m. 12, 13) (765 S. K. m. 31) (1412 S. K. m. 318)

Dava: 6136 Sayılı Kanuna aykırılıktan sanıklar Avni Özkan, Dursun Özçolak, Hüseyin Küleç'in yapılan yargılanmaları sonunda; hükümlülüklerine ve TCK. nun 31. maddesi gereğince sanıkların 3'er yıl kamu hizmetlerinden yasaklanmalarına dair Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 9.3.2004 gün ve 53 esas, 52 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar vekilleri tarafından istenilmiş olup, CMUK. nun 318. maddesi gereğince sanık Avni Özkan vekili tarafından duruşmalı inceleme isteğinde bulunulan dava evrakı C.Başsavcılığının 16.8.2004 günlü onama-bozma istekli tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiş ve duruşma günü tayin edilerek incelenip gereği düşünüldü:

Karar: 1- Sanıklar Avni Özkan ve Dursun Özçolak haklarında kurulan hükme yönelik incelemede;

a- Sanıklara verilen temel ağır para cezalarının 420.000'er lira yerine, 420.000.000'er lira olarak gösterilmesi sonuç cezanın doğru belirlenmiş olmasına göre ve sonuç hapis cezalarının 4'er yıl 2'şer ay ağır hapis yerine, 4'er yıl 2'şer yıl ağır hapis olarak gösterilmesi yerinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiştir.

b- Sanık Avni Özkan'ın sanık Dursun Özçolak'a, onun da Kazım Selçuk Demirkaya'ya sattığı ve Kazım'da elde edilen <17808> seri nolu tabancanın, nitelikleri itibariyle 6136 Sayılı Yasanın 12/4. madde ve fıkrası kapsamındaki vahim silahlardan olduğunun anlaşılmasına karşın, sanıklar Avni ve Dursun'a tayin olunan cezanın anılan maddenin 4. fıkrası uyarınca arttırılmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kabul ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık Dursun Özçolak vekili ile sanık Avni Özkan ve vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazları ile sanık Avni Özkan ve vekilinin duruşmalı inceleme sırasında suçun niteliğine, kanıtlanmasına, soruşturmanın genişletilmesine v.s. ye ilişen sözlü ve yazılı savunmalarının reddiyle hükmün istem gibi oybirliği ile ONANMASINA,

2- Sanık Hüseyin Küleç hakkında kurulan hükme yönelik temyize gelince;

Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine,

Ancak;

Sanığın, diğer sanık Dursun Özçolak'tan 50.000.000 liraya satın aldığı bir adet tabancayı kişisel ihtiyacına binaen Davut Çakır'a 35.000.000 liraya satmaktan ibaret eyleminin, 6136 Sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrasına uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden, suç nitelemesinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde uygulama yapılması,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş sanık Hüseyin Küleç vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 22.02.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 24-02-2011, 06:03   #8
Av. Tuğba Karaca

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

8. CEZA DAİRESİ

E. 1999/9021

K. 1999/9538

T. 9.6.1999

• 6136 SAYILI YASAYA AYKIRI DAVRANIŞ ( Sanığın Silah Ticareti Yaptığına Dair Hukukdışı Elde Edilen Telefon Kayıtlarının Hükme Esas Alınamaması )

• HAKİMİN İZNİ OLMADAN DİNLENEN TELEFON KAYITLARI ( Hükme Esas Alınamaması )

• TELEFON KAYITLARININ HÜKME ESAS ALINAMAMASI ( Hakimin İzni Olmadan Usul Kanununa Aykırı Şekilde Elde Edilen )

• SİLAH TİCARETİ ( Hakim İzni Olmadan Elde Edilen Telefon Kayıtlarının Hükme Esas Alınamaması )

6136/m.13

1412/m.254/son

ÖZET :Sanıkta bir adet 9 mm. çaplı tabanca ile değişik türde mermiler elde edilmesi ve yasaya uygun şekilde elde edilmiş başka bir delil olmaması karşısında eylem silah ticareti kapsamında değerlendirilemez. Mahkeme kararı olmaksızın sanığın telefonunun dinlenmesiyle elde edilen delil Usul Yasasına aykırı şekilde elde edildiğinden hükme esas alınamaz.
DAVA : 6136 sayılı Kanuna aykırılıktan sanıklar Hüseyin, Abdurrahman’ın yapılan yargılanmaları sonunda; Hükümlülüklerine ve zoralıma dair ( Malatya İki Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi )nden verilen 06/04/1999 gün ve 7 esas, 22 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanıklar vekilleri tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile 25/05/1999 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: 1- Sanık Hüseyin hakkındaki hükmün incelenmesinde;
KARAR : Toplanan deliller karar yerinde incelenip tartışılmış, suçun subutu kabul edilmiş, bu sanığın sattığı tek bir silah ele geçmekle beraber silah ticaretiyle iştigal ettiğinin doneleri saptanmış, bu itibarla suç vasfı isabetle tayin edilmiş ceza uygulaması yerinde görülmüş, sanık vekilinin subuta ve eksik Soruşturmaya yönelen temyiz itirazları varit bulunmamış olmakla Hüseyin hakkındaki hükmün istem gibi oybirliğiyle ( ONANMASINA ), 2- Vekilinin, sanık Abdurrahman hakkındaki hükme yönelik temyizine gelince;
Zabıtaca yapılan araştırma sırasında sanıkta 9 mm. çaplı bir adet tabanca ile değişik türde mermilerin elde edildiği, somut olgunun bundan ibaret bulunduğu sanığın hukuki sorumluluğunun bu sınırlar içersinde saptanması gerekeceği, silah ticareti yaptığı konusunda başkaca maddi bulgu elde edilemeyip polisin duyum üzerine bu kişinin haberleşme özgürlüğüne aykırı olarak mahkeme kararına dayanmaksızın özel hayata müdahale biçiminde telefonunun dinlenmesi sürecinde öğrenilen harici bilgilerin kanıt olarak gösterildiği, CMUK.nun 254. maddesine 3842 sayılı Yasa ile eklenen son fıkrada soruşturma ve koğuşturma organlarının hukuka aykırı şekilde elde ettikleri delillerin hükme esas alınamayacağı ilkesi öngörülüp maddenin gerekçesinde de soruşturma organlarının kasdi hareketleri sonucu hukuka aykırı şekilde sağladıkları delillerin yasal değişikliğin esprisine uygun olarak hükme dayanak alınamayacağı belirtildiği halde, bu yolla elde edilen bilgilere dayanılarak suça yazılı biçimde vasıf verilmesi,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş sanık Abdurrahman vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı ( BOZULMASINA ), 09/06/1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 24-02-2011, 06:04   #9
Av. Tuğba Karaca

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
8.Ceza Dairesi

Esas: 2004/3321
Karar: 2004/4652
Karar Tarihi: 14.05.2004

ÖZET: Bir adet tabancayı alıcı kılığına giren polislere sattığı sırada yakalanan ve silah satıcısı olduğuna ilişkin de yeterli kanıt bulunmayan sanığın eyleminin 6136 Sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrası kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, aynı yasanın 12/1. madde ve fıkrası ile uygulama yapılması, bozmayı gerektirmiştir.

(6136 S. K. m. 12, 13)

Dava: 6136 Sayılı Kanuna aykırılıktan sanık Davit P.'ın yapılan yargılanması sonunda; hükümlülüğüne ve zoralıma dair İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 31.12.2003 gün ve 318 esas, 484 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile 10.3.2004 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:

Karar: Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, Ancak;

Bir adet tabancayı alıcı kılığına giren polislere sattığı sırada yakalanan ve silah satıcısı olduğuna ilişkin de yeterli kanıt bulunmayan sanığın eyleminin 6136 Sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrası kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, aynı yasanın 12/1. madde ve fıkrası ile uygulama yapılması,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, bozma nedenine ve tutukluluk süresine göre sanığın salıverilmesine, başka suçtan hükümlü veya tutuklu değil ise telle salıverilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına yazı yazılmasına 14.05.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 24-02-2011, 06:04   #10
Av. Tuğba Karaca

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
8.Ceza Dairesi

Esas: 2007/4606
Karar: 2008/9635
Karar Tarihi: 06.09.2008

ÖZET: Sanıkların silah ticaretine ve yaymaya yönelik kasıtları olduğuna dair kanıt bulunmadığı, satışın kişisel ihtiyaç ve ilişkiden kaynaklandığının gözetilmesi gerekir.

(6136 S. K. m. 12, 13)

Dava: 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar ……… yapılan yargılamaları sonunda; hükümlülüklerine ve müsadereye dair Niğde Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 3.32006 gün ve 227 esas, 82 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay incelenmesi sanıklar müdafileri tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile 25.2007 günü daireye gönderilmekle incelendi:

TÜRK MİLLETİ ADINA

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Sanık Mustafa A. hakkında Ruhsatsız av tüfeği bulundurmak suçundan bir karar verilebileceği mümkün görülmüştür.

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, sair hususlara yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir; ancak,

a- Dosya kapsamına göre olay tarihinde Niğde İl Jandarma Komutanlığı istihbarat ekiplerince yürütülen çalışma sırasında sanıklar Mustafa, Saadettin, Şahin’in ruhsatsız ve niteliksiz birer adet silah; sanık Ziya ........’in bir adet nitelikli silah satmaktan ibaret eylemlerinde, silah ticaretine ve yaymaya yönelik kasıtları olduğuna dair kanıt bulunmadığı, satışın kişisel ihtiyaç ve ilişkiden kaynaklandığı anlaşılması karşısında, sanıklar Mustafa, Saadettin ile Şahin’in eylemlerinin 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesindeki ziyanın ise eyleminin ise aynı yasanın 13/2. madde ve fıkrası kapsamın değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfımın tayininde yanılgıya düşülerek 6136 sayılı Yasanın 12/1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan silah ticareti suçunu oluşturduğu kabul edilerek yazılı biçimde uygulama yapılması,

b- Sanık Mustafa hakkında ruhsatsız av tüfeği bulundurmak suçundan hüküm kurulmadığı halde emanette kayıtlı av tüfeği hakkında zoralım kararı verilmesi,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 06.09.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Müdahalenin meni davasında dava konusunun değeri nasıl tespit edilir v. Aynur Meslektaşların Soruları 7 22-10-2008 14:08
Adam Öldürme/ Barut Atıklarının Delil Değeri/ ÇOOK Acil ayseyildirim Meslektaşların Soruları 3 02-08-2008 12:52
Suç Tutanaklarının Delil Niteliği Av.ECANSU Meslektaşların Soruları 0 24-10-2007 16:28
Menfi tespit ve sebepsiz zeng. davasında dava değeri olarak ne göstermeliyim Justinianus Meslektaşların Soruları 1 11-05-2007 16:08
Hukuki Mütalaanın Delil Değeri Nedir? Av.Dr.Yahya DERYAL Meslektaşların Soruları 28 26-05-2002 11:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06038094 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.