Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Vuk 359

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-11-2009, 17:37   #1
msahinparlak

 
Varsayılan Vuk 359

vergi usul kanunua muhalefetten asliye ceza mahkemesinde dava açılmış
müvekkil 5 yıl önce işyerini kapatıp memleketine dönmüş
eski işyerinde muhtara tebligat yapılmış
2004 yılı defterlerini ibraz etmesi için ancak mğvekkilin haberi olmamış
daha sonra ceza kesilmiş ve asliye cezada dava açılmış
müvekkil müracaat edip defterleri ibraz etmek istemişse de kabul edilmemiş
vergi mahekemsinde kesilen cezanın iptalini talep ettik
asliye cezaya savunma hazırlıyoruz
acaba asliye ceza mahkemesi nasıl bir karar verbilir beraat etme şansı var mı
Old 01-12-2009, 14:59   #2
Av. Ayşegül Okçu

 
Varsayılan

Merhabalar. VUK md. 359 ile düzenlenen suç şekli bir suç olup defter ve belgeleri ibrazdan kaçınma ile suç oluşmaktadır. Ancak müvekkilinizin yaklaşık 5 yıl önce işi terk ettiğini ve istenen belgelerin de 2004 yılına ait olduğunu belirtmişsiniz. Şayet defter ve belgeler incelemeye esas olarak değil de işi terk nedeniyle istenmiş ise suç oluşmayacağına yönelik Yargıtay kararı var. bu kararı aşağıya ekliyorum.

T.C.

YARGITAY

9. CEZA DAİRESİ

E. 1996/3378

K. 1999/7656

T. 10.12.1996

• DEFTER VE BELGELERİ İBRAZ ETMEMEKLE SUÇ OLUŞMAMASI ( İşi Terkeden Sanığın Elinde Kalan Belgelerin İptal İçin İstenmesi )

• İŞİ TERKEDEN SANIĞIN ELİNDE KALAN BELGELERİ VERGİ DAİRESİNE İBRAZ ETMEMESİ ( Defter ve Belgeleri İbraz Etmemek Suçunun Oluşup Oluşmaması )

• VERGİ ZİYAINA SEBEBİYET VERİP VERMEME DURUMUNUN ARAŞTIRILMASI ( İşi Terkeden Sanığın Elinde Kalan Defter ve Belgeleri İbraz Etmemesi )

• PARA CEZASINA VE TEDBİRE ÇEVRİLEN HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZALAR ( Esas Alınacak Miktar )

• HÜRRİYETİ BAĞLAYICI CEZALAR ( Para Cezasına ve Tedbire Çevrilirken Esas Alınacak Miktar )

213/m.344,359

765/m.2

647/m.4

ÖZET : Sanığın işi terki nedeniyle elinde kalan belgelerin iptali için istenilmesi halinde defter ve belgeleri ibraz etmemek suçunun yasal unsurları oluşmaz.
Defter ve belgelerin ibraz edilmemesiyle vergi zıyaına sebebiyet verilip verilmediği araştırılmalı sonra hukuki durum tayin edilmelidir.
4008 sayılı Yasa ile değişik 359/1. ve TCK'nun 2. maddelerine göre hürriyeti bağlayıcı cezanın 647 sayılı Yasanın 4. maddesindeki miktarlar üzerinden para cezasına veya diğer tedbirlere çevrilmesi gerekir.
Kısa kararda, VUKnun 4008 sayılı Yasa ile değişik 359. ve TCK'nun 2. maddelerine aykırı olarak fer'i ceza tayini yasaya aykırıdır.
DAVA : 213 sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefetten sanık Müjgan'ın yapılan yargılaması sonunda; mahkumiyetine dair ( Burhaniye Asliye Ceza Mahkemesi )nden verilen 9.2.1996 gün ve 1994/160 esas, 1996/24 karar sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : 1- Sanığın defter ve belgelerinin vergi incelemesi yapılmak üzere değil, işi terki nedeniyle elinde kalan belgelerin iptali için istenilmesi karşısında sanığa atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığının gözetilmemesi,
2- Kabule göre de;
a ) 4008 sayılı Yasa ile değişik 344 ve TCK.nun 2. maddeleri hükümlerine göre isnad olunan suçun oluşabilmesi için kastın varlığını ortaya koyacak vergi ziyaının mevcudiyeti gerekmekle, somut olayda sanığın istenilen defter ve belgeleri ibraz etmemesiyle vergi ziyaına sebebiyet vermiş olup olmadığı araştırılıp saptandıktan sonra hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
b ) 4008 sayılı Yasa ile değişik 359/1 ve TCK.nun 2. maddeleri hükümlerine göre hürriyeti bağlayıcı cezanın 647 sayılı Yasanın 4. maddesinde öngörülen miktarlar üzerinden para cezasına veya diğer tedbirlere çevrilmesi gerektiğinden sanayi sektöründeki asgari ücretin yarısı üzerinden çevrilmesi suretiyle fazla ağır para cezası tayini,
c ) Tefhimle hükmün esasını teşkil eden kısa kararda, 213 sayılı Kanunun 4108 sayılı Kanunla değişik 359 ve TCK. nun 2. maddelerine aykırı olarak fer'i ceza tayin edilmesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı ve sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi ( BOZULMASINA ), 10.12.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.


Ayrıca mesajınızda sanığın defter ve belgeleri daha sonra ibraz etmek istediğinden bahsetmişsiniz. Bu durumda da suç oluşmayacağına ilişkin bir Yargıtay kararı var. Bu kararı da ekliyorum.



T.C.

YARGITAY

11. CEZA DAİRESİ

E. 2001/5066

K. 2001/5853

T. 28.5.2001

• 213 SAYILI VERGİ USUL YASASINA AYKIRILIK ( İstenilen Defter ve Belgelerin Sanıklar Tarafından Kaybedilmesi Nedeniyle İbraz Edilememesi )

• DEFTER VE BELGELERİN KAYBEDİLMESİ ( İstenen Defter ve Belgelerin İbrazı Sağlanarak Kaybolup Kaybolmadıklarının Kesin Olarak Belirlenmesinin Gerekmesi )

213/m.359/1

Y. CGK. Kararı - 23.11.1999 tarih ve 11/73 - 288 s.

Y. CGK, Kararı -17.12.1990 tarih ve 312/340 s.

ÖZET : İstenen defter ve belgelerin ibrazı sağlanarak kaybolup kaybolmadıklarının kesin olarak belirlenmesi, kaybolduklarının tesbiti halinde, Ceza Genel Kurulu kararlarına göre usulune uygun tebligat aranmayacağı gözetilip, suç ve suçlu arasındaki illiyet bağı ile temsil yetkisinin bölüşümündeki sınırlar araştırılarak sonucuna göre cezai sorumluluğun takdiri gerekir:
DAVA : 213 sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefet suçundan sanık Hikmet'in yapılan yargılanması sonunda: 213 sayılı Kanunun 359/1. maddesi gereğince 3.189.375.000 lira ağır para cezasıyla mahkumiyetine dair ( İmamoğlu Asliye Ceza Mahkemesi )nden verilen 13.1.2000 gün ve 1999/34 Esas, 2000/4 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının bozma isteyen 2.5.2001 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Vergi Inceleme Raporu ekindeki 19.2.1998 tarihli tutanakta, istenilen defter ve belgelerin sanıklar tarafından kaybedildiği için ibraz edilemediğinin yazılı olmasına, duruşmada ise sonradan bulunduğu savunulmasına göre, istenen defter ve belgelerin ibrazı sağlanarak kaybolup kaybolmadıklarının kesin olarak belirlenmesi, kaybolduklarının tespiti halinde ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 23.11.1999 gün ve 11/73-288 sayılı kararında açıklandığı üzere usulüne uygun tebligat aranmayacağı gözetilip ve hakkında verilen hükmü temyiz etmeyen diğer sanıkla birlikte şirket temsilcisi olarak yetkili kılındığı anlaşılan sanığın, Ceza Genel Kurulu'nun 17.12.1990 gün ve 312/340 sayılı kararında açıklandığı gibi suç ve suçlu arasındaki illiyet bağı ile temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar araştırılarak, sonucuna göre cezai sorumluluğunun taktiri ve tayini gerekirken, eksik soruşturmayla mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi CMUK.nun 321. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), 28.5.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.



Bu kararların olayınıza uygun olduğunu düşünüyorum. İyi çalışmalar
Old 01-12-2009, 17:02   #3
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Sayın mehmet şahin parlak,

Müvekkiliniz şahsi firma sahibi mi imiş, yoksa şirket ortağı ve/veya temsilcisi mi imiş? belirtmemişsiniz.

Olayı öncelikle tebligat hukuku açısından değerlendirmek gerekir.

Ayrıca, müvekkilinizin vergi dairesine verdiği işi terk dilekçesinde ikametgah adresi olarak memleketini mi göstermiş?

Sonuçta müvekkilinizin defter ve belgelerini GİZLEME anlamında bir fiilinin olmadığını kanıtlamak gerekiyor.

Eğer kanıtlanabilirse, beraat edebilir.
Old 02-12-2009, 09:52   #4
ali ekmekçi

 
Varsayılan

Meslaktaşım defter incelemesi için VUk 139.maddeye göre usulüne uygun çağrı yapılmadığı anlaşılmaktadır.Bu sebeple bu yönden yapacağınız savunmanızın beraatle sonuçlanması muhtemel görünmektedir.
Yalnız Sayın Yalçın'ın belirttiği üzere soru daha açık sorulursa daha somut cevap verilebilir.Acaba Müvekkiliniz işi terk ettiğini Daireye bildirmişmidir.Memleketinde faaliyettemidir.
T.C.
YARGITAY
9. CEZA DAİRESİ
E. 1991/2591
K. 1991/2947
T. 10.7.1991
• ADRESİ NAKLİ ( Başka Bir Vergi Dairesi Mıntıkasına Geçiş - İşi Terk Sayılmama - Tebligat )
• İŞYERİ NAKLİ ( Başka Bir Vergi Dairesi Mıntıkasına Geçiş - İşi Terk Sayılmama - Tebligat )
• TEBLİGAT ( Adres Nakli - Başka Bir Vergi Dairesinin Mıntıkasına Geçiş - İş Terk Sayılmama )
213/m.139,161,163
ÖZET : Aynı işin bir vergi dairesi mıntıkasından diğer bir vergi dairesi mıntıkasına nakli işi terk sayılmadığından sanığa VUK.nun 139. maddesine göre yapılan tebligat geçersiz olup defter ve belgelerinin incelenmesinin sanığın işyerinde yapılması gerekeceği hakkında.

DAVA : 213 sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefetten sanık Osman'ın yapılan yargılaması sonunda; beraatine dair, ( Dursunbey Asliye Ceza Mahkemesi )nden verilen 1.11.1990 gün ve 1990/120 esas, 1990/176 karar sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil Hazine vekili tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Sanığın çıkartılan tebligatlara rağmen 1984 yılı kanuni defter ve belgelerini yetkililere ibraz etmediği iddia olunmuş,ancak yerel mahkeme iddiayı yerinde bulmayarak yapılan tebligatın usulsüz olduğundan bahisle beraat kararı vermiştir.

Sanık, 15.1.1985 günlü Dursunbey Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne hitaben yazdığı dilekçe ile; Dursunbey'deki işini 31.12.1984 tarihinde bıraktığını, aynı işine 1.1.1985 tarihinde Bursa Çekirge Vergi Dairesi'nin Ga 37164 hesap numarası ile devam edeceğini bildirmiştir.

Dursunbey Vergi Dairesi'nce çıkartılan tebligatlarla sanığın 1984 yılı kanuni defter ve belgelerinin ibrazı istenilmiş, ancak sanık aynı işine Bursa'da devam ettiğini,bu nedenle defter ve belgelerinin Bursa'daki işyerinde incelenmesi gerektiğinden bahisle ibraz etmemiştir.

213 sayılı Kanunun 161. maddesi ( işi bırakma )nın tarifi şöyle yapılmıştır: "Vergiye tabi olmayı gerektiren muamelelerin tamamen durdurulması ve sona ermesi işi bırakmayı ifade eder".

Aynı Kanunun 163. maddesinde ise; "İş'in aynı vergi dairesi mıntıkasında bir yerden bir yere nakledilmesi adres değişikliği, Vergi Dairesi mıntıkası dışına çıkarılması ise işi bırakma veya gidilen yerde işe başlama" olarak tarif edilmiş, bu tarif, ( Nakil ) madde başlığı altında yapılmıştır.

Şu hale göre, aynı işin bir vergi dairesi mıntıkasından diğer bir vergi dairesi mıntıkasına nakledilmesi,işi terk değil,fakat nakildir.

Öyle ise, 213 sayılı Kanunun 139. maddesinde gösterilen istisnai durumlardan ( işi terk ) olayı gerçekleşmemiş olup,incelemenin mükellefin işyerinde yapılması gerekir.

Bu nedenle, Vergi Dairesince defter ve belgelerini ibraz etmesi için sanığa çıkartılan tebligatların usulüne uygun bulunmadığından bahisle müsnet suçun kanuni unsurları itibariyle oluşmadığını kabul eden yerel mahkemenin kararında bir isabetsizlik görülmediğinden,tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.

Sanığa isnad olunan suçun kanuni unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan,müdahil Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme aykırı olarak ( ONANMASINA ), 10.7.1991 gününde oybirliği ile karar verildi.

yarx
Old 02-12-2009, 19:57   #5
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Sayın Ekmekçi,

Sorudan anladığım kadarıyla (şahıs firması sahibi) işini memleketine nakletmemiş. Vergi dairesine işini bıraktığını bildirmiş. Bildirim dilekçesinde de memleketindeki adresini göstermemiş olabilir.

İdare de son bildiği (eski) ikametgahına tebligat çıkarmış olabilir. Bulamayınca da muhtara tebliğ etmiştir.

Sorun muhtara yapılmış tebligatın hangi koşullarda geçerli olacağında düğümleniyor.

Sorunun bir kısmı 213 sayılı VUK'nun 102. maddesinde kalan kısmı da devamında düzenlenmiştir.

Sorunun somut durumuna göre somut olarak cevaplanması gerekiyor.
Old 06-12-2009, 13:32   #6
msahinparlak

 
Varsayılan

Teşekkürler Beraat kararı aldık. arkadaşlar ilginiz için teşekkür ederim, müvekkilim ceza mahkemesinde aynı çatı altında yaşamadığı halde sanığın ağabeyi'ne yapılan tebligatlar ile mükellefin defterlerinin ibraz edilmesinin istenemeyeceği bu nedenle defter teslimine ilişkin tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile beraat etti. Bu halde acaba vergi mahkemesi de tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin karar verebilir mi. Yani ceza mahkemesindindeki leyhe olan karar vergi mahkemesinde geçerli olur mu. Kaldı ki şu anda 5 yıllık zamanaşımı süresi de geçmiş durumdadır. çünkü incelenmesi istenen defterler 2003 yılına aittir. saygılar
Old 07-12-2009, 09:20   #7
ali ekmekçi

 
Varsayılan

üstad gözünüz aydın diyelim..kanatimce ceza mahkemesindeki maddi vakıların tespiti Vergi Mahkemesini de bağlayacaktır.Maddi vakıladan kastım kardeşe tebligat yapıldığı yönündeki saptamadır.Bu anlamda Vergi Mahkemesinde ikame ettiğiniz davada da başarılı olacaksınız diye düşünüyorum.Yanlız Davayı açmış olmalısınız.Süre yönünden red sözkonusu olmasın??

Zamamaşımına gelince 213 sayılı yasanın 114.maddesi"Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar.

Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder.

(Ek fıkra: 3239 - 4.12.1985) Yatırım indirimi uygulamasında yatırımcının yatırım veya işletme döneminde öngörülen özel şartları ihlal etmesi halinde, zamanaşımı bu şartların ihlal edildiği yılı takip eden yıl başından itibaren başlar. (Değişik 3. fıkra: 5228 - 16.7.2004 / m.5) Şarta bağlı istisna veya muafiyet uygulamaları sonucu kısmen veya tamamen alınmayan vergilere ilişkin zamanaşımı süresi, istisna veya muafiyet şartlarının ihlal edildiği tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren başlar.

(Değişik fıkra: 3239 - 4.12.1985) Damga vergisine tabi olup vergi ve cezası zamanaşımına uğrayan evrakın hükmünden tarh zamanaşımı süresi dolduktan sonra faydalanıldığı takdirde mezkûr evraka ait vergi alacağı yeniden doğar.édemektedir.Şartları varsa şimdiden gözünüz ikinci kez aydın olsun ..
Old 07-12-2009, 12:34   #8
msahinparlak

 
Varsayılan

üstadım, ilginiz için teşekkür ederim. Vergi mahkemesindeki davayı zamanında açtık yani 30 gün içinde dava açılması gerekiyordu biz de bu süreyi beklemeden bir hafta içinde açtık.
Old 07-12-2009, 17:38   #9
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan BaĞlamaz

Alıntı:
Yazan msahinparlak
acaba vergi mahkemesi de tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin karar verebilir mi. Yani ceza mahkemesindindeki leyhe olan karar vergi mahkemesinde geçerli olur mu.

213 sayılı VUK'nun, 367. maddesinin son fıkrası

"Ceza mahkemesi kararları, bu Kanunun dördüncü kitabının ikinci kısmında yazılı vergi cezalarını uygulayacak makam ve mercilerin işlem ve kararlarına etkili olmadığı gibi, bu makam ve mercilerce verilecek kararlar da ceza hâkimini bağlamaz." hükmündedir.

Ancak tebligattaki usulsüzlüğü, aynı şekilde Vergi Mahkemesinde de öne sürebilirsiniz.
Old 08-12-2009, 16:19   #10
msahinparlak

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım avukat Yalçın bey teşekkür ederim, ben gerekçeli kararı bekleyeceğim ve şansımı deneyeceğim. Bu halde tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin olarak 7201 sayılı tebligat kanunu tüm mahkemelerde aynı şekilde uygulanmalıdır. Bu halde iki ayrı mahkemenin çelişkili kararı olursa bu durumda başka yasal hakları araştıracağım. selam ve saygıyla
Old 08-12-2009, 16:50   #11
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan msahinparlak
Sayın meslektaşım avukat Yalçın bey teşekkür ederim, ben gerekçeli kararı bekleyeceğim ve şansımı deneyeceğim. Bu halde tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin olarak 7201 sayılı tebligat kanunu tüm mahkemelerde aynı şekilde uygulanmalıdır.

Sayın Parlak,

İlk olarak Öncelikle meslektaşınız bir avukat değilim. Vergi Hukuku ve vergi cezaları özel ilgi alanı olan, bir Mali Müşavirim.

Öye yandan, vergi hukuku özel yasa olduğundan 213 sayılı VUK'nunda düzenlenmemiş (boş kalmış) var ise, ancak o zaman 7201 sayılı kanun uygulanır. Fakat özünde her iki kanun birbiriyle çok da çelişmez tam tersine pek çok yönden birbirini bütünleyicidir.

Daha önceden de yazdığım üzere 213 sayılı kanunun 102. ve devamı maddelerine göre vergi mahkemesi kararını verecektir.
Onun için 213 sayılı kanunun ilgili maddelerini ve Danıştay'ın emsal kararlarını incelemenizi öneririm.
Old 15-12-2009, 13:27   #12
msahinparlak

 
Varsayılan

sayın Önder,
çok teşekkür ederim, değerli zamanınızı ayırdığınız için
araştırıyorum.... saygılar
Old 21-12-2009, 12:46   #13
msahinparlak

 
Varsayılan

Sayın Yalçın, bu gün bana bir haber geldi... mükellefin 2003 yılı defterlerinden önce 2004 yılı defterleri istenmişti. Bu defterler vergi dairesi tarafından incelendi ve usulsüzlük olmadığına dair rapor verildi. Bu rapor 2003 yılı için olan davamızı ne derecede etkiler... ayrıca beraat kararı olduğunu ve vergi borcumuzu 18 taksite böldüğümüzü ve 12 taksiti ödediğimizi ve her ay ödemeye devam ettiğimizi de yazacağım dilekçede vergi mahkemesine sunacağım... saygılar
Old 23-12-2009, 00:59   #14
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan msahinparlak
mükellefin 2003 yılı defterlerinden önce 2004 yılı defterleri istenmişti. Bu defterler vergi dairesi tarafından incelendi ve usulsüzlük olmadığına dair rapor verildi. Bu rapor 2003 yılı için olan davamızı ne derecede etkiler... ayrıca beraat kararı olduğunu ve vergi borcumuzu 18 taksite böldüğümüzü ve 12 taksiti ödediğimizi ve her ay ödemeye devam ettiğimizi de yazacağım dilekçede vergi mahkemesine sunacağım... saygılar

Sayın Parlak,

Daha önceden de yazdığım üzere, "213 sayılı VUK'nun, 367. maddesinin son fıkrası

"Ceza mahkemesi kararları, bu Kanunun dördüncü kitabının ikinci kısmında yazılı vergi cezalarını uygulayacak makam ve mercilerin işlem ve kararlarına etkili olmadığı gibi, bu makam ve mercilerce verilecek kararlar da ceza hâkimini bağlamaz." hükmündedir."

Ben sizin yerinize olsam, "taktik olarak" kendim sunmaz, ceza hakiminin dosyaya istemesini talep ederdim.
Old 23-12-2009, 09:15   #15
msahinparlak

 
Varsayılan

üstadım, 2004 defterleri incelendi ve usulsüzlük yapılmadığınd dair rapor verildi. 2003 defterleri ise hiç inceleme yapılmadan direkt olarak ceza kesildi. Ben hem ceza mahkemesinin kararını hem de vergi denetmeninin verdiği raporu alıp bir dilekçe ile vergi mahkemesine sunacağım... saygılar..
Old 09-03-2010, 21:01   #16
msahinparlak

 
Varsayılan

vergi mahkemesinin kararını bekliyorum, hala incelemedeymiş. ayrıca sonucun aleyhimize olacağını düşünmüyorum.. saygılar..
Old 09-03-2010, 22:49   #17
mbagca

 
Varsayılan

Müvekkiliniz işi terk ettiğinde, bağlı bulunduğu vergi dairesine işi bırakma dilekçesi veya formu vermiş midir. İşi terk dilekçesinde müvekiliniz ikametgah adresini doğru olarak belirtmiş ve vergi dairesi bu adrese tebliğ yapmamış ise vergi dairesinin kapanan işyerine tebliğ yapması hatalı tebliğdir.İşi terk eden bir mükellefin tebliğ adresi ikametgah adresidir. VUK. da hatalı tebliğlerler ilgili maddeler mevcuttur. Hatalı tebliğlerde, tebliğ tarihi ilgilinin tebliğ edlimeye çalışılan konuyu öğrendiği tarih kabul edilir ve bu süre içerisinde durumu bildiren bir yazı ile defter ve belgelerinizi vergi dairesine sunmanız gerekirdir.Böyle bir durumda vergi dairesi hatalı tebliğ yaptığını kabul etmiyorsa Vergi Mahkemesine durumun hatalı tebliğ olduğunu belirtin ve istenen belgeleri Vergi mahkemesine sunun. Vergi mahkemeleri Vergi Dairesi gibi,vergi dairesi adına hareket de edebilirler. Ayrıca Ceza mahkemesinden Vergi mahkemesinin sonucunun beklenmesini de talep edebilirsiniz.
Old 10-03-2010, 14:01   #18
msahinparlak

 
Varsayılan

ceza davasında beraat kararı çıktı. müvekkil vergi dairesine bir adres bırakmadan işi terketmiş ancak aradan 3 yıl geçtikten sonra çıkan vergi barışı kanunundan faydalanmak ve borçlarını ödemek için bir muhasebeciye vekaletname vermiş ve muhasebeci bu vekaletnameyi de ibraz ederek ve yeni adresi de bildirerek taksitlendirmeden faydalanmış ve borcunu da 18 eşit taksitte ödemiş durumda. Vergi cezası ise defterleri ibraz etmediği için verilmiş. mükellef 2003 yılında işyerini açmış ve 2005 yılında kapatmış. vergi dairesi 2004 yılı belgelerini istemiş incelemiş ve usulüne uygun olduğuna ilişkin bir rapor ile iade etmiş. bu kez 2003 yılı belgelerini istemiş ancak bundan müvekkilin haberi olmamış. 2003 yılı defterlerini mükellefin ağabeyini çağırıp ve tebligatı ona yapıp istemiş. mükellef ise memleketinde çobanlık yaptığından bu defterlerin de istendiğinden haberi olmamış. ağabeyi ise muhasebeciden sormuş defterleri bulamayınca önemsememiş ve defterleri ibraz etmemişler. aradan 2 ay geçtikten sonra mükellefe 246.000 TL para cezası kesip mükellefin gerçekte bulunduğu memleketteki adresine göndermişler. yani öadem adresini biliyordunuz neden defter isteme yazısını da meleketteki adresten istemediniz. ayrıca mükellef gerçekten de yaptığı ticaretten zarar etmiş 33 yaşında annesinin ve öğretmen olan kız kardeşinin yardımıyla geçiniyor. bekar işi gücü olmadığı için evlenememiş. kız kardeşi fakülteyi bitirip öğretmen olarak atanınca aldığı ilk 18 ayın aylığını ağabeyinin vergi borcunu ödemek için vermiş. taksitler daha bu ay bitti. bu vergi inceleme memurlarının hangi devlete hangi ülkeye ve millete hizmet ettiklerini hep merak ediyorum acaba duyunu umumi kalkmadı mı diye de soruyorum. bizi aldatıp kandırıyorlar mı. devlet bu vatandaşa karşı sorumlu değil mi. ona iş imkanı sağlamadığı ve 20 ay askerlik yaptırdığı hiçbir sosyal güvence vermediği halde onlarca kalem dolaylı vergi almakta hayatını perişan etmekte ve bir de cinayet gibi sorgusuz sualsiz defter ve belgelri incelemeden kendi verso kayıtlarındaki adresleri dahi inceleme ve adresleri tespit etme ihtiyacı duymadan cezalar kesmketedir. devleti dolandıran vergi kaçıran her türlü çeki karşılıksız şekilde piayasaya süren onlarca teşeron firma kurarak iski, ayedaş, tedaş, çöp ve temizlik işleri toki vs kurumlardan ihae alıp teşeronluk yapan ve çalıştırdığı işçilerin sigaortalrını ve maaşlarını dahi ödemeyen ahlaksız ve dolandırcıların para hırsı ile insanların terinden ve kanından beslenen her türlü insani duyguyu dini, atatürkü, ahlaki değerleri, kullanan kişilerin cenneti haline gelen bu ülkedeki haysyeti ve onuru ile yaşayan insanlara gerçekten de yazık ediliyor. düşünebiliyor musunuz. vatandaş önce devlet kapılarında onlarca kez iş için müracaat ediyor. torpili olmadığı için alınmıyor. küçük çaplı bir esnaflık yapmak için uğraşıyor ama dürüstlüğünden dolayı bozulmuş olan piayasada bunu da başaramıyor. kapatıp memleketine gidiyor. 20.000 TL vergi borcunu ödeyemiyor. alacaklarını da alamıyor. herşeyi satıp borcunu ödüyor ama bir kısım alacaklarını alamadığı için beş parasız şekilde evin eşyalarını da eskiciye satarak memleketine gidiyor. orada birinin koyunlarına 2 yıl boyunca bakıyor. bu insan lise mezunu. kız kardeşi öğretmen olarak atanınca yaptığı ilk iş ağabeyinin vergi borçlarını taksite bağlayıp ödemek oluyor. bu arada vergi dairesi boş durmuyor gerçekte peşine düşmesi gereken kişileri değil de mazlumun hayatını karartmak için kurulmuş bir teşkilat gibi çalışıyor. önce 2004 defterlerini istiyor bir usulsüzlük olmadığı görülüyor. sonra 2003 yılı defterlerini mükelleften değil de ağabeyinden istiyor. çok önceleri eskiden ağabeyinin evinde orturuyormuş. ağabey bulmaya çalışıyor bulamıyor sonra da üzerinde durmuyor ne olacak ki diye düşünüyor herhalde. bu sırada vergi denetleme memuru sırf beş yıllık zamanaşımı geçmesin diye bir yıllık vergi tahakkununun 3 katı ceza kesiyor bunun üzerine o yıl ki vergiyi de ekliyor bir de özel usulsüzlük cezası toplam 246.000 Tl cezayı keserek direkt olarak memleketine gönderiyor. vatandaş zaten zalimin zulmünün altında ezilmiş hayatı mahfolmuş durumda memlketteki vergi dairesinden kendisini çağırıyorlar ve bu cezayı söyleyip tebliğ etmeye çalışıyorlar vatandaş da hayatında ne kadar sıfır ile yazıldığını dahi bilmediği bu cezayı tebliğ almaktan imtina ediyor. sonuç yaşasın demokrasi, insan hakları, yaşam hakkı, insanca yaşama hakkı, hukuk ve adaleti de geçmiyoruz. bunun gibi binlerce mağdur vatandaşımız var filmlere ve romanlara konu olacak türden o kadar gerçek hikayeler var ki bu yanında biraz basit kalıyor. vergi mahkemesinden olumlu bir sonuç bekliyoruz. yaşasın adalet diyoruz. umudumuzu yitirmiyoruz. saygı ve sevgiler
Old 10-03-2010, 20:10   #19
mbagca

 
Varsayılan

Sayın Parlak müvekkiliniz zor bir durumda gerçekten. VUK.da tebliğ bölümlerini incelerseniz tebliğlerin ikametgahına yapılacağını görürsünüz.Siz diyorsunuz ki 2004 yılı defterlerini ibraz etmesi için kapanan işyerindeki muhtara tebliğ etmiştir demişsiniz.Bu bir hatalı tebliğidir. Mükellefin ikametgah adresleri sayacak olursak Gelir Vergisi beyannamesinde Diğer Vergi beyannamelerinde veya her hangi bir konu ile yapılan yazışmada olan (En son verilen dilekçe veya beyan olabilir) son ikamet ettiği adres varsa ve bu adres doğru ise kapanan işyerine veya muhtarına tebliğ yapılamaz.Tebliğle ilgili konulara Tebligat kanunu değil VUK.na bakınız. bunun içinde www.gib.gov.tr adresindeki mevzuatı öneriririm. maddelerle ilgili tebliğlerde gözükmekte)

Sizni dikkat etmeniz gereken konu hatalı tebliğ üzerinde durmak ve bunu ispat etmektir.Zaten Vergi Mahkemesine de dava açmışsınız. Bu da güzel. Davalının cevabına cevap vermemiş iseniz bu cevabınızda bu konulardan bahsedin ve vegi dairesinin istediği bekgeler ekleyin.Cevap vermiş iseniz dava helen görülmekte iken delillerinizi ve defter ve belgeleriniz sununz.

Ayrıca şunuda belirmek isterim ki Hatalı bir işlem için size verilen süreleri kaçırmış olsanız bile en az bir yıl azami 5 yıl içinde Vergi Dairesine Düzeltme talebinde bulunabilirsiniz. Vergi mahkemesi sonuçlanmadan. Ayrıca şikayet yolu ile de düzeltme talebinde bulunabilirsiniz. Yine VUK.da düzeltme (md 122-126) bunu da kullanabilirsiniz. Ayrıca Düzeltme taleplerinin olumsuz cevap gelmesi durumunda da konuyu Dava konusu edebilirsiniz. Dava açma süresi kaçırılmış olan vergi ve cezalarda düzeltme talebi ve sonucuna göre dava açmak için Düzeltmeyi bir taktik olarak da kullanabilirsiniz.
Old 30-03-2011, 19:09   #20
msahinparlak

 
Varsayılan

ceza davası ile vergi davasını kazandık, dosyaların ikisi de temyiz aşamasındadır. Dosyaları vergi dairesi temyiz etmiştir.
Old 14-04-2011, 11:41   #21
mbagca

 
Varsayılan Tebrikler.

Torba yasayı da şu an değerlendirebilirsiniz.
6111 sayılı yasada ihtilaf datıştay veya bölge idare mahkemesinde ise vergi mahkemesince verilmiş en son karara bakılacaktır.

En son terkin ise (Kazanmışsınız zaten) bu durumda
Alacak Asıllarının %20 si
Gecikme faizi ve gecikme zammı yerine TEFE/TÜFE oranı esas alınacak tutar
alacak aslına bağlı olmayan vergi cezalarının %10'u tahsil edilecektir.

......
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06527996 saniyede 12 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.