Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

yağmanın tamamlanma anı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 08-10-2009, 12:08   #1
g.öcal

 
Varsayılan yağmanın tamamlanma anı

Haftaya duruşması olan bir dosyada meslektaların bilgi ve tcribelerine ihtiyacım var. Olay şu şekilde:
Gece vakti site içerisinde bulunan bir iş yerinde hırsızlık yapılıyor. Mallar araca yüklendikten sonra güvenlik görevlisi durumu farkediyor ve site çıkışında bulunan görevliye çıkış bariyerlerini kapatma talimatını veriyor. Bu sırada malların yüklü bulunduğu minibüs bariyleri yıkarak geçiyor. Güvenlik görevlisi bir el havaya, bir el de çıkıp giden aracın tekerine ateş ediyor. Bu esnada arkada gelen otomobilde bulunan sanıklardan şoför koltuğunda bulunan, görevliye çok yakın mesafede baldırına gelecek şekilde ateş ediyor.

Sormak istediğim hususla şunlar:1- Olayda yağma mı yoksa hırsızlık+ kasten yaralamamı gerçekleşmiştir. İşyerinden ayrılmakla hırsızlık tamamlanmış mıdır?
2- Otomobilde buluna diğer sanığın adam yaralamaya dönük kastı olmadığını nasıl kanıtlayabilirim. ( Aslında kastın varllığını iddia makamı ispatlamalı ama benimde birşeyler ortaya koymam gereiyor.) teşekkürler
Old 08-10-2009, 12:10   #2
g.öcal

 
Varsayılan

ayrıca bu konuda yargıtay kararı mevcutsa mesajınıza eklerseniz sevinirim
Old 08-10-2009, 14:02   #3
cesur_yürek

 
Varsayılan

Anlattıklarınız kadarıyla olayda tamamlanmış hırsızlık suçu oluştuğu kanaatindeyim.Somut olayın ayrıntılı olarak değerlendirilmesini istiyorsanız somut olayın ayrıntılarını belirtmeniz gerektiğini düşünüyorum.Saygılar.
Old 08-10-2009, 14:08   #4
Ayamavra

 
Varsayılan

5237 sayılı kanun madde 141 de hareket “bulunduğu yerden alma” olarak belirtilmiştir. Bu nedenle suçun tamamlanması konusunda “mağdura ait egemenlik alanından çıkartılma” kriterinin de değerlendirilmesi yerinde olacaktır.
Old 08-10-2009, 14:34   #5
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Yeni yasada "dolaylı yağma" kavramına yer verilmediğinden bence hırsızlık ve kasten yaralama sözkonusudur.Hırsızlık suçunda malın failin zilyetliğinden çıkarılarak kendi hakimiyet alanına girmesi maddi unsurdur.İşyerinden ayrılındığı anda bence tamamlanmıştır.

Kasten yaralamada "iştirak iradesi"nde ortaklık sözkonusuysa diğer faile ceza verilir. Bence sadece "hırsızlık" planı yapıldığından kasten yaralamada iştirak iradesi yoktur.Aşağıdaki kararlar yardımcı olabilir.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
Altıncı Ceza Dairesi
E:2005/9825
K:2008/3359
T:28.02.2008
• HIRSIZLIK
• YAĞMA
• DOLAYLI YAĞMA
• LEHE KANUN UYGULAMASI
Özet:Sanığın arkadaşı ile birlikte polis süsü vererek katılanın değerli eşyalarını aldıktan sonra arkadaşının kaçtığı, sanığın da kaçmak isterken boğuşup yakınanı yaralaması eylemi, 765 sayılı Yasa'nın 495. maddesindeki dolaylı yağma suçunu oluşturduğu, hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasa'da dolaylı yağma suçuna yer verilmediği ve eylemin hırsızlık ve etkili eylem suçunu oluşturduğu ve 5237 sayılı Yasa 'nın sanık lehine olduğu gözetilmelidir.


Alıntı:
T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 1994/1-320
K. 1994/347
T. 19.12.1994
ÖZET : Suça katılmaktan ( iştirakten ) sözedilebilmesi için, suçun icra hareketlerine katılmak veya icra hareketlerini gerçekleştiren faile bu kararı verdirmek ya da icra hareketlerini yapan kişiye yardım etmek biçiminde, hangi derecede olursa olsun mutlaka o suça yönelik bir iradenin varlığı gerekir.
TCY.nın 65/3. maddesinde düzenlenen suça fer'i maddi iştirakin gerçekleşebilmesi için, asli maddi failin işlediği suça o yöndeki irade ile iş ve vasıta tedariki yahut müzaharet ve muavenet şeklinde katılmak gerekir.
Maddi olayda; sanık, silahlı olan diğer iki arkadaşıyla banka soymaya karar vermişler, bankaya girecekleri sırada polis memurunun gelmesi üzerine kaçmaya başlamış, diğer iki sanığın ateş etmesi üzerine çıkan çatışmada polis memuru ile sanıklardan birinin öldüğü anlaşılmaktadır.

Sanıklarda, soygun sırasında, adam öldürme konusunda verilmiş bir irade birliği bulunmamaktadır. Bu hususta anlaşmamışlar, sadece bankayı soymaya karar vermişlerdir. Bu itibarla, adam öldürmek suçuna iştirak iradesi olmadığı gibi müzaheret ve muavenette bulunmaktan da sözedilemez. Kaldı ki iş ve vasıta tedariki de sözkonusu olmadığından adam öldürmek suçunun fer'i faili sayılması hukuken olanaklı değildir.
Old 08-10-2009, 14:37   #6
Ayamavra

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Ceza Dairesi

Esas: 2002/11596
Karar: 2003/375
Karar Tarihi: 19.03.2003

ÖZET : Sanıkların çaldıkları oto yedek parçaları ile olay yerinden uzaklaşırken şikayetçinin oğlu tarafından takip sonucu sanık Ahmet'in yakalandığı diğer sanıkların suça konu malzemelerle kaçtıkları, daha sonra Ahmet'in beyanı üzerine yakalandıkları, bu surette malları egemenlik alanına geçirdikleri anlaşılmasına göre suçun tamamladığının kabulü gerekirken, sanık Ahmet'in yakalanması şeklinden hareketle tam teşebbüs aşamasında kaldığından bahisle cezadan indirim yapılması suretiyle sanıklara eksik ceza hükmolunması bozmayı gerektir.

(765 S. K. m. 491) (5237 S. K. m. 141, 142, 143)

Dava: Hırsızlık suçundan sanıklar Canip ve Ahmet'in yapılan yargılanmaları sonunda: TCK. nun 491/3-son, 62 ve 81. maddeleri gereğince 2'şer yıl 4'er ay hapis cezasıyla mahkumiyetlerine dair ANKARA 11. Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 19.6.2001 gün ve 2000/1218 Esas, 2001/879 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının bozma isteyen 24.9.2002 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıkların hırsızlık kasıtları bulunmadığına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;ancak:

1-25.8.2000 tarihli yakalama-zaptetme tutanakları ve dosya içeriğinden sanıkların çaldıkları oto yedek parçaları ile olay yerinden uzaklaşırken şikayetçinin oğlu tarafından takip sonucu sanık Ahmet'in yakalandığı diğer sanıkların suça konu malzemelerle kaçtıkları, daha sonra Ahmet'in beyanı üzerine yakalandıkları, bu surette malları egemenlik alanına geçirdikleri anlaşılmasına göre suçun tamamladığının kabulü gerekirken, sanık Ahmet'in yakalanması şeklinden hareketle tam teşebbüs aşamasında kaldığından bahisle TCK. nun 62. maddesiyle cezadan indirim yapılması suretiyle sanıklara eksik ceza hükmolunması,

2-TCK. nun 81/2. madde ve fıkrasının uygulamasında hapis cezasının 1 yıl 6 ay 20 gün yerine 2 yıl 4 ay olarak fazla hükmolunması,

Sonuç: Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenlerden dolayı CMUK'nun 321 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, kazanılmış hakkın saklı tutulmasına 19.3.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 08-10-2009, 14:40   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Kanuna bakarsak olay TCK 148.maddesindeki yağma tanımına uymaktadır:

Bir başkasını, = bariyeri kapatan güvenlik görevlisini
cebir kullanarak, = ateşli silahlarla yaralayarak
malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, = arkadan gelen araçtan ateş ederek öndeki mal yüklü aracın kaçmasını sağlayan kişi
altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. = bence ceza makul: iki araçla ve en az üç kişiden oluşan ganster çetesiyle suç işleyenler en az altı yıl ceza almalı.

Bir supermarketten çikolata çalan hırsız ile bu silahlı çete aynı kefeye konursa çikolata zehir olur.

Hırsızlık yapılan mekan sitenin içindeyse sitenin dışına çıkana kadar eylem sürüyor demektir. Hırsız sitenin içindeyken malı kendi hakimiyet alanına sokmuş sayılmaz.

Kaldı ki aşağıdaki kararda site sınırları dışında bile kaçarken cebir kullanıldığında yağma niteliği bulunduğu düşünülmektedir:


YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ

E. 2004/17876 K. 2006/1089 T. 2.2.2006

• YAĞMA ( Sanıkların İşyerinin 100 m. İlerisinde Kaçarken Polislerin Yakalamaya Çalıştıkları Esnada Tabanca ve Sallama Bıçakla Saldırıp Etkisiz Hale Getirilmeleri - Yağma Suçunun Oluşup Oluşmadığı/Görev )

• MAL VARLIĞINA KARŞI SUÇLAR ( Sanıkların İşyerinin 100 m. İlerisinde Kaçarken Polislerin Yakalamaya Çalıştıkları Esnada Tabanca ve Sallama Bıçakla Saldırıp Etkisiz Hale Getirilmeleri - Yağma Suçunun Oluşup Oluşmadığı )

5237/m.141,148

ÖZET : Sanıkların, işyerinin 100 metre ilerisinde kaçmakta oldukları ve polislerin sanıkları yakalamaya çalıştıkları esnada, sanık Y.'nun elini beline atarak bir adet tabanca çıkardığı, ancak polislerce etkisiz hale getirildiği, aynı zamanda sanık M.'nun da elinde sallama tabir edilen bıçakla görevlilere saldırdığının ve görevlilerce etkisiz hale getirilerek yakalandığının belirtilmiş olması karşısında; eylemin sübutu halinde yağma suçunun oluşup oluşmadığı konusunda takdir ve değerlendirme yapmak görevinin Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanı içerisinde olması nedeniyle, görevsizlik kararı verilmesi gerekir.
DAVA : Hırsızlık suçundan sanıklar Y., M. ve M. hakkında E. 2. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 10.07.2003 tarihinde, 2003/114 esas, 2003/722 karar sayı ile mahkumiyet kararı verildiği; hükmün sanıklar tarafından süresi içinde temyiz edildiği; Yargıtay C. Başsavcılığınca bozma isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 16.09.2004 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR : 20.12.2002 tarihli olay, yakalama, üst arama ve zaptetme tutanağında, müştekinin iş yerinden hırsızlık yapıldığı ihbarını alan polis memurlarının olay mahalline geldiklerinde, sanıkların işyerinin 100 metre ilerisinde kaçmakta oldukları ve polislerin sanıkları yakalamaya çalıştıkları esnada, sanık Y.'nun elini beline atarak bir adet tabanca çıkardığı, ancak polislerce etkisiz hale getirildiği, aynı zamanda sanık M.'nun da elinde sallama tabir edilen bıçakla "bırakın lan onu" diyerek görevlilere saldırdığının ve görevlilerce etkisiz hale getirilerek yakalandığının belirtilmiş olması karşısında; eylemin sübutu halinde yağma suçunun oluşup oluşmadığı konusunda takdir ve değerlendirme yapmak görevinin Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanı içerisinde olması nedeniyle, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmeği;
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeksizin hükmün istem gibi BOZULMASINA, 02.02.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 08-10-2009, 14:43   #8
g.öcal

 
Varsayılan

yorumlarınız için teşekkürler.
sanıklar 2 yıldır tutuklu. Hakim yağma yönünde karar verecek gibi.
kafama takılan, sitenin içeriside hakimiyet alanına dahil edilebilirmi?İşyerinden çıkmış ama hala sitenin içindeler.
Güvenlik görevlisi malların zilyedi değil, ancak yağmada mağdur konumundaki şahısalar "olay yerinde bulunan başkalarına yönelik cebir ve tehdit olarak" da geçiyor.
Old 14-10-2009, 13:11   #9
g.öcal

 
Varsayılan

sormuş olduğum soruya yanıt veren meslektaşlarımı bilgilendirmek isterim. Dün ki duruşmada hakim suç vasfının değişme ihtimaline ( hırsızlık)dayanarak iki sanığı da tahliye etti.Açıkçası diğer bir sanık için bu sonucu beklemiyordum. Kardeş oldukları için ayırmak istememiş olabilir hakim. Umarım yeni suçlar işlemezler
Old 15-10-2009, 22:10   #10
cesur_yürek

 
Varsayılan

Başta da suç vasfının hırsızlık olduğunu beyan etmiştim. Fakat salt ,suçun vasfının değişmesi nedeniyle tahliye olduklarını sanmıyorum ;Zira hırsızlık suçu da CMK 100 /3 f. suçlardan.2 yıldır tutuklu olmaları yani tutuklulukta geçirilen süre hususunun etkili olduğunu düşünüyorum.Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06990504 saniyede 12 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.