Vefat Eden Eşin Verdiği Para İle Evin Geri Verilmemesi ?

Olay : Vefat eden eş ve kocası Konya ilinde ikamet etmekte iken Eskişehir'den ev almak istiyorlar ve iş nedeniyle bizzat gidip resmi işlemleri yapamadıkalrından vefat eden eşin Eskişehir'de ikamet eden kız kardeşi adına ama kendi namlarına (hiç bir yazılı sözleşme vb. belge yoktur.) ev almaları için emeklilik ikramiyesini (40.000 TL) Ziraat Bankası yolu ile havale ederek göndermesi ve bu evi vefat eden eşin kız kardeşi adına tapuya kaydetmeleri, daha sonra ise tayinlerinin Eskişehir'e çıkması neticesinde 3-4 aylığına söz konusu evde oturmaları (mevzubahis evi satın alırken satan kişinin ve emlakçının da, esasında tapunun her ne kadar vefat eden eşin kız kardeşine kayıtlı da olsa evi asıl vefat eden eşin aldığını bildikleri ve bu konuda tanıklık yapabileceklerini belirteyim.) ardından eşin vefatıyla beraber kocanın evin tapusunu vefat eden eşin kız kardeşinden istemesi ve bu talebinde reddiyle ortaya çıkan anlaşmazlıktır.

Koca; eşinin kız kardeşi üzerine olan tapulu dairenin parasının vefat eden eşinin emeklilik ikramiyesi tutarı kadar olduğunu (emeklilik ikramiyesinin bankadan çekildiğindeki dekontu ellerinde.) fakat söz konusu 40.000 TL'yi eşinin Konya'dan Eskişehir'e kız kardeşi adına havale ettiğindeki dekontun ise ellerinde olmadığını fakat havale edilenin adını, havalenin çekiliş tarihini ve havale miktarını bildiğini, söz konusu ev satın alındığında ise kız kardeş tarafından telefon yolu ile şu şu numaralı pafta/ada vs.li yerin alındığının bildirildiğini ve bu bilgiyi de vefat eden eşin el yazısı ile bir müsvedde kağıda yazdığını belirtmiştir.

Koca; çocuğunun da hakkı olan bu dairenin eşinin akrabaları tarafından adeta gasp edilmesine ve "yetim hakkı"nın teyze-dayı tarafından yenilmesine içerleyip söz konusu şahıslar adına neler yapabileceğini sormuştur.

Mahkemeye vermeden evvel havalenin yapıldığı banka dekontunun delil olarak istenebilip istenemeyeceği hususunu sormuş olup bu konuda ne yapabileceğimizi siz tecrübeli büyüklerime sormak istiyorum ? Zira banka dekontunda havale edilen miktar yüksek olduğundan gönderiliş sebebi sorulmuş olabilir ve ev alımı için gönderildiği gibi bir kayıt oraya düşülmüşse elde kuvvetli bir delil söz konusu olabilir diye düşünüyor.

Ayrıca koca; vefat eden eşinin erkek kardeşi ile arasında geçen telefon görüşmesini kayda alıyor ve bu kayıtta tüm bu hususların açık açık geçtiğini ifade ediyor. Bu telefon kaydı mahkemede ne kadar itibar görür ?

Kısaca size sormak istediğim havale ile gönderilen paraya ait bilgileri bankadan ne şekilde isteyebiliriz ? Oradaki dekontta havale sebebi yazmıyorsa davayı ne olarak açabiliriz ? Eldeki ses kayıdı ve taık ifadeleri ne derecede itibar görür ? Bundan sonra nasıl bir hukuki yol izlenmelidir.

Saygılarımla...

Oldukça uzun bir soru olduğundan sanırım kimse okuyup cevaplamak istemiyecektir. Ancak davanızı tapu iptal ve tescil davası olarak açabileceğinizi, eldeki tüm delillerin mahkemeye sunulması gerektiğini, davanın tedbir talepli olarak açılıp tapuya tedbir konulması gerektiğini düşünüyorum. Büyük ihtimalle davayı kazanırsınız. Ancak isterseniz terditli olarak açıp, tapu iptali mümkün olmadığında sebepsiz zenginleşemeye dayalı olarak bankadan gönderilen paranın faiziyle birlikte iadesi istenebilir diye düşünüyorum acizane olarak.

Sayın av.süleyman'ın yazdıklarına katılmıyorum. Soruda anlatılan tipik bir inanç sözleşmesidir. Bu nedenle, inanç gösterilenin elinden sadır yazılı delil, ya da yazılı delil başlangıcı olacak belge gerekmektedir.Tanık dinlenmeyecektir.

Banka dekontunda ne yazıldığı tam olarak belirtilmese de, içerik olmadığı ağır basmaktadır. Böylesi ödemelerin "bir borcun ödendiği" anlamına geleceğini THS'de birkaç forumda yazmıştık.

Benim kanaatim, dava açılırsa aleyhe biteceği yönündedir.

İş mahkeme safhasına gelmeden dekontu elde edip orada herhangi bir "sebep" yazıp yazmadığını bilmek ve buna göre dava açıp açmamaya karar vermek öenmli. Sonuçta dekontta eğer ki Süleyman bey'in dediği gibi sebepsiz zenginleşmeye dayandırabiliriz.

Lakin Suat bey'in dediği gibi içerik belli değilse o zaman iş aleyhe sonuçlanabilir,haklısınız.

Peki bu dekontu bankadan nasıl isteyebiliriz bu konu da fikri olan var mı ???

Yukarıda cevap veren her iki büyüğüme de teşekkür ediyorum...

Alıntı: Yazan eser_29 Peki bu dekontu bankadan nasıl isteyebiliriz bu konu da fikri olan var mı ???

Av.K. 2 inci maddeye dayanarak talep edebilirsiniz.

Bence tapu iptali tescil davası değil de alacak davası açabilirsiniz bence ve bu durumda da somut olaya dair tanık dinletebileceğiniz kanaatindeyim. Benim de benzer bir davam var ve halen derdest,hakim tanık dinleme talebimi kabul etti. Benimkinde nikahsız yaşayan kadın eş kendi adına ev alımı için tam ev miktarı kadar parayı evi satın alan kişye veriyor. Ancak ev nikahsız kocasının üzerine yapılıyor. Tabi sonra tam olarak da ayrılıyorlar. Ama ev adamda kalıyor. Alacak davası olarak açtım kocaya. Evin alınış tarihi ile bankadan paranın çekildiği tarih aynıydı. Hakim burada tanık dinledi. Karı-koca gibi olduklarından dinlediğini düşünüyorum. Sizinki de akrabalık ilişkisi olduğundan dinlenebilir. Avukatlık kanununa dayanarak isteyebilirsiniz bankadan.

Sayın Suat Ergin 'in de belirttiği gibi somut olayda havale dekontunda "açıklama" yok ise; havale ödeme amacı ile yapılmış kabul edilmektedir. Bu itibarla, havalede izahat yoksa bu ödemeye dayanmak olası değildir.

Keza HUMK.293/I. maddede sayılan yakın akrabalar arasındaki işlemlerin tanık ile ispat imkanı da "teyze" bakımından geçerli değildir.

Bu itibarla tanık beyanlarına dayanarak sonuç alınmasının zor olduğu düşüncesindeyim.

Ancak;

Not: Tereke (miras şirketi) adına, murisin kardeşine bu tür bir dava yöneltildiği takdirde; HUMK.293/I hükmü temelinde "tanık" dinlenitilip dinletilemeyeceği hususunu da tartışmak oldukça ilginç olabilir düşüncesindeyim. Başka bir ifade ile murisin eşi kendi adına değil de tereke adına bu davayı açmış olursa, durum farklı olabilir diye düşünüyorum.