Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Maaş ve hakediş hacizlerinde sıraya ilişkin itiraz hangi merciye yapılır?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-04-2009, 21:20   #1
M.Yusuf

 
Varsayılan Maaş ve hakediş hacizlerinde sıraya ilişkin itiraz hangi merciye yapılır?

Maaş ve hakediş hacizlerinde herkesin bildiği gibi hacze iştirak mümkün değil. Maaş hacizlerinde sıra, haciz ihbarnamelerinin kuruma geliş tarihine göre kurum tarafından belirleniyor. Yani icra dairesi bir sıra cetveli yapmıyor.

Bu durumda haczin sırasına itiraz etmek gerekirse, bu itiraz hangi merciye yapılmaldır?

İcra Müdürlüğüne mi, yoksa İcra Hukuk Mahkemesine mi?
Yoksa genel mahkemede sıranın tespiti için dava mı açmak gerekir?
Old 09-04-2009, 21:48   #2
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/3985
K. 2001/6166
T. 4.10.2001
• MAAŞ VE ÜCRETİN HACZEDİLMESİ ( Hacze İştirakin Geçersiz Olması/Sıra Cetvelinin İptali Gereği - Haciz Sırasının Kesin Haciz Tarihlerine Göre Belirleneceği )
• SIRA CETVELİNE İTİRAZ ( Maaş Haczinde İştirak Kuralının Uygulanamayacağı - Haciz Sırasının Kesin Haciz Tarihlerine Göre Belirleneceği )
• HACZE İŞTİRAK KURALININ MAAŞ HACZİNDE UYGULANAMAMASI ( Haciz Sırasının Kesin Haciz Tarihlerine Göre Belirleneceği - Sıra Cetvelinin İptali Gereği )
2004/m.83,268
ÖZET :Paylaşıma konu para borçları ücret alacağı olup, maaş ve ücret haczine iştirak İİK.nun 83. maddesinde düzenlenmiştir. Hükme göre maaş ve ücret üzerinde birden fazla haciz varsa bunlar sıraya konulur ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez. Anılan hükmünde öngörülen haciz, kesin haciz olup ödeme sırasının kesin haciz tarihlerine göre belirlenmesi gerekir. Mercii Hakimliğince, bu yön gözetilmeden İİK.nun 268. maddesine göre paylaştırma kararı verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, borçlunun maaş ve ücret alacağı ile ilgili olarak sıra cetveli düzenlendiğini, oysa ücret ve maaş alacağına iştirakin mümkün olmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Celal K. vekili ücret ve maaş hacizlerinde ilk konulan kesin hacze öncelik verileceğini belirterek şikayetin reddini istemiştir.

Mercii Hakimliğince iddia savunma ve toplanan delillere göre maaş hacizlerinde birden fazla haczin sıraya konulacağı, sırada önce olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki sıradakine pay ayrılamayacağı, maaşa ilk haczin ihtiyati haciz olarak uygulandığı, bu haczin sonraki kesin hacze iştirak edeceği gerekçesiyle sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş, karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir.

Paylaşıma konu para borçları ücret alacağı olup, maaş ve ücret haczine iştirak İİK.nun 83. maddesinde düzenlenmiştir. Hükme göre maaş ve ücret üzerinde birden fazla haciz varsa bunlar sıraya konulur ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemez. Anılan hükmünde öngörülen haciz, kesin haciz olup ödeme sırasının kesin haciz tarihlerine göre belirlenmesi gerekir. Mercii Hakimliğince, bu yön gözetilmeden İİK.nun 268. maddesine göre paylaştırma kararı verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 4.10.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 09-04-2009, 22:57   #3
M.Yusuf

 
Varsayılan

Verdiğiniz Yargıtay kararını daha önce ben de okumuştum. Ancak sözkonusu kararda benim sorduğum sorunun cevabını bulamadım.
Zira kararda "maaş haczinde birden fazla haciz varsa, bunlar sıraya konulur" diyor. Bu hacizler, haciz müzekkeresinin gönderildiği kurum tarafından sıraya konuluyor. Yani ortada bir sıra cetveli yok. İdair bir kurum tarafından yapılan bir sıralama var.
Yargıtay kararından şunu mu anlamalıyız?

Ortada icra dairesi tarafından yapılan bir sıra cetveli olmasa da, kurumun yaptığı sıralamaya İcra hukuk mahkemesinde sıra cetveline itirazda olduğu gibi bir itiraz mı yapılmalı?

Yoksa sıraya itiraz öncelikle icra dairesine mi yapılmalı?
Old 10-04-2009, 08:49   #4
m_argun

 
Varsayılan

Neden itiraz edesiniz ki elinizde daha pratik bir yol var.

M 356 Yukarıdaki madde hükümerine riayet etmemiş olanların kesmedikleri veya ilk vasıta ile göndermedikleri para ayrıca mahkemeden hüküm alınmasına hacet kalmaksızın icra dairesince maaşlarından veya sair mallarından alınır.
Bunların borçluya kanun hükümleri dairesinde rücu hakkı vardır. Yukarıdaki madde hükümlerine riayet etmiyen her hangi bir memur veya âmir hakkında istenecek malûmatın icra dairesine hemen verilmesi bunların mensup olduğu dairenin vazifesidir.


ayrıca
T.C.

YARGITAY

CEZA GENEL KURULU

E. 1994/2

K. 1994/30

T. 7.2.1994

• İCRA DAİRESİ EMİRLERİNİN YERİNE GETİRİLMEMESİ

• GÖREVİ İHMAL ( İcra Memurunun emrini yerine getirmemek )

• MEMURİN MUHAKEMATI HAKKINDA KANUN

• MEMURLARIN YARGILANMASI ( İcra Memurunun emrini yerine getirmeyen )

• İCRA DAİRESİNİN EMİRLERİNİ YAPMAYAN MEMURLAR ( Tahkikate Gerek Kalmaksızın Savcılıkca Doğrudan Doğruya Takibat Yapılabileceği )

• MEMURUN GÖREVİ İHMALİ ( İcra Dairesinin Emirlerini Yapmamak - Tahkikate Gerek Kalmaksızın Savcılıkca Doğrudan Doğruya Takibat Yapılabileceği )

• SAVCILIKCA TAHKİKATE GEREK KALMAKSIZIN DOĞRUDAN DOĞRUYA TAKİBAT YAPILABİLMESİ ( İcra Dairesinin Emirlerini Yapmamak )

2004/m.357

765/m.230

ÖZET : İcra dairesinin emirlerini, geçerli sebepler haricinde yapmayan memurlar hakında ait olduğu dairece tahkikate gerek kalmaksızın Cumhuriyet Savcılığınca doğrudan doğruya takibat yapılır.
DAVA VE KARAR : Görevi imâl suçundan sanık Vedat hakkında Nusaybin Cumhuriyet Savcılığının 13.2.1990 gün ve 1990/38 sayılı iddianamesiyle T.C. Yasasının 230" ncu maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yargılaması sırasında;
Nusaybln Asliye Ceza Mahkemesi; 30.5.1991 gün ve 49-121 sayı ile;
"Belediye Hesap Işleri Müdürü olan sanığın, yüklenen suçu görevi sırasında işlediği iddia edildiğine göre M.M.H.K. hükümleri uyarınca işlem yapılması gerektiği görüşüyle görevsizlik" kararı vermiştir.
Dosyanın gönderildiği, Nusaybin İlçe İdare Kurulu da 19.11.1991 gün ve 15 sayı ile; "Sanık hakkında yargılamanın gerekliliği" karan vermiş, Bunun üzerine yargılamaya devam eden Nusaybin Asliye Ceza Mahkemesi 30.9.1993 gün ,ve 205-270 sayı ile; "Sanık hakkındaki davanın iddianame ile açılması gerektiği açıklaması ile durma" kararı vermiştir. Böylece oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için dosya Yargıtay Cumhuriyet Savcılığının "İlçe idare kurulu görevsizlik kararının kaldırılmasını" isteyen 24.12.1993 gün ve TLL - 94708 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARI:
İncelenen dosyaya göre;
Belediye Hesap İşleri Müdürü olan sanık Vedat aleyhine Sümerbanka olan borç nedeniyle İcra takibine girişildiği, Nusaybin İcra Müdürlüğü tarafından yazılan 1.9.1987 günlü haciz yazısı ve bu yazıyı tekit eden 3.8.1988 ve 17.4.1989 günlü yazılara cevap verilmemek suretiyle, görevini ihmal ettiği iddia edilmektedir.
İcra ve İflas Yasasının 357. maddesinde "İcra Dairesince kanuna göreye yapılan tebliğ ve emirleri derhal yapmağa ve neticesini geciktirmeksizin icra dairesine bildirmeye alakadarlar mecburdur. Makbul sebep haricinde tebliğ ve emirleri yapmayanlar hakkında ait olduğu Dairece tahkikatı evveliyeye hacet kalmaksızın Cumhuriyet Savcılığınca doğrudan doğruya takibat yapılır." hükmü yer almaktadır.
Nusaybin Sümerbank Şubesince, sanığın borcu nedeniyle, Nusaybin İcra Müdürlüğünün 1987/113 sayılı dosyası ile icra takibine başlanmış, ödeme emri tabliğinden sonra kesinleşen icra takibi nedeniyle, sanığın maaşından haciz yapılması istemiyle yazılan yazılara, Belediye Hesap işleri Müdürü olan sanık tarafından cevap verilmediği iddia edildiğine göre doğrudan doğruya Cumhuriyet Savcılığınca dava açılması gerekmekte olup 13 2 1990 günlü iddianame ile bu eylemden açılmış dava da mevcuttur Bu itibarla. Nusaybin İlçe idare kurulunun yargılanıanın gerekliliği hususundaki kararının kaldırılmasına; keza Asliye Ceza Mahkemesinin 30.9.1993 günlü durma kararının da kaldırılmasına karar verilmelidir. Asliye Ceza Mahkemesince suç vasfının değiştiğı görülürse gereği yerine getirilerek 13.2.1990 günlü iddianame ile bu eylemden açılan davanın yargılanmasına devamla hüküm kurulması gerekir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Nusaybin , İlçe idare Kurulunun 19.11.1991 gün ve 15 sayılı kararı ile Asliye Ceza Mahkemesinin 30.9.1993 günlü durma kararlarının kaldınlmasına, yargılamanın 13.2.1990 günlü iddianame il& açılmış davanın mevcudiyeti gözetilerek Asliye Ceza Mahkemesince yürütülmesi gerektiğine oybirliği ile karar verildi.
yarx
Old 10-04-2009, 11:47   #5
stajyer av.hüseyin kara

 
Varsayılan

Sayın M. Yusuf,
Aynı olayla ben de karşılaştım. Şikayet size çok zaman kaybettirecektir.Bu durumlarda m argun un'un da belirttiği gibi icra müdürüne alacağın sırasının yanlış olduğunu ve öne alınma nedenini gösteren bir talep açtığınızda buna istinaden hazırlanan müzekkereye rağmen de alacağınızın sırası kurum tarafından değiştirlmediği taktirde alacağınızı ilgili kurumdan tahsil etme hakkınızı kullanabilirsiniz.
saygılar..
Old 12-04-2009, 13:05   #6
M.Yusuf

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan stajyer av.hüseyin kara
Sayın M. Yusuf,
Aynı olayla ben de karşılaştım. Şikayet size çok zaman kaybettirecektir.Bu durumlarda m argun un'un da belirttiği gibi icra müdürüne alacağın sırasının yanlış olduğunu ve öne alınma nedenini gösteren bir talep açtığınızda buna istinaden hazırlanan müzekkereye rağmen de alacağınızın sırası kurum tarafından değiştirlmediği taktirde alacağınızı ilgili kurumdan tahsil etme hakkınızı kullanabilirsiniz.
saygılar..

Sayın m_argun ve sayın Hüseyin Kara,

Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.
İcra Müdürlüğüne sıranın düzeltilmesi yönünde ilgili kuruma müzekkere yazılması için talep açmayı ben de düşündüm.
Ancak şöyle bir sorun var:
Haciz konulan dosyada ben takip alacaklısı değilim. Müvekkilin temlik alacağı sebebiyle kurumdan alacağı var. Bu temlikname kuruma tebliğ edilmiş ve kurum tarafından uygun görülerek kayıtlara alınmış. Ancak alacağını temlik eden şirketin kurumdaki alacakları üzerine temliknamenin düzenlendiği tarihten sonra, ancak temliknamenin kuruma ulaştığı tarihten daha önceki bir tarihte ihtiyati haciz konulmuştur. Buraya kadar aslında hiç bir sorun yok. Asıl sorun bundan sonra başlıyor. Kurum ihtiyati hacizlerin temlik alacağından önce ödeneceğini bildiriyor ve buna ilişkin sıralamayı temlik alacaklısına tebliğ ediyor.
Temlik alacaklısı ihtiyati haciz miktarlarının düşük miktarlı olması sebebiyle alacağının ödenmesi için sırasını beklerken bir de görüyor ki, kurumun gönderdiği belgedeki düşük miktarlı rakamlar birden değişmiş. Düşük miktardan ihtiyati haciz isteyen alacaklı, kati hacze geçerken çok yüksek miktarlar üzerinden kesin haciz işlemleri yapmış.
Kurum da ihtiyati hacizdeki miktarları değil, kesin hacizdeki miktarları esas alarak bu alacakların tamamı ödenmeden temlik alacağının ödenmeyeceğini bildirmiş.
Bu durumdai sıralama yapılırken, ihtiyati hacizdeki miktarın esas alınması gerektiğini ve kurumun yaptığı işlemin yanlış olduğunu düşünüyorum.
Şimdi yapmam gereken sıralamaya itiraz etmek midir, yoksa haczin iptali için dava açmak mıdır?
Ya da 3. bir yol olarak icra müdürlüğüne istihkak iddiasında bulunarak, temlik alacağı üzerindeki hacizleri kaldırmak için istihkak davası açmak mıdır?
Old 13-04-2009, 16:44   #7
erdal7

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım.

Soru sahibi , M.Yusuf 'un sorusunda saadece maaş hacizlerinde sıra cetveli yapılıp yapılmıyacağının yanında HAKEDİŞ ALACAKLARINDA sıra cetvelinin yapılıp yapılamıyacağı hususu da mevcuttur.

Bir araştırmamda , Hakediş alacaklarında sıra cetveli yapılmasının kanuna aykırı bulunmadığı şeklinde bir yargıtay kararının bulunduğunu hatırlıyorum. Bu karar her zaman ben de şüphe ile karşılanmıştır.

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/1009
K. 2003/6870
T. 26.6.2003


DAVA : Davacı vekilince hasımsız olarak açılan sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı vekili, İstanbul 7.İcra Müdürlüğünün 2001/19538 sayılı dosyasından düzenlenen sıra cetvelinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin alacaklı olduğu Peker İnşaat A.Ş. tarafından 7.İcra Müdürlüğüne 52.451.998.300.-TL. para gönderildiğini, dosyadaki alacak ödendikten sonra bakiye paranın geri gönderilmesi gerekirken, sıra cetveli düzenlenerek paylaştırma yapılmasının hatalı olduğunu, Peker İnşaat A.Ş.nin daha sonra 7.İcra Müdürlüğüne 91.488.426.495.-TL. daha gönderdiğini, bu paranın davacıya ödenmesi gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline, 7.İcra Müdürlüğünün 2001/19538 sayılı dosyasında gönderilen 91.488.426.415.-TL.nın davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mercii Hakimliğince sıra cetvelinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, haciz dışı intikal eden 91.488.426.500.-TL.nın son iştirak listesi gözetilerek sıra cetveli düzenlenmesi için ilk kesin haczi koyan dosyaya gönderilmesine ilişkin işlemde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Borçlunun üçüncü kişideki alacağına haciz konulduktan sonra ilk haczi uygulayan icra dairesine mahcuz paranın gönderilip haciz uygulayan alacaklılara paylaştırma yapılmak üzere sıra cetveli düzenlenmesi işleminde bir isabetsizlik bulunmadığından davacının temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına 26.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kanatimce ; İİK 140 . maddeye göre sıra cetveli düzenlenebilmesi için maddede belirtildiği gibi “ SATIŞ TUTARI BÜTÜN ALACAKLILARIN ALACAĞINI TAMAMEN ÖDEMEYE YETMEZ İSE ……) denmektedir. Hakediş alacaklarında satış aşaması bulunmadığından yapılacak sıra cetveli , teknik anlamda bir sıra cetveli olup olmadığı da hukuken tartışmalıdır. Daha ilginci Hakediş alacaklarında ; İİK 140 maddesi anlamında hukuken sıra cetveli yapılamıyacaksa , o zaman İİK 140 vd na göre de SIRA CETVELİNE karşı ŞİKAYET VE İTİRAZ DAVALARININ açılıp açılamıyacağı ve hukuki yarar bulunup bulunmadığı da ayrı bir tartışma konusu olacaktır.


Saygılarım sunarım . Av.Erdal Dülgar
Old 13-04-2009, 17:11   #8
M.Yusuf

 
Varsayılan

Konuya farklı bir açılım sunduğunuz için teşekkürler sayın erdal7.

Ortada iki ayrı sorun var:

Birincisi, hakediş alacaklarında sıraya ilişkin itiraz nereye yapılır?

İkincisi, ihtiyati haciz aşamasında belirtilen miktardan daha yüksek bir miktarla takip kesinleştirildiğinde sıralamada hangi miktar esas alınır?

Sanırım İcra Hukukunda ciddi boşluklar var.
Old 13-04-2009, 18:12   #9
erdal7

 
Varsayılan

Sayın M.Yusuf

Eğer İcra dairesi Sıra cetveli yaptı ise

Sıra cetveli yapılamıyacağını ilişkin şikayet ve icra dairesinin bu yöndeki kararına karşı şikayet İCRA HAKİMLİĞİNE

İİK 142
Eğer alacak alacağın esas ve miktarına ilişkin değil se yalnız sıraya dair ise , İCRA HAKİMLİĞİ ne ŞİKAYET YOLU İLE

Eğer itiraz alacağın esas ve miktarına ilişkin ise GENEL MAHKEMEYE İTİRAZ DAVASI ŞEKLİNDE

Sıra Cetveline sıraya ve esasa ilişkin şikayet ve itirazlarda paranın icra veznesine girdiği tarih teki dosyaların durumu dikkate alınır.( Normal de bu durum da satışın kesinleşmesi şartı ile satım konusu olan malın tutarı vezneye girdiği andaki tarihtir. İİK 100 md. ) İhtiyati hacizlerin icrai hacizlere iştirakinde ise İİK 268 madde altındaki şerhlere bakınız .

Saygılarımı sunarım.. Av.Erdal Dülgar
Old 13-04-2009, 22:26   #10
M.Yusuf

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan erdal7
Sayın M.Yusuf

Eğer İcra dairesi Sıra cetveli yaptı ise

Sıra cetveli yapılamıyacağını ilişkin şikayet ve icra dairesinin bu yöndeki kararına karşı şikayet İCRA HAKİMLİĞİNE

İİK 142
Eğer alacak alacağın esas ve miktarına ilişkin değil se yalnız sıraya dair ise , İCRA HAKİMLİĞİ ne ŞİKAYET YOLU İLE

Eğer itiraz alacağın esas ve miktarına ilişkin ise GENEL MAHKEMEYE İTİRAZ DAVASI ŞEKLİNDE

Sıra Cetveline sıraya ve esasa ilişkin şikayet ve itirazlarda paranın icra veznesine girdiği tarih teki dosyaların durumu dikkate alınır.( Normal de bu durum da satışın kesinleşmesi şartı ile satım konusu olan malın tutarı vezneye girdiği andaki tarihtir. İİK 100 md. ) İhtiyati hacizlerin icrai hacizlere iştirakinde ise İİK 268 madde altındaki şerhlere bakınız .

Saygılarımı sunarım.. Av.Erdal Dülgar

Hayır, icra dairesi bir sıra cetveli yapmadı.
Zaten hukuki boşluk da burdan kaynaklanıyor.
Çünkü hakediş ve maaş hacizlerinde mevzuata göre sıra cetveli yapılmıyor.

Bu durumda benim hukuk mantığım şöyle çalışıyor:
Ben icra takip dosyasında borçlu ya da alacaklı taraf değilim.
Ben sadece temlik alacaklısıyım ve bu dosyalardaki haciz müzekkereleri ile benim temlik alacağım üzerine haksız bir şekilde haciz konulmuş.
Sanırım bu haksız hacizlerin kaldırılması için temlik alacaklısı olarak, icra dosyalarına 3. şahıs sıfatıyla haksız hacizlerin kaldırılması için talepte bulunmam gerekiyor. Bu yöntemi kıyaslama yoluyla düşünüyorum. Zira hacizden önce aracını noter aracılığıyla satan bir şahıs, trafik kaydı üzeirne konulan haczin kaldırılması için İcra Müdürlüğüne nasıl talepte bulunabiliyorsa, burada da bulunabilir diye düşünüyorum.

İcra Müdürlüğü bu taleplerimi kabul ederse, ilgili kuruma bir müzekkere yazarak haczin sırasının değiştirilmesini ya da tamamen kaldırılmasını isteyebilir.
Reddederse, bu işlemi şikayet yoluyla İcra Mahkemesine taşımak gerekecek.

Ne dersiniz, hukuk mantığına uygun mudur bu yöntem?
Old 18-04-2009, 13:42   #11
M.Yusuf

 
Varsayılan

Yaptığım tüm araştırmalara rağmen hakediş hacizlerindeki sıraya ilişkin itirazın nasıl ve nereye yapılacağı hususunda bir bilgiye ulaşamadım.

Şimdi aklıma takılan soru şu:
Maaş ve ücret hacizlerinde hacze iştirak sözkonusu değil, yani İİKnın ihtiyati hacizlerdeki hacze iştiraki düzenleyen 268. maddesi gereğince bir iştirak sözkonusu olamıyor.

Şimdi hakediş alacakları üzerine konulan hacizler de maaş hacizleri gibi midir?

Yani hakediş hacizlerinde iştirak var mıdır, yok mudur?

Bu konuda bilgisi olan arkadaşlardan yardım bekliyorum.
Old 22-04-2009, 16:01   #12
M.Yusuf

 
Varsayılan

Hakediş hacizlerinde iştirak var mıdır yok mudur?
Hakediş hacizleri, maaş ve ücret hacizleri gibi midir?

Bu konuda bilgisi olan bir arkadaş yok mu aramızda?
Old 23-04-2009, 16:59   #13
gencerx07

 
Varsayılan

bakanlığın bu konuda yayınladığı bir genelge var. ve bu genelgede açık bir şekilde kamu kurumlarına eğer birden fazla haciz ve temlik varsa ilk haciz isteyen yerden sıra cetveli çıkartması için yazı yazılmasını ve buna göre hakedişlerin ödenmesş gerektiği yönünde genelgeyi dün buna benzer bir dosya için araştırdır ve kamu kurumuna sundum
ihtiyatı haciz ise sadece ana para bakımından yani ihtiyati haciz istenen miktar üzerinden hacizi gecerli olur. 89/1 ile haciz ihbarnamesi ile sadece belirtilen miktar temin edilir faiz vs için bakiye miktar" için tekrar 89/1 gönderme zorunluluğu vardır
Old 23-04-2009, 17:01   #14
gencerx07

 
Varsayılan

YÜKLENİCİLERİN İDARE NEZDİNDE TAHAKKUK ETMİŞ VEYA EDECEK ALACAKLARINDAN DOLAYI BİRDEN FAZLA HACİZ BİLDİRİMİ VE TEMLİKNAMELERİN İNTİKALİ HALİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR HK.

Tüm Metin


METIN 1 -

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü

SAYI : B.07.0.BHM.0.00/4394-11609 KONU: Yüklenicilerin idare nezdinde tahakkuk etmiş veya edecek alacaklarından dolayı birden fazla haciz bildirimi ve temlik- namelerin intikali halinde dik- kat edilecek hususlar Hk.



İÇ GENELGE Sıra No : 30



Genel Bütçe içerisinde yer alan idareler ile Katma Bütçeli Kurumlara iş yapan yüklenicilerin bu işlerinden dolayı, tahakkuk etmiş veya edecek alacaklarıyla (istihkakları-hakedişleriyle) ilgili olarak, İcra ve İflas Daireleri, Vergi Daireleri (Tahsil Daireleri), Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü vs.tarafından intikal ettirilen haciz bildirimleri ile aynı alacakların kısmen veya tamamen devrine ilişkin temliknamelerin yüklenici veya temlik lehtarı tarafından ibraz edilmesi nedenleriyle; Saymanlık Müdürlüklerinde, tahakkuk etmiş alacağın hangi alacaklıya ve hangi miktarda ödeneceği hususunda duyulan tereddütlerin giderilebilmesi için, Bakanlığımızdan konu hakkında sık sık görüş istenmektedir.

Uygulamada birliğin sağlanması, sağlıklı bir sıralama ve ödeme yapılabilmesi amacıyla; yaptıkları işlerle ilgili olarak yüklenicilerin doğmuş veya doğacak alacakları üzerine, merciileri (kurumları) veya alacaklıları tarafından intikal ettirilen birden fazla haciz bildirimi veya temliknamelerin bulunması halinde, dikkat edilecek hususlar ve yapılması gereken işlemler, doktrin ve mahkeme kararları çerçevesinde aşağıda açıklanmıştır.

1-GENEL OLARAK

Bilindiği üzere; Kanun veya akit ile veya işin mahiyeti icabı yasaklanmadıkça, borçlunun rızasını aramaksızın alacaklı, alacağını üçüncü bir şahsa temlik edebilir (B.K.m.162/1).Temlik işleminin geçerli olması için, yazılı şekilde yapılması yeterlidir (B.K.m.163).Yani, temlik için aranan yazılı şekle, alacağı devralanın (temellük edenin) katılmasına gerek yoktur.Yazılı temlik beyanının (devir beyanın), alacağı devreden (temlik eden) tarafından imzalanması aranan şekil şartının gerçekleşmesi için yeterlidir.Temlik akdi yapılır yapılmaz alacak devralana geçer. Yazılı şekilde yapılan temlik, kazandırıcı nitelikte bir tasarruf işlemi olarak, alacağın bütün yan ve öncelik hakları ile birlikte, temliknamenin düzenlendiği andan itibaren yeni alacaklının (temellük edenin) malvarlığına girmesi sonucunu doğurur.Bu geçiş, alacağa bağlı olan, bütün imtiyazlar ve fer'i haklarla beraber vukubulur (B.K.m.168). Bu sebeple de, geçerli bir temlik işleminden sonra temlik edenin alacaklıları artık bu alacağa dokunamazlar, aksine devir alanın alacaklıları onu hacz ettirme imkânına kavuşurlar. Borçlu, temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu def'ileri, temellük edene karşı dermeyan edebilir (B.K.m.167/1); aidiyeti çekişmeli bir alacağı tediyeden imtina ederek mahkemeye tevdi ile borçtan beri olur (B.K.m.166/1). B.K.'nun 166/1 deki bu hüküm, B.K.'nun 95 nci maddesindeki genel hükmün özel bir uygulanmasıdır; bu nedenle oradaki anlamıyla gözönünde tutulmalıdır. Borçlu, alacağın çekişmeli olduğunu bildiği halde ödemede bulunursa, tehlike ve hasarı kendisine ait olur (B.K.m.166/1).Bu durumda; gerçek alacaklıya karşı ödeme borcundan kurtulmayıp ona karşı yeni bir ödemede bulunma zorunluluğunda kalır.

Diğer yandan, sigorta primlerinin yüklenicilerin hakedişlerinden mahsubu yapılmak suretiyle alıkonularak ödenmesi esastır. Kurumun alacağı, Devlet alacağı derecesinde imtiyazlıdır. Hacizde, iflasta ve konkordatoda amme alacaklıları gibi işlem görür. Üçüncü kişiler tarafından haczedilen mallara, prim alacağı içinde haciz konulması halinde, İİK'nun 100.maddesindeki şartlar aranmaksızın önceki hacze iştirak eder ve satış bedeli aralarında garameten taksim olunur.

Bakanlığımız Gelirler Genel Müdürlüğünün bir İç Genelgesinde; "Borçlu mükelleflerin kamu kurum ve kuruluşlarından hak ve alacağı bulunup bulunmadığı hususunda alacaklı vergi dairesi ile saymanlıklar arasında yapılacak işlemler belirlenmiş; saymanlıklarca hak sahiplerine ödeme yapılmadan önce hak sahibinin bağlı bulunduğu vergi dairesi ile irtibat kurulması gerektiği, amme alacağının haciz yolu ile tahsil aşamasında bulunup bulunmadığına özellikle dikkat edileceği" hususları vurgulanmıştır.

İİK'nun 100 ve 101 nci maddeleri hükümlerinde hacze adi ve imtiyazlı iştirakin koşulları belirtilmiş; 6183 sayılı Kanunun 21 nci maddesinde de "üçüncü şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden evvel o mal üzerinde amme alacağı içinde haciz konulursa bu alacağında hacze iştirak edeceği ve aralarında satış bedelinin garameten taksim edileceği, rehinli alacaklıların haklarının mahfuz olduğu; ancak, gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi eşya ve gayrımenkulün aynından doğan amme alacaklarının o eşya ve gayrımenkul bedelinden tahsilinde rehinli alacaklardan evvel geleceği" öngörülmüştür. Ancak; kamu alacağından dolayı konulan hacze, borçlunun diğer alacaklıları daha sonra koydukları hacizle aynı derecede iştirak edemezler. Bunlar İİK.'nun 100.maddesindeki belgelere sahip olsalar bile kamu alacağından dolayı konulan hacizlere iştirak etmeleri mümkün değildir, ancak kamu alacağından artacak paralardan alacaklarını alabilirler. 6183 sayılı Kanun'un 21/2 nci maddesinde yukarıda açıklandığı üzere, bazı şartlarda kamu alacağının hacze iştirak edebileceği hükme bağlanmış, üçüncü kişiler için böyle bir iştirakten söz edilmemiştir.

Bu durumda; yüklenici- takip borçlusunun tahakkuk eden hakediş tutarı, tüm alacaklıların alacağını ödemeye yetmezse, ilk haczi koyan icra dairesince bir sıra cetveli yapılması ve tüm alacaklılara tebliğ edilerek kesinleşmesi gerekir (İİK.m.140, 141). Sıra cetveli yapma görevi, ilk haczi koyan icra müdürlüğüne ait olup (talimat yolu ile uygulanmış olsa bile talimatı veren icra dairesi) üçüncü kişi veya idare, hangi icra dairesine ödeme yapacağını belirleyemez.Bilimsel eserlerde, uygulamada görüldüğü üzere, takip borçlusunun borçlusu durumundaki üçüncü şahıs idarelerin (kurum veya kurumların) nezdindeki istihkakları, hacizlerin konuluş tarihlerine göre icra dosyalarına sırasıyla yaptıkları tevziin yasaya uygun olmadığı belirtilmiştir.

Yargıtay'ın bir kararında da, İİK.m.89 hükmüne göre konulan hacizler dolayısıyla İİK. 140 ncı maddesi uyarınca hacze iştirak derecelerinin düzenlenmesinin zorunlu olduğuna karar verilmiş; aynı kararda, sıra cetvelinin ne surette yapılacağı yöntemince açıklanmıştır. Öteyandan; öncelikle, uygulanması istenen haciz bildirimleri ile temliknamelerin dayanağını oluşturan bilgi ve belgelere göre incelenmesi
(-temlik işleminin kanun, sözleşme veya işin mahiyeti itibariyle yasaklanıp yasaklanmadığı,
-temsilci vasıtasıyla düzenlenen temlik işlemlerinde temsil yetkisinin bulunup bulunmadığı, temliknamenin yüklenilen işe ve alacağın tamamına veya bir kısmına ilişkin olup olmadığı,
- muhtelif tarihlerde uygulanan ve kesinleşen ihtiyati hacizler varsa, öncelikle ilk haczin, yani, bu hacizler arasında ilk önce kesin hacze dönüşen ihtiyati haczin yöntemince yapılan ve kesinleşen sıra cetvelinin ibraz edilip edilmediği gibi hususların tesbit edilebilmesi için bu değerlendirilmenin yapılması) zorunludur.

II-UYGULAMA
Yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde, yüklenici- takip borçlusunun tahakkuk etmiş alacağı, bütün takip alacaklıları ile temlik lehtarlarının alacaklarını karşılamaması ve ilk haczi uygulayan icra dairesi tarafından yapılmış ve kesinleşmiş bir sıra cetveli bulunmaması durumunda:

a) Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından uygulanan haciz önce ise; idarece tüm bilgi ve belgeleri eşliğinde ilk haczi uygulayan icra dairesinin (vergi dairesinin haczinden sonra ilk haczi uygulayan) bulunduğu mahal Muhakemat Müdürlüğünden veya Hazine Avukatlığından İİK.'nun 140 ncı maddesi dairesinde sıra cetveli yaptırılmasının istenmesi,

b)İlk haciz Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından konulmadığı takdirde, ilgililerinden (diğer haciz ve temlik alacaklıları) ilk haczi uygulayan icra dairesinden sıra cetveli yaptırılmasının sağlanmasının istenilmesi,

c) (Her iki halde de) İlk haczi uygulayan icra dairesince yöntemi dairesinde yapılacak ve tüm alacaklılara tebliğ edilecek sıra cetveli kesinleştiği takdirde, tahakkuk eden yüklenici hakedişinin sıra cetveli dairesinde alacaklılara paylaştırılmak üzere, sıra cetvelini düzenleyen icra dairesine tevdi edilmesi,

d) Yöntemi dairesince düzenlenen ve tüm alacaklılara tebliğ edilerek kesinleşen bir sıra cetveli sağlanamadığı takdirde de; idarenin, ödeme yapacağı alacaklılar ile alacakların sırası hususunda duyduğu tereddüt haklı ve yerinde görüleceğinden, Muhakemat Müdürlüğü, Hazine Avukatlığı veya kendi hukuk birimi (Katma Bütçeli idareler) ile işbirliği yapılmak suretiyle, B.K.95 ve 166/1 nci maddeleri (yerine göre) hükümleri gereğince görevli sulh hukuk mahkemesinden tüm bilgi ve belgeleri ilişiğinde tevdi mahalli tayini yoluna gidilmesi; mahkemesince talebin kabulü halinde, kararın birer örneği eşliğinde tüm alacaklılara keyfiyetten bilgi verilmesi,
gerekmektedir.
Bilgi ve gereğinin buna göre ifasını, Genelgemizin İlinize bağlı ilçelerin Malmüdürlüklerine (Hazine Avukatlıklarına) duyurulmasını rica ederim.

Metin Özşahin Baş Hukuk Müşaviri ve Muhakemat Genel Müdürü V.



DAĞITIM : Gereği için : Muhakemat Müdürlüklerine

1 Tekinay Borçlar Hukuku sh:318-331 ve Y.11.HD. 15.3.76 T. 1976/1504 E. 1976/1335 K (..Yargıtay ilâmında belirtilen gerektirici sebeplerle ve davacı dava ikamesinden sonra alacağını ahara devir ve temlik ettiği takdirde müddeabih üzerinde bir hakkı ve davada sıfatı kalmıyacağına ve temlik eden kişi dava hakkını uhdesinde ipka edebileceği halde, olayda bu yola gitmemiş olmasına rağmen, dava hakkının, yani aktif husumetin mahkemece re'sen gözönünde tutulmasında kanuna aykırı bir cihet bulunmamasına göre…).

2 Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt:II, Prof.Dr.F.N.Feyzioğlu sh:662.

3 Borçlar Hukuku Genel Hükümler Cilt:II, Prof.Dr.F.N.Feyzioğlu sh:655.

4 506 S.K.m.83.

5 4792 S.K.m.21.

6 Y.19.HD.3.2.91 T.30 E.25 K.(4792 Sayılı İşçi Sigortaları Kurumu Kanunun 21/2 maddesine göre, kurum alacağı, Devlet alacağı dairesinde imtiyazlıdır.Hacizde, iflâsta ve konkordatoda amme alacakları gibi işlem görür.Üçüncü kişiler tarafından haczedilen mallara, prim alacağı içinde haciz konulmuş ise, İ.İ.K.'nun 100 ncü madesindeki şartlar aranmaksızın hacze iştirak eder, satış bedeli garameten taksim edilir).

7 Aynı karar

8 29.09.93 Tarih ve B.07.0.GEL.0.16/776-202-61056 sayılı Seri No:1993/6 sayılı İç Genelge.

9 Y.İİD.28.4. 66 T.4723 E. 4543 K..(Olgaç, S. İcra İflas, C.I.1974, sh.888 ), Y.İİD.20.9.66 T. 8754 E. 4949 K. (Olgaç, S.İcra İflas, C.I, 1974, Sh.890), Y.19.H.D. 14.4.94 T.2277 E. 3783 K. (…..Davalı Vergi Dairesine ve hem de Tapu Memurluğuna tezkereler yazılarak hacizli taşınmaza davalı Vergi dairesince satıştan önce usulen haciz tatbik edilip edilmiş olup olmadığı araştırılıp, bu husus kesin surette saptanarak, şayet hiç haciz konulmamış ise bilirkişi raporundaki görüşe itibar edilerek karar verilmek, davalı Vergi Dairesince haciz konulup haczi davacının haczinden önce ise davayı redetmek, sonra ise bu defa 6183 S.K.nun 21/f.2.maddesi gözetilerek tarafların 1.sıraya garameten iştirak edeceklerine karar verilmek gerekir.

10 Sıra Cetveli, A.Deynekli-S.Kısa, sh:55)

11 Y.12.HD.3.10.90 T.1057 E. 9492 K. (Sıra cetveli ilk haczi uygulayan icra dosyasından yapılır.)Y.19.HD.2.4.1996 T. 1761 E. 3269 K .(Sıra cetvelinin düzenlenme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir).

12 Y.19.HD.28.2.95 T. 232 E. 1724 K.(İlk haczi talimat icra dairesi koymuşsa sıra cetvelinin bu dosyanın esas icra dairesince düzenlenmesi gerekir).Y.19.HD.2.4.96 T.1761 E. 3269 K. (Haczin talimatla uygulanması halinde sıra cetveli düzenleme yetkisi asıl takibin yapıldığı yer icra dairesindir).


13 Ankara 12.İcra Hakimliği 13.4.99 tarih ve 1999/165 E. 1999/210.(Sıra cetveli yapma işi icra müdürlüklerine aittir.Üçüncü kişi hangi icra dairesine ödeme yapacağını belirleyemez).

14 Hacizde ve İflasta Sıra Cetveli, A.Deynekli, Av.S.Kısa, Sh:46)

15 Y.19.HD.21.3.95 T. 1870 E. 2577 K.(….Sıra cetveli düzenlenmesinde öncelikle haczin kiralıyan sıfatını haiz borçlunun 3.kişideki hasılat payı üzerine konulduğu dikkate alınmak suretiyle, İİK.'nun 89.maddesi uyarınca yöntemine uygun olarak ilk (kati) haciz saptanmalı ve sıra cetveli, ilk haczin konulduğu dosyadan yapılmalıdır.Toplanan bilgilerin ışığında; ilk hacze iştirak sorunun, ihtiyati hacizler varsa İİK.'nun 268.maddesi, kamu alacağı niteliğindeki S.K.K.alacaklarının 6183 sayılı Yasanın 21.maddesi ve diğer alacaklılarında İİK'.nun 100.maddesi hükmünde belirtilen ilkeler ve koşullar doğrultusunda çözümü gerekir.Sıraların belirlenmesi, derecelerin tayinininden sonra gelen aşama olup, bu durumda alacağın niteliği önem kazanır.Bu nedenle aynı derece içinde farklı nitelikteki alacakların yer alması halinde, sıralamanın İİK.'nun 206.maddesine göre yapılması ve işçi alacaklarının imtiyazlı miktarının belirlenmesinde İİK.'nun 206.ve 140/son maddesi hükümleri birlikte göz önünde tutulmalıdır.Diğer taraftan, borçlu ile 3.kişinin Hasılat Kirası Sözleşmesinin 5 yıllık bir süreci kapsaması ve ödemelerin de 15 günlük dönemlerde yapılması karşısında mahcuz alacağın müstakbel alacak niteliğinde olması da dikkate alınmak gerekir.İİK.'nun 100.maddesi uyarınca mahcuz hakkında (alacak) tutarı vezneye girinciye kadar iştirak imkanı mevcut olduğundan, iştirak sürelerinin bitim tarihine göre, her defasında yeni iştiraklerin bulunup bulunmadığının araştırılması ve varsa mevcut sıra cetvelinin, paranın paylaştırılması hükmüne tesir edip etmeyeceğinin belirlenmesi gerekir.Yukarıdaki ilkeler gözetilerek sıra cetvelinin düzenlenmesi gerektiğinden, sonucu itibariyle doğru olan sıra cetvelinin iptali kararının onanması gerekmiştir.

16 Y.19.HD.1.11.95 T. 1995/84 73 E. 1995/9077 K.(Sıra cetveli, ilk hacze iştirak edebilecek hacizler dikkate alınarak düzenlenir.Bu nedenle, muhtelif tarihlerde uygulanan ve kesinleşen ihtiyati hacizler arasından öncelikle, ilk haczin tesbiti gerekir.Bu hacizler arasında ilk önce kesin hacze dönüşen ihtiyati haciz, ilk haczi kabul edilmeli ve bu hacze iştirak edebilecek hacizler İİK.nun 268.maddesine göre belirlenmelidir.



17 1086 sayılı HUMK.'nun değişik 8.maddesinin II.bendi 4.maddesi hükmü.
Old 26-04-2009, 22:57   #15
M.Yusuf

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan gencerx07
bakanlığın bu konuda yayınladığı bir genelge var. ve bu genelgede açık bir şekilde kamu kurumlarına eğer birden fazla haciz ve temlik varsa ilk haciz isteyen yerden sıra cetveli çıkartması için yazı yazılmasını ve buna göre hakedişlerin ödenmesş gerektiği yönünde genelgeyi dün buna benzer bir dosya için araştırdır ve kamu kurumuna sundum
ihtiyatı haciz ise sadece ana para bakımından yani ihtiyati haciz istenen miktar üzerinden hacizi gecerli olur. 89/1 ile haciz ihbarnamesi ile sadece belirtilen miktar temin edilir faiz vs için bakiye miktar" için tekrar 89/1 gönderme zorunluluğu vardır

Sayın gencerx07,

Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.
Sunmuş olduğunuz genelgeyi ben de daha önce araştırmıştım.

Burada tereddüt ettiğim konu, haciz sırasına itirazı doğrudan ilgili kuruma mı yapacağım, yoksa ilk haczi koyan icra müdürlüğüne mi?

Siz ilgili kuruma bu genelgeyi sunup itiraz ettiğinizde haciz sırası düzeltilmesi hususunda bir sonuç alabildiniz mi?

Benim olayımda ihtiyati haciz için 89 ihbarnamesi gönderilmiş, kati haciz için de ayrıca 89 ihbarnanesi gönderilmiş.
Sorun olan nokta, ihtiyati hacizdeki miktarın çok üstünde bir miktarla kati hacze geçildiği halde ihtiyati haciz için gönderilen ihbarname tarihi esas alınarak sıranın yüksek miktarlı takip üzerinden oluşturulması.

İyi çalışmalar...
Old 31-01-2012, 00:44   #16
harkan

 
Varsayılan

muvazaalı maaş hacizleri için sıra cetveli yapılamayacağı açık,kuruma icradan müzekkere yazdırmanın pek faydası olmayacak çünkü icra dairesinin ya da kurumun önceki haczin muvazaalı olduğunu kesin olarak belirleme ve bu yönde işlem tesis etme yükümlülüğü yok..
Old 31-01-2012, 11:22   #17
av.sally

 
Varsayılan

Umarım bu kararlar işinize yarar.


T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/10572
K. 2010/13213
T. 24.11.2010
• SIRA CETVELİNE İTİRAZ DAVASI ( Maaş Haczine İlişkin İşlemlerin Sıra Cetveli Yerine Geçeceği )
• MAAŞ HACZİ ( Maaş Haczine İlişkin İşlemlerin Sıra Cetveli Yerine Geçeceği )
• NAFAKA İLAMI ( Sıra Cetveline İtiraz Davası - Mahkemece Muvazaa İddiası Üzerinde Durulacağı )
• MUVAZAA ( Sıra Cetveline İtiraz Davası - Nafaka İlamına İlişkin Muvazaa İddiası Üzerinde Durulacağı )
2004/m.83, 101
ÖZET : Dava sıra cetveline itiraza ilişkindir. Maaş haczine ilişkin işlemler sıra cetveli yerine geçer.

Nafaka ilamları tarafları bağlarsa da, bu hususta kötü niyetin korunmayacağı belirtildiğinden ve bu ilam 3. kişileri bağlamayacağından mahkemece bu husus üzerinde durulup muvazaa iddiası hususunda inceleme yapılmadan hüküm kurulmamalıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili tarafından yapılan icra takibinde borçlunun maaşının 1/4'üne haciz konulduğunu, borçlunun maaşının 1.400.-TL olduğu halde aylık nafaka borcunun 1.554.-TL olması nedeniyle borçlunun maaşından hacizleri nedeniyle kesinti yapılmadığını, borçlunun alacaklılarından mal kaçırma amacıyla davalının muvazaalı olarak borçlu ile anlaşıp 2007 ve 2008 yıllarında iki kez nafaka artırımına gittiğini, bu nedenle borçlunun maaş haczi sıralamasında ilk sıradaki alacaklarının önüne geçmek suretiyle oluşan sıra cetvelinin iptaline, müvekkilinin alacağının ilk sırada yer aldığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, yetkili mahkemenin Dörtyol Asliye Hukuk Mahkemesi olması ve davanın yasal sürede açılmaması nedeniyle davanın yetki ve süre yönünden reddini, taraflar arasında muvazaalı anlaşma olmadığını, borçlunun aylık gelirinin 2.000.-TL üzerinde olması nedeniyle davacının alacağını aldıktan sonra 1,500.-TL kaldığını, bu miktarın da müvekkilinin haciz yoluyla aldığı paraya tekabül ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, sıra cetveline itiraz davasının dinlenebilmesi için icra dairesince sıra cetvelinin yapılması gerektiği, icra müdürlüğünce herhangi bir sıra cetveli yapılmadığı, ayrıca muvazaa iddiasının yerinde olmadığı nedenle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Maaş haczine ilişkin işlemler sıra cetveli yerine geçer. Mahkemece sıra cetveli olmadığından bahisle talep reddedilmişse de, 'kaldı ki' tümcesi ile bu hususu da mahkeme incelediğinden, bu hususa ilişkin temyiz talebinin reddi gerekir.

2-Ancak nafaka ilamları tarafları bağlarsa da, İİK 101. maddesinde bu hususta kötü niyetin korunmayacağı belirtildiğinden ve bu ilam 3. kişileri bağlamayacağından mahkemece bu husus üzerinde durulup muvazaa iddiası hususunda yeterli inceleme yapılmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının bu yöndeki temyiz talebinin reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.






T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/8968
K. 2010/5127
T. 29.4.2010
• BELEDİYEDEN OLAN ALACAĞIN TAHSİLİ ( İcra Müdürlüğü Tarafından Gönderilen Ödeme Yazılarının Önceliğini Saptamak veya Aynı Gün Gelen Ödeme Yazıları Gereğince Hangi Alacaklıya Ne Oranda Ödeme Yapılacağını Belirlemek İcra Müdürlüğünün Yetki ve Görevi Olduğu )
• SIRA CETVELİ ( Yapılacak Bir Sıra Cetveli İle Alacaklar Belirlenmeli ve Alacaklıların Varsa İtiraz ya da Şikayetleri Yetkili İcra Mercii ya da Mahkeme Tarafından Sonuca Bağlandıktan Sonra Ödeme Yapılması Gerektiği )
• ÖDEME VE ALACAKLARIN BELİRLENMESİ ( Belediyeden Olan Alacağın Tahsili - İcra Müdürlüğü Tarafından Gönderilen Ödeme Yazılarının Önceliğini Saptamak veya Aynı Gün Gelen Ödeme Yazıları Gereğince Hangi Alacaklıya Ne Oranda Ödeme Yapılacağını Belirlemek İcra Müdürlüğünün Yetki ve Görevi Olduğu )
2004/m.140
ÖZET : Dava, dava dışı borçlunun, davalı Tavşanlı Belediye Başkalığı'ndan olan alacağının alınması istemine ilişkindir. İcra müdürlüğü tarafından gönderilen ödeme yazılarının önceliğini saptamak veya aynı gün gelen ödeme yazıları gereğince hangi alacaklıya ne oranda ödeme yapılacağını belirlemek icra müdürlüğünün yetki ve görevidir. Bu konudaki öncelik, yapılacak bir sıra cetveli ile belirlenmeli, alacaklıların varsa itiraz ya da şikayetleri yetkili icra mercii ya da mahkeme tarafından sonuca bağlandıktan sonra ödeme yapılmalıdır. Böyle bir uygulama yapılmadan alacak-borç ilişkisinde taraf olmayan davalı Belediye'ye karşı alacak davası açılması doğru değildir.

DAVA : Davacı Miray Taşımacılık Turizm İnş. Ltd. Şti. ve Denizbank A.Ş vekili Avukat Kazım Bayram ve Sami Kutlu tarafından, davalı Tavşanlı Belediye Başkanlığı aleyhine 01/12/2008 gününde verilen dilekçe ile asıl dava ve birleşen dava ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen 05/06/2009 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili ile davacı Denizbank A.Ş vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, dava dışı borçlunun, davalı Tavşanlı Belediye Başkalığı'ndan olan alacağının alınması istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davacılardan Miray Taşımacılık Ltd Ş'nin istemi kabul edilmiş; birleştirilen dosyanın davacısı Denizbank AŞ'nin istemi ise reddedilmiş; karar, davalı ile davacılardan Denizbank AŞ tarafından temyiz olunmuştur.

Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; dava dışı Pemsa Ltd Ş''nin davacılara borcu olduğu, her iki davacının dava dışı Şirket hakkında ayrı ayrı icra takibi başlattığı, icra takibinin yapıldığı icra müdürlüklerinin davalı Belediye'ye ayrı ayrı yazı yazarak, Pemsa Ltd Ş'nin alacağının borcu karşılayacak oranda kendi dosyalarına ödenmesini istedikleri, anlaşılmaktadır.

İcra müdürlüğü tarafından gönderilen ödeme yazılarının önceliğini saptamak veya aynı gün gelen ödeme yazıları gereğince hangi alacaklıya ne oranda ödeme yapılacağını belirlemek icra müdürlüğünün yetki ve görevidir. Bu konudaki öncelik, yapılacak bir sıra cetveli ile belirlenmeli, alacaklıların varsa itiraz ya da şikayetleri yetkili icra mercii ya da mahkeme tarafından sonuca bağlandıktan sonra ödeme yapılmalıdır. Böyle bir uygulama yapılmadan alacak-borç ilişkisinde taraf olmayan davalı Belediye'ye karşı alacak davası açılması doğru değildir.

Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, istemin reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA; bozma nedenine göre davalı ile davacılardan Denizbank AŞ'nin öteki temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine, 29.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla icra takibi nasıl yapılır?? avukat_12 Meslektaşların Soruları 14 27-08-2012 19:51
İptaline Karar Verilen Çek İçin Hangi Yolla Takip Yapılır? SINIRSIZ Meslektaşların Soruları 15 17-03-2011 17:06
Temlik edilen alacağın hakediş haczindeki sırasına itiraz. M.Yusuf Meslektaşların Soruları 2 08-04-2009 00:05
sıra cetveli hangi tarihe göre yapılır? avmuhammet25 Meslektaşların Soruları 3 17-12-2007 09:14
istisna sözleşmesinde tasfiye hangi BK maddesine göre yapılır? Armağan Konyalı Borçlar Hukuku Çalışma Grubu 8 18-04-2007 12:41


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07823491 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.