Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

SSK Emeklisinin yeniden başladığı işte iş kazası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-10-2008, 22:14   #1
Av.Hkn

 
Varsayılan SSK Emeklisinin yeniden başladığı işte iş kazası

SSK emeklisi yeniden bir işte çalışmaya başladıktan sonra iş kazası geçiriyor.Ancak bu iş ile ilgili kuruma,yeniden çalışma yaptığı ile ilgili kendisinin ve yeni işverenenin başvurusu yok.İşyeri kayıtlarında da işçi olarak görülmüyor.
1-İş kazası ile ilgili açılan davada tazminat istendi Mahkeme kuruma bildirimde bulunmamızı istedi.Kuruma başvurursak emeklilik haklarına halel gelir mi?Maaşı kesilir mi?
Örnek kararı olan dostlardan karar alabilirim.
Old 16-10-2008, 11:53   #2
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

YARGITAY

10. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/13234

K. 2005/2896

T. 21.3.2005

• EMEKLİLİKTEN SONRA ÇALIŞMAK ( Yazılı İstemde Bulunmasa da Süresince Sosyal Güvenlik Destek Primi Ya da Tüm Sigorta Kollarına Tabi Olarak Prim Ödemesi Durumunda Maaşının Kesilmeyeceği )

• İŞTEN AYRILMADAN BAĞLANAN EMEKLİLİK MAAŞI ( Ancak İşten Ayrıldıktan Sonra Bağlanabileceği - İşten Ayrılmadan Fuzulen Ödenen Maaşın İadesine Karar Verileceği )

• FUZULEN ÖDENEN EMEKLİLİK MAAŞININ İSTİRDADI TALEBİ ( İşten Ayrılmadan Bağlanıp Ödenen Maaşın İadesine Karar Verileceği - Emeklilik Maaşının Ancak İşten Ayrıldıktan Sonra Bağlanabileceği )

• SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİ ( Yaşlılık Aylığı Almaktayken Çalışmaya Başlayanların Yazılı İstemde Bulunmasa da Süresince Ya da Tüm Sigorta Kollarına Tabi Olarak Prim Ödemesi Durumunda Maaşının Kesilmeyeceği )

506/m. 62, 63

ÖZET : 506 sayılı Kanunu'nun 63/ a hükümlerine göre yaşlılık aylığı almaktayken çalışmaya başlayanların yazılı istemde bulunmasa da, süresince sosyal güvenlik destek primi ya da tüm sigorta kollarına tabi olarak prim ödemesi durumunda maaşı kesilmez.
Sigortalı olarak çalışmaktayken ayrılan sigortalıya maaş bağlanır. Halbuki emeklilik başvurusunu işyerinden ayrılmadan yapan sigortalının maaşı, ancak işten ayrıldıktan sonra bağlanabilir. Bunun yasal dayanağı da SSK/62. madde hükmüdür.
DAVA : Davacı, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 4.789.649.310 liranın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Hatice Kamışlık tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : Mahkemece; 506 Sayılı Kanunun 63/A bendi hükmüne göre yaşlılık aylığı almakta iken çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıklarının bu çalışma olgusuna dayalı ve onunla sınırlı olarak kesilmesi gerekmekte ise de; sigortalının yazılı istemi bulunmasa dahi çalışma süresince sigortalı adına sosyal güvenlik destek primi ya da tüm sigorta kollarından prim ödenmesi durumunda; bu olgu, sigortalının 506 Sayılı Kanunun 63/6 bendi kapsamında tercihini kullandığı göstereceğinden sigortalıya bağlanan yaşlılık aylığının başlangıcından itibaren ödenmesine devam edilmesi gerekeceği gerekçesiyle 01.04.2001-20.12.2002 tarihleri arasında fuzulen ödenen aylıkların istirdat'ına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 506 Sayılı Yasanın 63. Maddesi olmayıp 62. maddesidir. Anılan maddede sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığa hak kazanan sigortalıya bu isteğinden sonraki aybaşından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda; davalı sigortalıya 13.03.2001 tarihli tahsis talebine istinaden 01.04.2001 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmış ise de; davacının işten ayrılmadan tahsis talebinde bulunduğu, çalışmasının 01.06.2001 tarihine kadar devam ettiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; işten ayrılma şartının gerçekleştiği tarihi takip eden aybaşı olan 01.07.2001 tarihinden itibaren sigortalıya aylık bağlanması gerekeceğinden, kurumca sigortalıya 01.04.2001-01.07.2001 tarihleri arasında fuzulen ödenen aylıkların iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının silinmesine yerine "Davanın Kısmen Kabulü ile 01.04.2001-01.07.2001 tarihleri arasında sigortalıya fuzulen ödenen 655.469.562 liranın ödeme tarihi olan 21.06.2001 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine, 35.395.357 lira karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 12. Maddesi uyarınca davacı yararına takdir olunan 300.000.000 lira maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine,
Kurum tarafından yapılan toplam 84.750.000 lira yargılama giderinden kabul-red oranı dikkate alınarak takdiren 11.870.000 lirasının davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına" cümlelerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 21.03.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1999/10–60

K. 1999/105

T. 17.2.1999

• EMEKLİLİKTEN SONRA ÇALIŞMA

• SSK EMEKLİSİNİN İŞE GİRMESİ

• EMEKLİ AYLIĞININ KESİLMESİ

• SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİ

506/m.63, 73, 78

ÖZET : Kendisine yaşlılık aylığı bağlanan sigortalıların yeniden çalışmaya başlamak istemeleri durumunda, 506 sayılı Kanun’un 63. maddesi gereğince, kendilerine alternatifli bir sistem getirilmiştir.
Kişi, açıkca iradesini ortaya koymadan, aylığı kesilmeyecektir. Esasen yasal koşulların gerçekleşmesi sonucu yaşlılık sigortası kolundan aylığa hak kazanan kişinin aylığını keserek ortada bırakmak hem sosyal güvenlik ilkesine, hem de onun alt yapısını oluşturan sosyal sigorta sistemine aykırı olur.
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki “kurum işleminin iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Manisa İş Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 8.6.1998 gün ve 1998/40 – 117 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili ve davalı SSK. vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 15.9.1998 gün ve 1998/5329 – 5554 sayılı ilamı:
( … 1 Dosyadaki yazılara toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2. Davalı Kurumun temyizine gelince, 506 sayılı Yasa’nın 63. maddesine göre yaşlılık aylığı almakta iken çalışanların aylıkları çalışmaya başladıkları tarihte kesilir. Gene aynı madde uyarınca yaşlılık aylığının kesilmesini istemeyen pasif sigortalılar sosyal güvenlik destek primi ödeyeceklerini yazılı olarak Kuruma bildirdikleri takdirde ve destek primi ödemeleri halinde aylıkları kesilmez.
Somut olayda davacının böyle bir başvurusu bulunmadığı görülmektedir. O itibarla Kurumun yaşlılık aylığını kesme işlemi doğrudur. Ödenen primlerin sonradan sosyal güvenlik destek primi olarak vasıflandırması sonucu değiştirmez. Sigortalı bilahare Kuruma başvurduğunda primi ödenen bu süreler yaşlılık aylığının artırımında kullanılabilir.
Açıklanan bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması Usul ve Yasa’ya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır… ) gerekçesiyle bozularak Dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, yaşlılık aylığı almakta olan bir sigortalının, tüm sigorta kollarından prim ödemek koşuluyla yeniden çalışması durumunda 506 sayılı Yasa’nın 63. maddesi uyarınca yapılacak işlem konusuna ilişkindir. Özel Daire, belirtilen olayda, davacının, Kuruma yazılı başvurarak, yaşlılık aylığının devamını istemediği ve Sosyal Güvenlik Destek primini de ödemediğini gözeterek, davacının yaşlılık aylığının kesilmesi ve ödenen aylıkların geri alınması gerektiğini hükme bağlamış, Yerel Mahkeme ise, yaşlılık sigortasından yararlananların aylıkları kesilmeden çalışabileceklerini, davacının kısa bir müddet çalışıp bu dönemde, Sosyal Güvenlik Destek Primlerini de içerecek biçimde tüm primlerini yatırdığını, yazılı başvurusunun primin ödenmesini işleve geçirecek bir husus olduğunu ve prim ödeme koşulunun gerçekleştiğini belirterek aksine Kurum işleminin iptal edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Sorunun çözümü yönünde, öncelikle, 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı alan sigortalıların yeniden çalışmaları durumunda uygulanacak 63. maddenin kapsam ve geçirdiği evrelerin belirlenmesinde yarar olacaktır. Gerçekten, 506 sayılı Yasa sistemi, 29.4.1986 günlü 3279 sayılı Yasa ile değiştirilen 63. maddenin getirdiği düzenlemeden önce, Kurumdan yaşlılık aylığına hak kazanan ve aylık almakta olanların, aylıkları kesilmeden çalışmalarına imkan tanımamaktaydı. Kısaca, Kurumdan yaşlılık aylığı alanlar ya aylıklarını veya çalışmayı tercih edecekler, iki durumu bir arada sürdüremiyeceklerdi. Ne varki, bu durum, T.C. Emekli Sandığı iştirakçileri ve Bağ – Kur sigortalıları açısından, 506 sayılı Yasa kapsamında bulunanlar aleyhine haksız bir uygulama ortaya çıkarmış, aynı durumda bulunan, T.C. Emekli Sandığı iştirakçisi ile Bağ – Kur sigortalısı, hem yaşlılık aylıklarını alıp, hem de bu aylıklar kesilmeden çalışma imkanına sahipken, 506 sayılı Yasa kapsamında olanlar bu imkandan yoksun kılınmışlardı. İşte yasa koyucu, bu eşitsizliği gidermek amacıyla, yukarıda sözü edilen yasa değişikliğini kabul etmiş ve 63. maddeyi yeniden düzenleyerek, 506 sayılı Yasaya göre yaşlılık aylığı alanlara, aylıkları kesilmeden, çalışma imkanı sağlamıştır. ( TBMM 17. Dönem Çalışmaları S. Sayısı 432. S.17 ).
Yeni düzenlemeye göre; Yaşlılık aylığı alanların yeniden çalışmaya başlamak istemeleri durumunda, kendilerine alternatifli bir sistem getirilmiştir. Yaşlılık aylığı alan; Bu sistemlerden birini tercih ederek çalışmasını sürdürebilecektir. Sözü edilen 63. maddenin ( A ) bendinde gösterilen birinci sistemde, yeniden çalışmaya başlayan sigortalı yaşlılık aylığını kestirecek ve normal sigortalı gibi çalışmasını sürdürecektir. Bu durumda kendisinden 78. maddede belirtilen kazançlar toplamından 73. maddeye göre prim kesilecek ve sonuçta sigortalı, çalışmasını sona erdirdiğinde, kesilen prim ve çalışma süresi gözönünde tutularak kendisine son durumuna göre yaşlılık aylığı bağlanabilecektir. Böylece sigortalı, kendisine önceden bağlanan yaşlılık aylığının gösterge ve oranını arttırma imkanına sahip kılınmış, önceden mümkün olmayan bir hakka kavuşmuştur. Sözü edilen maddenin ( B ) bendinde belirlenen ikinci durumda ise, yaşlılık aylığı almakta olan kişi, yeniden çalışmaya başladığında; aylığını almaya devam edecek, Sosyal Güvenlik Destek primi adı altında, %6 yaşlılık aylığı alandan, %18’i işverenden alınmak koşuluyla toplam %24 oranında bir katkı payı ödeyecektir. Görüldüğü üzere; yaşlılık aylığı alan kişiye, Yasa, bir tercih hakkı getirmiştir. Hangi sistemi, tercih edeceğini aylık sahipi kendisi belirleyecek ve durumunu ortaya koyacaktır. Kişi, açıkça iradesini ortaya koymadan, aylığı kesilmeyecektir. Esasen, yasal koşulların gerçekleşmesi sonucu yaşlılık sigortası kolundan aylığa hak kazanan kişinin aylığını keserek ortada bırakmak hem sosyal güvenlik ilkesine hem de onun alt yapısını oluşturan sosyal sigorta sistemine aykırı olur ve bu kişiye sağlanan yasal imkanınıda işlemez hale getirir.
Dava konusu olayda davacı yaşlılık aylığının kesilmesi yönünden kuruma yazılı başvuruda bulunmamıştır. Yaşlılık aylığı almaya devam ettiği bir dönemde 15’er günden bir aylık süre ile sigortalı bir işte çalışmış ve bu çalışması karşılığı prim tahakkuk ettirilmiştir. Davacı %24 oranında sosyal güvenlik destek primi ödeyeceği yerde bu miktarın çok üzerinde 73. maddeye göre prim ödemiştir. Dahası, mahkemece davacıya “sosyal güvenlik destek primi adı altında” ikinci kez prim ödettirilmiştir. Yine olayda kaçak işçi çalıştırmak ve prim kaybına yol açmak gibi bir durumda söz konusu değilken sırf yazılı başvuru bulunmadığı gerekçesi ile davacının yaşlılık aylığının kesilmesi ve aylarca aylıktan yoksun bırakılması yasaya ve adalete uygun düşmez. Kaldıki, davacının imzasını taşıyan 4/8/1994 tarihli 143800 sayılı “tekrar işe giriş bildirgesi” başlıklı bildirgede sigorta sicil numarası yerine emekli tahsis numarasının kuruma bildirilmiş olması 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanun’unun 63. maddesinin B bendinde aranan yazılı başvurmaya ilişkin davacının bir irade bildirimi olarak kabul edilmesini gerektirir. Kurumun böyle bir durumda yapacağı işlem, iştirakçilerinin Anayasal Sosyal Güvenlik haklarını hatırlatma ve onları bilgilendirme görevini ifa ederek iştirakcisini 63. madde yönünden tercihine belirlemesi için uyarmak veya ödenen primlerden %24 oranında Sosyal Güvenlik Destek Primi karşılığını bloke ederek, fazlasına iade etmekten ibaret olmalıydı. Bunun aksine bir uygulama hem Anayasal Sosyal Güvenlik ilkesinin özüne hem de anılan 63. maddenin getiriliş amacına ters düşer. O nedenle Kurumun, yaşlılık aylıklarını kesmesi ve ödenen aylıkları geri isteme kararı alması yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle Mahkemenin direnme kararı yerinde görülmüş onanması gerekmiştir.
SONUÇ : 1 Davacı vekilinin temyiz itirazları daha önce incelenip reddedilmekle davacı yönünden karar kesinleşmiş olduğundan, davacının temyiz isteminin REDDİNE, istek halinde temyiz ilam harcının iadesine,
2 Davalı SSK. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ( ONANMASINA ), yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI:
Davacıya 1.2.1992 tarihinde yaşlılık aylığı bağlandığı 4.7.1994 tarihinde sigortalı bir işte çalışmaya başladığı, çalıştığı işyerinden 506 sayılı Yasa’nın 72 ve 73. maddeleri gereğince olağan primlerin ödendiği, davacının çalışmaya başlamadan önce sosyal güvenlik destek primi ödeyeceğini bu nedenle yaşlılık aylığının kesilmemesi için Kuruma yazılı olarak başvurmadığı, bilahare Kurumun davacının sigortalı bir işte çalıştığını farketmesi üzerine 21.12.1997 tarihinde yaşlılık aylığını 4.7.1994 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kestiği ve o tarihten itibaren ödenen aylıkların bu dava ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istediği görülmektedir. Esasen bu konularda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davanın yasal dayanağı, 29.4.1986 tarih ve 3279 sayılı Yasa’nın 3. maddesiyle değişik 63. maddesidir. Anılan maddenin birinci fıkrası aynen: “Bu Kanun’a göre yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları çalışmaya başladıkları tarihte kesilir.” Hükmünü taşımaktadır. Aynı maddenin ( B ) bendinin birinci fıkrasında ise “Bu Kanun’a göre yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak bir işte çalışmaya başlayanların yazılı talepte bulunmaları halinde yaşlılık aylıklarının ödenmesine devam olunur. Ancak bunlardan 78. maddeye göre tesbit edilen prime esas kazançları üzerinden %24 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir. Bu primin ¼’ü sigortalı hissesi ¾’ü işveren hissesidir. ) hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davacı, aylığının kesilmemesi için kuruma başvurmadığına göre aylık kesmeye ilişkin Kurum işlemi doğrudur. Yazılı başvurma koşulu amir hüküm olup hem şekil hem de geçerlilik şartıdır. Kurumun aylık kesme işlemi geriye yönelik ( Makabline Şamil ) olarak hüküm ifade eder. Gene 63. maddenin ( A ) bendine göre işi bırakan sigortalı Kuruma yazılı olarak başvurmazsa ikinci defa aylık bağlanamaz. Kurum bu nedenle 1994 tarihinden itibaren ödediği ayıkları geri istemektedir. Sayın çoğunluk 506 sayılı Yasa’nın 72 ve 73 maddesine göre ödenen primleri sosyal güvenlik destek primi olarak kabul etmektedir. Oysa sosyal güvenlik destek primi başka olağan prim başka niteliktedir. Sosyal güvenlik destek primi yaşlılık aylığının kesilmemesi için yazılı prim başvurmadan sonra alınan primdir. Oysa 72. ve 73. maddeye göre alınan yaşlılık aylığı almadan veya yaşlılık aylığı almakta iken bilahare tekrar işe başlayan sigortalıların fiilen sigortalı bir işte çalışmaları nedeniyle alınan primdir.
63. madde ile yukarıda izah edilen açık hükümler mevcutken yazılı başvurucu olmayanların aylıklarının kesilmemesi gerektiğine karar vermek kendini yasa koyucu yerine koyarak yeni hüküm getirmek anlamını taşır. Başka bir deyişle olan hukuku değil olması gereken hukuku uygulamak suretiyle karar verilmiştir.
Bilindiği gibi yasalar özüne ve sözüne uygun biçimde yorumlanarak uygulanır. Şayet Yasa’nın sözünden amacı açıkça anlaşılıyorsa ve sözü ile özü çelişmiyorsa lafzına göre hüküm verilir ve giderek değişik yorumlanarak uygulanamaz. Aksi takdirde anayasamızda yer alan kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı davranılmış olur. Yukarıda değinildiği gibi yargı gücünü elinde bulunduran Mahkeme yetkisini aşmış sayılır. Öte yandan 72 ve 73. maddeye göre ödenen primlerin sosyal güvenlik destek primi olarak kabulü halinde 63. maddenin ( A ) bendinin birinci fıkrasının hiç bir şekilde uygulama olanağı kalmayacaktır ki yargı erkinin bir yasa maddesini ortadan kaldırma yetkisi bulunmamaktadır.
İlke olarak Kurumun geriye yönelik olarak aylığı kesmesi ve kesildiği tarihe kadar ödenen aylıkların geri istemesi doğru ise de somut olayın özelliği üzerinde durma gereği duyulmuştur. Sigortalı fırın işçisi olup bir ay çalıştıktan sonra 1994 tarihinde işi bırakmıştır. Ödenen prim tutarı bir aylıktır. Bu işyerinden elde ettiği kazanç 4 milyon TL.kadardır. Oysa kendisinden 500 küsür milyon TL. istenmektedir. Kurumla sigortalı arasındaki çıkarlar dengesi dikkate alındığında kurumun çalışılan bir aya isabet eden aylığı geri istemesi gerektiği sonucuna varmak genel ilkeden sapmamak koşuluyla somut olay adaletine uygun düşecektir. O itibarla bozmanın bu şekilde değiştirilmesi gerektiği görüşündeyiz. Kararı onayan çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
Resul Aslanköylü

10. H.D. Üyesi
M. Zafer Erdoğan

10. H.D. Üyesi
KARŞI OY YAZISI:
Maddi olayda tartışmalı bir yön bulunmamaktadır. Davacı yaşlılık aylığı almakta iken yeniden çalışmaya başlamış ve 506 sayılı Kanun’un 63. maddesinin kendisine tanıdığı seçimlik hakkı da ( kuruma başvurmak suretiyle ) kullanmamıştır. Söz konusu maddeye göre davacının yeniden çalışmaya başlayabilmesi için ya Kurumun ödemekte olduğu yaşlılık aylığını kestirerek bütün primlerin yatırılması ya da yaşlılık aylığını almaya devam ederek Sosyal Güvenlik destek primi adı altında %24 oranında bir katkı payının yatırılması gerekmektedir. Davacı adına ( 72 ve 73 üncü maddelere göre ) normal prim tahsil edilmiştir. Kurum tarafından bu şekildeki çalışmanın farkına varılmayıp uzun yıllar çalışmaya devam olunsa idi davacının buradaki iradesinin daha yüksek imkanlarla emekli olma amacına yönelik olduğunun kabulü gerekip primleri de ödenmiş olan bu çalışma dönemi dikkate alınarak yaşlılık aylığının uyarlanması gerekecekti. Tabidir ki, davacının bu dönemde aldığı yaşlılık aylıkları yasaya uygun olarak alınan aylıklar olarak kabul edilemiyeceğinden, Kurum tarafından istirdadı icap edecektir. Kurum, yatırılan primin niteliğini yatırılış şekline göre, belirleme yükümlülüğünde olup, bunun niteliğini yorum yolu ile değiştiremiyeceği gibi; kurumun yeniden çalışmanın sürdürüldüğü döneme ilişkin olarak yatırılmış olan normal primlerin destek primi olarak yatırılmış olup olmadığını sorma yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Öte yandan teşkilatlanma ve çalışma tarzı itabarı ile Kuruma böyle bir yükümlülüğün yüklenmesi de mümkün değildir. Bu durumda davalının, hakkaniyet icabı sadece yeniden çalışmasının devam ettiği süreye tekabülen Kurum’dan aldığı yaşlılık aylığını iade etmesi ve Daire bozmasının bu şekilde değiştirilmesi gerektiği kanaati ile Sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Kamil ACAR
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
................işte budur. av.sally Site Lokali 21 11-09-2008 08:23
SSK emeklisinin yurtdışı emekliliği mkaraca Meslektaşların Soruları 2 20-03-2008 23:41
SSK emeklisinin maaş haczi tuba Meslektaşların Soruları 6 15-03-2008 11:56
Ölen SSK emeklisinin birikmiş maaşları... av.şahin kavukoğlu Meslektaşların Soruları 5 06-01-2007 03:27


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05902410 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.